• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Duyurular

Taşeron İşçiler Hakkında

Mar31
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

GAZETELERDEN !

DEVLET ‘TAŞERON’ TAZMİNATI ÖDEYECEK

Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın, Ak Parti grubuna yaptığı sunum, taşeron işçilerin özel statülü sözleşme ile kamuya alınmasına yönelik düzenlemenin önemli bazı detaylarını ortaya çıkardı.Buna göre, kamuya geçişte söz konusu personelin çalışmasına dayanak teşkil eden ihaleler öngörülecek geçiş sürecinin sonunda feshedilecek. Firmalarının fesih dolayısıyla uğrayacakları zararın bir kısmı ise tazmin edilecek.

Ak Parti’nin haftalık grup toplantısının basına kapalı bölümünde Ağbal, taşeron düzenlemesiyle ilgili sunum yaptı. Buna göre düzenleme, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet sunumu yapan taşeron firmalara kamu kapısını kapatırken, kamuya geçişte ilgili ihaleler öngörülen geçiş sürecinin sonunda feshedilecek. Bunun hükümete, “tazmin” faturası olacak. Fesih dolayısıyla uğranılacak zarar tazmin edilecek. Ödenecek tazminat tutarının, ihale sözleşme bedelinin gerçekleştirilen kısmıyla sözleşme bedelinin yüzde 80’i arasındaki farkın yüzde 5’i kadarı olması bekleniyor.

Kişisel şartları taşımadığı için kamuya geçiş yapamayacak personelin, sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra hakları ödenmek suretiyle işlerine son verilecek. Kamuya geçiş yapan personele yer değiştirme imkânı verilmeyecek, herhangi bir sebeple boşalan pozisyonlar da otomatik olarak iptal edilecek. Düzenleme kapsamında yer alan kamu idarelerinde personel çalıştırılmasına dayalı yeni hizmet alımları yapılmayacak, taşeron işçi çalıştırılmasına imkân tanıyan mevzuat hükümleri de yürürlükten kaldırılacak.

Toplu sözleşme hakkı

Slaytlar üzerinden düzenlemeyi anlatan Ağbal, taşeron işçilerin hemen özel statüye geçemeyeceklerini, kurumlarına yapacakları başvurunun ardından yazılı ya da sözlü sınava tabi tutulacaklarını, başarılı olanların özel statüye geçeceklerini anlattı.Toplantıda bu haktan yararlanmak için 1 Kasım 2015 itibarıyla kapsamdaki idarelerde çalışıyor olma şartına gruptan itirazlar geldi. Söz alan vekiller, “Halen çalışıyor olmak şartı yeterli sayılamaz mı?” şeklinde sorular yöneltti.

Ağbal ise hükümetin yapacağı düzenlemeden haberdar olduktan sonra taşeron firma sahiplerinin eş-dost-akrabayı işe alma olasılığına dikkat çekerek, 1 Kasım sonrası işe başlayanların kamuya alınmasına sıcak bakmadığı mesajını verdi. Ağbal, özel statüyle kamuya geçirilecek taşeron işçilerin memur sendikaları üzerinden toplu sözleşme hakkı olacağını söyledi. Milletvekillerinin konuya ilgisi ve yoğun soru yağmuru nedeniyle Ağbal’ın önümüzdeki hafta salı günü, daha net ve kapsamlı bilgilendirme yapmak üzere milletvekilleriyle genel merkezde yeniden bir araya gelmesi bekleniyor.

720 bin kişi yararlanacak

Haktan yararlanabilecek 720 bin 277 taşeron işçisinin 313 bin 980’i il özel idareleri ve belediyeler olmak üzere mahalli idarelerde, 366 bin 997’si ise merkezi kamu idaresi, KİT’ler ve üniversitelerde. Kamuda taşeron işçi rekoru bağlı işletmelerie dahil 155 bin 520 kişiyle sağlık Bakanlığı’nda.

Yazıldı Güncel Mevzuat

HATIRLATMA !

Mar29
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Bilindiği gibi,6682 sayılı 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu 16.Mart 2016 günlü ve 29655 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Bu Kanuna bağlı (H) cetvelinde 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri çerçevesinde gündelikleri yanı sıra yatacak yer teminine ilişkin düzenlemede bulunulmuştur.

Buna göre; 6245 sayılı Harcırah Kanununun  33.maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer  temini için ödenecek  ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı,(d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise ( aylık kadro derecesi 1-4 olanlara) görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden  80 günü için ise müstahak oldukları gündeliklerinin %40’ı esas alınır. Buna göre ek göstergesi 3000’den az olan memur ve hizmetliler de bu koşullardan yararlanacaklardır. Anayasa Mahkemesinin sınırlama getiren düzenlemeyi iptal etmesi ertesinde 2016 yılı Bütçe Kanununun (H) cetvelinde böyle bir düzenlemede bulunulmuş ve harcırah miktarı kadar yatacak yer temininde ödenecek miktara gün ve orantı  sınırlaması getirilmiştir.

GAZETELERDEN !

Mar28
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

GAZETELERDEN !

Taşeron işçiler devlet memuru mu olacak, kimler nasıl bu haktan yararlanacak, 750 bin kişi de işine devam edebilecek mi?

İşte, tüm detayları ile taşeron işçilerin durumu…

ASLINDA tanım çok net: Bir işletmenin ihtiyacı olan hizmeti almak üzere bir firma ile anlaşmasına taşeronluk, bu firmada çalışan ancak işletmenin hizmetinde olanlara da taşeron işçi deniyor. Biraz daha açayım: Bir işletme ile anlaşma yaparak, o işletmenin uzmanlık gerektiren işlerinde istihdam etmek üzere personel alan ve bu personeli de sadece anlaşma yaptığı işletmede çalıştıranlara alt işveren ya da taşeron deniyor. İş kanunu taşeronluğu böyle anlatmış. Bir şey de anlatmış: Uzmanlık gerektirmeyen işler alt işverenlere verilemez demiş.

Kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren veya taşeron olarak adlandırılan işyerleri, başta temizlik, güvenlik, sağlık personeli verilmesi, zabıta, hasta yönlendirme, bakım onarım elemanı, şoför, büro işleri, ahçı-garson işleri, hizmet elemanı gibi işlerde bir ihale veya pazarlık usulü iş yapan, eleman çalıştıran şirketlerdir.

Hem 1 Kasım seçimleri öncesinde ve hem de 64. Hükümet Programında kamu kurumlarındaki alt işverenlik işleri çerçevesinde asıl işlerde çalışanların, kamuda istihdam edilmesine yönelik düzenleme yapılacağı belirtilmişti. Burada 1 Kasım tarihinden önce çalışmakta olanlar, özel sözleşmeli olarak aldıkları ücretle beraber çalıştıkları yerlerde çalışmaya devam edecekler. Yani, 1 Kasım tarihinden sonraki işlerde çalışan taşeron işçiler açısından bu yönde bir değişiklik olmasını beklemiyoruz.

Kamuda yaklaşık 720 bini aşkın taşeron işçisi çalışmakta olup, bunun da yaklaşık 150-200 bin kişisi asıl işlerde çalışmaktadır. Dolayısıyla hem asıl işlerde ve hem de yardımcı işlerde çalışan yaklaşık 720 bin işçi bu haktan yararlanacak. Bu şekilde kadroya alınacak işçiler, 12 ay boyunca ve tam zamanlı olarak çalışanlar olup emekli olana kadar çalıştırılacaklar. Emekliliğe hak kazananlar bu durumdan yararlanamayacak. 3 aylık veya 6 aylık bir çalışma dönemi için geçici çalıştırılan kişiler bundan faydalanamayacak.

Yapılan açıklamaya göre, asıl işlerde çalışan taşeron işçilerle ilgili çalışmaların tamamlandığını ve bu kişilerin kamuya alınacağını belirterek, ister asıl iş olsun, ister yardımcı iş olsun, tüm taşeron işçilerinin kamuda aynı yerde sözleşmeli eleman olarak çalışmaya devam edeceklerini belirtti. Diğer bir deyişle, asıl işler dışındaki yardımcı işlerde çalışanlar da bu haktan yararlanacak.

Kamuda hem asıl işler ve hem de yardımcı işlerde çalışan taşeron işçilerinin kadroya alınması yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor. TBMM’de buna ilişkin yasa çalışmalarının birkaç ay içinde tamamlanması halinde taşeron işçiler özel sözleşmeli olarak aldıkları ücretle beraber aynı işyerinde çalışmaya devam edecekler. Kamuya geçişte kişinin mesleği ve kamu hizmetini yapabilmesi için gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını belirlemeye yönelik her kurum hizmetin özelliğine göre sınav yapılacak. Ayrıca bu kişilerin güvenlik soruşturmaları da önemli olacak.

İleride bir kamu kurumu bu kapsama giren temizlik ve güvenlik personeline daha fazla ihtiyacı olduğunda ihale yoluyla hizmet alımı yapmasın, ihtiyacını bu sözleşmeli personel pozisyonundan karşılayacak. Çalışmak isteyen kişiler de bu düzenlemeden sonra doğrudan doğruya kamu idarelerine müracaat ederek bu sözleşmeli statü için belirlenen koşullara uygunsa orada çalışacak.

Bu düzenlemeyle kamuya geçecek taşeron işçilerinin maaş veya özlük hakları yönünde bir farklılık olması beklenmiyor. Taşeron işçiler  yeni bir statü ile kadroya alınacaklar ve ‘özel sözleşmeli personel’ statüsü olacaklar. 3 yıl da bir sözleşme yenilecek. 3 yıllık arayla bu statüler yenilenecek. Kadroya alındıktan sonra üç yıl sonra sözleşmeler yenilecek. Bu kişiler devlet memuru kadrosuna alınmayacak, sadece özel sözleşmeli personel olacaklar. Aynı işte ve aynı özlük haklarıyla çalışmaya devam edilecek, maaş ve özlük hakları taşeron firmalar yerine kamu kurumları tarafından yerine getirilecektir.

Belediye ve özel idarelerdeki taşeron işçiler için bu kurumların kuracağı şirketler aracılığıyla istihdam edilmesi söz konusu olacak. Yani, Belediyeler ve İl Özel İdarelerde alt işverende çalışanlar bu idarelerin kuracağı kendi şirketlerinde istihdam edilecek.

Bu durumda belediyedeki taşeron zabıta ve itfaiyeciler de belediyelerin kuracakları şirketlerin kadrosuna alınacak. Halihazırda bir belediye şirketinde çalışıyorsa kişi, zaten bugün var olmak istenen nokta sağlanmış olduğundan bunların durumlarında bir değişiklik olmayacak.

 

GAZETELERDEN!

Mar24
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

        

  TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA ALINMASINDAKİ ZORLUKLAR

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü ise taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin zorlukları yazdı:

“Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntılarını maddeler halinde sıralamak gerekirse;

1- Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntısı KPSS’ye giren ve atanma bekleyen milyonlarca adayın tepkisinin nasıl absorbe edileceğidir. Bu kadar aday atanma beklerken hiçbir sınava girmeden taşeron işçi olarak çalışanların kadroya alınması adalet duygusunu yerle bir edecektir. Hele hele kadro beklentisinin artması taşeron işçi sayısını daha da arttırmıştır.

2- Hiçbir kriter olmadan taşeron işçi olarak istihdam edilen işçilerin kadroya alınmasında bir milyona yakın taşeron işçinin getireceği mali yük ve kalite sorunu önemli bir risk oluşturmaktadır. Şayet bunlar arasından bir seçim yapılacaksa bu seçimin hangi kıstasa göre yapılacağının tespitindeki sıkıntılar ise sevinen ve üzülen dengesini gündeme getirecektir.

3- Yaklaşık 400 bin taşeron işçinin istihdam edildiği belediyeler, kadroya son derece soğuk bakmaktadır. Kadrolu işçinin çalıştırılmasındaki zorluklar ve hizmet kalitesi ile maliyetlerin yüksekliği belediyelerin taşerondaki ısrarının temel sebepleri arasındadır. Kadrolu işçilerin aşırı iş güvencesi, bunların çalıştırılmasındaki zorluklar, toplu sözleşme ve disiplin süreçlerinin sıkılığı ve sendikaların aşrı müdahaleciliği yanında, taşeron işçilerin muhataplarının kamu kurumlarından ziyade taşeron olmaları, işçilerle kamu kurumlarından ziyade taşeronların karşı karşıya gelmeleri, işçinin aşırı rapor vb. sıkıntılarında doğrudan taşeronun kamu kurumları nezdindeki düştükleri sıkıntılar, iş güvencesinin zayıf oluşu, sendika ve toplu sözleşme baskısının olmaması, taşeronu kamu kurumları nezdinde daha kabul edilebilir kılmaktadır.

4- Diğer önemli bir sorun ise, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, büyük bir sektör haline gelen taşeronların yani bu alanda iş yapan işverenlerin tamamen işini sona erdirecektir. Yaklaşık bir milyon işçiyi istihdam eden işverenlerin bir anda sektörden çekilmesi anlamına gelen taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, işverenleri hükümet nezdinde harekete geçirmiştir.

5- Taşeron işçilerin daha güvencesiz olması karşısında, kadrolu işçilerin siyaset yapma serbestisi gibi birçok hakkının olması kamu kurumlarını tedirgin etmektedir. Taşeron işçilere kadronun gündeme gelmesi, işin çok boyutlu olarak masaya yatırılmasını gerektirmiştir. Özellikle birçok kamu kurumunun yardımcı hizmetler sınıfındaki personeli çalıştırmadaki zorluğu bu kurumları taşeron çalıştırmaya itmiş ve bu personele yaptırdığı işleri taşerona yaptırması ve hizmetli personel istihdamını sona erdirmesi taşeron işçi sayısını arttırmıştır. Taşeron istihdamıyla kamu kurumunun hizmet kalitesindeki artış taşeronun kadroya geçirilmesindeki isteksizliğin bir diğer önemli nedeni olup, bunların kadroya alınması eskiye dönüş anlamına gelecektir. Yani denenmiş yöntemler tekrar denenmek istenmemektedir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Taşeron İşçiler Hakkında

Mar14
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

GAZETELERDEN

TAŞERONDA KRİTİK HAFTA

Devlette çalışan yaklaşık 700 Bin taşeron işçisi var. Bu çalışanlar nefeslerini tutmuşlar, heyecanla gelecek haberleri bekliyorlar. Şu sıralar okurlarımızdan aldığımız soru veya mesajların yüzde 90’ı taşeron işçilerin kadro alıp alamayacağıyla ilgili. Haklı olarak devlette çalışanlar geleceklerini belirleyecek bir konuda endişeleniyor, merak içerisinde kalıyorlar. Ne var ki sona doğru geliniyor.Maliye Bakanlığı yakında çıkaracağı yasal düzenlemeyle hangi taşeron çalışanlarının kadroya alınacağını hangilerinin alınamayacağını belirleyecek. Kadroya alınacaklar bakımından kritik soru; hangi işler asıl iş hangi işler yardımcı iş. Bu konuda Maliye Bakanlığı 21 Mart tarihini işaret ediyor, bu ayrımın netleşeceği mesajını veriyor.

Peki, taşeron çalışanların kadroya geçişi nasıl olacak?

Devlette çalışan taşeron işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili ilk gelişme 2014 yılının Eylül ayında yapılan düzenlemeyle oldu. O tarihte çıkarılan kanunla kamuda çalışan taşeron işçilerin asıl iş/ yardımcı iş ayrımına dayanarak kadroya geçirilmeleri bir takım esaslara bağlandı. Bu konuda yetki Bakanlar Kurulu’na tanındı. Ancak bir türlü kanunun öngördüğü asıl iş/yardımcı iş ayrımı yapılamadı. Bu konuda yetkili olan Bakanlar Kurulu’ndan da bir karar çıkmadı. Hangi işlerin asıl iş kapsamında olduğu hangi işlerin yardımcı iş olduğu düzenleme yapılamadığı için kafaları karıştırdı. Asıl işler tespit edilemediği için hangi taşeron çalışanlarının kadroya geçeceği de netlik kazanmadı.

Asıl iş, yardımcı iş…

Bir işyerinde hangi işin asıl iş hangi işin yardımcı iş olacağı, İş Kanununda hangi işler alt işverene verilebilir düzenlemesiyle netlik kazanır. Kanuna göre; alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.

Buna göre asıl iş; a) işletmenin ve işin gereği, b) teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi, şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde bölünerek alt işverene verilebilir.

Bu tanımlamadan yola çıkarsak, yardımcı işler asıl işe yardımcı olan işler veya teknolojik uzmanlık gerektirecek işler olmalıdır.

Aslında bu tanımlama günümüz koşullarında çok gri alanlar yaratmaktadır. Özel sektör işyerlerinde olduğu gibi kamu işyerlerinde de gri alanlar içerisinde çok sayıda iş ve faaliyet alanı bulunmaktadır. Örneğin günümüzde genellikle bir bina yapılırken böyle olmaktadır, dış sıva yapımı veya boya alt işverene yani taşerona verilmektedir. Oysaki o işyerine bir iş müfettişi geldiğinde yapılan bu işleri yardımcı iş görmemekte ve taşeron çalışanlarının işe başladıkları tarihten itibaren asıl işverenin yani müteahhidin çalışanı olduklarına karar vermektedir. Bu tespit neticesinde asıl işveren hem idari para cezası ödediği gibi hem de taşeron işçisinin ücret dahil bütün haklarından sorumlu olmaktadır.

Ayrım zor

Maliye Bakanlığı’nın 21 Mart tarihini işaret ettiği düzenleme kamuda yapılan işler bakımından genel olarak hangi işlerin asıl iş hangilerinin yardımcı iş olacağına dair önemli ipuçları verecektir. Ne var ki bu konuda ne getirilirse getirilsin kargaşa yaşanacağı kesin. Örneğin genel olarak güvenlik hizmeti bir işyerinde yardımcı iş olarak değerlendirilirken, diğer bir kamu kurumunda asıl iş olabilir. Yani bir kamu bankasının korunması işi yardımcı işken, Savunma Bakanlığı’na bağlı bir işyerinde asıl iş olabilir. Bu nedenle kanunun öngördüğü ayrım işyerlerinin özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Bazı kamu işyerlerinde ise asıl iş  yardımcı iş ayrımı çok net gözlemlenebilir. Bize ulaşan e postalardan da görüyoruz ki, hastanelerde MR çeken teknisyenler, tıbbi sekreterler asıl işi yaparken taşeron kadrosundalar, belediyelerde itfaiye eri, zabıta, otobüs şoförü elbette asıl işlerini yapıyorken taşeron işçisi durumundalar. Bu örnekler çoğaltılabilir. Ancak bu noktada yapılması gereken işte bu yanlış kadro yapısının düzeltilmesidir. Maliye Bakanlığı 21 Mart’ta işaret ettiği düzenlemeyle umarız bu yanlışları düzeltir.

Herkese kadro?

Kamuya ait işyerlerinde 700 Bin civarında taşeron işçisi olduğu biliniyor. Yapılacak düzenlemeyle bu rakamın yaklaşık beşte biri kadar olan bölümü yani 100 Bin ile 150 Bin kişi arasında olanının asıl işleri yapmaları nedeniyle kadroya geçecekleri söyleniyor. Bu noktada düşündürücü olan geriye kalanların nasıl değerlendirilecekleridir. Her şeyden önemlisi bu durumun kamuda bir karmaşaya neden olup olmayacağıdır. Aslında radikal bir adım atılarak kamuda çalışan taşeron çalışanların tamamının kadroya geçirilmesi de düşünülebilir. Böyle bir uygulamanın çok maliyetli olacağını düşünenlere de şu sorular sorulabilir: Bu çalışanlara ihtiyaç varsa neden bu çalışanlar devletin çalışanı olmuyor? Taşeron işverene bu çalışanların ücreti ödenmiyor mu? Çıkarılan kanuna göre devlet çalışanın kıdeminden, yıllık ücretli izin hakkından vb. sorumlu değil mi? İşte bu soruların cevabını bildiğimiz için asıl iş yardımcı iş ayrımına bakmadan kadro meselesini düşünmekte fayda var…

 

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

HATIRLATMA

Şub16
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

           

 Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün  Mali ve Sosyal Haklara İlişkin  04.01.2016 gün ve 06-02-08 sayılı Genelgesindeki açıklamalar dikkate alınmalıdır. Bu genelgede;

           A) Toplu Sözleşmeyle sağlanan mali ve sosyal haklara ilişkin hükümler ve düzenlemeler ile,

           B) 2016 Mali Yılı Merkezi Yönetim Geçici  Bütçe Kanununda  Yer Alan Bazı Hükümlere İlişkin açıklamalar yer almaktadır.

       Bu genelgeye;

       http:/www.bumko.gov.tr   linkinden ulaşılabilir.

GAZETELERDEN…

Şub02
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi Hakkındaki Danıştay Kararı İnşaat Sektöründe Büyük Kaos Yarattı

Danıştay tarafından verilen yürütmesinin durdurulması kararının İnşaat Sektöründe büyük bir kaos yarattığını fakat bu belirsizliğin kazanılmış hakları ve haklı beklentileri yok edemeyeceğini belirtti.

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören; Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi ile getirilen 1.25′ lik imar avantajı veren düzenlemenin Danıştay tarafından verilen yürütmesinin durdurulması kararının İnşaat Sektöründe büyük bir kaos yarattığını fakat bu belirsizliğin kazanılmış hakları ve haklı beklentileri yok edemeyeceğini belirtti.

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, 1.6.2013 tarihinde çıkarılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ile o zamana kadar uygulanan İstanbul ve diğer illerdeki imar yönetmeliklerinin kaldırılarak, arsalardaki inşaat miktarlarını azaltan yeni kuralların belirlendiğini belirtti. Ancak Sektörden gelen tepkiler doğrultusunda bu Yönetmeliğin 8.9.2013, 14.9.2013 ve 22.5.2014 tarihlerinde değiştirildiğini ve bu değişiklikler sonucu Bakanlığın, İnşaat Sektörünün beklentileri doğrultusunda Geçici 6. Madde ile bir düzenleme yaparak; hangi Yönetmelik düzenlemesi daha avantajlı inşaat yapma imkanı veriyorsa onun uygulanması ve belediyelerce inşaat ruhsatının avantajlı koşullara uygun verilme olanağını getirdi. Böylece Tip İmar Yönetmeliğine göre kısaca 1.20 oranına göre uygulanan inşaat miktarı, ortalamada 1.25 oranına çıkabiliyor oldu. Bu geçici kural İnşaat Sektörünün uyum sağlayabilmesi için önce 1.1.2016 tarihine kadar uygulandı ve sonrasında bir Yönetmelik değişikliği ile 11.2017 tarihine kadar uzatıldı.

Arsalarda avantajlı inşaat miktarı sağlayan bu Yönetmeliğin iptali için Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30 Eylül 2015 tarihli ve Y.D.205/1064 sayıyla verdiği kararla bu avantajlı inşaat uygulamasını durdurdu. Ancak bu karar bir iki gün önce açıklandığı için İnşaat Sektörünün haberi yeni oldu ve inşaatçılar kaosla karşı karşıya kaldı. yatırımlarını ve arsa sahipleriyle anlaşmalarını 1.25 oranına göre yapan inşaat şirketleri büyük bir zararla karşı karşıya kaldı. Bu karar duyulur duyulmaz inşaat şirketlerinin belediyelerde bekleyen inşaat ruhsatları veya almış oldukları inşaat ruhsatlarına göre yapacağı inşaat miktarı konusunda büyük belirsizlik oluştu.

Bir kısım inşaatçılar, “bizim kazanılmış haklarımız var, inşaatımızı başvurusunu yaptığımız ruhsat talebimiz veya aldığımız ruhsat doğrultusunda yaparız” derken bir kısmı da “bu karara uyan belediyeler bizim inşaat ruhsatımızı iptal ederse, bu Yönetmeliğe güvenerek yaptığımız yatırım ne olacak” diye büyük endişeye düşmüş durumdalar.

Prof. Dr. Gürsel Öngören, Danıştay tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı ile inşaat Sektörünün kaosla karşılaştığını, belediyelerde bekleyen ruhsat taleplerinde artık 1.25 oranının uygulanmayacağını, bu ruhsatların da yeni Tip imar Yönetmeliğine göre verileceğini belirtti. Çözüm için Bakanlığın Bakanlık tarafından yeni bir düzenleme yapılmasını öneren Prof. Dr. Gürsel Öngören, Devletin 2013 yılından bu yana Yönetmeliği dört kez değiştirerek hukuki istikrarın sağlanabilmesi ve yatırımcıların korunması için geçiş dönemi kuralları uyguladığını, bu geçişe en az iki yıl daha devam etmesi gerektiğini söyledi. Prof. Öngören, vatandaşta ve İnşaat Sektöründe oluşan haklı beklentiye uygun yeni düzenlemeyi Çevre ve şehircilik Bakanlığının bir an önce yapmasını beklediklerini ilave etti.

Bu konuda fikirlerine başvurduğumuz İmar Hukukçusu Prof. Dr. İlke Çolak;”devam eden ruhsat başvuruları en çok sorunun yaşanacağı konudur. Vatandaşlar, inşaat şirketleri idareye güvenerek hareket ederler ve bu güvenden dolayı zarar görmüşlerse sorumlusu ilgili idare, yerel yönetim olacaktır. Başvuruda bulunmuş ancak, henüz ruhsat almamış kişilerin bu süreçte yapmış olduğu, proje vb. hazırlıklardan doğan ekonomik kayıplarının sorumluluğu ilgili idareye ait olacaktır.

Ortaya çıkması olası zarar ödemelerinin yerel yönetimlerin mali dengesini etkilemesi mümkündür. Verilmiş bulunan ruhsatlar da ise durum daha farklıdır. Var olan ruhsat hiçbir şekilde doğrudan hükümsüz hale gelmeyecektir. Yönetmeliğin Geçici 6.maddesine göre verilmiş bulunan inşaat ruhsatları yetkili idare tarafından tek tek gözden geçirilerek mevcut hukuki duruma göre yeni bir karar alınması uygun olur. Verilmiş bulunan ruhsatlarının geçersiz hale geldiğini iddia etmek idare hukuku-imar hukuku ilke ve kurallarını yok sayan bir yaklaşım olacaktır” dedi.

Kocaeli Üniversitesi İdare Hukuku Ana Bilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Müslüm Akıncı ise; belediyelerin yargı kararını yerine getirmek istemesi halinde, eski yönetmelik hükümleri doğrultusunda ruhsat işlemlerini durdurabileceğini, belediyelerin var olan ruhsatları iptal ederek geçerli olan Tip İmar Yönetmeliğine göre daha az inşaat alanı içeren inşaat ruhsatı verebileceğini, bundan yatırımcıların ve evlerini müteahhide vermiş olan vatandaşların büyük zarar görebileceğini, bu yönde pek çok tazminat davaları ile Devletin karşı karşıya kalacağını belirterek, başlanmış olan projelere kazanılmış hak ilkesi doğrultusunda devam edilmesi gerektiğini belirtti.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat, Makale ve Görüşler

BELEDİYELERİMİZİN DİKKATİNE !

Şub02
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

-29 Ocak 2016 CUMA günlü ve 29608 sayılı Resmi Gazetede KAMU İHALE TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2016/1)

-30 Ocak 2016 Tarihli ve 29609 Sayılı Resmî Gazetede  2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanununun Uygulanması ile İlgili Maliye Bakanlığı Genelgesi (Sıra No: 5)

Türkiye Belediyeler Birliği ve Kıyı Ege Belediyeler Birliği Değerlendirme Toplantısı Seminer Notları (İstanbul.2016)

Şub01
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Notları okumak için Linke Tıklayınız…. Türkiye Belediyeler Birliği

Yazıldı Sunumlar

GAZETELERDEN….

Oca15
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Anneler için yarım gün çalışma, 3 yılda bir derece yükselme imkânı gibi düzenlemeleri içeren tasarı Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.

Doğum yapan memurlara 3 yılda bir derece yükselme imkânı getiren ve belirli süreler içerisinde aylığında kesinti olmaksızın yarı zamanlı çalışma imkanı getiren tasarı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Düzenlemeler AKP’nin 1 Kasım seçimleri öncesindeki vaatleri arasında yer alıyordu. Tasarıya göre, memurların doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her 3 yıl için bir derece yükselmesi verilecek.

Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay, günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkânı tanınıyor.

Çoğul doğumlarda söz konusu sürelere birer ay ilave edilecek. Bebeğin engelli doğması halinde ise 12 ay süreyle çalışan kadın memura yarı zamanlı çalışma imkânı getirilecek.

Tasarı evlat edinenlere de haklar getiriyor. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu, evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren 8 hafta izin verilecek.

Doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan 2 yıllık aylıksız izin hakkı ise, istekleri halinde 2, 4 ve 6 aylık yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde de başlatılabilecek. Bu imkandan evlat edinenler de yararlanacak. Komisyonda, işçilere de memurlara paralel bazı düzenlemeler yapıldı.

Kadın işçiler de doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonraki doğumlarda ise 180 gün, günlük çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin kullanabilecek. 3 yaşını doldurmayan çocuğu evlat edinenler de bu haktan yararlanacak. Bu durumdaki kadın işçilerin çalışmadıkları süreye denk düşen prim ve ücretleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.

Yazıldı Güncel Mevzuat
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız