• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Aylık Arşivler : Nisan, 2017

ENERJİ KİMLİK BELGESİ UYGULAMASINDA ERTELEME KARARI YAYIMLANDI..

Nis28
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

28 Nisan 2017 CUMA günlü ve 30051 sayılı Resmî Gazetede “ BİNALARDA ENERJİ PERFORMANSI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK yayımlanmıştır. Bu Yönetmeliğin 7.maddesiyle eklenen geçici madde uyarınca  “GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin 25 inci maddesinin on beşinci fıkrası 1/1/2020 tarihine kadar uygulanmaz.” Hükmü getirilmiştir. Böylece; Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uygulamasında çeşitli mağduriyetlerin oluşmasının önüne geçmek amacıyla, “süre uzatımı” nda bulunulmuştur.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

Değerlendirme Katsayıları Hakkında Tebliğ

Nis28
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

28 Nisan 2017 CUMA günlü ve 30051 sayılı Resmî Gazetede Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca “TESİS VE ONARIM İŞLERİ İHALELERİNDE KULLANILAN MÜTEAHHİTLİK KARNELERİ VE İŞ BİTİRME BELGELERİNİN 2017 YILINA AİT DEĞERLENDİRME KATSAYILARI HAKKINDA TEBLİĞ” yayımlanmıştır.

TEBLİĞ

Müteahhitlik karneleri

MADDE 1 – (1) 28/3/1981 tarihli ve 17293 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yapı, Tesis ve Onarım İşleri İhalelerine Katılma Yönetmeliği uyarınca, ihalelere iştirak edecek olan müteahhitlerin, ellerinde bulunan ve geçerliliği sona ermemiş müteahhitlik karneleri, ilgili kuruluşlarca, aşağıda belirtildiği şekilde ve grubu aynı kalmak şartıyla aktarılarak kabul edilecektir.

Değerlendirme katsayıları

MADDE 2 – (1) 1/1/2017 tarihinden itibaren, Müteahhitlik Karneleri ve İş bitirme Belgeleri için geçerli katsayılar aşağıda belirtilmiştir:

a) Tespit olunan bu katsayılar 1/1/2018 tarihine kadar uygulanacaktır.

b) 1/3/1981-28/2/1982 arasındaki tarihleri taşıyan (bu tarihler dahil) ve geçerliliğini muhafaza eden müteahhitlik karneleri miktarı, grubu aynı kalmak şartıyla; 33.743,650 ile çarpılacaktır.

c) 1/3/1982-31/12/1982 arasındaki tarihleri taşıyan (bu tarihler dahil) müteahhitlik karneleri miktarı, grubu aynı kalmak şartıyla; 28.057,220 ile çarpılacaktır.

ç) Kuruluşlarca iş bitirme belgelerinin ve müteahhitlik karnelerinin değerlendirilebilmesi için 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere aşağıda tespit olunan katsayılar uygulanacaktır:

Yürürlük

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 4 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

 

 

 

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

ENERJİ KİMLİĞİNE ERTELEME !

Nis27
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2 Mayıs’ta zorunlu hale gelecek Enerji Kimlik Belgesi’nde ‘süre uzatımı’nı gündemine aldı. Süre uzatımına ilişkin yönetmelik düzenleme Başbakanlığa gönderildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mevcut binalar için 2 Mayıs’tan itibaren zorunlu hale gelecek Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uygulamasında çeşitli mağduriyetlerin oluşmasının önüne geçmek amacıyla, “süre uzatımı” seçeneğini gündemine aldı. Mevcut binalar için EKB alma zorunluluğunda süre uzatımı yapılmasına ilişkin düzenlemeyle, Türkiye genelinde EKB düzenlemeye yetkili 35 civarında firmanın sayısının yeterli seviyeye çıkarılması ve ardından mevcut binalar için EKB zorunluluğunun başlatılması amaçlanıyor. Bu konuda hazırlanan yönetmelik değişikliğinin Başbakanlığa gönderildiği öğrenilirken, süre uzatımına yönelik detaylar, yönetmeliğin yayınlanması durumunda netlik kazanacak.

5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ile Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında her binanın alması gereken EKB, binaların enerji tüketimi ile karbon emisyon değerlerini gösteren yasal bir belge olma özelliğini taşıyor. EKB uygulamasıyla genel olarak enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi ve çevrenin korunması amaçlanıyor. Belgede, binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgiler yer alıyor. 2011’den sonra yapı ruhsatı alan yeni binalar için yapı kullanma izni aşamasında EKB alınması ve binanın enerji sınıfının minimum C olması gerekiyor. Yapı ruhsatını 2011’den önce alan mevcut binalara yönelik yasal düzenlemede EKB’nin 2 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla alınmasının zorunlu olması ve bu binalarda enerji sınıfı sınırlaması yapılmaması öngörülüyordu.

EV SATILAMAYACAK, KİRAYA VERİLEMEYECEK, ELEKTRİK SU ABONELİKLERİ İÇİN DAHİ İSTENECEK

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile birlikte nasıl ki alım satımlarda tapu müdürlüklerinde DASK belgesi aranıyorsa, 2 Mayıs 2017 tarihinden sonra EKB de aranacak. EKB olmadan konut satışları gerçekleştirilemeyecek. Yeni kiracının doğalgaz, elektrik ve su aboneliklerini yenilerken de EKB belgesi aranacak. Nasıl ki, DASK belgesiyle depreme karşı nasıl binanın güvenirliğini ölçülüyorsa, EKB ile de binanın ısıtılmasından soğutulmasına kadar tüm verilerine ulaşılmış olacak. Binanın yeni sahibi bu belgeye bakarak enerji maliyetlerini önceden görebilecek.

Yazıldı Duyurular

Devlet Memurluğuna Alınacaklardaki Genel Şartlar

Nis20
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48.maddesine göre; Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartların aranacağı,

 

A) Genel şartlar:

1. Türk Vatandaşı olmak,

2. Bu Kanunun 40.maddesindeki yaş şartlarını taşımak,

3. Bu Kanunun 41.maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,

4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,

5. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.

6. Askerlik durumu itibariyle;

a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,

b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak,

c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,

7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak.

B) Özel şartlar:

1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41 inci maddelerde belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarının birinden diploma almış olmak,

2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak, hususlarına uyulup uyulmadığı,

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, E. 2007/2368,K. 2011/1214, 17.11.2011tarihli kararında;“3682 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 4778 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin (b) bendi, basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma ve dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile beş yıldan fazla ağır hapis ve hapis cezasına mahkumiyetlerde cezanın çekildiği veya ortadan kalktığı veya oluştuğu tarihten itibaren ilgilinin on yıl içinde evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya veya daha ağır bir cezaya mahkum olunmadığı takdirde adli sicildeki kaydının silinmesini öngörmekte olup, Türk Ceza Kanunu karşısında özel bir Kanun olan 657 sayılı Kanunun 48/A-5. maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun aksine belli suçlar açısından bu suçlar affa uğramış olsalar bile süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, adli sicil kaydının silinmesi, yüz kızartıcı suçtan dolayı ortaya çıkan hak yoksunluğunu ortadan kaldıracak nitelikte bulunmamaktadır.” denilerek Kanun  hükmünde sayılan suçlardan birinden mahkumiyet kararı verildiği zaman dahi, yasaklanmış hakları geri verilse bile memur olamayacağı  ifade edilmektedir. Devlet Personel Başkanlığı’nın  18.12.2013 gün ve 23142  sayılı görüşünde; “memuriyete engel hapis cezası alan ancak daha sonra yasaklanmış haklarının geri verilmesi kararı almış olsa bile, işlediği suçun niteliği gereği Devlet memuru olarak atanamayacağı”, Ancak Devlet Personel Başkanlığı’nın  19.11.2014 gün ve  2486 sayılı görüşünde de; “657 sayılı Kanunun 48/A-5 bendinde sayılan suçlar dışında olan bir suçu kasten işlemekten  dolayı 1 yıl ve daha fazla  hapis cezasına mahkum edilen kişinin  süresiz hak  yoksunluğuna maruz  bırakılamayacağı, hakkında Adli Sicil Kanununun 13/A  maddesi   gereği yasaklanmış haklarının geri verilmesi kararı verildiğinde memur olabileceği, ancak elde edilen bu hakkın geçmişe  şamil olamayacağı geleceğe yönelik olduğu” açıklamaları DİKKATE ALINMALIDIR.

Yazıldı Güncel Mevzuat

BELEDİYELERİN DİKKATİNE ! Binalarda Enerji Performansı..

Nis19
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin 1.maddesine göre; Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen bu Yönetmelik hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu, Yönetmeliğin 4/d fıkrasında binanın: kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü olan insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan ve hayvanların ve eşyaların korunmasına uygun yapı olarak tanımlandığı,2.maddesinin  (2) fıkrasına göre de; Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, toplam kullanım alanı 50 m2’nin altında olan binalar, seralar, atölyeler ve münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına gerek duyulmayan depo, cephanelik, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar bu Yönetmeliğin kapsamı dışında olduğu, Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi başlıklı,25.maddesinin 15.fıkrasında; (Ek:RG-1/4/2010-27539) Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranacağı, binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verileceği, Yönetmeliğin GEÇİCİ 3.maddesi uyarınca; Mevcut binalar ve inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için Enerji Verimliliği Kanununun yayımı tarihinden itibaren on yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi düzenleneceği,5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununun 02/05/2007  tarihinde  yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında; 02.05.2017 tarihinden  itibaren bina veya  bağımsız bölümlerinin satışında veya  kiralanmasında enerji kimlik belgesi aranacaktır.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

Vekaleten Atamada Üst Yöneticinin Takdir Hakkı

Nis17
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Vekaleten Atamada  Üst Yöneticinin Takdir Hakkı Var mıdır ?

Memurların vekaleten atanması 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesinde yer almaktadır. Bu maddede “Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir.

 Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.

 Ancak, ilkokul öğretmenliği (Yaz tatili hariç), tabiplik, diş tabipliği, köy ve beldelerdeki ebelik ve hemşirelik, eczacılık, mühendis ve mimarlık, veterinerlik, vaizlik, Kur’an kursu öğreticiliği, imam-hatiplik ve müezzin-kayyımlığa ait boş kadrolara, Maliye Bakanlığının izni (mahalli idarelerde izin şartı aranmaz) ile açıktan vekil atanabilir.

 Aynı kurumdan ayrılmalar dolayısiyle atanan vekil memurlara vekalet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için, kurum dışından veya açıktan atananlarla kurum içinden ilkokul öğretmenliğine atanan öğretmenler ile veznedarlık görevine atananlara göreve başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı ödenir.

 Bu Kanuna tabi kurumlarda çalışan veteriner hekim veya hayvan sağlık memurları, veteriner hekim veya hayvan sağlık memuru bulunmayan belediyelerin veterinerlik veya hayvan sağlık memurluğu hizmetlerini ifa etmek üzere bu hizmetlerle ilgili kadrolara vekalet aylığı verilmek suretiyle atanabilirler.

 Yukarıda sayılan haller dışında, boş kadrolara ait görevler lüzum görüldüğü takdirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebilir.

 Bu Kanuna tabi kurumlarda, mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir.

 Açıktan vekil olarak atananlara, bir yılda yirmi günü geçmemek üzere çalıştıkları her ay için iki gün yıllık izin verilir. Bu iznin kullanımında, bir sonraki yıla devredilme hali dışında Devlet memurları için öngörülen hükümler uygulanır.” hükmü, 175. Maddede “Bir göreve vekaleten atanan memurlara vekalet edilen görevin kadro derecesinin birinci kademesinin üçte biri, açıktan atananlara ise (Köy ve kasaba imamlığı kadrolarına atananlara 146 ncı maddede yazılı asgari ücret aylık tutarından aşağı olmamak üzere) üçte ikisi verilir. Bulundukları yerden başka bir yerdeki bir göreve vekalet suretiyle atananlara, Harcırah Kanununun geçici görevle başka yere gönderilenlere ilişkin hükümleri uygulanır.

 Ancak, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeye göre, dolu ya da boş kadrolara vekil atamada kurumların takdir yetkisi bulunmaktadır. Burada asilde aranan şartları taşıma kaydının vekalet aylığı ödenebilmesi açısından bir zorunluluk ifade ettiği  açıktır.. Buna göre, asile ait şartları taşımayanlardan vekil atananlara vekalet aylığı ödenmeyecektir.

Ancak tabi ki kurumların takdir yetkisi sınırsız değildir. Yargı kararlarında da belirtildiği gibi yetkili merciler takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde kullanmalıdır. Vekaleten atamalarda asilde aranan şartlara sahip memurlara öncelik tanınması, bu şartları sahip vekil memur bulunmadığı hallerde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi için asilde aranan şartlara en yakın memurlar arasından görevlendirme yapması (tedvir)  daha uygun olacaktır.

Anayasanın 125. Maddesinde “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” hükmü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanununda idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği hükmü bulunmaktadır. Vekaleten atama işlemi idari işlem niteliğinde olduğundan bu işlemin de idari yargı denetiminde olduğu unutulmamalıdır.

Yazıldı Makale ve Görüşler, Soru / Cevap

Anayasa Mahkemesi Kararı

Nis17
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Anayasa Mahkemesinin 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun, köy ve belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlaların köy veya belediye namıma tescil olunmasını öngören 21. maddesine ilişkin olarak verilen 12/11/2012 tarihli ve E.20ll/23, K.2012/3 sayılı karanın ilgili bolümü şöyledir:”…2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesi sınırları iyinde kapanmış yollarla yol fazlaların köy veya belediye namıma tescil olunmasını Bu hüküm gereğince plan değişikliği ya da benzeri nedenlerle bir yolun kapanması ya da bazı bölümlerinin yol olmaktan çıkarılması durumunda bu şekilde açığa çıkan taşınmazların belediye ya da köy sınırları içinde bulunması halinde bu tüzel kişilikler adına tescil edilmesi gerekmektedir. Yollar zaman içinde gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak imar planlarında değişiklik yapılması suretiyle kapatılabileceği   gibi  bazı yol  parçalarının açığa  çıkması da ihtimal dahilindedir. Kapanan ya da açığa çıkan yol veya yol parçalarının kamu malı niteliğini kaybederek idarenin özel malı haline geleceğinden   kamu   malına   ilişkin  koruma  ortadan  kalkar. Bu nedenle itiraz konusu kural böylece açığa çıkan taşınmazların tapu sicilinin sağladığı güvenceden yararlanabilmesi için tapu siciline tescilini öngörmektedir.  İdare yeni bir kararla bu taşınmazları kamu yararına tahsis ederek kamu malına da dönüştürebilir. Aynı şekilde İmar Kanunu’nun 18. maddesi gereği parsellerin yeniden düzenlenmesinde  eski  yol parçalarının   özel   kişilerin arsaları  ile birleştirebilir. Eğer yeniden kamu yararına tahsis edilmezse, idare özel hukuk rejimi çerçevesinde bu mallara tasarruf eder, gerekirse satabilir. Diğer taraftan kamu malları devletin  mülkiyeti  altındadır. İtiraz yoluna başvuran mahkeme her ne kadar yolların kaynağı itibariyle özel mülkiyet konusu taşınmaz olma ihtimalini dikkate alarak malik tarafından rızaen yola terk edilen alanların idarenin bir karan ile yol olmaktan çıkarılarak  idarenin özel    malı   haline   getirilmesinin    Anayasanın35.maddesine  aykırılık oluşturduğunu  ileri sürmüşse de, yollar  kaynağı  itibariyle özel mülkiyetteki taşınmazlara dayansa bile bunlar çeşitli  usullerle kamu malı haline getirilmiş olabilirler. Kamulaştırma,  düzenleme ortaklık payı ayrılması gibi usuller özel mülkiyetteki taşınmazların yol yapılmasında başvurulacak temel usullerdir. Bu hallerde malik taşınmazın karşılığını ya kamulaştırma bedeli, tazminat ya da geri kalan  taşınmazların değer artışı yoluyla  elde etmiş ve taşınmazın mülkiyeti    kamuya   geçmiştir. Malikin  rızasıyla yola    terk    etmesi    de kaynaklardan  birisi  olmakla  birlikte  bu  durumda  bir  bağışlama  söz konusu olup hukukumuzda  bağışlamanın şarta bağlı olarak yapılması  mümkündür. Eğer malik bağışladığı taşınmazın yol dışında başka bir  amaç için kullanılmasını  istemiyorsa  şarta bağlı bağışlama  yapma  imkanına sahiptir. Bu yönüyle itiraz  konusu  kuralın mülkiyet  hakkına  müdahale   teşkil  ettiği söylenemez. “

Yazıldı Yargı Kararları

Soru / Cevap

Nis17
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU : İyi çalışmalar ;

 Bloktan oluşan bir sitenin bahçe sınırları içerisinde kalan çöp konteynırlarını  korumak amacı ile üç tarafı 2 m duvar ve üzeri hafif çelik çatı ile kapatılan bir yer için yapı ruhsatı gerekir mi ?

 CEVAP:

 Küçükçekmece Belediyesi-Güven Aydın; Binanın mimari projesinde veya vaziyet planında bahçe sınırları içinde gösterilmiş olması ve çöp konteynırlarının   imal  edildiği cephede bahçe mesafesinin bulunması halinde yapı ruhsatı alınması gerekli olmadığı” sonucuna varılabilmektedir. Aksi durumda bahçe sınırları içerisinde kalan çöp konteynırlarını  koruma amaçlı üç tarafı duvarla ve üstü  çelik çatıyla kapatılan bu  imalat 3194 sayılı İmar kanununun 5.maddesindeki yapı tanımı içinde kaldığından ruhsatı gerektirir.  Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin .” 63.Maddesine göre de; (Değişik:RG-2/9/1999-23804) Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergola ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Bu kapsamda kalmakla birlikte binanın ısı yalıtımını etkileyen işlemler yapılamaz, şeklindeki tanımlamalarından hareketle sadece basit tamir ve tadillerin ruhsata tabi olmadığı bilinmelidir.

 

 

Yazıldı Soru / Cevap

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜKLERİNİN DİKKATİNE !

Nis13
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün 12.02.2016 gün ve  119688226-045-01 sayılı görüş yazısında; “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 43.maddesinde; (Ek:RG-1/6/2013-28664) (Değişik:RG-8/9/2013-28759) Pergola: Bahçede, bina cephelerini değiştirmemek kaydıyla terasta, hafif yapı malzemelerinden dikme ve sık kirişleme ile yapılan ve üzerine yeşil bitki örtüsü sardırılan, etrafı açık, gölgelik amaçlı, yapı ruhsatı olmaksızın inşa edilebilen yapılardır54.maddesinde; (Ek:RG-1/6/2013-28664) Sundurma: Yağmurdan, güneşten ve rüzgardan korunmak için çekme mesafelerine tecavüz etmemek şartıyla binaya bitişik olarak hafif malzemeden yapılan bölme duvarları olmayan en az bir tarafı açık örtülerdir. Ruhsat alınmaksızın  imal  edilen bu yapılar hakkında 3194 sayılı  İmar Kanununun 32.ve 42.maddeleriuyarınca işlem yapılmalıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu görüşten; “ Binanın cephesinde  zemine ve/veya duvara taşıyıcılarının montajı yapılarak binaya bitişik bir mekanizmayla  oluşturulan ve bina cephesini de değiştiren nitelikteki sundurma imalatlarının ruhsata tabi olduğu açıklanmıştır. Binanın mimari projesinde veya vaziyet planında binanın önünde sundurmanın gösterilmiş olması ve sundurmanın imal  edildiği cephede bahçe mesafesinin bulunması halinde yapı ruhsatı alınması gerekli olmadığı” sonucuna varılabilmektedir.  Ruhsat alınmaksızın  imal  edilen bu yapıların ve  bundan etkilenen alanlar  hakkında 3194 sayılı  İmar Kanununun 32.ve 42.maddeleriuyarınca işlem yapılmalıdır.

Anılan Yönetmeliğin 16.maddesinde, “23. Basit tamir ve tadil: Yapılarda derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması işlemleridir.24. (Değişik:RG-8/9/2013-28759) Esaslı tadilat: Yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen veya yapı inşaat alanını veya emsale konu alanını veya taban alanını veya bağımsız bölüm sayısını veya ortak alanların veya bağımsız bölümlerin alanını veya kullanım amacını veya ruhsat eki projelerini değiştiren işlemlerdir. Esaslı tadil, ruhsata tabidir.” 63.Madesine göre de; (Değişik:RG-2/9/1999-23804) Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergola ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Bu kapsamda kalmakla birlikte binanın ısı yalıtımını etkileyen işlemler yapılamaz,şeklindeki tanımlamalarından hareketle basit tamir ve tadillerin ruhsata tabi olmadığı ancak esaslı tadilatların ruhsata tabi olduğu sonucuna varılmaktadır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Kamulaştırma Kanununun 35.Maddeye İlişkin Yargıtay Kararları

Nis10
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, E. 2011/15258,K. 2012/2057,T. 14.2.2012; “Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacı şirketin kurucu ortaklarından O. ve A.’nın murisleri ilk tapu maliklerinden S.’ın taşınmazdaki payını küçük küçük hisseler halinde 3. şahıslara sattığı ve bu sırada yolların kamuya terk edildiği, o tarihten bu yana da oluşan yolların aynı şekilde kullanılmaya devam edildiği anlaşılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca, özel parselasyon sonunda malikin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesislerine ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez. Bu nedenle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.”

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, E. 2012/7091,K. 2012/13152,T. 18.06.2012;”  “Dava, imar ruhsatı almak için rızası  ile kamuya terk ettiği yerin bilahare konut alanı olarak düzenlenmesi nedeniyle tapu iptali istemine  ilişkindir…. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Kamulaştırma Kanununun 35.maddesi uyarınca; İmar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle, özel parselasyon sonunda malikinin muvafakati ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı imar  ruhsatı almak için bu yeri kendi rızası ile bedelsiz terk ettiğinden, bu kısım  daha sonra idare tarafından başka amaçlara tahsis edilse ve imar niteliği değişse bile eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı  gibi karşılığı da istenemez”

Yazıldı Yargı Kararları
Onceki Sayfa ←

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız