• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Güncel Mevzuat

MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ

Haz16
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                           14 Haziran 2014   gün ve  29030 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ ile;

(1) 2/11/1985 tarihli ve 18916 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile,

(2) 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

            ‘Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’   ile getirilen  düzenlemelere kısaca değinirsek;

İMAR PLANLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPMAK İÇİN BAKANLIK ONAYI GETİRİLMİŞTİR.

* Yeni düzenleme ilçe ve büyükşehir belediyesi onayıyla sosyal teknik alanların kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesi gibi düzenlemeleri ortadan kaldırıyor. Artık yapılan tüm plan değişikliği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı zorunlu olacak. Bakanlık bu değişiklikle, yeşil ve sosyal alanlar üzerinde yapılacak plan değişikliklerinde son sözü kendisinin söylemesini amaçlıyor. *Belediyelerin imar planı yapmak yetkisi korunsa da ciddi bir merkezi denetim getiriliyor.

* Öte yandan Bakanlık onayı olsa dahi söz konusu alanın konum ve yüzölçümünün eşdeğer alanın alternatif olarak gösterilmesi zorunlu olacak. Yani şehrin merkezindeki değerli bir alanın alternatifi şehrin dışındaki bir bölge olamayacak. Alternatif olarak sunulan bölgenin park, meydan, açık alan ve yeşil alan olarak kullanılması da zorunlu tutulmuştur.

*İmar planı değişikliği zorlaştırılacak ve plan değişikliğine yeni sınırlamalar getirilecek. Yaşam kalitesi yüksek mekanlar için kentsel tasarım projeleri geliştirilecektir.

ŞEHRİN SİLUETİNE KORUMA

*Yeni yönetmelikle bina yüksekliği artıran imar değişikliklerinde şehrin ve yakın alanların siluetini etkilememe şartı getirilmiştir. Ayrıca; imar plan değişikliği ile emsal artışı ve kat adedi arttırılmışsa buna uygun sosyal ve teknik alt yapı alanı ayrılmasının da zorunlu olacaktır.

*İmar planlarında ticaret-konut, turizm-ticaret-konut, turizm-ticaret alanlarında konut kullanımına yer verilmesi halinde konut kullanım alanları belirlenecek ve buna uygun alanlar ayrılacaktır. Bu düzenlemedeki amaç, turizm alanlarında rezidans yaparak emsal fazlası yaratıp bu alanların satılmasını önlenmek. Karma konut alanlarında konut kullanım alanı belirtilmemişse bu oran en fazla yüzde 30 olacaktır.

YENİ YÖNETMELİĞİN GETİRDİĞİ TEMEL İLKELER:

*AVM ve sanayi kuruluşları ile lojistik ve depolama alanlarının şehir dışlarına çıkarılması öngörülmüştür.

* Turizm alanlarında yılın belli dönemlerinde nüfus artışına paralel sosyal teknik alt yapı alanları ve otopark alanları ayrılması zorunlu oldu. Kış nüfus ile yaz nüfusu çok farklı olan  turizm merkezileri için(Bodrum,Marmaris,Belek,Alanya,Side v.s.gibi )yeni bir planlama esası getirilmiştir.

* Afetlerde kullanılacak acil açık alanlar ve yollar yapılması zorunluluğu getirilmiştir.

*Plan yapımı sırasında ,ilk defa afet ve jeolojik ve doğal verilerin dikkate alınması zorunluluğu getirilmiş, Yine bazı bölgelerde plan yapılırken anket, kamuoyu yoklaması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru gibi yollarla bilgilendirme zorunluluğu  öngörülmüştür.

*İptal edilen planlarda kurum ve kuruluş görüşlerinin dikkate alınması zorunluluğu yanı sıra ,plan yaparken de bitişik ve çevrede mevcut planlarla uyumlu plan yapılması zorunlu olmuştur.

*İmar planlarında kullanılan alanların içerisinde birden fazla kullanım alanı bulunması halinde uygulamada kullanıma ilişkin detaylar belirlenerek, ne kadar otopark, yeşil alan, sosyal ve teknik alt yapı alanı bağımsız bölüm sayısı açıkça anlatılacak.

*İlk defa sağlıklı yaşam ve toplumdaki spora teşvik amaçlı bir plan sistematiği devreye girmiştir.Okullara çok yakın çocuk bahçesi, oyun alanı, açık semt spor alanları, kreş, anaokul, ilkokul fonksiyonları dikkate alınacaktır.

*İmar planlarında çocuk bahçesi, oyun alanı, açık semt spor alanı, aile sağlık merkezi, kreş, anaokulu ve ilkokul fonksiyonları takriben 500 metre, ortaokullar takriben bin metre, liseler ise takriben 2 bin 500 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanacak.

*Ayrıca imar planlarında, dini tesislerden küçük cami takriben 250 metre, orta (semt) cami takriben 400 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanacak, mescitler ise yerleşik veya hareketli nüfusa göre takriben 150 metre hizmet etki alanında yapılabilecektir.

*İmar planı değişikliklerinin yapılabilmesi için değişikliğin altyapı ve ulaşıma yönelik etkilerini belirleyen ve çözüm önerileri getiren kentsel teknik altyapı etki değerlendirme raporu hazırlanacaktır.

*İmar Planlarında, öncelikle engelliler, çocuklar, yaşlılar ve hamileler gibi kamu ortak mekanlarını kullanmakta zorluk çeken ve hareket kısıtlılığı bulunan kişilerin kentsel ve sosyal altyapı alanlarına erişimini ve kullanımını sağlayıcı ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması amacıyla tasarım ilkeleri geliştirilmesi esas olacaktır.

*İmar planlarında araç trafiğinin azaltılması için toplu taşıma ve yaya öncelikli sistem kurgulanması, “park et-devam et” sistemin yaygınlaştırılması, toplu taşıma istasyonların etrafında otopark alanı ayrılması esas olacak. Semt veya bölge parkları da planlarda yer alacaktır.

*Kalkınma planlarında belirlenen hedefler ve stratejiler mekana yansıtılacak, ülke düzeyinde mekana yönelik stratejiler belirlenecek, ulaşım koridorları önerilecek ve bazı şehirlerdeki yığılmaları önleyecek çekim merkezleri oluşturulacaktır.

KIYILARDA KONTROLLÜ YAPILAŞMA SAĞLANACAK         

* Düzenlemede, kıyıların koruma ve kullanım dengesini sağlayan, bütüncül bakış açısı getiren, kıyı ve etkileşim alanlarında yapılacak bütünleşik kıyı alanı planının yapım usulleri de belirlenmiştir. Kıyı bölgelerdeki tüm kararlarda bakanlıktan uygunluk onayı aranacak. ‘Bütünleşik Kıyı Alanları Planları’ adı verilen yeni plan bakanlıkça belirlenecek ve bu bölgelerde yapılacak tüm uygulamalarda bakanlık son sözü söyleyecektir.

*Resmi Gazetede yayınlanan “Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği”nde, şehirlerin planlamasını ve inşaat sektörünü etkileyecek maddelerde yer almaktadır. Düzenlemeyle, 1985’ten beri uygulanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırıldı. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile mekansal planların kalitesi artırılacaktır. Planların hazırlanmasında eşik analizi gibi detaylı analizler ve araştırmalar yapılması öngörülmektedir.

*Özellikle afete yönelik mikro bölgeleme veya jeolojik etüt raporları Bakanlık tarafından onaylanmadan imar planları hazırlanamayacak, afet ve acil durumlar için ihtiyaç duyulan alanlar planlarda ayrılacaktır. Afet tehlikesi ve kentsel risklerin yüksek olduğu yerleşmelerde, yerel yönetimler gerektiğinde kentsel risk analizi yapacak. Risk analizleri plan kararlarına yansıtılacaktır.

* Arazi kullanımı ve yapılaşmada sadece mekansal strateji, çevre düzeni ve imar planlarına uyulacak, diğerleri ise mekansal planlara girdi sağlayacak, veri oluşturacak ve alt kademe planlara yol gösterecektir.

*Yerel yönetimler alt kademe imar planlarını yaparken sadece bir üst kademedeki çevre düzeni plan kararlarına uyacak, böylece plan kademelenmesi netleşecek ve süreç kısalacaktır.

*İmar planlarında, onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması zorunlu olacak. İmar planlarının hazırlanmasında mikro bölgeleme etütlerine öncelik verilecek.

*İmar Planları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca izlenecek, arşivlenecek ve kayıt altına alınacaktır.

TARİHİ DOKU KORUNACAK, DOKUYU OLUMSUZ ETKİLEYECEK PLAN DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAYACAK

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle planlar, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunma ve kullanma dengesini sağlayacak şekilde yapılacak. Ayrıca, sit alanlarında yapılacak koruma amaçlı imar planlarında tarihi çevre, geleneksel doku, kültürel ve doğal miras, sokak dokusunun korunmasına yönelik araştırmalar yapılacak. Koruma amaçlı imar planlarında, sit alanının bütününü olumsuz etkileyecek, değerleri bozacak veya yok edecek, geleneksel dokuyu olumsuz etkileyecek plan değişikliği yapılamayacaktır.

DİKEY YAPILAŞMAYA YÖNELİK PLAN DEĞİŞİKLİKLERİ KOLAYCA YAPILAMAYACAK

Dikey yapılaşmaya yönelik plan değişiklikleri kolayca yapılamayacaktır. Binaların katlarının artırılmasına yönelik plan değişiklikleri, yerleşmenin dokusuna, kimliğine, güneşe göre yönlenmesine ve silüetine uygun olması sağlanacaktır.

 

Yazıldı Makale ve Görüşler

BELEDİYELERİMİZİN DİKKATİNE !

Haz16
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

BELEDİYELERİMİZİN DİKKATİNE!

 14 Haziran 2014   gün ve  29030 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ ile;

(1) 2/11/1985 tarihli ve 18916 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ile,

(2) 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Yazıldı Duyurular

EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Haz13
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

63 SERİ NO’LU EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ

                                                    (17/04/2014 gün ve 28975  sayılı R.G.)

 Kapsam 

1. Giriş

Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden, 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun uygulanması ile ilgili olarak yayımlanan, ancak zamanla güncelliğini kaybeden veya belirli sürelerde uygulanmak üzere çıkarılan tebliğlerin açık bir tebliğ hükmü ile yürürlükten kaldırılmamasının uygulamada mükerrerliğe ve karışıklığa neden olduğu anlaşılmıştır.

 2. Yürürlükten kaldırılan tebliğler

Yukarıda belirtilen nedenlerle aşağıda yer alan tebliğler bu Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

1) 18/11/1972 tarihli ve 14365 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 7).

2) 26/6/1974 tarihli ve 14927 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 9).

3) 4/3/1998 tarihli ve 23276 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 20).

4) 22/5/1998 tarihli ve 23349 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 21).

5) 27/10/1998 tarihli ve 23506 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 23).

6) 11/12/2001 tarihli ve 24610 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 32).

7) 26/3/2004 tarihli ve 25414 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 39).

8) 29/7/2004 tarihli ve 25537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 40).

9) 20/3/2005 tarihli ve 25761 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 43).

Tebliğ olunur.

 

 

 

 

 

237 Taşıt Kanunu Kapsamında Bakanlar Kurulu Kararı

Haz10
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Kararı okumak için linke tıklayınız…237 Taşıt Kanunu

7 Haziran 2014 Tarihli ve 29023 Sayılı Resmî Gazetede;

Haz09
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                         

   7 Haziran 2014 Tarihli ve 29023 Sayılı Resmî Gazetede;

1-Çerçeve Anlaşma İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve ekleri,

2-Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

3-Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

4-Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

5-İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik,

6-Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve

7-Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

Yayınlandı.

Gider pusulalarında gösterilen bedellere ilişkin bir üst sınır varmıdır ?

Haz09
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                 

  Gider pusulalarında gösterilen bedellere ilişkin bir üst sınır varmıdır ?

 

Bilindiği üzere gider pusulası 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 234 üncü maddesinde şöyle belirtilmiştir; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlenir ve bu düzenlenen gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Burada ilk etapta vergiden muaf esnaf tanımına bakacak olursak GVK’nın 9. Maddesi açıkça belirtmiştir ki;

                    1-Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (Parantez içi cümle: 22.07.1998 tarih ve 4369 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle ve 01.01.1999 tarihinden geçerli olarak değişmiştir.) (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)

                     2-Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı;

                    3-Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir işyeri açmak suretiyle yapanlardan 47 nci maddede yazılı şartları haiz bulunanlar (51 inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar);

                    4-Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir.);

                    5-Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler;

                   6-Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

                    7-(06.06.2008 tarih ve 26898 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5766 sayılı Kanunun 8/a maddesiyle eklenmiştir. Yürürlük: 01.07.2008) Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;

                    8-Yukarıdaki 1-7 numaralı bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştay’ın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler vergiden muaf esnaf statüsündedir. Bu statüde bulunanlardan yapılacak mal ve hizmet alımları için GVK 94’üncü madde de stopaj oranları belirlenmiştir;

-Hurda mal alımlarında %2

-Diğer mal alımlarında %5

-Hizmet alımlarında %10 (mal ve hizmet bedeli ayrılmıyorsa bu kapsamdadır)

Ancak vergiden muaf esnaf sayılmayan yani nihai tüketici olan vatandaşlara gider pusulası düzenlenmekte fakat stopaj uygulanmamaktadır.

               İşte bu doğrultuda bazı mükellefler gider kalemlerini arttırmak amacıyla yüklü miktarlarda gider pusulaları düzenlemektedirler ve bu düzenlenen gider pusulalarındaki bedellerde bir üst sınır olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Maliye Bakanlığının 02.01.2012 tarihli B.07,1.GİB.4.41.15.02-VUK-2011/5-2 sayılı özelgesinde konuya açıklık getirilmiş ve gider pusulalarında gösterilen bedellere ilişkin bir üst sınır olmadığı açıkça belirtilmiştir.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

  Sayı : B.07.1.GİB.4.41.15.02-VUK-2011/5-2                                                                02/01/2012

Konu : Gider Pusulası Düzenlemede Üst Sınır.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin savunma sanayi alanında faaliyette bulunduğunu, genel olarak askeri ürünler imal ettiğinizi, işleri ihale ile aldığınızı ve verilen sürede teslim etmek için dışarıdan işgücü temin ettiğinizi, elemanlarınızın vasıflı olması gerektiğini, bu nedenle başka yerlerde sigortalı çalışan veya emekli olan kişilerle çalıştığınızı, elektrik teknisyeni olarak çalışan ……..’un halen SGK’lı çalıştığından ödediğiniz tutarlar üzerinden gider pusulası düzenlediğinizi, KDV yönünden bir işlem yapmadığınızı belirterek belge düzeninin doğru olup olmadığının ve gider pusulası düzenlenmesinde bir üst sınır olup olmadığı yönünde bilgi talep etmiş bulunmaktasınız.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, ticaret ve sanat erbabından maddede yazılı şekil ve suretle çalışanların gelir vergisinden muaf olduğu, söz konusu fıkranın 2 numaralı bendinde, bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabının muafiyetten faydalanacağı, anılan maddenin ikinci fıkrasında; ticari, zirai veya mesleki kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olanlar ile maddede sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacağı, aynı maddenin son fıkrasında ise bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulünün olmadığı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 61 inci maddesinde;

“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde;

“13.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca)

…

d) Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için % 10, ”

oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 234 üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu, bu belgenin, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edileceği hükme bağlanmış olup, gider pusulalarında yer alacak bedele ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz tarafından yaptırılan işlerin, bir hizmet sözleşmesine dayalı olarak işçi – işveren ilişkisi doğuracak şekilde yaptırılması durumunda, yapılan ödemelerin ücret kabul edilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu işin esnaf muaflığı kapsamında bulunan kişilere yaptırılması halinde ise, bu kapsamda yapılan ödemeler üzerinden aynı Kanunun 94/13-d maddesi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Ancak söz konusu işin, esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefi olmayan kişilere yaptırılması halinde yapacağınız ödeme için gider pusulası düzenlenmesi gerekmekte olup, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, esnaf muaflığından yararlanmayan ve vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan yapılan hizmet alımları için tevkifat yapılacağına dair hüküm bulunmadığından, gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

             Öte yandan, esnaf muaflığı belgesi alınması zorunluluğu 4444 sayılı Kanunun 14/A-1 inci maddesi ile kaldırıldığından vergiden muaf esnafa ilişkin şartları taşıyanlardan anılan belge aranılmaması gerekir.

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olacağı hükme bağlanmış 17/4-a maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler, 17/4-b maddesinde ile de Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler ile aynı Kanunun 66 ncı maddesine göre vergiden muaf olan serbest meslek erbabı tarafından yapılan teslim ve hizmetler vergiden istisna edilmiştir.

Buna göre, şirketinize hizmet ifa eden elemanların yapmış olduğu faaliyetler sonucunda elde ettiği gelirlerin, Gelir Vergisi Kanununa göre “ücret” olarak değerlendirilmesi halinde bu kişiler tarafından ifa edilen hizmetler KDV nin konusuna girmemektedir.

Ancak, hizmet ifasında bulunan kişiler tarafından yapılan faaliyetlerin “serbest meslek faaliyeti” veya “ticari faaliyet” olarak değerlendirilmesi halinde bu faaliyetler genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi olmakla birlikte söz konusu faaliyetleri ifa edenlerin Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf veya serbest meslek erbabı olması durumunda bu faaliyetler kapsamında ifa edilen hizmetler KDV den istisna tutulacaktır.

Dolayısıyla, şirketinize hizmet ifasından bulunan gerçek kişilerin yapmış oldukları faaliyetlerin “serbest meslek faaliyeti” veya “ticari faaliyet” olarak değerlendirilmesi ve bunları yapanların vergiden muaf esnaf veya serbest meslek erbabı olmaması halinde bu kişilerin KDV mükellefiyeti tesis ettirerek, şirketinize fatura veya serbest meslek makbuzu düzenleyerek elde ettikleri gelirler üzerinden %18 oranında KDV hesaplamaları gerekmektedir.

Ayrıca söz konusu faaliyetlerin, KDV Kanununun 9 uncu maddesi ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden yayımlanan 96 ve 97 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile getirilen ve uygulama esasları bu Tebliğler ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin (2) numaralı bölümünde açıklanan “işgücü temin hizmetleri” kapsamında yer alması halinde, işlem bedelleri üzerinden hesaplanan KDV nin yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde %90 oranında tevkifata tabi tutulacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

Yazıldı Makale ve Görüşler

Günübirlik Kiralanan Yerler

Haz06
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

İller İdaresi Genel Müdürlüğü

 

26/11/2013

 

Sayı: 26554408.010.06.01/6094

Konu: Günübirlik Kiralanan Yerler

………………….VALİLİĞİNE

Yerleşim yeri adresi beyanında bulunma, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 50 nci maddesinde düzenlenen zorunlu bir bildirimdir. Geçici konaklamada bildirim ise 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu hükümlerine göre yürütülmekte, kişilerin beyanları çerçevesinde geçici konaklama hizmeti veren işletmeler tarafından yerine getirilmektedir. 1774 sayılı Kanun`da öngörülen usule aykırı bildirim yapılması veya bildirimin hiç yapılmaması idari yaptırıma tabidir. Kimlik bildirme hizmetleri uzun bir süredir online sistemler vasıtasıyla işletmeler tarafından genel kolluk birimlerine yapılmakta ve kolluk birimlerince denetlenmektedir.

Yukarıda açıklanan şekilde kullanılan apart daire veya rezidansların aynı zamanda öğrencilere yönelik yurt ve pansiyon gibi hizmetler içinde kullanıldığı görülmektedir.Yurt  veya pansiyonların, l0/08/2005 tarihli ve 25902 sayılı  Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine tabi birer işyeri niteliğinde oldukları, yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan çalıştırılamayacağı açıktır. Yurt ve pansiyon olarak kullanılan bu gibi yerler hakkında söz konusu mevzuata göre hareket edilmesi gerekmektedir.

Genel güvenlik açısından önemli bir risk alanı oluşturan bu yerlerdeki güvenlik açıklarının giderilmesi, suç ve suçluyla mücadelede etkinliğin artırılması, uygulamada yaşanan sorunların çözümlenebilmesi, kanuni, idarî ve mali tedbirlerin alınması bakımından aşağıdaki tedbirler uygulanacaktır:

1.Günübirlik kiraya verilen apart daire, rezidans veya apart şeklindeki yurt ve pansiyon niteliğindeki yerlere yönelik denetimlere ağırlık verilecektir. Belirtilen apart daire ve rezidanslar ile işletmecileri ya da sahipleri hakkında yapılan tespitler gecikmeksizin ilgisine göre bundan sorumlu kurumlara bildirilecektir.

2.Buralarda mevzuata aykırılık tespit edilmesi halinde ilgili mevzuat çerçevesinde kişi hak ve özgürlükleri ihlal edilmeden gerekli işlemler yapılacaktır.

3.Hâlihazırda öğrenci yurdu olarak kullanılan apart daire, pansiyon ve rezidansların 3/12/2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazete `de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinin yurt binalarında aranacak şartları düzenleyen 6 ncı maddesinde belirtilen bazı şartları taşımadıkları, özellikle can ve mal güvenliği bakımından tehdit oluşturan yangınlara karşı gereken tedbirlerin alınmadığı görülmekte olup, bu konuda eksikliği tespit edilen yerlerle ilgili olarak yetkili mercilerce gerekli işlemler yapılacaktır.

Günübirlik konaklamalarda kullanılan apart daire, rezidans ve benzeri yerlerin 1774 sayılı Bildirme Kanunu hükümlerine tabi oldukları açıktır. Bu Kanun ile 13/07/1974 tarihli ve 14944 sayılı Resmî Gazete` de yayımlanarak yürürlüğe giren Kimlik Bildirme Kanununun Uygulanması İle İlgili Yönetmelik hükümlerine göre konaklama yerini işletenler, konaklayanların kimlik bilgileri ile tesise geliş ve ayrılış kayıtlarını örneğine ve usulüne uygun şekilde günü gününe tutmak ve genel kolluk kuvvetlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmakla sorumludur. Buna aykırı hareket edenlere aynı Kanunun 15 inci maddesi gereğince idari para cezası uygulanacaktır.

Mülki İdari Amirleri başta olmak üzere ilgililer tarafından konunun titizlikle takip edilerek, yetkili ídarelerce günübirlik kiralanan yerlere ilişkin işlemlerin yukarıda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yürütülmesini ve uygulama sonucundan Bakanlığımıza bilgi verilmesini önemle arz ve rica ederim.

Muammer GÜLER

İçişleri Bakanı

Tehlikeli Yük Taşıyan Taşıtların İzleyeceği Güzergah ve Park Yerleri

Haz06
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

25.04.2014

 Sayı: 30546965-250-8753

Konu: Tehlikeli yük taşıyan taşıtların izleyeceği güzergah ve park yerleri

İlgi: Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 06.12.2013 tarihli ve 1545 sayılı yazısı.

24 Ekim 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe giren “Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğin” 20 nci maddesi uyarınca tehlikeli madde yüklü taşıtların izleyeceği güzergahlar ve park yerlerinin; şehirlerarası yollarda Karayolları Genel Müdürlüğünce, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde Ulaşım ve Koordinasyon Merkezlerince, il ve ilçe belediyesi sınırları ve mücavir alanı içerisinde il/ilçe trafik komisyonlarınca, diğer yerlerde kaymakamlıklarca tespit edileceği hususunda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından alınan ilgi yazı ilişikte gönderilmiştir.

Konunun ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmesi ve takibinin yapılması hususunda;

Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.

 

Ömer DOĞANAY

Bakan a.

Genel Müdür

 

Mülki İdare Amirinin Dava Açma Yetkisi

Haz06
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

16.04.2014

 Sayı: 21503737-349-8183

Konu: Mülki idare amirinin dava açma yetkisi

Bilindiği üzere; 5393 sayılı Belediye Kanununun 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilir” hükmü Anayasa Mahkemesinin 04/02/2010 tarihli ve E:2008/27, K:2010/29 ve E:2008/28, K:2010/30 sayılı kararları ile iptal edilmiş, iptal hükümlerinin kararların Resmi Gazetede yayımından bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Söz konusu kararlar 22/06/2010 tarihli ve 27619 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve bir yıl sonra yürürlüğe girmiştir.

Niğde Belediye Meclisinin imar planı değişikliğine dair kararlarının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mülki idare amirince dava açılmasıyla birlikte konunun yargıya intikal etmesi neticesinde; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 18/03/2013 tarihli ve E:2012/1896, K:2013/914 sayılı kararında “…Vesayet yetkisi kapsamında değerlendirilen mülki idare amirinin hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilme yetkisi her ne kadar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ise de, iptal kararının gerekçesi ve daha sonra aynı nitelikte verilmiş olan yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alındığında, mahalli idarelerin “mahalli” niteliği aşan kamu hizmetlerine ilişkin iş ve işlemlerine karşı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi kapsamında sübjektif dava ehliyeti bulunan mülki idare amiri tarafından dava açılabileceği sonucuna varılmış olup, mahkeme kararının ehliyete ilişkin kısmının onanması gerekir…” hükmüne varılmıştır.

Söz konusu yargı kararı ekte gönderilmiş olup, bilgi ve gereğini rica ederim.

Enver SALİHOĞLU

Bakan a.

Vali

Müsteşar Yardımcısı

 

Mal Bildirimi

Haz06
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

07.04.2014

 Sayı: 30546965-250-7674

Konu: Mal Bildirimi

Seçimle iş başına gelen kamu görevlilerinden belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, göreve başlamalarından itibaren iki ay içerisinde mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Aynı şekilde yukarıda sayılan kamu görevlilerinden yeniden aday olmayan veya aday olduğu halde tekrar seçilemeyerek görev süresi 30 Mart 2014 tarihinde sona erenlerin ise bir ay içerisinde mal bildiriminde bulunmaları gerekmektedir.

Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyelerinin mal bildirimlerinin alınması ve Bakanlığımıza gönderilmesi sırasında aşağıdaki esaslara göre hareket edilmesi uygun bulunmuştur.

1-İl genel meclisi üyeleri, mal bildirimlerini ilgili valiliklere vereceklerdir.

2-Belediye meclis üyeleri, mal bildirimlerini kendi belediyelerine vereceklerdir.

3-İlk defa seçilen belediye başkanları, yeniden seçilen belediye başkanları ve belediye başkanlığı sona erenlerin mal bildirimleri Bakanlığımıza gönderilmek üzere valiliklere verilecektir.

Valilikler ilk defa seçilen belediye başkanları, yeniden seçilen belediye başkanları ve görevi sona eren belediye başkanlarına ilişkin mal bildirimlerini ayrı ayrı tasnif ederek bunları liste haline getirecektir.

4-Valiliklerde Bakanlığımıza gönderilmek üzere toplanan mal bildirimlerinin kapalı zarfları kesinlikle açılmayacak, Kanundaki gizlilik şartına uygun olarak belediye başkanından alındığı şekliyle kapalı olarak Bakanlığımıza ulaştırılacaktır.

5-Valilikler belediye başkanlarının mal bildirimlerini Mayıs ayı sonuna kadar toplayıp Haziran ayının ilk yarısında Bakanlığımıza ulaştıracaklardır.

Bilgi edinilmesi, Kanundaki gizlilik ve süre sınırlamalarına titizlikle uyulması ve konunun iliniz dahilindeki il özel idaresi ve belediyelere duyurulması hususunda,

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Seyfullah HACIMÜFTÜOĞLU

Bakan a.

Vali

Müsteşar

 

Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız