• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Aylık Arşivler : Eylül, 2019

Kurumlar Arası Geçici Görevlendirme

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU

Kurumlar arası geçici süreli görevlendirme:

Ek Madde 8 – (31/7/1970 – 1327/74 md. ile gelen Ek 1. md. hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir. Değişik: 13/2/2011 – 6111/115 md.)

Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir:

a) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, memurun görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4.ve daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun bulunması şarttır.

b) Geçici süreli görevlendirilen memurlar, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlüdür.

c) Geçici süreli olarak görevlendirilen memurlar, yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri hariç olmak üzere, aylıkları ile diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alır. Bu memurların kadroları ile ilişkileri, kendi sınıf ve derecelerindeki terfi ve emeklilik hakları devam eder.

d) Geçici süreli görevlendirme süresi bir yılda altı ayı geçemez. Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri için geçici görevlendirme süresi en çok iki yıldır; gerekli görülmesi hâlinde bu süre bir katına kadar uzatılabilir.

e) Geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır.

f) Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.

Birinci fıkrada belirtilen hâller dışında memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir.

375 sayılı KANUN HÜKMÜNDE KARARNEME

Kurumlar arası geçici görevlendirme

Ek Madde 25- (Ek: 2/7/2018 – KHK-703/178 md.)

Hâkim ve savcılar ile bu meslekten sayılanlar hariç olmak üzere, statülerine bakılmaksızın bir kadro veya pozisyona dayalı olarak kamu kurum veya kuruluşlarında istihdam edilenler, kurumlarının muvafakatiyle bir yılı geçmemek üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici görevlendirilebilir. Bu süre birer yıl olarak uzatılabilir.

Kamu kurum veya kuruluşlarının emrine geçici görevlendirilenler mali ve sosyal hak ve yardımlarını kurumlarından alırlar. Bunlar bu şekilde görevlendirildikleri süre boyunca kurumlarından aylıklı izinli sayılırlar.

Kurum veya kuruluşların kadro veya pozisyonlarına geçici görevlendirmenin yapılabilmesi için, görevlendirileceklerin ilgili mevzuat uyarınca kadro veya pozisyona asaleten atanmada aranan, asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil, tüm şartları bir arada taşımaları gerekir. Bu şekilde görevlendirilenler görevlendirildikleri kadro veya pozisyon için öngörülen mali ve sosyal hak ve yardımlardan emsali personel gibi faydalandırılır. Bunlar geçici görevlendirildikleri süre boyunca kurumlarından aylıksız izinli sayılırlar. Bunların Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilişkileri kendi kurumlarındaki statüleri dikkate alınarak devam ettirilir.

Geçici görevlendirilenlerin özlük hakları devam eder ve bu süreler terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır. Terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın süresinde yapılır. Bunların geçici görevlendirildikleri kurumda geçirdikleri süreler kendi kurumlarında geçirilmiş sayılır. Akademik unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklıdır.

Bu maddeye göre görevlendirilenler, görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlüdür.

Toplamda altı ayı geçen görevlendirmelerde personelin muvafakatinin de alınması şarttır.

Kanunlarda yer alan geçici görevlendirme hükümleri saklıdır.

Bu madde kapsamında görevlendirmeye ilişkin usul ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanarak Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir.

Kurumlar Arası Geçici Görevlendirme Yönetmeliği (03/05/2019/30763) Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Yönetmelik ekinde Formu bulunmaktadır.

         Yönetmelikte yer alan temel hususlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

          1- Yönetmelik, kurumlarda statülerine bakılmaksızın bir kadro veya pozisyona dayalı olarak çalışan personeli kapsamakta olup, hâkim ve savcılar ile bu meslekten sayılanlar hakkında uygulanmayacaktır.

          2- Geçici görevlendirmeler; kurumların emrine veya kurumların kadro veya pozisyonlarına olmak üzere iki şekilde yapılabilecektir.

          3- Kurum emrine geçici görevlendirilen personel kurumlarından aylıklı/ücretli izinli sayılacak, mali ve sosyal hak ve yardımlarını kurumlarından almaya devam edecektir.

          4- Kurumların kadro veya pozisyonlarına geçici görevlendirilecek personelin, ilgili mevzuat uyarınca kadro veya pozisyona asaleten atanmada aranan, asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dâhil, tüm şartları bir arada taşıması gerekecektir. Bu şekilde görevlendirilen personel, geçici görevlendirildikleri süre boyunca kurumlarından aylıksız/ücretsiz izinli sayılacak, geçici görevlendirildikleri kadro veya pozisyon için öngörülen mali ve sosyal hak ve yardımlardan emsali personel gibi faydalandırılacaktır.

           5- Görevlendirme usulü, kurumlar arası uygulama birlikteliğini sağlayacak şekilde standardize edilmiş ve bu amaçla kullanılmak üzere Yönetmelik ekinde yer alan form geliştirilmiştir.

           6- Geçici görevlendirme en fazla bir yıl olarak yapılabilecek ve her defasında bir yılı geçmemek üzere uzatılabilecektir.

          7-Kesintili ya da kesintisiz olarak toplamda altı ayı geçen geçici görevlendirmelerde personelin muvafakati alınacaktır.

           8- Adaylık veya deneme süresinde olan personel söz konusu dönemler boyunca, Sözleşmeli sağlık personeli (663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45/A maddesi), sözleşmeli din görevlileri (633 sayılı Kanunun 10/A maddesi) ve sözleşmeli öğretmenler (652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü maddesi) memur kadrolarına atamaları yapılana kadar,  bu Yönetmeliğe göre geçici görevlendirilemeyecektir.

           9- Adaylık veya stajyerlik ya da yardımcılık gibi yetişme ve yeterlik döneminde olan kariyer meslek personeli, ancak geçici görevlendirme süresi dönem boyunca 6 ayı geçmemek ve görevlendirildikleri kurumda kendi uzmanlık alanıyla ilgili görevde çalıştırılmak üzere görevlendirilebilecektir. Bunların geçici görevli oldukları süre, yetişme sürecindeki çalışma süresi şartından sayılacaktır.

           10- Zorunlu yer değiştirme suretiyle atamaya tabi personelin, geçici görevlendirildiği sürelerin tamamı görevlendirildiği yerin bölge hizmetinden sayılacaktır. (Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik ile özel mevzuat hükümleri saklıdır).

           11- Her durumda, geçici görevlendirilen personelin özlük hakları kurumunda devam edecek ve geçici görevlendirme süreleri terfi ve emekliliklerinde hesaba katılacaktır. Terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın süresinde yapılacaktır.

            12- Kanunlarda yer alan geçici görevlendirme hükümleri (657 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesi gibi) ayrıca geçerliliği korumaktadır.

            13- Geçici görevlendirilecek personelin seçimi için kurumlarca sınav, kura, kriter belirleme gibi özel usuller öngörülebilecektir.

            14- Geçici görevlendirilen personelin göreve başlama ve görevlendirme bitiminde            kurumlarına dönüş süreleri belirlenmiştir.

            15-Uygulamanın sağlıklı şekilde izlenebilmesi ve istatistiki veri oluşturulabilmesini teminen, yapılan/yapılacak görevlendirmelere ilişkin bilgi ve belgelerin, personelin kadro veya pozisyonunun bulunduğu kurum tarafından “DPB E-Uygulama” üzerinden, aylıklı/ücretli ya da aylıksız/ücretsiz izne ilişkin işlemlerin tamamlanmasını müteakip bir ay içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine yönelik hükme yer verilmiştir.

            16-Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında oluşacak tereddütlerin giderilmesinde ve kurumlar arasında uygulama birliğinin sağlanmasında, Yönetmeliğe ilişkin iş ve işlemlerin elektronik ortama aktarılmasında Devlet Personel Başkanlığı görevli ve yetkilidir.

            17- Hizmette aksama yaşanmamasını teminen, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 25 inci maddesine göre yapılmış olan geçici görevlendirmeler, görevlendirme süreleri bitene kadar geçerliliğini koruyacaktır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Sayıştay Temyiz Kurulu Kararları

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

1)24.4.2019 tarihli ve 46149 tutanak nolu, Gezi bedeli konulu kararı  

1) 266 sayılı asıl İlamın 2’nci maddesi ile tazminine hükmolunan konuyla ilgili olarak Temyiz Kurulunun 08.03.2017 tarih ve 42832 tutanak numaralı bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucu düzenlenen 377 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesi ile,… Belediyesi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında 18.03.2013 tarihinde, …-TL bedelle sözleşmesi imzalanmış bulunulan, 2013 yılı … gezisi hizmet alım işine ilişkin dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; önceki kafilelerle …’ye götürülmüş kişilerin daha sonraki kafilelerle tekrar tekrar …’ye götürülmesi, listelerdeki boş yerler ve gezide görevli kişiler için de şartnameye aykırı olarak yükleniciye ödeme yapılması sonucu kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle (geziye katılan kişilerin ikinci ve daha sonraki gidişleri kamu zararı hesabına esas alınarak, telefon numarası veya T.C. kimlik numarası farklı olanlar ise kamu zararı hesabında dikkate alınmayarak kamu zararı tutarı tekrar hesaplanmış) …. TL’nin tazminine hükmolunmuştur.

İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu …, Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu …, …, … temyiz talebi ile vermiş oldukları aynı mahiyetteki dilekçelerinde özetle,Denetim raporunda ve akabindeki ilamda özellikle bir kişinin birden fazla gezi programına katılamayacağı kabulünden ki bu argümanın hukuk, kanun ve ihale dokümanı bağlamında kabulünün mümkün olmadığını, Gezi programı listelerinin kendi içinde eksik ya da çelişkili olması durumunun ise bir kasıt ya da kusurdan ziyade hak ediş ödemelerinde ödeme emrine eklenen listelerin tanzimi ya eklenmesinde sehven yapılan hatalardan kaynaklandığını, gezi programı hizmetinin uygulanması sürecinde yaşanan ivedilik, paydaşların çokluğu ve yaşanan karışıklık sebebiyle bu tür sehven yapılan hataların (aynı listenin çoğaltılıp eklenmesi, aynı telefon numarasının birden fazla kişiye yazılması vb. gibi) sonraki süreçte düzeltildiğini, Nitekim Temyiz Kurulu Başkanlığına yapılan başvurusu ekinde de yer aldığı üzere, aynı isimde birçok kişinin bulunduğunun görüleceğini, Yerindelik denetimi yapılmak suretiyle idarenin takdir hakkını kullanarak harcama yapmasının kamu zararı olarak kabul edilemeyeceği, Raporda yer alan ve Denetçi görüşü kapsamındaki sağlıklı veriler içeren listede üzerinden yeniden kamu zararı hesaplama yapılmış olduğu iddiasına katılmadıklarını, gerçek ve fiili durumu yansıtan ve çaprazlama olarak da hazırlanmış olan listeler dikkate alındığı vakit yapılan kamu zararı hesaplamasının doğruyu ve gerçeği yansıtmadığını, Denetçi görüşü olarak ortaya konulan listelerdeki kişilerden birçoğunun telefon numarasıyla kimlik numaralarının aynı olduğunu, bir kişinin birden fazla defa gezi programına katılması zaten başlı başına mevzuat açısından problem teşkil etmeyen bir husus olup aynı telefon numarasının birden fazla kişi tarafından verilmiş olmasının da hukuki anlamda bir problem teşkil etmediğini, dolayısıyla aynı telefon numarası olduğundan hareketle bir kamu zararı hesaplaması cihetine gidilmesinin haksızlığa yol açtığını, Yukarıda yer verdiğimiz açıklamalar, ekte sunduğumuz çaprazlama ve de fiili- gerçek durumu gösterir listeler göz önüne alınarak kamu zararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

Başsavcılık mütalaasında;“…Dilekçede özetle;

– Bir kişinin birden fazla gezi programına katılabilmesinin önünde yasal bir engelin bulunmadığı,

– Yerindelik denetimi yapılmak suretiyle idarenin takdir hakkını kullanarak harcama yapmasının kamu zararı olarak kabul edilemeyeceği,

– Kamu zararının tespitinde esas alınan exell tablolarının hatalı olduğu,

– Mevzuata aykırı olmayan harcamaların kamu zararı olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı, şeklinde gerek ilk sorguda gerekse diğer duruşmalarda yazılı ve sözlü yapılan itirazların mahiyetinde itirazlarda bulunulmuş, gezilere katılan vatandaşlara ait isim ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık Numaralarının yer aldığı çaprazlama ve fiili durumu ifade eden iki listeden oluşan ekleri sunmak suretiyle beraatlerini talep etmektedirler.

Ancak, … gezisi için tazmine ilişkin üç konu yer almasına rağmen savunmalar vatandaşların mükerrer olarak geziye gönderilmesi konusu üzerinde yoğunlaşmış, Şartnamenin 4 üncü maddesinin b bendi hükmüne göre her kafilede görevlendirilen üç kişi ve listelerdeki boş yerler (geziye katılmayanlar) için ödeme yapılması konusu memur hatası olarak değerlendirilerek somut ve belgeye dayalı hiçbir açıklama yapılmamıştır.

Dosya münderecatından anlaşıldığı üzere 6 ıncı Dairenin 21.04.2015 Karar tarihli 268 nolu İlamın 2 nci maddesi ile görevliler için sözleşme hilafına ödenen KDV dahil … TL, kimse götürülmediği halde ödemesi yapılan 27 kişi için .. TL ile birden fazla … gezisine katılan kişiler için ödenen … TL olmak üzere toplam … TL, mezkur ilamın 12 nci maddesi ile de aynı kişilerin mükerrer … gezisine götürülmesi nedeni ile toplam … TL olarak belirlenen kamu zararı ile ilgili 08.03.2017 tarih ve 42832 tutanak numaralı Temyiz Kurulu Kararı ile konunun esasının ve hesap edilen kamu zararının yeniden belirlenmesi için bozma kararı verilmiştir.Bu defa 6 ncı Dairenin 20.03.2018 Karar tarihli 377 nolu ilamının 1 inci maddesinde kamu zararı niteliği taşımayan aynı isim ve soyada sahip fakat farklı kişiler olduğu Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Numarası taşıyan katılımcıların ayıklanmasından sonra kamu zararı tutarı … TL, … gezisine ilişkin 2 ncı madde ile ilgili olarak da …. TL belirlenerek Hükme bağlanmıştır.5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 13 ve 14 üncü maddelerinde, belediyenin, hemşerileri arasında sosyal, kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması kapsamında gerekli çalışmalar yapma görevinin olması, 60 ıncı maddesinin k, n ve m fıkraları ile 77 nci maddesi hükümlerine göre harcama yapabilme yetkisi verilmiştir.Kanun hükümlerinin açıkça selahiyet verdiği şehirlerarası gezi programları için taşıt kiralamasının yoluyla vatandaşların gezi programları çerçevesinde kültür faaliyetlerine katılmasının mevzuata uygun olduğu açıktır. Aynı programda aynı kişilerin aynı yerlere birden fazla götürülmesi açısından değerlendirildiğinde mevcut mevzuat ve işin ihalesi noktasında şartname ve sözleşme hükümlerine göre bu hususa ilişkin engel bir hükmün olmadığı da anlaşılmaktadır. Aynı kişilerin birden fazla gezi programından faydalanması kamu zararı konusu olmadığı, mükerrer gönderildiği anlaşılan kişilerin bu hizmetten faydalandığı Rapor içeriğinden ve savunmalardan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, bu konu esas yönünden değerlendirildiğinde önceki kafilelerle şehirlerarası kültür etkinliğine götürülmüş kişilerin daha sonraki kafilelerle tekrar aynı etkinlik çerçevesinde götürülmesi konusunda ilgili mevzuatında ve şartnamede herhangi bir kısıtlama yer almadığından, konunun mevzuata uygun olduğu düşünülmektedir…. gezisi için Şartnamenin 4 üncü maddesinin b bendi hükmüne göre her kafilede görevlendirilen üç kişi ve listelerdeki boş yerler(geziye katılmayanlar) için ödeme yapılması mümkün değildir. Buna göre, … gezisine ilişkin tekrar giden kişiler için hesaplanan miktar düşülerek, hükmün düzeltilmek suretiyle tasdikine karar verilmesi gerektiği,… gezisi için ise mevzuata uygun ödeme yapıldığından sorumluların beraatine karar verilmesinin uygun olacağı, değerlendirilmektedir. Duruşma talebinde bulunan …. ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ;5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8’inci maddesinde kamu kaynağını kullananların kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden ve kullanılmasından sorumlu oldukları belirtilmektedir Aynı Kanunun, harcama yetkililerinin sorumluluğunu düzenleyen 32’nci maddesinde, harcama talimatlarının, bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından harcama yetkililerinin sorumlu olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, Danıştay’ın 18.06.1980 tarih ve D5D, E.1978/2766, K.1980/2236 nolu kararında da “İdareye tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı amacı ve hizmet gereği ilkeleriyle sınırlı olduğu” belirtilmiştir. Diğer yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12’nci maddesinde, memurların görevlerini yaparken gerekli dikkat ve itinayı göstermeleri gerektiği, aksi takdirde oluşacak zararlardan sorunlu olacakları belirtilmektedir. Bu hükme göre kamu kaynağı kullanan Belediye görevlileri de, bu kaynağı mahalli müşterek ihtiyaçlar çerçevesinde, hizmetin gerektirdiği ölçüde ve mevzuata uygun olarak kullanmak durumundadırlar. Dolayısı ile daha önce bahse konu … gezisine … Belediyesi tarafından götürülmüş bulunan kişilerin görevli memurların gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olmaları nedeniyle tekrar tekrar yeni kafilelere dahil edilmesi, hizmet gereği olmayıp idarenin takdir yetkisi kapsamında da değerlendirilemeyeceğinden, yukarıda bahsedilen mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmekte ve kamu zararına neden olunmaktadır. Diğer yandan, işe ait hakedişler ile eki belgeler ve … Gezisi Hizmet Alımı İşi Özel Şartnamesi incelendiğinde; İşin, 14.985 kişinin 45 kişi kapasiteli 333 otobüs ile kafileler halinde … gezisine götürülmesi şeklinde ihale edildiği, kişi başına ….-TL teklif eden … Seyahat Ltd. Şirketi ile toplam ….-TL’ye sözleşme imzalandığı, ihale süresi içerisinde ödenen hakedişlerin de geziye götürülen kişi listeleri üzerinden hesaplanarak ödendiği görülmektedir…. Gezisi Hizmet Alımı İşi Özel Şartnamesinin Hizmet Alımının Detayı başlıklı 5’inci maddesinin İdare Tarafından Gerçekleştirilecek Hizmetler başlıklı (a) fıkrasının 2’nci bendinde; “Katılımcı listeleri gezi programları başlamadan önce katılımcıların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortaları yaptırılmak üzere yükleniciye teslim edilecektir. Bu konudaki her türlü giderler yükleniciye ait olacaktır.”, Yüklenici Firma Tarafından Gerçekleştirilecek Hizmetler başlıklı (b) fıkrasının 3’üncü bendinde; “Yolcuların tamamına seyahat firması tarafından seyahat sigortası yapılacaktır.”,4’üncü bendinde; “Her kafilede Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünce önceden belirlenerek yükleniciye bildirilecek olan bir görevli Belediye personeli, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden bir personel ile Sağlık İşleri Müdürlüğünden bir sağlık personeli (Hemşire) bulundurulacaktır. Bu personeller için yükleniciye ayrıca ücret ödemesi yapılmayacaktır.”, 15’inci bendinde “ Her kafilede Belediye Başkanlığımızca belirlenecek olan ve Kontrol Teşkilatında görev alan üç personel bulundurulacak olup, meydana gelen aksaklıklar ve olumsuzluklar bu personeller tarafından tutanakla tespit edilecektir.” hükümleri yer almaktadır. Dolayısı ile önceki kafilelerle …’ye götürülmüş kişilerin daha sonraki kafilelerle tekrar tekrar …’ye götürülmesi, listelerdeki boş yerler ve gezide görevli kişiler için de şartnameye aykırı olarak yükleniciye ödeme yapılması sonucu kamu zararına neden olunmuştur. Bu nedenle, sorumluların iddialarının reddi ile 377 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesi ile …. TL’nin tazminine dair hükmün TASDİKİNE,

2)24.4.2019 gün ve 46175 tutanak nolu, Profesyonel Spor Kulübüne Yardım konulu kararı;

118 sayılı İlamın 5’inci maddesinde, Türkiye Spor Toto 2. Ligde mücadele eden ve profesyonel kulüp niteliğinde bulunan … Belediyespor’a mevzuata aykırı olarak nakdi yardımda bulunulması sonucu kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle …-TL’nin tazminine hükmolunmuştur. İlamda Üst Yönetici olarak sorumlu …, Harcama Yetkilisi olarak sorumlu …, Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu …, diğer sorumlu 37 kişi (Meclis Üyeleri) temyiz talebi ile vermiş oldukları aynı mahiyetteki dilekçelerinde özetle,… BELEDİYESİ SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ, SADECE FUTBOL BRANŞINDA MÜCADELE EDEN … BELEDİYE SPOR TAKIMININ YANI SIRA FUTBOL BRANŞINDA U-13, U-14, U-15, U-17, U-19 LİGLERİNDE VE JUDO, TENİS, BOKS, MASA TENİSİ VE HALK OYUNLARI BRANŞINDA “AMATÖR” OLARAK MÜCADELE EDEN DİĞER TAKIMLARI VE BRANŞLARI DA BÜNYESİNDE barındırdığını,

… Belediyesi Spor Kulübünün demek olarak kurulduğunu ve genelde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa ve 5253 Sayılı Dernekler Kanununa tabi olduğunu, … Belediye Spor Kulübü bünyesinde yer alan ve Spor Toto 2. Lig’de faaliyet gösteren … Belediyespor’ un yanı sıra mahalli ve müşterek olarak dernek tüzel kişiliğinin altında teşkilatlandırılan birçok spor branşı ve bu branşlarda faaliyet gösteren takımlar bulunduğunu,5393 Sayılı Belediye Kanunumun 14. Maddesinde “mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla .. Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir… Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez” denildiğini,… Belediye Spor Kulübü İse Mahalli ve Müşterek nitelikte, kurulmuş olup … Belediye Spor Kulübü Derneği Ana Tüzüğünün 4. Maddesinde “Kulübün amacı, Atatürk ilkelerine, gençlik ve spor ile ilgili düşüncelerine uygun biçimde Türk sporunun gelişmesine yardımcı olmak, üyelerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, Kulübün tesis ve faaliyetlerinden yararlanmak, kulübe mensup sporcuların ruhen, fikren ve bedenen eğitilmesini ve sporcu olarak yetiştirilmesini sağlamak, yurt içinde ve yurt dışında müsabakalara katılmaktır.” Denildiğini,Hal böyleyken, dernek olarak kurulan ve amatör branşları bünyesinde barındıran, Ülkemizi amatör branşlarda tüm Dünya’da temsil eden ve hatta Balkan Şampiyonu çıkartan … Belediye Spor Kulübü Derneğine yapılan yardımların “amatör takıma yapılacak yardımın sonuç olarak profesyonel nitelikteki kulübün bütçesine gireceği açıktır” biçimindeki kabulü ile Hukuka aykırı bir varsayıma dayanarak engellenmesi hali söz konusu olduğunu, SÖZ KONUSU YARDIMIN KANUNA UYGUN OLARAK SADECE AMATÖR BRANŞLARDA KULLANILMAK ÜZERE TALEP EDİLDİĞİNİ VE HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜKLERİNİN GÖRÜŞÜ DOĞRULTUSUNDA SAYIŞTAY UYGULAMASI VE EMSAL KARARLARI IŞIĞINDA İŞBU YARDIMIN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNİ, Anayasamız 59. Maddesinin 1. Fıkrasında “ Devlet, her yaşta ki Türk Vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alıp, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder” ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu’ 14. Maddesinin 1. Fıkrasında ise mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla .. Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. ” hükümleri çerçevesinde … Belediye Spor Kulübünün sadece amatör spor branşlarında kullanılmak üzere yardım talep ettiklerini belirten dilekçesi üzerine konu ile ilgili Hukuk İşleri Müdürlüğümüze görüş sorulduğunu ve Hukuk İşleri Müdürlüğünün de SAYIŞTAY İLAMLARI DOĞRULTUSUNDA yapmış olduğu inceleme ve araştırmalar neticesinde; çeşitli Sayıştay daire kararlarında mahalli idarelerce Spor Kulüplerine yapılan yardımlarda sadece amatör spor branşlarında kullanılmak üzere yardım yapılması nedeniyle sorumluların beraatlerine karar verildiği ifade edilmesi üzerine ve 5393 sayılı yasanın 14. maddesinin amatör spor kulüplerine ilişkin kısmının yorumlanması noktasında amatör spor kulüplerine yardım yapılabileceği ifadesi, profesyonel spor kulüpleri içerisinde amatör branşların da bulunduğu ve amatör spora yapılacak yardım adı altında yardım yapılabileceğine ilişkin Sayıştay Temyiz Kurulunun 20.10.1998 tarih ve 24287 sayılı kararları Hukuki Görüş kapsamında … Belediyesi Spor Kulübü Derneğine gerekli yardımlar yapıldığını,Sayıştay Genel Kurulunun 2017/1 Esas ve 5415/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında “Spora verilen desteğin Özünde bir kamu hizmeti sayılacağının mümkün olduğu ifade edilmiş ve mahalli ve müşterek olması kaydıyla spor kulüplerine nakdi yardım yapılabileceğini” ifade ettiğini, Ülkemizde amatör ve profesyonel spor kulüplerinin neredeyse tamamının tek çatı altında birlikte faaliyet gösterdiklerini, … Belediye Spor Kulübü Derneğinin bünyesinde sadece 1 profesyonel branş bulunduğunu, geri kalan tüm branşların amatör olup işbu yardımın da amatör branşlara harcanması amacıyla verilmiş olduğunu, Keza yapılan kulüp harcamalarına ilişkin makbuzlar incelendiği takdirde sorumluluk doğmayacağının da aşikar olduğunu,  Öte yandan Sayıştay 6. Dairesinin 03.11.2016 tarih ve 2016/386-1 Karar sayılı kararında da aynen “ 5393 sayılı kanunun 14. Maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtildiği üzere belediyeler mahalli ve müşterek olmak şartıyla amatör spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapabileceklerdir. Yapılan incelemede… Belediyesi bütçesinden… Spora yapılan nakdi yardımın amatör branşlarda harcanmak üzere yapıldığı sonucuna varılmıştır. “ kanaati ile de emsal karar tesis ettiğini, Sonuç olarak Sayıştay 6. Dairesinin 118 İlam numaralı 540 karar numaralı ve 5 sıra numaralı kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

Başsavcılık mütalaasında; “…Dilekçede özetle; … Belediye Spor Kulübü Derneği tüzel kişiliği altında Dernek vasfına sahip profesyonel ligde mücadele eden sadece … Belediyespor kulübü bulunduğunu bu kulübe bağlı ayrıca değişik branşlarda 10 amatör takımın daha faaliyet gösterdiği, amatör branşlarda uluslararası başarılarının bulunduğu, yapılan yardımın ise sadece amatör branşlar için kullanıldığını beyan ederek Belediyenin Hukuk Müşavirliğinin değişik tarihlerdeki Sayıştay Daire ve Temyiz Kurulu Kararlarının da yer aldığı profesyonel spor kulübü bünyesinde faaliyet gösteren amatör spor kulüplerinin ihtiyaçları için kullanılan nakit yardımların hukuka uygun olduğuna dair görüş üzerine yardımın yapıldığı,Bu nedenlerle hukuki belirlilik ve istikrar ilkeleri gereğince, Sayıştay Başkanlığının yerleşik hale gelmiş olan görüşlerinin, somut olay bakımından da korunması gerektiğini, Açıklanan nedenlerle, yapılan işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ve haklarındaki tazmin kararının kaldırılmasını talep etmektedir. Dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemede; … Belediye Spor Kulübü Derneğinde çok sayıda amatör sporcunun faaliyet gösterdiğini belirterek, yapılan yardımın amatör branşlar için olduğu ifade edilmiş ise de, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7/m maddesinde görüleceği üzere, kanun koyucu “amatör branşlara” nakdi yardım yapılabileceğinden bahsetmemiş “amatör spor kulüpleri” ifadesini kullanarak nakdi yardımın sınırlarını net olarak çizmiştir. Bu sebeple, profesyonel bir spor kulübünün bünyesinde amatör spor kulüplerinin de bulunduğundan bahisle bu hükmün genişletilmesinin mümkün olmadığı düşünülmektedir. Kaldı ki, Emsal gösterilen Sayıştay Daire Kararlarının yanında 11.4.2018 tarih ve 2015/44302 Tutanak No’lu Temyiz Kurulu Kararında da ilgili Dairenin tazmin Hükmü tasdik edilmiştir. Sorumlunun ileri sürdüğü itiraz gerekçelerinin, Daire kararında karşılandığı görülmektedir. Gönderilen savunma ve itiraz gerekçeleri, daire kararının kaldırılmasını gerektirecek mahiyette bulunmadığından, temyiz talebinin reddedilerek daire kararının tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.” Denilmiştir.

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ;

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14’üncü maddesinde; “Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; (Değişik ikinci cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.(Ek fıkra: 12/11/2012-6360/17 md.; Değişik: 12/7/2013-6495/100 md.) Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez.” Denilmektedir. Mezkur mevzuat hükmü ile belediyelerin mahalli ve müşterek olmak şartı ile sadece amatör spor kulüplerine yardım yapmalarına izin verilmektedir. Diğer bir deyişle belediyelerce profesyonel spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapılması mümkün değildir. Ancak, Türkiye Spor Toto 2. Ligde mücadele eden … Belediyespor’a nakdi yardımda bulunulduğu görülmüştür. … Belediyespor kulübü içinde profesyonel ve amatör takımlar bulunmaktadır. Ancak kulübün içerisinde amatör takımlarının bulunması özü itibariyle bir anlam ifade etmemektedir. Takımın amatör olması önem arz etmemekte olup, önemli olan kulübün profesyonel niteliğe haiz olmasıdır. Amatör takıma yapılacak yardımın, sonuç olarak profesyonel nitelikteki kulübün bütçesine gireceği açıktır. Bundan dolayı bu şekilde yardım yapılması mevzuata aykırılık teşkil etmektedir. Sorumlularca yapılan savunmalarda her ne kadar … Belediyespor’un, Türkiye Spor Toto 2. Ligde mücadele eden profesyonel futbol kulübü olmasının yanı sıra, … Belediye Spor Kulübü Derneğinin birçok branşta amatör olarak mücadele ettiği ileri sürülmüş ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükmünde de açıkça ifade edildiği üzere, kanun koyucu “amatör branşlara” nakdi yardım yapılabileceğinden bahsetmemiş “amatör spor kulüpleri” ifadesini kullanarak nakdi yardımın sınırlarını net olarak çizmiştir. Bu sebeple, Profesyonel bir kulüp olan … Belediyespor’un bünyesinde amatör spor kulüplerinin de bulunduğundan bahisle bu hükmün genişletilebilme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle sorumluların iddialarının reddi ile 118 sayılı İlamın 5’inci maddesiyle …-TL’nin tazminine dair hükmün TASDİKİNE, Oy çokluğuyla (Üyeler … ile …’in aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) Karar verildiği 24.04.2019 tarih ve 46175 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Karşı Oy Gerekçesi;Üye …’ nün karşı oy gerekçesi:“… Belediyesi tarafından, profesyonel olarak Türkiye Spor Toto 2. Ligde mücadele eden ve … Belediyespor’a nakdi yardımda bulunulduğu gerekçesiyle tazmin hükmü verildiği anlaşılmaktadır.5393 Sayılı Belediye Kanunumun 14. Maddesinde “mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla .. Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdi yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, … Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereği; belediyelerin amatör spor kulüplerine nakdi yardımda bulunmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Ancak profesyonel statüde faaliyet göstermekle birlikte, bünyesinde amatör branşlar da bulunan spor kulüplerine yardım yapılması hususunda tereddüt bulunmaktadır. Spor kulüpleri, 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümleri uyarınca “dernek” statüsünde kurulmaktadır. Dernekler Kanunu’na göre dernek, kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları ifade etmektedir. Bu tanımdan anlaşılmaktadır ki, dernekler kazanç elde edilebilir ancak bu kazancı üyeleri arasında paylaşma amacı olamaz. Gerçi, 3289 sayılı Kanunun “Profesyonel spor” başlıklı 24 üncü maddesinde; “Spor kulüpleri, profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler veya profesyonel futbol takımlarını kiraya verebilirler.” denilmiş ise de bu durum o kulübü dernek statüsünden çıkartmamaktadır. Daire ilamı incelendiğinde, asıl sorunun ‘amatör spor kulübü’ tanımından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar 5393 sayılı Kanunda ‘amatör spor kulüpleri’ ifadesine yer verilmiş ise de, ne 5393 sayılı ne de 5253, 3289 sayılı Kanunlarda amatör spor kulübü tanımına yer verilmiştir. Mevzuatta sporcuların veya branşların amatör/profesyonel olarak ayrıldığı, ancak kulüp bazında böyle bir ayrıma gidilmediği görülmektedir. Örneğin, Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatında da profesyonel futbolcu, amatör futbolcu, profesyonel takım tanımlarına yer verilmiş ancak profesyonel kulüp, amatör kulüp gibi bir ayırıma gidilmeden sadece kulüp tanımı yapılmıştır. Yine ülkemizde Amatör Spor Kulüpleri Federasyonları ve Konfederasyonu bulunmakla birlikte, Profesyonel Spor Kulüpleri veya bunlarla ilgili bir federasyon bulunmadığı görülmektedir. Branş bazında bakıldığında ise sadece futbolun “profesyonel” olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Kısacası bünyesinde amatör branşlar bulunduran bir kulübün, profesyonel futbol liglerinde oynayan bir takıma sahip olması, o kulübü amatör kulüp olmaktan çıkartmamakta, sadece profesyonel futbol takımı da olan amatör kulüp statüsüne sokmaktadır. Tüm bu açıklamalar karşısında, mevzuatta tanımlanmamış olan ‘amatör spor kulübü’ ifadesini, ‘kulüplerin amatör faaliyetleri’ olarak kabul etmek gerekir. Nitekim Gençlik ve Spor Hizmetleri ile alakalı özel bir kanun niteliğindeki 3289 sayılı Kanunun ‘Kulüplere yardım’ başlıklı 25. Maddesinde de “Bu Kanun hükümlerine göre tescil olan kulüplerin amatör faaliyetleri için Gençlik ve Spor Bakanlığı ayni ve nakdi yardımda bulunabilir.” denilerek, amatör kulüplere değil, kulüplerin amatör faaliyetlerine yardım yapılması öngörülmüştür…. Belediyespor Kulübü Derneğinin profesyonel ligde faaliyet gösteren takımı olmakla birlikte, savunmalarda da, ifade edildiği gibi, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından organize edilen Amatör faaliyet kapsamında değerlendirilen U-13, U-14, U-15, U-17, U-19 liginde ve amatör olarak tenis, boks gibi branşlarda da faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Sorumlular spor kulübüne yardım yapıldığını kabul edilmekle beraber yardımın, profesyonel faaliyetler ile ilgili olarak yapılmadığını, kulüp bünyesindeki amatör faaliyetler için yapıldığını ifade edilmektedirler. Bu açıdan yapılan ödemenin mevzuata uygun olduğu kabul edilmelidir. Ancak, yardımların amatör faaliyetler için yapıldığının belgelendirilmesi gerekir.6360 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi ile Belediye Kanununun 75 inci maddesine; “5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanununun 10’uncu maddesi; belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler için uygulanmaz.” hükmünün eklenmesi ile il özel idareleri ve belediyelerin derneklere yardım yapabilmesine izin veren açık hüküm ortadan kalkmıştır. Bu düzenleme ile 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesi il özel idareleri ve belediyeler için bir anlamda aşağıdaki şekli almış olmaktadır. “Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz. Bu yardımların yapılması, kullanılması, izlenmesi, denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir” Bu düzenlemeye göre şayet kanuni bir dayanağı varsa belediyeler gerçek veya tüzel kişilere kamu kaynağı kullandırılabilecek, yardımda bulunulabilecektir. Nitekim belediye ve özel idarelerin derneklere yardım yapmalarını engelleyen bu düzenleme ile birlikte, 6360 sayılı Kanunun 17. Maddesi ile esasen dernek statüsündeki amatör spor kulüpleri için özel bir düzenlemeye gidilmiş ve belediyelerin sadece amatör spor kulüplerine nakdî yardım yapabilmesi kanuni dayanağa kavuşturulmuştur. Ayrıca 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29’uncu maddesi değiştirilmiş olsa da, bu madde gereği Bakanlar Kurulunca çıkarılan, belediyelerin de dahil olduğu kamu idarelerinin bütçelerinden, kamu yararı gözetilerek dernek ve vakıflara yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasların belirlendiği yönetmelik de yürürlüktedir. 17/7/2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik gereği, yardım yapılan derneğin, yardımı yapacak idarenin görev alanına giren konularda faaliyet göstermesi, yardımların öncelikle toplumun ihtiyaç ve sorunlarına çözüm sağlaması gibi şartlar aranmaktadır. Aynı yönetmelik gereği yardımın miktarı ve dağıtımı, üst yöneticinin onayı ile belirlenecektir. Dernek ve vakıflar yardımları kamu yararı gözeterek veriliş amacına uygun olarak kullanmak zorundadır. Yardım alan teşekküller, yardımın amacına uygun olarak harcanıp harcanmadığına ilişkin bilgi, belge ve kayıtların birer örneği ile faaliyet raporlarını, faaliyetin bitimini müteakip bir ay içinde veya devam eden faaliyetlerine ilişkin bilgi, belge ve raporlarını takip eden yılın ilk ayı içerisinde yardım yapan idareye göndermek zorundadır. Yardım yapan idareler, yapılan yardımla sınırlı olmak üzere gerekli gördüğü her türlü inceleme, kontrol ve denetimi yapmaya yetkilidir. Denetim sırasında görevli memur tarafından istenecek bilgi, belge ve kayıtların gösterilmesi, verilmesi, sorulan soruların yazılı ve/veya sözlü olarak cevaplandırılması zorunludur. Teşekküller, yardım konusu faaliyetin gerçekleştirilemeyeceğinin veya yardımın amacına uygun olarak harcanmamış olmasının tespiti hâlinde, tespitin yapılmasını müteakip durumun teşekküle tebliğinden itibaren onbeş gün içinde, ilgili idareye yardım tutarını aynen iade etmek zorundadır. Bu çerçevede belediyece yapılan yardımların kulüp bünyesindeki amatör branşlara yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi açısından kararın BOZULMASI gerekir.” Üye …’in karşı oy gerekçesi: “İhtilaf konusu olan, 5216 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin “m” bendinde (ve aynı şekilde 5393 sayılı belediye kanununun 14 üncü maddesinin “b” bendinde), “amatör spor kulübü” kavramı zikredilmekle birlikte bu kavramın tanımı veya açıklaması, 5216 veya 5393 sayılı kanunlarda yapılmamıştır. Bir başka deyişle spor kulüplerinin hangi durumlarda veya şartlarda amatör oldukları veya olmadıkları açıklanmış değildir. Bu nedenle bu ifadenin hangi manada anlaşılması gerektiğinin ayrıca incelenmesi gerekmektedir. Elbette ihtilaflı bir konunun hukuki boyutları araştırılırken, öncelikle bu konuyla ilgili temel düzenlemeleri içeren özel yasal düzenlemelere bakmak gerekecektir. Bu nedenle “amatör spor kulübü” kavramının anlaşılması için spor alanında temel düzenlemeleri içeren 3289 sayılı Gençlik Ve Spor Hizmetleri Kanunu, 6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun incelenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; ülkemizde spor kulüpleri, 3289 sayılı Gençlik Ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 20 nci maddesi ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümleri uyarınca “dernek” statüsünde kurulan ve kar amacı gütmeyen tüzel kişiliklerdir. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2 nci maddesinde dernek; “Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları” şeklinde tanımlanmıştır: Tanımdan da anlaşılacağı üzere dernek tüzel kişiliği, kar/kazanç amacı gütmeyen kuruluşlardır. Derneklerin gelirleri esas olarak bağış ve yardımlardan oluşmaktadır. Ancak dernekler bağış ve yardımlar dışında; 5253 sayılı Kanunun 12 nci ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesi uyarınca “sandık” veya “iktisadi işletme” de kurabilmektedir. Görüleceği üzere dernekler, varsa kendilerine bağlı olarak kurmuş oldukları “sandık” veya “iktisadi işletmeler” e ait gelirler dışında, bağış veya yardımlarla faaliyetlerini sürdürmek zorundadır. İfade etmek gerekir ki bu tespitler “spor kulübü” dernekleri için de geçerlidir. Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki aşağıdaki bölümlerde yer alan yorumlarda yer alan spor kulüplerinin bünyesindeki “branşlar”, “dallar”, “faaliyetler” ve “takımlar” kavramları, birbiriyle eşdeğer kavramlar olup, aynı anlamda kullanılmış bulunmaktadır. Bu kapsamda, ilgili mevzuattaki konuyla alakalı hükümleri tarayacak olursak; Yürürlükteki hiçbir kanun metninde (belediyelerle ilgili 5216 ve 5393 sayılı kanunlar hariç) “amatör spor kulübü”, “profesyonel spor kulübü” veya bu iki kavramı ima eden başka bir kavram geçmemektedir. Bu nedenle direkt olarak bu kavramlar üzerinden bir inceleme yapmak anlamsız olacaktır. Bu nedenle “amatör spor kulübü” kavramının karşılığının belirlenmesi için, konuya “spor kulübü” kavramını inceleyerek başlamak faydalı olacaktır:

1) “spor kulübü” kavramı sadece 6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 3 üncü maddesinde ve şu şekilde tanımlanmıştır; “h) Spor kulübü: Belirli kurallara göre kurulan, amatör veya profesyonel spor dallarında faaliyette bulunan kuruluşu,” ifade etmektedir. Dolayısıyla bir spor kulübünün bünyesinde hem amatör, hem de profesyonel spor dalları bulunabilecektir.

2) 3289 sayılı Gençlik Ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun “Profesyonel spor” başlıklı 24 üncü maddesinde;“ Profesyonel dallar, Spor Genel Müdürünün, Merkez Danışma Kurulunun da görüşünü almak suretiyle yapacağı teklif üzerine, Gençlik ve Spor Bakanı tarafından tespit olunur. Profesyonel spor dallarının teşkili, ilgili federasyonları ile bağlantıları, idaresi tüzükle düzenlenir. Spor kulüpleri, profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler veya profesyonel futbol takımlarını kiraya verebilirler.” hükmü;

3) 3289 sayılı Kanunun “Kulüplere yardım” başlıklı 25 inci maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre tescil olan kulüplerin amatör faaliyetleri için Gençlik ve Spor Bakanlığı ayni ve nakdi yardımda bulunabilir.” hükmü;

4) 3289 sayılı Kanunun “Sporcu ücretlerinden tevkif yoluyla alınan gelir vergisinin iadesi” başlıklı Ek Madde 12 nci maddesinde;“(…) Özel hesaba aktarılan tutarlar aşağıdaki harcamalar dışında kullanılamaz.

a) Amatör spor dallarında sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler (…),

b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki sporcu, çalıştırıcılar ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine ilişkin iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör spor dallarına ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman, federasyon vize, lisans, tescil ve katılım harcamaları.” hükmü;

5) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10.maddesinde;

“(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:

a) (…)

b) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.” hükmü;

6) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinde;

“Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir:

(…)

8. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.” hükmü; Hükümleri yer almıştır. Yukarıdaki mevzuat düzenlemelerinin hiçbirisinde “amatör spor kulübü” veya “profesyonel spor kulübü” kavramları geçmemektedir. Yine söz konusu mevzuatta, “amatör spor dalları/faaliyetleri/takımları” veya “profesyonel spor dalları/faaliyetleri/takımları” şeklinde düzenlemeler yer almıştır. Yani “amatör spor” tanımlaması “takımlar” için kullanılmış, “kulüpler” için kullanılmamıştır. Dolayısıyla, “amatör/profesyonel” ayrımının, kulüpler için değil, “takımlar” için kullanılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, bir kulübün profesyonel/amatör olmasından değil, bu kulüp bünyesindeki spor takımının profesyonel veya amatör olmasından bahsedilebilecektir. Öte yandan, bir spor kulübünün (derneğinin) bünyesinde birden fazla spor takımı bulunabilecek ve bu kapsamda söz konusu spor takımının bir kısmı profesyonel olabileceği gibi amatör statüsünde olanlar da olabilecektir. Ayrıca, spor kulüplerinin bünyesindeki spor branşlarının yetkili merciler tarafından tescil edilmesi yasal zorunluluktur. Yürürlükteki mevzuata göre;

– Futbol branşının (önce amatör, daha sonra profesyonel) tescili, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından;

– Bakanlık tarafından izin verilmiş bağımsız spor branşlarının tescili, yetkili Bağımsız spor federasyonları tarafından,

– Futbol ve Bağımsız spor dalları dışındaki diğer tüm branşların tescili ise Spor Genel Müdürlüğünce;  yapılmaktadır. 3289 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca, günümüzde ülkemizde; futbol, golf, tenis, kick-boks ve boks branşları, “profesyonel” spor branşları olarak belirlenmiş bulunmakta, bunlar dışındaki diğer bütün branşlar ise “amatör” statüsündedir. Buna karşılık ilam konusu olan futbol branşı ülkemizde hem “profesyonel” statü, hem de “amatör” statüde yürütülmektedir. Bu nedenle bu hususun daha ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir:3289 sayılı Kanunun 18 inci ve “Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü” nün 35 ve 76. maddeleri gereğince futbol branşının (amatör veya profesyonel) tescili konusunda yetkili makam, Türkiye Futbol Federasyonudur. Bir kulüp bünyesindeki futbol branşı ilk önce, “Futbol Kulüpleri Tescil Talimatı” nın 10/1 uncu maddesi ve 4 Numaralı Eki uyarınca Amatör İşler Kurulunca öncelikle “amatör” olarak TFF’ye tescil edilecektir. Bu takım önce “amatör” liglerde futbol mücadelesini verecek, başarılı olması halinde ise kendiliğinden “profesyonel” liglere çıkmış olacaktır. Bir başka değişle, faaliyetine yeni başlayan bir futbol takımı doğrudan “amatör” sayılmakta, ancak bu takım ileriki yıllarda “profesyonel” liglerde mücadele etmeye hak kazandığı zaman “profesyonel takım” statüsüne dönüşmektedir. “Burada dikkati çeken husus, spor kulüplerinin amatör nitelikte olabilecekleri, ancak profesyonel branşlarla uğraşabilecekleri, profesyonel sporcuları bünyelerinde barındırabilecekleri ve bu profesyonel branşlarını şirketleştirebilecekleri hususudur. Örneğin bugün Türkiye Süper Futbol Liginde yarışan kulüplerin çoğunluğu “amatör spor kulübü” statüsündedir. Yani yüzme, boks, atletizm gibi amatör branşları vardır. Ancak, bu kulüplerin profesyonel futbol takımları söz konusu ligde müsabakalara katılmaktadır. Bu amatör kulüplerden bazıları profesyonel branşlarla uğraşan takımlarını (yani futbol şube veya takımlarını) şirketlere devretmiş yahut şirketleştirmişlerdir.” (“Türkiye’de Spor Kulüplerinin Yapısal Nitelikleri Ve Temel Problemleri (Syf: 41)”; Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi (Gazi BESBD), XII (2007); Ahmet Faik İMAMOĞLU, Ercan KARAOĞLU, Esin Esra ERTURAN)

Özetle; bünyesinde birden fazla spor takımı bulunan kulüpler/dernekler, taahhüt ettikleri spor dallarında faaliyet gösterebilmekte olup, bünyesinde diğer amatör takımlar yanında “futbol” takımını da barındırması ve bu takımın, ileride profesyonel liglere yükselmesi halinde, sadece futbol takımı “profesyonel takım” niteliğini kazanmaktadır. Buna karşılık bir spor kulübünün bünyesinde hem amatör spor faaliyetleri, hem de profesyonel liglerde mücadele eden bir futbol takımının bulunması, bu spor kulübünü/derneğini tamamen “profesyonel” hale getirmemektedir. Dolayısıyla bir kulübün/derneğin tüzel kişiliğinin profesyonel veya amatör olmasından bahsedilemez; sadece bu kulüp bünyesindeki bazı spor dallarının/branşlarının profesyonel veya amatör olmasından bahsedilebilecektir. Bu nedenle 5216 sayılı Kanunda ve 5395 sayılı Kanunda lafzen zikredilen “amatör spor kulübü” ifadesinin hukuki bir karşılığı bulunmamakta, bu ifadeyi “amatör spor dalları/branşları/faaliyetleri” şeklinde yorumlamak gerekmektedir. Öte yandan her ne kadar konunun esasına doğrudan etkili olmasa da, konuyla ilgili olarak, bir spor kulübünün sadece amatör faaliyetine nasıl yardım yapılabileceği, bir başka deyişle yapılacak bu yardımın kulübün profesyonel faaliyetleri için kullanılmasına nasıl engel olunacağı şeklinde tezahür eden sorulara da cevap vermek gerekirse; 3289 sayılı Kanunun Kulüplere yardım başlıklı 25 inci maddesinde yer alan; “Bu Kanun hükümlerine göre tescil olan kulüplerin amatör faaliyetleri için Gençlik ve Spor Bakanlığı ayni ve nakdi yardımda bulunabilir.” Hükmü uyarınca, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından spor kulüplerinin sadece amatör faaliyetleri için yardımda bulunmasına izin verilmiş olup, bu konuya ilişkin detaylar Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Ve Spor Kulüpleri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Anılan Yönetmeliğin; “Yardım şekilleri” başlıklı 34 üncü maddesinde; “Kulüplerin faaliyetlerini daha iyi bir şekilde yürütebilmelerini sağlamak amacıyla Genel Müdürlük bütçesinde yer alan yardım ödeneği;

a) Spor malzemesi, araç ve gereç,

b) Tesis yapımı, bakımı ve onarımı,

c) Tüzüklerindeki amaç doğrultusunda eğitim, bilim, kültür ve sanat faaliyetleri,

d) Sağlık hizmetleri,

e) Sigortalama ve sosyal güvenlik hizmetleri,

f) Kira ve benzeri zorunlu giderler ,için kullanılmak üzere il müdürlükleri aracılığıyla kulüplere ayni ve nakdi olarak aktarılabilir.” “Yardımla ilgili belgeler” başlığı altındaki 37 nci maddesinde; “Yardımın ilgili kulübe aktarılabilmesi için aşağıdaki belgelerin il müdürlüklerine verilmesi zorunludur:

a) Nakdi yardımlarda, kulüp alındı belgesi.

b) Dernekler Yönetmeliğinin (Ek-15)’ine göre bastırılan Ayni Bağış Alındı Belgesi.

c) Yetki belgesi.

Yardımla ilgili harcama belgeleri, harcamanın yapılmasını takip eden on beş gün içinde kulübün bağlı bulunduğu il müdürlüğüne verilir. Harcama belgeleri genel denetim için saklanır.” Hükümleri yer almıştır. Anılan hükümler uyarınca, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bir spor kulübünün amatör faaliyetlerine yapılacak yardımın türleri sınırlı olarak belirlenmiş ve bu yardım karşılığında ibraz edilecek belgeler Yönetmelikte sayılmıştır. Dolayısıyla spor kulüplerinin amatör faaliyetleri için Bakanlıkça yapılacak yardımlara ilişkin esaslar belirlenmiş ve bunların denetime tabi tutulacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla kulüplerin amatör faaliyetlerine yapılacak yardımlarla ilgili olarak emsal bir denetim mekanizması, Gençlik ve Spor Bakanlığının yapacağı yardımlar için öngörülmüş olup, 5216 ve 5393 sayılı kanunlar uyarınca belediyeler tarafından amatör spor kulüplerine (yani faaliyetlerine) yapılacak yardımların kontrol edilmesine ihtiyaç duyulduğu durumlarda, ilgili belediyeler tarafından benzer bir şekilde (yapılan yardımın kulüp tarafından amatör faaliyetleri için kullanıldığını gösteren harcama belgelerinin temini) kontrol yapılabilecektir. Kaldı ki, kulübün ortak bütçesinin olması ve bu bütçeden hem amatör hem de profesyonel faaliyetleri için “harcama yapılabilecek” olması da, konunun esasına etkili değildir. Dolayısıyla spor kulüplerine gerekli desteği sağlamak belirli kurallar çerçevesinde belediyenin görev alanına girdiği, yardım yapılan kulübün statüsünün denetçi veya yargılamayı yapan daire tarafından araştırılmadığı, öte yandan Belediye tarafından yapılan nakdi yardımın, spor kulübü tarafından profesyonel faaliyetleri için harcandığına ilişkin bir tespit de bulunmadığı için, daire tarafından tazmin hükmü verilmesi hukuki değildir. Açıklanan nedenlerle herhangi bir mevzuata aykırılık oluşmadığından Temyiz Konusu ilamın REDDİ gerekir.”      

3)10.4.2019 tarihli,46084 sayılı ve Mülkiyet Hakkı Devri konulu kararı;

1- 532 sayılı Ek İlamın … maddesiyle; Mülkiyeti … Belediyesine ait olup 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yoluyla satışı yapılan gayrimenkullerden bazılarının satış bedellerinin alınmamasına ya da bazılarının eksik alınmasına rağmen, mülkiyet haklarının devredilmesi nedeniyle sorgu konusu edilen toplam … TL’nin … TL’si tahsil edildiği, geriye kalan … TL’si ile ilgili olarak da ilamlı icra takibi başlatıldığı anlaşıldığından, 15.01.2015 tarih ve 317 sayılı İlamın 17. maddesiyle karar verilen hüküm dışı kararı ile 25.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek İlamın …maddesiyle devamına karar verilen hüküm dışı kararının kaldırılmasına ve tahsil edilen … TL’nin 22.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek İlamla hakkında ilişilecek husus kalmadığına hükmü kurulan … TL’sinden geriye kalan … TL için ilişilecek husus kalmadığına, ilamlı icra takibi devam eden … TL’si için ise yapılacak işlem bulunmadığına hükmü verilmiştir. Gerçekleştirme Görevlisi … ve Harcama Yetkilisi …’nin aynı mahiyetteki temyiz dilekçelerinde özetle;532 sayılı İlamda yer alan tazmin kararını aşağıda açıkladığı sebepler ile re’sen nazara alınacak diğer nedenlerle, “tazmin kararının temyizen incelenerek kaldırılmasına” karar verilmesini talep ettiğini,… Belediyesi … yılı hesabı ile ilgili yapılan yargılama sonucunda; anılan raporun 17. maddesinde belirtilen, mülkiyeti Belediyeye ait gayrimenkullerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yoluyla satışı nedeni ile oluştuğu iddia edilen kamu zararlarının tazmini ve aynı raporun 18, 19 ve 20. maddelerinde belirtilen kamulaştırma işlemlerinden dolayı açılan davalar ile Belediye Başkanlığı tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulması üzerine Savcılık tarafından bu hususta açılan … sayılı Hazırlık Dosyası ve akabinde açılan … … Mahkemesinin … sayılı Ceza Davasında gelinen aşama ve davaların son durumu Büyükşehir Belediye Başkanlığının … tarih … sayılı ve … tarih … sayılı yazıları ile Sayıştay Başkanlığına bildirildiğini, Sayıştay Başkanlığının 02/02/2017 tarih ve … sayılı yazısı ile; Belediyenin … yılı hesabında hüküm dışı bırakılan hususlara ilişkin verdiği cevap üzerine, yargılamaya esas raporun 17-18-19 ve 20. maddelerinde yer alan konular hakkında 21.06.2016 tarihli ek rapor yazıldığı, söz konusu ek raporun görüşülmesi neticesinde; yargılamaya esas raporun 17. maddesinde yer alan toplam … TL ile ilgili icra takip ve tahsilatlarına ilişkin belgelerin gönderilmesine kadar hüküm dışı kararının devamına karar verildiği, raporun 18, 19, 20. maddelerinde yer alan konular hakkında benzer şekilde adli yargı sürecinin sona ermesini takiben yapılacak yeniden değerlendirme sonrası düzenlenecek ek raporun Daireye intikal ettirilmesine değin konunun hüküm dışı bırakılmasına karar verildiğini, Bu hususta … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan davada mahkemenin … tarihli duruşma tutanağında; “… … ACM nin … sayılı dosyasının istinaf mahkemesinden dönüşünün beklenilmesine… “ bu nedenle duruşmanın 31.05.2018 günü saat 09:50 ye bırakılmasına karar verildiğini, Sayıştay’ın Hüküm Dışı Bırakılması kararı, bu konuda açılan davaların ve icra takiplerinin sonuçlanmasına kadar hüküm ve sonuçlarını doğuracağından ve bu hususta açılan icra takiplerinin ve davaların aşağıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere devam ettiğinden Sayıştay’ın hüküm dışı bırakılmasına kararının da daha önceden verilen Sayıştay’ın ek ilamında belirttiği üzere devam etmesi gerektiği kanaatinde olduğunu, Öte yandan, kamulaştırma işlemlerinden dolayı belediye hesaplarına aktarılan … TL, … tarafından … TL nin tamamı ayrıca tahsil edildiğinden bahse konu kamulaştırma bedeli olan … TL, Mali Hizmetler Dairesinde bakiye olarak beklemekte olup, bu husus da nazara alındığında meydana gelen kamu zararının ilamda belirtildiği gibi … TL olmadığının görüleceğini, Temyize konu ilama konu işlemlerle ilgili olarak başlatılan icra takipleri ve tahsilata ilişkin bilgi ve belgeler ile adli yargı aşamasında olanlarla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararlarının aşağıda belirtildiğini:

SAYIŞTAY İLAMININ 18,19,20. MADDELERİ:

“1) Davalılar … ile … aleyhinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak (Taşınmaz Alım- Satımı Kaynaklı), Tapu iptali ve Tescil( Satın Almaya Dayalı) davasında ( … Dairenin satışı) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.02.2015 tarih ve …, … Sayılı kararıyla; davacının davalı … hakkında açmış olduğu alacak davasının kabulü ile; …-TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. (EK-1; Mahkeme kararı),Mahkeme ilamında belirtilen Belediyemiz alacağının tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup, maaş haczi sonucu … TL tahsil edilmiş olup, aylık maaş kesintisi devam etmektedir. (EK-2; İcra takibi)

2) Davalılar … ile … aleyhinde … …Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak ( Taşınmaz Alım- Satımı Kaynaklı), Tapu İptali ve Tescil( Satın Almaya Dayalı) davasında ( … Dairenin satışı) … …Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2015 tarih ve … … Sayılı kararıyla; davacı tarafından davalı … hakkında açılan tazminat davasının kısmen kabulü ile; … -TL. tutarındaki toplam alacağın ihale şartname ve sözleşmesinde belirtilen vade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsil edilerek, davacıya ödenmesine karar verilmiştir. (EK-3; Mahkeme kararı),Mahkeme ilamında belirtilen Belediyemiz alacağının tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup, Belediyemiz bu dosyada maaş haczinde sırada olup, borçlunun bankalarda parası bulunmamaktadır. İcra takibi devam etmektedir. (EK-4; İcra takibi)

3) Davalılar …, … aleyhinde … …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası üzerinden açılan alacak ( Kamu Zararı Nedeniyle) davasında, Mahkemenin 29.11.2016 tarih ve … Duruşma Tutanağı ile; “… … Mahkemesine müzekkere yazılarak … sayılı dosyasının safahatının öğrenilmesine, bu nedenle duruşmanın 21.02.2017 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir. Yargılama devam etmektedir. (EK-5; Duruşma Tutanağı)(… …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası ile birleşen dava dosyaları:… …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası, … …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası, … …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası)

4) Davalılar …, … aleyhinde … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak ( Kamu Zararı Nedeniyle) davasında, Mahkemenin 13.12.2016 tarih ve … Duruşma Tutanağı ile; duruşmanın 21.02.2017 gününe bırakılmasına karar verilmiş olup, davanın yargılaması devam etmektedir. (EK- 6; Duruşma Tutanağı)(… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası ile birleşen dava dosyaları:… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası,… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … … Sayılı dosyası.)

5) Davalılar …, … aleyhinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak ( Kamu Zararı Nedeniyle) davasında, Mahkemenin 29.12.2016 tarih ve … Duruşma Tutanağı ile; … … Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının gerekçeli kararının bir örneğinin istenilmesine, bu nedenle duruşmanın 04.04.2017 günü saat 9:25’e bırakılmasına karar verilmiş olup, davanın yargılaması devam etmektedir. (EK- 7;Duruşma Tutanağı)(… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası ile birleşen dava dosyaları:… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası,… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası,… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası,… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası.

6) Davalı … aleyhinde … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak ( Taşınmaz Alım- Satımı Kaynaklı), Tapu İptali ve Tescil( Satın Almaya Dayalı) davasında …Dairenin satışı) … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2014 tarih ve …, … Sayılı kararıyla; …-TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. (EK-8; Mahkeme kararı)Mahkeme ilamında belirtilen Belediyemiz alacağının tahsili için … 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup. İcra takibi devam etmektedir. (EK-9; İcra takibi)”

SAYIŞTAY İLAMININ 17. MADDESİ: “7) … – … ve … aleyhine … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan Tapu İptali ve Tescil – Alacak davasında … sayılı taşınmazın ihaleten satışı) … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2013 tarih ve …, 2013/332 K. Sayılı kararıyla; “Mahkememizin …sayılı davası ile … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasının aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle BİRLEŞTİRİLMESİNE, …sırasının birleştirme nedeni ile kapatılarak yargılamaya … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine ” karar verilmiştir. Birleştirme karan üzerine, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin… tarih ve …, … Sayılı kararıyla; davanın kabulü ile; … Mah. … ada, 2 parsel hakkında davanın kabulü ile; …. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 8 parselle ilgili olarak tapu iptal ve tescil davasının reddine, Alacak talebinin kabulü ile, …-TL. nin davalı …’dan 30.10.2011 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

a) … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve …, … Sayılı kararına konu … ada, 2 parsel nolu taşınmazın ihaleden satış bedeli olan … -TL ve ferileri gecikme cezası v.s.) olan toplam …-TL. ….nden tahsil edilerek kamu zararı giderilmiştir.

b) … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve …, … Sayılı kararına konu ( Ek-10) … ada, 8 parsel nolu taşınmazın ihaleten satış bedeli olan …-TL.nin mahkeme kararı uyarınca …’den tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyası üzerinden İlamlı İcra Takibi başlatılmış olup takip devam etmektedir.(Ek-ll)

8) Davalı … aleyhinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası üzerinden açılan Alacak (Satın Alma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında (6671 ada, 5 parsel) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2014 tarih ve …, … Sayılı kararı ile; “Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil talebinin reddine; davacı taraf davasını terditli açmış olmakla taşınmazın bedelinin tahsili bakımından açmış olduğu davasının kabulü ile; …-TL’. nin dava tarihinden itibaren …-TL.’nin de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam …-TL.’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir. (EK-12; Mahkeme Kararı)Mahkeme ilamında belirtilen Belediyemiz alacağının tahsili için … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olup. İcra takibi devam etmektedir. (EK-13; İcra takibi)

9) Sanıklar hakkında … … Mahkemesinin …tarih ve …, … sayılı kararıyla; 14 sanık hakkında bir kısım sanıklar için beraat, bir kısmı için hapis, bir kısmı içinde adli para cezası verilmiştir. ( EK-14, Mahkeme kararı)”Hülasa, ihale yoluyla satış ve kamulaştırma işlemleri nedeniyle oluşan kamu zararlarının tahsili için … Asliye Hukuk Mahkemelerinde toplam 23 (yirmi üç) adet dava, … … Mahkemesinde ise sanıklar hakkında 1 (bir) dava açıldığını, bu davalardan yukarıda da belirtildiği üzere 5 (beş) davada karar verildiğini, bu kararların tamamının Belediye lehine sonuçlandığını,

Karara Çıkan Davalar:… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.02.2015 tarih ve … … Sayılı kararı,… …Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2015 tarih ve … … Sayılı kararı,… 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2014 tarih ve …, … Sayılı kararı,… 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … … Sayılı kararı,… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2014 tarih ve …, … Sayılı kararı.

Karara çıkan davalardan dolayı başlatılan ve devam eden icra takipleri:

… 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası. (Maaş haczi sonucu … TL tahsil edilmiş olup, aylık maaş kesintisi devam etmektedir.),… 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası.,(Belediyemiz bu dosyada maaş haczinde sırada olup, borçlunun bankalarda parası bulunmamaktadır.)… 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası.,… 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası. (Takip borçlusu … mahkum.),2. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası.

Yargılaması Devam Eden Davalar: Hukuk mahkemelerinde yargılaması devam eden bir kısım dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibat bulunanların birleştirilmesi sonucunda, hali hazırda … Asliye Hukuk Mahkemelerinde yargılaması devam eden 3 (üç) adet dava bulunduğunu, bunlar:… …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası. (Bu esas üzerinden birleşen dosyalar: …Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı 5 dosya.)… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Sayılı dosyası. (Bu esas üzerinden birleşen dosyalar: … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı 5 Adet dosya.)… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası. (Bu esas üzerinden birleşen dosyalar: … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı 4 Adet dosya.)Yargılamaya esas Raporun 17. maddesinde yer alan toplam … TL ile ilgili icra takip ve tahsilatlarına ilişkin bilgi ve belgeler;Bu hususta başlatılan icra takipleri yukarıda belirtildiğini, ayrıca Belediyenin Mali Hizmetler Daire Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısı ile Hukuk Müşavirliğine gönderilen, 9 adet Tahsilat Makbuzu ile 11 adet Tahsilat Arama Kayıt Listesi yazının 15 numaralı ekinde sunulduğunu, Yukarıda arz edilen ve Dairenizce re’sen nazara alınacak diğer nedenlerle, Sayıştay’ın Hüküm Dışı Bırakılması kararı, bu konuda açılan davaların ve icra takiplerinin sonuçlanmasına kadar hüküm ve sonuçlarını doğuracağından ve bu hususta açılan icra takipleri ve davalar devam ettiği gibi kamulaştırma işlemlerinden dolayı belediye hesaplarına aktarılan … TL tazmin edildiğinden, sorumluluk dışı bırakılan Encümen ve Meclis üyelerinin sorumluluğa dahil edilmesi iktiza ettiğini, zira ödemelerin onların kararları görüldükten sonra yapıldığını, mürafaa talebinin kabulü ile tazmin edilen kamu zararı açısından beraatine, bakiye kalan kamu zararı için ise hüküm dışı bırakılma kararının devamına karar verilmesini saygıyla arz etmişlerdir. Belediye Başkanlığının Karşılamasında;… Belediyesi … yılı hesabı ile ilgili olarak düzenlenen yargılamaya esas raporun 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 49. maddesi gereğince yargılaması sonucu düzenlenen 15.01.2015 tarih ve 317 sayılı ilamın 17,18,19 ve 20. maddeleriyle karar verip 25.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek İlamın 1,2,3 ve 4. maddeleriyle devamına karar verilen hüküm dışı bırakılan konular hakkında Denetçi … tarafından düzenlenen 17.10.2017 tarihli ek rapor üzerine yapılan yargılama sonucu Sayıştay 6. Dairesinin 02 Şubat 2018 tarih ve 532 Ek İlam Nolu ve 13.12.2017 Karar tarihli ve 506 K. Nolu EK İLAMININ 1, 2, 3 ve 4. MADDELERİNİN USUL VE YASAYA UYGUN OLUP, SORUMLUNUN TEMYİZ TALEBİNİN REDDİ İLE KARARIN TASDİKİNE karar verilmesini Müvekkil … Belediyesi adına bilvekale arz ve talep ettiklerini belirtmişlerdir. Başsavcılık mütalaasında; “İlamın 1.maddesiyle ilgili olarak; Daire Ek İlamda, herhangi bir kamu zararı ve sorumluya hükmetmediğinden, temyiz edilecek bir hususun da bulunmadığı değerlendirilmektedir. Buna göre, söz konusu temyiz talebi hakkında karar vermeye mahal olmadığına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.”  denilmiştir. Sorumlu duruşma sırasında; … … Mahkemesinin …tarih ve … karar nolu gerekçeli mahkeme kararı ile … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2019 tarih ve … Esas sayılı kararını ibraz ederek hüküm dışı kararı verilmesini talep etmiştir. Savcı duruşma sırasında; Ek İlamda herhangi bir kamu zararına hükmedilmeyip herhangi bir sorumluluk tevcih edilmediğinden yapılacak işlem olmadığına karar verilmesinin uygun olacağını ifade etmiştir. Duruşma talebinde bulunan Sorumlu … ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:… Belediyesi … yılı hesabına ilişkin 317 sayılı Asıl İlam’ın 17. maddesiyle, mülkiyeti … Belediyesi’ne ait olup 2886 Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yoluyla satışı yapılan gayrimenkullerden bazılarının satış bedellerinin alınmamasına ya da bazılarının eksik alınmasına rağmen, mülkiyet haklarının devredilmesi dolayısı ile … TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiası ileri sürülmüş ise de,Belediye Teftiş Kurulu Başkanlığınca ilgililer hakkında yapılan soruşturma üzerine Belediye Başkanlığı tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunulduğu ve Savcılık tarafından bu hususta … sayılı Hazırlık Dosyası ile soruşturma açıldığı, İlama konu taşınmazlar ile ilgili olarak, çoğunluğunda muhatap kişi veya şirketlerden tahsilat yapılmışsa da, itiraz edenlere karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, gereken durumlarda da diğer mahkemelerde de tedbir kararları alındığı anlaşıldığından, konunun adli yargı mercilerine intikal ettiği görüldüğünden, adli yargılama sürecinin sonuçlanması (mahkûmiyet, beraat, para cezası veya diğer) ve konunun bu sonuçlara (sorumlu kamu görevlilerinin ceza alıp almamasına) göre Denetçi tarafından tekrar değerlendirildikten sonra karara bağlanmasının daha uygun olacağı kanaatine varılmış,Açıklanan gerekçelerle, adli yargı sürecinin sona ermesini takiben yapılacak yeniden değerlendirme sonrası düzenlenecek ek raporun Dairesine intikal ettirilmesine değin konunun hüküm dışı bırakılmasına karar verilmiştir. Daha sonra 447 sayılı Ek İlam’ın …maddesiyle (317 sayılı Asıl İlam’ın 17. maddesine ilişkin olarak), … Belediyesi lehine sonuçlanan davalarla ilgili olarak;… ada 2 parselle ilgili … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … … Sayılı kararı hariç, tahsilat yapılmadığı, Lehe sonuçlanan bu davalarda tahsilata ilişkin (… ada 2 parsel hariç) herhangi bir belge gönderilmediği, İcra takipleriyle ilgi olarak sadece takiplerin devam ettiği, tahsilata ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı ve belge gönderilmediği, Anlaşılmış,… ada 2 parsele ilişkin … Belediyesinin açtığı tapu iptal ve tescil davasının, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … … sayılı kararıyla belediye lehine sonuçlandığı,… ada 2 parselle ilgili olarak davalı ile belediyeyi temsilen belediye başkanının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313, 314 ve 315’inci maddeleri uyarınca sulh sözleşmesi imzaladığı, ihale satış bedeli olan …TL, ferileriyle birlikte … TL olarak tahsil edildiği, Görülmüş,… ada 1 parsel’ deki gayrimenkulün, C54/17 No.lu Konut ile C22/10 No.lu konutların satış ve devir işlemlerinden kaynaklanan herhangi bir kamu zararının oluşmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte, … Ada 2 parselin, … TL bedelinden … TL’si tahsil edilmişse de, söz konusu taşınmazın mülkiyeti (… + … =) … TL tutar tahsil edilmeden … adlı şahsa devredilmişti…. ada 2 parsele ilişkin olarak tahsil edilen … TL, kalan ve daha sonra tahsil edilen … TL için ilişilecek bir husus kalmadığına, Tahsil edilen bu tutarlar dışında, başka bir tahsilat işlemine ilişkin bilgi ve belge gönderilmemiş olup; henüz tahsil edilmeyen … TL,Ayrıca, …no.lu konutun …’ e …TL’sinin alınmadan devri, …no.lu konutun …’ e … TL’sinin alınmadan devri nedeniyle oluşan toplam … TL,…no.lu konutun … ’e … TL’nin tahsil edilmeden devri dolayısıyla oluşan ancak, (daha önce) tahsil edilen … TL’si dışında kalan … TL, Toplam (…+…+…=) … TL ile ilgili icra takip ve tahsilatlarına ilişkin belgelerin gönderilmesine kadar hüküm dışı kararının devamına karar verilmiştir. Son olarak 532 sayılı Ek İlam’ın …maddesiyle (317 sayılı Asıl İlam’ın 17. maddesine ilişkin olarak), denetçi sorgusuna konu edilen … TL kamu zararının … TL’sinin faizi ile birlikte … TL olarak tahsil edildiğinin söz konusu sorgu üzerine yapılan savunmalarla bildirildiği ve bu tahsilatın yargılamaya esas rapora alındığı, ancak yapılan yargılama sonucunda düzenlenen 15.01.2015 tarih ve 317 sayılı asıl İlamda bu tahsilat değerlendirilmeden konunun bir bütün olarak hüküm dışı bırakıldığı, daha sonra düzenlenen 25.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek İlamla da bu tahsilat asıl İlamda değerlendirilmiş gibi hüküm kurularak, sadece sonradan bildirilen … TL tutarındaki tahsilat ile hüküm verilmiş olup asıl İlamda değerlendirilmeyen … TL tahsilattan geriye kalan tahsil edilmeyen kamu zararı tutarı … TL’ye ilişkin olarak hüküm dışı kararının devamına karar verildiği görülmüştür. Bunun üzerine yapılan müzakere sonucunda; söz konusu asıl İlamda değerlendirilmeyen … TL tutarındaki tahsilatın bu yargılamada değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldıktan sonra dosya kapsamında, Ek İlamla hüküm dışı kararı devamına karar verilen … TL’nin … TL’sinin 05.10.2017 tarih ve … işlem no.lu dekontla tahsil edildiği, geriye kalan … TL’ye ilişkin olarak ise Hukuk Mahkemelerinde açılan davaların lehe sonuçlandığı ve bunlarla ilgili olarak ilamlı icra takiplerinin başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; asıl sorgu ile sorgu konusu edilen toplam … TL’nin … TL’si tahsil edildiği, geriye kalan … TL’si ile ilgili olarak da ilamlı icra takibi başlatıldığı anlaşıldığından, 15.01.2015 tarih ve 317 sayılı ilamın 17. maddesiyle karar verilen hüküm dışı kararı ile 25.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek İlamın …maddesiyle devamına karar verilen hüküm dışı kararının kaldırılmasına ve tahsil edilen … TL’nin 22.10.2016 tarih ve 447 sayılı Ek ilamla hakkında hüküm kurulan … TL’sinden geriye kalan … TL için ilişilecek husus kalmadığına, ilamlı icra takibi devam eden … TL’si için ise yapılacak işlem bulunmadığına hükmü verilmiştir.532 sayılı Ek İlam’ın …maddesinde, asıl sorgu ile sorgu konusu edilen toplam … TL’nin … TL’si tahsil edildiğinden bu miktar için ilişilecek husus kalmadığına (… TL için ise 447 sayılı Ek İlamla ilişilecek husus kalmadığına hükmü verilmiştir.) hükmünün verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmamasına rağmen, geriye kalan … TL’si için ilamlı icra takibi başlatıldığından yapılacak işlem bulunmadığına hükmünün verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmaktadır. Şöyle ki;2886 sayılı Devlet İhale Kanununun; “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “Alım, Satım: Taşınır ve taşınmaz mallar ile her türlü ihtiyaç maddeleri, hizmet ve hakların alım ve satımını,…İdare: İhaleyi yapan daire, kurum ve kuruluşları, İstekli: İhaleye katılan gerçek veya tüzelkişi veya kişileri, İhale: Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla, işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri,…Müşteri: Artırma sonunda kendisine ihale yapılan istekli veya isteklileri, Şartname: Yapılacak işlerin genel, özel, teknik ve idari esas ve usullerini gösteren belge veya belgeleri, Sözleşme: İdare ile müteahhit veya müşteri arasında yapılan yazılı anlaşmayı, İfade eder.”, “Sözleşme yapılmasında müteahhit veya müşterinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 57. maddesinde, “Sözleşme yapılması gerekli olan hallerde müteahhit veya müşteri 31 inci maddeye göre onaylanan ihale kararının veya Maliye Bakanlığının vizesi gereken hallerde bu vizenin yapıldığının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde geçici teminatı kesin teminata çevirerek noterlikçe tescil edilmiş sözleşmeyi, idareye vermek zorundadır. Satışlara ilişkin ihalelerde müşterinin aynı süre içinde ihale bedelini ve müşteriye ait bulunan vergi, resim ve harçları yatırması, diğer giderleri ödemesi gerekir. Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur ve varsa geçici teminat gelir kaydedilir.”, “Taşınmaz malların müşteri tarafından adına tescil ettirilmesi” başlıklı 58. maddesinde, “Bedeli, vergi, resim, harç ve diğer masrafları ödemiş olmak şartıyla, müşteri, şartnamede yazılı süre içinde taşınmaz malları namına tescil ettirmeye mecburdur. Aksi takdirde müşteri, vukua gelecek hasar, zarar, fuzuli işgal ve diğer sebeplerle idareden bir talepte bulunamaz.”, Hükümleri yer almaktadır. Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden açıkça anlaşıldığı üzere, tescilin yapılabilmesi için öncelikle satış bedeli ile vergi, resim, harç ve diğer masrafların müşteri tarafından ödenmesi mecburidir. Ancak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda, mülkiyeti … Belediyesine ait olup 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yoluyla satışı yapılan gayrimenkullerden bazılarının satış bedellerinin alınmamasına ya da bazılarının eksik alınmasına rağmen, mülkiyet haklarının devredildiği tespit edilmiştir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8. maddesinde; “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.” denilmiş, Anılan Kanunun 7…maddesinde ise kamu zararı, “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.” şeklinde tanımlanmış ve “idare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması” kamu zararının belirlenmesinde esas alınan kriterlerden biri olarak sayılmıştır. Dolayısıyla, mülkiyeti … Belediyesine ait olup 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihale yoluyla satışı yapılan gayrimenkullerden bazılarının satış bedellerinin alınmamasına ya da bazılarının eksik alınmasına rağmen, mülkiyet haklarının ilgililer adına devredilmesi neticesinde kamu kaynağında eksilmeye neden olunarak kamu zararına sebebiyet verilmiştir. Bunlar için ilamlı icra takibinin yapılması gerekçesiyle Dairenin Ek İlamında yapılacak işlem bulunmadığına hükmünün verilmesi mevzuata aykırı olup bu hususta kasıt, kusur veya ihmali olan kamu görevlilerinin tespit edilerek kamu zararının tazminine hükmedilmesi mevzuata uygun olmaktadır.Bu itibarla, yukarıda yer alan gerekçelerle, … TL’ye ilişkin olarak 5018 sayılı Kanunun 7…maddesine göre sorumlu kamu görevlileri ile kamu zararı arasında illiyet bağı kurularak yeniden hüküm verilmesi için verilen hükmün BOZULARAK dosyanın İLGİLİ DAİRESİNE TEVDİİNE, (Üyeler …, …, …’ın aşağıda yazılı farklı gerekçelerine ve . Daire Başkanı …, Üyeler …, …, …, …’nın aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğuyla 10.04.2019 tarihinde karar ver

Yazıldı Yargı Kararları

Kentsel Dönüşüm Uygulamasında Yeni Dönem

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                  Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan çalışmalar ertesinde yapılan 2019 yılı Eylül ayı içindeki açıklamaya göre; Kentsel dönüşümün 4 ana başlıkta gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bunlar;

                   1- Deprem riski altındaki yapıların ve alanların dönüşümü,

                   2- Sel ve heyelan riski altındaki alanların dönüşümü,

                   3- Tarihi kent merkezleri ve meydanların dönüşümü,

                   4- Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümüdür.

                   4 ana başlıkta özetlenen kentsel dönüşümü hayata geçirmek amacaıyla,8 maddelik Kentsel Dönüşüm Eylem Planını ise şu başlıklar altında değerlendirmek mümkündür.

                    1- Kentsel dönüşüm strateji belgesi ile kentlerin dönüşüm anayasası oluşturulacaktır.

                  19 Şubat 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, valiliklere ve belediyelere gönderilen genelge ertesinde, belediyelerin kentlerine özgü hazırladıkları Strateji Belgelerine göre “Kentsel Dönüşümün İlke ve Esasları” belirlenmiştir. Bu sayede, her bir şehrin “Kendine Özgü bir Dönüşüm Anayasası” nın sahibi olacaktır. Buna göre her kentin kendi dönüşüm alanları o kentin bir bölümüne değil, bütününe yönelik yapılan analizlerle belirlenecektir. O şehirde belirlenecek dönüşüm alanı, şehrin kültürel ve geleneksel dokusuna uygun şekilde imar edilecektir. O kente ait risk durumu, halkın beklentisi, finansal analizler, konut ve işyeri ihtiyacı ve çevresel etkiler göz önünde bulundurulacaktır. İlaveten, kentsel dönüşüm alanlarında Çevre ve şehircilik Bakanlığı, TOKİ, İlbank, Emlak Katılım Bankası, yerel idareler, vatandaşlar ve yatırımcıların sorumluluklarını içeren “Kentsel Dönüşüm Rehberi ”   hazırlanmıştır. Bu rehber doğrultusunda kentsel dönüşüm sürecini hızlandırılması beklenmektedir.

                 2- İstanbul’da yaklaşık yüz bin olmak üzere, her yıl 300 bin konut dönüştürülecektir.

               Belirlenen bu eylemle hâlihazırda acil dönüştürülmesi gereken 1 milyon 500 bin konutu 5 yıl içerisinde dönüştürülmesi beklenmektedir. Bakanlıkça yapılan tespitlere göre; dönüştürülmesi gereken konut sayısı 6.7 milyondur. Dönüşüm için belirlenen ortalama süre 20 yıl olarak öngörülmektedir.  2023’e kadar TOKİ Başkanlığı eliyle yılda en az 30 bin olmak üzere 5 yılda toplam 150 bin konutu dönüştürülmesi beklenmektedir.

              3- Taşkın, heyelan ve sel riski taşıyan alanlardaki yapılar taşınacaktır.

             1923-2016 yılları arasında ülkemizde meydana gelen afetler incelendiğinde, yaşanan can kayıplarının yüzde 90’ının depremlerden kaynaklandığını görülmektedir. Kalan yüzde 10’u ise heyelanlar, seller, taşkınlar nedeniyle oluşmuştur. Bilhassa 2018 ve 2019 yıllarında yaşanan seller ve heyelanlar maalesef bu oranı artırmıştır. Bunun başlıca sebebi iklim değişikliğine bağlı yağış artışı ve dere yataklarındaki sağlıksız yapılaşmalardır.12 Temmuz 2019 tarihinde Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planını açıklanmıştır. Bu çerçevede öncelikle dere güzergâhı içerisinde kalan taşkın ve sel riski altındaki yapılar belirlenmiş ve yeni yerleşim alanları tespit edilmektedir. Bu amaçla, ülkemizdeki 7 bölgenin tamamını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planlarının hazırlanması öngörülmektedir.

                4- Tarihi kent merkezleri ve meydanlar, ihya ve sağlıklaştırma çalışmalarıyla yenilenecek, tarihi hüviyetlerine kavuşturulacağı, doğal alanlarda, yaylalarda, koy ve kıyılarda yapılaşmaya müsaade edilmeyeceği, koruma amaçlı plan ve projeler tamamlanacaktır.

                Tarihi kent merkezlerinin sahip oldukları geleneksel yapılarıyla, kültürel dokularıyla, medeniyet yansımalarıyla doludur. Bu bölgeler şehre ait hatıraların ve anlam dünyamızın en fazla hissedildiği yerlerdir. Tarihi kent merkezlerin korunmasıyla tarihin, ulusal kültürün ve kimliğimizin geleceğe en güzel şekilde taşınması arzulanmaktadır. Bu bölgelerdeki ticareti artırmak, turizmini geliştirmek, bu yerleri cazibe merkezleri haline getirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizdeki yüzlerce tarihi kent merkezindeki alanlarda Bakanlığın belediyelerle iş birliği yaparak, sokak sağlıklaştırma, cephe yenileme, çevre düzenlemesi gibi faaliyetlerin hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, öncelikli olarak; Ankara Hergelen Meydanı, Konya Mevlana Meydanı,  Niğde Kaleiçi, Erzurum Hacı Cuma, Kastamonu Nasrullah Cami ve çevresi, Afyon Mısri Çarşı, Kayseri Kaleiçi gibi son derece önemli projelerle çalışmalara başlanılmıştır. Diyarbakır, Tokat, Amasya ve Giresun illerde de çalışmalar devam etmektedir. Bu bölgelerde bulunan yapıların yenilenmesi de hedeflenmiştir. Uzun arada amaçlanan, tüm tarihi kent merkezlerinde yer alan sağlıksız yapıların tamamının yenilenmesi, tarihi hüviyetlerine kavuşturulmasıdır.  Dönüşüm çalışmalarında tarihi merkezlerini canlandırmanın yanında, tabiat varlıkları da korunacak, oralarda da kaçak yapılaşmayla mücadele edilecek, dönüşüm çalışmaları gerçekleştirilecektir.

                 5- Şehir merkezlerindeki köhneleşmiş, çöküntü alanı haline gelen sanayi bölgeleri dönüştürülecektir.

              Günümüzde, nüfus artış hızına paralel olarak tüm ülkelerde şehir merkezlerinde kalan eski sanayi alanlarının dönüştürülmesi en güncel konulardan biri haline gelmiştir. İnşa edildiği yıllarda, şehrin dışında yer alan sanayi alanları, şehirlerin genişlemesiyle beraber merkezde kalmıştır. Bu durum trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğine kadar çok çeşitli sorunlara neden olduğu da bir gerçektir. Bu durumdaki sanayi alanlarının,  kentlerin dışına çıkarılması sayesinde, hem bu alanların vatandaşların kullanımına açılacak, hem de yeni sanayi alanları oluşturarak sanayicilere, esnafa yeni iş alanları yaratılmış olacaktır.

              6- Yeni hibe, teşvik ve kredi imkânlarıyla kentsel dönüşümde finansman desteği sağlanacaktır.

               İller Bankasının altyapı hizmetlerinin sağlanması amacıyla gerek teknik gerekse kaynak desteğini daha da artırması yanı sıra, İller Bankası kanalıyla belediyelere 4 milyar liralık dönüşüm kredisi sağlanması, kredi finansmanında da,  yüzde 50’ye kadar olan kısmının hibe olarak gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Emlak Katılım Bankası aracılığıyla, konut alım sürecinde, taraflara finans sağlayarak, konut alımının kolaylaştırılması öngörülmektedir. Ayrıca, dönüşüm alanlarında üretilecek yapılarda enerji verimliliği ne kadar fazla ise belirli bir oranda hibe verilecek veya kredi sağlanacaktır. Bu husus yanında, dönüşüme giren yapıların sıfır atık projesine uygun şekilde inşa edilmesini sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Yeterli alana sahip kentsel dönüşüm projelerinde sosyal ve kültürel donatı alanlarını, açık ve yeşil alanları dönüşüm alanlarının en az yüzde 50’si olacak şekilde belirlenmesi hedeflenmektedir.

                7- Dönüşüme tabi tutulacak alanlarda imar planları yapılarak mülkiyet problemleri çözülecektir.

                Şehirlerde çarpık yapılaşmanın ve mülkiyet probleminin yaşandığı alanlarda, yatay mimari ve modern şehircilik ilkelerine uygun imar planları yapılması, önceliği hak sahiplerine vererek dönüşümün gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.

                8-İmar barışından faydalanan vatandaşların yapılarını güçlendirebilmeleri için mevzuat çalışması yapılacaktır.

             Vatandaşların oturdukları yapılarını deprem riskine karşı güçlendirebilmeleri sağlanacak, bu amaçla Güçlendirilebileceği teknik bilgiler ışığında tespit edilen yapıların, Yapı Kayıt Belgesi almak koşulu ile imar kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın mevcut yapı alanlarında herhangi ilave artış ve kullanım kararı değişikliği meydana getirmeden güçlendirme ruhsatı alabileceklerdir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

İhale Kanunu Uygulama Yönetmelikleri Değişiklikleri

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

13 Eylül 2019 gün ve 30887 Sayılı Resmi Gazetede;

“ 1— Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

2— Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

3— Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

4— Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

5—Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikleri,yayımlanmıştır

Yazıldı Güncel Mevzuat

Anayasa Mahkemesi Kararı (İtfaiye)

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

11 Eylül 2019 ÇARŞAMBA gün ve 30885 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 26.06.2019 Tarih,E.2019/27,2019/56 kararı, itfaiye hizmetinin hizmet alımı yöntemiyle yaptırılacağı hükmünü iptal etmiştir.

Belediyelerin görev ve sorumlulukları düzenleyen 5393 sayılı Belediye Kanununun 14. Maddesi maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 14- Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;

a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.

b) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. (Değişik ikinci cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.

Bu maddede toplam 23 hizmetin belediye tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Yapılacağı veya yaptırılacağı hüküm altına bu hizmetlerden birisi de itfaiye hizmetidir. Anayasa Mahkemesi, itfaiye hizmetinin genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev olduğunu belirterek itfaiyeciliğin hizmet alım yöntemiyle yaptırılamayacağına karar vermiştir. Bu karar uyarınca,

belediyeler itfaiye hizmetinin, bizzat kendilerinin yapması gerekmektedir.

Yazıldı Yargı Kararları

Kamu Hakem Kurulu Kararı

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

01 Eylül 2019 Tarihli ve 30875 Sayılı Resmi Gazetede; “Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun 28/8/2019 Tarihli ve 2019/1 Sayılı Kararı” yayımlanmıştır. Kararda; 4688 sayılı Kanun kapsamına giren ilgili hizmet dalındaki kamu görevlilerine 2020 ve 2011 yıllarında uygulanacak mali ve sosyal haklar belirlenmiştir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Kentsel Dönüşüm Hazırlıkları

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                  Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan çalışmalar ertesinde yapılan 2019 yılı Eylül ayı içindeki açıklamaya göre; Kentsel dönüşümün 4 ana başlıkta gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bunlar;

                   1- Deprem riski altındaki yapıların ve alanların dönüşümü,

                   2- Sel ve heyelan riski altındaki alanların dönüşümü,

                   3- Tarihi kent merkezleri ve meydanların dönüşümü,

                   4- Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümüdür.

                   4 ana başlıkta özetlenen kentsel dönüşümü hayata geçirmek amacaıyla,8 maddelik Kentsel Dönüşüm Eylem Planını ise şu başlıklar altında değerlendirmek mümkündür.

                    1- Kentsel dönüşüm strateji belgesi ile kentlerin dönüşüm anayasası oluşturulacaktır.

                  19 Şubat 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, valiliklere ve belediyelere gönderilen genelge ertesinde, belediyelerin kentlerine özgü hazırladıkları Strateji Belgelerine göre “Kentsel Dönüşümün İlke ve Esasları” belirlenmiştir. Bu sayede, her bir şehrin “Kendine Özgü bir Dönüşüm Anayasası” nın sahibi olacaktır. Buna göre her kentin kendi dönüşüm alanları o kentin bir bölümüne değil, bütününe yönelik yapılan analizlerle belirlenecektir. O şehirde belirlenecek dönüşüm alanı, şehrin kültürel ve geleneksel dokusuna uygun şekilde imar edilecektir. O kente ait risk durumu, halkın beklentisi, finansal analizler, konut ve işyeri ihtiyacı ve çevresel etkiler göz önünde bulundurulacaktır. İlaveten, kentsel dönüşüm alanlarında Çevre ve şehircilik Bakanlığı, TOKİ, İlbank, Emlak Katılım Bankası, yerel idareler, vatandaşlar ve yatırımcıların sorumluluklarını içeren “Kentsel Dönüşüm Rehberi ”   hazırlanmıştır. Bu rehber doğrultusunda kentsel dönüşüm sürecini hızlandırılması beklenmektedir.

                 2- İstanbul’da yaklaşık yüz bin olmak üzere, her yıl 300 bin konut dönüştürülecektir.

               Belirlenen bu eylemle hâlihazırda acil dönüştürülmesi gereken 1 milyon 500 bin konutu 5 yıl içerisinde dönüştürülmesi beklenmektedir. Bakanlıkça yapılan tespitlere göre; dönüştürülmesi gereken konut sayısı 6.7 milyondur. Dönüşüm için belirlenen ortalama süre 20 yıl olarak öngörülmektedir.  2023’e kadar TOKİ Başkanlığı eliyle yılda en az 30 bin olmak üzere 5 yılda toplam 150 bin konutu dönüştürülmesi beklenmektedir.

              3- Taşkın, heyelan ve sel riski taşıyan alanlardaki yapılar taşınacaktır.

             1923-2016 yılları arasında ülkemizde meydana gelen afetler incelendiğinde, yaşanan can kayıplarının yüzde 90’ının depremlerden kaynaklandığını görülmektedir. Kalan yüzde 10’u ise heyelanlar, seller, taşkınlar nedeniyle oluşmuştur. Bilhassa 2018 ve 2019 yıllarında yaşanan seller ve heyelanlar maalesef bu oranı artırmıştır. Bunun başlıca sebebi iklim değişikliğine bağlı yağış artışı ve dere yataklarındaki sağlıksız yapılaşmalardır.12 Temmuz 2019 tarihinde Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planını açıklanmıştır. Bu çerçevede öncelikle dere güzergâhı içerisinde kalan taşkın ve sel riski altındaki yapılar belirlenmiş ve yeni yerleşim alanları tespit edilmektedir. Bu amaçla, ülkemizdeki 7 bölgenin tamamını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planlarının hazırlanması öngörülmektedir.

                4- Tarihi kent merkezleri ve meydanlar, ihya ve sağlıklaştırma çalışmalarıyla yenilenecek, tarihi hüviyetlerine kavuşturulacağı, doğal alanlarda, yaylalarda, koy ve kıyılarda yapılaşmaya müsaade edilmeyeceği, koruma amaçlı plan ve projeler tamamlanacaktır.

                Tarihi kent merkezlerinin sahip oldukları geleneksel yapılarıyla, kültürel dokularıyla, medeniyet yansımalarıyla doludur. Bu bölgeler şehre ait hatıraların ve anlam dünyamızın en fazla hissedildiği yerlerdir. Tarihi kent merkezlerin korunmasıyla tarihin, ulusal kültürün ve kimliğimizin geleceğe en güzel şekilde taşınması arzulanmaktadır. Bu bölgelerdeki ticareti artırmak, turizmini geliştirmek, bu yerleri cazibe merkezleri haline getirmek için çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizdeki yüzlerce tarihi kent merkezindeki alanlarda Bakanlığın belediyelerle iş birliği yaparak, sokak sağlıklaştırma, cephe yenileme, çevre düzenlemesi gibi faaliyetlerin hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, öncelikli olarak; Ankara Hergelen Meydanı, Konya Mevlana Meydanı,  Niğde Kaleiçi, Erzurum Hacı Cuma, Kastamonu Nasrullah Cami ve çevresi, Afyon Mısri Çarşı, Kayseri Kaleiçi gibi son derece önemli projelerle çalışmalara başlanılmıştır. Diyarbakır, Tokat, Amasya ve Giresun illerde de çalışmalar devam etmektedir. Bu bölgelerde bulunan yapıların yenilenmesi de hedeflenmiştir. Uzun arada amaçlanan, tüm tarihi kent merkezlerinde yer alan sağlıksız yapıların tamamının yenilenmesi, tarihi hüviyetlerine kavuşturulmasıdır.  Dönüşüm çalışmalarında tarihi merkezlerini canlandırmanın yanında, tabiat varlıkları da korunacak, oralarda da kaçak yapılaşmayla mücadele edilecek, dönüşüm çalışmaları gerçekleştirilecektir.

                 5- Şehir merkezlerindeki köhneleşmiş, çöküntü alanı haline gelen sanayi bölgeleri dönüştürülecektir.

              Günümüzde, nüfus artış hızına paralel olarak tüm ülkelerde şehir merkezlerinde kalan eski sanayi alanlarının dönüştürülmesi en güncel konulardan biri haline gelmiştir. İnşa edildiği yıllarda, şehrin dışında yer alan sanayi alanları, şehirlerin genişlemesiyle beraber merkezde kalmıştır. Bu durum trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğine kadar çok çeşitli sorunlara neden olduğu da bir gerçektir. Bu durumdaki sanayi alanlarının,  kentlerin dışına çıkarılması sayesinde, hem bu alanların vatandaşların kullanımına açılacak, hem de yeni sanayi alanları oluşturarak sanayicilere, esnafa yeni iş alanları yaratılmış olacaktır.

              6- Yeni hibe, teşvik ve kredi imkânlarıyla kentsel dönüşümde finansman desteği sağlanacaktır.

               İller Bankasının altyapı hizmetlerinin sağlanması amacıyla gerek teknik gerekse kaynak desteğini daha da artırması yanı sıra, İller Bankası kanalıyla belediyelere 4 milyar liralık dönüşüm kredisi sağlanması, kredi finansmanında da,  yüzde 50’ye kadar olan kısmının hibe olarak gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Emlak Katılım Bankası aracılığıyla, konut alım sürecinde, taraflara finans sağlayarak, konut alımının kolaylaştırılması öngörülmektedir. Ayrıca, dönüşüm alanlarında üretilecek yapılarda enerji verimliliği ne kadar fazla ise belirli bir oranda hibe verilecek veya kredi sağlanacaktır. Bu husus yanında, dönüşüme giren yapıların sıfır atık projesine uygun şekilde inşa edilmesini sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Yeterli alana sahip kentsel dönüşüm projelerinde sosyal ve kültürel donatı alanlarını, açık ve yeşil alanları dönüşüm alanlarının en az yüzde 50’si olacak şekilde belirlenmesi hedeflenmektedir.

                7- Dönüşüme tabi tutulacak alanlarda imar planları yapılarak mülkiyet problemleri çözülecektir.

                Şehirlerde çarpık yapılaşmanın ve mülkiyet probleminin yaşandığı alanlarda, yatay mimari ve modern şehircilik ilkelerine uygun imar planları yapılması, önceliği hak sahiplerine vererek dönüşümün gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.

                8-İmar barışından faydalanan vatandaşların yapılarını güçlendirebilmeleri için mevzuat çalışması yapılacaktır.

             Vatandaşların oturdukları yapılarını deprem riskine karşı güçlendirebilmelerini sağlanacak, bu amaçla Güçlendirilebileceği teknik bilgiler ışığında tespit edilen yapıların, Yapı Kayıt Belgesi almak koşulu ile imar kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın mevcut yapı alanlarında herhangi ilave artış ve kullanım kararı değişikliği meydana getirmeden güçlendirme ruhsatı alabileceklerdir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

İtfaiye Hizmeti Anayasa Mahkemesi Kararı

Eyl27
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                11 Eylül 2019 ÇARŞAMBA gün ve 30885 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin  26.06.2019 Tarih,E.2019/27,2019/56 kararı, itfaiye hizmetinin hizmet alımı yöntemiyle yaptırılacağı hükmünü iptal etmiştir.

                  Belediyelerin görev ve sorumlulukları düzenleyen 5393 sayılı Belediye Kanununun 14. Maddesi maddesinde düzenlenmiştir.

            Madde 14- Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;

            a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.)  (Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.

            b) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. (Değişik ikinci cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.

                Bu maddede toplam 23 hizmetin belediye tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Yapılacağı veya yaptırılacağı hüküm  altına bu hizmetlerden birisi de itfaiye hizmetidir. Anayasa Mahkemesi, itfaiye hizmetinin genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev olduğunu belirterek itfaiyeciliğin hizmet alım yöntemiyle yaptırılamayacağına karar vermiştir. Bu karar uyarınca, belediyeler itfaiye  hizmetinin, bizzat kendilerinin yapması gerekmektedir.

Yazıldı Yargı Kararları

7269 Sayılı Kanun

Eyl03
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 9/2/2017 tarihli ve E.2016/3029, K.2017/538 sayılı kararı; “Dava; Diyarbakır İli Lice İlçesi ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen depremde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde bulunan konutunun hasar görmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edilen davacının, hak sahibi olduğu konutun yapılması ya da kredi verilmesi suretiyle mağduriyetinin giderilmesi için yaptığı başvuru üzerine Diyarbakır Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nce tesis edilen 11/09/2013 günlü 2647 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 24/04/2014 günlü, E: 2013/2636, K:2014/539 sayılı kararıyla; Diyarbakır ili ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde evi hasar görenlerin 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiği, “Hak Sahibi Kabul Edilenlere Ait İsim Listesinde” evi hasar görenlerin isimlerinin belirlendiği, söz konusu listede davacının ismi yazıldığından davacının hak sahibi olduğu sonucuna varıldığı, 7269 sayılı Kanunun 40.maddesinin birinci fıkrasında yer alan amir hüküm gereği, Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca afetin meydana geldiği yerde borçlandırmanın ilanı cihetine gidilmesi ve ilan tarihinden itibaren hak sahiplerinin kabul edilebilir mazeretler dışında 2 ay içerisinde borçlanmalarını yapabilmelerinin sağlanması, binayı teslim almaları için de ayrıca mahallinde duyuru yapılması gerektiği, uyuşmazlıkta hak sahiplerinin borçlanmalarını yapmaları ve bilahare konutlarını teslim almaları için herhangi bir ilan ve duyuru yapıldığı yolunda davalı idarece dava dosyasına bilgi ve belge sunulamadığı, ancak; davalı idare tarafından sunulan belgelerden 06/09/1975 döneminde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde borçlanılmak suretiyle yaptırılan konutlarda oturanlara ait isim listesinde, davacı adına kayıtlı konut tespiti yapıldığının görüldüğü, bu durumda, Diyarbakır İli ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen depremde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde bulunan davacıya deprem konutunun teslim edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeple, evinin hasar görmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiğinden bahisle adına konut verilmesi ya da konut yardımı yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan karar Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin 03/06/2015 günlü, E: 2014/7624, K: 2015/4763 sayılı kararıyla; borçlanmaların yapılması için bir duyuru yapıldığı ya da davacının borçlanmasını yapmasına rağmen, konutunu teslim almadığı yolunda idarece, dava dosyasına her hangi bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi benzer davalarda yapılan ara kararlarına alınan cevaplarda da, ilgililerin borçlanmasını yapması ve konutunu teslim alması için ilanların yapıldığına dair her hangi bir belge sunulamadığı, 7269 sayılı yasa gereği hak sahibi olduğu anlaşılan ve süresi içinde talep ve taahhütname vermediği yönünde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmayan davacının hak sahipliğinin devam ettiği sonucuna ulaşıldığı, idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde davacı adına konut tahsisi yapıldığının belirtildiği, bu durumda; afet sebebiyle borçlanmalarını yapan hak sahiplerine yapılacak konutların kalıcı (betonarme, kargir) konut olması gerektiği, adına kayıtlı olduğu iddia edilen afet konutunun kalıcı konut olması halinde buna ilişkin bilgi, belge ve tapu kayıtlarının istenildikten sonra incelenerek karar verilmesi gerektiği, eksik incelemeyle verilen davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak, dava konusu işlemin tesisine dayanak alınan mezkur Kanunda, afet sebebiyle borçlanmaları yapılan hak sahiplerine yapılacak konutların betonarme-kargir olması gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmadığı gerekçesinin de eklenmesi suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir. Davacı, Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2016 günlü, E:2016/54, K:2016/129 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nce verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2016 günlü, E:2016/54, K:2016/129 sayılı ısrar kararının ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları

Yargı Kararı

Eyl03
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 9/2/2017 tarihli ve E.2016/3029, K.2017/538 sayılı kararı; “Dava; Diyarbakır İli Lice İlçesi ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen depremde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde bulunan konutunun hasar görmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edilen davacının, hak sahibi olduğu konutun yapılması ya da kredi verilmesi suretiyle mağduriyetinin giderilmesi için yaptığı başvuru üzerine Diyarbakır Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nce tesis edilen 11/09/2013 günlü 2647 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 24/04/2014 günlü, E: 2013/2636, K:2014/539 sayılı kararıyla; Diyarbakır ili ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde evi hasar görenlerin 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiği, “Hak Sahibi Kabul Edilenlere Ait İsim Listesinde” evi hasar görenlerin isimlerinin belirlendiği, söz konusu listede davacının ismi yazıldığından davacının hak sahibi olduğu sonucuna varıldığı, 7269 sayılı Kanunun 40.maddesinin birinci fıkrasında yer alan amir hüküm gereği, Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca afetin meydana geldiği yerde borçlandırmanın ilanı cihetine gidilmesi ve ilan tarihinden itibaren hak sahiplerinin kabul edilebilir mazeretler dışında 2 ay içerisinde borçlanmalarını yapabilmelerinin sağlanması, binayı teslim almaları için de ayrıca mahallinde duyuru yapılması gerektiği, uyuşmazlıkta hak sahiplerinin borçlanmalarını yapmaları ve bilahare konutlarını teslim almaları için herhangi bir ilan ve duyuru yapıldığı yolunda davalı idarece dava dosyasına bilgi ve belge sunulamadığı, ancak; davalı idare tarafından sunulan belgelerden 06/09/1975 döneminde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde borçlanılmak suretiyle yaptırılan konutlarda oturanlara ait isim listesinde, davacı adına kayıtlı konut tespiti yapıldığının görüldüğü, bu durumda, Diyarbakır İli ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen depremde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde bulunan davacıya deprem konutunun teslim edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeple, evinin hasar görmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiğinden bahisle adına konut verilmesi ya da konut yardımı yapılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan karar Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin 03/06/2015 günlü, E: 2014/7624, K: 2015/4763 sayılı kararıyla; borçlanmaların yapılması için bir duyuru yapıldığı ya da davacının borçlanmasını yapmasına rağmen, konutunu teslim almadığı yolunda idarece, dava dosyasına her hangi bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi benzer davalarda yapılan ara kararlarına alınan cevaplarda da, ilgililerin borçlanmasını yapması ve konutunu teslim alması için ilanların yapıldığına dair her hangi bir belge sunulamadığı, 7269 sayılı yasa gereği hak sahibi olduğu anlaşılan ve süresi içinde talep ve taahhütname vermediği yönünde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmayan davacının hak sahipliğinin devam ettiği sonucuna ulaşıldığı, idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde Hazro İlçesi, Kavaklıboğaz Köyü’nde davacı adına konut tahsisi yapıldığının belirtildiği, bu durumda; afet sebebiyle borçlanmalarını yapan hak sahiplerine yapılacak konutların kalıcı (betonarme, kargir) konut olması gerektiği, adına kayıtlı olduğu iddia edilen afet konutunun kalıcı konut olması halinde buna ilişkin bilgi, belge ve tapu kayıtlarının istenildikten sonra incelenerek karar verilmesi gerektiği, eksik incelemeyle verilen davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak, dava konusu işlemin tesisine dayanak alınan mezkur Kanunda, afet sebebiyle borçlanmaları yapılan hak sahiplerine yapılacak konutların betonarme-kargir olması gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmadığı gerekçesinin de eklenmesi suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir. Davacı, Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2016 günlü, E:2016/54, K:2016/129 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nce verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nin 15/02/2016 günlü, E:2016/54, K:2016/129 sayılı ısrar kararının ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları
Onceki Sayfa ←

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız