• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Aylık Arşivler : Ağustos, 2014

BELEDİYELERİN TEMSİL, TÖREN VE AĞIRLAMA HARCAMALARI

Ağu29
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

BELEDİYELERİN TEMSİL, TÖREN VE AĞIRLAMA HARCAMALARI

            Temsil, Tören ve Ağırlama Harcamalarının  Hukuki Dayanağı

 

            İdarenin düzenleyici işlemlerinin yönetmelik ile yapılması Anayasa’nın 124.maddesinin bir gereğidir. Ayrıca bu madde hükmü  uyarınca yönetmelikler, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak üzere çıkarılarak uygulamaya konulur.İl özel idareleri ve belediyelerin, söz konusu harcama kalemleri açısından farklılık gösterdiği görülmektedir.

Özel idareler için,5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 82.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak temsil, ağırlama ve tören giderlerini düzenleyen bir Yönetmelik İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanmış ve Sayıştay’ın görüşü de alınarak 04.02.1988 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Ancak, belediyeler için buna benzer bir Yönetmelik çıkarılmamıştır. Bunun nedeni ise, temsil ağırlama ve tören giderleri konusunda Yönergenin yürürlüğe konulduğu 1984 yılında yürürlükte olan 1580 sayılı Belediyeler Kanunu ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununda bu konuyu düzenleyen bir mevzuat hükmünün bulunmamasıdır. Bu nedenle belediyeler için bu konuda bir yönetmelik çıkarılması mümkün olamamıştır.

Görüleceği üzere belediyelerde temsil, ağırlama ve tören giderlerinin ne şekilde yapılacağını düzenleyen ve bu tür harcamalara dayanak olabilecek bir Yasal düzenlemeler 5216  (23.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir)  ve 5393 sayılı   (13.07.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir) Yasaların yürürlüğe girdiği tarihlerden sonra mümkün olmuştur. Ancak, bu tarihe kadar ki uygulama, mevzuattaki boşluk nedeniyle  “yönerge” ile aşılmaya çalışılmıştır. Her ne kadar bu tür harcamalar yasal bir dayanağa kavuşmuşsa da, bu konuda başkaca bir hukuki düzenleme (Yönetmelik gibi)  olmadığından  temsil, ağırlama ve tören giderleri   halen mevcut Yönergeye dayanarak yapılmaktadır.

3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun, “Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü” başlıklı 11.maddesinde; ilgili müdürlüğün görevleri sayılırken (b) fıkrasında yer alan, “Bakanlığın mahalli idareler üzerinde sahip olduğu vesayet yetkisinin mevzuat hükümleri gereğince uygulanmasını sağlamak….:” şeklindeki hükme dayanılarak bu konuda 25.4.1984 tarih ve 1984-27302 sayıyla Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi çıkarılmıştır.

Bu yönergeye dayanak oluşturan hüküm incelendiğinde görüleceği üzere Yasada yer alan vesayet yetkisinin kullanımının da mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi  gereklidir. Bu durumda 3152 sayılı Yasanın 11/b fıkrası esasen ilgili Yönergeye dayanak oluşturmaktan uzak gözükmektedir. Çünkü, bu Yönergenin düzenlendiği tarihte belediyelerin temsil, ağırlama ve tören gideri yapmasına imkan   veren veya dayanak oluşturan bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.

Yönergenin sözlük anlamı; bir şeyin nasıl yürütüleceği, hangi yöntemlerin kullanılacağı hakkında yetkili makamlar tarafından alt aşamadaki birimlere verilen bilgi, talimat ve direktiftir. İşte bu direktifle belediyelerde temsil ağırlama giderleri bugüne değin yürütülegelmiştir.

5393 sayılı Belediye Yasasının yürürlüğe girdiği tarihe kadar, gerek 1580 sayılı Belediye Yasasında ve gerekse diğer yasalarda, bu tür giderlerin yapılabilmesine imkan tanıyan “açık” bir mevzuat hükmünün bulunmayışı; belediyeler üzerinde denetim görevini yürüten Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı denetim elemanlarının raporlarına, ilgili konu 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu yürürlüğe girinceye kadar kişi borcuna alınarak, tazmin edilmesi şeklinde yer almıştır.5018 sayılı Kanun sonrasında ise bu tür  harcamalar Kanunun 71.maddesinde düzenlenen kamu zararı kavramı içinde değerlendirilerek  “mevzuata aykırı ödeme” şeklinde yansımaktadır. Bu durumun sonucu olarak da belediye bütçesinden yapılan bu ödemenin Kamu Zararlarının Takip ve Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan harcamanın ilgililerden tahsili istenilmektedir. Sonuçta İçişleri Bakanlığı tarafından “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi” hazırlanarak bu husustaki mevzuata aykırılık oluşturan ödemeler hukuki dayanağa oturtulmaya çalışılmıştır. İlgili “Yönerge” çıkarılırken “Sayıştay görüşü alınmadığı” ve “herhangi bir yasa hükmüne dayanmadığı” gerekçeleri ile eleştirileriyle karşı karşıya da kalmasına rağmen bugüne değin uygulandığı ve uygulamaya devam edilerek, belediye bütçesinden gerçekleştirilen bu tür giderlere dayanak oluşturduğu da bir gerçektir.

Yönergede Yer  Alan Bazı Kavramlar

            Belediye Başkanının Takdirinin Sınırı:Yönerge’nin “genel kural” başlıklı 3.maddesinde; “Temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini Belediye Başkanının takdirine tabidir” hükmü yer almıştır. Uygulayıcılar, bu hükümden yola çıkarak, her türlü ödemenin takdirinin belediye başkanının inisiyatifine bağlı olduğu düşüncesiyle çeşitli ödemeler gerçekleştirebilmektedir. Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil-Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinin 4, 5 ve 9.maddeleri sırasıyla “temsil”, “ağırlama” ve “tören” giderlerinin “ne şekilde” yapılacağını ve “şartlarını” belirlemiştir. Bu durumda 4, 5, ve 9.maddelerdeki “sınırlar çerçevesinde” temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarlarının tayini (ancak) belediye başkanının takdirine bırakılmıştır.

            Örneğin, 5.madde gereğince ağırlama giderleri; beldenin misafiri durumunda;

a-         Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve Bakanlar,

b-        Hükümet merkezi veya diğer illerin protokole dahil kişiler,

c-         Yabancı ülke temsilcileri veya konuklar,

d-        Sanat, bilim, kültür ve spor dallarında temayüz etmiş kişiler,

e-         Basın mensupları,

f-         Beldenin kalkınmasında katkısı olanlar veya olacağı anlaşılanlar ile bu kişilerin eşleri ve refakatindeki görevliler için, geleneklere ve davetin şümulüne göre, ağırlama, konuklama, konutlandırma ve bu işlerle ilgili olarak hazırlıkların gerektirdiği giderlerle ziyafet, kokteyl, hediye, çiçek, bahşiş ve taşıma giderleri şeklinde yapılır. Görüleceği üzere sayılan ziyafet veya kokteyl giderlerinin belediye bütçesinden ödenebilmesi için yemeğe veya kokteyle katılan kişilerin 5.maddede sayılan kişilerden olmaları ve beldenin misafiri durumunda olmaları şartlarının beraberce bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla bu şartlar çerçevesindeki takdir yetkisi (ancak) belediye başkanına ait olacaktır.

Temsil giderleri (Md.4) ve tören giderleri (Md.9) için de “takdir sınırı”, ilgili maddelerdeki “özel şartların” belirlediği sınırlar çerçevesinde olabilecektir. 9.madde uyarınca;

a-         Resmi ve dini bayramlar ile anma günleri,

b-        Beldenin kurtuluş günleri,

c-         Festival ve fuarlar,

d-        Beldenin sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak temel atma ve açılış günleri,

e-         Milli mücadeleye ait önemli günler,

Nedeniyle yapılan tören giderlerinin tümü veya bir kısmı “tören komitesinin” kararı ile ödenebilecektir. Görüleceği üzere belediye başkanının “takdir yetkisine” ilgili madde ile de bazı “sınırlar” getirilmiştir. Töreni yapılacak günlerin maddede sayılanlardan olması, bir tören komitesinin oluşturulması ve ödemelerin ancak bu tören komitesinin kararı ile yapılabilmesi sözü edilen “sınırları” oluşturmaktadır. Ancak 10.madde gereğince yapılacak söz konusu harcamalar için de tören komitesinin kararının aranıp aranmayacağı hususuna bir açıklık getirilmemiş ise de uygulamada ve içtihatlarda “aranması gerekmediği” sonucunun ağırlık bastığını belirtmek gerekir.

               Sayıştay 5.Dairesinin, 06.02.2001 gün ve 8745 sayılı kararında, “İlin ekonomik, sosyal ve kültürel tarihi ile belediye faaliyetlerinin tanıtılması amacıyla bir televizyon programı hazırlanmasının, Cumhuriyetin 75. Yılını kutlama etkinlikleri çerçevesinde yapılmış olması dolayısıyla Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama Giderleri Yönergesinin “Diğer Tören Giderleri” başlıklı 10’uncu maddesinde yer alan “belde için gerekli-veya gerekli sayılan etkinlikler için yapılacak harcamalar” kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olduğunu belirtilerek tanıtımın içeriği hakkında bir sonuca varmıştır. Sayıştay Temyiz Kurulu 25.12.2012 tarihli ve 35985  sayılı kararında ise, “Belediye çalışmalarının tanıtımı amacıyla mahalli bir yayın kuruluşunda çeşitli programlara katılınması ve haber bültenlerinde belediye icraatlarına yer verilmesi sonucunda meydana gelen kamu giderinin, mahallî müşterek nitelikte ve belediyeye ait bir vazifenin ifası maksadıyla değerlendirilmesi mümkün olmadığını çünkü, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce yayımlanan; “Analitik Bütçe Sınıflandırılmasına İlişkin Rehberin” tanıtma Giderleri başlıklı 03.6.2.01 Tanıtma, Ağırlama, Tören, Fuar, Organizasyon Giderleri kodunda; “plan, program ve bütçelerin ulusal çap ve seviyede tanıtılması ile ilgili her türlü basın, yayın, baskı, konferans, broşür, radyo, televizyon, film, fotoğraf, vesair araç ve malzeme giderleri” tanımlanmış ve ulusal çapta yapılacak tanıtımların kastedildiğini, oysa incelenen olayda   yerel bir yayın organı ile anlaşıldığını ” belirterek tanıtımın sınırlarını belirlemiştir.  Sayıştay Temyiz Kurulunun 11.03.2014 tarihli ve  38573 sayılı kararında ; “1171 sayılı ilamın 7’nci maddesinde, Görev ve hizmetle ilgisi bulunmayan, kutlamadan ziyade kişisel mesajlara ağırlık veren ve yerel gazetelerde yayımlanan kutlama, duyuru ve anma ilanların bedellerinin belediye bütçesinden ödendiği gerekçesiyle toplam 62.144,60 TL.ye ilişkin  tazmin hükmünün Kaldırılmasını” öngörmüştür.

 

            Sayıştay Temyiz Kurulunun 30.04.2013 gün ve  37063 sayılı kararında ; “……bahsi geçen dizi (İpsiz Recep Dizisi) Düzce ilinin tanıtımı maksadıyla çekilen bir program olmayıp, TRT ile tüzel kişiliği olan yapımcının ticari iş ilişkisi çerçevesinde bütün maliyetleri TRT tarafından ödenen bir dizidir. Düzce Belediyesi’nin dizinin yönetmen ve oyuncularının yemek ve konaklama giderlerini karşılama yükümlülüğü ve yetkisi bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile bu giderler tamamen ticari ve kişisel hizmetler kapsamında değerlendirilmesi gereken harcamalar olup, bu giderlerin Temsil, Ağırlama ve Tören giderleri kapsamında ödenmesi mümkün değildir.Kaldı ki kamu zararı tablosu incelendiğinde; yapılan giderlerin, bir defaya mahsus, mahalli örf ve adetler çerçevesinde, beldenin misafiri konumundakilere yapılan bir ağırlama gideri olmayıp, farklı tarihlerde sürekli olarak tekrar eden harcamalar (yemek ve konaklama gideri) şeklinde olduğu görülmektedir.Bu itibarla dilekçi iddialarının reddedilerek 466 sayılı ilamın 4. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE” denilmek suretiyle, beldenin tanıtımı amacının dışında kalan ve  ticari iş ilişkisine dayalı olan, mahalli örf ve adetin dışına çıkan süreklilik arzeden harcamaların belediye bütçesinden karşılanamayacağı vurgulanmaktadır.

Yukarıdaki maddelerde belirtilen giderler dışında kalan ve yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama yapılabilir. Sayıştay Temyiz Kurulunun 21.06.1994 Tarih ve 23475 Sayılı Kararında: “Milli ve dini bayramlar ile Cumhurbaşkanının ziyareti nedeni ile mahalli gazetelere verilen kutlama ve teşekkür ilanları için yapılan harcamaların belediye bütçesinden ödenebileceği” 05.04.1994 Tarih ve 23412 Sayılı Kararında; “Ölüm ve teşekkür ilanlarına ilişkin giderlerin belediye bütçesinden ödenebileceği” 04.05.1993 Tarih ve 23023 Sayılı Kararında; “Belediye başkanının bayram tebriklerinin bayram gazetesinde yayımlanması karşılığında ve …….- ……. maçı için gerekli ses düzeni kiralanması için ödenen paralara ilişkin verilen tazmin hükmünün kaldırılması, 22.02.1994 Tarih ve 23372 Sayılı Kararında: Temizlik kampanyasını görüntülemek için davet edilen TRT kameramanlarının ağırlama ve konaklama giderlerinin belediye bütçesinden ödenebileceği, 07.12.1993 Tarih ve 23266 Sayılı kararında; Mahalle muhtarlarına verilen toplu taşım kartı bedellerinin belediye bütçesinden ödenmesinin mümkün olmadığı, 07.12.1993 Tarih ve 23266 Sayılı Kararında: “Belediye meclisi üyeleri ve basın mensuplarına deri cüzdan dağıtılmasında mevzuata aykırılık olmadığı belirtilmiştir.Temsil giderleri bağlamında belediye bütçesinden mahalle muhtarlarına verilen toplu taşım kartı bedellerinin belediye bütçesinden ödenmesinin mümkün olmadığına ilişkin Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı bu konuda çarpıcı bir örnek oluşturmaktadır. İlgili kararda;“Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 3.maddesinde; “Temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini belediye başkanının takdirine tabidir” denilmekle birlikte, aynı Yönergenin 4.maddesinin 1.fıkrasında temsil giderlerinin “görevle ilgisi olması” şartı getirilmiştir.Mahalle Muhtarlarına Belediye Başkanının Olur’u ve Belediye Meclisinin Kararı ile toplu taşım kartı dağıtılması görevle ilgili nitelik taşımadığından belediye bütçesinin temsil, ağırlama ve tören giderleri tertibinde karşılanması yasal olmamakta olup, tazmin hükmünün tasdikine oybirliği ile karar verildi” denilmektedir.  Sayıştay Temyiz Kurulunun 26.06.2001 gün ve 25263 sayılı kararında; “Siyasi parti temsilcilerine Belediye Başkanı tarafından verilen yemeğin temsil-ağırlama ve tören giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği” sonucuna varılmışsa da ; Temyiz Kurulunun 12.09.2000  gün ve 24826 sayılı kararında: “Belediye Meclis üyeleri ile belediye çalışanları ve eşlerinin belediye bütçesinden ağırlanmasının mümkün olmadığı” belirtilmiştir.  Temyiz Kurulunun 01.11.2004 gün ve  27414 sayılı kararında ise: “Belediye personeline bayram hediyesi olarak alınan çikolataların temsil ağırlama kapsamında değerlendirilerek belediye bütçesinden ödenmesinin mümkün olduğu”  sonucuna varılmaktadır.

               Sayıştay Temyiz Kurulu  05.05.2009  gün ve 30787 sayılı kararında; “İlam hükmü yapılan ağırlama giderinin kimler için yapılmış olduğunun belirtilmemiş olması ve yapılan ödeme tutarının Başbakanlık Tasarruf Genelgesi ile belirlenmiş olan tutara uyulmadan yapılmış olduğu gerekçesiyle verilmiştir. Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinin Genel Kural başlıklı 3. maddesinde; “Temsil ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini Belediye başkanının takdirine tabidir” Ağırlama başlıklı 5. maddesinin f bendinde; “Beldenin kalkınmasında katkısı olanlar veya olacağı anlaşılanlar ile bu kişilerin eşleri ve refakatindeki görevliler için, geleneklere ve davetin şümulüne göre, ağırlama, konuklama, konutlandırma ve bu işlerle ilgili olarak hazırlıkların gerektirdiği giderlerle ziyafet, kokteyl, hediye, çiçek, bahşiş ve taşıma giderleri şeklinde yapılır” denilmektedir. Belediye bütçesinden ödenecek bu tür giderlerin yapılmasında belediye başkanının takdir yetkisinin esas alındığı görülmektedir. Başbakanlık Tasarruf Genelgesinin idari nitelikte bir düzenleme olması nedeniyle, yürürlükteki mevzuata uygun olarak yapılan ödemelere etkisi bulunmamaktadır.Yukarıda açıklanan nedenlerle 846 sayılı ilamın 7. maddesi ile verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA, Karar verildiği 05.05.2009 tarih ve 30787 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilâm tanzim kılındı.” Denilerek, belediye başkanının takdir hakkının esas olduğu ve kapsamını da onun belirlediği sonucuna varılmaktadır.

 

Yönerge Gereğince Yapılan Kutlama, Taziye ve İlan Giderleri:Sayıştay Temyiz Kurulu 21.06.1994 gün ve 23475 sayılı Kararında, “milli ve dini bayramlar ile Cumhurbaşkanı’nın ziyareti nedeni ile mahalli gazetelere verilen kutlama ve teşekkür ilanları için belediye bütçesinden yapılan harcamalar ile ilgili verilen bir “tazmin” kararının kaldırılması” gerektiğine hükmetmiştir. Bu kararda gerekçe olarak da Yönerge’nin “Diğer Tören Giderleri” başlıklı 10.maddesi gösterilmiştir. “Ölüm ve Teşekkür” ilanlarına ilişkin giderlerin belediye bütçesinden ödenebileceğine ilişkin verilmiş bir diğer temyiz kararı da 02.04.1994 gün ve 23412 sayılı Sayıştay Temyiz Kurulu Kararıdır. Sayıştay Temyiz Kurulu, Belediye Başkanının bayram tebriklerinin bayram gazetesinde yayınlanması karşılığında ve Beşiktaş-Ankaragücü maçı için gerekli ses düzeni kiralanması için ödenen paralara ilişkin verilen 2.Dairenin tazmin hükmünün kaldırılmasına karar vermiştir. Temyiz Kurulu 04.05.1993 gün ve 23023 sayılı İlgili Kararında,“ Tazmine konu olan harcamaların mahiyeti incelendiğinde, harcamaların bir kısmının 21.09.1986 tarihinde oynanacak Beşiktaş-Ankaragücü maçında Belediye Başkanının şifahi emri ile görevlendirilen belediye orkestrasının faaliyeti sırasında gerekli olan ses tesisatının kiralanması ve kurdurulması için; geri kalan kısmının da Kurban Bayramı münasebetiyle Başkanlık Makamının emriyle Ulus Gazetesi’nin bayram ilavesinde yayınlanan bayram tebriği bedeli için olduğu görülmüştür.1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 1.maddesinde dercedilmiş “Belediye, beldenin ve belde sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tesviye ile mükellef hükmi bir şahsiyettir” hükmünden adı geçen Kanun’un bu tür giderlerin yapılmasını engelleyici bir unsur taşımadığı anlaşılmaktadır.Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 2.maddesinde; Bu Yönerge, Belediye idaresinin başı ve temsilcisi olan Belediye Başkanının bu sıfatının gereği olarak yapacağı Temsil, Ağırlama ve Tören giderleri konusunda uyacağı kuralları kapsar” ; 3.maddesinde, “Temsil, Ağırlama ve Tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini Belediye Başkanının takdirine tabidir” ; 10.maddesinde de ; “Yukarıdaki maddelerde belirtilen giderler dışında kalan ve yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı içinde gerekli sayılan etkinlik ve törenler için harcama yapılabilir,Hal böyle olunca yapılan harcamaların ….Belediyesini temsilen yapılan ve belediye hizmetinin gereği ve amirin takdir yetkisi sınırları içinde mütalaa edilmesi gereken harcamalar olduğu kanaatine varıldığından, verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verildi.”Denilmektedir.09.01.2007 tarihli ve 29107 sayılı Temyiz Kurulu Kararında da;  “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinin Genel Kural Başlıklı 3. maddesinde, temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayininin belediye başkanının takdirine tabi olduğu belirtilmiş, aynı yönetmeliğin 10. maddesinde yukarıdaki maddelerde belirtilenler dışında kalan ve yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf adet ve sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlikler ve törenler için de harcama yapılabileceği , söz konusu faaliyetin yapılmasının beldenin tanıtımı için gerekli olduğu ve mahalli örf adete göre de yapılması gereken bir faaliyet olduğu, Temsil, Tören ve Ağırlama Giderleri Yönetmeliğinin 10. maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır” denilmek suretiyle yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf adet ve sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlikler ve törenler için yapılacak harcamaların takdirinin belediye başkanınca yapılması uygun görülmüştür.

 Sayıştay Temyiz Kurulu 21.04.2009 tarih ve 30758 tarihli kararında; “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinin 3. maddesinde, “Temsil-ağırlama ve tören giderlerinin konu kapsam ve miktarının tayini Belediye Başkanının takdirine tabidir” hükmü bulunmaktadır. Aynı yönergenin 4. maddesinde ise, temsil giderlerinin görevle ilgili olmak şartıyla gerçek ve tüzel kişilere vekalet, ödül ve hediye vermek, çiçek göndermek suretiyle yapılabileceğine ilişkin düzenleme bulunmaktadır.Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi, temsil ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayinini Belediye Başkanı takdirine bırakmış olduğundan bu takdire istinaden Belediye Başkanı milli ve dini bayramlar ile diğer özel günler için gazetelere ödenen ilan yayım bedelinin belediye bütçesinden ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.Bu nedenlerle, dilekçi iddiaların kabulü ile 635 sayılı ilamın 7. maddesiyle 23.569,62-YTL’ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA” kararıyla, özel günlerde ve dini ve milli bayramlar nedeniyle gazete ilan bedellerinin belediye bütçesinden ödenmesini belediye başkanının takdir hakkı kapsamında değerlendirerek sakınca olmadığını belirtmiştir.

 

                   Sayıştay Temyiz Kurulu 11.03.2014 gün ve 38573 sayılı kararında aynen; “ 6) 1171 sayılı ilamın 7’nci maddesinde, Görev ve hizmetle ilgisi bulunmayan, kutlamadan ziyade kişisel mesajlara ağırlık veren ve yerel gazetelerde yayımlanan kutlama, duyuru ve anma ilanların bedellerinin belediye bütçesinden ödendiği gerekçesiyle toplam 62.144,60 TL.’ye tazmin hükmolunmuştur.

              SONUÇ: Dilekçi iddialarının kabulü ile 1171 sayılı ilamın 7. maddesiyle verilen 62.144,60 TL.’ye ilişkin tazmin hükmünün KALDIRILMASINA, karar verilmiştir” denilerek,kişisel nitelikte de olsa görev ve hizmetle de ilgisi olmasa da kutlama, anma ve duyuru bedellerinin ödenmesini uygun  bulmuştur.

 

                07/01/2014 gün ve 38172 sayılı Temyiz Kurulu Kararı                                                                                                                           dikkate alındığında, Yönergenin mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı için gerekli sayılan etkinlikler kapsamına nelerin girebileceğini göstermesi bakımından değişik bir karar olarak nitelendirilebilir. Kararda aynen ; “Belediye adına Belediye Başkanı olarak düğün ve sünnet törenlerinde takılmış olan çeyrek altınların ödemesinin 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye Başkanının Görev ve Yetkileri” başlıklı 38. maddesinin (o) bendinde yer alan “Temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanmak” hükmü ile İçişleri Bakanlığı’nın 24/05/1984 tarihli “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil – Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi” nin 10. maddesinde düzenlenen “Yukarıdaki maddelerde belirtilen giderler dışında kalan ve Yapılması Belde için gerekli olan veya mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı içinde gerekli sayılan etkinlik ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) harcama yapılabilir.” hükmüne istinaden belediye bütçesinden yapıldığını,5176 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan “Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” hükmüne istinaden bu konuya ilişkin kamu zararı çıkarılmasının yerinde olmadığını, zira 5393 sayılı Kanun hükmüne dayanılarak yapılan bir görevin Yönetmelik hükmüne aykırılığından bahsedilemeyeceğini, çünkü Kanun hükmünün öncelikle uygulanacağının genel bir hukuk kuralı olduğunu,Ayrıca Sayıştay Temyiz Kurulunun, 10.01.2010 tarih ve 31079 tutanak sayılı ilâmının 19. maddesi ile Belediye Başkanının davet üzerine temsil görevi gereği katılmış olduğu düğün, nişan ve sünnet törenlerinde belediye bütçesinden takmış olduğu altınlara ilişkin harcamayı kamu zararı olarak kabul etmediğini belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiştir.Savcılık; “13.04.2005 tarihli ve 25785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve esasları Hakkında Yönetmelik” in “Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı” başlıklı 15. maddesinin 4. fıkrasında, “Kamu görevlileri, kamu kaynaklarını kullanarak hediye veremez, resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları veremezler” hükmü ile kamu görevlilerinin bu tür davranışlarda bulunmaları açık olarak yasaklanmıştır.Diğer taraftan konuya ilişkin olarak “Belediye Başkanı’nın düğün, sünnet vb. törenlerde altın hediye ettiği ve hediyelerin parasını belediye bütçesinden karşıladığı” yönündeki şikayet başvurusu üzerine Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun 26.06.2009 tarih ve 27270 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kararında; 5176 sayılı Kanun ve buna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik’in ilgili hükümleri çerçevesinde, İçişleri Bakanlığı’nın Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinde yer alan hususların yapılan harcamalara hukuki gerekçe olarak gösterilemeyeceği, Belediye Başkanının bu fiilinin, temsil ve ağırlama giderleri kapsamında kamu hizmetlerinin bir parçası olarak değerlendirilemeyeceğine yer verilmiştir. Bu nedenlerle, talebin reddedilerek Daire Kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirmiştir.5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin Giderleri” başlıklı 60. maddesinin (k) bendinde temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderlerinin bütçeden ödeneceği ifade edilmiş aynı zamanda Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi ile de bu harcamaların belediye bütçesinden yapılabileceği vurgulanmıştır.Aynı Kanunun 38. maddesinin “Belediye Başkanının görev ve yetkileri” başlıklı (o) bendinde “Temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanmak” yetkisi Belediye Başkanına bırakılmıştır.Söz konusu Yönergenin Genel Kural Başlıklı 3. maddesinde, temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayininin belediye başkanının takdirine tabi olduğu belirtilmiştir. Temsil giderlerinde görevle ilgili olmak, ağırlama giderlerinde de beldenin misafiri olmak şartı dışında her hangi bir kısıtlama getirilmemiştir.Ayrıca, aynı yönergenin 10. maddesinde, yukarıdaki maddelerde belirtilenler dışında kalan ve yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf adet ve sosyal yaşantı için de gerekli sayılan etkinlikler ve törenler için (nişan, nikah, ölüm gibi) de harcama yapılabileceği, düzenlenmiştir.Belediye başkanının belediyeyi temsilen katılmış olduğu nişan, nikah ve düğün törenlerinde altın hediye etmesi, bu Yönergenin 10. maddesinde düzenlenen mahalli örf, adet ve sosyal yaşantı için gerekli sayılan etkinlikler kapsamında bulunduğundan, yapılan harcamada mevzuata aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle 1701 sayılı ek ilamın 1.maddesi ile 5.962,00 TL.ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına  karar verilmiştir.”  Denilmektedir.

 

Yönerge Uyarınca Belediye Bütçesinden Gerçekleştirilen Ağırlama Giderleri: Sayıştay Temyiz Kurulu 7.12.1993 gün ve 23266 sayılı kararında, “belediye meclisi ve basın mensuplarına deri cüzdan dağıtılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığına hükmetmiştir. Belediye hizmet binasının satın alınmasında ve tapu dağıtımında gösterdikleri ilgiden dolayı Tapu Kadastro Bölge Müdürü, Tapu Sicil Bölge Müdürü ve Emlak Bankası Şube Müdürüne yemek verilmesi ve bedelinin de belediye bütçesinden karşılanması ile ilgili olarak, Sayıştay; 1580 sayılı Kanunun 15.maddesinde belediyelerin görevleri ve yapacağı hizmetler, 117.maddesinde ise bu hizmetler için yapacağı giderlerin sayılmış olduğu ancak tapu ve banka işlemleri gibi asli görevlerini yapan kamu görevlilerine, bu hizmetleri karşılığında yemek ikramında bulunulacağına dair bir hükme yer verilmediği gibi Temsil, Ağırlama Yönergesinde de bu konuda herhangi bir hüküm bulunmadığı ve ayrıca Belediye Muhasebe Usulü Tüzüğü’nün 29.maddesinde belediye gelirlerinin belediye hizmetleri dışında herhangi bir hizmet için kullanılamayacağı amir olduğu cihetlerle söz konusu kamu görevlilerine “asli görevlerini” yapmalarından ötürü yemek ikramında bulunulması sureti ile fuzülen ödenen tutarın ilgili sorumlularına ödettirilmesine” karar verilmiştir. [5393 sayılı Belediye Kanununun  belediyenin görev ve sorumluluklarının düzenlendiği 14.maddesi ile belediye giderlerinin sayıldığı 60. maddesinde de, kamu görevlilerine bu hizmetleri karşılığı belediye bütçesinden yemek verilmesi konusunda bir düzenlemenin yer almadığı bilinmelidir.Bu nedenle anılan Sayıştay kararının 5393 sayılı Kanun karşısında da geçerli olacağı düşünülmektedir.]

Diğer taraftan Sayıştay Temyiz Kurulu’nun  26.01.2001 günlü ve 25623 sayılı kararında; “Siyasi parti temsilcilerine belediye başkanı tarafından verilen yemeğin Yönerge kapsamında  değerlendirilmesi yapılan ödemenin uygun olduğuna”, Sayıştay 2.Dairesinin 16.03.1993 gün ve 30593 sayılı kararında da, “Belediye binasının satın alınmasında ve tapu dağıtımında emeği geçen tapu görevlilerine ve kamu görevlilerine verilen yemeğe ilişkin bedelin, temsil, ağırlama, tören giderleri faslından ödenebileceği” belirtilmektedir.

15.12.1987 Tarih ve 20908 Tutanak sayılı Temyiz Kurulu kararında,  “Karayolları Bölge Müdürlerinin bir araya getirilmesi, bütçe ve yıllık program çalışmaları, Bayındırlık Bakanının Genel Müdürlüğü ziyaret etmesi ve Karayolları Genel Müdürlüğünün makine parkı konusunda brifing verilmesi gibi konular dolayısıyla düzenlenen tören ve toplantılara katılan davetlilere söz konusu toplantıların devamı süresi içinde her gün ya da aynı gün içinde birkaç defa yemek verilmesi hizmetin ve temsilin gereği olamayacağından bahisle tazmin hükmü verilmiştir. Bütçe Kanununa ekli ( R ) cetvelinin “Temsil- Ağırlama- Tören- Fuar ve Tanıtma Giderleri başlıklı 480 harcama kalemine ilişkin açıklamasında, makam sahibinin takdiri esas alınmak suretiyle temsilin gerektirdiği her türlü giderlerin bu tertipten karşılanacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre (480) harcama kaleminden yapılacak harcamalarda makam sahibinin takdiri esas olmakla beraber, yapılacak harcamaların temsilin gereği olması da bir zorunluluktur. Verile emirlerine ekli makam sahibinin takdirini gösteren onayların incelenmesinden. Ziyafetlerin temsil gereği olarak verildiği anlaşıldığından, ilamın 14 üncü maddesiyle verilen tazmin hükmünün kaldırılması” yönündedir. 5. Daire, 13.01.1994 Tarih ve 8318 Tutanak Sayılı Kararı:

Belediye meclis üyeleriyle müdürlere verilmiş olan yemek bedelinin belediye bütçesinden ödenmesi hususunda, Temsil- Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinin 3 üncü maddesinde yer alan; “Temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarlarının belediye başkanının takdirine tabidir. Hükmü gereğince tazminine yer olmadığına” Sayıştay kararlarının 5393 sayılı Belediye Kanununun 60.maddesinde sayılan “Belediye Giderleri” gerekçe gösterilirse benzer kararın verilmesinin  mümkün  olacağı düşünülmektedir.

 

               Sayıştay Temyiz Kurulunun  24.02.2009 gün ve 30705 sayılı kararında; “5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanununda; “Kamu idarelerinin orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren plan”, olarak tanımlanan stratejik plan, tüm kamu kurumları için olduğu gibi Belediyeler için de çok önemli bir doküman olduğundan, Belediye Kanununda üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanır, denilmektedir. Dilekçiler, tazmine konu ödemenin belediye stratejik planının hazırlanması için yapılan toplantıya ait olduğunu, gezi amaçlı bir faaliyet olmadığını iddia etmektedirler. Böylesine önemli bir belgenin ilk defa hazırlanmasında, belediye çalışanlarının bir araya gelerek çalışma yapmaları doğal bir faaliyet olup, yapılan harcamalar, Belediye Kanunun 60. maddesinde kayıt altına alınmış olan hizmet içi eğitim faaliyeti kapsamında değerlendirilmelidir. Ayrıca katılımcılara herhangi bir harcırah ödemesi yapılmamıştır. Tüm bu nedenlerle yerinde olan dilekçi iddialarının kabul edilerek, 613 sayılı ilamın 3. maddesi ile verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına, karar verildiği 24.03.2009 tarih ve 30705 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilâm tanzim kılındı.”  Denilmektedir. Bu karar stratejik plan çalışmaları nedeniyle belediye çalışanlarının birlikte belediye binası dışında otel/tatil köyü v.b.yerlerde yaptıkları/yapacakları toplantılar nedeniyle doğan giderlerin ödenebileceğini öngörmektedir.

 

Bununla beraber Sayıştay; bayramlarda çocuklara hediye verilmesi, açılış, tören giderleri ve Ramazan ayında davul çaldırma bedellerini; ilgili Yönergenin 10.maddesindeki “…..yapılması belde için gerekli olan veya mahalli örf ve adet ve sosyal yaşantı içinde gerekli sayılan etkinlik ve törenler….” kapsamında değerlendirmiş ve mevzuata uygun görmüştür.

 

Yönerge Uyarınca Yapılan Ödemelerde “Gerekli Açıklığın” Bulunmadığı: Sayıştay 4.Dairesinin bir kararında; Yönergenin 3.maddesi ile temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktarının tayini belediye başkanının takdirine bırakılmış ise de, aynı Yönerge ile gederlerin görevle ilişkin olmasının öngörülmesi nedeniyle, kimlere verildiği yolunda herhangi bir açıklık bulunmaksızın, “muhtelif tarihlerde”, “muhtelif misafirlere” verildiği yolundaki encümen kararına dayanılarak yapılan ödemenin sorumlularına ödettirilmesine hükmedilmiştir. (Sayıştay 4.Dairesi 14.10.1993 gün ve 27713 No.lu Karar) Ancak bir başka karar, benzer bir ödemeyi beraatle neticelendirmiştir. (Sayıştay 1.Dairesinin 21.10.1997 gün ve 6221 tutanak sayılı kararı)

Bir diğer Sayıştay Dairesi ise;Tören giderleri tertibinden paranın ödendiği ve verile emrine hiçbir belge eklenmediği incelenmiş olup, sorgu cevabı eki olarak söz konusu harcamaya ilişkin olarak çiçek faturaları fotokopileri gönderilmişse de çiçeklerin “kimlere” ve “hangi amaçlarla” gönderildiği anlaşılamadığından, yersiz ödenen meblağın, sorumlulardan tazminen tahsiline karar vermiştir. (Sayıştay 2.D.K., 04.04.1991 gün ve 30215 No.lu Karar)Bu durumda, Yönerge bağlamında yapılacak giderlerde, verile emrine eklenmesi gereken ödeme evraklarının tam olması ve ilgili Sayıştay Kararlarının çizdiği “gerekli açıklık” sınırlarını taşıması; sonradan doğabilecek olumsuzlukların önlenebilmesi açısından önemlidir.

 

              Yönerge Gereğince Yapılan Harcırah/Konaklama Ödemeleri:Sayıştay 6.Dairesi 14.5.1992 gün ve 8232/29 sayılı Kararında; “Mal saymanlıklarını denetlemek amacıyla gelem müfettişler için, hizmetleri karşılığında 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre yolluk aldıkları cihetle, kendileri için bütçeden ayrıca temsil ve ağırlama masrafı adı altında herhangi bir harcamanın yapılabilmesini imkanlı bulmamıştır. “

Diğer taraftan Sayıştay 8.Dairesi  15.3.1990 gün ve 2074 sayılı kararında ise, ilgili konuda tamamen ters yönde bir karar vermiştir. “İlçeye görevli gelen DSİ mühendis ve teknisyenleriyle, greyder operatörünün otel ücretlerinin belediye bütçesinden ödendiği, ilgililerin Harcırah Kanununa göre kurumlarından geçici görev yolluğu aldıkları da anlaşılmasına rağmen, yapılan ödemenin Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesine aykırı bulmamış ve sorumluların beraatına karar vermiştir.”

                   Sayıştay 2. Dairesinin, 07.13.1993 Tarih ve 30317 Tutanak Sayılı Kararında, “ Kasabada kadastro çalışmalarında bulunan Tapu ve Kadastro memurları ile, kasaba yollarının tamir ve tesviyesinde çalışan Köy Hizmetleri işçilerinin yiyecek ve konaklama giderlerinin belediye bütçesinden karşılanması ve ödemenin bir kısmının da ağırlama giderleri adı altında yanlış tertipten (Yol Onarım Giderleri Tertibinden) yapılması hususunda; Temsil- Tören Yönergesinin 3 üncü maddesinin belediye başkanına verdiği takdir yetkisi karşısında ve harcamaların belediye başkanının onayı ile ve belediye encümeni tarafından verilmiş karar gereğince yapılması sebebiyle,   bu harcamalardan sorumluların sorumlu tutulmamaları gerektiğinden ilişilecek bir husus bulunmadığı”,

                    Sayıştay 4. Dairesinin, 01.05.1997 Tarih ve 28390 Tutanak Sayılı Kararında da “İller Bankası personelinin konaklama giderleri belediye bütçesinden karşılanamaz”, 28.01.2003 gün ve 26061 sayılı kararında da “Geçici görevle memuriyet mahalli dışına gönderilen belediye memur ve hizmetlilerine ödenen konaklama ve yemek bedellerinin; Temsil-Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi uyarınca konu, kapsam ve tayini belediye başkanına ait olan temsil gereği yapılan harcamalar olarak kabul edilmesinin ve belediye bütçesinden ödenmesinin mümkün olmadığı” belirtilmektedir.

Bu hususta birbirine zıt kararların bulunması, uygulayıcılar arasında değişik yaklaşımlara  ve  bunun sonucu farklı uygulamalara yol açacağı  düşünülmelidir.

 

Belediye Faaliyetlerinin Yöre Dışında Tanıtılması:Sayıştay 1.Dairesi, belediye faaliyetlerinin ilgili yöre dışında (Ankara’da) tanıtılması için yapılan harcamaları mevzuata uygun bulmamıştır. (Sayıştay 1.Dairesinin 25.3.1998 gün ve 6476 Tutanak sayılı kararı)İlgili Kararda; “Belediye faaliyetlerinin yöre dışında (Ankara) tanıtılması için yerel yönetimler sergisine katılındığı ve bu nedenle belediye bütçesinden stant  kirası ödendiği görülmüştür. Belediye bütçesinden yapılacak bir ödemenin 1580 ve 3030 sayılı Yasalarla belediyelerce yapılması öngörülen bir hizmet karşılığı olması gerekir. Oysa mevzuatta belediyelere belde dışında kendi faaliyetlerinin tanıtılması görevi verilmemiştir. Bu nedenlerle temsil, ağırlama ödeneğinden yapılan ilgili giderin tazminine….” denilmiştir.

 

Temsil,Ağırlama ve Tören Giderleri Kapsamındaki Giderler:Temsil ağırlama kapsamında yapılan harcamalar esas itibariyle belirli makamlarda bulunan kamu görevlilerinin (Başbakan, Bakan, belediye başkanı, vali,rektör gibi) işgal ettikleri makamın doğasından kaynaklanan ve yapılması kaçınılmaz olan harcamaları ifade etmektedir. Ziyaretçilere ikramda bulunulmasından, yabancı konukların ağırlanmasına ve ziyafet verilmesine kadar geniş bir uygulama alanı bulunan temsili nitelikteki giderler, özü itibariyle bir kamu gideri olmamakla birlikte söz konusu kamu görevlilerinin bu giderleri kendi aylık ve ödenekleri ile karşılamalarının mümkün olmadığı da açıktır.

Bu bakımdan, temsil giderlerini karşılamak üzere bütçelere ödenek konulmaktadır. Bu giderlerin kapsam, konu ve miktarı ise örf ve adetlere ve makam sahibinin takdirine göre değişebilmektedir. Bu alanı düzenleyen belirli bir mevzuat bulunmayıp, konuya ilişkin tanımlayıcı nitelikteki hükümler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 147/ D maddesinde,

Temsil giderleri: Belirli yetki ve sorumluluk makamlarını işgal eden memurlara temsil mahiyette ve görevleri icabı olarak yaptıkları gerçek giderleri karşılamak üzere ilgili kurumların bütçelerine bu maksat için konulan ödenekten özel yönetmeliği hükümleri gereğince ödenen parayı, ……… ifade eder, şeklinde yer almıştır. Anılan Kanunun  “179. maddesinde ise, hangi kurumlarda hangi sınıf ve kadrolardaki Devlet memurlarının görevleri icabı temsili mahiyette masraf yapabilecekleri ve bu masrafların sarfı ile ilgili şartlar ve bunların sarf alanları ilgili kurumların görüşleri alınarak Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı ile birlikte hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir” Hükmü yer almıştır. Bu madde de sözü edilen Yönetmelik bugüne kadar çıkarılmamıştır. Kamu Kurum ve  kuruluşlarının temsil ve  ağırlama giderleri; Başbakanlığın  2007/3sayılı tasarruf tedbirlerine  ilişkin Genelgesinde yer almaktadır. İl Özel İdarelerinin temsil, ağırlama ve tören giderleri için İçişleri Bakanlığınca hazırlanan İl Özel İdaresi Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Hakkında Yönetmelik’ te düzenlenmiştir. Diğer taraftan,3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 11. maddesinde ise, “Bakanlığın mahalli idareler üzerinde sahip olduğu vesayet yetkisinin mevzuat hükümleri gereğince uygulanmasını sağlamak” yetkisinden söz edilmiş; belediyelerce yapılacak temsil, ağırlama ve tören giderlerine ilişkin esas ve usuller bu yetki çerçevesinde hazırlanarak yürürlüğe konulan Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesinde gösterilmiştir.

Konaklama:Ağırlanması gereken yerli veya yabancı konukların otel,motel, misafirhane, öğretmen evi,polis evi,hakimevi gibi mekanlardan yapılacak barınmaya ilişkin hizmet alımlarını kapsamaktadır.

Seyahat: Ağırlanması gereken yerli ve yabancı konuklar ile bunlara refakat etmekle görevli bulunanların (geziler dahil) bir yerden bir yere gidişi ve gelişleri için her türlü taşıt kiralanmasına veya bilet teminine yönelik hizmet alımlarını ifade etmektedir.

Yemek:Ağırlanması gerekli yerli ve yabancı konuklar ile bunlara refakat etmekle görevli bulunanların yeme içme ihtiyaçlarının karşılanması için yapılacak her türlü ziyafet, yemek, kumanya, meşrubat vb. mal ve hizmet alımlarını ifade eder biçimde anlaşılacaktır. Temsil ağırlama kapsamında gerçekleştirilen çiçek gönderme, hediye verme, karşılama, açılış, organizasyon vb. giderler ide (d) bendindeki parasal sınır dahilinde olmaları halinde doğrudan temin yöntemi ile karşılanabileceği gibi, bu sınırı aşan ve yaklaşık maliyeti 50 milyar TL’ na (her yıl KİK tarafından güncellenmektedir) kadar olan alımlar da 21. maddenin (f) bendi kapsamında Pazarlıkta temin edilebilecektir. Bu kapsamda yapılacak mal ve hizmetlerin bedelinin ödenebilmesi için de (d) bendindeki parasal sınırlara ilişkin olarak,Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliği ile Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 3/e maddesine göre düzenlenen Harcama Talimatı ve diğer belgelerin düzenlenmesi zorunludur.

1580 sayılı Belediye Yasasında temsil,tören ve ağırlamaya  ilişkin  giderlerin yapılabilmesine olanak sağlayan/dayanak olabilecek bir mevzuat hükmünün bulunmayışı sonucu büyükşehir belediye örgütlenmesinin yürürlüğe konulması nedeniyle kısmen de olsa zorunluluktan doğan İçişleri Bakanlığı tarafından “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi” ile mevzuata aykırılık oluşturan ödemeler, hukuki alt yapıya oturtulmaya çalışılmıştır.Ancak,5393 sayılı Belediye Yasasının Belediyenin Giderleri başlıklı 60.maddesinin (k) bendinde ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasasının 24.maddesinin (l) bendinde ; ”temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderleri” belediyelerin harcama yapabilecekleri giderler arasında açıkça sayılmıştır. Bu hüküm, yanı sıra 5393 sayılı Kanunun 14/b maddesinde, mahalli ve müşterek nitelikte olması şartıyla; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, sosyal hizmet ve yardım hizmetlerinin yapılması veya yaptırılması da belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığından, bu konularda da, belediye bütçesinden harcama yapılabileceğinin mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Ancak, belediye bütçesinden yapılacak temsil, tören ve ağırlamaya  ilişkin  giderlerin kapsamı, çeşitleri, konuları, sınırları, takdir hakkının kullanılması vb.gibi konulara açıklık getirecek Yönetmelik şeklinde bir çalışma yapılmasının uygun ve yararlı olacağı düşünülmektedir.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat, Makale ve Görüşler

Soru

Ağu29
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU :

 Belediyemiz Ekonomist kadrosunda 4/b sözleşmeli personel olarak çalışan kişi Üniversitede ders vermek istiyor.sözleşmeli personel sözleşmesinde ek getirici iş yapamaz maddesi var fakat “6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 8’inci maddesinde “Sözleşme ile çalıştırılan personel dışarıda kazanç getirici başka bir iş yapamaz. (Avukat, dava vekili, günün veya haftanın belirli saatlerinde çalıştırılacak hekim ve uzman hekim, ilçe ve bucak belediyelerinde çalıştırılacak teknik personel ve 657 sayılı Kanunun Ek Geçici 12 ve 13 üncü maddelerinde sayılan personel ile yurt dışındaki Enformasyon Merkezlerinde görevlendirilecek editörler hariç.).” hükmü yer almaktadır.buna göre ekonomist teknik kadroda yer alıp üniversitede ders verebilir mi ?                  

Gökçeada Belediye Başkanlığı/Çanakkale

 CEVAP :

 T.C.Devlet Personel Başkanlığı Kamu Personel İstihdamı Daire Başkanlığı’nın  5393 Sayılı Kanunun 49. Maddesine Göre Belediyelerde Çalışan Sözleşmeli Personel  konusundaki açıklama; “Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır.

 Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir. Genel hükümlere göre birinci dereceden kadro ihdas edilemeyen kadro unvanları için ise o kadro unvanından ihdası yapılmış en yüksek kadro derecesinin birinci kademesi esas alınır ve yapılacak ödemenin azami tutarı yukarıda belirtilen usûle göre tespit olunur. Bu fıkra hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı unvanlar itibarıyla sınırlama getirebilir.  Avukat, mimar, mühendis (inşaat mühendisi ve harita mühendisi olmak kaydıyla) ve veteriner kadrosu bulunmayan veya işlerin azlığı nedeniyle bu unvanlarda kadrolu personel istihdamına ihtiyaç duyulmayan belediyelerde, bu hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, haftanın ya da ayın belirli gün veya saatlerinde kısmi zamanlı olarak sözleşme ile personel çalıştırılabilir.

 Kısmi zamanlı olarak çalıştırılacak personel sayısı yukarıda belirtilen her unvan için birden fazla olamaz ve bunlarla yapılacak sözleşme süresi takvim yılını aşamaz. Bunlara ödenecek net ücret, aynı unvanlı kadroların birinci derecesinin birinci kademesi için yapılması gereken bütün ödemeler toplamının net tutarının yarısını geçmemek ve çalıştırılacak süre ile orantılı olmak üzere belediye meclisi kararı ile tespit edilir. Bu fıkra uyarınca sözleşmeli personel olarak çalıştırılanlar için iş sonu tazminatı ödenmez ve işsizlik sigortası primi yatırılmaz. Bunlardan yaptıkları başka işler sebebiyle herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tâbi olanlar için sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primi yatırılmaz ve aynı kişi birden fazla belediye veya bağlı kuruluşta çalıştırılamaz.  Üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri uyarınca çalıştırılacak personele her ne ad altında olursa olsun sözleşme ücreti dışında herhangi bir ödeme yapılmaz ve ücret mahiyetinde aynî ya da nakdî menfaat temin edilmez. Bu personel hakkında bu Kanunla düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır. Bu personele ait sözleşme örnekleri sözleşmenin imzalanmasını izleyen 30 gün içinde İçişleri Bakanlığına gönderilir. Dördüncü fıkrada sayılan unvanlara ilişkin hizmetler dışında kalmak ve o hizmet için ihdas edilmiş kadro bulunmamak kaydıyla, İçişleri Bakanlığınca üçüncü fıkra çerçevesinde sözleşmeli personel istihdamı uygun görülmüş olan kadro unvanlarına ilişkin görevlerde, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre münhasıran kısmi süreli olarak sözleşmeli personel çalıştırılabilir.” Şeklindedir.

 Belediyelerde 657 sayılı DMK.nun 4/b maddesine göre değil,5393 sayılı Belediye Kanununun  49.maddesi hükmü uyarınca sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bunun içinde sözleşmeli personelin hangi kadroya karşılık olarak çalıştırılacağı önceden belirlenir. Yani  sözleşmeli personel belediyede mevcut ve boş  kadro karşılığı çalıştırılır.Bu durum zaten meclis kararında  diğer hususlar yanı sıra yer alması gerekir .5393 SAYILI BELEDİYE KANUNUN 49 UNCU MADDESİNİN ÜÇÜNCÜ FIKRASI GEREĞİNCE TAM ZAMANLI OLARAK ÇALIŞTIRALACAK SÖZLEŞMELİ PERSONELE İLİŞKİN HİZMET SÖZLEŞMESİNİN        Madde 10 – Sözleşmeli personel, kazanç getirici başka herhangi bir iş yapamaz,hükmü bulunmaktadır. Ekonomist 657 sayılı Kanunun 36.maddesindeki sınıflandırmaya göre Teknik Hizmetler Sınıfında yer almaktadır.Sanırım siz de belediyede boş bulunan teknik hizmetler sınıfındaki ekonomist kadrosunu karşılık göstererek istihdam etmektesiniz.Sorunuzda yer alan sözleşmenin 657/4-b li olduğu belirtilmektedir ki,bu  durumun   yukarıda ki açıklamada yer alan “İçişleri Bakanlığınca üçüncü fıkra çerçevesinde sözleşmeli personel istihdamı uygun görülmüş olan kadro unvanlarına ilişkin görevlerde, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre münhasıran kısmi süreli olarak sözleşmeli personel çalıştırılabilir” düzenlemesine uygun olup olmadığını hususuna yer vermediğiniz için sorunuza tam bir cevap verilmesi mümkün değildir.

Yazıldı Soru / Cevap

İzmir 1.İdare Mahkemesi Kararı (İç Yükseklik)

Ağu28
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

 İzmir 1. İdare Mahkemesi, Esas:2010/1223, Karar: 2010/1711, Tarih: 15.12.2010

 

ÖZÜ:İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin gerek 08/02/1987 tarihli olanının İç Yükseklikler başlıklı 80/c. maddesinde, gerekse 2002 tarihli olanının 45.maddesinde, içkili restoranların ruhsat alabilmeleri için “taban döşemesi üzerinden tavan altına kadar net yüksekliğin 3.00 metreden az olamaz” şartı bulunmakta ise de, söz konusu yönetmeliklerle getirtilen bu şartın, bu Yönetmeliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan yapılarda açılmak istenilen işyerleri için aranması gerekeceğinden, yönetmeliklerin yürürlüğe girmesinden çok önce 12.09.1973 tarihinde yapı kullanma izni alınmış bir yapıya yönelik olarak anılan kuralın uygulanmasına olanak bulunmadığı açık olduğundan, davacının “içkili restaurant” ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

 Dava, davacının, İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, Cemal Gürsel Caddesi, No:506/A adresinde bulunan işyerine “içkili restaurant” ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun işyerinin iç yükseklik koşulunu sağlamadığından bahisle reddine ilişkin 14.7.2010 günlü, 3200 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.10/08/2005 günlü, 25902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’in 6.maddesinde, Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamayacağı ve çalıştırılamayacağı, işyeri ruhsatlarının yetkili idarelerin en üst amiri veya görevlendireceği yetkili tarafından bu Yönetmelikte öngörülen sürede imzalanacağı, ruhsat için ayrıca, meclis veya encümen tarafından bir karar alınmasına gerek olmadığı belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin 32.maddesinde ise; “Umuma açık istirahat ve eğlence yeri açmak ve işletmek isteyen gerçek ve tüzel kişiler Örnek-1’de yer alan başvuru ve beyan formu ile yetkili idareye başvurur.Umuma açık istirahat ve eğlence yerinin açılması ve faaliyette bulunmasına belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde belediye, bu alanlar dışında il özel idaresi tarafından izin verilir.

İl özel idaresi ve belediyeler, umuma açık istirahat ve eğlence yeri ruhsatını vermeden önce kolluk kuvvetinin görüşünü alır.

Yetkili kolluk kuvveti, açılacak yerin genel güvenlik ve asayişin korunması açısından kolaylıkla kontrol edilebilecek bir yerde ve konumda olup olmadığını dikkate alarak, işyeri hakkındaki görüşünü mülki idare amiri vasıtasıyla yedi gün içinde bildirir.

Umuma açık istirahat ve eğlence yeri açılması hususundaki başvurular yetkili idareler tarafından bir ay içinde sonuçlandırılır.

Meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, resmi ve özel okul binalarından ve ilk ve orta öğretim öğrencilerinin barındığı öğrenci yurtları ile anaokullarından, kapıdan kapıya en az yüz metre uzaklıkta bulunması zorunludur. Özel eğitime muhtaç bireylerin devam ettikleri öğretim kurumları ile okullar dışındaki diğer özel öğretim kurumları için bu zorunluluk aranmaz. Ancak söz konusu özel öğretim kurumlarıyla yukarıda belirtilen türdeki işyerleri aynı binada bulunamaz.

Turizmin yoğun olduğu yörelerdeki okulların tatil olduğu dönemlerde yukarıda belirtilen işyerleri ile okullar arasında yüz metre şartı aranmaz.

Sabit veya seyyar olarak kullanılan kata, deniz, hava ve her çeşit taşıma araçlarının umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak kullanılmasının istenmesi halinde, deniz araçları için bağlı olduğu veya bulunduğu liman başkanlığının, diğerleri için ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü alınır.

İzin almadan açılan umuma açık istirahat ve eğlence yerleri, yetkili idarelerin ilgili birimleri tarafından sebebi bir tutanakla belirlenmek ve mühürlenmek suretiyle re’sen kapatılır.

Kollukça, izin almadan açıldığı tespit edilen umuma açık istirahat ve eğlence yerleri düzenlenecek bir tutanakla kapatılmak üzere yetkili idareye bildirilir. Yetkili idare yapılan bildirim üzerine izin almadan açılan yeri kapatarak en geç üç gün içinde kolluğa bilgi verir.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından İzmir Karşıyaka Cemal Gürsel Caddesi No: 506 adresinde içkili restaurant açabilmek amacıyla 5.7.2010 tarihinde davalı idareye başvurulduğu, söz konusu yapının işyerine dönüşümüne ve umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak çalıştırılmasına kat malikleri kurulunun 13.11.2009 günlü, 2 sayılı kararı ile oybirliğiyle muvafakat verildiği, ayrıca yapıya yönelik 1.11.1973 tarihli yapı kullanma izninin düzenlendiği ve anılan yapı kullanma izninin de zemin katın dükkan olarak öngörüldüğü, davacının içkili restaurant olarak faaliyette bulunmak istediği işyerinin içkili yer bölgesi içinde yer aldığının davalı idarece savunma dilekçesinde ifade edildiği, davacı başvurusunun işyerinin İzmir İmar Yönetmeliğinde öngörülen iç yükseklik koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Olayda, davacının yapısının iç yüksekliğinin 2.60 metre olduğu, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin ekinde yer alan ve lokanta niteliğindeki işyerlerinin taşıması gereken asgari koşulların düzenlendiği Ek-1/D maddesinde işyeri yüksekliklerine ilişkin bir kurala yer verilmediği, anılan yönetmelikte aranan işyerinin imara uygun olması gerektiği yolundaki koşulun sağlanması için ise, işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verilecek işyerinin ruhsatlı ve yapı kullanma izni almış bir yapı olmasının yeterli olacağı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının açmak istediği işyerinin yönetmelikte belirtilen koşullara uygun olduğu ve bulunduğu yer itibariyle içkili lokanta açılmasında yasal olarak bir engel bulunmadığı açık olduğundan, davacının ruhsat başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde anılan mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin gerek 08/02/1987 tarihli olanının İç Yükseklikler başlıklı 80/c. maddesinde, gerekse 2002 tarihli olanının 45.maddesinde, içkili restoranların ruhsat alabilmeleri için “taban döşemesi üzerinden tavan altına kadar net yüksekliğin 3.00 metreden az olamaz” şartı bulunmakta ise de, söz konusu yönetmeliklerle getirtilen bu şartın, bu yönetmeliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan yapılarda açılmak istenilen işyerleri için aranması gerekeceğinden, yönetmeliklerin yürürlüğe girmesinden çok önce 12.09.1973 tarihinde yapı kullanma izni alınmış bir yapıya yönelik olarak anılan kuralın uygulanmasına olanak bulunmadığı açık olduğundan, davacının “içkili restaurant” ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 105,20 TL yargılama gideri ile 550,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 49,25 TL YD itiraz harcının davalı idare üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya geri verilmesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 15/12/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(Bu karar, Danıştay 8. Dairesinin 25.04.2014 gün, 2011/3194 Esas, 2014/3421 sayılı kararıyla onanmıştır.)

 

 

Yazıldı Yargı Kararları

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Hk.

Ağu28
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü

                                                                                                                                                                                                                                                                                      Sayı: 310.99/9904                                                24.07.2014

Konu: Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Hk.

Dosya: 000093398

                                                      BİTLİS VALİLİĞİNE

(Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü)

  İlgi: 08/07/2014 tarihli ve 41253164/360.01/1592 sayılı yazınız

Bakanlığımıza iletilen ilgi yazıda; ilgi yazı eki …….. Belediye Başkanlığının yazısında, SGK’dan ilişiksizlik belgesinin gelmiş olduğu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 12. maddesine göre 5 yıl ruhsat süresi içinde yapı kullanma izni alınmamış yapılarda, herhangi bir ceza kesilmeden ve ruhsat yenilenmesi yapılmadan sadece fenni mesul taahhütnamesi ve fenni mesul uygunluk raporu ile yapı kullanma izni düzenlenebileceği, ancak 3194 sayılı İmar Kanunun 29. maddesine göre de her ne sebeple olursa olsun süresinde tamamlanmayan inşaata yapı kullanma izni düzenlenemeyeceği, yeni yapı ruhsatı düzenlenmesi gerektiğinin ifade edildiği, bu durumda kanuna göre mi yönetmeliğe göre mi işlem yapılacağı konusunda tereddüt yaşandığı belirtildiğinden konu hakkında Bakanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun “Ruhsat müddeti” başlıklı 29. maddesinde; “Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir.” hükmü,

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 12. maddesinin ikinci fıkrasında; “Ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlanmasına rağmen ruhsat süresi içinde yapı kullanma izni düzenlenmemesi nedeniyle ruhsatı hükümsüz hale gelen yapılara, denetimi yapan fenni mesul mimar ve mühendisler veya yapı denetim kuruluşları tarafından denetim raporu hazırlanmak ve ilgili idare tarafından dosyasında ve yerinde, inceleme ve tespit yapılmak koşuluyla yeniden ruhsat düzenlenmeksizin yapı kullanma izin belgesi verilir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanun hükmü uyarınca; yapıya başlama müddeti olan iki yıl içerisinde inşaata başlanmamış veya başlanıp da başlama müddetiyle birlikte beş yıl içerisinde bitirilmemiş ve ruhsat yenilemesi de yapılmamış olması durumunda yapı ruhsatı hükümsüz hale gelmektedir. Bu tür yapılar için Yönetmeliğin Geçici 2. maddesi ile 12. maddesi hükümleri uyarınca yeniden yapı ruhsatı düzenlenmesi gerekmektedir.

Yönetmeliğinin 12. maddesinin ikinci fıkrası ise anılan Kanun maddesinin istisnası olup, Ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlanmasına rağmen ruhsat süresi içinde yapı kullanma izni düzenlenmemesi nedeniyle ruhsatı hükümsüz hale gelen yapılar için, denetimi yapan fenni mesul mimar ve mühendisler veya yapı denetim kuruluşları tarafından denetim raporu hazırlanmak ve ilgili idare tarafından dosyasında ve yerinde inceleme ve tespit yapılmak koşuluyla yeniden ruhsat düzenlenmeksizin yapı kullanma izin belgesi verilmesi mümkündür.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Selami MERDİN

Bakan a.

Genel Müdür V.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Kamu İhalelerinde Yeni Düzenleme

Ağu25
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

16.0.2014gün ve  29090 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan değişikliklerle ; Çerçeve Anlaşma İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde ve Kamu İhale Genel Tebliğinde değişiklikler yapılmıştır.

Buna göre, serbest bölgelerde faaliyet gösteren Türk vatandaşları gerçek kişiler ile Türk Kanunlarına göre göre kurulmuş  yabancı sermayeli firmalar yerli üretici sayılabilecektir. Yerli üretici olduğu ise, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınacak belgeyle belirlenecektir.

İhalelerde zorunlu olarak yerli katkı ve teknolojik yeterlilik uygulanacaktır.

Kanun kapsamındaki ihalelerde, grup olarak giren ortaklardan, pilot ortağın teknolojik ürün deneyim belgesi sunması durumunda, asgari iş deneyim tutarının en az yüzde yirmisini  pilot ortağın sağlamış olması şartı aranmayacaktır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği-DİDDKurulu Kararı

Ağu21
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Yazıldı Yargı Kararları

Genelge

Ağu21
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

04.06.2014

Sayı: 30546965-000-11837

Konu: Kültür ve Turizm Bakanlığı Saymanlık Hesabına yatırılan eğlence vergilerindeki azalış

İlgi: Maliye Bakanlığının 22/05/2014 tarihli ve 55541 sayılı yazısı.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 21 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri uyarınca yerli ve yabancı film gösterimlerinden alınan eğlence vergisinden, Kültür ve Turizm Bakanlığına aktarılması gereken payın 2014 yılının ilk 2 ayına göre azaldığından bahisle, farkın neden kaynaklandığına dair Maliye Bakanlığının ilgi yazısı ve ekleri ilişikte gönderilmiştir.

Konunun iliniz dahilindeki belediyelere duyurularak, söz konusu vergiden aktarılması gereken payların Kanunda belirtilen süre içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı hesaplarına intikal ettirilmesi ve sonucun takip edilmesi hususunda;

Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.

Ömer DOĞANAY

Bakan a.

Genel Müdür

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

22.05.2014  Sayı: 55541

Kültür ve Turizm Bakanlığından alman bir örneği ilişik 13/3/2014 tarih ve 24986640- 843.99-51 sayılı yazı ve eklerinin incelenmesinden; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 21 inci maddesinin numaralı bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri uyarınca yerli ve yabancı film göstermelerinden alınan eğlence vergisinden, bahse konu maddenin son fıkrası uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığına aktarılması gereken % 75 payın, 2014 Yılının ilk iki ayında 12.450.503,49 TL iken aktarılan miktar 6.241.432, olduğundan bahisle aktarılmayan farkın neden kaynaklandığının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 5281 sayılı Kanunun 17 ncı maddesiyle değişik 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “(l) numaralı bendin (1) ve (2) numaralı alt bentleri ile yerli ve yabancı film gösterimlerine ilişkin belirlenen vergi bu Kanunun 22 ncı maddesinin (1) numaralı bendinde ön görüldüğü şekilde hesaplanarak biletler kullanılmadan önce mahallin mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne, emaneten yatırılır. Ödemenin yapıldığına dair banka dekontunun ibrazı üzerine belediye tarafından biletlere Özel damga konulur. Ödeme yapmayanlar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bahsi geçen yerlerde toplunun meblağın % 75’i Kültür ve Turizm Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına, % 25 ‘i ilgili belediyeye tahsilini takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar aktarılır. Maliye Bakanlığı yukarıdaki şartlara bağlı kalmaksızın, biletle girilen yerlere ilişkin eğlence vergisinin hesaplanması ve ödenmesine dair işlemlerin ödeme kaydedici cihaz kullanılarak yapılmasına ait usûl ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 22 nci maddesinin 1 inci fıkrasında, “Vergi biletle girilen yerlerde bilet bedellerine eklenmek suretiyle hesaplanır ve belediye tarafından Özel damga konulması sırasında ödenir. Bu suretle alınan biletlerin kullanılmadan iadesi halinde peşin olarak ödenen vergi geri verilir.” hükmü bulunmaktadır.

Yukarıda yer alan 21 inci maddenin ikinci fıkrasındaki yetkiye istinaden çıkarılan 63 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ ile yerli ve yabancı film gösteren ve ödeme kaydedici cihazlarla bilet düzenleyen mükelleflerin biletlerinin belediyelere damgalatma zorunluluğu kaldırılmış ve verginin de en geç ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar yatırılması esası getirilmiştir.

Buna göre, 2464 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri kapsamında faaliyette bulunan (sinemalarda yerli ve yabancı film gösteren) mükellefler tarafından, sinemalarda belediyeler tarafından özel damga konulan biletlerin kullanılması halinde eğlence vergisinin, bilet bedellerine eklenmek suretiyle hesaplanması ve biletler kullanılmadan önce mahallin mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne emaneten yatırılması ve ödemenin yapıldığına dair banka dekontunun ibrazı üzerine belediye tarafından biletlere özel damga konulması, bu suretle alınan biletlerin kullanılmadan iadesi halinde ise peşin olarak ödenen verginin iade edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, 2464 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin (l) numaralı bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri kapsamında faaliyette bulunan (sinemalarda yerli ve yabancı film gösteren) mükellefler tarafından ödeme kaydedici cihazlarla bilet düzenlenmesi ya da belediyeler tarafından özel damga konulmak suretiyle biletlerin kullanılması halinde söz konusu maddesinin son fıkrası uyarınca mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne yatırılan eğlence vergilerinin % 75’inin Kültür ve Turizm Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına aktarılması gerekmektedir.

Yerli ve yabancı film gösterimlerine ait eğlence vergisinin ödenmediği ya da eksik ödendiğinin ilgili belediyece tespiti halinde, belediyeler tarafından tarhiyatın yapılarak verginin tahakkuk ettirilmesi ve 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, mükelleflerince süresinde mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne ödenmeyen ve yukarıda belirtildiği şekilde ilgili belediyece tarh, tahakkuk ve tahsil edilen vergiden (gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalan dâhil), Kültür ve Turizm Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına aktarılması gereken % 75’lik kısmın ise ilgili belediyece tahsil edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar anılan Saymanlığa aktarılması, bu sürede aktarmanın yapılmaması halinde ödenmeyen pay tutarının, Başkanlığımız Teşkilatınca (vergi dairelerince), ödenmesi gerektiği tarihten itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre belediyeden takip ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, mükelleflerce mal müdürlüğüne veya muhasebe müdürlüğüne yatırılmayan 2014 Yılının ilk iki ayına ait eğlence vergilerinin ilgili belediyeler tarafından gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilmesi ve % 75’lik kısmının ise tahsil edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına aktarılması gerekir.

Bilgi edinilmesini ve konu ile ilgili olarak tüm belediyelere gerekli duyurunun yapılmasını ve sonucun dan ilgili Bakanlığa ve Başkanlığımıza bilgi verilmesini arz ederim.

İmral DURAN

Başkan a.

Gelir İdaresi Daire Başkanı

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Soru

Ağu20
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU :

Belediye Başkanı İlçe dışına görevli olarak gittiği yerde yemek ücretlerini cebinden ödediğinde, Belediyemiz adına kestirdiği fatura bedelinin kendisine ödenip, ödenmeyeceği konusunda bilginize ihtiyaç olduğundan; tarafımıza vereceğiniz cevaba teşekkür ederim.

Gölmarmara Belediye Başkanlığı/MANİSA

CEVAP : Belediye Başkanına 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre hesaplanan günlük yevmiye ödenir. Bunun içinde yemek bedeli de dahildir. Günlük yevmiye haricinde yol ücreti(otobüs/tren/uçak) ,harcırahının 1/3  Ü  oranında faturalanmış otel/motel gideri ile görevli gidilen yere ulaşmak  için  garaj/tren garı/havaalanına kadar gidiş ve dönüşteki gerçek giderler (taksi ücreti) ödenir.Yemek parasını belediye başkanı ,belediye adına fatura da etse harcırahın unsurları  arasında sayılmadığından belediye bütçesinden ödenemez.

Yazıldı Soru / Cevap

Yönetmelik Değişiklikleri

Ağu05
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

KIYI KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN,14.maddesinde yer alan ; Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma başlıklı ve “Denizlerde, içme ve kullanma suyu kaynağı olmamak kaydı ile tabii ve suni göllerde ve akarsularda; sadece kamu yararının gerektirdiği hallerde daha uygun alternatifler bulunmaması veya kıyı alanının yetersizliği nedeniyle ve uygulama imar planı kararı ile bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde belirtilen yapı ve tesislerle, Kanunun 7. maddesi gereği yapılabilecek kara, deniz, hava ulaşımına yönelik altyapı tesisleri” şeklindeki düzenlemesine  26/7/2014 günlü ve 29072 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Ek ibare ile bu bende: “ ibadet yeri, yeşil alan düzenlemeleri kapsamında park, çocuk bahçesi, açık spor alanları ile açık alan ağırlıklı olmak üzere ve emsali aynı amaçla ayrılan alının % 3 unu yüksekliği 5.50 m. yi aşmayan takılıp sökülebilir elemanlarla inşa edilen; lokanta, gazino, çay bahçesi, sergi üniteleri ve idare binalarını içeren fuar, piknik, eğlence alanları düzenlemek amacıyla doldurma ve kurutma işlemi yapılarak arazi kazanılabilir.” hükmü eklenmiştir.

YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ’NİN Teknik personelin denetim yetkisini belirleyen  15.maddesindeki, Yapı denetim kuruluşunda görev alacak denetçi personelin unvanlarına göre denetim yetkisi sınırları 5/2/2013-28550 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik değişikliğiyle 120.000m2 den “Proje ve uygulama denetçisi makine mühendisi, proje ve yapı denetimini yapar. Denetim yetkisi sınırı 180.000 m2,Proje ve uygulama denetçisi elektrik mühendisi, proje ve yapı denetimini yapar. Denetim yetkisi sınırı 180.000 m2’şeklinde değiştirilmiştir.

Danıştay, yapı denetiminde proje ve uygulama denetçisi elektrik ve makine mühendislerinin denetim alanlarını 120 bin metrekareden 180 bin metrekareye çıkaran Yönetmelik değişikliğinin yürütmesini durdurdu. Değişiklikle, 180 bin metrekarelik alanın denetimini bir mühendise yüklüyordu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 180 bin metrekarelik alanın 120 yapıya denk geldiğini ve ancak 3 mühendis tarafından denetlenebileceğini vurgulamıştı. TMMOB, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açtığı davada, düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. Danıştay 6. Dairesi kararında, Yapı Denetimi Hakkında Yasa’nın sağlam yapılar yapılarak muhtemel afetlerde can ve mal güvenliğini sağlamak, yapıların imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına standartlarına uygun, kaliteli yapılması için denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarıldığına dikkat çekti.

6306 SAYILI KANUNUN UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE 25/7/2014 gün ve  29071 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan YÖNETMELİKLE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

  (Bu yönetmeliğin adı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği” iken 25/7/2014 tarihli ve 29071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” biçiminde değiştirilmiştir.)

Yönetmeliğin,

Riskli yapıların tespitinde görev alacak kurum ve kuruluşlar (MADDE  6), Riskli yapıların tespiti ve itiraz (MADDE 7 ), Riskli yapıların yıktırılması (MADDE 8), Teknik heyetlerin teşkili (MADDE 9), Uygulama alanındaki taşınmaz maliklerinin hakları ve tapuya tescil işlemleri (MADDE 13), Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olanlara konut ve işyeri verilmesi (MADDE 14), Riskli yapıların bulunduğu parsellerde, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında yapılacak uygulamalar  (MADDE 15), Açık artırma usulü ile satış (MADDE 15/A), Kira yardımı ve diğer yardımları (MADDE 16), Katılım belgesi olan mühendislerin sınava girmesi (GEÇİCİ MADDE 3) başlıklı düzenlemelerinde ek ve değişiklikler yapılmıştır.

Bu değişikliklere göre;

*Riskli yapı tespiti yapan lisanslı kuruluşlarda çalışacak personel ile ilgili yeterlilik ve eğitim şartları arttırıldı. Artık daha nitelikli ve özel eğitim almış mühendisler bu tespitleri yapabilecek.

*Riskli yapı tespiti yapan kuruluşlar; eğer gerçeğe aykırı olarak, risksiz bir yapının riskli veya riskli bir yapının risksiz olarak tespit edilmesi veyahut mevcut olmayan bir yapı hakkında riskli yapı tespit raporu hazırlanması yada yapıya ilişkin verilerin eksik ve yanlış alınarak hesaplama yapılması sebebiyle daha önce yazılı olarak uyarılmış iseler lisansları iptal edilecek.

* İnşaat halinde olup ikamet edilmeyen, metruk, yıkık ve yapı bütünlüğü bozulmuş binalara risk raporu düzenlenmeyecek. Bu yapılar %17 KDV muafiyeti ve tapu ve inşaat harcı muafiyeti şeklindeki toplamda yaklaşık %23’e varan kentsel dönüşüm teşviklerinden yararlanamayacak.

*Kiracıların risk tespit raporlarından haberdar edilmesi sistemi getirildi. Yönetmelik değişikliği ile mal sahiplerine risk tespit raporu ile ilgili durumu kiracılarına da bildirmek yükümlülüğü getirildi. Böylece kiracılar da 60 ve 30 günlük yapıyı boşaltma sürelerinden haberdar olduğundan hazırlıklarını yapabilecek.

*Riskli alanlarda yapılacak kentsel dönüşümde birden fazla konut ve işyeri alacak olanlar, katkı payı ödenmesi halinde bu bedeli devlete taksit ile ödeyebilecek. Eski düzenlemede vatandaşın alacağı mülke katkı payı peşin olarak devlete ödeniyordu.

*Apartman ve sitelerde çoğunluk 2/3 ile yıkıp yapmaya veya müteahhide karar alınması aşamasındaki noter tebligatıyla diğer mülk sahiplerini toplantıya davet etme zorunluluğu kaldırıldı. Bu tip toplantılar iadeli taahhütlü posta ile çağrı gönderilerek veya elden imza ile davet yazısı verilerek yapılabilecek.

*Tapunun elinde olan, kentsel dönüşümde ifraz, terk ve tevhid işlemleri yapma yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının il müdürlüklerine verildi.

*Zemini riskli alanlarda inşaat yasağı sebebiyle, buradaki arsalarda bulunan imar haklarının başka arsalara transferine olanak tanındı. Arsa sahibi buradaki imar hakkını başka bir yerdeki arsada kullanabilecek.

*Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yeni dairelerin ve işyerlerinin ilgililere tapudan devri esnasında tapu harçlarının ödenip ödenmeyeceği tartışması çözüldü. Kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılan daire ve dükkanların, sahiplerine veya müteahhide devri esnasında tapu harcı ve belediyedeki diğer harçlar alınmayacak.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız