Sayıştay Temyiz Kurulu, Karar No:32731, Karar Tarihi: 18.01.2011
ÖZÜ: Belediyelerin ilgili Kanunlarında öngörülmediği halde, meclis kararı ile cari hesap şeklinde kısa vadeli borçlanmalarının mümkün olmadığı hk.
KARAR: …892 sayılı ilamın 30’uncu maddesinde,Belediyenin ……… Özel Finans Kurumu ile 2004 yılında …………. YTL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığı, 06.10.2005 tarihinde kredi limitinin ……….. YTL’ ye çıkarıldığı, 2006 yılında toplam …………. YTL tutarındaki kredi nedeniyle kar payı/faiz ve diğer masraflar olarak ………. YTL ödenmesi nedeniyle tazmin hükmolunmuştur.
Dilekçi dilekçesinde, Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun “ Meclisin müzakere edeceği ve karar vereceği işler” başlıklı 70. maddesinin 5. bendinde “ikrazlar istikrazlar” denilerek meclisin borç alıp verme işlerini müzakere edip karara bağlamakla görevli olduğunun belirtildiğini, , Aynı Kanunun 19/6 maddesinin belediyeleri belediye hizmetlerinin ifası zımnında şahsi hükmü sıfatıyla borç alıp vermeye yetkili kıldığını, Anılan Kanunun yukarıdaki maddelerinde, yapılacak borçlanmanın konusu, miktarı ve geri ödeme yöntemleri hakkında herhangi bir kısıtlayıcı hükme yer verilmediğini, Kredi Limit Artırım Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 5393 sayılı Belediye Kanununun “borçlanma” başlıklı 68. maddesinde; “Belediye, görev ve hizmetlerinin gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla aşağıda belirtilen usul ve esaslara göre borçlanma yapılabilir ve tahvil ihraç edebilir: d)Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, faiz dahil iç ve dış borç stok tutarı, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla arttırılan miktarını aşamaz…” hükmü yer aldığını, Aynı kanunun 15.maddesinde belediyelerin yetkileri arasında “Borç almak, bağış kabul etmek” de sayıldığını, 18.madde ile Borçlanmaya karar vermenin meclis yetkisine verildiğini, bu çerçevede konunun Belediye Meclisinde görüşülüp 11.02.2005 tarih ve 446 sayılı meclis kararıyla banka ve özel finans kurumlarından kullanılacak krediler ile ilgili sözleşme imzalama ve ödeme şartları konusunda gerekli yetki alındığını, tüm bu düzenlemelerde belediyelerin borçlanma şekline ilişkin bir açıklamaya yer verilmediğini, belediyelerin açık hesap şeklinde kısa vadeli borçlanma yapamayacakları şeklinde kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığını, öte yandan Belediyenin borç toplamı gelirlerinin %10 unu da aşmadığını, denetçinin belediyelerin ancak bir proje karşılığı uzun vadeli borçlanabileceklerini belirttiğini, Belediyenin dış borçlanma veya bir tahvil ihracında bulunmadığını, söz konusu borçlanmanın tamamen yatırım hizmetlerinin hızlandırılması amacı ile kullanıldığını;………… Belediyesi Halk Sarayı,………… geneli asfalt ve bordür yapımı, muhtelif parkların yapılması, mahalle konaklarının yapımı Belediye ve vatandaşların işbirliğiyle yapılan okulların tamamlanması gibi yatırım işlerini aksatmamak ve bir an önce hizmete sunmak amacıyla kredi kullanıldığını, Belediyenin hesap iş ve işlemlerinde 2005 yılında Taahhütler Hesabı ve Taahhütlerden Alacaklar Hesabı çalıştırılmadığından Müdürlüğe intikal eden müteahhit, cari ve kamulaştırmadan ötürü tahakkuk etmiş alacak miktarının kayıtlarda görülmediğini, Müdürlüğe intikal eden tahakkukların geliş tarihlerine göre bir sıralama yapılarak ödeme yapıldığı tarihte kayıt işlemleri yapıldığını, 2005 yılı kayıtlarına bakıldığında yukarıda belirtildiği üzere taahhüt hesaplarında kayıt dışı kalmış alacakların işleme konulmadığından ötürü banka mevcutlarında artı bakiye görüldüğünü, oysa ki, süregelen yıllardan bu yana ödemelerin Müdürlüğe intikal ettiği tarihten itibaren ancak ortalama dört-beş ay sonra hak sahiplerine ödeme yapılabileceğini, tüm bu nedenlerle Belediyenin daha çok zamanla sınırlı ihtiyaç duyduğu bazı projelerin finansmanında bir sıkıntı ile karşılaşmamak için bir kredi sözleşmesi imzaladığını, Ancak borçlanma öncesi ……….. Bank ve …………… Bank nezdinde faiz oranlarıyla ilgili araştırma yapılarak daha avantajlı teklif sunan finans kurumunun tercih edildiğini, kısacası Belediyenin, görev ve hizmetlerinin gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla borçlanma yoluna gittiğini, bir kamu zararından bahsedebilmek için Belediyenin borçlanmaması durumunda katlanmak zorunda kalacağı maddi ve manevi maliyetin öncelikle hesaplanabilmesi buna göre bir durum tespiti yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğini, yapılan ödemeler mevzuata uygun olduğundan dairesinin kararının temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep etmektedir.
Açık hesap şeklinde kullanılması öngörülen Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı 2004 yılında yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun70’inci maddesinde ikraz ve istikrazlara Belediye Meclisince karar verileceği belirtilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanununun 68 inci maddesinde, “Belediye görev ve hizmetinin gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla aşağıda belirtilen usul ve esaslara göre borçlanma yapabilir ve tahvil ihraç edebilir.
a) Dış borçlanma, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde sadece belediyenin yatırım programında yer alan projelerinin finansmanı amacıyla yapılabilir.
b) İller Bankasından yatırım kredisi ve nakit kredi kullanan belediye, ödeme planını bu bankaya sunmak zorundadır. İller Bankası hazırlanan geri ödeme planını yeterli görmediği belediyenin kredi isteklerini reddeder.
c) Tahvil ihracı, yatırım programında yer alan projelerin finansmanı için ilgili mevzuat hükümleri uyarınca yapılır.
d) Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, faiz dahil iç ve dış borç stok tutarı, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz. Bu miktar Büyükşehir belediyeleri için bir buçuk kat olarak uygulanır.
e) Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketler en son kesinleşmiş bütçe gelirlerinin, 213 sayılı Vergi Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla arttırılan miktarının yılı içinde toplam yüzde onunu geçmeyen iç borçlanmayı belediye meclisinin kararı; yüzde onunu geçen iç borçlanma için ise meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve İçişleri Bakanlığının onayı ile yapabilir.
f) Belediyelerin ileri teknoloji ve büyük tutarda maddi kaynak gerektiren alt yapı yatırımlarında Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kabul edilen projeleri için yapılacak borçlanmalar (d) bendindeki miktarın hesaplanmasında dikkate alınmaz. Dış kaynak gerektiren projelerde Hazine Müsteşarlığının görüşü alınır.
Yukarıda belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak borçlanan belediye yetkilileri hakkında, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmeyen durumlarda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun görevi kötüye kullanmaya ilişkin hükümleri uygulanır.
“Belediye, varlık ve yükümlülüklerinin ayrıntılı bir şekilde yer aldığı mali tablolarını üçer aylık dönemler halinde İçişleri Bakanlığına, Maliye Bakanlığına, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına ve Hazine Müsteşarlığına gönderir.” denilmektedir.
Yukarıda anılan hükme göre belediyeler;
– 4749 sayılı Kanun kapsamında yatırım programlarında yer alan projelerin finansmanı amacıyla dış borçlanma, -İller Bankasından yatırım kredisi ve nakit kredi kullanma şeklinde borçlanma,
– Yatırım programlarında yer alan projelerin finansmanı için ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tahvil ihracı yolu ile borçlanma yapabilmektedir.
Anılan kanun maddesinde belirtilen borçlanmalar dışında borçlanma mümkün değildir ve belediyenin cari hesap şeklinde kısa vadeli borçlanmasına izin veren bir düzenleme bulunmamaktadır.
Dilekçi 11.02.2005 tarih ve 446 sayılı meclis kararıyla banka ve özel finans kurumlarından kullanılacak krediler ile ilgili sözleşme imzalama ve ödeme şartları konusunda gerekli yetki alındığını belirtmekte ise de, genel bir yetki devri ile gerek 1580 sayılı kanun, gerek 5393 sayılı kanunun 68’inci maddesinde yer almayan bir usulle borçlanılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, dilekçi iddialarının reddi ile 766 sayılı ilamın 30’uncu maddesiyle toplam ……….. YTL.’na dair tazmin hükmünün TASDİKİNE,”