e cetvelini görmek için aşağıdaki dosyayı açınız. 6924,e-cetveli
Aylık Arşivler : Aralık, 2013
6512 sayılı “2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu” ve ilgili cetveller yayınlandı. (K, İ, H, E Cetveli)
h cetvelini görmek için aşağıdaki dosyayı tıklayınız.. 6928,h-cetvelixls
6512 sayılı “2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu” ve ilgili cetveller yayınlandı. (K, İ, H, E Cetveli)
K – CETVELİ
EK DERS, KONFERANS VE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ İLE
DİĞER ÜCRET ÖDEMELERİNİN TUTARLARI
I. EK DERS ÜCRETİ
1- Polis Akademisinde ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanları ile Yabancı Uyruklu Öğretim Elemanlarının Geliştirme Eğitimi
Yönetmeliğine göre ek ders vermekle görevlendirilen; öğretim üyesi, öğretim görevlisi (öğretim görevlisi emniyet teşkilatı mensupları dahil) ve
okutmanlara 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre belirlenen tutarda, öğretmenlere ve öğretmen olarak görevlendirilenlere ise
aynı Kanuna göre okutmanlar için belirlenen tutarda ek ders ücreti ödenir.
2- 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 150 nci ve ek 4 üncü maddeleri gereğince, fiilen ek ders görevi yapanlara ders
saati başına;
a) Harp Akademileri, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, sınıf okulları, özel ihtisas okulları, KBRN Okulu, İstihbarat ve Dil Okulu, Harita
Yüksek Teknik Okulu, yabancı dil okulları ve benzerleri ile harp okulları ve astsubay meslek yüksek okullarında ders görevi
verilenlerden; öğretim üyesi, öğretim görevlisi ve okutmanlara 2914 sayılı Kanuna göre belirlenen tutarda, öğretmenlere ve öğretmen olarak
görevlendirilenlere ise aynı Kanuna göre okutmanlar için belirlenen tutarda ek ders ücreti ödenir.
b) Ortaöğretim yapan askeri okullarda ve kurslarda ders görevi verilenlere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 176 ncı maddesine
göre belirlenen tutarda ek ders ücreti ödenir.
3- 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (b) ve (c) bentleri hükümlerine göre çalışan personelden, kuruma
eleman yetiştirmek üzere açılan mesleki okullarda ve kurumun hizmet içi eğitim ve kurs faaliyetlerinde ders vermek üzere görevlendirilen ve
ders görevlerini fiilen yerine getirenlere ders saati başına, 657 sayılı Kanunun 176 ncı maddesine göre belirlenen tutarları aşmayacak şekilde
teşebbüs veya bağlı ortaklık yönetim kurulları tarafından tespit edilecek tutarda ek ders ücreti ödenir.
4- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 45 inci maddesinin (e) bendi uyarınca sınavsız geçme hakkı verilen meslek yüksekokullarında
ikinci öğretim kapsamında yürütülecek eğitim-öğretim programlarındaki ders ve uygulamalarda bulunmak üzere, 2547 sayılı Kanunun 31 inci
maddesine göre “öğretim görevlisi” olarak görevlendirilen ve fiilen görev yapan öğretmenlere, uzman kişilere, emekli öğretim elemanlarına ve
emekli öğretmenlere, 2914 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen hükümler dikkate alınarak, 19/11/1992 tarihli ve 3843 sayılı Kanun ve
buna ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde ilgili üniversiteler tarafından ek ders ücreti ödenir. Milli Eğitim Bakanlığınca görevlendirilecek
öğretmenlere bu kapsamda ödenecek ek ders ücreti haftada 10 saati geçemez.
2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU (27.12.2013 tarih ve 28864 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete)
2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU
(27.12.2013 tarih ve 28864 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete)
Kanun No. 6512 Kabul Tarihi: 20/12/2013
BİRİNCİ BÖLÜM
Gider, Gelir, Finansman ve Denge
Gider
MADDE 1 ‒ (1) Bu Kanuna bağlı (A) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 428.396.493.000 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelere 48.647.481.000 Türk Lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlara 3.003.844.000 Türk Lirası, ödenek verilmiştir.
Gelir ve finansman
MADDE 2 ‒ (1) Gelirler: Bu Kanuna bağlı (B) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçenin gelirleri 394.634.401.000 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin gelirleri 7.222.934.000 Türk Lirası öz gelir, 41.928.551.000 Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 49.151.485.000 Türk Lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri 2.984.186.000 Türk Lirası öz gelir, 19.658.000 Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 3.003.844.000 Türk Lirası, olarak tahmin edilmiştir.
(2) Finansman: Bu Kanuna bağlı (F) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin net finansmanı 76.000.000 Türk Lirası olarak tahmin edilmiştir.
Denge
MADDE 3 ‒ (1) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen ödenekler toplamı ile 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan tahmini gelirler toplamı arasındaki fark, net borçlanma ile karşılanır.
İKİNCİ BÖLÜM
Bütçe Düzenine ve Uygulamasına İlişkin Hükümler
Bağlı cetveller
MADDE 4 ‒ (1) Bu Kanuna bağlı cetveller aşağıda gösterilmiştir:
a) 1 inci madde ile verilen ödeneklerin dağılımı (A)
b) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından ilgili mevzuata göre tahsiline devam olunacak gelirler (B)
c) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerine dayanak teşkil eden temel hükümler (C)
ç) Bazı ödeneklerin kullanımına ve harcamalara ilişkin esaslar (E)
d) 5018 sayılı Kanuna ekli (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan idare ve kurumların nakit imkânları ile bu imkânlardan harcanması öngörülen tutarlar (F)
e) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca verilecek gündelik ve tazminat tutarları (H)
f) Çeşitli kanun ve kanun hükmünde kararnamelere göre bütçe kanununda gösterilmesi gereken parasal ve diğer sınırlar (İ)
g) Ek ders, konferans ve fazla çalışma ücretleri ile diğer ücret ödemelerinin tutarları (K)
ğ) 11/8/1982 tarihli ve 2698 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Okul Pansiyonları Kanununun 3 üncü maddesi gereğince Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yönetilen okul pansiyonlarının öğrencilerinden alınacak pansiyon ücretleri (M)
h) 7/6/1939 tarihli ve 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu uyarınca milli müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak hayvanların alım değerleri (O)
ı) 3634 sayılı Kanun uyarınca milli müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak motorlu taşıtların ortalama alım değerleri ile günlük kira bedelleri (P)
i) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinin yıl içinde edinebilecekleri taşıtların cinsi, adedi, hangi hizmette kullanılacağı ve kaynağı ile 5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununa tabi kurumların yıl içinde satın alacakları taşıtların azami satın alma bedelleri (T)
j) Kanunlar ve kararnamelerle bağlanmış vatani hizmet aylıkları (V).
Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler
MADDE 5 ‒ (1) Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine konulan ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde, ilgili mevzuatının gerektirdiği giderler için “Personel Giderleri” ve “Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri” ile ilgili mevcut veya yeni açılacak tertiplere, Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.1 tertibinde yer alan ödenekten aktarma yapmaya,
(2) Yedek Ödenek:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.6 tertibinde yer alan ödenekten, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerinde mevcut veya yeni açılacak (01), (02), (03), (05) ve (08) ekonomik kodlarını içeren tertipler ile çok acil ve zorunlu hâllerde (06) ve (07) ekonomik kodlarını içeren tertiplere aktarma yapmaya,
(3) Yatırımları Hızlandırma Ödeneği:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.3 tertibinde yer alan ödenekten, 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar esaslarına uyularak, 2014 Yılı Yatırım Programının uygulama durumuna göre gerektiğinde öncelikli sektörlerde yer alan yatırımların hızlandırılması veya yılı içinde gelişen şartlara göre öncelikli sektör ve alt sektörlerde yer alan ve programa yeni alınması gereken projelere ödenek tahsisi veya ödeneklerinin artırılmasında kullanılmak üzere genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin projelerine ilişkin mevcut veya yeni açılacak tertiplere aktarma yapmaya,
(4) Doğal Afet Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Maliye Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.5 tertibinde yer alan ödeneği, yatırım nitelikli giderler açısından yılı yatırım programı ile ilişkilendirilmek kaydıyla genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin her türlü doğal afet giderlerini karşılamak amacıyla mevcut veya yeni açılacak tertiplerine aktarmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.
Aktarma, ekleme, devir ve iptal işlemleri
MADDE 6 ‒ (1) a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerinin “Personel Giderleri” ile “Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri” tertiplerinde yer alan ödenekleri, Maliye Bakanlığı bütçesinin “Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği” ile gerektiğinde “Yedek Ödenek” tertibine; diğer ekonomik kodlara ilişkin tertiplerde yer alan ödenekleri ise 5018 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın Maliye Bakanlığı bütçesinin “Yedek Ödenek” tertibine aktarmaya,
b) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinden, hizmeti yaptıracak olan kamu idaresinin isteği üzerine bütçesinden yıl içinde hizmeti yürütecek olan idarenin bütçesine, fonksiyonel sınıflandırma ayrımına bakılmaksızın ödenek aktarmaya ve bu konuda gerekli işlemleri yapmaya,
c) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri için 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karara uygun olarak yılı yatırım programında değişiklik yapılması hâlinde, değişiklik konusu projelere ait ödeneklerle ilgili kurumlar arası aktarmaya,
ç) Kamu idarelerinin yeniden teşkilatlanması sonucu, bütçe kanunlarının uygulanması ve kesin hesapların hazırlanması ile ilgili olarak gerekli görülen her türlü bütçe ve muhasebe işlemleri için gerekli düzenlemeleri yapmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.
(2) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin yüzde 20’sine kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarması yapabilirler. Bu idarelerin yüzde 20’yi geçen diğer her türlü kurum içi aktarmalarını yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karara uygun olarak 2014 Yılı Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değişiklik yapılması hâlinde bu değişikliğin gerektirdiği tertipler arası ödenek aktarması işlemlerinin tamamı 5018 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın idarelerce yapılır.
(3) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptıracağı işlere ilişkin ödeneklerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesine aktarmaya yetkilidir.
(4) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesi kapsamında yaptıracakları her türlü yatırım, yapım, bakım, onarım ve yardım işlerine ilişkin ödeneklerini İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarmaya yetkilidir. Merkezi yönetim kapsamındaki diğer kamu idareleri ise bu kapsamdaki kaynak transferlerini tahakkuk işlemi ile gerçekleştirir.
(5) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı; cari yıl içinde aralarında yapılan hizmetlerin bedellerini karşılamak amacıyla varılacak mutabakat üzerine, bütçeleri arasında karşılıklı aktarma yapmaya yetkilidir.
(6) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı; bütçelerinde yer alan Silahlı Kuvvetlerin tek merkezden yönetilmesi gereken ikmal ve tedarik hizmetleri ile bir fonksiyona ait bir hizmetin diğer bir fonksiyon tarafından yürütülmesi hâlinde ilgili ödeneği, fonksiyonlar arasında karşılıklı olarak aktarmaya yetkilidir.
(7) Özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumların (B) işaretli cetvellerinde belirtilen tahmini tutarlar üzerinde gerçekleşen gelirler ile (F) işaretli cetvellerinde belirtilen net finansman tutarlarını aşan finansman gerçekleşme karşılıklarını, idare ve kurumların bütçelerinin mevcut veya yeni açılacak tertiplerine ödenek olarak eklemeye Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde kamu idareleri yetkilidir.
(8) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri arasındaki kaynak transferleri ödenek aktarma suretiyle yapılır. Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki idareler ve kurumlar arasındaki diğer kaynak transferleri tahakkuk işlemleriyle gerçekleştirilir. Bu işlemler karşılığı tahsil edilen tutarlar, ilgili kamu idaresince bir yandan (B) işaretli cetvellere gelir, diğer yandan (A) işaretli cetvellere ödenek kaydedilir.
(9) a) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü bütçelerinin (özel ödenekler ve “03.9 Tedavi ve Cenaze Giderleri” ekonomik kodunu içeren tertipler hariç) mal ve hizmet alım giderleri ile ilgili tertiplerinde yer alan ödeneklerden yılı içinde harcanmayan kısımları, hizmetin devamlılığını sağlamak amacıyla ödeneklerinin yüzde 30’unu aşmamak üzere ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye,
b) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin 21.01.36.00 ve 21.01.36.63 kurumsal kodu altında bulunan (03) ekonomik kodunu içeren tertiplerinde yer alan tanıtma amaçlı ödeneklerden harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesinin aynı tertiplerine devren ödenek kaydetmeye,
c) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu bütçesinin 40.08.33.00-01.4.1.00-2-07.1 tertibinde yer alan ödenekten harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesinin aynı tertibine devren ödenek kaydetmeye,
ç) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinin 26.01.31.00-04.8.1.02-1-07.1, 26.01.31.00-04.8.1.04-1-08.1, 26.01.31.00-04.8.1.04-1-05.4 ve 26.01.31.00-04.8.1.06-1-05.4 tertiplerinde yer alan ödeneklerden harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesinin aynı tertiplerine devren ödenek kaydetmeye,
d) Hazine Müsteşarlığı bütçesinin 07.82.32.00-04.1.1.00-1-07.2, 07.82.32.00-04.1.1.00-1-05.6 ve 07.82.32.00-01.2.1.00-1-08.2 tertiplerinde yer alan ödeneklerden harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesinin aynı tertiplerine devren ödenek kaydetmeye,
e) Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinin “03.1.1.01 Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Hizmetleri Yatırımları” fonksiyonu altında yer alan yatırım ödeneklerinden harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesinin aynı tertibine devren ödenek kaydetmeye,
f) İlgili mevzuatı gereğince özel gelir kaydedilmek üzere tahsil edilen tutarları, idare bütçelerinde söz konusu mevzuatta belirtilen amaçlar için tertiplenen ödenekten kullandırmak üzere genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydetmeye ve bütçelenen ödenekten gelir gerçekleşmesine göre ilgili tertiplere aktarma yapmaya, yılı içinde harcanmayan ödenekleri (2013 yılından devredenler de dâhil) ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye, bu hükümler çerçevesinde yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar belirlemeye,
Maliye Bakanı yetkilidir.
Diğer bütçe işlemleri
MADDE 7 ‒ (1) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bütçesinin 38.01.02.00-09.4.2.20-2-05.2 (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) tertibinde yer alan ödenek, bu Program kapsamında lisansüstü eğitim veren yükseköğretim kurumlarına, mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere, görevlendirilen öğrencilerin sayıları ve öğrenim alanları dikkate alınarak tahakkuk ettirilmek suretiyle ödenir. Ödenen bu tutar karşılığını bir yandan ilgili yükseköğretim kurumunun (B) işaretli cetveline öz gelir, diğer yandan (A) işaretli cetveline ödenek kaydetmeye ilgili yükseköğretim kurumu yetkilidir.
(2) 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 44 üncü, 46 ncı, 58 inci, ek 25 inci, ek 26 ncı ve ek 27 nci maddeleri ile 19/11/1992 tarihli ve 3843 sayılı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca tahsil edilen tutarlar ve diğer gelirler, yükseköğretim kurumları bütçelerine özel gelir ve özel ödenek olarak kaydedilmez. Tahsil edilen bu tutar ve gelirler, ilgili yükseköğretim kurumu bütçesine öz gelir olarak kaydedilir. Kaydedilen bu tutarlar karşılığı olarak ilgili yükseköğretim kurumu bütçesine konulan ödenekler, gelir gerçekleşmelerine göre kullandırılır.
(3) Öz gelir karşılığı olarak ilgili yükseköğretim kurumu bütçesinin (A) işaretli cetvelinde fonksiyonel sınıflandırmanın dördüncü düzeyinde tertiplenen ödenekler arasında (09.6.0-Eğitime yardımcı hizmetler fonksiyonu altında öz gelir karşılığı tefrik edilen ödenekler arasında yapılacak aktarmalar hariç) aktarma yapılamaz.
(4) Maliye Bakanı;
a) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara kiraya verilen veya bir hizmetin yerine getirilmesinde kullanılan kara, deniz ve hava taşıtlarından alınan kira veya ücret tutarlarını,
b) Türk Silahlı Kuvvetlerinin öğrenim ve eğitim müesseselerinde okutulan ve eğitim gören yabancı uyruklu subay, astsubay veya erlere yapılan giderler karşılığında ilgili devletlerce ödenen tutarları,
c) Emniyet Genel Müdürlüğünün öğrenim ve eğitim müesseselerinde okutulan ve eğitim gören yabancı uyruklu öğrenci ve personele yapılan giderler karşılığında ilgili devletler veya uluslararası kuruluşlar tarafından ödenen tutarları,
ç) NATO makamlarınca yapılan anlaşma gereğince yedek havaalanlarının bakım ve onarımları için ödenecek tutarları,
aynı amaçla kullanılmak üzere bir yandan genel bütçeye gelir, diğer yandan yukarıda yazılı idare bütçelerinde açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye ve bu suretle ödenek kaydedilen tutarlardan yılı içinde harcanmayan kısımları ertesi yıla devretmeye yetkilidir.
Mali kontrole ilişkin hükümler
MADDE 8 ‒ (1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri;
a) Arızi nitelikteki işleriyle sınırlı kalmak koşuluyla yıl içinde bir ayı aşmayan sürelerle hizmet satın alınacak veya çalıştırılacak kişilere yapılacak ödemeleri,
b) İlgili mevzuatı uyarınca kısmi zamanlı hizmet satın alınan kişilere yapılacak ödemeleri,
c) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 25 inci maddesi gereğince aday, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere yapılacak ödemeleri,
ç) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası gereğince çalıştırılan geçici personele yapılacak ödemeleri,
bütçelerinin (01.4) ekonomik kodunda yer alan ödenekleri aşmayacak şekilde yaparlar ve söz konusu ekonomik kodu içeren tertiplere ödenek eklenemez, bütçelerin başka tertiplerinden (bu ekonomik kodu içeren tertiplerin kendi arasındaki aktarmalar ile 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yapılan aktarmalar hariç) ödenek aktarılamaz ve ödenek üstü harcama yapılamaz. Ancak, özelleştirme uygulamaları nedeniyle iş akitleri feshedilenlerden 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası hükmü çerçevesinde anılan kamu idarelerinde istihdam edilecek personel ile bu ekonomik kodu içeren tertiplerden yapılması gereken akademik jüri ücreti ödemeleri için gerekli olan tutarları ilgili tertiplere aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
(2) Bu Kanuna bağlı (T) işaretli cetvelde yer alan taşıtlar, ancak çok acil ve zorunlu hâllere münhasır olmak kaydıyla ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile edinilebilir.
(3) 5018 sayılı Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri, sürekli işçileri ile 4/4/2007 tarihli ve 5620 sayılı Kanuna göre çalıştıracakları geçici işçileri, bütçelerinin (01.3) ile (02.3) ekonomik kodlarını içeren tertiplerde yer alan ödenekleri aşmayacak sayı ve/veya süreyle istihdam edebilirler. Bu işçilerle ilgili toplu iş sözleşmelerinden doğacak yükümlülükler, ihbar ve kıdem tazminatı ödemeleri, asgari ücret ve sigorta prim artışı nedeniyle meydana gelecek ödenek noksanlıkları Maliye Bakanlığı bütçesinin “Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği” ile “Yedek Ödenek” tertiplerinde yer alan ödeneklerden aktarma yapılmak suretiyle karşılanabilir. Bu fıkrada belirtilen ekonomik kodlara bu durumlar dışında (söz konusu ekonomik kodlar arasındaki aktarmalar ile bu kodlar için birimler arası aktarmalar hariç) hiçbir şekilde ödenek aktarması yapılamayacağı gibi bütçenin başka tertiplerinden işçi ücreti ve fazla süreli çalışma ve/veya fazla çalışma ücreti de ödenemez. Bu fıkradaki ödenek aktarmasına ilişkin kısıtlamalar, kendi bütçe tertiplerinden aktarma yapılması koşuluyla TÜBİTAK için uygulanmaz.
(4) 5018 sayılı Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinin harcama yetkilileri, sürekli işçiler ile 5620 sayılı Kanuna göre çalıştıracakları geçici işçilerin fazla çalışmaları karşılığı öngörülen ödeneğe göre iş programlarını yapmak, bu ödeneği aşacak şekilde fazla süreli çalışma ve/veya fazla çalışma yaptırmamak ve ertesi yıla fazla süreli çalışma ve/veya fazla çalışmadan dolayı borç bıraktırmamakla yükümlüdürler. Deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri afetler nedeniyle yürürlüğe konulacak Bakanlar Kurulu kararları uyarınca yaptırılacak fazla çalışmalar ile fazla çalışma ücret ödemelerine ilişkin ilama bağlı borçlar için yapılacak aktarmalar hariç fazla süreli çalışma ve/veya fazla çalışma ücret ödemeleri için hiçbir şekilde ödenek aktarması yapılamaz.
(5) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından uluslararası anlaşma, kanun ve kararnameler gereği üye olunan uluslararası kuruluşlar dışındaki uluslararası kuruluşlara, gerekli ödeneğin temini hususunda Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınmadan üye olunamaz ve katılma payı ile üyelik aidatı adı altında herhangi bir ödeme yapılamaz.
(6) Ekonomi Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının uluslararası anlaşma, kanun ve kararnamelerle Türkiye Cumhuriyeti adına üye olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin işlemlerine (katılma payı ödemeleri dâhil) beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(7) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerince işletilen eğitim ve dinlenme tesisi, misafirhane, çocuk bakımevi, kreş, spor tesisi ve benzeri sosyal tesislerin giderleri, münhasıran bu tesislerin işletilmesinden elde edilen gelirlerden karşılanır. Bu yerlerde, merkezi yönetim bütçesi ile döner sermaye ve fonlardan ücret ödenmek üzere 2014 yılında ilk defa istihdam edilecek yeni personel görevlendirilmez.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Yatırım Harcamaları, Mahalli İdareler ve Fonlara İlişkin Hükümler
Yatırım harcamaları
MADDE 9 ‒ (1) 2014 Yılı Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projeler dışında herhangi bir projeye harcama yapılamaz. Bu cetvellerde yer alan projeler ile ödeneği toplu olarak verilmiş projeler kapsamındaki yıllara sarî işlere (kurulu gücü 500 MW üzerinde olan baraj ve HES projeleri, Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hattının İyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı Projesi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca gerçekleştirilecek şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro yapım projeleri ile diğer demiryolu yapımı ve çeken araç projeleri hariç) 2014 yılında başlanabilmesi için proje veya işin 2014 yılı yatırım ödeneği, proje maliyetinin yüzde 10’undan az olamaz. Bu oranın altında kalan proje ve işler için gerektiğinde projeler 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar esaslarına uyulmak ve öncelikle kurumların yatırım ödenekleri içinde kalmak suretiyle revize edilebilir.
(2) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, yatırım programında ödenekleri toplu olarak verilmiş yıllık projelerinden makine-teçhizat, büyük onarım, idame-yenileme, tamamlama ile bilgisayar yazılımı ve donanımı projelerinin detay programları ile alt projeleri itibarıyla tadat edilen ve edilmeyen toplulaştırılmış projeler ile ilgili işlemlerde 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar esasları uygulanır.
(3) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerine yatırım projeleri ile ilgili olarak yapılacak ödenek ekleme, devir ve aktarma işlemleri 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararda yer alan usul ve esaslara göre yatırım programı ile ilişkilendirilir.
(4) 2014 Yılı Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yıl içinde yapılması zorunlu değişiklikler için 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararda yer alan usullere uyulur.
Mahallî idarelere ilişkin işlemler
MADDE 10 ‒ (1) Maliye Bakanlığı bütçesinin;
a) 12.01.31.00-06.1.0.07-1-05.2 tertibinde yer alan ödenek, 13/1/2005 tarihli ve 5286 sayılı Kanun uyarınca il özel idarelerine devredilen personelin aylık ve diğer her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin ödemelerini karşılamak üzere il özel idarelerine,
b) 12.01.31.00-06.1.0.08-1-07.1 tertibinde yer alan ödenek, Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES) kapsamında köylerin altyapı ihtiyaçları için il özel idareleri ve/veya köylere hizmet götürme birliklerine,
c) 12.01.31.00-06.1.0.09-1-07.1 tertibinde yer alan ödenek, Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi (SUKAP) kapsamında belediyelerin içme suyu ve atık su projelerini gerçekleştirmek üzere İller Bankası Anonim Şirketine, tahakkuk ettirilmek suretiyle kullandırılır. SUKAP kapsamında ihtiyaç olması hâlinde genel bütçe kapsamındaki ilgili kamu idaresi bütçesine veya özel bütçeli idare bütçesine ödenek aktarılabilir. Bu fıkra kapsamında ilgili idarelere yapılan Hazine yardımları haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.
(2) Birinci fıkranın (a) bendine göre yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından birlikte belirlenir.
(3) Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde yer alan ödeneklerin, 2014 Yılı Yatırım Programında belirlenmesini müteakip, KÖYDES Projesi için iller bazında; SUKAP için ise belediyeler bazında dağılımı, kullandırılması, izlenmesi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır.
(4) 6360 sayılı Kanun uyarınca tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin bulunduğu illerdeki büyükşehir belediyeleri 2013 yılında söz konusu il özel idarelerince öz kaynakları ile gerçekleştirilen eğitim ve sağlık amaçlı yatırım tutarlarının dörtte üçünden az olmamak üzere, her derecedeki Devlet okullarının inşaat, bakım ve onarımları ile sağlık yatırım projelerinin gerçekleştirilmesi için yatırım harcaması yaparlar. Bu harcamalar, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının planlamaları esas alınarak ilgili büyükşehir belediyesi ile valilik arasında yapılacak protokollere dayalı olarak yapımı devam eden projelere öncelik verilmek suretiyle gerçekleştirilir. Tamamlanan proje konusu işler ilgili bakanlığa bedelsiz olarak devredilir. Bu kapsamda, söz konusu yatırımların valilik bünyesinde yapılmasının kararlaştırılması hâlinde büyükşehir belediyelerince aktarılan tutarları, bir yandan genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, diğer yandan İçişleri Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye, kaydedilen bu ödeneklerden kullanılmayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye İçişleri Bakanı yetkilidir.
Fonlara ilişkin işlemler
MADDE 11 ‒ (1) Türk Silahlı Kuvvetlerine stratejik hedef planı uyarınca temini gerekli modern silah, araç ve gereçler ile gerçekleştirilecek savunma ve NATO altyapı yatırımları için yıl içinde yapılacak harcamalar; 7/11/1985 tarihli ve 3238 sayılı Kanunla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonunun kaynakları, bu amaçla bütçeye konulan ödenekler ve diğer ayni ve nakdî imkânlar birlikte değerlendirilmek suretiyle Savunma Sanayii İcra Komitesince tespit edilecek esaslar çerçevesinde karşılanır.
(2) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bütçe ile tahsis edilen mevcut ödeneklerden birinci fıkra hükümleri gereğince tespit edilecek tutarları; Emniyet Genel Müdürlüğüne bütçe ile tahsis edilen mevcut ödeneklerden uçak ve helikopter, insansız hava araçları (İHA), uçuş simülatörü ve Elektronik Harp (HEWS) projesine ilişkin tutarları; Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne bütçe ile tahsis edilen mevcut ödenekler ile bu Genel Müdürlük bütçesine kaydedilen ödeneklerden motorbot alımına yönelik tutarları; Orman Genel Müdürlüğüne bütçe ile tahsis edilen mevcut ödeneklerden Helikopter Alım Projesine ilişkin tutarları; Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne bütçe ile tahsis edilen mevcut ödeneklerden araştırma gemisi alımına yönelik tutarları; ilgili hizmetleri gerçekleştirmek üzere Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ödemeye ilgisine göre Millî Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Orman ve Su İşleri Bakanı veya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yetkilidir.
(3) Savunma Sanayii Destekleme Fonundan Hazineye yatırılacak tutarları bir yandan genel bütçeye gelir, diğer yandan Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen yıllar ödenek bakiyelerini devretmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
(4) İlgili yıllar bütçe kanunları uyarınca, yürütülmesi öngörülen projeler için Savunma Sanayii Destekleme Fonuna aktarılan tutarlardan kullanılmayan kısımlar, Savunma Sanayii Destekleme Fonundan ilgili genel bütçeli idarenin merkez muhasebe birimi hesabına; özel bütçeli idarelerde ise muhasebe birimi hesabına yatırılır ve ilgili idarenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar karşılığını ilgili idare bütçesine ödenek kaydetmeye genel bütçeli idarelerde Maliye Bakanı, özel bütçeli idarelerde ise ilgili özel bütçeli idare yetkilidir. Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dışındaki idarelerde ödenek kaydı yılı yatırım programı ile ilişkilendirilerek yapılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Hazine garantili imkân ve dış borcun ikraz limiti ile borç üstlenim taahhüt limiti ve borçlanmaya ilişkin işlemler
MADDE 12 ‒ (1) 2014 yılında, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna göre sağlanacak; garantili imkân ve dış borcun ikraz limiti 3 milyar ABD Dolarını aşamaz.
(2) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile belirlenen başlangıç ödeneklerinin yüzde 1’ine kadar ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilebilir.
(3) 2014 yılında 4749 sayılı Kanunun 8/A maddesi çerçevesinde Hazine Müsteşarlığınca sağlanacak borç üstlenim taahhüdü 3 milyar ABD Dolarını aşamaz.
Gelir ve giderlere ilişkin diğer hükümler
MADDE 13 ‒ (1) 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 51 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca il özel idareleri ve belediyelerin ileri teknoloji ve büyük tutarda maddi kaynak gerektiren altyapı yatırımlarında Kalkınma Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kabul edilen projeleri için yapılacak borçlanmalar, 5302 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 5393 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında hesaplanan faiz dâhil borç limitinin hesaplanmasına dâhil edilir. Ancak, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde 50’sinden fazlasına sahip oldukları şirketler tarafından Avrupa Birliği ile katılım öncesi mali iş birliği çerçevesinde desteklenen projelerinin finansmanı için yapılan borçlanmalar, çok taraflı yatırım ve kalkınma bankalarından doğrudan veya İller Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla yapılan borçlanmalar ile SUKAP kapsamında yürütülecek işler için İller Bankası Anonim Şirketinden yapılan borçlanmalarda söz konusu borç stoku limitine uyma şartı aranmaz.
(2) Türkiye İhracat Kredi Bankası Anonim Şirketinin politik risk kapsamında yapacağı tahsilatın ve Bankanın faaliyet kârlarından Hazineye tekabül eden temettü tutarlarının ve olağanüstü yedek akçelerinin tamamı veya bir kısmı, Bankanın politik risk alacağına ve/veya ödenmemiş sermayesine mahsup edilebilir. Söz konusu mahsup işlemlerine Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan; mahsup işlemlerini Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine mahiyetlerine göre ilgili Devlet hesaplarına kaydettirmeye ve bu işlemlere karşılık gelen tutarları bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan da Hazine Müsteşarlığı bütçesinin ilgili tertibine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
(3) 2006 yılından önce katma bütçeli olan idarelerden 5018 sayılı Kanunla genel bütçe kapsamına alınanların ilgili mevzuatında belirtilen kurum gelirleri, genel bütçe geliri olarak tahsil edilir.
(4) 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamındaki tabiî kaynakların ve tesislerin işletme haklarının devrinden elde edilen gelirlerin tamamı genel bütçeye gelir kaydedilir.
Yürürlük
MADDE 14 ‒ (1) Bu Kanun 1/1/2014 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 15 ‒ (1) Bu Kanunun;
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
b) Cumhurbaşkanlığı ile ilgili hükümlerini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri,
c) Sayıştay Başkanlığı ile ilgili hükümlerini Sayıştay Başkanı,
ç) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile ilgili hükümlerini ilgili bakanlar ve Maliye Bakanı,
d) Özel bütçeli idarelere ilişkin hükümlerini idarelerin bağlı veya ilgili olduğu bakanlar ve Maliye Bakanı,
e) Düzenleyici ve denetleyici kurumlara ilişkin hükümlerini kendi kurulları ve/veya kurum başkanları,
f) Diğer hükümlerini Maliye Bakanı, yürütür.
BELEDİYE PERSONELİNE HATIRLATMA
BELEDİYE PERSONELİNE HATIRLATMA
6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunda yapılan bazı değişikliklere rağmen eski veya hatalı uygulamalarda bulunulduğu anlaşılmıştır.Bu nedenle 15 Nisan 2011 tarihindeki Resmi Gazete’de yayınlanan 2 SERİ NOLU KAMU PERSONELİ GENEL TEBLİĞİ’NDEKİ bazı açıklamaları hatırlatmakta yarar görülmüştür.
Saygılarımızla
B) SİCİL, DİSİPLİN VE DİĞER HUSUSLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
1- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki sicile ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırıldığından 2011 yılından başlamak üzere Devlet memurları için sicil raporu doldurulmayacaktır. Geçmiş yıllara ait sicil raporlarının, 1/1/2011 tarihinden başlamak üzere beşinci yılın sonuna kadar muhafaza edilmesi gerekmektedir. 657 sayılı Kanun dışındaki kanunlarda yer alan sicil ve değerlendirmeye ilişkin hükümlerde bir değişiklik yapılmadığından bu hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir. Diğer kanunların sicil konusunda 657 sayılı Kanuna atıf yapan hükümlerinin uygulama imkanı kalmadığından bu hükümler uyarınca işlem yapılmaması gerekmektedir.
Ayrıca, kurumların 657 sayılı Kanunun mülga 112 nci maddesine istinaden çıkarmış oldukları sicil amirleri yönetmeliklerinin dayanağı ve uygulama imkanı kalmadığından bu yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılması gerekmektedir. Bu kapsamdaki yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlükten kaldırılması uygun görülmekte olup, bu hususta ayrıca görüş alınmasına gerek bulunmamaktadır.
2- 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce olumsuz sicil almaları sebebiyle kademe ilerlemesi yapamamış olan memurlara geçmişe dönük kademe ilerlemesi yapılmayacak ve herhangi bir mali ve sosyal hak verilmeyecektir. 2011 yılında kademe ilerlemesi yapılacak memurlar için kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi hariç olmak üzere, bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olma ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması dışında başka bir şart aranmayacaktır.
3- Halen aday memur statüsünde bulunan memurlardan olumsuz sicil almış olanlar; adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olmaları ve 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra disiplin cezası almamaları kaydıyla, 657 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi hükümleri saklı kalmak üzere adaylık süresi sonunda disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirlerinin onayı ile asli memurluğa atanacaklardır.
4- 2009 ve 2010 yıllarında iki defa üst üste olumsuz sicil almaları sebebiyle başka bir sicil amirinin emrine atanmış olan memurların genel hükümlere göre istihdamlarına devam edilecektir. Bu durumdakilerden henüz haklarında işlem tesis edilmemiş olanlarla ilgili olarak ise herhangi bir işlem yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.
5- Adaylık süresi içerisinde 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce disiplin cezası almış olanlar hakkında disiplin cezası almış olmaları gerekçesiyle ilişik kesme hükümleri uygulanmayacaktır.
6- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun disipline ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılarak; memurların toplu müracaat ve şikâyette bulunması, ikamet edilen il hudutlarının izinsiz terk edilmesi ve yasaklanmış her türlü yayının görev mahallinde bulundurulması fiilleri disiplin cezası nedeni olmaktan çıkarılmış bulunmaktadır. Bu itibarla, Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu fiiller nedeniyle açılmış bulunan disiplin soruşturmaları başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erdirilecektir. Yine bu fiiller nedeniyle başlatılmış ve sonuçlandırılmış olup henüz uygulanmamış olan disiplin cezaları uygulanmayacaktır. Bu fiiller nedeniyle verilen disiplin cezaları uygulanmış ise geriye dönük olarak herhangi bir şekilde malî ve sosyal hak sağlanamayacak ve hiçbir şekilde ödeme yapılmayacaktır. Ancak 657 sayılı Kanunun 133 üncü maddesindeki süre şartına bakılmaksızın sadece bu fiiller nedeniyle verilmiş bulunan disiplin cezaları özlük dosyasından yetkili amirce re’sen çıkarılacaktır.
7- 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 132 nci maddesinin son fıkrasında yer alan aylıktan kesme cezası alanların 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların ise 10 yıl süreyle belli görevlere atanamayacaklarına ilişkin hükmün uygulanmasında söz konusu süreler cezaların verildiği tarihten itibaren hesaplanacaktır.
8- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 135 inci maddesi değiştirilerek uyarma ve kınama cezalarına itiraz makamı olarak üst disiplin amiri yerine disiplin kurulu belirlendiğinden halihazırda itiraz incelemesi için üst disiplin amirinde bulunan sonuçlandırılmamış dosyalar disiplin kurullarına intikal ettirilecektir. Söz konusu maddede ayrıca, uyarma ve kınama cezalarına karşı da idari yargı yoluna başvuru hakkı tanındığından, ilgililer dava açma süresi içinde bu cezalara karşı idari yargı yoluna başvurabileceklerdir.
9- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 91 inci maddesinde değişiklik yapılarak, Devlet memuru olarak görev yapmaktayken kadrosu kaldırılan memurların durumu ile bunların diğer kurumlara Devlet Personel Başkanlığı tarafından nakledilmelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bu hüküm sadece kanuni düzenlemeler sonucunda kadrosu kaldırılan Devlet memurlarını kapsamaktadır.
Söz konusu hüküm, 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin (E) bendi gereğince Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilenler veya 98 inci maddesinin (b) bendi uyarınca memuriyeti sona erenler açısından yeniden memuriyete atanma hakkı vermediğinden bu yöndeki talepler dikkate alınmayacaktır.
10- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 100 ve 101 inci maddelerinde yapılan değişiklikle, özürlü memurların günlük çalışma süreleri ile hamile ve özürlü memurların gece nöbeti ve gece vardiyası görevleriyle ilgili bu memurlar lehine düzenlemeler yapılmış, 104 üncü maddede yapılan değişiklikle de eşi doğum yapan memura verilen üç günlük izin, babalık izni adı altında yeniden isimlendirilerek süresi on güne çıkarılmıştır. Mezkur düzenlemeler ile aynı Kanunun 105 inci maddesinin son fıkrasında yer alan aylıklı refakat izninden; 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58 inci maddesinde yer alan, “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda uygulanması sırasında birliği sağlamak ve doğacak tereddütleri gidermekle Devlet Personel Başkanlığı yetkili ve görevlidir.
Sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü çerçevesinde kamu iktisadi teşebbüslerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesi kapsamında görev yapan sözleşmeli personel de aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılacaktır.
11- 657 sayılı Kanunun değişik 122 nci maddesinde, memurlara başarı ve üstün başarı belgesi verilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca verilecek olan başarı belgesi ve üstün başarı belgelerinin ön yüzünde başlık (Başarı Belgesi, Üstün Başarı Belgesi), kurum logosu, ilgili personele ait bilgiler ve fotoğraf, belge verilmesine esas somut olay ve verilere ilişkin özet bilgi, belgeyi veren makamın imza ve mührü; arka yüzünde verilme gerekçesi, 657 sayılı Kanunun 122 nci maddesine istinaden verildiğini belirtir ifade, tarih ve sayı bulunması zorunludur.
D) ÖZLÜK DOSYASI TUTULMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR
657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değiştirilen “Memur bilgi sistemi, özlük dosyası” başlıklı 109 uncu maddesinin son fıkrasında, “Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir.” denilmektedir. Mezkur hükme istinaden aşağıdaki usul ve esaslara göre işlem yapılması gerekli görülmüştür.
1- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Burada memurun adı, soyadı, cinsiyeti, doğum tarihi ve yeri, öğrenimi, kadro unvanı ve derecesi, memuriyete başlama tarihi, memuriyetten ayrılma tarihi ve sebebi, sendika üyeliğine ilişkin bilgiler ile gerekli görülecek diğer mesleki bilgiler kaydedilir.
2- Kurumlarca her memura üzerinde memurun kurumu, adı, soyadı, unvanı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, fotoğrafı ve gerekli görülen diğer bilgilerin yer aldığı bir kurum kimlik belgesi verilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C maddelerine göre istihdam edilenler, personel bilgi sistemine kaydolunur ve bunlara kurum kimlik belgesi verilir. Söz konusu personel için personel bilgi dosyası tutulur.
3- Her memur için bir özlük dosyası tutulur. Özlük dosyalarının itina ile doğru ve tarafsız bir şekilde tutulmasından personel birimleri sorumludur.
4- Özlük dosyaları memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde göz önünde bulundurulur.
5- Özlük dosyası sekiz bölümden oluşur:
Birinci bölümde; ilk-yeniden-naklen atamaya ilişkin belgeler,
İkinci bölümde; öğrenim durumu, bildiği yabancı diller ve derecesi, yaptığı lisansüstü eğitim-staj ve incelemeleri ile ilgili belgeler, katıldığı her türlü eğitim faaliyetine ilişkin belgeler, kendisi tarafından verilen yayın ve eserlerine ilişkin bilgiler,
Üçüncü bölümde; memurun kullandığı izinlere ilişkin belgeler,
Dördüncü bölümde; memur hakkında yapılan disiplin soruşturmalarına ilişkin evraklar ile verilen disiplin cezaları, yargı organlarınca memur hakkında verilmiş karar örnekleri, görevden uzaklaştırmaya ilişkin belgeler ile varsa inceleme, soruşturma ve denetim raporları,
Beşinci bölümde; kurumlarca gerekli görülmesi halinde memurun maaş, ücret, harcırah ve sair parasal haklarına ilişkin belgeler, emeklilik durumuna ilişkin belgeler, bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bildirimler, mal beyannameleri ile sendika üyeliğine ilişkin belgeler,
Altıncı bölümde; memurun adaylık ve asli memurluğa atanmasına ilişkin belgeler, derece ve kademe ilerlemeleri, sınıf, yer, unvan, görev değişiklikleri ile ilgili belgeler, geçici görevlendirilmesine ilişkin belgeler,
Yedinci bölümde; ödül, başarı ve üstün başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler,
Sekizinci bölümde; askerlik durumu, mecburi hizmet yükümlülüğü ve özürlülük durumuna ilişkin belgeler ile yukarıdaki bölümler kapsamına girmeyen memurun hizmet durumuna ilişkin diğer mesleki bilgi ve belgeler,
Saklanır.
6- Belgeler özlük dosyasının ilgili bölümüne, eski tarihli olan altta olacak şekilde, kronolojik sıraya göre yerleştirilir.
7- Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, özlük dosyasında yer alan bilgilerden istihdam politikalarının tespiti ve uygulanmasında gerekli gördüklerini merkezde elektronik ortamda tutarlar.
8- Görevi herhangi bir şekilde sona eren memurların özlük dosyaları kurumlarınca saklanır.
9- Özlük dosyalarının tutulması ve muhafazasında özel hayatın gizliliği ilkesine riayet edilir. Özlük dosyası içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılamaz, bilgi verilemez. Ayrıca kişinin rızası olmaksızın özlük dosyasındaki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak kişi hakkında yayında bulunulamaz.
10- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C maddelerine göre istihdam edilen personelin personel bilgi dosyasında; kronolojik sıraya göre sözleşmeler, öğrenim durumuna ilişkin belgeler, kurum içi yer ve unvan değişikliklerine ilişkin belgeler, izinler, sendika üyeliğine ilişkin bilgiler, sözleşme feshi ve hizmete yönelik diğer belgeler tutulur.
İzmir Bölge İdare Mahkemesi, E :2013/5350, K: 2013/5920, T: 17.11.2013
İzmir Bölge İdare Mahkemesi, E :2013/5350, K: 2013/5920, T: 17.11.2013
ÖZÜ: Gerek 3194 sayılı Kanunun 42.maddesinin eski halinde, gerekse; 5940 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değişik 42. maddesinde; ruhsat alınmadan veya ruhsat ve eklerine aykırı ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapılması durumunda para cezası verileceği hüküm altına alınmakla, eylem hiçbir zaman suç olmaktan çıkarılmamış, sadece bu suça verilecek cezanın niteliği ve miktarında değişiklik yapılmıştır.İdari para cezaları; idarenin, hukuk kurallarına aykırı bazı davranışlara bir yargı kararına gerek olmaksızın yasaların açıkça verdiği yetkiye dayanarak, idare hukukuna özgü yöntemlerle doğrudan doğruya bir işlem ile uyguladığı cezalar olarak tanımlanmış bulunmaktadır. 15/06/2012 tarihli yapı tatil zaptı ile tespit edilen uyuşmazlık konusu imalatlar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değiştirilen 42. maddesinin yürürlük tarihi olan 17.12.2009 tarihinden önce yapılmış olsa dahi, tespit edilen aykırılıkların süregelen nitelikte olduğu ve halen devam ettiği hususu sabit olduğundan, bu aykırılıkların, İmar Kanunu’nun 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren değişik 42. maddesi uyarınca cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava; İzmir İli, Konak ilçesi, 568 Sokak, No:51 ( 570 Sokak No:2) adresinde bulunan ve tapunun 32 ada, 8 nolu parselinde kayıtlı bulunan taşınmazın arka bahçesine zemin + 1+2 katlı şeklinde yapılan ruhsatsız ilave yapı nedeniyle davacıya 6.775,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin Konak Belediye Encümeninin 28.06.2012 tarih ve 894 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.3194 sayılı imar Kanunu’nun 42. maddesinin 5940 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki halinde; ruhsat alınmadan veya ruhsat ve eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine ve müteahhidine, istisnalar dışında özel parselasyon ile hisse karşılığı belirli bir yer satan ve alana 500.000 TL’den 25.000.000 liraya kadar para cezası verileceği hüküm altına alınmış iken; maddede yer alan; “… 500.000 den 25.000.000 liraya kadar para cezası verilir” hükmünün Anayasaya aykırı olduğu savıyla iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi‘ne başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesinin 17/04/2008 günlü, E:2005/5, K:2008/93 sayılı kararıyla itiraz konusu kuralın iptaline karar verilmiştir.Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçeleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden düzenlenen ve 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5940 sayılı Kanun’un 2, maddesi ile değiştirilen 3194 sayılı Kanunun “İdari Müeyyideler” başlıklı 42. maddesinde, “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır: a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için; 1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası, 2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası, 3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası, 4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmi üç, B grubu yapılara yirmibeş, C grubu yapılara otuzbir Türk Lirası, 5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası, idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır. B) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir. C) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı; 4) mevcut haliyle veya öngörülen bir afet karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % l00’ü,…13) çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si,….(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır.” hükmü yer almıştır.
Anılan hükümlerin incelenmesinden; ruhsatsız, ruhsata veya imar mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş bir yapı hakkında, imar mevzuatı uyarınca işlem tesis edilebilmesi için, öncelikle ilgili idarece inşaatın durumunun bir tutanak ile tespit edilmesinin gerektiği, ruhsatsız veya ruhsata aykırı inşaat, tutanak tarihi itibariyle idarenin bilgisine girdiğinden, yasada öngörülen sürecin, tespit ile birlikte işlemeye başlayacağı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, gerek 3194 sayılı Kanunun 42.maddesinin eski halinde, gerekse; 17/12/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5940 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değişik 42. maddesinde; ruhsat alınmadan veya ruhsat ve eklerine aykırı ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapılması durumunda para cezası verileceği hüküm altına alınmakla, eylem hiçbir zaman suç olmaktan çıkarılmamış, sadece bu suça verilecek cezanın niteliği ve miktarında değişiklik yapılmıştır.İdari para cezaları; idarenin, hukuk kurallarına aykırı bazı davranışlara bir yargı kararına gerek olmaksızın yasaların açıkça verdiği yetkiye dayanarak, idare hukukuna özgü yöntemlerle doğrudan doğruya bir işlem ile uyguladığı cezalar olarak tanımlanmış bulunmaktadır.3194 sayılı Kanun’un 42. maddesinde yer alan; “… 500.000 TL’dan 25.000.000 liraya kadar para cezası verilir” hükmünün Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi sonrasında oluşan durumu, İmar Kanunu’nun getirdiği düzeni bozucu ihlalleri koruyan bir durum olarak telakki etmeye olanak bulunmadığından ve de aksi durum; suçların cezasız kalması sonucunu doğuracağından, imara aykırılık teşkil eden fiillerin, 17.12.2009 tarihinden önce yapılmış olsa dahi, söz konusu aykırılıkların devam etmesi halinde bu tarihten sonra tespit edilmiş olması halinde de değişik 42. madde hükmü uyarınca cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Konak ilçesi568’sokak No:5l adresinde bulunan ve tapunun 32 ada 8 no.lu parselinde kayıtlı taşınmazda ruhsatsız yapı yapıldığının 15/06/2012 tarihli yapı tatil zaptı ile tespitinden sonra dava konusu 28/06/2012 tarih ve 2012/894 sayılı Encümen kararı ile 3194 sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası verildiği anlaşılmıştır.
Olayda, belirtilen açıklamalar doğrultusunda, 15/06/2012 tarihli yapı tatil zaptı ile tespit edilen uyuşmazlık konusu imalatlar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değiştirilen 42. maddesinin yürürlük tarihi olan 17.12.2009 tarihinden önce yapılmış olsa dahi, tespit edilen aykırılıkların süregelen nitelikte olduğu ve halen devam ettiği hususu sabit olduğundan, bu aykırılıkların, imar kanunu’nun 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren değişik 42. maddesi uyarınca cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Danıştay 14. Dairesinin 17/10/2012 günlü, E:201 1/ 16243, K:2012/7232 sayılı kararı da bu yöndedir.Açıklanan nedenlerle; itirazın kabulüne, itiraza konu kararın bozulmasına, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan toplam 75,60-TL dava yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, itiraz aşamasında davalı idarece yapılan 90,10-TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesi uyarınca belirlenen 813.00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, yatırılan posta gideri avanslarından artan miktarların mahkemesince HMK’NUN 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatıranlara iadesine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içinde mahkememizden karar düzeltme isteme yolu açık olmak üzere 07/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay İdari Daireleri Kurulu, Esas: 2009/540, Karar: 2013/2298, Karar Tarihi: 10.06.2013
Danıştay İdari Daireleri Kurulu, Esas: 2009/540, Karar: 2013/2298, Karar Tarihi: 10.06.2013
Özü:Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle “ 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasının “… 500.000.- TL. dan 25.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümünün iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görülerek, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş, bu karar 5.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, ancak bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamış ve karar 05/03/2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.Oluşan hukuki boşluk daha sonra 17/12/2009 günlü, 27435 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 sayılı Yasa ile giderilmiş ise de, bu Yasa’nın yürürlüğünden önceki dönem için uygulanacağı yolunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek kararın yürürlüğe girmiş bulunması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen dava konusu para cezasının iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Dava, İzmir, Konak, 6202 ada, 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının istinat duvarlarının tehlike arzetmesi nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 39. maddesi uyarınca yıktırılmasına ve davacı müteahhit firma adına para cezası verilmesine ilişkin 14/01/2003 günlü, 56 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İzmir 1. İdare Mahkemesinin 15/04/2004 günlü, E:2003/311, K:2004/474 sayılı kararıyla; dava konusu duvarların yapının müteahhiti olan davacı şirket tarafından yapılarak inşaatın 2001 yılında tamamlandığı ve teslim edildiği, yapı kullanma izin belgesinin de 23/09/2002 tarihinde düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda yıkılacak derecede tehlikeli olan ve verilen sürede kat maliklerince yıkılarak veya tamir edilerek tehlikesi giderilmeyen söz konusu istinat duvarlarının yıkımına ilişkin işlemde imar mevzuatına aykırılık bulunmamakta ise de, tehlikeye ilişkin raporların düzenlendiği 06/01/2003, önlem alınması yolundaki bildirimlerin yapıldığı 10/01/2003 tarihlerinden önce, davacı şirketin müteahhitliğini yapmış olduğu yapıya, yapı kullanma izni verilmiş olmakla yapı tamamlanmış ve davacının yapıya ait iş ve işlemleri sona ermiş olduğundan, yapının müteahhidi sıfatıyla 3194 sayılı Yasanın 39. maddesinde belirtilen yükümlülüğü yerine getirmediğinden bahisle davacı şirket adına para cezası verilmesinde yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin davacı şirket adına para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline, tehlike arzeden istinat duvarının yıkımına ilişkin kısım açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın iptale ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, bu kısım Danıştay Altıncı Dairesi tarafından onanmış, ancak karar düzeltme aşamasında onama kararı kaldırılarak 03/07/2008 günlü, E:2007/4540, K:2008/4663 sayılı kararıyla; 3194 sayılı Yasanın 42.maddesinde, ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının yapı sahibine veya müteahhidine para cezası verileceğinin kurala bağlandığı, maddede belirtilen yapı sahibinden, ruhsatsız yapıyı yapanın anlaşılması, başka bir anlatımla yapıyı yapanın imar para cezasının muhatabı olması gerektiği, dava konusu tehlike arzeden, istinat duvarının da içinde bulunduğu konutun davacı şirket tarafından yapıldığı, inşaatın 2001 yılında tamamlandığı ve teslim edildiği, yapı kullanma izin belgesinin de 23/09/2002 tarihinde düzenlendiği, dava konusu istinat duvarının davacı şirket tarafından yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, İdare mahkemesince, yıktırılmasına karar verilen istinat duvarının yapının müteahhídi olan davacı şirket tarafından yapıldığı anlaşıldığından, yapıyı yapana para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu durum dikkate alınmadan dava konusu işlemin para cezasına yönelik bölümünü iptal eden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak bozulan kısım yönünden işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar edilmiştir.
Davalı idare, İzmir 1. İdare Mahkemesinin idari para cezasının iptali yönünde verdiği ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasına karar verilmesini istemektedir.
3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasında “Ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının yapı sahibine ve müteahhidine, istisnalar dışında özel parselasyon ile hisse karşılığı belirli bir yer satan ve alana 500.000.- TL.’ dan 25.000.000.- liraya kadar para cezası verilir. Ayrıca fenni mesule bu cezaların 1/5’i uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
İmar Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasının “… 500.000.- TL. dan 25.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümü ile ikinci fıkrasının “… 500.000 TL. dan 10.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri istemiyle itiraz yoluyla Konya 1. İdare Mahkemesi’nce Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17/04/2008 günlü, Esas: 200515 Karar: 2008/93 sayılı kararıyla: “… 3194 sayılı Yasa’nın 42. maddesinin;
A- İkinci fıkrasının itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından bu fıkrada yer alan “… 500.000.- TL.dan 10.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümüne ilişkin başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddine,
B- Birinci fıkrasında yer alan “… 500.000 TL.’dan 25.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümünün dosyada bir eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine” karar verilmiş, esasın incelenmesi sonucunda ise:
“…İtiraz konusu kuralda, alt ve üst sınırları gösterilmek suretiyle imar para cezası düzenlenmiştir. Yasayla gösterilen bu sınırlar arasında elli kat bulunmaktadır. Alt ve üst sınır arasındaki bu geniş alanda, idareye, cezayı belirleme olanağı, başka bir deyişle cezanın alt ve üst sınırları arasında ait sınırdan, alt sınırın üstünde veya üst sınırdan ceza verme konusunda takdir hakkı tanınmıştır.
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Yasa kuralı, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmelidir. “Öngörülebilirlik şartı” olarak nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulanmasında takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi bireyleri keyfi ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla yazılmalıdır. Belirlilik, kişilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte idarede istikrarı da sağlar.
İdari makamların Yasa’nın belirlediği sınırlar arasında cezanın takdirinde esas alacakları objektif ölçütler Yasa’da gösterilmemiştir. Yasa’yla imar para cezasının alt ve üst sınırları gösterilmiş, bu alan içinde cezayı uygulama yetkisi idareye bırakılmıştır. İdarelerin hangi ölçütleri esas alacakları açık belirgin ve somut olarak Yasa’da yer almamıştır. Yasa kuralı bu anlamda belirli ve öngörülebilir değildir.
Alt ve üst sınır arasında idareye bırakılan takdir alanı geniş, sınırsız ve ölçüsüzdür. Cezanın belirlenmesinin alt ve üst sınır arasında elli kat gibi makul ve ölçülü olmayan şekilde genişliği, uygulamada, yorum ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak eşitsizliğe, haksızlığa ve keyfiliğe yol açabilecek niteliktedir.
Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, cezaların yasallığı ve hukuksal güvenlik ilkelerinin gereği olarak, farklı ve keyfi uygulamalara neden olmamak için, imar hukukuna uygun geçerli sebepler ve objektif ölçütleri yasada göstermesi gerekir.
Cezanın Yasa’da gösterilen sınırlar arasında idarece belirlenmesinde, yapının, taşkın, heyelan, kaya düşmesi gibi afet alanlarında bulunan, sıhhi ve jeolojik mahsurları olan veya bunlar gibi tehlikeli durumlar göstermesi nedeniyle imar planlarına veya ilgili idarelerce hazırlanmış, onaylanmış raporlara göre yapılması yasak olan alanlara, imar planlarında umumi hizmet alanlarına, kamu tesis alanlarına ve yapı sahibine ait olmayan alanlara yapılması; hangi amaçla yapıldığı, büyüklüğü ve konut, ticari, sanayi, otel, akaryakıt istasyonu gibi niteliği; fen ve sağlık kurallarına aykırılık taşıması; içinde oturacak veya çalışacak kişiler için tehlike oluşturması; çevresinde ya da aynı bölgede emsal yapılar için uygulanan imar para cezaları; kente ve çevreye etkisi; bitmiş ve kullanılır durumda olması gibi ölçütlere yer verilmemiştir.
Bu tür idari işlemlere karşı yargı yolu açık olmakla birlikte, bu güvencenin uygulama aşamasından sonra ve ancak itiraz yoluyla ortaya çıkacağı göz önünde bulundurulduğunda, yasa kurallarının yürürlükte olduğu sürece keyfiliği ortadan kaldırmaya yeterli olduğu söylenemez. Hukuk kuralları, yargının yorumuna ihtiyaç göstermeyecek ve uygulayıcılar tarafından anlaşılabilecek şekilde açık ve belirgin olmak, uygulayıcılara güvence vermek zorundadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır …” gerekçesiyle 03/05/1985 günlü, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasının “… 500.000.- TL. dan 25.000.000.- liraya kadar para cezası verilir” bölümünün iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görülerek, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş, bu karar 5.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, ancak bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamış ve karar 05/03/2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Oluşan hukuki boşluk daha sonra 17/12/2009 günlü, 27435 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 sayılı Yasa ile giderilmiş ise de, bu Yasa’nın yürürlüğünden önceki dönem için uygulanacağı yolunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir.T.C. Anayasasının itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine başvurulması durumunu düzenleyen 152. maddesinin birinci fıkrası “Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.” hükmünü taşımakta; üçüncü fıkrasında da “Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” kuralı yer almaktadır. 152. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan kural, Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, itiraz yoluna başvurulmasını isteyen kişi ya da kişiler tarafından açılan davaların yanı sıra iptal edilen hüküm ya da hükümler esas alınarak hakkında uygulama yapılmış olan kişiler tarafından açılan ve görülmekte olan davalarda da uygulanması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasanın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak ve menfaatlerini ihlal eden kuralın, itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması halinde, iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır.Öte yandan, Anayasa’nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yönelik olup, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa’nın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasa’ya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek kararın yürürlüğe girmiş bulunması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen dava konusu para cezasının iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 17/09/2008 günlü, E:2008/1383, K:2008/1311sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/06/2013 tarihinde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
Sayıştay 2. Temyiz Kurulu Kararı, Karar No:37249, Karar Tarihi: 28.05.2013
Özü: Yılda iki maaşı geçmeyen ikramiye uygulamasına ilişkin tutarın hesaplanmasında, 657 sayılı Kanunda tanımı yapılan aylık tutarın dışında kalan diğer ödeme unsurlarının dikkate alınmasına hukuken olanak bulunmadığı hk.
KARAR: 1129 sayılı ilamın 2’nci maddesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında görev yapmakta olan kurum personeline ödenen ikramiyenin hesabına taban ve kıdem aylıklarının dahil edilmesi nedeniyle toplam 1.473.622,78 TL.’ye tazmin hükmolunmuştur.
657 sayılı Kanunun “Memurlara Ödenecek Aylık Tutarları” başlıklı 155. maddesinde, “Bu kanunun 36 ncı maddesinde yer alan sınıflara ait gösterge tablosundaki rakamların, genel bütçe kanununda o yıl için tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak miktar, sınıfların derece ve kademelerindeki memurların aylık tutarlarını gösterir.”, “Göstergeler” başlıklı 43. maddesinin B bendinde; “Ek Gösterge: Bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıkları; hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceler dikkate alınarak bu kanuna ekli I ve II sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanır.”, hükümlerine yer verilmek suretiyle “Aylık” kavramı, her derece için tespit edilen göstergeler ile görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının Bütçe Kanununda saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutar olarak tanımlanmıştır.
Dilekçiler çeşitli mevzuat düzenlemelerini göstererek “maaş” kavramının “aylık” kavramından daha geniş bir anlamı olduğunu ve aylık dışındaki ödemeleri de kapsadığını iddia etmişlerse de, 2560 sayılı Kanunda “maaş” kavramının aylık dışındaki ödemeleri de kapsadığına dair bir ifade olmadığı gibi, Danıştay 1. Dairesinin 06.05.1999 tarih ve 1999/81 Karar No.lu Kararında, 657 sayılı Kanunun 155 ve 43/(B) maddesine atıf yapılarak aylık tanımının, 657 sayılı Kanunda her derece için tespit edilen göstergeler ile varsa görevin niteliğine göre belirlenen ek göstergeler toplamının kanunlar gereği saptanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı ifade ettiği, aylık tanımının diğer ödeme unsurlarını da kısmen ya da tamamen kapsayacak şekilde ancak yeni bir yasal düzenlemeyle değiştirilebileceği, böyle bir düzenleme yapılmadıkça 657 sayılı Kanunda yer alan aylık tanımının diğer ödeme unsurlarını da kapsayacak şekilde yorum yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmayacağı, yılda iki maaşı geçmeyen ikramiye uygulamasına ilişkin tutarın hesaplanmasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tanımı yapılan aylık tutarın dışında kalan diğer ödeme unsurlarının dikkate alınmasına hukuken olanak bulunmadığı görüşüne varılmıştır.Diğer taraftan, 375 sayılı Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde “Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” Denilmektedir. Düzenlemede her ne kadar “ikramiye” ifadesine yer verilmese de, “her ne ad altında olursa olsun” ile “ve benzeri ödemeler” ibarelerinden, kapsamın sadece sayılan ödeme türleriyle sınırlı olmadığı, “ikramiye” hesabına da taban ve kıdem aylığının dahil edilmeyeceği açıkça anlaşılmaktadır.Dilekçiler, ilamın 2. maddesinde yer alan tazmin hükmünün 6009 sayılı Kanunla getirilen af kapsamında değerlendirilerek, tazmin hükmünün kaldırılmasını istemekte ise de; 6009 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerin memurlara mevzuatına uygun olmayan ikramiye ödemelerini kapsamadığı açıktır. Dilekçiler tarafından örnek gösterilen 14.05.2002 tarih ve 25673 sayılı Sayıştay Temyiz Kurulu kararı ise emekli keseneğine esas aylığın tespitine ve de bundan kaynaklanmış olup eksik kesilen gelir vergisine ilişkindir. Bütün bu nedenlerle dilekçilerin iddialarının reddi ile 1129 sayılı ilamın 2’nci maddesinde toplam 1.473.622,78 TL.’ ye tazmin hükmünün TASDİKİNE, karar verildi.
Genelge / Engelli İstihdamı
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü
02.10.2013
Sayı: 93127266-000-26964
Konu: Engelli İstihdamı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Devlet Personel Başkanlığının engelli istihdamına ilişkin 18/09/2013 tarihli ve 18368 sayılı yazısı ilişikte gönderilmiştir.
Konunun iliniz dahilindeki İl Özel idareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birliklerine duyurulmasını önemle rica ederim.
Ömer DOĞANAY
Bakan a.
Genel Müdür
T.C.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
Devlet Personel Başkanlığı
18.09.2013
Sayı: 18368
657 sayılı Devlet Memurları Kanunusun 53 üncü maddesinde; “Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3 oranında engelli çalıştırmak zorundadır. % 3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (yurtiçi teşkilat hariç) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.
Engelliler için sınavlar, ilk defa Devlet memuru olarak atanacaklar için açılan sınavlardan ayrı zamanlı olarak engelli kontenjan açığı bulunduğu sürece engel grupları ve eğitim durumları itibariyle sınav sorusu hazırlamak ve ulaşılabilirliklerini sağlamak suretiyle merkezi olarak yapılır veya yaptırılır. Engelli personel çalıştırmak yükümlülüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetimi ile engellilerin Devlet memurluğuna yerleştirilmesinden Devlet Personel Başkanlığı sorumludur. Engelli açığı bulunan kamu kurum ve kuruluşları bir sonraki yıl için alım yapacakları engellilere ilişkin taleplerini her yılın Ekim ayının sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirmek zorundadır. Devlet Personel Başkanlığı kurum ve kuruluşların bildirimi üzerine, engelli kontenjanlarına yerleştirme yapabilir veya yaptırabilir.
Engellilerin memurluğa alınma şartlarına, merkezi sınav ve yerleştirmenin yapılmasına, eğitim durumu ve engel grupları dikkate alınarak kura usulü ile yapılacak yerleştirmelere, engellilerin görevlerini yürütmelerinde hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceğine, kamu kurum ve kuruluşlarınca engelli personel istihdamı ile ilgili istatistiksel verilerin bildirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almakladır.
657 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi hükmünün uygulanmasının sağlanması amacıyla hazırlanan “Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmelik” ise 03/10/2011 tarihli ve 28073 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mezkur Yönetmeliğin 1 inci maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; Devlet memurluğuna atanacak özürlülerin alımına ilişkin olarak özür grupları ve eğitim durumları itibarıyla yapılacak merkezi sınav ve kura usulüne, merkezi sınav ve kura sonucuna göre yerleştirme işlemine, özürlülerin hangi işlerde çalıştırılacakları ile istihdamlarının takip ve denetimine, istatistiki bilgilerin temini ve tutulması ile ilgili diğer hususlara ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 11 inci maddesinde; “Özürlülere tahsis edilecek kadroların tespitinde, ilgili kurum veya kuruluşun, yurtdışı teşkilatı hariç, toplam dolu memur kadro sayısının % 3’ü dikkate alınır. Kurumlar, hizmet gereklerine göre Özürlülere tahsis edecekleri münhal kadrolarını, ÖMSS sonuçlarına veya kura usulüne göre yerleştirme yapılmasını sağlayacak şekilde farklı eğitim, sınıf bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre diğer münhal kadrolarda unvan değişikliği yapılarak gerekli kadrolar temin edilir. Özürlü personelin istihdam edileceği birimler, ilgili kurum veya kuruluşça belirlenir,” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca mezkur Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde; “Kamu kurum ve kuruluşları bir sonraki yıl için özürlü memur alımı yapacakları münhal kadrolarını; Başkanlığın resmi internet sitesindeki “DPB e-Uygulama” kısmının “Engelli Personel İşlemleri” başlıklı bölümünde yer alan “ÖMSS veya Kura Sonucuna Göre Yerleştirme Yapılması Talep Edilen Kadrolara İlişkin Bilgi Formu”ndaki bilgi alanlarını tam ve eksiksiz olarak doldurmak suretiyle, ilgili yılın Ekim ayı sonuna kadar on-line olarak Başkanlığa gönderir. Bildirimi yapılan kadroların yerleştirme işlemine alınabilmesi için, bu kadrolara İlişkin bilgi ve aranan koşulların, Başkanlığa süresi içerisinde, doğru ve eksiksiz olarak bildirilmiş olması şarttır.” hükmüne, 19 uncu maddesinde; “İlgili kamu kurum ve kuruluşları, yerleştirmesi yapılan kadrolardan atama sonucu göreve başlatılanları, ataması yapıldığı halde göreve başlamayanları, niteliği uymadığı gerekçesi ile ataması yapılamayan veya ataması iptal edilen adaylara ilişkin bilgileri, Başkanlığın resmi internet sitesindeki “DPB e-Uygulama” kısmının “Engelli Personel İşlemleri” başlıklı bölürnünde yer alan ilgili formlardaki bilgi alanlarını tam ve eksiksiz olarak doldurmak suretiyle ayrı ayrı on-line olarak, söz konusu atamayla ilgili işlemlerin sonuçlandığı tarihten itibaren 15 gün içinde Başkanlığa bildirir” hükmü, 22 nci maddesinde de; Kamu kurum ve kuruluşlarında özürlü memur çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetimi Başkanlıkça yapılır. Bu Yönetmelik bükümleri çerçevesinde, kurum ve kuruluşlar; istihdam ettikleri ve işten ayrılan özürlü personele ilişkin bilgileri, her yıl Mayıs ayının son günü itibarıyla Başkanlığın resmi internet sitesindeki “DPB e-Uygulama” kısmının “Engelli Personel İşlemleri” başlıklı bölümünde yer alan “İstihdam Edilen Engelli Personele İlişkin Bilgi Formu”ndaki bilgi alanlarını tam ve eksiksiz olar’ak doldurmak sureyle Başkanlığa on-line olarak gönderir. Ayrıca, kurum ve kuruluşlar söz konusu özürlü personele ilişkin bilgilerde meydana gelecek değişiklikleri de aynı usulle eş zamanlı olarak işlemek suretiyle güncelleştirir.” hükmü yer almaktadır.
2014 Yılı engelli memur alımında kurum ve kuruluşların dolu memur kadrolarının %3’ü oranında engelli memur istihdam etme yükümlülüğü ile bu yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda gösterdikleri hassasiyete uygun olarak yukarıda yer verilen hükümler ve açıklamalar çerçevesinde, “Web Kullanıcıları” aracılığıyla;
(1) Halen memur statüsünde istihdam ettikleri engelli personele ilişkin bilgilerin, “İstihdam Edilen Engelli Personele İlişkin Bilgi Formu”ndaki bilgi alanlarının tam ve eksiksiz olarak doldurulması,
(2) İşten ayrılan engelli memur statüsündeki personele ilişkin bilgilerin, “İstihdam Edilen Engelli Personele ilişkin Bilgi Formu”ndaki bilgi alanlarından silinmesi,
(3) 2014 yılı içerisinde yapılacak engelli memur yerleştirmeleri için münhal kadrolarına yerleştirme yapılması taleplerini, “ÖMSS veya Kura Sonucuna Göre Yerleştirme Yapılması Talep Edilen Kadrolara İlişkin Bilgi Formu”ndaki bilgi alanlarının 01/10/2013 ila 31/10/2013 tarihleri arasında tam ve eksiksiz olarak doldurulması,
(4) Engelli memur alım talebi sonrasında münhal kadrolarına yerleştirilenlerden atama sonucu göreve başlatılanlara ataması yapıldığı halde göreve başlamayanlara, niteliği uymadığı gerekçesi ile atama yapılamayan veya ataması iptal edilen adaylara ilişkin bilgilerin, “Yerleştirme Sonrası Engelli Atamalara İlişkin Bilgi Formundaki alanların atamaya ilişkin işlemlerin sonuçlandığı tarihten itibaren 15 günlük süre içinde doldurulma suretiyle Devlet Personel Başkanlığı resmi internet sitesindeki “DPB e-Uygulama” kısmının “Engelli Personel İşlemleri” bölümüne işlemeleri, ayrıca (3) ve (4) numarada istenilen bilgileri sisteme işledikten ve sistem üzerinden alınacak çıktıları yetkili makamlarına onaylattıktan sonra yazılı olarak Devlet Personel Başkanlığına göndermeleri gerekmektedir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.
Faruk ÇELİK
Bakan
Yüksek Seçim Kurulu Kararı ( Karar No : 554) (5 Aralık 2013 gün ve 28842 sayılı R.G.)
BELEDİYELERCE 30 MART 2014 TARİHİNDE YAPILACAK MAHALLİ
SEÇİMLER ÖNCESİNDEKİ PROPAGANDA SÜRESİNDE UYULMASI GEREKLİ HUSUSLAR
Yüksek Seçim Kurulu Kararı ( Karar No : 554)
(5 Aralık 2013 gün ve 28842 sayılı R.G.)
– K A R A R –
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Mahalli idareler seçimleri beş yılda bir yapılır. Her seçim döneminin beşinci yılındaki 1 Ocak günü seçimin başlangıç tarihidir. Aynı yılın Mart ayının son Pazar günü oy verme günüdür.” hükmüne istinaden, mahalli idareler seçimleri 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacaktır.
Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79. maddesi; “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma” görevi genel olarak Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 49 – 66. maddelerinde seçim propagandası ve yasaklar gösterilmiştir.
Yukarıdaki kanun hükmünde açıkça belirtildiği üzere; mahalli idareler seçimlerinin başlangıç tarihi 01 Ocak 2014 Çarşamba günü, oy verme günü ise 30 Mart 2014 Pazar günü olduğundan, bu seçimlerde seçim propagandasının başlangıç tarihi, 298 sayılı Kanun’un 49. maddesinin son fıkrası uyarınca 20 Mart 2014 Perşembe gününe rastlamaktadır.
Anılan hükümlere göre, seçimin ve seçim propagandasının başlangıç tarihlerinden itibaren kanunen yasak olan konular hakkında karar verilmesi amacıyla Kurulumuzun 14/9/2013 tarih, 2013/374 sayılı kararı ile oluşturulan Komisyon yaptığı çalışmaları tamamlayarak konu hakkında düzenlediği karar taslağını Kurulumuza sunmuş olmakla, konu incelenerek;
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde; seçimlerde propaganda serbestliği ve süresi ile ilgili uyulması gereken usul ve esaslar aşağıdaki biçimde düzenlenmiştir.
H) İlân ve reklam yerleri; (1 Ocak 2014)- (29 Mart 2014)
cc) Belediyelerin izni ile özel kişi ve kuruluşlar tarafından kurulan veya belediyelere ait olup da özel kişi ve kuruluşlara kiraya verilen sabit ilân ve reklam yerlerinin, bu kişi ya da kuruluşlar tarafından siyasi propaganda amacıyla kullandırılabilmesi için bu hususta yapılacak başvuru üzerine, söz konusu yerlerin ilçe seçim kurullarınca yukarıda belirtilen kurallara göre tahsis edilmesi gerektiğine (298/60-6),
I) İlân ve reklam yerleri ile ilgili yasaklar; (1 Ocak 2014) – (30 Mart 2014)
Belirtilen yasaklarla ilgili işlem yapma yetkisinin;
-Seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2014 Çarşamba gününden 27 Şubat 2014 Perşembe günü saat 24.00’e kadar mülki makamlara,
-Son otuz gün içinde (28 Şubat 2014 – 29 Mart 2014) ise ilçe seçim kurullarına ait olduğuna,
Belediyelerin; bu Genelge’de belirtilen yetkili mercilerin istemi üzerine bu Genelge hükümlerine aykırılıkların giderilmesi için gerekli olan araç, gereç ve personeli sağlamakla yükümlü bulunduğuna (298/61-1),
b) Seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2014 Çarşamba gününden, oy verme gününü takip eden güne kadar şehir içi veya şehir dışında, toplu taşıma amacıyla kamu hizmetlerinde kullanılan hava, kara, deniz ve raylı sistem taşıtlarında yer alan reklam yerleri ve araçlarında, siyasi propaganda içeren her türlü yayın yapılmasının yasak olduğuna,Toplu taşıma araçlarına tahsis edilmiş üstü kapalı duraklar ile yolcuların inip bindiği kapalı alanlarda da yukarıda belirtilen kuralın geçerli olduğuna,
İ) Matbua dağıtımı; (1 Ocak 2014)- (29 Mart 2014)
b) Devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olark çalışanların ilân dağıtamayacaklarına (298/62-),
J) Seçim süresince yapılamayacak işler;
c) Devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişilikleri, umumi menfaatlere hâdim cemiyetler ve Bankacılık Kanunu’na tabi teşekküllerin, siyasi bir partinin lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyuna tesir etmek maksadıyla her türlü yayınlarda bulunmalarının yasak olduğuna (298/62-2, 63-3) ,
II- SEÇİM PROPAGANDA SERBESTLİĞİNİN BAŞLANGIÇ TARİHİ OLAN 20 MART 2014 TARİHİNDEN İTİBAREN OY VERME GÜNÜNÜ TAKİP EDEN GÜNE KADAR OLAN SÜRE İÇİNDE;
A- Devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişilikleri, umumi menfaatlere hâdim cemiyetler ve Bankacılık Kanunu’na tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, (açılış ve temel atma dahil) törenler tertiplenmesinin, nutuklar söylenmesinin, demeçler verilmesinin ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunulmasının yasak olduğuna (298/64, Ek 6),