Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin 1.maddesine göre; Binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen bu Yönetmelik hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu, Yönetmeliğin 4/d fıkrasında binanın: kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü olan insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan ve hayvanların ve eşyaların korunmasına uygun yapı olarak tanımlandığı,2.maddesinin (2) fıkrasına göre de; Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, toplam kullanım alanı 50 m2’nin altında olan binalar, seralar, atölyeler ve münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına gerek duyulmayan depo, cephanelik, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar bu Yönetmeliğin kapsamı dışında olduğu, Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi başlıklı,25.maddesinin 15.fıkrasında; (Ek:RG-1/4/2010-27539) Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranacağı, binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verileceği, Yönetmeliğin GEÇİCİ 3.maddesi uyarınca; Mevcut binalar ve inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için Enerji Verimliliği Kanununun yayımı tarihinden itibaren on yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi düzenleneceği,5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununun 02/05/2007 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında; 02.05.2017 tarihinden itibaren bina veya bağımsız bölümlerinin satışında veya kiralanmasında enerji kimlik belgesi aranacaktır.
Kategoride Yazılmış Duyurular
Otopark Sistemi Değişiyor..
GAZETELERDEN ;
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki “Otopark konusunda çok sert tedbirler geliyor”
Bakan Özhaseki, “binalarda her daire için bir araçlık otopark zorunluluğunun getirilmesi” çalışmasına yönelik soru üzerine de imar yönetmeliklerinin yeniden ele alındığını ve her ilin ayrı bir imar yönetmeliğinin olmasının planlandığını söyledi.
İstanbul ile Siirt’in imar yönetmeliğinin aynı olduğunu ama bunu doğru bulmadıklarını anlatan Özhaseki, “Şimdi biz imarın değişmez kurallarını yazdık, sonra da bütün illere gönderdik. Oradan gelecek özelliklerin de dahil ettikleri detayları alıp her ilin imar yönetmeliğini ayrı çıkaracağız. Ankara’nın, İstanbul’un, Sivas’ın, Artvin’in ayrı olacak. Bu doğru bir karar.” dedi.
Eski yönetmeliklerdeki bazı uygulamaların çarpık yapılaşmaya neden olduğunu ve bunları da yeniden düzenlediklerini bildiren Özhaseki, şunları kaydetti:
“Emsal dışı alanlar diye bir kavram var. 50-60 metrelik bir evde, 60 metrelik de balkon yaptığını iddia ederek insanlar bir anda evi 120 metreye çıkarabiliyorlardı. İşte bunlara set geldi. Eskiden 3 daireye bir otopark bulundurma zorunluluğu vardı. Fakat artık birçok evde bir araç olduğu gibi bazı semtlerde iki araç da var. O zaman bizim bunu yeniden düzenlememiz icap ediyor. Zorunluluk olarak bundan sonra 6. ayın 30’undan itibaren başlayacak, her ev, daire için bir otopark zorunluluğu var.”
Bu uygulamanın her yerde mümkün olamayacağını vurgulayan Özhaseki, “Bodrumda iki kat daha yapıldığında emsalden saymayacağız. Bahçe mesafelerinin içerisini otopark olarak düzenlediğinde onları emsalden saymayacağız. İki bina birleştiğinde tamamıyla altlarını otopark yaptıklarında emsalden saymayacağız. Yani otopark yapılabilmesi için elimizden gelen her türlü tedbiri alıyoruz ve otopark işinde de çok sıkı bir denetim getiriyoruz.” diye konuştu.
Özhaseki, “Belki otoparkı çok zorunlu kılamayacağımız bir iki hal var, istisnadır bunlar. Tarihi eserlerin bulunduğu yerler ya da ön cephesi çok dar olan yerler de olabilir, onlar için özel tedbirler alıyoruz. Bunun dışında otopark konusunda çok sert tedbirler geliyor.” dedi.
MALİ HİZMETLER MÜDÜRLERİ İLE HARCAMA YETKİLİLERİNİN DİKKATİNE!
ÖN ÖDEME TEBLİĞİ
25 Şubat 2017 CUMARTESİ gün ve 29990 sayılı Resmi Gazetede; “MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 55) (ÖN ÖDEME USUL VE ESASLARI)” yayınlanmıştır. Bu Tebliğin 3.maddesinin 3.fıkrasındaki düzenleme;
“Ön ödemenin niteliği
MADDE 3 – ………………………………….
…………………………………………………….
(3) Ön ödeme uygulamasının bir alım usulü olmaması sebebiyle ön ödeme yapılacak mal veya hizmet alımlarında, alımların idarelerin tabi oldukları ihale mevzuatı hükümlerine göre yapılması, mal alındığının veya hizmetin gerçekleştirildiğinin ihale mevzuatına uygun olarak görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması gerekir.” Şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre yılı avans limiti içinde kalınmak suretiyle verilecek ön ödeme konusu mal ve hizmet alımları 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.
5018 sayılı Kanunun 35.maddesi ile Ön Ödeme usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelikte’ de Tebliğdeki bu düzenlemeye imkan veren, dayanak olan bir madde hükmü yer almamaktadır. Diğer taraftan, Kamu İhale Genel Tebliğinde de ön ödeme usulüyle gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımlarına ilişkin bir düzenlemede bulunmamaktadır. Diğer taraftan ön ödeme konusunda mal alımı veya hizmetin gerçekleştirildiğine ilişkin onayı ihale yetkilisi mi? Yoksa ihale komisyonu mu karar vermelidir? Harcama Belgeleri Yönetmeliği uyarınca düzenlenen Mal alımına ilişkin taşınır işlem fişinin, hizmet alımlarında da düzenlenen tutanağın harcama belgesine eklendiğine göre, hangi belge onaya tabi olacaktır? Bu vb. soruların cevaplandırılması ve uygulama birliği sağlanması için bu madde hükmünün uygulanmasının açıklanmaya muhtaç olduğu değerlendirilmektedir.
687 SAYILI KHK VE 1774 SAYILI KANUN
1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununun 2.maddesine; 31/10/2016 tarihli ve 678 sayılı KHK’nin 2 nci maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasına “bekar odaları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “günübirlik kiralanan evler,” ibaresi eklenmiştir. Bilindiği gibi; Kanunun 10.maddesinde “ Kahvehane, oyun salonu, kulüp, lokal ve benzeri yerlerde ve bu Kanunun kapsamına giren diğer yatısız iş yerlerinde, özel kanunları müsaade ettiği takdirde, ancak sahipleri ve çalıştırdıkları kimseler yatabilir, başkaları kalamazlar.
İskele, istasyon, hava meydanı terminal, garaj, benzin istasyonu ve benzeri kara, deniz ve hava ulaşım merkezleri ile fuar, panayır, sergi ve pazar kurulması gibi zorunluluk olan zaman ve yerlerde, sabahçı kahvesi ve benzeri diğer tesislere, bağlı olduğu kolluk kuvvetinin görüşü alınmak şartıyla belediye veya il özel idaresi tarafından geçici veya, sürekli olarak izin verilebilir.” Düzenlemesi yer almaktadır. Anılan Kanunda, gerek “bekar odaları” ile “İskele, istasyon, hava meydanı terminal, garaj, benzin istasyonu ve benzeri kara, deniz ve hava ulaşım merkezleri ile fuar, panayır, sergi ve pazar yerleri için” işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenip düzenlenmeyeceği, sayılan yerleri işletenlerin, kullananlara, belediyelerce bu yerler için geçici veya sürekli izin verilmesi bir izin yazısıyla mı gerçekleşecektir? Yoksa bu yerler için işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyecek midir? Kişisel değerlendirmemize göre,bu yerlere kolluk kuvvetinin görüşü alınmak kaydıyla işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmelidir. Çünkü, sayılan işyerleri bir faaliyette bulunulmakta olup, ticari bir nitelik taşımaktadır. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 6.maddesinde; “Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.” Hükmünün yer aldığı dikkate alınmalıdır.
Belediye Payları Azalıyor..
GAZETELERDEN……
Belediyelere kıskaç… Topbaş harekete geçti
Devlet, belediyelerin bütçesinde kamuya borç nedeniyle yüzde 50 kesinti yaptı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Topbaş, Başbakanlık’a mektup yazdı.
Hükümet, belediyelerin kamuya olan borçlarına karşılık bütçelerinden yapılacak kesinti oranını yüzde 7.5’ten yüzde 50’ye çıkardı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş harekete geçti. Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Başbakanlık’a mektup yazan Topbaş, “Kesinti oranları yüzde 400 artırıldı. Genel bütçeden gelen payların yüzde 50’si belediyelerin kamuya olan borçlarına kesilecek ve belediyelerin hizmet görme kapasitelerini olumsuz etkileyecek” dedi ve kesinti oranının büyükşehirler için yüzde 10’a düşürülmesini istedi. Belediyelerin kamuya olan borçları, genel bütçeden kendilerine ayrılan paydan kesinti yapılarak tahsil ediliyor. Eski düzenlemeye yani İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Yasa’ya göre, belediyelerin kamuya olan borçlarına mahsuben yapılacak kesintilerin yüzde 40 oranını aşmaması gerekiyor. Kesintilerin detayları ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirleniyordu. Ancak ağustos ayı sonunda yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa ile belediye paylarından kamuya ait borçlar için yapılacak yüzde 40’lık kesinti oranı yüzde 50’ye çıkarıldı.
Kesintinin üst sınırını yüzde 40 olarak belirleyen yasa maddesine göre Bakanlar Kurulu, 2016 yılı için yapılacak kesintileri, 2010’dan sonra borcu olan belediyeler için yüzde 12.5; 2010’dan önce borcu olan belediyeler için ise yüzde 7.5 olarak belirlemişti. Ancak 30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplanan Bakanlar Kurulu, belediyelerden yapılacak borç kesintisi oranını Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa doğrultusunda artırdı. Alınan karara göre, 2017 yılında belediye borçlarına mahsuben yapılacak kesinti oranları geçmiş dönem borcu olanlar için yüzde 50 olarak belirlendi.
Topbaş harekete geçti
Kesinti oranının artırılmasına ilişkin karar, 24 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, harekete geçti. Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile birlikte Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’na mektup yazan Topbaş; “belediyelerin menfaatini koruma, belediyelerle ilgili mevzuat hakkında görüş bildirme, sorun alanlarını tespit etme ve önerilerde bulunma”nın Türkiye Belediyeler Birliği’nin görevleri arasında olduğunu dile getirdi.
‘Çoğumuz borçluyuz’
Topbaş, mektubunda, Bakanlar Kurulu’nun son kararı ile artan kesinti oranının, “2016 yılı için belirlenen kesinti oranlarının yüzde 400 arttırılması anlamına geldiğini” belirtti. Topbaş, “Belediyelerimizin büyük kısmının geçmiş dönemlere ait borçları bulunduğu dikkate alındığında, 2017 yılında genel bütçeden gelen payların yüzde 50’si belediyelerin kamuya olan borçlarına kesilecek ve belediyelerimizin hizmet görme kapasitelerini olumsuz etkileyecektir” ifadelerini kullandı. Topbaş belediye mali yapılarına ve dolayısıyla hizmet görme kapasitelerine olumlu katkı yapması için kesinti oranlarında değişiklik yapılması gerektiğini ifade etti. Topbaş, 2017 yılı kesinti oranının nüfusu 100 bine kadar olan belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve büyükşehir ilçe belediyeleri için yüzde 10; diğer belediyeler için yüzde 15 olarak uygulanmasını istedi.
5018 ve Diğer Kanunlarda Değişiklik
BASINDAN
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Yasalaşan tasarıyla alacakların yeniden yapılandırılmasında vergi incelemesi ve tarhiyat aşamasında bulunanlardan, gerek 30 günlük yasal süre içinde başvuruda bulunmayan gerekse ödeme sürelerini karıştıran mükelleflere, kanunun yürürlüğe girdiği ayın sonuna kadar yeniden başvuruda bulunabilme imkanı getirildi
Kanunla, Anayasa Mahkemesinin, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun, kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarımını düzenleyen 6. maddesindeki iptal gerekçeleri doğrultusunda düzenleme yapılıyor.Buna göre, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları kanunla yapılacak. Ancak harcamalarda tasarrufu sağlamak, dengeli ve etkili bütçe politikasını gerçekleştirmek üzere genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10’unu geçmemek kaydıyla, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmalarına ilişkin yetki ve işlemler ile usul ve esaslar, Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda belirlenecek.
Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin yüzde 20’sine kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarması yapabilecek. Ancak ihtiyaç halinde yüzde 20’yi aşan ödenek aktarma işlemlerini, kurum bütçesinin başlangıç ödenekleri toplamının yüzde 20’sini geçmemek üzere yapmaya Maliye Bakanlığı, yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değişiklik yapılması halinde, değişikliğin gerektirdiği tertipler arası ödenek aktarması işlemlerinin tamamını yapmaya ise ilgili idareler yetkili olacak.
Kamu idarelerinin bütçeleri içinde; personel giderleri tertiplerinden, aktarma yapılmış tertiplerden ve yedek ödenekten aktarma yapılmış tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılamayacak. Ancak yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değişiklik yapılması halinde, aktarma yapılan tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılabilecek.
Böylece, kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları ile kamu idarelerinin kendi bütçeleri içinde yapacakları aktarma işlemlerinin sınırlarının belirlenmesi, kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki aktarma işlemlerine ilişkin yetkinin TBMM’nin onayıyla kullanılması, aktarmalara ilişkin temel kuralların Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirlenmesi suretiyle, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri yerine getiriliyor.
DEV PROJELERDE YÜZDE 10 ÖDENEK ŞARTI KALKIYOR
Anayasa Mahkemesi; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasında yer alan, “kurulu gücü 500 mw üzerinde olan baraj ve HES projeleri, Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hattı’nın İyileştirilmesi, Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı Projesi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca gerçekleştirilecek şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro yapım projeleri ile diğer demiryolu yapımı ve çeken araç projeleri” için, Kamu İhale Kanununun, “idarelerin mal ve hizmet alımı ile yapım işleri için ihaleye çıkmadan önce uyması gereken hususları” düzenleyen 62. maddesinde yer alan sınırlamaların uygulanmayacağı şeklindeki düzenlemeyi, “bütçe kanununa bütçe dışı hükümler konulamayacağı gerekçesiyle” iptal etmişti.Kanunla, bu iptal gerekçesi doğrultusunda da düzenleme yapılıyor. Kamu İhale Kanununun 62. maddesinde, “yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen stratejik öneme sahip yatırımlar veya projelerin ihale edilebilmesi için, ilk yıl için gerekli olan yüzde 10 ödenek şartının aranmamasına” yönelik düzenleme yapılarak, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi karşılanıyor.
ARAÇLAR SADECE MOTOR HACMİNE GÖRE VERGİLENDİRİLMEYECEK
Kanunla, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (Il) sayılı listede yer alan mallar için; mevcut oran değişikliklerine ilişkin yetki sınırları içinde kalmak şartıyla, özel tüketim vergisi matrahını esas alarak fiyat grupları oluşturmaya, bu fiyat grupları ve malların cinsi, sınıfı, üst yapı gövde tanımı, emisyon türü ve değeri istiap haddi ile yolcu ve yük taşıma kapasitesi itibarıyla farklı oranlar belirleyebilme; uygulanmakta olan oranları EURO normlarını sağlayan katalitik konvertör sistemi ile teçhiz edilmiş taşıtlarda yarısına kadar indirme ve kanuni oranına kadar çıkarma hususunda Bakanlar Kuruluna yetki veriliyor.Böylece, bir aracın vergilendirilmesinde sistem değişikliğine gidilerek, vergileme ölçütleri genişletiliyor. Otomobillerin ÖTV oranları, sadece motor silindir hacmine ve yaşına göre değil; satış fiyatına, tipine, sınıfına, taşıma kapasitesine, cinsine, emisyonuna, kasa yapısına göre ayrı ayrı belirlenebilecek. Düzenlemeyle, bu konuları belirlemede Bakanlar Kuruluna yetki verilecek.
YENİDEN YAPILANDIRMADA YENİ İMKAN
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna da geçici madde eklendi.
Alacakların yeniden yapılandırılmasında vergi incelemesi ve tarhiyat aşamasında bulunanlardan, gerek 30 günlük yasal süre içinde başvuruda bulunmayan gerekse ödeme sürelerini karıştıran mükelleflere, kanunun yürürlüğe girdiği ayın sonuna kadar yeniden başvuruda bulunabilme imkanı getirildi.Bu başvurular üzerine yapılandırılan alacakların ilk taksiti, ihbarnamenin tebliğini izleyen ayda ödenecek.
SGK’NİN PRİM GELİRİ ARTIYOR
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda yapılan değişiklikle, günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı, günlük brüt asgari ücretin 7,5 katına yükseltiliyor.Bu düzenlemeyle, sigortalılar için belirlenen günlük brüt asgari ücretin 7,5 katından fazla aylık kazancı olan sigortalılardan daha fazla prim tahsil edilecek. Böylece, bu sigortalıların aylık net maaşında düşüş meydana gelecek, ancak emekli aylıklarında artış yaşanacak; SGK’NIN da prim gelirleri artacak. Düzenlemeyle, 2017 yılında SGK’NIN prim gelirlerinde yaklaşık 1,6 milyar lira artış meydana gelecek.
Maaşı tavandan bildirilen 4A kapsamında çalışan işçi sayısı 295 bin, 4B kapsamında ise 55 bin. Tavanın 6,5 kattan 7,5 kata çıkarılmasıyla, 4 bin 282 lira emekli aylığı alan işçinin maaşı 659 lira artışla (yüzde 15) 4 bin 941 liraya çıkacak.