• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Güncel Mevzuat

Yönetmelik Değişikliği Sonrası

Şub08
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

           

   Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2015 yılı sonunda süreyi uzattığı ek emsal uygulaması Danıştay tarafından durdurulmuştu. Mimarlar Odası tarafından Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin geçici maddesiyle, inşaatlara verilen ek emsal için yapılan itiraz kabul edilmiş ve Danıştay tarafından durdurulmuştu. 20 Ocak 2016 tarihinde Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararı bilindiği gibi bu siteden okuyuculara duyurulmuştu.

 EK EMSAL GERİ GELDİ

Danıştay’ın durdurma kararından sonra belirsizlik ve karamsarlığın hakim olduğu ruhsat sürecinde olan bir çok müteahhit için sevindirici haber bugün geldi. Resmi gazetede yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğindeki değişiklik ile ruhsat sürecinde olan ya da ruhsat alacaklar 01.01.2017 tarihine kadar sonuçlandırmak kaydıyla ek emsalden faydalanacaklar. Ancak,  30 Mayıs 2013 tarihinde yürürlükte olan hükümlerden sadece bir tanesinden faydalanılabilecek. Karma kullanım yapılamayacak.

RUHSAT BEKLEYENLER RAHATLADI

 Özellikle kentsel dönüşüme etkisi olan ek emsal uygulamasının tekrar uzatılması Kadıköy başta olmak üzere inşaat ruhsatı alacaklar olanlar için ve kentsel dönüşümün önünü açıyor olmasından dolayı büyük avantaj sağlıyor. Danıştay’ın durdurma kararından sonra belirsizliğe ve karamsarlığa bürünen konut üreticilerinin resmi gazetede yayınlanan yeni kararla yüzleri güldü.

BİLİNDİĞİ GİBİ DANIŞTAY DURDURMUŞTU

Bir çok inşaat firması 2015 sonunda ek emsal uygulamasının uzaması ile düğmeye basmıştı. Yıkımı yapılmış, hak sahiplerine toplam tutarı kadar kiralar ödenmiş ve yapım ruhsatını bekleyen binlerce proje bulunuyordu. Danıştay’ın durdurma kararı ile büyük şok yaşayan inşaat firmaları Resmi Gazetede yayınlanan karar ile büyük zarardan kurtuldu.

              Danıştay yüzde 25 Ek Emsal Uygulamasını iptal etti! Peki şimdi ne olacak ? Sorusunu şöyle açıklayabiliriz. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğindeki  değişiklik ile 01/01/2017’YE KADAR SÜRE VERİLDİ.

05/02/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile ek emsal uygulamasından faydalanmak isteyeneler 01/01/2017 tarihine kadar sonuçlandırmak kaydıyla bundan yararlanabilecek. Ancak bu madde yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.

            Yeni değişiklik ile aşağıdaki yönetmeliklerden sadece biri tercih edilebiliyor.

01 Haziran 2013 tarihinden önce yürürlükte olan ilgili Büyükşehir / Belediye İmar Yönetmeliği

01 Haziran 12013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

08 Eylül 2013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

14 Eylül 2013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

22 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinden herhangi birini uygulanmak üzere tercih edilebilecek.

6 Şubat 2016 CUMARTESİ günlü ve 29616 sayılı Resmi Gazetede;

Şub08
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

1-10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve alındı birim fiyatlarını belirleyen (PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR) MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 51)

2-2016 yılında öğle yemeği servisinden faydalanacak olan memurlardan ve sözleşmeli personelden alınacak asgâri yemek bedellerine ilişkin esasları belirleyen 2016 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)

3- Borsada rayici olmayan yabancı paraların, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince 2015 yılı için yapılacak değerlemelerine esas oluşturacak kurların tespit eden VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 468)

Yayımlanmıştır.

PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Şub05
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

          

5 Şubat 2016 gün ve 29615 sayılı Resmi Gazetede; PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK” yayınlanmıştır.

MADDE 1 – 2/11/1985 tarihli ve 18916 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

          “Geçici Madde 10 – 22/5/2014 tarihinden önce yapı ruhsatı almaya yönelik olarak işlemlere başlanılmış olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra yapılan yapı ruhsatı başvuruları, 1/1/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilir. Ancak, bu madde hiçbir şekilde bu Yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

Yönetmelik değişikliğiyle, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi Hakkındaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30 Eylül 2015 tarihli ve Y.D.205/1064 sayıyla verdiği kararla avantajlı inşaat uygulamasını durdurması ertesinde; “Yapı ruhsatı başvurularının, 1/1/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilmesi” öngörülmektedir.

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLERİNİN DİKKATİNE!

Şub03
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

         

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6.maddesi Hakkında Danıştay İdari  Dava Daireleri Kurulunun 30.9.2015 gün ve 2015/1064 Y.D. kararında yer alan “KAZANILMIŞ HAK” kavramını tartışan ve değerlendiren Danıştay  1. Dairesinin ,E. 1988/336,K. 1988/355, 19.12.1988 tarihli kararı.

           ÖZET : Boğaziçi kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) Bendi ile geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra, iptal kararı yayınlanana kadar ve yayınlandıktan sonra Boğaziçinde yapılan yapıların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde, 3194 sayılı Yasanın 49 uncu maddesi hükmüne göre geçici maddenin yürürlük tarihi olan 9.5.1985 gününden itibaren en geç 6 ay içinde işlemler sonuçlandırılmış olacağından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde imar affını düzenleyen geçici 7 inci maddenin birinci fıkrası hükmünü tamamlamış bulunmaktadır. Bu maddeye göre elde edilen hakların geri alınmalarının mümkün olmadığı ve kazanılmış bir hak olarak korunmaları gerekeceği mütalaa kılınmıştır.

DAVA : 18.11.1983 gün ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) bendinin, 3.5.1985 gün ve 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle değişik hükümlerinin ve Boğaziçinde imar affını öngören 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine ortaya çıkan duraksamanın giderilmesi yolundaki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 4 Kasım 1988 günlü HUK.1. KAN.KAR.BŞK.25-83-424-88/178/3722 sayılı yazısı ve Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığının 2 Kasım 1988 günlü ve 15-54-72-88 sayılı yazısında aynen: “İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek amacıyla 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu 18.11.1983 tarihinde kabul edilerek, 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe konulmuş bulunmaktadır. Anılan Kanunun, Boğaziçi Alanının korunması ve geliştirilmesiyle ilgili genel esaslarını içeren 3 üncü maddesinin ( g ) bendi “Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörünüm bölgesinde konut yapılamaz, tevhit ve ifraz işlemleri yapılmasına izin verilmez.” hükmünü taşımakta iken, 3.5.1985 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 47 inci maddesiyle “Boğaziçi öngörünüm bölgesinde parsel büyüklüğü 5000 m² den az olmamak, ifraz işlemleri yapılmamak ve T.A.K.S. ( Taban Alanı Kat Sayısı ) azami % 6 ve 2 katı ( H=6,50 m. irtifaı ) geçmemek şartı ile “konut” inşaatı yapılabilir. Blok adedi serbesttir.” şeklinde değiştirilmiştir. 2960 Sayılı Kanunun ruh ve esprisiyle çelişir vaziyette Boğaziçi öngörünüm bölgesinde sınırlı da olsa yapılanmaya olanak sağlayan bu hüküm ile Boğaziçinde imar affını öngören 3194 Sayılı Kanunun geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası, daha sonra Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 tarih ve 1985/11 Esas, 1986/29 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 18.4.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği tarih olan 11.12.1986 tarihinden, ilan edildiği 18.4.1987 tarihine kadar 2960 sayılı Kanunun, 3194 sayılı Kanunla Değişik 3/g maddesine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde Kanundaki koşullara uyan alanlara imar ruhsatı verilmiştir.

1. Daha sonra 3/g maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi karşısında; a. 3194 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 tarihinden Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 tarihine kadar olan süre içinde;

( 1 ) İmar ruhsatı verilmiş ve 18.4.1987 tarihine kadar inşaata başlanarak inşaatı tamamlanmış,

( 2 ) İnşaata başlanmış olmasına karşın 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatları tamamlanmış,

( 3 ) İnşaata başlanmış olmakla birlikte henüz inşaatları tamamlanmamış,

( 4 ) Bügüne değin hiç inşaata başlanmamış , b. Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 tarihinden, ilan edildiği 18.4.1987 tarihine kadar olan süre içinde;

( 1 ) İmar ruhsatı verilmiş ve bu süre içinde inşaatları tamamlanmış,

( 2 ) İmar ruhsatı verilmesine karşılık inşaatları anılan süre içinde tamamlanmamış,

( 3 ) Hiç inşaata başlanmamış olmakla birlikte 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatlarına başlanmış ve tamamlanmış veya bugüne değin tamamlanmamış,

( 4 ) Bugüne değin hiç inşaata başlanmamış, bloklar yönünden ne gibi hükümlerin uygulanacağı ve mükteseb hakların ne şekilde değerlendirileceği konusuna açıklık getirilmesi gerekli görülmüştür.

2. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bilgi sunulacağından; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile 2960 Sayılı Kanun hükümleri gözönüne alınarak, yukarıda açıklanan süre ve durumlara göre, ruhsat veya blok sahipleri yönünden müsteseb hakların doğumunun saptanmasını, ayrıca bu espiri doğrultusunda, aynı şekilde Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3194 Sayılı Kanunun Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının da uygulama ve müktesep hak yönünden değerlendirilmesini ve Danıştay Kanunu’nun 23 üncü maddesi uyarınca görüşlerinin bildirilmesini arzederim.” denilmektedir. Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İstişari düşünce isteminin konusunu, 18.11.1983 gün ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3.5.1985 gün ve 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle değişik 3 üncü maddesinin ( g ) bendinde yer alan hükümlerin ve aynı Yasanın geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, 3194 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 gününden Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününe kadar olan süreyle Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününden ilan edildiği 18.4.1987 gününe kadar olan süre içinde Boğaziçi öngörünüm bölgesinde ruhsat alan ve konut yapan ilgililerin inşaatlarının durumlarına göre kazanılmış hakların saptanması ve ayrıca Anayasa Mahkemesince iptal edilen ve Boğaziçi öngörünüm bölgesindeki yapılara imar affı getiren 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının da uygulama ve müktesep hak yönünden değerlendirilmesi hususları oluşturmaktadır. Anayasanın, 153 üncü maddesinde, hakkında Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilen, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname veya bunların hükümlerinin iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmi Gazetede hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı öngörülmüştür. 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 53 üncü maddesi de Anayasanın 153 üncü maddesine uygun olarak düzenlenmiştir. Bu hükümlerin amacı, hiç süphesiz iptal kararından önce yapılan işlem ve uygulamalara üçüncü şahısların elde ettiği kazanılmış hakların ve kamu düzeninin korunmasıdır. Kazanılmış hakların korunması hukuk Devleti ilkesinin gereğidir. Hukuk devletinde bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması önemli ve temel bir ilkedir. İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi de kazanılmış hakların korunması amacını güden ve idarenin faaliyetlerini genel planda sınırlayan bir ilkedir. Kazanılmış hak, objektif bir hukuk kuralının kişilere uygulanmasıyla objektif ve genel hukuki durumun kişisel bir işlemle özel hukuki duruma dönüşmesidir. Kazanılmış hakkın her olaya göre incelenmesi gerektiği başka bir anlatımla kazanılmış hak kavramının bir fonksiyonellik içerdiği doktrinde kabul edilen iş bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararıyla Danıştay içtihatlarında da kazanılmış hak kavramının konu ve kapsamının kesin sınırlarının çizilmediği ve her olaya göre, değişken olması gözönünde tutularak, konunun özelliğine göre değerlendirme yoluna gidildiği gözlenmektedir. İstişari düşünce istemine konu olan olayda, Boğaziçi alanının korunması ve geliştirilmesinde uyulacak esasları belirleyen 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) bendiyle, özellikle, Boğaziçi öngörünüm bölgesinde konut yapılması yasaklanmışken, 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle bu bölgede sınırlı yapılaşmaya olanak sağlanmış ve bu hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesiyle söz konusu alandaki mevcut yapılaşmada müktesep hakların genel olarak saptanması sorunu ortaya çıkmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu ve buna ilişkin mevzuat, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümleri ve bu konuya ilişkin Danıştay içtihatları birlikte incelendiğinde, imar işlerinde ilgililer yönünden kazanılmış hakların doğumunun saptanmasında; yapı ruhsatı, yapı kullanma izni gibi işlemlerin ve inşaata başlanmış olması, tamamlanmış olup olmadığı, tamamlanmamışsa hangi seviyede bulunduğu durumlarının ve bunların tarihlerinin önemli bir etken olduğu ve bu kavram ve esaslardan hareket edilerek olayına göre kişilerin imar işlerindeki haklarının kazanılmış bir hak teşkil edip etmediği konusunda bir sonuca gidilmediği görülmektedir. Duraksama konusu hususlar iki dönem için ayrı ayrı sorulduğundan, inceleme de bu esasa göre yapılmıştır.

A ) İlk dönem, 3194 sayılı İmar Kanununun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 gününden Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 günleri arasındaki süreyi kapsamaktadır. Bu tarihler arasında kalan süre içinde yapı ruhsatı verilmiş ve inşaata başlanmış ve 18.4.1987 tarihine kadar inşaatı tamamlanmış yapılar, ilgilileri yönünden yürürlükte olan yasa hükümlerine göre kazanılmış hak oluşturduğundan bu haklarının korunması gerekeceği, Bu süre içinde yapılan işlemler, ( yapı ruhsatı, yapı kullanma izni vb. ) daha sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş bir Yasaya dayalı olsalar bile, Yasanın yürürlüğü sırasında ve Yasaya uygun olarak yapıldıklarından, 18.4.1987 tarihine kadar bitirilmiş yapıların dayanakları olan ve yapıldıkları anda yürürlükte bulunan hukuka uygun işlemlerin geri alınmalarına, diğer bir anlatımla, idare işlemlerin yapıldıkları andan itibaren bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalarına hukuki olanak bulunmadığı, Bununla beraber, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun, genel esasları düzenleyen 3 üncü, orman alanlarını düzenleyen 4 üncü maddeleri hükümleri gözönünde tutularak, Kanunun 1 inci maddesinde ” …. İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alanda nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak ….” olarak belirlenen amacı gerçekleştirmek ve bu amaca uygun olmamakla beraber Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükme dayalı olarak yapılaşan alanların kurtarılması ve çarpıklıkların giderilmesi için, yeni bir imar planı yapılması ve bu plan gereğince kamulaştırma yoluna gidilmesi düşünülebileceği, 9.5.1985-11.12.1986 günleri arasındaki sürede başlanmış olmasına karşın 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatları tamamlanmış yapılar yönünden, idare tarafından oturmaya uygun hale gelme durumunun araştırılması gerekir. Bu araştırma yapılırken imar mevzuatı esaslarından hareket edilmesi ve yine Boğaziçi Kanununun amacı ve genel esasları gözardı edilmeksizin yapı sahiplerinin kazanılmış haklarının 18.4.1987 günündeki duruma göre her biri için ayrı ayrı saptanması gerekeceği, 9.5.1985-11.12.1986 günleri arasındaki süre içinde inşaata başlamış olmakla birlikte henüz inşaatları tamamlanmamış yapılar yönünden durumun 18.4.1987 tarihi gözönüne alınarak yapıların ayrı ayrı değerlendirilerek korunması gerekli bir hakkın mevcut olup olmadığının saptanması gerekeceği , Bu güne değin hiç inşaata başlanmamış olması halinde ise ilgililer lehine kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği, yapı ruhsatı alınmış olmasının, hukuka uygun olarak verilmesine rağmen bu hususun tek başına hak kazandırmaya yeterli sayılamayacağı, idarenin kolluk yetkilerine dayanarak verdiği izinleri ( ruhsatları ) kamu düzeni ve kamu yararı ilkelerinden hareketle geri alabilme yetkisinin mevcut bulunduğu,

B ) İkinci dönem, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününden Resmî Gazetede yayımlandığı 18.4.1987 gününe kadar olan süreyi içine almaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu ve Resmî Gazetede yayımlanmasıyla yürürlüğe girdiği ve yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri ve kuruluşları bağladığı hususuna yukarıda değinilmişti. Ancak, konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararının radyo, televizyon ve gazetelerde, kararın verildiği gün ve sonraki günlerde haber olarak verilmesiyle idare ve kişiler yönünden alenileşmiş bulunduğu da bilinen bir gerçektir. Bu gerçek karşısında kararın açıklandığı 11.12.1986 gününden sonra idarenin bir yapı ruhsatı vermemesi ve yapılmakta olanlar hakkında da yapıların durumlarına göre uygun önlemleri alması gerekirdi. 11.12.1986 tarihinde Anayasa Mahkemesi kararının duyurulduğu gözönüne alındığında; iptal edildiği bilinen bir kanuna göre verilmiş imar ruhsatlarına dayalı inşaatlar söz konusu olacağından, idarenin bu tarihten sonra yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğu söylenemez, ancak, bu tür işlemlerin dahi subjektif sonuçları olduğu yadsınamaz. İdare işlemin geri alınması teorisinin uygulama alanının sınırlandırılmasında işlemin hak doğurup doğurmamış olması da hukuka uygunluğu kadar önemlidir. Nitekim, Danıştay’ın 26.9.1952 günlü E: 1952/15, K: 1952/244 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında bu gerçek şu biçimde vurgulanmıştır. “Kanunsuz bir terfi işleminin, bundan faydalanan memur lehine müktesep bir hak doğurmadığı aşikar olmakla beraber bu terfiin de subjektif bazı tesir ve neticeler hasıl ettiğine şüphe edilemez. Böyle olunca kanunsuz bir terfiin her zaman geri alınabileceğini kabul etmek, terfiin kanunsuzluğu dolayısıyla bunun tesir ve neticelerini tehdit eden müphemiyet ve kararsızlığın hudutsuz bir şekilde devamına yol açmak olur ki, bu hal idare hukuku sahasında da tatbik yeri bulan istikrar esası ile bağdaşmaz.” Hukuka aykırı bir işlemin ise kazanılmış hak doğurabileceğini söylemek pek kolay olmamakla beraber, sakat bir işlemin de bundan yararlananlar lehine bir hak doğurabileceği ve subjektif sonuçlar meydana getireceği açıktır. Yok işlemler, ilgilinin hilesine dayalı işlemler, idarenin açık hatası sonucu yapılan işlemler ve hemen hak doğurmaya elverişli olmayan işlemlerin kazanılmış bir hak doğurmayacağı da tartışmasızdır. Bunlar dışındaki idarenin bazı hukuka aykırı işlemlerinin, hukuka uygun olmasalar bile ilgili lehine yarattığı hukuki durumların belli bir süreden sonra değiştirilmesi idarenin istikrarı ilkesine aykırı düşer. Bu işlemler hukuka aykırı olsalar bile yargısal başvurma süresi geçirildikten sonra hukuki sonuçlarının korunması gerekir. Bu durum idari işlemin kişisel sonuçlarının dokunulmazlığı ilkesinin doğal bir sonucudur. Bu bakımdan 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında imar ruhsatı verilmiş ve bu süre içinde inşaatları tamamlanmış yapıların ilgilileri yönünden yukarıdaki esaslar gözönüne alınarak ve hukuk düzeninde korunmaya değer bir hakkın varlığının saptanması koşuluyla hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekeceği, 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında imar ruhsatı verilmesine karşılık inşaatları anılan süre içinde tamamlanmamış yapılarda da, sübjektif hakkın doğumunun saptanması ve ilgilileri yönünden korunmaya değer bulunduğu nispette hukuki sonuçlarının sürdürülebilmesi yolunda işlemler yapılması gerekeceği, 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında yapımına hiç başlanmamış olmakla birlikte 18.4.1987 tarihinden sonra yapımlarına başlanmış ve tamamlanmamış veya bu güne değin tamamlanmamış veyahut bu güne kadar inşaata başlanmamış ruhsat sahiplerinin doğmuş bir haklarının olmadığı açıktır. Bu nedenle 18.4.1987 gününden sonra inşaatlarına başlamış olan yapıların ilgilileri yönünden korunmaya değer bir haktan söz edilemeyeceği, Boğaziçi imar affını öngören 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi karşısında uygulama ve ilgililerin müktesep hakları yönünden durumun değerlendirilmesi konusuna gelince, Geçici 7 inci maddenin birinci fıkrasında, “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında 2981 sayılı İmar Affı Kanunu’na göre başvurulan yapılar, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile ilgili kısmı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile 2981 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ( f ) fıkrasına göre ve bitmiş olmaları koşulu ile 5 misli bina inşaat harcı alınarak af kapsamına dahil edilir. Aynı Kanunun ilgili ekli cetveline göre harç ayrıca tahsil edilir. Afla ilgili Boğaziçi alanındaki tespit ve değerlendirme işlemleri mutlaka ilgili belediyelerce yapılır ve en geç 6 ay içinde tamamlanarak sonuçlandırılır ….” denilmektedir. Madde metninden anlaşılacağı üzere 3194 sayılı Yasanın 49 uncu maddesi hükmüne göre geçici maddenin yürürlük tarihi olan 9.5.1985 gününden itibaren en geç 6 ay içinde işlemler sonuçlandırılmış olacağından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde imar affını düzenleyen geçici 7 inci maddenin birinci fıkrası hükmünü tamamlamış bulunmaktadır. Bu maddeye göre elde edilen hakların geri alınmalarının mümkün olmadığı ve kazanılmış bir hak olarak korunmaları gerekeceği, mütalâa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 19.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

GAZETELERDEN…

Şub02
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi Hakkındaki Danıştay Kararı İnşaat Sektöründe Büyük Kaos Yarattı

Danıştay tarafından verilen yürütmesinin durdurulması kararının İnşaat Sektöründe büyük bir kaos yarattığını fakat bu belirsizliğin kazanılmış hakları ve haklı beklentileri yok edemeyeceğini belirtti.

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören; Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi ile getirilen 1.25′ lik imar avantajı veren düzenlemenin Danıştay tarafından verilen yürütmesinin durdurulması kararının İnşaat Sektöründe büyük bir kaos yarattığını fakat bu belirsizliğin kazanılmış hakları ve haklı beklentileri yok edemeyeceğini belirtti.

Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, 1.6.2013 tarihinde çıkarılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ile o zamana kadar uygulanan İstanbul ve diğer illerdeki imar yönetmeliklerinin kaldırılarak, arsalardaki inşaat miktarlarını azaltan yeni kuralların belirlendiğini belirtti. Ancak Sektörden gelen tepkiler doğrultusunda bu Yönetmeliğin 8.9.2013, 14.9.2013 ve 22.5.2014 tarihlerinde değiştirildiğini ve bu değişiklikler sonucu Bakanlığın, İnşaat Sektörünün beklentileri doğrultusunda Geçici 6. Madde ile bir düzenleme yaparak; hangi Yönetmelik düzenlemesi daha avantajlı inşaat yapma imkanı veriyorsa onun uygulanması ve belediyelerce inşaat ruhsatının avantajlı koşullara uygun verilme olanağını getirdi. Böylece Tip İmar Yönetmeliğine göre kısaca 1.20 oranına göre uygulanan inşaat miktarı, ortalamada 1.25 oranına çıkabiliyor oldu. Bu geçici kural İnşaat Sektörünün uyum sağlayabilmesi için önce 1.1.2016 tarihine kadar uygulandı ve sonrasında bir Yönetmelik değişikliği ile 11.2017 tarihine kadar uzatıldı.

Arsalarda avantajlı inşaat miktarı sağlayan bu Yönetmeliğin iptali için Mimarlar Odası’nın açtığı dava sonucu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30 Eylül 2015 tarihli ve Y.D.205/1064 sayıyla verdiği kararla bu avantajlı inşaat uygulamasını durdurdu. Ancak bu karar bir iki gün önce açıklandığı için İnşaat Sektörünün haberi yeni oldu ve inşaatçılar kaosla karşı karşıya kaldı. yatırımlarını ve arsa sahipleriyle anlaşmalarını 1.25 oranına göre yapan inşaat şirketleri büyük bir zararla karşı karşıya kaldı. Bu karar duyulur duyulmaz inşaat şirketlerinin belediyelerde bekleyen inşaat ruhsatları veya almış oldukları inşaat ruhsatlarına göre yapacağı inşaat miktarı konusunda büyük belirsizlik oluştu.

Bir kısım inşaatçılar, “bizim kazanılmış haklarımız var, inşaatımızı başvurusunu yaptığımız ruhsat talebimiz veya aldığımız ruhsat doğrultusunda yaparız” derken bir kısmı da “bu karara uyan belediyeler bizim inşaat ruhsatımızı iptal ederse, bu Yönetmeliğe güvenerek yaptığımız yatırım ne olacak” diye büyük endişeye düşmüş durumdalar.

Prof. Dr. Gürsel Öngören, Danıştay tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı ile inşaat Sektörünün kaosla karşılaştığını, belediyelerde bekleyen ruhsat taleplerinde artık 1.25 oranının uygulanmayacağını, bu ruhsatların da yeni Tip imar Yönetmeliğine göre verileceğini belirtti. Çözüm için Bakanlığın Bakanlık tarafından yeni bir düzenleme yapılmasını öneren Prof. Dr. Gürsel Öngören, Devletin 2013 yılından bu yana Yönetmeliği dört kez değiştirerek hukuki istikrarın sağlanabilmesi ve yatırımcıların korunması için geçiş dönemi kuralları uyguladığını, bu geçişe en az iki yıl daha devam etmesi gerektiğini söyledi. Prof. Öngören, vatandaşta ve İnşaat Sektöründe oluşan haklı beklentiye uygun yeni düzenlemeyi Çevre ve şehircilik Bakanlığının bir an önce yapmasını beklediklerini ilave etti.

Bu konuda fikirlerine başvurduğumuz İmar Hukukçusu Prof. Dr. İlke Çolak;”devam eden ruhsat başvuruları en çok sorunun yaşanacağı konudur. Vatandaşlar, inşaat şirketleri idareye güvenerek hareket ederler ve bu güvenden dolayı zarar görmüşlerse sorumlusu ilgili idare, yerel yönetim olacaktır. Başvuruda bulunmuş ancak, henüz ruhsat almamış kişilerin bu süreçte yapmış olduğu, proje vb. hazırlıklardan doğan ekonomik kayıplarının sorumluluğu ilgili idareye ait olacaktır.

Ortaya çıkması olası zarar ödemelerinin yerel yönetimlerin mali dengesini etkilemesi mümkündür. Verilmiş bulunan ruhsatlar da ise durum daha farklıdır. Var olan ruhsat hiçbir şekilde doğrudan hükümsüz hale gelmeyecektir. Yönetmeliğin Geçici 6.maddesine göre verilmiş bulunan inşaat ruhsatları yetkili idare tarafından tek tek gözden geçirilerek mevcut hukuki duruma göre yeni bir karar alınması uygun olur. Verilmiş bulunan ruhsatlarının geçersiz hale geldiğini iddia etmek idare hukuku-imar hukuku ilke ve kurallarını yok sayan bir yaklaşım olacaktır” dedi.

Kocaeli Üniversitesi İdare Hukuku Ana Bilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Müslüm Akıncı ise; belediyelerin yargı kararını yerine getirmek istemesi halinde, eski yönetmelik hükümleri doğrultusunda ruhsat işlemlerini durdurabileceğini, belediyelerin var olan ruhsatları iptal ederek geçerli olan Tip İmar Yönetmeliğine göre daha az inşaat alanı içeren inşaat ruhsatı verebileceğini, bundan yatırımcıların ve evlerini müteahhide vermiş olan vatandaşların büyük zarar görebileceğini, bu yönde pek çok tazminat davaları ile Devletin karşı karşıya kalacağını belirterek, başlanmış olan projelere kazanılmış hak ilkesi doğrultusunda devam edilmesi gerektiğini belirtti.

 

Yazıldı Duyurular, Makale ve Görüşler

GAZETELERDEN….

Oca15
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Anneler için yarım gün çalışma, 3 yılda bir derece yükselme imkânı gibi düzenlemeleri içeren tasarı Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.

Doğum yapan memurlara 3 yılda bir derece yükselme imkânı getiren ve belirli süreler içerisinde aylığında kesinti olmaksızın yarı zamanlı çalışma imkanı getiren tasarı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Düzenlemeler AKP’nin 1 Kasım seçimleri öncesindeki vaatleri arasında yer alıyordu. Tasarıya göre, memurların doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her 3 yıl için bir derece yükselmesi verilecek.

Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, sonraki doğumlarda ise 6 ay, günlük çalışma süresinin yarısı kadar, mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkânı tanınıyor.

Çoğul doğumlarda söz konusu sürelere birer ay ilave edilecek. Bebeğin engelli doğması halinde ise 12 ay süreyle çalışan kadın memura yarı zamanlı çalışma imkânı getirilecek.

Tasarı evlat edinenlere de haklar getiriyor. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu, evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren 8 hafta izin verilecek.

Doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan 2 yıllık aylıksız izin hakkı ise, istekleri halinde 2, 4 ve 6 aylık yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde de başlatılabilecek. Bu imkandan evlat edinenler de yararlanacak. Komisyonda, işçilere de memurlara paralel bazı düzenlemeler yapıldı.

Kadın işçiler de doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonraki doğumlarda ise 180 gün, günlük çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin kullanabilecek. 3 yaşını doldurmayan çocuğu evlat edinenler de bu haktan yararlanacak. Bu durumdaki kadın işçilerin çalışmadıkları süreye denk düşen prim ve ücretleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.

Yazıldı Duyurular

2016 Mali Yılına dair Tebliğler

Ara28
2015
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

              25 Aralık 2015 Tarihli ve 29573 Sayılı Resmî Gazetede 2016 Mali Yılında uygulanacak vergi, resim ve harçlara  ilişkin Tebliğler yayınlandı.

––  Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 47)

––  Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 59)

––  Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 67)

––  GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 290)

2016 YILINDA UYGULANACAK ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI BELİRLENDİ

Ara22
2015
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Ocak ayı tüm çalışanlar için zam ayı olacak. Çalışanlar, işverenlerin yapacağı zammın yanı sıra, asgari ücretteki artıştan da etkilenecek. Maaşlara eklenen asgari geçim indirimi, asgari ücret zammıyla yükselecek. Bekar çalışan 90 lira yerine 123 lira, eşi çalışmayan 4 çocuklu ise 153 lira yerine 210 lira asgari geçim indirimi almaya başlayacak. Çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisinde yapılan geri ödemelerden oluşan asgari geçim indirimi tutarı, her yıl Ocak ayı için belirlenen brüt asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. İkinci 6 ayda asgari ücret değişecek olsa bile, asgari geçim indirimi yılda bir kez hesaplanıyor ve bütün yıl bu rakam geçerli oluyor.

Asgari geçim indiriminin tutarı, çalışanın evli olup olmamasına ve çocuk sayısına göre değişiyor. Yine evli olup da eşi sigortalı olan çalışanlar için de rakamlar farklılık gösteriyor.

 TUTARLAR BELLİ OLDU

                Ocak ayında net bin 300 liraya çıkacak asgari ücretin brütü ise bin 647 lira olacak. Buna göre yapılan hesaplamaya göre; bekar çalışanın asgari geçim indirimi 90 liradan 123 liraya ulaşacak. Asgari geçim indirimi; evli, eşi çalışmayan, çocuksuz kişi için 108 liradan 148 liraya, evli, eşi çalışmayan, 1 çocuklu kişi için 121 liradan 166 liraya, evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu kişi için 135 liradan 185 liraya, evli, eşi çalışmayan 4 çocuklu kişi için ise 153 liradan 210 liraya yükselecek. Evli ve eşi çalışan kişiye de, çocuksuz ise 90 lira yerine 123 lira, 1 çocuklu ise 103 lira yerine 142 lira, 2 çocuklu ise 117 lira yerine 160 lira, 4 çocuklu ise 135 lira yerine 185 lira ödenecek.

6245 Sayılı Kanun

Ara15
2015
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

25.11.2105 gün,E.2015/13,2015/108 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla ; 6245 sayılı Kanunun 33.maddesinin (d ) bendinde yer alan,”………………ve her defasında on gün ile sınırlı olmak……………..”  ibaresini Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Buna  ilişkin karar 15.12.2015 gün ve  29563 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

2016 MALİ YILI BÜTÇESİNDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

Ara07
2015
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Belediyelerimizde çalışan işçi ve memurların ücretlerinde bilinenlerin dışında önemli değişiklikler/artışlar olacağı kesindir. Bütçelerin  meclisten geçmesi ve kabulü nedeniyle öngörülen personel giderlerinde öngörülmeyen ciddi artışlar olacağı ve  bütçelere önemli bir yük getireceği kesindir.Bu nedenle  Mali Hizmetler Müdürlüklerinin çeşitli artış modelleri üzerinde çalışmaları ve gelecek yükü önceden  bilmelerinde yarar vardır. Bu çalışmadaki açıklamaların yardımcı olacağı düşünülmektedir. Bilindiği gibi, çalışanların ücretlerinden kesilecek gelir vergisi miktarından indirilmesi nedeniyle aylık net ücrette artış sağlayan “asgari geçim indirimi”, takvim yılı başında geçerli olan brüt asgari ücret rakamına göre belirlenmektedir. Bu nedenle, “brüt asgari ücrete” gelecek zam, kamu çalışanlarının net maaşlarının da artması anlamına da geliyor.

2016 yılında asgari ücret ne kadar olacak?

Hükümetin seçim vaatleri arasında, asgari ücretin net 1300 TL’ye çıkarılacağı vaadi de yer almış ve seçim sonrası yapılan açıklamalarda da bu vaadin tutulacağı belirtilmektedir. Ancak, asgari ücretin brüt olarak belirlenmekte olması nedeniyle, net asgari ücret 1300 TL olacak şekilde belirlenecek brüt asgari ücretin miktarının ne kadar olacağı, Asgari Geçim İndirimine etkisinden dolayı önemlidir. Hükümetin net asgari ücret rakamı konusundaki düşüncesine göre, üç farklı brüt asgari ücret rakamından biriyle karşılaşmak mümkün olabilir.

Net asgari ücretin 1300 TL olma hesabı yapılırken;

**Çalışanların yararlandığı asgari geçim indirimi tutarı dahil edilmeden hesaplama yapılırsa, brüt asgari ücret 1818,41 TL olacaktır.

**Çalışanların yararlandığı asgari geçim indirimi en düşük tutarda(bekar/eşi çalışan ve çocuksuz) dahil edilerek hesaplama yapılırsa, brüt asgari ücret 1645,76 TL. olacaktır.

**Bu tutara, çalışanların yararlandığı asgari geçim indirimi en yüksek tutarda (evli eşi çalışmayan ve 3 çocuklu) dahil edilerek hesaplama yapılırsa, brüt asgari ücret 1543,19 TL olacaktır.

Öte yandan, 2016 yılında uygulanacak asgari ücretin brüt miktarının; işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından Aralık ayında belirlenecek olması nedeniyle, şimdiden konuşulan her rakam tahmin ve temenniden ibaret olacaktır.

2016 yılında asgari geçim indirimi tutarları ne kadar olur?

1 Ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücretin net miktarı 1300 TL olarak belirlenmek istese bile, bu rakama nasıl ulaşılacağı konusunda izlenecek yöntem, 2016 yılında uygulanacak Asgari Geçim İndirimi miktarlarını farklılaştıracaktır.

Asgari Ücretin Net 1300 TL olacağı varsayımıyla, bu rakama ulaşılması için kararlaştırılacak Brüt Asgari Ücret rakamının belirlenmesinde, izlenebilecek olası yollardan hareketle hesaplanan Asgari Geçim İndirimi tutarlarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.

1 OCAK 2016 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLACAK BRÜT ASGARİ ÜCRET RAKAMINA GÖRE 2016 AGİ TUTARLARI

EŞ VE ÇOCUK DURUMU

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ

2015

Brüt Asgari Ücret (1/1/2016)

1543,19 TL olursa

1645,76 TL olursa

1818,41 TL olursa

Bekar / çocuk yok

90,11

115,74

123,43

136,38

Bekar / 1 çocuk

103,63

133,10

141,95

156,84

Bekar / 2 çocuk

117,15

150,46

160,46

177,29

Bekar / 3 çocuk

135,17

173,61

185,15

204,57

Bekar / 4 çocuk

144,18

185,18

197,49

218,21

Bekar / 5 çocuk

153,19

196,76

209,83

231,85

Evli, eşi çalışıyor / çocuk yok

90,11

115,74

123,43

136,38

Evli, eşi çalışıyor / 1 çocuk

103,63

133,10

141,95

156,84

Evli, eşi çalışıyor / 2 çocuk

117,15

150,46

160,46

177,29

Evli, eşi çalışıyor / 3 çocuk

135,17

173,61

185,15

204,57

Evli, eşi çalışıyor / 4 çocuk

144,18

185,18

197,49

218,21

Evli, eşi çalışıyor / 5 çocuk

153,19

196,76

209,83

231,85

Evli, eşi çalışmıyor / çocuk yok

108,14

138,89

148,12

163,66

Evli, eşi çalışmıyor / 1 çocuk

121,65

156,25

166,63

184,11

Evli, eşi çalışmıyor / 2 çocuk

135,17

173,61

185,15

204,57

Evli, eşi çalışmıyor / 3 çocuk

153,19

196,76

209,83

231,85

 

Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız