Aylık Arşivler : Nisan, 2016
Rekabet Koşulu Hakkında Danıştay Kararı
Danıştay 14.Dairesinin 23.02.2016 gün ve 2015/5848 Esas, 2016/406 sayılı kararı; “dava, davacı tarafından 28.04.2015 tarihinde açık teklif usulü ile yapılan S…..İlçe sınırları Hafif Çelik Sistemli Ticari Ünitelerin Yapılması ve Montajı Yapım İşi ihalesinin iptal edilmesine ilişkin 07.09.2015 tarihli ihale komisyonu işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare mahkemesince 24.08.2015 tarihinde gerçekleştirilen dava konusu ihaleye katılan dört istekliden davacılar dışında kalan üç isteklinin ihaleye katılmak için gerekli olan belgeleri eksik olduğunun tespit edilmesi nedeniyle değerlendirme dışı bırakıldığı, davacıların verdiği teklifin (3.375.000-TL) yaklaşık maliyet rakamının (4.155.285-TL) altında olduğu, ancak evrak eksikliği nedeniyle değerlendirme dışı kalan üç isteklinin verdiği tekliflerin (2.821.000-TL/2.445.000-TL/2.315.000-TL)üzerinde olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla uyuşmazlık konusu ihalede tek istekli kalması nedeniyle yeterli rekabet şartlarının oluşmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Aydın 2.İdare Mahkemesinin 06.10.2015 tarih,E:2015/613,K:2015/565 sayılı kararında,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasındasayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA oybirliğiyle karar verilmiştir
Danıştay 14. Daire Kararı Hakkında
Kararı okumak için linke tıklayınız… Danıştay 14. Daire Kararı
Torba Kanun Hakkında
GAZETELERDEN!
TORBA KANUN TBMM’DEN GEÇTİ VE YASALLAŞTI.
2 YIL SÜREYLE GEÇİCİ OLARAK DURDURABİLECEK
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde belirlenen alanların sınırları içinde olup, riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca gerekli görülenler, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla söz konusu yasa hükümlerine tabi olacak.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya idare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini 2 yıl süreyle geçici olarak durdurabilecek. Uygulamanın gerektirmesi halinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması 1 yıl daha uzatılabilecek. Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemedeki durdurmanın, süre belirtilmeden geçici yapılabileceği hükmünü iptal etmişti.
SUR’UN YENİDEN İNŞASI
Kanunla, Diyarbakır’ın Sur ilçesinin yeniden inşasının yasal altyapısı oluşturuluyor. Buna göre, kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde; altyapı hizmetleri yetersiz olan veya imar mevzuatına aykırı yapılaşma bulunan yapı ve altyapısı hasarlı alanlar; fen, sanat norm ve standartlara uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla Bakanlar Kurulunca riskli alan olarak kararlaştırılabilecek.Üzerindeki toplam yapı sayısının en az yüzde 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskan ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar da riskli alan olarak açıklanabilecek. Riskli alan kararına karşı Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren dava açılabilecek. Uygulama işlemleri üzerine ise riskli alan kararına karşı dava açılamayacak. Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması halinde, yapıların mevcut alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleriyle yapı alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları alınacak.
İPOTEK VE HACİZLER, TAPUDAKİ İŞLEMLERE ENGEL OLUŞTURMAYACAK
Riskli alanlardaki konutlar üzerindeki intifa hakkı, ipotek ve haciz gibi şerhler, riskli alanlar yıkıldıktan sonra, tapuda işlem yapılmasına engel teşkil etmeyecek ve yapılacak işlemlerde muvafakat aranmayacak.Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında satışı yapılacak hisseler üzerinde bulunan ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi gibi haklar satış işlemine engel teşkil etmeyecek. Satış sonrasında da bu haklar satış bedeli üzerinden devam edecek.Üzerindeki bina yıkılarak arsa haline gelen taşınmazların kat irtifakı ve mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak malikleri adına payları oranında tescil edilecek.
2/3 ÇOĞUNLUKLA KARAR ALINACAK
Kanunla, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında maliklerin 2/3 çoğunluğuyla alınan kararlarda ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla değişiklik yapılıyor. Buna göre, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında, uygulama yapılan etap veya ada bazında maliklerin 2/3 çoğunluğuyla karar alınacak, 1/3 ‘lük kısımda kalanların hisseleri anlaşan diğer maliklere satılacak, bu malikler satın almaz ise bu payları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alacak.Bakanlık, TOKİ veya idare, sadece kamulaştırma işlemi için değil, kanuna göre yapılacak işlemler için de mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkili olacak.
Terörle Mücadele Kanunu kapsamında belirtilenlerden, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hak sahibi olduğu tespit edilenlerin atama teklifleri, Devlet Personel Başkanlığınca, 2018 yılı sonuna kadar, yılda iki defa kura usulü ile yapılacak.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan şirket yönetimi için “kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme” tedbirlerine ilişkin hükümler, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun için de uygulanabilecek.
Çalışan Eşe Aile Yardımı Hakkında
Sayıştay 6.Dairesinin, Dosya No:38486, Tutanak No:41293, Tari : 29.12.2015
ÖZET: Çalışan eş için aile yardımı ödeneği ödenmesinde ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerekir .
32 sayılı ilamın 4. maddesinde, Çalışan eş için aile yardımı ödeneği ödenmesi suretiyle kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle toplam …..-TL’nin tazminine hükmolunmuştur. Sorumlular temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen …… TL kamu zararının ……. TL’ si ilgililerden tahsil edilmiş olup tahsilatı yapılamayan ve 17.04.2013 tarih ve 32 nolu ilam ile harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilen …… TL’nin;-……… TL’ si 21.02.2012 tarih ve 2012/547 sayılı Encümen Kararı ile emekli olan eski işçi personel ……. e ait olduğunu,-…….. TL’ nin ise 24.06.2012 tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …… e ait olduğunu, Eşlerinin çalışmadığına dair Aile Bildirimi veren ilgili personellerin beyanı esas olduğundan ve kurum olarak verilen beyanın doğruluğunu ispatlama yükümlülükleri bulunmadığından, kamu zararının Harcama Yetkilileri ve Gerçekleştirme Görevlilerinden değil de mevzuata uygun olmayan yanlış beyan veren emekli personel ve vefat eden personelin yasal varislerinden tahsil edilmesini, Harcama Yetkilileri ve Gerçekleştirme görevlileri adına çıkarılan kamu zararı hükmünün ortadan kaldırılmasını talep etmişlerdir. Sayıştay Başsavcılığı; “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 202 maddesinde, evli bulunan Devlet memurlarına aile yardım ödeneği verileceği, bu yardımın, memurun her ne şekilde olursa osun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eş için ödeneceği ifade edilmiştir. Sayıştay Genel Kurulunun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararında, Harcama Yetkililerinin, bütçeden yapılacak harcamalar konusunda 5018 sayılı Kanunda öngörülen harcama sürecinde tek ve tam yetkili olan, giderin yapılmasına karar vermekten ödeme aşamasına kadar tüm işlemleri emir ve talimatı çerçevesinde yürüten ve maiyetindekileri ve onların eylem ve işlemlerini gözetmek ve denetlemekle yükümlü olan harcama yetkilisinin, Sayıştay’a karşı hesap verme konusunda tam ve doğrudan sorumlu olduklarına karar verilmiştir. Aynı Genel Kurul Kararında, ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiğine hükmedilmiştir .Bu nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan temyiz talebinin reddedilerek Daire Kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” Şeklinde görüş belirtmiştir.657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Aile yardımı ödeneği” başlıklı 202 nci maddesinde; “Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir. Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için … ödenir.” denilmektedir. Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliği’nin “Sosyal yardımlar” başlıklı 11.maddesinde; “Personele yapılacak sosyal yardım ödemelerinde, ödemenin çeşidine göre aşağıda belirtilen belgeler aranır.
b) Aile Yardımı: Aylıklarla birlikte ödenen bu yardım, personelin ilk işe girişinde alınacak Aile Yardımı Bildirimine (Örnek: 13 ) dayanılarak ödenir. Bu bildirim, personelin aile yardımından yararlanan eş veya çocuk durumunda meydana gelen değişiklikler ile yer değiştirme suretiyle atama halinde yenilenir. Bildirimler, ödeme belgesinin ilk nüshasına eklenir.” denilmektedir.5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Kamu zararı” başlıklı 71 inci maddesinde; “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.” hükmü yer almaktadır.657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 202 nci maddesi gereğince aile yardımı ödeneğinden faydalanmak isteyen Belediye personelinin, Mahalli İdareler Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 11 inci maddesinde öngörülen Aile Yardımı Bildirimini (Örnek: 13) vermesi gerekmektedir. Bildirimde yer alan bilgilerin doğruluğundan bildirimi verenler sorumludur. Gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisinin beyanda belirtilen bilgilerin doğruluğundan sorumlu tutulması mümkün değildir. Ayrıca Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71 inci maddesi gereğince kamu zararının oluşması için, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması gerekmektedir. Gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisinin kasıt, kusur veya ihmallerinden söz edilmesi de mümkün değildir. Ancak idaresince gerçeğe aykırı beyanname verenlere yönelik disiplin işlemlerinin yürütülmesi gerekir. Bu itibarla, 32 sayılı ilamın 4 üncü maddesiyle verilen tazmin hükmünün BOZULARAK yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen dosyanın hükmü veren daireye TEVDİİNE,(Üye ……….’ın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 202 maddesinde, evli bulunan Devlet memurlarına aile yardım ödeneği verileceği, bu yardımın, memurun her ne şekilde olursa osun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eş için ödeneceği ifade edilmiştir. Sayıştay Genel Kurulunun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararında, Harcama Yetkililerinin, bütçeden yapılacak harcamalar konusunda 5018 sayılı Kanunda öngörülen harcama sürecinde tek ve tam yetkili olan, giderin yapılmasına karar vermekten ödeme aşamasına kadar tüm işlemleri emir ve talimatı çerçevesinde yürüten ve maiyetindekileri ve onların eylem ve işlemlerini gözetmek ve denetlemekle yükümlü olan harcama yetkilisinin, Sayıştay’a karşı hesap verme konusunda tam ve doğrudan sorumlu olduklarına karar verilmiştir. Aynı Genel Kurul Kararında, ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiğine hükmedilmiştir. Bu nedenlerle tazmin hükmünün tasdikine karar verilmesi gerekir şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı), Oyçokluğu ile,
Devlet Personel Başkanlığı Görüşü Hakkında
Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanan 6 Seri Nolu Kamu Personeli Genel Tebliği, 13 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Tebliğde yer alan, doğum izinleriyle ilgili görüşleri aşağıdaki gibidir;
Analık izni nedir: Doğum yapacak bayan memurun doğumdan önce ve sonra 8’er hafta izinli sayılması durumudur. Ancak, tabip raporu varsa, doğum yapacak bayan memur doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışabilmektedir.
ANALIK İZNİ KESİNTİLİ KULLANILABİLİR Mİ?
Kanun düzenlenmeyen bu husus Tebliğde açıklanmıştır. Tebliğde yer alan açıklama şu şekildedir:
“b) Analık izninin kesintisiz kullanılması gerektiğinden, bu izin kısım kısım kullanılamaz.”
ANALIK İZNİNİ KULLANMAK İÇİN ALINAN RAPOR NE ZAMAN KURUMA SUNULMALIDIR?
Tebliğdeki açıklamaya göre;
“b) Beklenen doğum tarihinden önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışmaya devam etmek isteyen memurun sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğuna dair tabip raporunu, doğum öncesi analık izin süresinin başlangıcında Kuruma iletmesi zorunludur.”
TABİP RAPORU, SGK İLE SÖZLEŞMESİZ HASTANELERDEN DE ALINABİLİR Mİ?
Tebliğde bu konuya ilişkin olarak yer alan açıklama şu şekildedir:
c) Memura beklenen doğum tarihinden önceki üç haftaya kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğuna dair verilen tabip raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli veya sözleşmesiz bir sağlık hizmeti sunucusundan alınabilir.
TABİP RAPORUNA DAYALI, DOĞUMDAN 3 HAFTAYA KADARKİ ÇALIŞMA SÜRESİNDE YILLIK İZİN KULLANILABİLİR Mİ?
Tebliğde açıklamaya göre;
“d) Beklenen doğum tarihinden önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışabileceği tabip raporuyla onaylanan memurun bu süre içinde kanuni izinlerini (hastalık izni, mazeret izni, yıllık izin vb.) kullanması mümkündür. Ancak, bu kanuni izin süreleri doğum sonrası analık izni süresine ilave edilmeyecektir.”
İLK DEFA MEMURLUĞA ATANACAKLARIN DURUMU
Tebliğde bu konuyla ilgili açıklama şu şekildedir:
“a) Beklenen doğum tarihinden önceki sekiz haftalık süre (çoğul gebeliklerde on haftalık süre) içinde Devlet memurluğuna ataması yapılan kişiye, göreve başlaması kaydıyla doğum öncesi analık izni süresinin kalan kısmı ile doğum sonrası analık izni kullandırılacaktır.
b) Doğumdan sonraki sekiz haftalık süre içinde Devlet memurluğuna ataması yapılan kişiye, göreve başlaması kaydıyla sadece sekiz haftalık doğum sonrası analık izni süresinin kalan kısmı kullandırılacaktır.”
ÖĞRETMENLERİN YAZ TATİLİNE DENK GELEN DOĞUM ÖNCESİ ANALIK İZNİ İÇİN AÇIKLAMA
Tebliğde bu konuya ilişkin olarak yer alan açıklama şu şekildedir:
“a) Yaz tatili içinde beklenen doğum tarihinden önce doğum yapan öğretmenin erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık izin süresi, doğum sonrası analık izni süresine ilave edilecektir.
b) Öğretmenlerin yaz tatiline denk gelen ve fiilen çalışılması halinde doğum sonrası analık izni süresine eklenebilen doğum öncesi beş haftalık (çoğul gebeliklerde yedi haftalık) analık izin süresi, doğum sonrası analık izni süresine ilave edilmeyecektir.”
TORBA KANUN TBMM’DEN GEÇİP YASALAŞTI
GAZETELERDEN!
Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı meclisten geçti. Yaygın kullanımıyla torba yasa olarak bilinen tasarıda, memurlardan gençlere, emeklilerden kolluk kuvvetlerine toplumun büyük kesimini ilgilendiren torba yasayla bu yıl pek çok yeni düzenleme yapılacak. Torba Yasada Neler Var? Tam Metni 2016 Torba Kanun Maddeleri Teşkilat mensupları ve çalışan kadınları bekleyen yeni uygulamalar neler? 2016 Torba Yasası’nın meclisten geçmesiyle tüm bu soru işaretleri yanıt buldu.
TBMM Genel Kurulu’nda, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı kabul edilerek yasalaştı.
TBMM’de kabul edilen yasaya göre, iş kuran gence 3 yıl vergi yok, 26 yaşına kadar pasaport harcı alınmayacak, polis ve uzmana gösterge artışı, memura doğumla yarı çalışma hakkı geldi.
GİRİŞİMCİ GENÇLERE GELİR VERGİSİ MUAFİYETİ
2016 Torba Yasası düzenlemesinde çalışan kesimin yanı sıra çalışma hayatına yeni adım atacak gençleri teşvik edecek uygulamalar var. Buna göre ilk defa iş kuracak olan genç girişimcilere gelir vergisi muafiyeti getirilecek. Üç vergilendirme dönemi boyunca kazançlarının 75 bin liralık kısmından vergi alınmayacak. 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerden ve ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefi olan kişilerden faaliyete başladıkları tarih itibariyle üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançların bir kısmı gelir vergisinden müstesna olacak. Vergilendirmeden belirtli şartlarla muaf tutlacak bir diğer kesim ise basit usulde vergilendirilen esnaf için. Bu gruba giren esnaflardan tespit edilen ticari kazançlarının 8 bin lirasına kadar olan kısmı üzerinden gelir vergisi alınmayacak. Tutar oranı, her yıl günün ekonomik koşullarına uygun olarak yeniden belirlenecek.
EMNİYET TEŞKİLATINA ZAM GELİYOR
2016 Torba Yasası düzenlemesi kapsamında mahalle bekçilerinden Emniyet Genel Müdürü’ne kadar emniyet teşkilatına zam yolda. 2016 Torba Yasası’nda yapılacak yeni düzenlemeyle birlikte teşkilat mensuplarına verilen Emniyet Hizmetleri Tazminatı %25 oranında artacak. Zam oranı rütbeye göre değişmekle birlikte değişecek. Zam miktarı 140 lira ile 615 lira arasında değişecek.
DOĞUM YAPAN KADINLARA YENİ DÜZENLEMELER YOLDA
2016 Torba Yasası’na göre çalışan annelerin çalışma hayatını daha rahat devam ettirebilmesi içni yeni düzenlemeler var. Buna göre; doğum sonrasında ücretsiz izin alan memur anne ve babaya, her sene için bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükseltmesi verilecek. Veriecek bu yeni hak, torba kanun yürürlüğe girdiği tarihten sonra kullanılan izinler için geçerli olacak. Bu yeni hak evlat edinenler için de geçerli olacak. Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen memurlar, iki yıllık aylıksız izin hakkından yararlanabilecek. Ayrıca üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen memur eşe, çocuğun teslim edildiği tarih itibariyle sekiz hafta aylıklı izin verilecek.Çalışan kadınlara yönelik pek çok yeni hakkında yer aldığı 2016 Torba Yasası’na göre erken doğum sebebiyle doğum öncesi iznini kullanamayan memur, kullanamadığı bu süreyi doğum sonrası iznine ek olarak talep edebilecek. Ayrıca üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen memur eşe, çocuğun teslim edildiği tarih itibariyle sekiz hafta aylıklı izin verilecek.
UZMAN ERBAŞLARA EK GÖSTERGE ARTIŞI
2016 Torba Yasası ile birlikte emniyet teşkilatının yanı sıra TSK’ya zam yolda! Mevcut uygulamaya göre uzman erbaşın ek göstergesi astsubayın 2/3 ’ünden fazla olamıyor. Ek gösterge tavanı 2.200 olarak uygulanıyor. Yeni Torba Yasa ile birlikte bu rakam artacak ve 3.000’i bulacak. Böylece uzman erbaşlar için maaş artışı ve özellikle emekli aylığında artış olacak.
EBEVEYNE KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA HAKKI
Yeni doğum yapan ebeveynlerin yanı sıra küçük yaşta çocukları olan, tam süreli olarak çalışan anne ve babalara yeni düzenleme geliyor. Yeni Torba Yasa ile birlikte İş Kanunu değişecek, çalışan anne ve babalar, isterlerse çocuklarının ilkokula başladığı tarihe kadar kısmi süreli çalışabilecekler. İşveren ebeveynin bu talebini fesih sebebi sayamayacak. Doğum veya doğum sonrasında annenin vefatı halinde annenin kullanamadığı izinler, babaya geçecek.
EMEKLİ MAAŞINDAN KESİNTİ KALKIYOR
2016 Torba Yasası ‘dan etkilenecek bir diğer grup emekliler olacak. Şuan ki uygulamada emekli olduktan sonra esnaf veya şirket ortağı olarak çalışmaya devam edenlerden yüzde 10 oranında destek primi kesiliyor. Yeni Torba Yasa ile birlikte bu kesinti kalkacak. Yani emeklilik sonrasında iş yeri açıp vergiye kaydolduğu için veya şirket ortağı olduğu için emekli aylığından kesinti yapılan vatandaşlar, için maaşından kesinti sorunu kalmayacak.
GENÇ İŞSİZLERE İKİ YIL DAHA GSS
2016 Torba Yasası işsiz gençlerin en büyük sorunu Genel Sağlık Sigortası’na da kısmi çözüm getiriyor. Yeni kanunla birlikte prim ödememe zorunluluğu için ek 2 sene gelecek. Buna göre lise ve dengi okullardan mezun olanlar 20 yaşını, üniversiteden mezun olan gençler ise 25 yaşını geçmemek şartıyla, iki yıl boyunca zorunlu GSS primi ödemeksizin sağlık hizmeti alabilecekler.
KADIN İŞÇİYE YENİ İZİN
Mevcut uygulamada doğum yapan kadın işçi, isterse ücretli izin süresinin (16 hafta) bitiminden itibaren altı ay ücretsiz izin alabiliyor. İşveren bu altı 6 ay boyunca işçiye her hangi bir ücret ödenmiyor. 2016 Torba Yasası kanunuyla gelecek düzenlemeyle birlikte, bu ücretsiz izin süresince kadın işçi iş yerinde yarım gün çalışırsa, diğer yarım günün ücretini devlet ödeyecek. Ancak bunun için bazu şarlar var:Doğum tarihinden önceki son üç yıl içerisinde en az 600 gün prim ödemiş olması, doğum sonrasındaki altı aylık sürede yarım gün (haftalık 22,5 saat) çalışması, doğum sonrası analık izni bittikten sonra 30 gün içerisinde İŞKUR’a başvurması gerekiyor. Yarım çalışma ödeneği ödenen süre boyunca kadın işçinin primlerinin yarısı da yine İŞKUR tarafından ödenecek. Bu haktan üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birisi de yararlanabilecek.
EVLAT EDİNMEYE İZİN HAKKI
3 yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur eşlerine, 8 haftalık iznin veya yarı zamanlı iznin bitiminden itibaren, istekleri üzerine 24 aya kadar aylıksız izin verilebilecek.
YARIM ÇALIŞANLARIN SOSYAL HAKLARI
Yarı zamanlı çalışmada, mali haklar ile sosyal yardımlara ilişkin ödemelerin yarısı yapılacak. Fiili çalışmaya bağlı ödemeler ise devam edecek. Bu dönemdeki hizmet süreleri, derece yükselmesi ile kademe ilerlemesinde yarım olarak dikkate alınacak. Fiili hizmet süreleri ile prim ödeme gün sayıları yarım olarak hesaplanacak.
Yarım zamanlı çalışılmaya başlanan günü izleyen ay başından itibaren normal zamanlı çalışılması halinde ödenmesi gereken sigorta primine esas aylık kazanç ya da emekli keseneğine esas aylık tutarının yarısı üzerinden sigorta primi veya emekli keseneği ödenecek. Ancak bunların genel sağlık sigortası primi sigortalı ve işveren yükümlülüğünde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın sigorta primine esas aylık kazanç ya da emekli keseneğine esas aylık tutarının tamamı üzerinden ödenecek.
MUHTARLARA ZAM
Muhtarların net 940 lira olan ödenekleri bin 300 liraya yükseltilecek.
ÇİFTÇİYE İYİ HABER
Gübre ve yemde KDV sıfırlanacak.
Harcırah Kanunu Genel Tebliği Hakkında
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (H) işaretli cetvelin dipnotunda yer alan “6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, (d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden 80 günü için gündeliklerinin %50 si, müteakip 90 günü için ise müstahak oldukları gündeliklerinin % 40’ı esas alınır.” hükmü uyarınca Harcırah Kanunu kapsamında bulunanlara 1/4/2016 tarihinden itibaren ödenecek konaklama bedellerine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla HARCIRAH KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 40)13 Nisan 2016 gün ve 29683 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Tebliğ 1/4/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Tebliğe göre;
Konaklama giderleri
MADDE 3 – (1) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasındaki; “Bu Kanun hükümlerine göre gündelik ödenenlerden ( (b) fıkrasına göre gündelik ödenenler hariç) yurt içinde yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere, belge bedelini aşmamak ve her defasında on gün ile sınırlı olmak üzere gündeliklerinin tamamına kadar olan kısmı ayrıca ödenir.” hükmünde yer alan; “…ve her defasında on gün ile sınırlı olmak…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve Esas No: 2015/13, Karar No: 2015/108 sayılı Kararı ile Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş ve söz konusu Karar 15/12/2015 tarihli ve 29563 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda da; “6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, (d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden 80 günü için gündeliklerinin %50 si, müteakip 90 günü için ise müstehak oldukları gündeliklerinin % 40’ı esas alınır.” hükmü yer almaktadır.
(3) Anayasa Mahkemesinin söz konusu Kararının yürürlüğe girmesi ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda yapılan düzenleme sonucunda, yurtiçinde memuriyet mahalli dışında bir yere geçici görevle gönderilenlere konaklama giderinin ödenmesi konusunda ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilebilmesi ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
(4) 6245 sayılı Kanunun “Geçici görev gündeliğinin verilebileceği azami süre” başlıklı 42 nci maddesinde;
“Geçici bir görev ile başka bir yere gönderilenlere, görev mahalline varış tarihinden itibaren bu Kanuna göre verilen gündelikler:
a) Yurtiçinde bir yıllık dönem zarfında aynı yerde, aynı iş için ve aynı şahsa 180 günden fazla verilemez. İlk 90 gün için tam, takibeden 90 gün için 2/3 oranında ödenir.
…….”
hükmüne yer verilerek, yurt içinde geçici bir görevle başka bir yere gönderilenlere, geçici görev gündeliğinin verileceği azami süreler belirlenmiş bulunmaktadır.
(5) Aynı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan “Bu Kanun hükümlerine göre gündelik ödenenlerden …” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, geçici görevle başka bir yere gönderilenlere gündelik ödendiği sürece konaklama giderinin ödenmesi gerekmekte olup, gündelik ödenmeyen günler için konaklama giderinin de ödenmesine imkan bulunmamaktadır. Dolayısıyla, geçici görevle memuriyet mahalli dışına gönderilenlere söz konusu (d) fıkrasına göre konaklama giderinin ödenmesinde, 42 nci maddede belirtilen, yurtiçi gündeliklerin verileceği azami sürelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
(6) Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, 1/4/2016 tarihinden itibaren, yurtiçinde memuriyet mahalli dışına yapılacak geçici görevlendirmelerde;
-6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre, ilgililerin gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı kadar konaklama gideri ödenmesi,
-Söz konusu 33 üncü maddenin (d) fıkrasına göre ise, görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı kadar, takip eden 80 gün için gündeliklerinin %50’si kadar, müteakip 90 gün için de gündeliklerinin 2/3’ünün %40’ı kadar konaklama gideri ödenmesi, 180 günü aşan günler için ise konaklama gideri ödenmemesi,
gerekmektedir.
(7) Örneğin, aylık/kadro derecesi 2 olan ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelde yurtiçi gündeliği 35,24 TL olarak belirlenen bir memurun yurtiçinde memuriyet mahalli dışında bir yere 1/4/2016 tarihinden itibaren 200 gün süre ile geçici görevle gönderilmesi halinde söz konusu personele 6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasına göre ödenecek konaklama gideri aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanacaktır.
-Görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliğinin %50 artırımlı miktarı olan 52,86 TL,
52,86 x 10 = 528,60 TL
-Takip eden 80 gün için gündeliğinin %50’si olan 17,62 TL,
17,62 x 80 = 1.409,60 TL
-Müteakip 90 gün için de gündeliğinin 2/3’ünün %40’ı olan 9,39 TL,
9,39 x 90 = 845,10 TL
olmak üzere toplam olarak 2.783,30 TL tutarında konaklama gideri ödenmesi gerekmektedir.
1/1/2016-1/4/2016 dönemi konaklama gideri
MADDE 4 – (1) Anayasa Mahkemesi kararlarında kazanılmış hak kavramının hukukun en belirsiz, uygulama sahası çok dar, genel hukuksal durumlarda konu edilemeyen bir kavram olduğu belirtilerek, 4/11/2003 tarihli ve 25279 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 10/4/2003 tarihli ve E.2002/112, K.2003/33 sayılı Kararında “Kazanılmış haklara saygı ilkesi hukukun genel ilkeleri ve hukuk devleti kavramı içerisinde yer alır. Bu ilkenin temel amacı ise bireylerin hukuk güvenliğini sağlamaktır.” denilmiş ve 5/12/1989 tarihli ve 20363 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 21/6/1989 tarihli ve E.1988/34, K.1989/26 sayılı Kararında da “Devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması, kazanılmış haklara saygı duyulmasını gerektirir. Ancak, kazanılmış bir haktan sözedilebilmesi için bu hakkın yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla eylemli biçimde elde edilmiş olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir.
(2) Diğer taraftan anılan Mahkeme kişilere hak sağlayıcı nitelikte yeni olanaklar getiren kanun hükümlerinin geriye yürümesine hukuki bir engel görmemekle birlikte, 24/2/2004 tarihli ve 25383 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 8/10/2003 tarihli ve E.2003/31, K.2003/87 sayılı Kararında ise “Yasalar kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Geçmiş, yeni çıkarılan bir yasanın etki alanı dışında kalır. Sonradan yürürlüğe giren yasaların geçmiş ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir…. İlgililer bakımından mali bir külfet öngören söz konusu kuralların geçmişe etkili olacak şekilde yürürlüğe konulması hukuk güvenliğini zedelediğinden, Anayasanın 2. maddesinde öngörülen hukuk devleti ilkesine aykırı” olacağı belirtilmiştir.
(3) Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve Esas No: 2015/13, Karar No: 2015/108 sayılı Kararı ve 18/12/2015 tarihli ve 6654 sayılı 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanununun 3 üncü maddesi gereğince 1/1/2016-1/4/2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 6583 sayılı 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (H) işaretli cetvelin dipnotundaki hükme göre gündeliklerin %50 artırımlı tutarı esas alınarak ödenmiş bulunan konaklama giderlerinin kişilerden geri alınmaması ve geri alma işlemlerinin başlatılmış olması halinde de işlemlerin iptal edilmesi gerekmektedir.
(4) 1/4/2016 tarihinden sonraki işlemlerin ise yukarıda belirtildiği üzere 2016 Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin dipnotundaki yer alan hükme göre yapılması gerekmektedir.
Konut kiralamaları
MADDE 5 – (1) Anayasa Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve Esas No: 2015/13, Karar No: 2015/108 sayılı Kararı ile 6245 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan konaklama giderinin ödenmesine ilişkin 10 günlük süre sınırlamasının kaldırıldığı hususu dikkate alındığında, yurt içinde memuriyet mahalli dışında bir yere geçici görevle gönderilenlerin, geçici görevle gönderildikleri yerlerde yatacak yer sağlamak üzere özel şahıslardan kiraladıkları evler ile pansiyonlara (ticari işletmelere dahil olanlar hariç) ödedikleri ücretler, kira sözleşmesi ile birlikte 31/12/2005 tarihli ve 26040 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinde belirtilen şekil ve esaslara göre düzenlenecek “harcama pusulası” ve ödemeye ilişkin “banka makbuzu” ile belgelendirmeleri halinde, aşağıda belirtilen koşullara da uymak şartıyla, 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelin I. maddesinin dipnotunda belirtilen esas ve miktar dikkate alınarak ödenecektir.
(2) Harcama pusulaları ve banka makbuzları (dekont) aylık dönemler itibarıyla düzenlenecektir.
(3) Ortak kiralamalarda harcama pusulaları ve banka makbuzları geçici görevle gönderilenler için ayrı ayrı kendi ödedikleri tutarlar üzerinden düzenlenecektir.
(4) Konaklama yerinden yararlanan geçici görevle gönderilenlerin sayısının birden fazla olması halinde tümünün ismi ve unvanı sözleşmede ayrı ayrı yer alacaktır. Kira sözleşmesi konuttan yararlananların sayısı kadar düzenlenebilecek veya düzenlenen kira sözleşmesi geçici olarak görevlendirilen kişi sayısı kadar çoğaltılıp tasdik edilmek suretiyle ibraz edilecektir.
(5) Kira sözleşmelerinde kiranın başladığı tarih ile kira bitim tarihinin yanı sıra kiralama süresi gün olarak da belirtilecektir. İlgili kişinin görevlendirilen yerde ikamet ettiği günler dikkate alınarak ödeme yapılacaktır.
(6) Kira sözleşmelerinin asılları ilk yolluk bildirimine eklenecektir. Kalınan sürede birden fazla yolluk bildirimi düzenlendiği takdirde sonraki bildirimlere kira sözleşmelerinin tasdik edilmiş fotokopileri eklenecektir.” Düzenlemesinde bulunulduğu bilinmelidir.
İzin Düzenlemesi Hakkında
DOĞUM VE EVLAT EDİNME HALİNDE İZİN DÜZENLEMESİ
10/2/2016 tarihli ve 29620 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan değişiklikler sonrası, doğum ve evlat edinme sebebiyle verilecek izinlerin kullanımında kamu kurum ve kuruluşları arasında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla 13.04.2016 gün ve 29683 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Personeli Genel Tebliğine göre (Seri No:6) ; I. DOĞUM SEBEBİYLE VERİLECEK İZİNLER ile II- EVLAT EDİNME HALİNDE VERİLECEK İZİNLER’İN açıklandığı, 15/4/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2 Seri Nolu Kamu Personeli Genel Tebliğinin “Devlet Memurlarına Doğum Sebebiyle Verilecek İzinler” başlıklı (A) Bölümü yürürlükten kaldırılmıştır.