• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Aylık Arşivler : Haziran, 2014

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Değişikliği

Haz30
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

28 Haziran 2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 54.maddesinin 5.bendindeki “Etiket, tarife ve fiyat listeleri, indirimli satışlara ilişkin süre ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir” hükmü uyarınca “Fiyat Etiketi Yönetmeliği” yayınlanmıştır. Bu Yönetmelikle Etiket Tarife ve Fiyat  Listeleri Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Fiyat Etiketi Yönetmeliğinin 3.maddesinin atıfta bulunduğu  6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 54.maddesinin 4.bendinde ise; “Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidirler.” Düzenlemesi yer almaktadır.Bu madde hükmü uyarınca belediyelerin Fiyat Etiketi Yönetmeliğinin uygulanması ve izlenmesiyle  ilgili görevleri devam etmektedir. Ancak gerek 6502 sayılı Kanunda ve gerekse Fiyat Etiketi Yönetmeliğinin getirdiği usul ve esaslara uymayanlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı ,kim/kimler tarafından idari para cezası verileceği ve tahsil edileceğine  ilişkin düzenleme yer almamaktadır.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

İzmir 5. İdare Mahkemesi Kararı

Haz26
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

         

  İzmir 5. İdare Mahkemesi, Esas:2013/921, Karar:2014/345, Tarih: 12.03.2014

ÖZÜ: Umuma açık istirahat ve eğlence yeri kapsamında bulunan işyerinin faaliyet gösterebilmesi için İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin (b) fıkrasındaki kat maliklerinin oy çokluğu ile değil,  634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesi uyarınca, kat maliklerinden oy birliği  ile karar alınması gerekir.

Dava, İzmir İli, Konak İlçesi, Kültür Mahallesi, l375.sok, No:4/3 adresinde ikamet eden ve kat maliki olan davacı tarafından, aynı binanın altında bulunan içkili kafeteryaya verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ve canlı müzik izin belgesinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesinde; ana gayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabileceği kurala bağlanmıştır.

İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin (b) fıkrasında; ise “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına giren gayrimenkullerin, tapu kütüğünde mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve benzeri eğlence ve toplantı yerleri; fırın, lokanta, pastane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri; imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi işyerlerinin açılması hususunda kat maliklerinin oy birliği ile karar alması, tapuda iş yeri olarak görünen yerlerde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri açılması durumunda yönetim planında aksine bir hüküm yoksa, kat maliklerinin oy birliği ile aldığı kararın bulunması gerektiği belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir İli, Konak İlçesi, Kültür Mahallesi, 1375.sok, No:4/B adresinde İçkili Kafeterya olarak kayıtlı olan işyerine ait 4.5.2007 tarih ve 142 sayılı işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile 5.4.2013 tarih ve 4 sayılı canlı müzik izin belgelerinin bulunduğu, ancak bu işyerinin açılması konusunda herhangi bir kat malikleri kurulu kararı bulunmadığı, davacı tarafından anılan kafeteryaya verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesini iptal edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Yukarıda bahsedilen Kanun ve ilgili yönetmeliğin amacı birlikte değerlendirildiğinde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri kapsamında bulunan uyuşmazlık konusu işyerinin faaliyet gösterebilmesi için 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesi uyarınca, kat maliklerinden oy çokluğu ile karar alınması gerektiği açıktır.Olayda ise; mevcut bilgi ve belgelerden davacı tarafından iptali istenilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesinin kat maliklerince alınmış bir karar bulunmaksızın verildiğinin anlaşılması karşısında, mevzuata aykırı olarak verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 96,10 TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 12/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazıldı Duyurular, Yargı Kararları

İzmir 5. İdare Mahkemesi, Esas:2013/921, Karar:2014/345, Tarih: 12.03.2014

Haz25
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

       

  İzmir 5. İdare Mahkemesi, Esas:2013/921, Karar:2014/345, Tarih: 12.03.2014

ÖZÜ: Umuma açık istirahat ve eğlence yeri kapsamında bulunan işyerinin faaliyet gösterebilmesi için İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin (b) fıkrasındaki kat maliklerinin oy çokluğu ile değil,  634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesi uyarınca, kat maliklerinden oy çokluğu ile karar alınması gerekir.

Dava, İzmir İli, Konak İlçesi, Kültür Mahallesi, l375.sok, No:4/3 adresinde ikamet eden ve kat maliki olan davacı tarafından, aynı binanın altında bulunan içkili kafeteryaya verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ve canlı müzik izin belgesinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesinde; ana gayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabileceği kurala bağlanmıştır.

İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin (b) fıkrasında; ise “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına giren gayrimenkullerin, tapu kütüğünde mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve benzeri eğlence ve toplantı yerleri; fırın, lokanta, pastane, süthane gibi gıda ve beslenme yerleri; imalathane, boyahane, basımevi, dükkan, galeri ve çarşı gibi işyerlerinin açılması hususunda kat maliklerinin oy birliği ile karar alması, tapuda iş yeri olarak görünen yerlerde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri açılması durumunda yönetim planında aksine bir hüküm yoksa, kat maliklerinin oy çokluğu ile aldığı kararın bulunması gerektiği belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir İli, Konak İlçesi, Kültür Mahallesi, 1375.sok, No:4/B adresinde İçkili Kafeterya olarak kayıtlı olan işyerine ait 4.5.2007 tarih ve 142 sayılı işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile 5.4.2013 tarih ve 4 sayılı canlı müzik izin belgelerinin bulunduğu, ancak bu işyerinin açılması konusunda herhangi bir kat malikleri kurulu kararı bulunmadığı, davacı tarafından anılan kafeteryaya verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesini iptal edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Yukarıda bahsedilen Kanun ve ilgili yönetmeliğin amacı birlikte değerlendirildiğinde, umuma açık istirahat ve eğlence yeri kapsamında bulunan uyuşmazlık konusu işyerinin faaliyet gösterebilmesi için 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 24. maddesi uyarınca, kat maliklerinden oy çokluğu ile karar alınması gerektiği açıktır.Olayda ise; mevcut bilgi ve belgelerden davacı tarafından iptali istenilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesinin kat maliklerince alınmış bir karar bulunmaksızın verildiğinin anlaşılması karşısında, mevzuata aykırı olarak verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile canlı müzik izin belgesinin iptal edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 96,10 TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 12/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları

MAHALLİ İDARELERİMİZİN DİKKATİNE !

Haz20
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

            19 Haziran 2014  PERŞEMBE günlü ve 29035 sayılı Resmi Gazetede “Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”  yayınlanmıştır. Yönetmeliğin değişik 3.maddesinin (c) bendi;

“C) Kamu idareleri: Kanunun 3.madddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde tanımlanan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerini” şeklini almıştır. Yönetmelikte yer alan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3.maddesini (a) bendinde ;   Bu Kanunun uygulanmasında:

  a) Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idareleri, düzenlemesi yer almaktadır. Bu durumda belediyeler ve il özel idareleri de kapsama alınmış bulunmaktadır.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

Büyükşehir Belediyesi Kurulan İllerde Harcırah Uygulaması

Haz18
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIGI

Strateji Geliştirme Başkanlığı

 

Sayı: 43942091/45.03/2418709                                                                                                                                                  12/06/2014

Konu: Büyükşehir belediyesi Kurulan illerde harcırah Uygulaması

Bakanlığımıza ulaşan çok sayıda yazıda; 6360 sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesi olan illerde görev yapan Bakanlığımız personelinin 30.03.2014 tarihinden sonra il içinde yapılan naklen atamalarında veya geçici görevlendirmelerinde 6245 sayılı Harcırah Kanunu gereğince sürekli veya geçici görev yolluğu ödenip ödenmeyeceği hususunda tereddüte düşüldüğüne ilişkin Bakanlığımız görüşü sorulmaktadır.Bilindiği üzere, 6245 sayılı Harcırah Kanununun “Tarifler”başlıklı 3 üncü maddesinin (g) bendinde; “Memuriyet mahalli: Memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu ve ikametgahının bulunduğu şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde bulunan mahaller ile bu mahallerin dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların devamı niteliğinde bulunup belediye hizmetlerinin götürüldüğü veya kurumlarınca sağlanan taşıt araçları ile gidilip gelinebilen yerleri;” ifade eder şeklinde tanımlanmış olup,(h)bendinde yer alan “Başka yer” tanımının ise, (g) bendinde yazı memuriyet mahalli dışındaki yerlerin ifade edildiği belirtilmiştir.

Bu hükme göre, memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgahının bulunduğu şehir ve kasabaların:

1-Belediye sınırları içindeki mahalleler,

2-Belediye sınırları dışında kalmakla birlikte, yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların devamı niteliğinde olup, belediye(otobüs,su,kanalizasyon vb.) hizmetleri verilen mahaller,

3-Kurumlarınca sağlanan servis otobüsü veya benzeri taşıt araçları ile ulaşımın sağlandığı yerler, memuriyet mahalli sayılacaktır.

Buna göre, kuruma ait bir görevin yapılması amacıyla geçici olarak yurt içinde veya dışına başka bir yere gönderilen personele geçici görev yolluğu verilebilmesi için, bu görevlendirmelerin memuriyet mahalli dışına yapılmış olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, memuriyet mahalli içine yapılacak görevlendirmeler için yol masrafı ve yevmiye verilmesi mümkün bulunmamaktadır.Diğer taraftan, aynı Kanunun sürekli görev yolluğu verilmesini gerektiren halleri belirten 10 uncu maddesinde, yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan ya da yabancı ülkelerdeki memuriyet merkezi değiştirilen memur ve hizmetlilere yeni görev yerlerine kadar sürekli görev yolluğu olarak yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı verileceği hükme bağlanmıştır.Bu hükme göre,sürekli görev yolluğu bir göreve naklen atanan memur ve hizmetlilere eski memuriyet mahallinden yeni görev mahallerine kadar kendilerine ve aynı zamanda aile fertlerine ait ev eşyalarımın taşıtılmasına ve diğer zorunlu giderlerine karşılık olarak verilmektedir.

Sürekli görev yolluğu memur veya hizmetlinin fiilen evini ve aile fertlerini nakletmesi halinde ödenmesi gerekmektedir.Anılan Kanunun, “Memuriyet mahalleri içindeki yol masrafı” başlıklı 128 inci maddesinde ise, “Memuriyet mahalli içinde taşıt ile gidilmesi gereken bir yere görev ile gönderilenlerin (48 nci madde kapsamına girenler hariç) yol masrafı mutat olan taşıt aracına göre yapılacak gerçek masraf üzerinden verilir.Acele ve zorunlu hallerde, daire amirinin onayı ile, mutat taşıt dışındaki araçlarla gidilmesi halinde bu taşıt için yapılan masraf yol masrafı olarak ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu hükümlere göre, yol masrafının ödenebilmesi için gidilecek yerin, memuriyet mahalli içinde ve taşıt ile gidilmesini gerektirecek kadar da görev yerine uzak olması, aynı zamanda esas görevli olduğu mahalden yine memuriyet mahalli içinde bir yere süreklilik arz etmeyecek şekilde görevlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca memuriyet mahalli içinde yapılacak görevlendirmelerde öncelikle mutat taşıt araçlarımın kullanılacağı, acele ve zorunlu hallerde de daire amirinin onayı ile mutat taşıt dışındaki araçların kullanılabileceği bu durumda da bu taşıt için yapılan masrafın yol masrafı olarak ödenmesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, 6360 sayılı On Dört ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi ilçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la, ilk mahalli idareler genel seçimlerinden(30/03/2014)itibaren yürürlüğe girmek üzere, büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırı olarak belirlenerek sayıları otuza çıkarılmış, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerdeki köylerin ve belde belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılarak mahalleye dönüştürülmüştür.

Yukarıda belirtilen hükümler ve açıklamalar çerçevesinde;6360 sayılı Kanunun söz konusu maddelerinin yürürlüğe girdiği 30 Mart 2014 tarihinden itibaren Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülki sınırı olmasından dolayı Büyükşehir Belediyesi olan illerde memuriyet mahalli il mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, 30 Mart 2014 tarihinden sonra Büyükşehir Belediyesi olan illerde il içinde yapılan naklen atamalar ile geçici görevlendirmelerde sürekli görev yolluğu veya geçici görev yolluğu ödenmemesi gerekmektedir.Büyükşehir Belediyesi olan illerde taşıt ile gidilmesi gereken bir yere görev ile gönderilenlere yukarıda açıklanan şartları taşıması durumunda yol masrafı ödenmesi gerekmektedir.Bu itibarla, Büyükşehir Belediyesi olan illerde, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, 6245 sayılı Harcırah Kanununa göre, il içinde ataması yapılan personele sürekli görev yolluğu ile il içinde geçici görevlendirilen personele ise geçici görev yolluğu ödemelerinin yapılmaması gerekmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

 

Veysel ERDEL

 Bakan a.

 Başkan V.

Yazıldı Güncel Mevzuat

MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ

Haz16
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                           14 Haziran 2014   gün ve  29030 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ ile;

(1) 2/11/1985 tarihli ve 18916 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile,

(2) 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

            ‘Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’   ile getirilen  düzenlemelere kısaca değinirsek;

İMAR PLANLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPMAK İÇİN BAKANLIK ONAYI GETİRİLMİŞTİR.

* Yeni düzenleme ilçe ve büyükşehir belediyesi onayıyla sosyal teknik alanların kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesi gibi düzenlemeleri ortadan kaldırıyor. Artık yapılan tüm plan değişikliği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı zorunlu olacak. Bakanlık bu değişiklikle, yeşil ve sosyal alanlar üzerinde yapılacak plan değişikliklerinde son sözü kendisinin söylemesini amaçlıyor. *Belediyelerin imar planı yapmak yetkisi korunsa da ciddi bir merkezi denetim getiriliyor.

* Öte yandan Bakanlık onayı olsa dahi söz konusu alanın konum ve yüzölçümünün eşdeğer alanın alternatif olarak gösterilmesi zorunlu olacak. Yani şehrin merkezindeki değerli bir alanın alternatifi şehrin dışındaki bir bölge olamayacak. Alternatif olarak sunulan bölgenin park, meydan, açık alan ve yeşil alan olarak kullanılması da zorunlu tutulmuştur.

*İmar planı değişikliği zorlaştırılacak ve plan değişikliğine yeni sınırlamalar getirilecek. Yaşam kalitesi yüksek mekanlar için kentsel tasarım projeleri geliştirilecektir.

ŞEHRİN SİLUETİNE KORUMA

*Yeni yönetmelikle bina yüksekliği artıran imar değişikliklerinde şehrin ve yakın alanların siluetini etkilememe şartı getirilmiştir. Ayrıca; imar plan değişikliği ile emsal artışı ve kat adedi arttırılmışsa buna uygun sosyal ve teknik alt yapı alanı ayrılmasının da zorunlu olacaktır.

*İmar planlarında ticaret-konut, turizm-ticaret-konut, turizm-ticaret alanlarında konut kullanımına yer verilmesi halinde konut kullanım alanları belirlenecek ve buna uygun alanlar ayrılacaktır. Bu düzenlemedeki amaç, turizm alanlarında rezidans yaparak emsal fazlası yaratıp bu alanların satılmasını önlenmek. Karma konut alanlarında konut kullanım alanı belirtilmemişse bu oran en fazla yüzde 30 olacaktır.

YENİ YÖNETMELİĞİN GETİRDİĞİ TEMEL İLKELER:

*AVM ve sanayi kuruluşları ile lojistik ve depolama alanlarının şehir dışlarına çıkarılması öngörülmüştür.

* Turizm alanlarında yılın belli dönemlerinde nüfus artışına paralel sosyal teknik alt yapı alanları ve otopark alanları ayrılması zorunlu oldu. Kış nüfus ile yaz nüfusu çok farklı olan  turizm merkezileri için(Bodrum,Marmaris,Belek,Alanya,Side v.s.gibi )yeni bir planlama esası getirilmiştir.

* Afetlerde kullanılacak acil açık alanlar ve yollar yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

*Plan yapımı sırasında ,ilk defa afet ve jeolojik ve doğal verilerin dikkate alınması zorunluluğu getirilmiş, Yine bazı bölgelerde plan yapılırken anket, kamuoyu yoklaması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru gibi yollarla bilgilendirme zorunluluğu  öngörülmüştür.

*İptal edilen planlarda kurum ve kuruluş görüşlerinin dikkate alınması zorunluluğu yanı sıra ,plan yaparken de bitişik ve çevrede mevcut planlarla uyumlu plan yapılması zorunlu olmuştur.

*İmar planlarında kullanılan alanların içerisinde birden fazla kullanım alanı bulunması halinde uygulamada kullanıma ilişkin detaylar belirlenerek, ne kadar otopark, yeşil alan, sosyal ve teknik alt yapı alanı bağımsız bölüm sayısı açıkça anlatılacak.

*İlk defa sağlıklı yaşam ve toplumdaki spora teşvik amaçlı bir plan sistematiği devreye girmiştir.Okullara çok yakın çocuk bahçesi, oyun alanı, açık semt spor alanları, kreş, anaokul, ilkokul fonksiyonları dikkate alınacaktır.

*İmar planlarında çocuk bahçesi, oyun alanı, açık semt spor alanı, aile sağlık merkezi, kreş, anaokulu ve ilkokul fonksiyonları takriben 500 metre, ortaokullar takriben bin metre, liseler ise takriben 2 bin 500 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanacak.

*Ayrıca imar planlarında, dini tesislerden küçük cami takriben 250 metre, orta (semt) cami takriben 400 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanacak, mescitler ise yerleşik veya hareketli nüfusa göre takriben 150 metre hizmet etki alanında yapılabilecektir.

*İmar planı değişikliklerinin yapılabilmesi için değişikliğin altyapı ve ulaşıma yönelik etkilerini belirleyen ve çözüm önerileri getiren kentsel teknik altyapı etki değerlendirme raporu hazırlanacaktır.

*İmar Planlarında, öncelikle engelliler, çocuklar, yaşlılar ve hamileler gibi kamu ortak mekanlarını kullanmakta zorluk çeken ve hareket kısıtlılığı bulunan kişilerin kentsel ve sosyal altyapı alanlarına erişimini ve kullanımını sağlayıcı ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması amacıyla tasarım ilkeleri geliştirilmesi esas olacaktır.

*İmar planlarında araç trafiğinin azaltılması için toplu taşıma ve yaya öncelikli sistem kurgulanması, “park et-devam et” sistemin yaygınlaştırılması, toplu taşıma istasyonların etrafında otopark alanı ayrılması esas olacak. Semt veya bölge parkları da planlarda yer alacaktır.

*Kalkınma planlarında belirlenen hedefler ve stratejiler mekana yansıtılacak, ülke düzeyinde mekana yönelik stratejiler belirlenecek, ulaşım koridorları önerilecek ve bazı şehirlerdeki yığılmaları önleyecek çekim merkezleri oluşturulacaktır.

KIYILARDA KONTROLLÜ YAPILAŞMA SAĞLANACAK         

* Düzenlemede, kıyıların koruma ve kullanım dengesini sağlayan, bütüncül bakış açısı getiren, kıyı ve etkileşim alanlarında yapılacak bütünleşik kıyı alanı planının yapım usulleri de belirlenmiştir. Kıyı bölgelerdeki tüm kararlarda bakanlıktan uygunluk onayı aranacak. ‘Bütünleşik Kıyı Alanları Planları’ adı verilen yeni plan bakanlıkça belirlenecek ve bu bölgelerde yapılacak tüm uygulamalarda bakanlık son sözü söyleyecektir.

*Resmi Gazetede yayınlanan “Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği”nde, şehirlerin planlamasını ve inşaat sektörünü etkileyecek maddelerde yer almaktadır. Düzenlemeyle, 1985’ten beri uygulanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile mekansal planların kalitesi artırılacaktır. Planların hazırlanmasında eşik analizi gibi detaylı analizler ve araştırmalar yapılması öngörülmektedir.

*Özellikle afete yönelik mikro bölgeleme veya jeolojik etüt raporları Bakanlık tarafından onaylanmadan imar planları hazırlanamayacak, afet ve acil durumlar için ihtiyaç duyulan alanlar planlarda ayrılacaktır. Afet tehlikesi ve kentsel risklerin yüksek olduğu yerleşmelerde, yerel yönetimler gerektiğinde kentsel risk analizi yapacak. Risk analizleri plan kararlarına yansıtılacaktır.

* Arazi kullanımı ve yapılaşmada sadece mekansal strateji, çevre düzeni ve imar planlarına uyulacak, diğerleri ise mekansal planlara girdi sağlayacak, veri oluşturacak ve alt kademe planlara yol gösterecektir.

*Yerel yönetimler alt kademe imar planlarını yaparken sadece bir üst kademedeki çevre düzeni plan kararlarına uyacak, böylece plan kademelenmesi netleşecek ve süreç kısalacaktır.

*İmar planlarında, onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması zorunlu olacak. İmar planlarının hazırlanmasında mikro bölgeleme etütlerine öncelik verilecek.

*İmar Planları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca izlenecek, arşivlenecek ve kayıt altına alınacaktır.

TARİHİ DOKU KORUNACAK, DOKUYU OLUMSUZ ETKİLEYECEK PLAN DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAYACAK

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle planlar, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunma ve kullanma dengesini sağlayacak şekilde yapılacak. Ayrıca, sit alanlarında yapılacak koruma amaçlı imar planlarında tarihi çevre, geleneksel doku, kültürel ve doğal miras, sokak dokusunun korunmasına yönelik araştırmalar yapılacak. Koruma amaçlı imar planlarında, sit alanının bütününü olumsuz etkileyecek, değerleri bozacak veya yok edecek, geleneksel dokuyu olumsuz etkileyecek plan değişikliği yapılamayacaktır.

DİKEY YAPILAŞMAYA YÖNELİK PLAN DEĞİŞİKLİKLERİ KOLAYCA YAPILAMAYACAK

Dikey yapılaşmaya yönelik plan değişiklikleri kolayca yapılamayacaktır. Binaların katlarının artırılmasına yönelik plan değişiklikleri, yerleşmenin dokusuna, kimliğine, güneşe göre yönlenmesine ve silüetine uygun olması sağlanacaktır.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat, Makale ve Görüşler

BELEDİYELERİMİZİN DİKKATİNE !

Haz16
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

BELEDİYELERİMİZİN DİKKATİNE!

 14 Haziran 2014   gün ve  29030 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ ile;

(1) 2/11/1985 tarihli ve 18916 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile,

(2) 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı

Haz13
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Saymanlık Adı : Düzce Belediyesi Muhasebe Birimi,Tutanak No : 37063, Tutanak Tarihi : 30.04.2013 

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü;

1) 466 sayılı ilamın 1. maddesi ile Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınması gereken eğlence vergilerinin tahakkukunun ve tahsilinin yapılmaması nedeniyle 313.900,00 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.Dilekçi dilekçesinde özetle; Belediye Gelirleri Kanunu’nun Eğlence Vergisinin istisna ve muafiyetlerini düzenleyen 19’uncu maddesine 03.10.1984 tarih ve 3048 sayılı Kanun ile eklenen 5’inci fıkrasında “Bira, alkollü içki içilmeyen, satılmayan ve ruhsatnamelerde kahvehane, kıraathane, çayhane ve çay ocakları olduğu belirtilen yerler” in vergiden muaf tutulduğunu,

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 02.03.2005 tarih ve BGK-1/2005-1 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Sirküleri-1 konulu yazısının 3’üncü maddesinde;”İnternete bağlanma hizmeti veren, bira, alkollü içki içilmeyen, satılmayan ve ruhsatnamelerinde “Kahvehane” veya “İnternet Kafe” yazılı yerlerin eğlence vergisi ile yükümlü tutulmamaları gerekmektedir.” denildiğini,Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 30.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.66/6624-186/68716 sayılı yazısında;”Buna göre, ruhsatnamelerinde “internet kafe” veya “internet salonu” yazan yerler Kanunun 19/5 inci madde hükmü uyarınca eğlence vergisinden istisna olmakla birlikte,” denildiğini belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir.Sayıştay Savcılığı “İnternet kafelerin eğlence vergisinden müstesna tutulacağı hususunda vergi idaresinin yazılı görüşleri doğrultusunda bu talep yerinde görülmekle birlikte, tazmine hükmedilen meblağın içinde internet kafeler dışındaki vergiye tabi olması gereken işletmelerin olduğu da kararda yer alan listeden anlaşılmaktadır. Bu itibarla, tazmine konu meblağın tespiti maksadıyla Yargılamanın İadesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.“ şeklinde görüş bildirmiştir.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “İstisna Ve Muaflıklar” başlıklı 19. maddesinin 5. fıkrasında;

“Aşağıda belirtilen eğlence faaliyetlerinden bu vergi alınmaz:

…..

5. (Ek bent: 03/10/1984 – 3048/1 md.) Bira, alkollü içki içilmeyen, satılmayan ve ruhsatnamelerde kahvehane, kıraathane, çayhane ve çay ocakları olduğu belirtilen yerler.” hükmü yer almaktadır.

Yine dilekçe ekinde gönderilen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 02.03.2005 tarih ve BGK-1/2005-1 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu Sirküleri-1 konulu yazısı ve Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 30.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.66/6624-186/68716 sayılı yazısında, 2464 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 5. fıkrası hükmü uyarınca internet kafelerin eğlence vergisinden istisna tutulmaları gerektiği ifade edilmiştir.Gerek 2464 sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen istisna maddesi ve gerekse Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün görüşleri dikkate alındığında internet kafelerin eğlence vergisinden istisna tutulmaları gerekmektedir.Ancak ilamda yer alan kamu zararı tablosu incelendiğinde; tazmin hükmedilen yerlerden bir kısmının internet kafe statüsünde olmasına rağmen, bunlar dışında istisna maddesine girmeyen işletmelerin de bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla kamu zararı miktarının yeniden hesaplanması ve buna göre kamu zararı tablosunun yeniden oluşturulması gerekmektedir.Bu itibarla 466 sayılı İlam’ın 1. maddesi ile verilen tazmin hükmünün BOZULARAK kamu zararı miktarının yeniden belirlenmesi için dosyanın ilgili daireye tevdiine,

2) 466 sayılı ilamın 4. maddesi ile bazı bölümleri Düzce’de çekilen bir dizinin yönetmen, set ekibi ve oyuncularının yemek ve konaklama giderlerinin Belediye bütçesinden ödenmesi nedeniyle 120.538,12 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.Dilekçi dilekçesinde özetle; Belediye bütçesinden yapılacak olan temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderleri yönetmeliğinin;

“Madde 3 – Temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini Belediye Başkanının yetki ve takdirine tabidir.Bu giderlerin yapılmasını gerektiren temsil, tören, ağırlama ve tanıtım veya toplantıya belediye başkanının katılması şartı aranmaz.

Madde 5 -Ağırlama, Beldenin misafiri durumunda olan:

Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu Üyeleri,Merkezi Hükümet veya İllerin protokole dâhil kişileri,Yabancı Ülke Temsilcileri veya Konukları,Sanat, bilim, kültür ve spor dallarında kariyer sahibi kişileri,Yazılı ve Görsel Basın mensuplarını,Beldenin kalkınmasında katkısı olanlar veya olacağı anlaşılanlar ile bu kişilerin eşleri ve refakatindeki görevliler için, geleneklere ve davetin kapsamına göre, ağırlama, konuklama, konutlandırma ve bu işlerle ilgili olarak hazırlıkların gerektirdiği giderler ile bu kapsamda yapılacak ziyafet, kokteyl, hemşehrilik beratı, çiçek ve taşıma giderlerini kapsar şeklinde yapılır” denildiğini,Belediye Başkanı tarafından Beldenin tanıtımına ve kalkınmasına katkıları olacağı düşünülen TRT Genel Müdürlüğü tarafından Düzce’de çekilen diziye destekleyici olunması kararı alındığını, Düzce Belediye Başkanlığının unvanının dizinin destekleyicileri arasında yayımlandığını belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (h) bendinde;“Kamu gideri: Kanunlarına dayanılarak yaptırılan iş, alınan mal ve hizmet bedelleri, sosyal güvenlik katkı payları, iç ve dış borç faizleri, borçlanma genel giderleri, borçlanma araçlarının iskontolu satışından doğan farklar, ekonomik, mali ve sosyal transferler, verilen bağış ve yardımlar ile diğer giderleri ifade eder.” hükmü yer almaktadır.Bu hükme göre, bir giderin kamu gideri olarak nitelendirilebilmesi için, yaptırılan iş, alınan mal ve hizmetin kanunlara dayanması gerekmektedir. Oysa ne Belediye Kanunu’nda ne de başka bir kanunda bu tür bir giderin (dizi ekibinin yemek ve konaklama giderlerinin) ödenebileceğine dair hüküm bulunmaktadır. Ayrıca bu tür bir gider, Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nde tanımlanan temsil, ağırlama ve tören giderlerinin hiçbirisinin içeriğinde yer almadığından yemek ve konaklamaya ilişkin bu giderin temsil, ağırlama ve tören giderleri harcama kaleminden ödenmesi de mümkün değildir.Dilekçi her ne kadar Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 3. maddesine göre; temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayininin Belediye Başkanının yetki ve takdirine tabi olduğunu, ayrıca yapılan giderin Yönerge’nin 5. maddesindeki “Ağırlama gideri” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişse de;Yönerge’nin 2. maddesinde; “Bu yönerge, belediye idaresinin başı ve temsilcisi olan belediye başkanının bu sıfatının gereği olarak yapacağı temsil, ağırlama ve tören giderleri konusunda uyacağı kuralları kapsar.” denilmektedir. Söz konusu Yönerge’nin Genel Kural başlıklı 3. maddesinde ifade edilen takdir yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp, yine Yönerge’nin diğer maddelerinde belirtilen sınırlamalara tabi bir yetkidir. Ayrıca anılan yönergenin Ağırlama Giderleri başlıklı 5. maddesinde; “Ağırlama, Beldenin misafiri durumunda olan:

a) Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu Üyeleri,

b) Hükümet Merkezi veya diğer illerin protokole dahil kişiler,

c) Yabancı Ülke Temsilcileri veya konuklar,

d) Sanat, bilim, kültür ve spor dallarında temayüz etmiş kişiler,

e) Basın mensupları,

f) Beldenin kalkınmasında katkısı olanlar veya olacağı anlaşılanlar,

İle bu kişilerin eşleri ve refakatindeki görevliler için, geleneklere ve davetin şumulüne göre, ağırlama, konuklama, konutlandırma ve bu işlerle ilgili olarak hazırlıkların gerektirdiği giderlerle ziyafet, kokteyl, hediye, çiçek, bahşiş ve taşıma giderleri şeklinde yapılır.” denilmektedir.Yapılan harcama Yönerge’nin yukarıya alınan 5. maddesindeki hususların hiçbirisine girmemektedir. Çünkü bahsi geçen dizi (İpsiz Recep Dizisi) Düzce ilinin tanıtımı maksadıyla çekilen bir program olmayıp, TRT ile tüzel kişiliği olan yapımcının ticari iş ilişkisi çerçevesinde bütün maliyetleri TRT tarafından ödenen bir dizidir. Düzce Belediyesi’nin dizinin yönetmen ve oyuncularının yemek ve konaklama giderlerini karşılama yükümlülüğü ve yetkisi bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile bu giderler tamamen ticari ve kişisel hizmetler kapsamında değerlendirilmesi gereken harcamalar olup, bu giderlerin Temsil, Ağırlama ve Tören giderleri kapsamında ödenmesi mümkün değildir.Kaldı ki kamu zararı tablosu incelendiğinde; yapılan giderlerin, bir defaya mahsus, mahalli örf ve adetler çerçevesinde, beldenin misafiri konumundakilere yapılan bir ağırlama gideri olmayıp, farklı tarihlerde sürekli olarak tekrar eden harcamalar (yemek ve konaklama gideri) şeklinde olduğu görülmektedir.Bu itibarla dilekçi iddialarının reddedilerek 466 sayılı ilamın 4. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,Karar verildiği 30.04.2013 tarihli ve 37063 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Saymanlık Adı : Aydın Didim Belediyesi ,Tutanak No : 38573, Tutanak Tarihi : 11.03.2014

6) 1171 sayılı ilamın 7’nci maddesinde, Görev ve hizmetle ilgisi bulunmayan, kutlamadan ziyade kişisel mesajlara ağırlık veren ve yerel gazetelerde yayımlanan kutlama, duyuru ve anma ilanların bedellerinin belediye bütçesinden ödendiği gerekçesiyle toplam 62.144,60 TL.’ye tazmin hükmolunmuştur.

SONUÇ: Dilekçi iddialarının kabulü ile 1171 sayılı ilamın 7. maddesiyle verilen 62.144,60 TL.’ye ilişkin tazmin hükmünün KALDIRILMASINA, karar verilmiştir.

8) 1171 sayılı ilamın 9’uncu maddesinde, Didim Belediyesi personeline tahsis edilen cep telefonlarına ait görüşme bedellerinin Belediye bütçesinden ödendiği gerekçesiyle toplam 22.689,56 TL.’ye tazmin hükmolunmuştur.

SONUÇ: Dilekçi iddialarının kabulü ile 1171 sayılı ilamın 9’uncu maddesiyle toplam 22.689,56 TL.’ye ilişkin tazmin hükmünün KALDIRILMASINA, karar verilmiştir.

Saymanlık Adı : Bilecik Belediyesi Tutanak No : 38209, Tutanak Tarihi : 14.01.2014

960 sayılı ilamın 4.maddesi ile; Bilecik Belediyesinde çalışan Abdullah Tetik, Kadri Şentürk ve Ali Sizer’e ödenmiş olan Özel Hizmet Tazminatı tutarlarının kadroları gereği almaları gereken tazminat tutarlarından fazla ödenmesi nedeniyle 11.834,95 YTL.ye tazmin hükmü verilmiştir.Dilekçiler ortak olarak vermiş oldukları dilekçelerinde özetle,Anayasanın Angarya yasağını düzenleyen 18. maddesinde “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır…” hükmü ortadayken yalnızca 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak kamu zararı çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu,Vekaleten de olsa birim müdürlüğü kadrosuna usulüne uygun bir şekilde asili atamaya yetkili makam olan Belediye Başkanı tarafından vekaleten atanan personele sorumluluğa bağlı olarak verilen zam ve tazminatın sırf biriminde belirli bir süre çalışmış olma şartını taşımaması nedeniyle verilmemesinin Anayasanın 18. maddesinde belirtilen angarya yasağına da aykırı olduğunu, verilen zam ve tazminatın görev nedeniyle üstlenilen sorumluluğun karşılığı olarak verildiğini, Asil ve vekilin aynı yetki, görev ve sorumluluklara sahip bulunduğunu,Anayasanın Kanun önünde eşitlik başlıklı 10. maddesi hükmüne göre yüklenilen görev, yetki ve sorumluluklar ve hesap verme noktasında asil ile vekil arasında her hangi bir ayırım yapılmazken, yüklenilen sorumluluğun karşılığı olarak verilen zam ve tazminatın ödenmesi konusunda ayırım yapılarak vekaleten atanan memurlara zam ve tazminatın ödenmemesinin Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu,Vekaleten atanan personele sırf görevde yükselme yönetmeliğinde belirtilen asaleten atanmada gerekli şartlardan birisini taşımaması nedeniyle üstlenilen sorumluluğun karşılığı olarak verilen zam ve tazminatın ödenmemesinin Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü başlıklı 11. Maddesi hükmüne aykırı olduğunu,

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Zam ve Tazminatlar başlıklı 152. maddesinde,

“I – Zamlar

a) Niteliği ve çalışma şartları bakımından güç olan işlerde çalışanlara iş güçlüğü zammı,

b) Hayat ve sağlık için tehlike arzeden hizmetlerde çalışanlara iş riski zammı,

c) Sayıştay’a hesap vermekle yükümlü olan saymanlarla, vezne açığından malen sorumlu olanveznedar ve diğer görevlilere mali sorumluluk zammı,

d) Temininde, görevde tutulmasında veya belli yerlerde istihdam edilmesinde güçlük bulunan elemanlar için temininde güçlük zammı, ödenir

II- Tazminatlar: (Değişik: 20/3/1997 – KHK – 570/9 md.) Görevin önem, sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro unvan ve derecesi ve eğitim seviyesi gibi hususlar gözönüne alınarak bu Kanunda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının…” hükmünün bulunduğunu, Yine 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Görevin Fiilen Yapılması başlıklı 6. maddesinde “Zam ve tazminatların ödenebilmesi için, I, II ve III sayılı cetvellerde gösterilen personelin, kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapması zorunludur.” denildiğini,somut olayda Yazı İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten Abdullah TETİK’in esas kadrosunun Bilgisayar İşletmeni olsa da Yazı İşleri Müdürlüğü görevini fiilen yaptığını, bu çerçevede Yazı İşleri Müdürü olarak Belediye Encümeni üyeliği görevini yürüttüğünü ve kararlara imza attığını, Belediye Meclisi toplantılarına katıldığını, Belediye memur ve işçi disiplin kurullarında kurul üyesi olarak görev yaptığını, yine belediye bünyesinde kurulan bir çok kurul ve komisyonlarda görev yaptığını, diğer kurumlarca düzenlenen toplantılara Belediye Başkanlığını temsilen katıldığını, kısacası asil Yazı İşleri Müdürünün yaptığı bütün görevleri fiilen yaptığını,657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. maddesinin son fıkrasında “Bu Kanuna tabi kurumlarda, mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir.” hükmüne yer verilmiş olduğunu, 657 sayılı Kanunun zam ve tazminatlar başlıklı 152. maddesinde tazminatın tam bir tanımı yapılmamakla birlikte, mali sorumluluk tazminatının, Sayıştay’a hesap vermekle yükümlü olan saymanlarla vezne açığından malen sorumlu olan veznedar ve diğer görevlilere verildiğinden mali sorumluluk taşıyan ve muhtemel mali riskleri olan görevlilere verilen bir tazminat olarak düşünülmesi gerektiğini,Aynı maddenin II. fıkrasından da genel olarak tazminatların görevin önemi, görevlinin sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi ve eğitim seviyesi gibi hususlar göz önüne alınarak tespit edildiğinin anlaşıldığını,5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu harcama birimi, harcama yetkilisi gibi yeni tanımları da beraberinde getirdiğini, Kanunda harcama biriminin “Kamu idaresi bütçesinde ödenek tahsis edilen ve harcama yetkisi bulunan birimi, şeklinde Aynı kanunun 31. maddesinde ve Belediye Kanununun 63. maddesinde Harcama Yetkilisinin “Bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir.” şeklinde tanımlandığını,Belediye Kanununun 61. maddesinin son fıkrasında ise “Belediye başkanı ve harcama yetkisi verilen diğer görevliler, bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumludur.” denildiğini,Yine Taşınır Mal Yönetmeliğinin sorumluluk başlıklı 5. maddesinde harcama yetkililerinin bu kapsamdaki sorumluluklarının bentler halinde sıralandığını,4734 sayılı Kamı İhale Kanununun tanımlar başlıklı 4. maddesinde İhale yetkilisinin: İdarenin, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi veya kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmış görevlileri” şeklinde tanımlandığını,Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden vekaleten de atanmış olsa her birim müdürünün aynı zamanda harcama yetkilisi ve ihale yetkilisi olarak mali ve ayni sorumluluğu bulunan bazı görev ve sorumluluklar üstlendiğini ve bunları yerine getirmediği takdirde kendisine mali sorumluluklar yüklendiğini, Daha önceki mali sistemde yapılan mali işlemlerle ilgili sorumluluklar tahakkuk memuru, sayman ve ita amirine aitken, 5018 sayılı yasanın getirdiği yeni sistemde mali sorumluluğun gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisine (birim müdürü) ait olduğunu, Bu nedenle personele zam ve tazminatların ödenmesinin hukukun, adaletin ve hakkaniyetin gereği olduğunu,99 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde vekalet göreviyle ilgili genel hükümlere yer verildikten sonra 1-4 üncü dereceli kadrolara vekalet edeceklerin 657 sayılı Yasanın 68. maddesinde belirtilen şartları haiz olmalarının öngörüldüğünü ve ayrıca 657 sayılı Yasanın 68/B maddesindeki 1-4. derecedeki kadrolara atanmak için yüksek öğrenim görmüş bulunmak şartı arandığını,İlama konu olayda 1. derece Yazı İşleri Müdürü kadrosuna vekalet eden Abdullah TETİK’in 10 yıllık Devlet Memuru olduğunu, 4 yıllık İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini bitirdiğini, dolayısıyla 657 sayılı yasanın 68. maddesinde belirtilen şartları haiz olup, 68/B maddesindeki yüksek öğrenim görmüş olma şartını da taşıdığını,5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun kamu zararı başlıklı 71. maddesinde kamu zararının tanımlandığını, fiilen yapılmayan bir iş veya hizmet için ödeme yapılmadığından kamu zararı oluşmadığını,5393 sayılı belediye kanununun 49. maddesinin 6. Fıkrası hükmüne göre başka bir kurumda istihdam edilen personelin 657 sayılı Kanunun 68/B maddesinde belirtilen şartları taşımaları kaydıyla Belediyelerdeki birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarına geçici olarak görevlendirilmesi halinde bile biriminde veya belediyede belirli bir süre (4yıl) görev yapmış olma şartı aranmaksızın görevlendirildikleri kadroya ait her türlü mali hakları ile diğer hakları ödenmekte iken; Belediyede 2008 yılı başı itibariyle 3 yıldır görev yapmakta olan ve 657 sayılı yasanın 68/B maddesinde belirtilen şartları taşıyan bir personelin aynı kurumda birim müdürü kadrosuna vekaleten atanması halinde üstlenilen sorumluluğun karşılığı olarak verilmesi gereken zam ve tazminatların sırf biriminde 4 yıl çalışmış olma şartının bulunmaması nedeniyle ödenmemesinin hukuka, adalete ve hakkaniyete uygun olmadığını,5393 sayılı Belediye Kanununun 84. maddesinde “657 sayılı Devlet Memurları Kanununda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünün bulunduğunu, karar verilirken 5393 sayılı Belediye Kanunundaki personelle ilgili özel hükümlerin de dikkate alınmasının uygun olacağını,Danıştay 11. Dairesinin 2003/5610 Karar nolu, 2001/481 Esas nolu ve 22.12.2003 tarihli kararında “asilde aranan şartlan taşımayan bir kişinin vekil olarak atanamayacağı ve kendisine vekalet aylığı ödenemeyeceği açık olmakla birlikte, Anayasanın angaryayı yasaklayan hükmü uyarınca, davacının fiilen yürüttüğü vekalet görevinden dolayı vekalet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiği” denildiğini,İlamın 4. maddesindeki kamu zararı tablosunda Abdullah TETİK’in alması gereken Özel hizmet Tazminatı oranının 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Diğer tazminatlar başlıklı III sayılı Cetvelin G bölümünün b-1 kısmında yer alan Bilgisayar İşletmeni vb. için belirlenmiş olan % 50 olarak belirlenerek kamu zararı hesabı yapıldığını, Abdullah TETİK’in işgal ettiği Bilgisayar İşletmeni kadrosunun personel hareket onayından da anlaşılacağı üzere 3. derece olduğunu,2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Özel hizmet tazminatı başlıklı II sayılı cetvelin 17. Grubunda; “Yukarıda sayılan 1 ila 16 ncı Gruplara göre özel hizmet tazminatı alamayanlardan, Kurumların Genel İdare Hizmetleri Sınıfına dahil 1, 2, 3 ve 4 üncü dereceli kadrolarında bulunanlar…… 55” denildiğini, Belediyece hazırlanan zam ve tazminatlara ait cetvellerin aynı bakanlar kurulu kararının 5. maddesinin 3. fıkrasının a bendi gereğince kontrol edilmek üzere Valilik Makamına gönderildiğini ve Valilik Makamınca onaylandığını, Onaylanan II sayılı cetvelde Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri sınıfında yer alan 3-4. derece Bilgisayar İşletmeni kadrosunun Özel hizmet Tazminatı oranı % 55 olarak belirlendiğini, Dolayısıyla Kamu zararı hesaplanırken alınması gereken özel hizmet tazminatı oranının % 50 olarak değil de % 55 olarak alınması gerektiğini,Ayrıca alınması gereken ÖHT tutarı ile alınan ÖHT tutarı arasındaki farkın tamamının kamu zararı olarak çıkarıldığını ancak anılan bakanlar kurulu kararının 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendi gereğince ÖHT tutarından damga vergisi kesintisi yapıldığını, dolayısıyla hesaplanan kamu zararı toplamından devlete kesilen % 0,6 oranındaki damga vergisi tutarının düşülmesi gerektiğini ileri sürerek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir. Savcılık: “960 sayılı ilamın 4. maddesi ile ilgili olarak; Dilekçi tarafından ileri sürülen gerekçeler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 152. maddesi ile 05.01.2008 tarihli 26747 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2008/13055 sayılı, ve 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında belirtilen esaslara uygun düşmediğinden talebin reddi ile mevzuata uygun Daire kararının tasdikine karar verilmesi uygun olur.” şeklinde görüş bildirmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Zam ve Tazminatlar” başlıklı 152. maddesinde;

“ …

II- Tazminatlar: Görevin önem, sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro unvan ve derecesi ve eğitim seviyesi gibi hususlar göz önüne alınarak bu Kanunda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının,

A – ÖZEL HİZMET TAZMİNATI:

a) Genel İdare hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunanlarla üst yönetim görevi yapan personelden;

1. Birinci derece kadrolarda bulunanlar için % 345 ine,

2. İkinci derece kadrolarda bulunanlar için % 100 üne,

3. Üçüncü derece kadrolarda bulunanlar için % 80 ine,

4. Dördüncü derece kadrolarda bulunanlar için % 70 ine,

5. Beş, Altı ve Yedinci derecelerden aylık alan Şube Müdürü, Müdür, Sayman (Muhasip ve muhasebeci kadrosunda olanlar dahil), Başkan ve bunların yardımcıları için % 60 ına,.., kadar, bu nispetleri aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca belirlenecek esas, ölçü ve nispetler dahilinde yukarıdaki tazminatlar ödenir….” denilmiştir.

05.01.2008 tarihli 26747 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008/13055 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar” ve eki cetvellerin 2008 yılında da uygulanmaya devam edilmesi Bakanlar Kurulu’nca 03.01.2008 tarihinde kararlaştırılmıştır.Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararın: “Esas alınacak sınıf, kariyer, kadro ve görev unvanları” başlıklı 3. maddesinde;(1) a) I sayılı Cetvelin (A), (D), (E), (F), (G) ve (H) bölümlerinde yer alan zamlar ile II sayılı Cetvelin (A), (B) ve (D) bölümlerinde yer alan özel hizmet tazminatının ödenmesinde;1) Kurumların 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerinde yer alan kadro unvanları, …esas alınır.”“Görevin fiilen yapılması” başlıklı 6. maddesinde;

“(1) Zam ve tazminatların ödenebilmesi için, I, II ve III sayılı cetvellerde gösterilen personelin, kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapması zorunludur.”“Vekalet” başlıklı 9. maddesinde;

“(1) 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesi uyarınca;

a) 1) Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet ettirilenlere;

aa) Vekaletin, 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması,

bb) Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi,

cc) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları, kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.……” hükmüne yer verilmiştir.Karara ekli (II) sayılı Cetvelde Özel Hizmet Tazminatı oranları Kadro unvan ve derecesine göre ayrı ayrı tespit edilmiştir.17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar’ın eki II sayılı cetvelin (A) Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri bölümünün 10. Grubunun 5. sırasında; “Şube Müdürü, Müdür, Sayman, Başkan ve Başuzman (KİT) ünvanlı kişilere % 135”, aynı bölümün 15. Gurubunun 1. sırasında; “Şube Müdürü, Müdür, Sayman, Başkan ve bunların yardımcılarından 4 üncü dereceli kadrolarda çalışan kişilere % 68” oranında özel hizmet tazminatı ödenmesi öngörülmüştür.Aynı Karar’ın eki Diğer Tazminatlar başlıklı III sayılı cetvelin G bölümünün b-1 kısmında yer alan “…bilgisayar İşletmeni…” ünvanlı memurlara % 50, aynı bölümün b-2 kısmında yer alan ve 8. dereceden daha yüksek dereceden aylık alan ve anılan cetvelin diğer bölümlerinde sayılan tazminatlardan yararlanamayan personele % 49 oranında özel hizmet tazminatı ödeneceği belirtilmiştir.02.02.2000 tarihli 23952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Hizmete ilişkin özel şartlar” başlıklı değişik 15. maddesinde; “Bu Yönetmeliğe tabi personelde hizmete ilişkin olarak;

a) Müdür kadrosuna atanabilmek için;

…

2) En az 2 yıl müdür yardımcısı kadrosunda bulunmak, müdür yardımcılığı kadrosu yoksa 3 yıl şef veya aynı alt hizmet grubunda bir kadroda bulunmak, hiçbiri yoksa biriminde 4 yıl çalışmış olmak,…şarttır.” denilmiştir.Buna göre, bir göreve vekâleten atananlara, 2006/10344 sayılı “Devlet Memurlarını Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin” Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca zam ve tazminat farkının ödenebilmesi için, vekilin Kararın 9. maddesinde aranan şartları bir arada taşıması gerekmektedir. Müdür kadrosuna atanabilmek için gereken şartlar yukarıda yer verilen Yönetmelikte belirlenmiştir.

Bunlar:

1) En az 2 yıl müdür yardımcısı kadrosunda bulunmaları,

2)Müdür yardımcılığı kadrosu yoksa 3 yıl şef veya aynı alt hizmet grubunda bir kadroda bulunmaları,

3)Hiçbiri yoksa birimlerinde 4 yıl çalışmış olmaları şeklindedir.Dolayısıyla, müdür kadrosuna vekaleten atanan kişiler, eğer yukarıda üç madde halinde sayılan şartların hiçbirine haiz değillerse, vekaleten baktıkları görevin zam ve tazminat tutarlarının, fiilen almış oldukları zam ve tazminattan daha yüksek olması halinde, aradaki fark kendilerine ödenemez.İlama konu olayda; Abdullah Tetik’in 03.03.2005 tarihinde Bilecik Belediyesi’nde, “Bilgisayar İşletmeni” unvanıyla “Yazı İşleri Müdürlüğü”nde göreve başladığı, 21/03/2006 tarihinde Yazı İşleri Müdürlüğü’ne vekaleten atandığı, memuriyet hayatı boyunca “müdür yardımcılığı” veya “şef” ile benzeri unvanlı bir kadroda çalışmadığı ve biriminde (söz konusu durumda Yazı İşleri Müdürlüğü’nde) 4 yıl çalışmış olma şartının da 03.03.2009 tarihinde dolduğu, buna karşın ilgili kişinin 2008 yılı boyunca vekalet ettiği kadro unvan ve derecesi için öngörülen ve II sayılı cetvelin “Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri” başlıklı (A) bölümünün 10. Grubunun 5. sırası içinde yazılı %135 oranında Özel Hizmet Tazminatı aldığı,Kadri Şentürk’ün 11.05.2005 tarihinde Bilecik Belediyesi’nde, “Tahsildar” unvanıyla göreve başladığı, 14.08.2006–18.01.2007 tarihleri arasında Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne daha sonra 14.03.2006 tarihinde de “Hukuk İşleri Müdürlüğü”ne vekaleten atandığı, memuriyet hayatı boyunca “müdür yardımcılığı” veya “şef” ile benzeri unvanlı bir kadroda çalışmadığı ve biriminde (söz konusu durumda Hukuk İşleri Müdürlüğü’nde) 4 yıl çalışmış olma şartının da daha önce anılan birimde hiç çalışmamış olmasından hareketle 2008 yılı için gerçekleşmediği, bu sebeple kendi kadro unvanı ile ilgili ve Bakanlar Kurulu Kararına ekli, Diğer Tazminatlar başlıklı III sayılı Cetvelin G bölümünün b-2 kısmında yer alan ve 8. dereceden daha yüksek dereceden aylık alan ve anılan cetvelin diğer bölümlerinde sayılan tazminatlardan yararlanamayan personel için öngörülen %49 oranında özel hizmet tazminatı almasının gerektiği, buna rağmen bahsedilen kişinin 2008 yılı boyunca vekalet ettiği kadro unvan ve derecesi için belirlenmiş ve II sayılı cetvelin “Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri” başlıklı (A) bölümünün 10. Grubunun 5. sırası içinde, yazılı % 135 oranında Özel Hizmet Tazminatı aldığı,Ali Sizer’in 20.10.2000 tarihinde Bilecik Belediyesi’nde, “itfaiye eri” olarak göreve başladığı, 15/03/2002 tarihinde tahsildar kadrosuna nakledildiği, 13.08.2007 tarihinde Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne vekaleten atandığı, memuriyet hayatı boyunca “müdür yardımcılığı” veya “şef” ile benzeri unvanlı bir kadroda çalışmadığı ve biriminde (söz konusu durumda Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde) 4 yıl çalışmış olma şartının da 2008 yılında gerçekleşmemiş olduğu göz önünde tutulduğunda ilgilinin belirtilen tarihe kadar, kendi kadro unvanı için belirlenmiş olan ve Bakanlar Kurulu Kararına ekli, Diğer Tazminatlar başlıklı III sayılı Cetvelin G bölümünün b-2 kısmında yer alan ve 8. dereceden daha yüksek dereceden aylık alan ve anılan cetvelin diğer bölümlerinde sayılan tazminatlardan yararlanamayan personel için öngörülen, % 49 oranında özel hizmet tazminatı almasının gerektiği, buna rağmen bahsedilen kişinin 2008 yılı boyunca vekalet ettiği kadro unvan ve derecesi için belirlenmiş ve II sayılı cetvelin “Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri” başlıklı (A) bölümünün 15. Grubunun 1. sırası içinde yazılı % 68 oranında Özel Hizmet Tazminatı aldığı, anlaşılmaktadır.Dilekçiler dilekçede, söz konusu personelin boş olan kadrolara vekalet ettirilmesi nedeniyle vekalet aylığı ödenmediğini, sadece vekalet edilen kadronun zam ve tazminatının ödendiğini, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşıyan personelin Kurumda bulunmaması nedeniyle ve ihtiyaca binaen 657 sayılı Kanunun 68. maddesinde belirtilen şartları taşıyan personel arasından birim müdürlüklerine Belediye Başkanlığınca vekaleten atamalar yapıldığını, adı geçen personelin vekaleten atanmasının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 86. maddesine binaen yapılmış olduğunu, Yönetmelik’in 15. maddesinde belirtilen şartlardan biri olan “hiç biri yoksa birimlerinde 4 yıl çalışmış olmak” şartını görevlendirilen personel taşımamakta ise de Yönetmelikte belirtilen bu şart dışındaki diğer şartların tamamını ve kanunlarda belirtilen şartların tamamını taşımakta olduklarını, 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin 6. fıkrası hükmü gereği başka bir kurumda istihdam edilen personelin 657 sayılı Kanunun 68. maddesinde belirtilen şartları taşımaları kaydıyla Belediyelerdeki birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarına geçici olarak görevlendirilmesi halinde bile görevlendirildikleri kadroya ait her türlü mali hakları ile diğer haklarının ödenmekte olduğunu, Danıştay 11. dairesinin 22.12.2003 tarihli kararında asilde aranan şartları taşımayan bir kişinin vekaleten atanması halinde Anayasanın 18. maddesinde düzenlenen ve angaryayı yasaklayan hükmü uyarınca, vekilin fiilen yürüttüğü görev karşılığında bazı maddi haklara hak kazanacağına karar verildiğini belirtmişlerse de;Yukarıda yer verilen gerekçelerle, Bilecik Belediyesinde memur statüsünde çalışan Abdullah Tetik, Kadri Şentürk ve Ali Sizer’in vekâleten adandıkları müdür kadrosu için genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları bir arada taşımadıkları halde vekalet ettikleri kadro için öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadroları karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olan kısmının kendilerine ödenmesi mevzuata uygun değildir.Ayrıca Kamu zararı tutarının net rakamlar üzerinden hesaplanması gerektiğine ilişkin itiraz da yerinde değildir. Sayıştay denetimine giren idare ve kurumların saymanlık hesaplarının incelenmesi sonunda saptanan mevzuata aykırı ödemelerden genel bütçeli dairelere ilişkin bulunanların, vergi kesintileri düşüldükten sonra kalan tutarlar üzerinden, katma bütçeli dairelerle diğer kuruluşlara ilişkin olanların ise, bütçelere gider olarak kaydedilen kesintisiz tutarlar üzerinden hesaplanması gerektiğine dair Sayıştay Genel Kurulunun, 12.02.1981 tarih ve 4107/1 sayılı kararı gereğince ilgili daire için kamu zararı hesaplanırken brüt rakamlar üzerinden hesaplama yapılmıştır.Diğer taraftan ilamda 1-4 dereceli bilgisayar işletmeni için kamu zararı hesaplanırken % 135 oranı ile % 50 oranı arasındaki fark esas alınmıştır.Oysa 1-4 dereceli Bilgisayar işletmeni için alınması gereken özel hizmet tazminatı oranı, yan ödeme kararnamesine ekli II sayılı cetvelin Üst Yönetim ve Genel İdare Hizmetleri sınıfında yer alan 17.gruptaki;“1 ila 16. Gruplara göre özel hizmet tazminatı alamayanlardan, kurumların Genel İdare Hizmetleri sınıfına dahil 1,2,3 ve 4.dereceli kadrolarında bulunanlar” için öngörülen % 55 oranıdır.Bu nedenle kamu zararı hesaplanırken, % 135 ile % 55 arasındaki farkın esas alınması gerekmektedir.Buna göre bir hesaplama yapıldığında Abdullah Tetik için fazla ödenmiş tutar, 4.611,85 YTL. olmaktadır.Sonuç olarak 960 sayılı ilamın 4.maddesi ile 11.834,95 YTL.ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünden mevzuata uygun olan 288,95 YTL.nin düşülerek geriye kalan 11.546 YTL.nin;4.611,83 YTL.sinin gerçekleştirme görevlisi (Şef) Nilgün Kardaş ile harcama yetkilisi (Yazı İşleri Müdürü) Abdullah Tetik’in,4.294,90 YTL.sinin, gerçekleştirme görevlisi (Zabıta Müd.V.) Ahmet Özbek ile harcama yetkilisi (Bilgisayar işletmeni) Hayrettin Tatar’ın,2.639,27 YTL.sinin, gerçekleştirme görevlisi (Zabıta Müd.V.) Ahmet Özbek ile harcama yetkilisi (Bilgisayar işletmeni) Emine Kaya’nın, uhdelerinde kalmak üzereDÜZELTİLMEK SURETİYLE TASDİKİNE,Karar verildiği 07.01.2014 tarih ve 38209 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Yazıldı Yargı Kararları

EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Haz13
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

63 SERİ NO’LU EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

                                                    (17/04/2014 gün ve 28975  sayılı R.G.)

 Kapsam 

1. Giriş

Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden, 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun uygulanması ile ilgili olarak yayımlanan, ancak zamanla güncelliğini kaybeden veya belirli sürelerde uygulanmak üzere çıkarılan tebliğlerin açık bir tebliğ hükmü ile yürürlükten kaldırılmamasının uygulamada mükerrerliğe ve karışıklığa neden olduğu anlaşılmıştır.

 2. Yürürlükten kaldırılan tebliğler

Yukarıda belirtilen nedenlerle aşağıda yer alan tebliğler bu Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

1) 18/11/1972 tarihli ve 14365 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 7).

2) 26/6/1974 tarihli ve 14927 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 9).

3) 4/3/1998 tarihli ve 23276 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 20).

4) 22/5/1998 tarihli ve 23349 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 21).

5) 27/10/1998 tarihli ve 23506 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 23).

6) 11/12/2001 tarihli ve 24610 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 32).

7) 26/3/2004 tarihli ve 25414 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 39).

8) 29/7/2004 tarihli ve 25537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 40).

9) 20/3/2005 tarihli ve 25761 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 43).

Tebliğ olunur.

 

 

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Danıştay Kararları

Haz12
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin




Yazıldı Duyurular, Yargı Kararları
Onceki Sayfa ←

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız