Kararı okumak için bağlantıya tıklayınız… Anayasa Mahkemesi Kararı
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
21.06.2013
Sayı: 71188846-010-18059
Konu: Sanayi Alanları
İlgi: Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşunun 01/04/2013 tarih ve YK.2013/75 sayılı yazısı. `
İlgi yazıyla; ülkemiz ekonomisinin lokomotifleri olan organize sanayi bölgelerinde tüzel kişilik kazanan 275 Organize Sanayi Bölgesinin yaklaşık70.000 hektaralana sahip olduğu, bunlardan 166’sının işletme aşamasına gelmiş, kalan 109’unun ise planlama ve altyapı aşamasında olduğu, ancak ülkemizin sınırlı kaynakları göz önüne alındığında büyük meblağlar harcanarak işletmeye açılan Organize Sanayi Bölgelerinde doluluk oranının çok düşük düzeylerde kaldığı,
Bu bölgelerdeki boşluk oranlarına rağmen yol ve akarsu kenarlarına, tarlalara ve tarıma elverişli arazilere münferit sanayi tesisleri kurulduğu ve devletten hizmet talep edildiği, bunun da hem tarıma elverişli arazilerinin azalmasına hem de her bir tesis için ayrı ayrı hizmet götürülmesi sebebiyle işletme maliyetlerinin artmasına ve çevre mevzuatı açısından kontrolden uzak işletmelerin ortaya çıkmasına sebep olduğu belirtilmektedir.
Konunun iliniz dahilindeki mahalli idarelere duyurulması hususunda bilgi ve gereğini rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
Altıncı Daire Kararı, Esas No :2009/7072, Karar No: 2011/2372, Karar Tarihi 21/06/2011
Konusu: Belediye meclis üyelerinin kendileri ile ilgili işlemin görüşüldüğü meclis toplantısına katılamayacakları hakkında.
KARAR: “Dava, İli, İlçesi, Mahallesi, ada, sayılı parseli kapsayan alanda yapılan plan değişikliğine ilişkin 28.10.2004 günlü, 31 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporlar (06.05.2005, 27.06.2005 ve 17.12.2005 tarihli rapor) ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, kamu yararı ile mülkiyet hakkının çeliştiği noktada, kamu yararının mülkiyet hakkından üstün olduğu ve mülkiyet hakkının kamu yararı ile sınırlandırılabileceği hususları da göz önüne alındığında dava konusu imar planı tadilatına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanununun 27. maddesinde: “Belediye başkanı ve meclis üyeleri münhasıran kendileri, ikinci derece dahil kan ve kayın kısımları ve evlatlıkları ile ilgili işlerin görüşüldüğü meclis toplantılarına katılamazlar.” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; işlem tarihinde davalı belediye meclisi üyesi olan …`in imar planı tadilatı talebinde bulunması üzerine, yalnızca davacının mülkiyetinde bulunan ada, sayılı parsel ile …`in mülkiyetinde bulunan ada, sayılı parseli kapsayan alanda yapılan imar planı tadilatının …`in de hazır bulunduğu dava konusu meclis, kararı ile kabul edildiği anlaşılmıştır.
İşlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununda belediye meclisi üyelerinin toplantıya katılamayacakları durumlar sınırlı olarak sayılmış ise de, sonradan yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu ile belediye meclisi üyelerinin kendileri ile ilgili işlemin görüşüldüğü meclis toplantısına katılamayacakları hususu açıkça hükme bağlanmıştır.
Olayda ise, belediye meclisi üyesinin yalnızca kendisine ait taşınmazın ve komşu parselde yer alan davacıya ait taşınmazın bulunduğu taşınmazlara ilişkin yapılan imar planı değişikliğinin görüşüldüğü belediye meclisi toplantısına katıldığı, imar planı değişikliği talebinin de bizzat belediye meclis üyesince verildiği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemin şekil öğesi yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerekirken, davanın reddi yönündeki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Konya 2. İdare Mahkemesinin 03.02.2009 günlü, E:2008/836, K:2009/107 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.”
T.C.
ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI
Haberleşme Genel MüdürIüğü
31.05.2013
Sayı: 33124778-404.24.01-1325
Konu: Geçiş Hakkı
İlgi: a) 26.09.2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
b) Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmelik
Bilindiği üzere, ilgi (a) Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin (h) bendi ile “Sabit ve mobil haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin taşınmazlardan geçirilmesiyle ilgili geçiş hakkına ilişkin usul ve esaslar ile bunların taşınmazlardan geçirilmesi için uygulanacak ücret tarifelerini belirlemek ve denetlemek” görevi Bakanlığımıza tevdi edilmiştir.
Bu çerçevede, geçiş hakkına ilişkin olarak Bakanlığımızca hazırlanan ilgi (b) Yönetmelik 27.12.2012 tarih ve 28510 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 6’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında, “Tesis paylaşımının mümkün olmadığının işletmeci tarafından belgelenmesi durumunda işletmeci, geçiş hakkının kullanımının onayı için Ek-2 ‘de yer alan belgelerle birlikte Bakanlığa başvurur.” hükmü, aynı maddenin 7’nci fıkrasının (b) bendinde ise, “Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar ile mülkiyeti veya tasarrufu belediyelere ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan yerlerde geçiş hakkını kullanacak işletmeci, ilgili GHS’ye Ek-2 de yer alan belgeler ve Bakanlıktan alınan kullanım onayı ile birlikte başvuruda bulunur. GHS kendisine yapılan geçiş hakkı talebi başvurularını mevzuat çerçevesinde en geç altmış gün içerisinde sonuçlandırır ve sonucunu işletmeciye bildirir. Geçiş hakkı talebinin reddedilmesi durumunda yapılan bildirimde red gerekçeleri açıkça belirtilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümler uyarınca, işletmecilerin haberleşme altyapısı veya şebekelerindeki her türlü kablo ve benzeri gereci taşınmazlardan geçirebilmek için geçiş hakkı sağlayıcılarına, başvurmadan önce Bakanlığımızdan kullanım onayı almaları gerekmektedir.
Ayrıca, Yönetmeliğin uygulanmasında tereddütlerin yaşanmaması ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla Bakanlığımızca hazırlanan “Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanması Hakkında Usul ve Esaslar” 16.05.2013 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Bakanlığımızın resmi internet sayfasında yayımlanmıştır.
Sonuç olarak, ilinizde haberleşme altyapısında kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin taşınmazlardan geçirilmesine ilişkin Bakanlığımızın kullanım onayı olmadan (Bakanlığımızca yayımlanan usul ve esaslarda yer alan istisnalar hariç) işletmecilere kazı izni verilmemesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
M. Habib SOLUK
Bakan a.
Müsteşar
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
31.05.2013
Sayı: 46620203-10.06-16141
Konu: Cazibeli Sulama Tesisleri
10/07/2009 tarihli ve 27284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 25/06/2009 tarihli ve 5917 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 27/08/2011 tarihli ve 28038 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Cazibeli Sulama Tesislerinden Faydalananlardan Hizmet Bedeli Alınmasına Dair Yönetmeliğin” 9 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası, 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ile 11 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerince il özel idareleri ve belediyelere düşen görevlerin yerine getirilmesi hususunda;
Bilgi ve gereğini arz/rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
19.06.2013
Sayı: 21503737-349-17735
Konu: Ulaştırma Sistemlerinde E-Ödeme Standartları
İlgi: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 10/06/2013 tarih ve 2065 sayılı yazısı.
Ülke çapında toplu taşımada kullanılacak elektronik ödeme sistemlerinde standart sağlamaya dair “Ulaştırma Sistemlerinde e- Ödeme Standartları” konulu ilgi yazı ekte gönderilmiştir. Konunun iliniz dahilindeki belediyelere duyurulması hususunda;
Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI
10.06.2013
Sayı: 2065
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
İlgi: Kalkınma Bakanlığı’nın 24/04/2013 tarih ve 49687674-107.02.-2095 sayılı yazısı.
Bilgi Toplumu Stratejisi (2006-2010) ve eki eylem planında yer alan VOHD-62 No.lu “Ulaştırma Sistemlerinde e-Ödeme Standartları” eylemi kapsamında “ülke çapında toplu taşımada elektronik edeme sistemleri, akıllı kart, mobil ve e- bilet uygulamalarının standartlaştırılması, yaygınlaştırılması ve entegrasyonuna yönelik fizibilite raporunun hazırlanması” hususu yer almaktadır.
Bakanlığımızın sorumlu kuruluş, İçişleri Bakanlığı, TÜBİTAK ve belediyelerin de ilgili kuruluşlar olarak yer aldığı söz konusu eylemle İlgili olarak Bakanlığımızca hazırlanan fizibilite raporu 12/10/2012 tarih ve 603.06.02-3104 sayılı yazı ile gereğini teminen Kalkınma Bakanlığına gönderilmiştir.
Kalkınma Bakanlığından alınan ilgide kayıtlı dağıtımlı yazıda belirtilen hususlarda değerlendirme ve çalışmalar devam etmektedir. Söz konusu yazıda ayrıca standartlarla ilgili olarak “Ülke çapında toplu taşımada kullanılacak elektronik ödeme sistemlerinin ödeme aracı bileşenlerinin (akıllı kart, akıllı telefon uygulamaları vb) temassız iletişim standardı olarak ISOI4443 (A veya B) standardına ve dosya mimarisi standardı olarak ISO 7816-4 standardına uygun olması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca, ödeme sistemlerinin okuyucu bileşenlerinin, hem ISO 14443-A hem de ISO 14443-B standardına uygun ödeme araçlarını tanıyabilecek şekilde kurulması gerektiği düşünülmektedir.
Bu bağlamda öncelikle ödeme sistemleri konusunda yeni yatırım yapacak yerel yönetimlere söz konusu standartların bildirilmesi gerekmektedir.” denilmektedir.
Bu kapsamda, Bakanlığımız tarafından hazırlanan Fizibilite Raporunda önerilen ve Kalkınma Bakanlığınca da kabul gören söz konusu standartların, e-ödeme ile ilgili yeni bir sistem kurulurken ya da mevcut e-ödeme sistemlerinin güncellemesi yapılırken göz önünde bulundurulması için yerel yönetimlere bildirim yapılması hususunda bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
M. Habib SOLUK
Bakan a.
Müsteşar
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
11.06.2013
Sayı: 21503737 – 349-16994
Konu: İmar Planı Değişikliklerinde EGM’nin Görüşünün Alınması
İlgi: Emniyet Genel Müdürlüğünün 27/05/2013 tarihli ve 1761 -108603 sayılı yazı.
Emniyet ve asayiş hizmetlerine ilişkin yatırımların hayata geçirilmesi ve çağın gereklerine uygun yer ve nitelikte hizmet binalarının inşa edilebilmesi için gerekli olan “Emniyet Hizmet Alanları” ile “Karakol Alanları Ayrılması” amacıyla imar planı değişikliklerinde Emniyet Genel Müdürlüğünden görüş alınmasına dair ilgi yazı ilişikte gönderilmiştir.
Konunun iliniz dahilindeki belediyelere duyurulması hususunda;
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
Emniyet Genel Müdürlüğü
27.05.2013
Sayı: 1761 -108603
MAHALLİ İDARELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Ülke genelinde vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması, emniyet ve asayiş hizmetlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmesi ve sunulan hizmet kalitesinin artırılması amacıyla, çağın gereklerine uygun yer ve nitelikte hizmet binalarının inşa edilebilmesi için plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun taşınmazlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Ancak; ilgili belediyeler tarafından yapılmakta/yaptırılmakta olan imar planlarında, ihtiyaç duyulan “Emniyet Hizmet Alanlarının” ayrılmaması nedeniyle yukarıda belirtilen niteliklere sahip taşınmazların temin edilmesinde büyük sıkıntılar yaşanmakta olup, bu durum, emniyet ve asayişe yönelik yatırımlarımızın aksamasına neden olmaktadır.
Ayrıca; Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsisli olan taşınmazların, parsel bütünlüğünün korunarak tahsis amacına uygun şekilde imar planında ayrılmaması ve “Emniyet hizmetlerine” ayrılan taşınmazlara yönelik yapılan imar planı değişikliklerinin Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27. maddesi hükmüne aykırı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü görüşü alınmaksızın yapılması, yine emniyet ve asayişe yönelik yatırımlarımızın aksamasına ve imar plan tadilatlarının dava konusu olmasına neden olmaktadır.
Diğer taraftan; 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi hükmüne göre plan kapsamında yer alan taşınmazlardan alman Düzenleme Ortaklık Payından, 18. madde gereği oluşturulacak donatılar içinde yer almasına rağmen, “Karakol alanlarının” ayrılmadığı görülmektedir.
Bu bağlamda: emniyet ve asayiş hizmetlerine ilişkin yatırımlarımızın hayata geçirilmesi ve çağın gereklerine uygun yer ve nitelikte hizmet binalarının inşa edilebilmesi için, gerekli olan “Emniyet Hizmet Alanları” ile “Karakol Alanları (Polis Merkez Amirliği) ‘nin ayrılması ile yukarıda belirtilen aksaklıkların giderilmesi amacıyla tüm belediyelerin Genel Müdürlüğünüzce bilgilendirilmesi ve gerekli iş ve işlemlerin tesis edilmesi hususunda;
Gereğini rica ederim.
Mustafa B. DEMİRER
Bakan a.
Vali
Müsteşar Yardımcısı
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
25.06.2013
Sayı: 30546965-255-18276
Konu: Engelli öğrenciler ve personel için servis hizmetlerinin düzenlenmesi
İlgi: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 14.06.2013 tarihli ve 62528 sayılı yazısı.
Engelli öğrencilerin en temel haklarından olan eğitim hizmetlerinden faydalanmaları için konutlarından okula ulaşabilmeleri, engelli çalışanların ise kurumlarınca sunulan servis taşımacılığı hizmetlerinden diğer personel gibi faydalanabilmeleri için erişilebilir servis hizmeti sunulması konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından alınan ilgi yazı ekte gönderilmiştir.
Yazının iliniz dahilindeki belediyelere duyurulması hususunda;
Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
14.06.2013
Sayı: 62528
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
Engelli öğrencilerin en temel haklarından biri olan eğitim hizmetlerinden faydalanmaları için konutlarından okula ulaşabilmelerinde; engelli çalışanların ise kurumlarınca sunulan servis taşımacılığı hizmetlerinden diğer personel gibi faydalanabilmelerinde “erişilebilir” servis taşımacılığı hizmetlerinin sağlanması gerekmektedir.
Bilindiği gibi 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinde; “Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.” hükmü yer almaktadır.
12 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesi ile 5378 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesine şu fıkralar eklenmiştir;
“Bu Kanunun geçici 2 nci maddesi ile bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen erişilebilirlik standartlarının uygulanmasının izlenmesi ve denetimi her ilde Aile ve Sosyal Politikalar, İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlıkları ile özürlüler ile ilgili konfederasyonların temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından yapılır. İhtiyaç halinde birden fazla komisyon kurulabilir. Denetim sonucunda ilgili belediye ve kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapıların ve açık alanların malikleri ile toplu taşıma araçlarının sahiplerine eksikleri tamamlaması için birinci fıkrada belirtilen sürenin bitiminden itibaren iki yılı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Sürenin bitiminden itibaren öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilen umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve açık alanlar ile toplu taşıma araçlarının sahibi olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından her bir tespit için bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır. Bu şekilde bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının tutarı ellibin lirayı geçemez.
Sürenin bitiminden itibaren öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği denetim komisyonlarınca tespit edilen büyük şehir belediyeleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından her bir tespit için beşbin Türk Lirasından yirmibeş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır. Bu şekilde bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının tutarı beşyüz bin lirayı geçemez. Bu maddeye göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenir. Genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezası tutarları dikkate alınarak erişilebilirlik konusundaki projelerde kullanılmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinde ödenek öngörülür.”
Diğer yandan 13 Şubat 2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Sürücü Koltuğuna İlave Olarak Sekizden Fazla Koltuğu Bulunan ve Yolcu Taşımak Amacıyla Kullanılan Araçların Özel Hükümleri ile ilgili Tip Onayı Yönetmeliğinin (2001/85/AT) VII No.lu eki hareket engelli yolcuların araca giriş-çıkışlarını kolaylaştıran ve güvenli yolculuk etmelerine yönelik teknik donanımla ilgili şartları içermektedir. Ulusal Tip Onayı Belgesi alacak veya daha önce Ulusal Tip Onayı Belgesi almış araçlar için bu yönetmeliğe göre Tip Onayı alma zorunluluğu getirilmiştir.
Bu kapsamda; söz konusu Kanun hükümleri göz önünde bulundurularak; her kademedeki kamu ve özel eğitim-öğretim kurumlarına devam eden tüm öğrencilerden engelli olduğu için erişilebilir taşıtla servis hizmetine gereksinimi olanların sayısının okullarca ve aynı ihtiyacı bulunan engelli personel sayısının kurumlarca belirlenmesi; bu öğrencilere ve personele Sürücü Koltuğuna İlave Olarak Sekizden Fazla Koltuğu Bulunan ve Yolcu Taşımak Amacıyla Kullanılan Araçların Özel Hükümleri İle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğine uygun olarak imal veya tadil edilmiş, erişilebilir taşıtların sağlanmasına yönelik gerekli planlamanın yapılması ve 2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren erişilebilir taşıtla servis hizmetine gereksinimi olan tüm öğrencilerin ve en kısa sürede engelli personelin bu gereksinimlerinin giderilerek mağduriyet yaşanmasının önlenmesi konusunda tüm belediyelere gerekli talimatın Genel Müdürlüğünüzce verilmesi hususunda;
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Dr. Aylin ÇİFTÇİ
Genel Müdür
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
13.06.2013
Sayı: 71188846-010.07-17193
Konu: Engelli Bireylere Yönelik İbarelerin Değiştirilmesi
İlgi: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 24.05.2013 tarih ve 53521 sayılı yazısı.
İlgi yazıda; 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Yer Alan Engelli Bireylere Yönelik İbarelerin Değiştirilmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3/5/2013 tarihli ve 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği,
Bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden ve topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını engelleyen tutum ve çevre koşullarından, etkilenen bireyleri tanımlamak üzere mevzuatta “sakat”, “özürlü” ve “çürük” ibarelerinin kullanıldığı, taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinde ve insan hakları belgelerinde ise “özürlü birey” ifadesinin yerine “engelli birey”, “engelli olan birey” ifadelerinin tercih edildiği, bu ifadelerin uluslararası kurumlar ve sivil toplum örgütleri tarafından yerleşik hale getirilmeye çalışılması, aynı zamanda alana ilişkin olarak tıbbi bir perspektiften sosyal bir perspektife doğru paradigmatik bir dönüşümü ifade ettiği,
Kanunla, ilgili mevzuatta terminoloji birliğinin sağlanması, uluslararası hukuki metinlerde ve literatürde ağırlık kazanan eğilimin yansıtılması, söz konusu ifadelere yönelik toplum nezdindeki negatif algının izale edilmesi amaçları doğrultusunda, çeşitli mevzuatta yer alan “sakat”, “özürlü” ve “çürük” ibareleri ve türevleri “engelli” ibaresi ve türevleri ile değiştirildiği, eş zamanlı olarak yürütülmekte olan diğer mevzuat çalışmaları ile özellikle 5378 sayılı Kanun ile engellilik alanında ulaşılan standartların daha ileri noktalara taşınmasının hedeflendiği,
Söz konusu 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin doksan üçüncü fıkrasıyla 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin başlığında ve Kararnamenin Eki (1) Sayılı Cetvelde yapılan değişikliklerle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün adı “Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü” olarak değiştirildiği,
Diğer taraftan, 6462 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle 5378 sayılı Kanuna eklenen “Mevcut belgelerin geçerliliği” başlıklı Geçici 5 inci maddede, mevcut belgelerin geçerliliğine ilişkin bir tereddüt oluşmasını engellemek, gerek uygulayıcıların ibare değişikliğini gerekçe göstererek engelli bireylerden yeni belge talebinde bulunmasını, gerekse engelli bireylerin yeni belge düzenletmek için yetkili mercilere başvurmasını önlemek amaçlarını taşıdığı, söz konusu maddeye göre; engelli bireylerin maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili mevzuatına göre almış oldukları sağlık kurulu raporlarına istinaden hâlen yararlanmakta oldukları hak ve menfaatler, sağlık kurulu raporu dışındaki diğer şartların muhafaza edilmesi ve ilgili mevzuatına göre bu hak ve menfaatlerin devamının mümkün olması kaydıyla önceki raporların geçerlilik süresi içinde aynı şekilde uygulanmaya devam olunacağı, ayrıca engelli bireylerin ilgili mevzuatına uygun olarak daha önceden almış oldukları sağlık kurulu raporlarına istinaden engellilik durumlarının tespitine veya engellilikleri dolayısıyla kendilerine veya yakınlarına kolaylıklar ya da haklar teminine yönelik olarak bu maddenin yayımı tarihine kadar verilmiş olan özürlü, sakat ya da çürük gibi ibareleri içeren kimlik, kart ve benzeri belgelerin (Engelli Sağlık Kurulu Raporu, Engelliler İçin Kimlik Kartı vb.) geçerli oldukları süreler dâhilinde yenilenmeleri gerekmediği belirtilmektedir.
Konu ile ilgili olarak bilgi edinilmesi ve iliniz dâhilindeki tüm mahalli idarelere bildirilmesi hususunda bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
24.05.2013
Sayı: 53521
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
Bilindiği üzere, 6462 sayılı “Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Yer Alan Engelli Bireylere Yönelik İbarelerin Değiştirilmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 3/5/2013 tarih ve 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden ve topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını engelleyen tutum ve çevre koşullarından etkilenen bireyleri tanımlamak üzere mevzuatımızda “sakat”, “özürlü” ve “çürük” ibareleri kullanılmaktaydı. Taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinde ve insan hakları belgelerinde ise “özürlü birey” ifadesinin yerine “engelli birey”, “engeli olan birey” ifadeleri tercih edilmektedir. Bu ifadelerin uluslararası kurumlar ve sivil toplum örgütleri tarafından yerleşik hale getirilmeye çalışılması, aynı zamanda alana ilişkin olarak tıbbî bir perspektiften sosyal bir perspektife doğru paradigmatik bir dönüşümü ifade etmektedir.
Kanunla, ilgili mevzuatta terminoloji birliğinin sağlanması, uluslararası hukukî metinlerde ve literatürde ağırlık kazanan eğilimin yansıtılması, söz konusu ifadelere yönelik toplum nezdindeki negatif algının izale edilmesi amaçları doğrultusunda, çeşitli mevzuatta yer alan “sakat”, “özürlü” ve “çürük” ibareleri ve türevleri “engelli” ibaresi ve türevleri ile değiştirilmiştir. Eş zamanlı olarak yürütülmekte olan diğer mevzuat çalışmaları ile özellikle 5378 sayılı Kanun ile engellilik alanında ulaşılan standartların daha ileri noktalara taşınması hedeflenmektedir.
Söz konusu Kanunun 1 inci maddesinin 91 inci fıkrasıyla 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin başlığında ve Kararnamenin Eki (1) Sayılı Cetvelde yapılan değişikliklerle Bakanlığımız bünyesindeki Özürlü ve Yaşlı ve Hizmetleri Genel Müdürlüğünün adı “Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü” olarak değiştirilmiştir.
Diğer taraftan, Kanunun 2 nci maddesiyle 5378 sayılı Kanuna eklenen “Mevcut belgelerin geçerliliği” başlıklı Geçici 5 inci madde mevcut belgelerin geçerliliğine ilişkin bir tereddüt oluşmasını engellemek, gerek uygulayıcıların ibare değişikliğini gerekçe göstererek engelli bireylerden yeni belge talebinde bulunmasını gerekse engelli bireylerin yeni belge düzenletmek için yetkili mercilere başvurmasını önlemek amaçlarını taşımaktadır. Söz konusu maddeye göre; engelli bireylerin maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili mevzuatına göre almış oldukları sağlık kurulu raporlarına istinaden hâlen yararlanmakta oldukları hak ve menfaatler, sağlık kurulu raporu dışındaki diğer şartların muhafaza edilmesi ve ilgili mevzuatına göre bu hak ve menfaatlerin devamının mümkün olması kaydıyla, önceki raporların geçerlilik süresi içinde aynı şekilde uygulanmaya devam olunacaktır. Ayrıca, engelli bireylerin ilgili mevzuatına uygun olarak daha önceden almış oldukları sağlık kurulu raporlarına istinaden engellilik durumlarının tespitine veya engellilikleri dolayısıyla kendilerine veya yakınlarına kolaylıklar ya da haklar teminine yönelik olarak bu maddenin yayımı tarihine kadar verilmiş olan özürlü, sakat ya da çürük gibi ibarelerí içeren kimlik, kart ve benzeri belgelerin (Engelli Sağlık Kurulu Raporu, Engelliler İçin Kimlik Kartı vb.) geçerli oldukları süreler dâhilinde yenilenmeleri gerekmemektedir.
Bilgilerinizi ve uygulamanın bu çerçevede yürütülmesi hususunda gereğini arz/ rica ederim.
Ahmet ZAHTEROĞULLARI
Bakan a.
Müsteşar
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
21.06.2013
Sayı: 30546965-349-17998
Konu: 2013/4347 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
İlgi: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 12/06/2013 tarih ve 42435421 -120.05.05 Sayılı yazısı.
Mevcut doğal gaz dağıtım bölgeleri lisans kapsamı dışında kalan ve merkez nüfusu 10.000’in üzerindeki ilçelere BOTAŞ tarafından doğal gaz ulaştırılmasına dair 22.02.2012 tarihli ve 2013/4347 sayılı Bakanlar Kurulu kararı sonrasında abone bağlantı bedeline dair mahalli idareler tarafından bilgi istendiğinden bahisle, tespit edilen bedellerin belediyelere bildirilmesi hakkındaki ilgi yazı ekte gönderilmiştir.
Konunun iliniz dahilindeki nüfusu 10.000’in üzerinde bulunan belediyelere duyurulması hususunda;
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür V.
T.C.
ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
12.06.2013
Sayı: 42435421 -120.05.05
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
Mevcut doğal gaz dağıtım bölgeleri lisans kapsamı dışında kalas merkez nüfusu 10.000’in üzerindeki ilçelere BOTAŞ tarafından doğal gaz ulaştırılmasını sağlamak amacıyla ekte yer alan 22.02.2012 tarihli ve 2013/4347 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır. Bu karar sonrası Mahalli İdareler tarafından kararın 2. maddesi gereğince Kurumumuz tarafından belirlenen abone bağlantı bedeli hususunda yazı ile bilgi istenmektedir. Kararın kapsamına giren mahalli idarelere bildirilmesi amacıyla ile abone bağlantı bedeli hususundaki bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 28/12/2011 tarihli ve 3603 sayılı Kararı ile 2012- 2016 yıllarını kapsayan dönem boyunca uygulanmak üzere, doğal gaz piyasası ile ilgili abone bağlantı bedelleri ile bu bedellerin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda, 3603 sayılı Kararının 2 nci maddesi ile 2012 yılı için geçerli olmak üzere abone bağlantı bedeli belirlenmiş olup yine aynı Kararın 10 uncu maddesi gereğince belirlenen bedellerin sonraki yıllarda TÜFE ile güncellenmesi hükme bağlanmıştır. İlgili Kurul Kararı gereği 2013 yılı için geçerli olan abone bağlantı bedeli 335 TL olup, 22.02.2012 tarihli ve 2013/4347 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki uygulamalarda abone bağlantı bedeli olarak 335 TL’nin dikkate alınması gerekmektedir.
Mehmet ERTORK
Başkan a.
Daire Başkanı Vekili