• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Güncel Mevzuat

6353 ve 6338 Sayılı Kanunlarla Yapılan Değişikler

Tem13
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

           

11 Temmuz 2012  gün ve  28350 sayılı Resmi Gazete’de,  BÜTÇE KANUNLARINDA YER ALAN  BAZI HÜKÜMLERİN  İLGİLİ KANUN  VE KANUN  HÜKMÜNDE KARARNAMELERE EKLENMESİNE  DAİR 6338 sayılı Kanun yayınlandı.Bu Kanunla;

    237 sayılı Taşıt Kanununda Yapılan Değişiklikler :

MADDE 1 –   5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununun 10 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dâhil), Emniyet Genel Müdürlüğü ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne kurum, kuruluş, dernek ve vakıflarca hibe edilecek taşıtlar, merkezî yönetim bütçe kanununa bağlı (T) işaretli cetvelde gösterilmesine gerek bulunmaksızın Bakanlar Kurulu kararı ile edinilebilir.

Emniyet Genel Müdürlüğüne ait taşıtlar, 12/4/2001 tarihli ve 4645 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğüne Ait Araç, Gereç, Mal ve Malzemenin Satış, Hibe, HEK ve Hurda Durum ve İşlemleri ile Hizmet Satışına Dair Kanun hükümleri çerçevesinde merkezî yönetim bütçe kanununa bağlı (T) işaretli cetvelde gösterilmelerine gerek bulunmaksızın, cinsi ve adedi İçişleri Bakanlığının talebi ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine alınacak Bakanlar Kurulu kararında belirlenmek kaydıyla 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmaksızın yenileri ile mübadele edilebilir. Aradaki fiyat farkı, döner sermaye gelirleri, sosyal tesis veya kantin gelirleri ile Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı gelirlerinden karşılanır.

Türk Silahlı Kuvvetlerine (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dâhil) ait taşıtlar, 30/5/1985 tarihli ve 3212 sayılı Silahlı Kuvvetler İhtiyaç Fazlası Mal ve Hizmetlerinin Satış, Hibe, Devir ve Elden Çıkarılması; Diğer Devletler Adına Yurt Dışı ve Yurt İçi Alımların Yapılması ve Eğitim Görecek Yabancı Personel Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde merkezî yönetim bütçe kanununa bağlı (T) işaretli cetvelde gösterilmelerine gerek bulunmaksızın, cinsi ve adedi Milli Savunma Bakanlığının (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı için ise İçişleri Bakanlığının) talebi ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine çıkarılacak Bakanlar Kurulu kararında belirlenmek kaydıyla 4734 sayılı Kanuna tabi olmaksızın yenileri ile mübadele edilebilir. Aradaki fiyat farkı, sosyal tesis veya kantin gelirleri ile döner sermaye gelirlerinden veya bağış yoluyla (Jandarma Genel Komutanlığı için Jandarma Asayiş Vakfı gelirlerinden) karşılanır.

Türk Silahlı Kuvvetlerine (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dâhil) ait taşıtlardan, trafiğe tescil tarihi itibarıyla en az on yaşını doldurmuş olanlar, merkezî yönetim bütçe kanununa bağlı (T) işaretli cetvelde gösterilmelerine gerek bulunmaksızın, cinsi ve adedi, ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığının kararıyla, 4734 sayılı Kanuna tabi olmaksızın ve satılacak taşıt sayısı satın alınacak taşıt sayısından az olmamak ve satın alınacak taşıt sayısı merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen adetleri geçmemek üzere yenileri ile mübadele edilebilir ve aradaki fiyat farkı, bütçeden karşılanabilir. Bu fıkrada yer almayan hususlar hakkında 3212 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”

MADDE 2 – 237 sayılı Kanunun 17 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Vakıf, dernek, sandık, banka, birlik, firma, şahıs ve benzeri kuruluş veya kişilere ait olup bu Kanun kapsamında bulunan kurumlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşlarınca kullanılan taşıtların giderleri için (güvenlik hizmetlerinde kullanılan taşıtlar hariç) kurum bütçelerinden hiçbir şekilde ödeme yapılamaz.”

MADDE 3 – 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 156 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “aylık tutarından, alınacak vergi ve kanunlar gereğince yapılacak bütün kesintiler indirildikten sonra (Kefalet Sandığı kesintileri hariç) kalan kısmın,” ibaresi “brüt aylık tutarın,” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

              190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Yapılan Değişiklikler  ;

MADDE 5 – 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine “kullanılması,” ibaresinden sonra gelmek üzere “22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca yükümlü oldukları özürlü ve eski hükümlü işçi atamaları hariç” ibaresi ile birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Özürlü ve eski hükümlü işçi atamaları, izleyen ayın sonuna kadar Maliye Bakanlığına ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.”

MADDE 6 – 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 7 – Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde belirtilen kamu idare, kurum ve kuruluşlarının; serbest memur kadrolarına açıktan veya diğer kamu idare, kurum ve kuruluşlarından nakil suretiyle yapabilecekleri toplam atama sayısı sınırı merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilir.

Hâkimlik ve savcılık meslekleri ile bu meslekten sayılan görevlere ve Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği uyarınca asistan kadrolarına yapılacak atamalar, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında münhasıran vergi ve sosyal güvenlik alanlarında istihdam edilecek yardımcı kadrolarına yapılacak atamalar, 657 sayılı Kanunun 53 üncü maddesine göre yapılacak özürlü personel atamaları, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu kapsamında veya diğer ilgili mevzuata göre yapılacak askerî personel atamaları, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan kadrolara yapılacak atamalar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesi ve 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 1 inci maddesi uyarınca yapılacak atamalar ile 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesi uyarınca yapılacak personel nakilleri merkezî yönetim bütçe kanununda öngörülen atama sınırlamalarına tabi değildir.

Sınırlamalara tabi olmaksızın atama yapılabileceği ikinci fıkrada belirtilen kadrolardan ayrılanların sayısı merkezî yönetim bütçe kanununda öngörülen atama sayısının hesabında dikkate alınmaz.

Merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen atama sayısının kamu idare, kurum ve kuruluşları itibarıyla dağılımı, kullanımı ve diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi üzerine Başbakan onayı ile belirlenir. Mali yıl içinde yeniden teşkilatlanan veya yeni kurulan kamu idare, kurum ve kuruluşları için merkezî yönetim bütçe kanununda belirlenen atama sayısının yüzde onunu geçmemek ve Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği tertibindeki ödenek dikkate alınmak suretiyle ilave sayı tespit etmeye Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Birinci fıkra kapsamında 657 sayılı Kanunun 59 uncu ve 92 nci maddeleri uyarınca yapılabilecek açıktan atamalar için Devlet Personel Başkanlığından izin alınması zorunludur.

Kamu idare, kurum ve kuruluşları, izleyen mali yıla ait ilave atama izin taleplerini içinde bulunulan mali yılın ağustos ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına ve Devlet Personel Başkanlığına bildirir.

5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde belirtilen kamu idare, kurum ve kuruluşları kadro ve pozisyonlarının dolu-boş durumları ile bunlarda meydana gelen değişikliklere ilişkin bilgileri mart, haziran, eylül ve aralık aylarının son günleri itibarıyla düzenleyerek, anılan ayları izleyen ayın yirmisine kadar bütçe bilgi sistemi vasıtasıyla Maliye Bakanlığına bildirirler. Ayrıca, bu bilgileri içeren cetveller, Devlet Personel Başkanlığına gönderilir.”

              375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Yapılan Değişiklikler ;

MADDE 7 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası ile birinci fıkrada belirtilen mevzuat kapsamında, bir önceki mali yılda vizeli mevcut pozisyon ve tip sözleşme örnekleri yeni bir vize yapılmasına gerek kalmaksızın içinde bulunulan mali yılda da kullanılmaya devam olunur. Bu pozisyonlarda bir önceki mali yılda istihdam edilen personelden, içinde bulunulan mali yılda da görevlerine devam etmeleri uygun görülenlerle, mevcut sözleşme ücretlerine içinde bulunulan mali yıl için mevzuat uyarınca yapılacak artışlar ilave edilmek suretiyle yeni sözleşme yapılır.

Kanun, uluslararası anlaşma, Bakanlar Kurulu kararı veya yılı programıyla kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler ile hizmetin gerektirdiği zorunlu hâller için, yılı ödeneğini aşmamak kaydıyla yapılacak yeni vizeler dışında, bir önceki mali yıl sözleşmeli personel pozisyon sayıları hiçbir şekilde aşılamaz.”

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda Yapılan Değişiklikler ;

MADDE 10 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 15 inci maddesinin başlığı “Merkezî yönetim bütçe kanununun kapsamı ve düzeni” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Merkezî yönetim bütçe kanununun gider cetvelinin bölümleri, analitik bütçe sınıflandırmasına uygun olarak fonksiyonlar şeklinde düzenlenir. Fonksiyonlar birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü düzeyde alt fonksiyonlara ayrılır.

İlgili mevzuatta giderlere ilişkin olarak yer alan “Fasıl ve bölüm” deyimleri fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyini, “Kesim” deyimi fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyini, “Madde” deyimi fonksiyonel sınıflandırmanın üçüncü düzeyini, “Tertip” deyimi kurumsal, fonksiyonel ve finansman tipi kodların bütün düzeyleri ile ekonomik sınıflandırmanın ilk iki düzeyini, borç ödemeleri yönünden “ilgili hizmet tertibi” deyimi borç konusu hizmetlerin yürütüldüğü ilgili tertipleri ifade eder.”

MADDE 11 – 5018 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (e) bendi eklenmiş ve mevcut bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.

“e) İlgili mevzuatına göre, yılı içinde hizmetin gerektirdiği hâllerde Maliye Bakanlığınca belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde yeni tertipler, gelir kodları ve finansman kodları açılabilir.”

MADDE 12 – 5018 sayılı Kanunun 25 inci maddesine, ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin mal ve hizmet alım giderlerine ilişkin tertiplerinde yer alan savunma sektörü, altyapı, inşa, iskân ve tesisleriyle NATO altyapı yatırımlarının gerektirdiği inşa ve tesisler ve bunlara ilişkin kamulaştırmalar ile stratejik hedef planı içinde yer alan alım ve hizmetler, Kalkınma Bakanlığının vizesine bağlı olmayıp yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer almaz.”

MADDE 13 – 5018 sayılı Kanunun 31 inci maddesine, üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Yükseköğretim Kurulu ile üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinde, harcama yetkilileri ödenek gönderme belgesiyle belirlenir. Bu idarelerde ödenek gönderme belgesi ile ödenek gönderilen birimler harcama birimi, kendisine ödenek gönderilen birimin en üst yöneticisi ise harcama yetkilisidir. Bütçe ödeneklerinin ilgili birimlere dağılımının planlanması, ödenek gönderme belgesine bağlanması ve kullanılmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir.”

MADDE 14 – 5018 sayılı Kanunun 51 inci maddesine, birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Tahakkuk ettirilecek giderler Devlet muhasebesi kayıtlarında ekonomik sınıflandırmanın dördüncü düzeyini de kapsayacak şekilde gösterilir.”

MADDE 15 – 5018 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 79 – Özel mevzuatındaki hükümler saklı kalmak üzere, idare hesaplarında kayıtlı olup 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında izlenen kamu alacakları dışında kalan;

a) Zarurî veya mücbir sebeplerle takip ve tahsil imkânı kalmayan,

b) Tahsili için yapılacak takibat giderlerinin asıl alacak tutarından fazla olacağı anlaşılan,

kamu alacaklarından merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilen tutarlara kadar olanların kayıtlardan çıkarılmasına üst yöneticiler yetkilidir. (a) bendine göre belirlenen tutarı aşan kamu alacaklarından silinmesi öngörülenler merkezî yönetim bütçe kanununda ayrıca gösterilir.”

            5393 sayılı Belediye Kanununda Yapılan  Değişiklik;

MADDE 16 – 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Dördüncü fıkrada sayılan unvanlara ilişkin hizmetler dışında kalmak ve o hizmet için ihdas edilmiş kadro bulunmamak kaydıyla, İçişleri Bakanlığınca üçüncü fıkra çerçevesinde sözleşmeli personel istihdamı uygun görülmüş olan kadro unvanlarına ilişkin görevlerde, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre münhasıran kısmi süreli olarak sözleşmeli personel çalıştırılabilir.”

              12 Temmuz 2012  gün ve  28351 sayılı Resmi Gazete’de  BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 6353 sayılı  KANUN yayınlandı.Bu Kanunla ;

             1-) 6245 sayılı Harcırah Kanununda Yapılan  Değişiklik :

MADDE 1 – 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 3 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların kendileri ve anılan Kanuna göre belirlenecek bakmakla yükümlü oldukları kişilerden, yurt içinde tedavilerinin yapılamaması nedeniyle usulüne uygun olarak tedavi amacıyla yurt dışına gönderilenlerin refakatçilerine, yurt dışında tedavi süresi ile sınırlı olmak üzere ve belgelendirmeleri koşuluyla ödemiş oldukları konaklama bedelleri, 5510 sayılı Kanunun 66 ncımaddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenecek gündeliklere ilave olarak ve anılan Kurum tarafından her bir gün için ödenecek yurt dışı gündelik tutarını geçmemek üzere, ilgililerin görevli oldukları kurumları tarafından ayrıca ödenir.

Bu hüküm, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili mevzuatı uyarınca usulüne uygun olarak alınmış sağlık kurulu raporu ile refakatli olarak yurt dışında tedaviye gönderilmiş olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte tedavileri devam eden veya aynı hastalıktan dolayı tedavileri yurt içinde sürdürülen hastaların refakatçileri hakkında da uygulanır.

İkinci fıkra kapsamına girenlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki döneme ilişkin konaklama bedelinin ödenebilmesi için, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde hak sahiplerince kurumlarına müracaat edilmesi gerekir. Bu madde kapsamındaki konaklama giderleri, tedavi gören kişinin ilgili olduğu kurum tarafından karşılanır.”

           7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda  Yapılan  Değişiklik :

MADDE 2 – 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 23 – 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen depremler sonucunda işyerlerinin ağır hasar görmesi nedeniyle bireysel borçlanmada bulunmuş veya bulunmamış hak sahiplerinden üst üste üç taksidini ödememiş olanların veya taksitlerini ödemekle birlikte kendi istekleriyle hak sahipliğinden vazgeçtiklerini bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yazılı olarak beyan edenlerin hak sahipliği, il idare kurulu kararıyla düşürülür. Hak sahipliği düşürülenlerden tazminat alınmaz. Hak sahipliğinin düşürüldüğü tarihe kadar hak sahipleri tarafından ödenen tutar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından kanuni faizi ile birlikte hak sahibine geri ödenir. Hak sahipliği düşürülen kişilere ait işyerleri, bu Kanunun 31 inci maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilir.”

4734 sayılı Kamu İhale Kanununda Yapılan Değişiklikler ;

MADDE 27 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“t) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının kurduğu veya iştirak ettiği şirketten (ÖSYM’nin yapacağı mal ve hizmet alımlarında Yükseköğretim Kurulunun uygun görüşü alınmak kaydıyla) sınav faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik olarak yapılacak mal ve hizmet alımları,”

MADDE 28 – 4734 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin birinci fıkrasına ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“İlan yapılmayan ihalelerde, ihale dokümanı sadece idare tarafından davet edilenlere satılır.”

MADDE 29 – 4734 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (h) fıkrasının birinci paragrafında yer alan “üç” ibaresi “dört” olarak değiştirilmiştir.

31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 6 ncımaddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“m) Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu, bağımsız spor federasyonları tarafından yapılan her türlü gençlik ve spor faaliyetleri ile bu faaliyetlerle ilgili kamp, eğitim ve hazırlık çalışmalarında süreklilik arz etmeyecek şekilde görevlendirilenler,”

           5510 sayılı Kanunda Yapılan Değişiklikler;

MADDE 37 – 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve dördüncü fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“j) Sigortalı olmaksızın, 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden yükümlü bulunduğu mecburi hizmet süresini tamamlamış olanların, yurt dışında resmî öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmı,”

“a) Birinci fıkranın (a), (b), (d), (e), (f), (g), (h) ve (j) bentleri gereği borçlananlar, borçlandığı tarihteki 4 üncü maddenin birinci fıkrasının ilgili bendine göre,”

MADDE 38 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 42 – Geçici 38 inci maddenin dördüncü fıkrası kapsamında bulunanlardan 60 gün içinde başvuru hakkını kullanmamış olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün içinde Kuruma başvurmaları halinde, geçici 38 inci madde hükümlerinden yararlandırılır.”

MADDE 39 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 43 – 1416 sayılı Kanuna göre yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden yükümlü bulunduğu mecburi hizmet süresini tamamlamış olanlardan, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmaya başlamış olup geçici 4 üncü madde kapsamında çalışmaya devam edenler; yurt dışında resmî öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmının tamamını veya bir bölümünü, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde veya mecburi hizmetlerini tamamlayacakları tarihten itibaren üç ay içinde müracaat etmeleri ve müracaatın kabul edildiği ay itibarıyla geçerli olan emekli keseneğine esas kazanç tutarı üzerinden ve borçlanacakları süreye ilişkin olarak hesaplanacak kesenek ve kurum karşılığı toplamından oluşan yükümlülük tutarının tamamını peşin olarak veya müracaatın kabul tarihinden itibaren oniki ayda eşit taksitler halinde ödemek suretiyle borçlanabilirler. Borcunu taksitler halinde ödeyecek olanların borçlanma işlemi sırasında hesaplanan aylık taksit tutarı, borcun ödendiği tarihteki prime esas asgarî kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas asgarî kazancı ile çarpılır ve bulunan tutar, ilgili ayın taksit tutarı kabul edilir.

Borcunun tamamını peşin ödeyenler ile taksit ödeme dönemi sonunda borcunun tamamını ödemiş olduğu tespit olunanların borçlanmış oldukları süreler, fiili hizmet süresinin hesabında ve iştirakçiliğin başlangıç tarihinin tespitinde dikkate alınır. Aylık taksitlerini zamanında ödemeyenlerin önceki aylara ilişkin olarak ödemiş oldukları tutarlar, süresi geçen son taksit tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgililere iade olunur.

Bu maddeye göre yapılacak borçlanma işlemlerine ilişkin olarak birinci ve ikinci fıkrada düzenlenmemiş olan hususlar hakkında mülga hükümleri dahil 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”

MADDE 40 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 44 – 23/4/1999 ile 14/2/2005 tarihleri arasında tabi oldukları personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu memuriyetleri sona erip, 22/6/2006 tarihli ve 5525 sayılı Kanun uyarınca haklarında verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile ortadan kaldırılanların bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren 3 ay içinde Kuruma müracaat etmeleri halinde ve yaş haddine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla; memuriyetlerinin sona erdiği tarih ile 22/6/2006 tarihi arasındaki dönem içinde uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak sigorta primi ödenmemiş veya emekli keseneği yatırılmamış sürelerine ilişkin kesenek ve kurum karşılığı toplamları, görevden ayrıldıkları tarihteki derece ve kademelerine hizmet olarak sayılacak sürenin her üç yılına bir derece ve her yılına bir kademe verilmek ve öğrenim durumları itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncımaddesindeki yükselebilecekleri dereceleri geçmemek üzere tespit edilecek derece ve kademeleriyle başvuru tarihinde uygulanmakta olan katsayılar esas alınarak belirlenecek emekli keseneğine esas aylık tutarları üzerinden Kurum tarafından hesaplanarak halen çalıştıkları veya kamu görevlisi olarak en son çalışmış oldukları kamu idarelerine bildirilir ve söz konusu tutarlar bu idareler tarafından üç ay içerisinde Kuruma defaten ödenir.

Haklarında verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile 5525 sayılı Kanun uyarınca ortadan kaldırılmış olanlardan memuriyetten çıkarılmış oldukları kuruma yeniden atanmak üzere başvuranların, bu başvurularının ilgili kurumların kayıtlarına geçtiği tarihten başlayarak bu kurumlarda yapılan ilk atamalarının kendilerine tebliği tarihine kadar olan dönem içerisindeki uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak sigorta primi ödenmemiş veya emekli keseneği yatırılmamış süreleri hakkında ise, birinci fıkra uyarınca yapılmış olan derece yükselmesi ve kademe ilerlemeleri saklı kalmak kaydıyla, yukarıdaki fıkra hükümleri çerçevesinde işlem yapılır. Ancak, bu fıkra kapsamına girenlerden ataması bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış olanların bu fıkra hükümlerinden yararlanabilmesi için, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde, bu maddenin yürürlük tarihinden önce atama talebinde bulunduğu halde atama işlemleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra tamamlanacakların ise, atamalarını izleyen altı ay içerisinde Kuruma başvuruda bulunmaları zorunludur.

Bu madde uyarınca ilgililer adına kesenek ve kurum karşılığı ödenmiş olması; birinci fıkrada belirtilen dönem içerisinde ödenmiş olan emeklilik veya malullük aylıkları ya da dul ve yetim aylıkları için kendilerine borç çıkarılmasını, emekli ikramiyesi farkı ve geriye dönük olarak aylık farkı ödenmesini gerektirmez.”

5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklik  ;

MADDE 43 – 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının başına aşağıdaki ibare eklenmiştir.

“6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hariç olmak üzere”

            6085 sayılı Sayıştay Kanununda Yapılan Değişiklik ;

MADDE 45 – 3/12/2010 tarihli ve 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 35 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) Denetimin yürütülmesi ve kamu zararının tespitinde aşağıdaki hususlara uyulur:

a) Düzenlilik denetimi, kamu idarelerinin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığının tespitini kapsayacak şekilde yapılır. Söz konusu hesap ve işlemler dışında kalan diğer işlem ve faaliyetler düzenlilik denetimi kapsamında değerlendirilemez. Yapılan düzenlilik denetiminin kapsamına ilişkin denetlenen kamu idaresi ile ortaya çıkan görüş farklılıklarının nasıl giderileceği hususu Sayıştay tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

b) Kamu idarelerinin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerinin denetiminde; yetkili merci ve organlar tarafından usulüne uygun olarak alınan karar veya yapılan iş ve işlemlerin mevzuata ve idarelerce belirlenen hedef ve göstergelere uygun olmasına rağmen, yönetsel bakımdan gerekliliği, ölçülülüğü, etkililiği, ekonomikliği, verimliliği ve benzeri gerekçelerle uygun bulunmadığı yönünde görüş ve öneri içeren yerindelik denetimi sayılabilecek denetim raporu düzenlenemez. Denetim raporlarında, kamu idaresinin yerine geçerek belirli bir iş ve işlemin yapılmasını veya belirli bir politikanın uygulanmasını zorunlu kılacak, kamu idaresinin takdir yetkisini sınırlayacak veya ortadan kaldıracak görüş ve talep içeren rapor düzenlenemez.

c) Yapılan denetimler sonucunda, ilgili kanunlar ile bunlara dayanarak çıkarılan tüzük, kararname, yönetmelik ve ilgili kanunlarda uygulamayı yönlendirmek üzere yetkilendirilmiş olan kamu idareleri tarafından yapılan düzenleme ve verilen görüşlere aykırı denetim raporu düzenlenemez. Ancak, bu düzenlemelerin ilgili kanunlara aykırı olduğu kanaatine varılır ve bu hususa Başkanlık tarafından da iştirak edilir ise düzenlenen rapor Başkanlık tarafından ilgili mercilere gönderilir. İlgili kamu idaresinin Sayıştay görüşüne katılması halinde ilgili düzenleme veya görüş usulüne uygun olarak düzeltilir. İlgili kamu idaresinin Sayıştay görüşüne katılmaması halinde, Sayıştay tarafından görevlendirilecek üç uzman denetçi ile ilgili kamu idaresi tarafından görevlendirilecek iki üyeden oluşacak komisyon tarafından düzenlenecek rapora göre işlem yapılır.

ç) Düzenlilik denetimi sonucunda düzenlenen raporda, yapılan denetimin kapsadığı iş ve işlemler ile bunlardan ilgili mevzuatına uygun olduğu tespit edilen hususlara da yer verilir. Bu hususların ilgili Daireler tarafından da uygun bulunması halinde ilgili mevzuatta herhangi bir değişiklik olmadığı takdirde bu mevzuata uygun olarak aynı şekilde yapılan mali iş ve işlemler hakkında da daha sonra mevzuata aykırılık gerekçe gösterilerek denetim raporu düzenlenemez.

d) Kamu idarelerinin düzenlilik ve performans denetimleri sonucunda düzenlenen taslak denetim raporları denetim grup başkanlıkları tarafından Başkanlığa sunulmadan önce üç uzman denetçiden oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından ilgili kanunlar ile bunlara dayanarak çıkarılan tüzük, kararname, yönetmelik ve ilgili kanunlarda uygulamayı yönlendirmek üzere yetkilendirilmiş olan kamu idareleri tarafından yapılan düzenleme ve verilen görüşler ile bu fıkrada yer alan diğer hususlara uygunluğu yönünden değerlendirilir. Rapor değerlendirme komisyonlarının teşekkülü ile bunların çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.”

             3713 sayılı  Terörle Mücadele Kanununda Yapılan Değişiklikler ;

MADDE 76 – 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin (A) fıkrasında yer alan “%1” ibaresi “%2” şeklinde, aynı fıkranın (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“a) Görevleri sona ermiş olsa bile 21 inci maddede belirtilen görevleri yapmaları nedeniyle uğradıkları saldırı sonucu şehit olanlar dahil kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile geçici ve gönüllü köy korucularından veya 21 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendi ya da ikinci fıkrası kapsamındakilerden şehit olanların eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişinin; şehidin ana, baba ve kardeşi bulunmaması durumunda eş veya çocuklarından toplam iki kişinin; şehidin eş veya çocuğunun bulunmaması durumunda ana veya babası ile kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişinin, ana veya babanın bu hakkı kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişinin,

b) (a) bendinde sayılanlardan malul olup da çalışabilir durumda olanların kendilerinin, çalışamayacak durumda olanların ise eş veya çocuklarından birisinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin,”

“c) 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamındakilerden hayatını kaybedenlerin eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin; 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamındakilerden malul olanlardan çalışabilir durumda olanların kendilerinin, çalışamayacak durumda olanların ise eş veya çocuklarından birisinin,”

MADDE 77 – 3713 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11 – Bu maddenin yürürlük tarihinden önce bu maddeyi düzenleyen Kanun ile 21 inci maddeye eklenen haller sebebiyle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce malul olanların kendileri, hayatını kaybedenlerin ise dul ve yetimleri, müracaatları üzerine bu Kanunun durumlarına uygun hükümlerinden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren yararlandırılırlar. Anılan maddenin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamına giren er ve erbaşlar yönünden aylıkların yeniden belirlenmesinde müracaat şartı aranmaz.

21 inci madde kapsamına girenlerden, daha önce her ne şekilde olursa olsun devam eden yargı süreçleri ve icrai takibatlardan feragat edenler, ilgili kuruma başvurmaları durumunda bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren 21 inci madde ile sağlanan durumlarına uygun haklardan yararlandırılır. Davalardan feragat edilmesi halinde mahkemelerce ilgili kurum lehine hükmedilecek vekalet ücretleri ilgili kurumca tahsil edilmez.

Bu madde esas alınarak geriye dönük herhangi bir aylık, aylık farkı, tazminat, tazminat farkı ile ikramiye ve ikramiye farkı ödenmez ve geriye dönük hak talep edilemez.”

MADDE 78 – 3713 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 12 – Bu maddeyi düzenleyen Kanunla değiştirilen ek 1 inci maddede belirtilen haller sebebiyle bu maddenin yürürlük tarihinden önce malul olanların kendileri, hayatını kaybedenlerin ise hak sahibi yakınları ek 1 inci maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde anılan maddeyle getirilen haklardan yararlanır.”

MADDE 79 – 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “eski hükümlü işçiyi” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu veya 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu kapsamına giren ve askerlik hizmetini yaparken 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinde sayılan terör olaylarının sebep ve tesiri sonucu malul sayılmayacak şekilde yaralananları” ibaresi eklenmiştir.

2-) PAZAR YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK’TE 12 Temmuz 2012 Günlü Resmi Gazete’de Yayınlanmıştır.

 

Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelik

Tem10
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

       

7  Temmuz 2012 gün ve 28346 sayılı Resmi Gazete’de  SEBZE VE MEYVE TİCARETİ VE TOPTANCI HALLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK yayınlanmıştır.Ve ayrıca,7  Temmuz 2012 günlü Resmi Gazete’de;   7/12/2011 tarihli ve 28135 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sebze ve Meyve Ticareti ile Hal Kayıt Sistemi Hakkında Tebliğ (2011/1) yürürlükten kaldırılmıştır

 

Yazıldı Duyurular

03.07.2012 tarihli Genelge..

Tem10
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı   : B.07.0.BMK.0.22.115913.  7388

                                             Konu : Mali ve sosyal haklar

                                                                                                                                       03.07.2012

GENELGE

             Bilindiği üzere, 1/6/2012 tarihli ve 28310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan 29/5/2012 tarihli ve 2012/1 numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararıyla kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin bazı kararlar alınmıştır. Buna göre;

1- 1/7/2012-31/12/2012 döneminde geçerli olmak üzere, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasıyla;

a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı (0,071589), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı (0,9579), iş güçlüğü, iş riski, temininde güçlük ve mali sorumluluk zamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak yan ödeme katsayısı ise (0,0227) olarak belirlenmiştir.

b) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca sözleşmeli olarak çalıştırılan personelin ücret tavanı 3.755,96 TL’ye yükseltilmiştir.

c) 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ücret tavanı 3.330,68 TL’ye yükseltilmiştir.

ç) 30/11/1984 tarihli ve 84/8813 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Başbakanlıkta Çalıştırılacak Sözleşmeli Personel Hakkında Hizmet Sözleşmesi Esaslarının 8 inci maddesinde yer alan Başbakanlık Müsteşarının aylık sözleşme ücret tutarı 3.874,83 TL’ye yükseltilmiştir.

d) Mevzuatı uyarınca istihdam edilen sözleşmeli personelin hizmet sözleşmesi esaslarında yer alan ve 29/5/2012 tarihli ve 2012/1 numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile yükseltilmiş bulunan taban ve tavan ücretleri %4 oranında artırılmıştır.

e) Mevzuatı uyarınca vize edilmiş sözleşmeli personel pozisyonlarının, 2012/1 numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile yükseltilmiş bulunan taban ve tavan ücretleri %4 oranında artırılmıştır.

f) Çeşitli statülerde sözleşmeli olarak çalıştırılanların, 2012/1 numaralı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile artırılmış olan mevcut brüt sözleşme ücretleri %4 oranında artırılmıştır.

2- Aylık ve ücretlerin hesaplanması, yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alınmak

suretiyle gerçekleştirilecek olup, 1/7/2012-14/7/2012 tarihleri arasındaki fark tutarları ise hesaplanmalarını müteakiben ödenecektir.

3- 1/7/2012 tarihinden itibaren işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavan tutarı 3.033,98 TL’dir.

4- 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Kanun uyarınca yürürlüğe konulan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin 8 inci maddesi uyarınca Bakanlığımızca ilan edilmesi gereken genel idare hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık tutarı, 1/7/2012 tarihi itibarıyla 2.963,59 TL’dir.

Gereğini arz / rica ederim.

Mehmet ŞİMŞEK

Maliye Bakanı

 

Yönetmelik

Tem03
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

29 Haziran 2012 gün ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de  İÇME SUYU ELDE EDİLEN VEYA ELDE EDİLMESİ PLANLANAN  YÜZEYSEL SULARIN KALİTESİNE DAİR YÖNETMELİK yayınlanmıştır.

 

6322 Sayılı Kanun Tebliği

Haz26
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA 6111 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 4)

 

 

   (26 Haziran 2012 gün ve 28335 sayılı R.G.)

  15/6/2012 tarihli ve 28324 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 42 nci maddesiyle 25/2/2011 tarihli ve 1. Mükerrer 27857 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna geçici 19 uncu madde eklenmiş ve anılan madde 6322 sayılı Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu Tebliğ ile 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin verdiği yetkiye istinaden Kanunun; Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında yer alan ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarına ilişkin olarak söz konusu maddenin uygulamasına yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.

I – KANUN HÜKMÜ

6322 sayılı Kanunun 42 nci maddesiyle 6111 sayılı Kanuna eklenen geçici 19 uncu madde hükmü aşağıda yer almaktadır.

“GEÇİCİ MADDE 19 – (1) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarına göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek Kanun hükümlerini ihlal edenler, bu tutarları ödemeleri gerektiği tarihten itibaren Kanunun 19 uncu maddesinde belirlenen geç ödeme zammı ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın başından itibaren dört ay içerisinde ödemeleri şartıyla Kanun hükümlerinden yararlandırılır.

(2) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkralarında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların bu maddelerin hükümlerine göre ödenmemesi nedeniyle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal etmiş olan borçluların ihlale neden olan tutarları, birinci fıkrada belirtilen sürede ödemeleri ya da bu süre içerisinde veya bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yaptıkları başvurulara dayanılarak 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre çok zor durumda olduklarının tespit edilmesi halinde bu borçlular da Kanun hükümlerinden yararlandırılır.

(3) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarına göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek yapılandırmayı ihlal edenlerden; bu Kanunun 6274 sayılı Kanunla değişik 168 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep hali kabul edilenler ile 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre doğal afet nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere borçlulardan mücbir sebep hali bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam edenler, birinci fıkra kapsamındaki ödemelerini mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapmaları şartıyla Kanun hükümlerinden yararlandırılır.

(4) Bu Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunduğu halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal eden borçluların ihlale neden olan tutarları birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde, diğer tutarları ise Kanunda öngörülen şekilde tamamen ödemeleri halinde ilgili mevzuat uyarınca kesilmesi gereken vergi cezaları ve para cezalarının kesilmesinden ve tahakkuk edip etmediğine bakılmaksızın bu alacaklardan ve bunlara ilişkin fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

(5) Bu madde hükümlerinden yararlanan borçlulardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara karşılık cebren ya da rızaen tahsil edilen tutarlar, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin en eski vadeli olanından başlamak üzere ve tahsil edildikleri tarihler dikkate alınarak bu madde hükmüne göre mahsup edilir. Bu şekilde yapılan mahsup sonrasında bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken tutarlardan fazla ödendiği tespit edilen tutarlar ilgili mevzuat hükümlerine göre red ve iade edilir.

(6) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre bu Kanunun 168 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kamu kurum ve kuruluşları yetkilidir.”

II – UYGULAMAYA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere Kanunda belirtilen süre ve şekilde başvuruda bulunmuş olanlardan, 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre süresinde ödenmesi gereken tutarları ödemeyerek anılan maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiş olanlara maddede öngörülen şartları yerine getirmeleri koşuluyla yeniden Kanundan yararlanma hakkı tanımaktadır.Ancak, geçici 19 uncu madde, 6111 sayılı Kanundan yararlanmak için süresinde başvuruda bulunmamış olan borçlulara yeni bir başvuru hakkı vermemektedir.

1 – Geçici 19 uncu Madde Hükümlerinden Yararlanabilecekler

6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükümlerinden;

– Anılan Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarına göre süresi içerisinde yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek veya eksik ödeyerek Kanun hükümlerini ihlal edenler,

– Anılan Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların bu madde hükmüne göre ödenmemesi nedeniyle geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal edenler,

yararlanabilecektir.Dolayısıyla, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 6111 sayılı Kanun hükümlerini ihlal etmemiş borçluların bu maddeyle getirilen düzenlemeler ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.

2 – Geçici 19 uncu Madde Hükümlerinden Yararlanma Şartları

6111 sayılı Kanunla, Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımları kapsamında yapılandırılan borçların peşin veya taksitler halinde ödenmesi imkanı getirilmiştir.6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesiyle, borçluların Kanundan yararlanma başvurularındaki ödeme süresine ilişkin tercihlerinde herhangi bir değişiklik yapılmamakta olup, maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla Kanun hükümlerinin ihlal edilmesine neden olan tutarların, 15/6/2012 tarihini takip eden ayın başından itibaren dört aylık süre içerisinde, en son 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenmesine imkan verilmektedir. Diğer taraftan, madde hükmünde ödeme süresi, Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden ayın başından itibaren dört ay olarak belirlenmiş olmakla birlikte borçlularca, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihinden itibaren ödeme yapılması mümkün bulunmaktadır.6111 sayılı Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarına göre yapılandırma başvurusunda bulunduğu halde 15/6/2012 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek veya eksik ödeyerek Kanun hükümlerini ihlal edenler, ihlale neden olan tutarları ödemeleri gerektiği tarihten itibaren Kanunun 19 uncu maddesinde belirlenen geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemeleri şartıyla 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılacaktır.6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmünden yararlanılabilmesi için yazılı başvuruda bulunulacağına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarına ilişkin ayrıca yazılı başvuru aranılmayacaktır. Ancak, il özel idareleri ve belediyeler geçici 19 uncu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlulardan yazılı başvuru aranılıp aranılmayacağını belirlemede yetkilidir.Diğer taraftan, geçici 19 uncu madde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiş olan borçluların münhasıran 15/6/2012 tarihi itibarıyla ödemedikleri tutarlara yeni bir ödeme süresi getirdiğinden, vadesi bu tarihten sonraya rastlayan taksitlere yönelik herhangi bir ödeme süresi uzatımı söz konusu değildir.

Örnek 1 – 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında borçlarını yapılandıran ve 18 taksit ödeme seçeneğini tercih eden mükellef, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla herhangi bir ödeme yapmadığından, 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir. Mükellef ödemediği taksit tutarlarını, taksit vade tarihlerinden itibaren hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemesi halinde, Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince geç ödeme zammı ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacaktır.Öte yandan, 6111 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacak tutarlarına tercih edilen ödeme süresine bağlı olarak katsayı hesaplanmakta olup, taksitle ödeme ve katsayı uygulaması 12/3/2011 tarihli ve Mükerrer 27872 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanun Genel Tebliğinin (II/C-2) bölümünde açıklanmıştır. 6111 sayılı Kanuna eklenen geçici 19 uncu madde ile getirilen ödeme süresi katsayı uygulamasını etkilememektedir. Bir başka anlatımla, Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarına başvuru sırasında tercih edilen taksit sayısına göre uygulanan katsayıdan başka 31/10/2012 tarihine kadar geçen süre için ayrıca bir katsayı hesaplanmayacaktır.

3 – 6111 Sayılı Kanunun 19 uncu Maddesi ile Geçici 19 uncu Maddesinin Birlikte Uygulanması

Bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında “(1) a) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

b) Bu Kanunun 17 nci maddesinin; onuncu fıkrasının (b) bendi, onsekizinci, yirmibirinci, yirmiikinci ve yirmiüçüncü fıkraları hükümlerine göre ödenmesi gereken taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının bu fıkra hükümlerine göre izleyen taksit ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.” hükmü yer almaktadır.Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin bir takvim yılında en fazla iki defa ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun başvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır. Aynı şekilde bir takvim yılında bir taksit ödemesi öngörülen yapılandırmalarda da taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının geç ödeme zammı ile birlikte izleyen taksitle beraber ödenmesi şartıyla 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılmaya devam edilecektir.

Diğer taraftan;

– Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın sonuna kadar da ödenmemesi,

– Bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,

– Bir takvim yılında tek taksit ödemesi öngörülen hallerde ödenmeyen taksitin izleyen taksitle birlikte ödenmemesi,

halinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilmektedir.6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi ile Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunduğu halde yapılandırılan tutarları Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemeyerek Kanun hükümlerinden yararlanma hakkını kaybeden borçlulara, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen tutarları 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödeme imkanı verilmiş olduğu halde, Kanunun 19 uncu maddesi hükmünün uygulanmayacağına yönelik bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmesi gereken tutarları süresinde ödemeyerek Kanun hükümlerini ihlal edenlerin 31/10/2012 tarihine kadar ödemeleri gereken tutarların tespitinde 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükümleri de dikkate alınacaktır.

Örnek 2 – 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında borçlarını yapılandıran ve 12 taksit ödeme seçeneğini tercih eden mükellef, 2011 takvim yılında bir taksitini süresinde ödemiş, daha sonra herhangi bir ödeme yapmadığından 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.Mükellefin geçici 19 uncu madde kapsamında getirilen düzenlemeden yararlanarak Kanun hükümlerine göre yapacağı ödemelerde, Kanunun 19 uncu maddesi gereğince bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinin Kanun hükümlerini ihlal sebebi sayılmadığı hususu da dikkate alınacaktır. Bu çerçevede mükellef,

– 2011 takvim yılına ilişkin ödenmeyen üç taksitten en az birini hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte,

– 2012 takvim yılına ilişkin ise Temmuz 2012, Eylül 2012 ve Kasım 2012 aylarında ödenmesi gereken taksitleri süresinde ödemek koşuluyla, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödeme süresi geçmiş üç taksitten (Ocak 2012, Mart 2012, Mayıs 2012)  en az birini hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte,31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemesi halinde 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmaya devam edecektir.Mükellefin, geçici 19 uncu madde ile getirilen imkandan yararlanabilmesi için 2011 takvim yılına ilişkin en az bir taksit ödemesini geçici 19 uncu madde kapsamında yapması,  2012 takvim yılı için ise en az dört taksitini süresinde ödemesi gerekmektedir.Bu çerçevede;

– geçici 19 uncu madde kapsamında ödeme süresi uzatılan (Ocak 2012, Mart 2012, Mayıs 2012) taksitlerin tamamını hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar, Temmuz 2012, Eylül 2012 ve Kasım 2012 aylarında ödenmesi gereken taksitlerinden ise en az birini süresinde,

– geçici 19 uncu madde kapsamında ödeme süresi uzatılan (Ocak 2012, Mart 2012, Mayıs 2012) taksitlerden en az ikisini hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar, Temmuz 2012, Eylül 2012 ve Kasım 2012 aylarında ödenmesi gereken taksitlerinden de en az ikisini süresinde,ödeyerek de 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmaya devam edebilecektir.

6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) Bu Kanunun 15 inci ve 16 ncı maddeleri ile 17 nci maddesinin yedinci fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.” hükmü yer almaktadır.Anılan hükmün uygulamasına ilişkin açıklamalar 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanun Genel Tebliğinin (IX/C) bölümünde yapılmış olup, geçici 19 uncu madde kapsamında yapılacak kısmi ödemeler için de anılan bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacağı tabiidir.

Örnek 3 – Örnek 2’deki mükellef 2011 takvim yılına ilişkin olarak bir taksitini 31/10/2012 tarihine kadar ödemesine rağmen, 2012 takvim yılında ödemesi gereken taksitlere karşılık herhangi bir ödemede bulunmamıştır. Bu durumda mükellefin geçici 19 uncu madde kapsamında 2011 takvim yılına yönelik yaptığı taksit ödemesi için de Kanun hükümlerinden ödediği tutar kadar yararlanması mümkün bulunmaktadır.

Örnek 4 – 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında borçlarını yapılandıran ve peşin ödeme seçeneğini tercih eden mükellef, yapılandırılan tutarlara ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığından 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.Dolayısıyla mükellef, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırdığı borçlarını, peşin ödeme seçeneğini tercih etmesi nedeniyle bu tutarlara ayrıca bir katsayı uygulanmaksızın, geçici 19 uncu maddenin getirmiş olduğu düzenleme kapsamında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödeyerek Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.

Örnek 5 – 2007 takvim yılına ilişkin olarak 6111 sayılı Kanunun yayımından önce başlanılan vergi incelemesi sonucunda tanzim olunan vergi inceleme raporuna istinaden düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesi mükellefe 20/7/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellef, vergi/ceza ihbarnamesine konu vergi ve cezaları 6111 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında 6 taksitte ödemek üzere yapılandırmıştır.Mükellef, Ağustos 2011 ayına ait birinci taksitini süresinde ödemiş ancak diğer taksitlerini ödemediğinden Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.Buna göre, mükellef geçici 19 uncu madde kapsamında ödeme süresi uzatılan Ekim 2011, Aralık 2011, Şubat 2012, Nisan 2012 taksitlerini geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödeyebilecektir.Ancak, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan altıncı taksitin (Haziran 2012) süresi içerisinde ödenmemesi halinde bu taksit, Kanunun 19 uncu maddesi gereğince geç ödeme zammı ile birlikte 31/7/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenebilecektir.

Örnek 6 – Mükellefin borçları 6111 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında 6 taksit seçeneğine göre ilk taksit ödemesi Temmuz 2011 ayından başlamak üzere yapılandırılmıştır.

Mükellef, yapılandırılan borcuna ilişkin olarak geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla herhangi bir ödeme yapmadığından, 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.Mükellefin 2011 takvim yılında 3 taksit (Temmuz 2011, Eylül 2011, Kasım 2011), 2012 takvim yılında 3 taksit (Ocak 2012, Mart 2012, Mayıs 2012) olmak üzere ödemesi gereken taksitlerin tamamının vade tarihleri geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceye rastlamaktadır. Dolayısıyla, mükellef bu tutarları, 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi uyarınca, geç ödeme zammı ile birlikte 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemesi halinde Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.Buna göre, 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası gerekçe gösterilerek bu tutarların ödeme süresinin 30/11/2012 tarihine kadar uzaması mümkün bulunmamaktadır.

Örnek 7 – Örnek 6’daki mükellefin, Mayıs 2012 ayı hariç diğer taksitlerinin tamamını süresinde ödediği varsayıldığında, geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla 6111 sayılı Kanun hükümleri ihlal edilmemiş olacaktır. Bu durumda, mükellefin geçici 19 uncu madde hükmünden yararlanması söz konusu olmayacağından, Mayıs 2012 ayına ait taksitini, 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi gereğince en geç Haziran 2012 ayı sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödemesi gerekecektir.

4 – 6111 Sayılı Kanunun 3 üncü Maddesinin Dokuzuncu Fıkrası Hükmünü Yerine Getirmeyerek Kanun Hükümlerini İhlal Edenler

6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında “(9) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.” hükmü yer almaktadır.6111 sayılı Kanunun 2 ve/veya 3 üncü maddelerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için yapılandırılan borçlarını Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemelerinin yanında Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen vergileri de sürelerinde ödemeleri gerekmektedir.Geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla 6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakları madde hükmüne göre ödeyememiş olan ve bu nedenle Kanundan yararlanma hakkını kaybeden borçlulara da bir imkan getirilerek, ihlale neden olan tutarları 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemeleri ya da 31/10/2012 tarihine kadar veya geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihinden önce yaptıkları başvurulara dayanılarak 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre çok zor durumda olduklarının tespit edilmesi durumunda Kanun hükümlerinden yararlanmaları sağlanmıştır.Buna göre, 6111 sayılı Kanunun 2 ve/veya 3 üncü maddelerinden yararlanmak üzere başvuran mükelleflerden Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında vadesinde ödenmesi öngörülen alacaklar yönünden Kanun hükümlerini ihlal etmiş olanlar, ihlale neden olan tutarları 31/10/2012 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödeyerek Kanun hükümlerinden yararlanmaya devam edebilecektir.Bu kapsamda yapılması gereken ödemeleri 31/10/2012 tarihine kadar çok zor durumda olmaları nedeniyle yapamayan borçluların ise ya bu tarihe kadar 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirme talep ederek durumlarının tespit edilmesini sağlamaları ya da geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kapsamda yaptıkları tecil ve taksitlendirme başvurusu üzerine çok zor durumda olduklarının tespit edilmiş olması gerekmekte olup bu takdirde de Kanun hükümlerinden yararlanılmaya devam edilecektir.Çok zor durum halinin tespitinde, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin uygulamalarını gösteren ilgili mevzuatta yapılmış açıklamalara göre işlem yapılacak ve borçluların tecil ve taksitlendirme taleplerinin çok zor durum hali dışındaki nedenlerle reddedilmiş olması geçici 19 uncu madde ile getirilmiş imkanı ortadan kaldırmayacaktır.Diğer taraftan, 6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında olup geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihinden sonra (bu tarih dahil) verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler açısından Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası hükümleri uygulanacaktır.Geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla 6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakları madde hükmüne göre ödeyememiş olan ve bu nedenle Kanundan yararlanma hakkını kaybeden borçluların bu nedenle ödeyememiş oldukları 6111 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerini bu Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde ödemeleri gerektiği tabiidir.

5 – Mücbir Sebep Halindeki Borçlular ve Geçici 19 uncu Madde Hükmü Uygulaması

6111 sayılı Kanunun 6274 sayılı Kanunla değişik 168 inci maddesi Bakanlar Kuruluna, doğal afetler nedeniyle Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere borçlu olanlar ile yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep hali kabul edilen borçluların, ödeme süresi mücbir sebep halinin başladığı tarih ile mücbir sebep halinin sona erdiği tarih arasına rastlayan 6111 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerinin ödeme sürelerini uzatma yetkisi vermiştir.Bakanlar Kurulu, bu yetkisini 17/3/2012 tarihli ve 28236 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kullanmış ve konuya ilişkin açıklamalar 7/4/2012 tarihli ve 28257 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliğinde yapılmıştır.2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında mücbir sebep nedeniyle 6111 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerin ödeme sürelerinin uzatılabilmesi için, mücbir sebep halinin başladığı tarih itibarıyla borçluların Kanundan yararlanma haklarının bulunması şarttır. Dolayısıyla mücbir sebep halinin başladığı tarih itibarıyla 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiş olanların anılan Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında getirilen düzenlemelerden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.6111 sayılı Kanuna eklenen geçici 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile Kanun hükümlerini mücbir sebep halinin başladığı tarihten önce ihlal etmiş olan ve mücbir sebep hali maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi itibarıyla devam eden borçlulara, mücbir sebep halinin başladığı tarih itibarıyla Kanundan yararlanma haklarının kaybedilmesine neden olan taksitlerini, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar ödemelerine imkan verilmekte ve buna bağlı olarak 2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı hükümlerinden yararlanma imkanı sağlanmaktadır.Buna göre, 15/6/2012 tarihi itibarıyla mücbir sebep hali devam eden ve mücbir sebep halinin başladığı tarihten önce süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen tutarlar nedeniyle 6111 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiş olan borçluların, Kanun hükümlerini ihlal etmelerine neden olan tutarları, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar ödemeleri halinde Kanun hükümlerinden yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde geçici 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükmünden yararlanan mükellefler, 2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile getirilmiş olan imkanlardan da yararlanacaklardır.Diğer taraftan, geçici 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile mücbir sebep halindeki borçlular için 6111 sayılı Kanun kapsamında ödenecek taksitlere yönelik özel bir ödeme zamanı belirlenmekle birlikte, 6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası nedeniyle Kanun hükümlerini ihlal eden mükellefler açısından farklı bir ödeme süresi belirlenmediğinden, geçici 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası kapsamındaki mükelleflerden, Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasını ihlal edenler de ihlale neden olan tutarlara yönelik geçici 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre Kanundan yararlanabileceklerdir.

Örnek 8 – Van Vergi Dairesi mükellefi, bu vergi dairesine olan borçlarını 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırmış ve 18 taksitte ödeme seçeneğini tercih etmiştir. Mükellef mücbir sebep halinin başlangıç tarihi olan 23/10/2011 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken taksitlerini (Haziran 2011, Temmuz 2011, Eylül 2011) ödemediğinden 6111 sayılı Kanun hükümlerini ihlal etmiştir.23/10/2011 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle, Van İli genelinde bu tarihten başlamak üzere Bakanlığımızca ilan edilen mücbir sebep hali halen devam etmektedir.Konunun örneklenebilmesi için 30/11/2012 tarihi, mücbir sebep halinin sona ereceği tarih olarak varsayılmıştır.Mükellef, mücbir sebep halinin başladığı tarih itibarıyla 6111 sayılı Kanun hükümlerini ihlal ettiğinden, geçici 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası gereğince, mücbir sebep halinin başladığı tarihten önce ödemesi gereken taksitlerini, mücbir sebep halinin sona erdiği kabul edilen Kasım 2012 ayını takip eden Aralık 2012 ayının sonuna kadar ödeyebilecektir.Ayrıca, 2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince de mücbir sebep halinin başlangıç ve bitiş (23/10/2011-30/11/2012) tarihleri arasına rastlayan taksitler mücbir sebep halinin sona erdiği kabul edilen Kasım 2012 ayını takip eden Aralık 2012 ayından başlayacak şekilde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sürelerde ödenecektir.

6 – 6111 Sayılı Kanunun 5 inci Maddesi Hükümlerinden Yararlanmak Üzere Başvuruda Bulunduğu Halde Kanun Hükümlerini İhlal Edenler 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında “(4) Bu Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunduğu halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun hükümlerini ihlal eden borçluların ihlale neden olan tutarları birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde, diğer tutarları ise Kanunda öngörülen şekilde tamamen ödemeleri halinde ilgili mevzuat uyarınca kesilmesi gereken vergi cezaları ve para cezalarının kesilmesinden ve tahakkuk edip etmediğine bakılmaksızın bu alacaklardan ve bunlara ilişkin fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.Bu hüküm ile 6111 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan beyan ve başvurular üzerine hesaplanan tutarları Kanun hükümlerine uygun ödemeyerek ihlal eden borçluların, geçici 19 uncu madde hükümlerinden yararlanması durumunda, ihlal tarihinden geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihine kadar geçen sürede Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle ilgili mevzuat uyarınca kesilmesi gereken vergi cezaları ile ilgili ne şekilde işlem yapılacağı hususu açıklığa kavuşturulmaktadır.Buna göre, 6111 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran ancak Kanunda öngörülen şartları yerine getirmemiş olan borçlular da ihlale neden olan tutarları 31/10/2012 tarihine kadar geç ödeme zammı ile birlikte, diğer tutarları ise Kanunda öngörülen şekilde ödeyerek 5 inci madde hükümlerinden yararlanacak ve buna bağlı olarak da 6111 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle ilgili mevzuat uyarınca kesilmesi gereken vergi cezalarının kesilmesinden ve tahakkuk edip etmediğine bakılmaksızın bu alacaklardan ve bunlara ilişkin fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecektir.Bu kapsamda geçici 19 uncu madde hükümlerinden yararlanan borçluların ödemelerinde de maddenin 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi ile ilişkisine yönelik açıklamalar dikkate alınacak ve 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanun Genel Tebliğinin “V- PİŞMANLIKLA YA DA KENDİLİĞİNDEN YAPILAN BEYANLARA İLİŞKİN HÜKÜMLER” başlıklı bölümüne göre işlem yapılacaktır.

7 – Kanun Kapsamında Yapılandırılan Alacaklara Karşılık Cebren ya da Rızaen Tahsil Edilen Tutarlar

6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında “(5) Bu madde hükümlerinden yararlanan borçlulardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara karşılık cebren ya da rızaen tahsil edilen tutarlar, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin en eski vadeli olanından başlamak üzere ve tahsil edildikleri tarihler dikkate alınarak bu madde hükmüne göre mahsup edilir. Bu şekilde yapılan mahsup sonrasında bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken tutarlardan fazla ödendiği tespit edilen tutarlar ilgili mevzuat hükümlerine göre red ve iade edilir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu hüküm ile 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunduğu halde Kanun hükümlerini ihlal eden borçlulardan, yapılandırılan amme alacaklarına karşılık ihlal tarihinden sonra cebren ya da rızaen tahsil edilen tutarların, yapılandırmanın ihya edilmesini müteakip 6111 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlere mahsubu öngörülmekte ve mahsup işlemlerinin tahsilat tarihleri esas alınarak ödenmesi gereken taksitlerin en eski vadeli olanından başlanmak suretiyle yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmaktadır.Bu hükmün uygulanmasında, borçluların herhangi bir müracaatı aranılmayacak, cebren ya da rızaen tahsil edilen tutarlar yapılandırılmış alacaklara tahsil edildikleri tarih itibarıyla mahsup edilecektir.Bu çerçevede yapılacak mahsup işlemlerinde, en eski vadeli taksitten başlanılacak ve tahsil edilen tutarların tahsilat tarihleri itibarıyla 6111 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükmüne göre geç ödeme zammı hesaplanıp hesaplanmayacağına dikkat edilecektir. Tahsilat tarihinden daha sonraki tarihlerde ödenmesi gereken taksitlere karşılık yapılacak mahsuplarda geç ödeme zammı hesaplanmayacağı tabiidir.Bu şekilde yapılan mahsup sonrasında 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken toplam tutardan fazla tahsil edildiği tespit edilen tutarlar, 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre red ve iade edilecektir. Ancak, red ve iade edilecek tutar, vergi mevzuatı çerçevesinde iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle mahsuben ödenmiş ise ilgili mevzuatın belirlediği nakden iade şartları gerçekleşmedikçe nakden iade edilmeyecektir.

Örnek 9 – Mükellef, bağlı olduğu vergi dairesine olan 30.000,-TL borcunu 6111 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırmış ve 18 taksitte ödeme seçeneğini tercih etmiştir. Yapılandırma sonrası katsayı dahil olmak üzere her bir taksit tutarı 1.000,-TL olarak hesaplanmıştır.Mükellef, 2011 takvim yılına ilişkin ilk taksitini süresinde ödedikten sonra geri kalan taksitlere karşılık herhangi bir ödemede bulunmadığından Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.Vergi dairesi mükellefin Kanundan yararlanma hakkı sona erdikten sonra, 15/2/2012 tarihinde yapılandırılan borçlarına karşılık 28.500,-TL cebren tahsilat yapmıştır.Geçici 19 uncu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra vergi dairesi mükelleften cebren tahsil ettiği tutarı yapılandırılan borçlarına geç ödeme zammını da dikkate alarak mahsup edecektir.Buna göre, cebren yapılan tahsilat en eski vadeli Temmuz 2011 ayına ilişkin taksitten başlamak üzere Ocak 2012 ayı taksiti dahil tahsilat tarihi itibarıyla geç ödeme zammı hesaplanarak mahsup edilecektir. Mart 2012 ayından itibaren ödenmesi gereken on üç taksite ise geç ödeme zammı hesaplanmayacaktır.Bu durumda, Temmuz 2011 ayı taksitine karşılık 98,-TL, Eylül 2011 ayı taksitine karşılık 70,-TL, Kasım 2011 ayı taksitine karşılık 42,-TL, Ocak 2012 ayı taksitine karşılık 14,-TL olmak üzere hesaplanan 224,-TL geç ödeme zammı ile ödenmemiş taksit tutarı toplamı olan 17.000,-TL cebren tahsil edilen 28.500,-TL’den mahsup edilecektir. Mahsup sonrası kalan (28.500-17.224=)11.276,-TL mükellefe 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi hükmüne göre red ve iade edilecektir. Ayrıca 6111 sayılı Kanunun 18 inci maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarih itibarıyla katsayı düzeltmesinin yapılması gerektiği tabiidir.

III – DİĞER HUSUSLAR

1 – 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi ile anılan Kanuna göre başvuru sırasında tercih edilen ödeme sürelerinde herhangi bir değişiklik yapılmamış sadece Kanun hükümlerinin ihlal edilmesinden dolayı ödenemeyen tutarlara ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın başından itibaren dört aylık bir ek süre verilmek suretiyle bu süre içerisinde ödemelerini yapan borçlulara 6111 sayılı Kanun hükümlerinden yeniden yararlanabilme hakkı sağlanmıştır.Bu nedenle, 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesiyle getirilen düzenlemeden yararlanmak isteyen mükelleflerden ayrıca yazılı başvuru aranılmayacaktır. Ancak, Kanun kapsamında yapılandırılan borçlara karşılık cebren veya rızaen tahsil edilen tutarların Kanun hükümlerine göre mahsubu gerektiğinden mahsup sonrası ödenecek tutarlarda değişiklik meydana gelebilecektir. Bu durumda olan borçluların ödenecek tutarları öğrenebilmeleri için ödemelerini yapmadan önce ilgili vergi dairesi ile irtibata geçmesi gerekmektedir.

2 – 6111 sayılı Kanunun 6, 7, 8, 10 ve 11 inci maddelerinden yararlanan mükelleflerin ödemeleri gereken tutarları süresinde ödememeleri halinde Kanun hükümleri ihlal olmadığından, bu hükümler kapsamında ödenecek tutarlar için 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi kapsamında herhangi bir ödeme süresi uzatımı söz konusu değildir.

3 – 6111 sayılı Kanun hükümlerini ihlal ettikten sonra, ihlale konu borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi çerçevesinde tecil ve taksitlendirme hükümlerine göre ödemekte olan mükelleflerin, 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri halinde ilgili vergi dairelerine başvurmaları ve yapılandırmanın ihya edilmesini talep etmeleri gerekmektedir.Bu durumdaki mükelleflerin 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri halinde, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında yapılan ödemeler (tecil faizi dahil) yapılandırılan borçlara karşılık bu Tebliğin (II/7) numaralı bölümünde yapılan açıklamalar dikkate alınarak mahsup edilecektir.

4 – Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna (YURTKUR) olan öğrenim ve katkı kredisi borçlarını yapılandırmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan ancak 6111 sayılı Kanun hükümlerini ihlal eden borçlulardan ihlal tarihinden sonra cebren ya da rızaen yapılan tahsilatlarYURTKUR’a aktarıldığından, geçici 19 uncu madde kapsamında red ve iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde, red ve iade işlemi Kurum tarafından yapılacak, ancak bu konuda gerekli bilgiler vergi dairesince Kuruma bildirilecektir. Benzer durumda olan kurum alacaklarına karşılık da aynı şekilde işlem tesis edilecektir.

5 – 6111 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmü kapsamında yapılacak ödemelerde de Kanunun “Başvuru ve ödeme süresi ile şekli” başlıklı 18 inci maddesinin ödeme şekline ilişkin hükümleri ile “Süresinde ödenmeyen taksitler” başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.

6 – 6111 sayılı Kanuna göre başvuruda bulunan ve borçları Kanuna göre taksitlendirilen mükellefler tarafından, vergi borçlarının olup olmadığına dair yazı istenilmesi halinde taksitlendirme ihlal edilmediği sürece bu borçları için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair yazı verilmektedir. Geçici 19 uncu madde kapsamında borçlarını ödeme imkanına kavuşan mükelleflerin, maddenin yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihi ila ödeme süresinin son günü olan 31/10/2012 (bu tarih dahil) tarihleri arasında Kanundan yararlanma imkanları bulunduğundan, bu tarihler arasında talep edecekleri vergi borçlarının olup olmadığına dair yazının verilmesi sırasında Kanun kapsamında ödeyecekleri borçları dikkate alınmayacaktır.

Tebliğ olunur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Umuma Açık İstirahat ve Eğlence Yerlerinin Açılış ve Kapanış Saatleri

Haz25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

10.05.2012

Sayı: B.05.0.MAH.0.02.01.00-349-12465

Konu: Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılış ve kapanış saatleri

 

Büyükşehir belediyeleri içerisinde yer alan ilçe belediyeleri sınırları içerisindeki umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılış ve kapanış saatlerinde sorunlar yaşandığına dair Bakanlığımıza sözlü veya yazılı olarak başvurular yapılmaktadır. Bu başvurulardan; aynı cadde veya sokak üzerinde olduğu halde, ayrı ayrı iki veya üç ilçe belediyesi sınırlan içerisinde kaldığından dolayı ilgili belediye encümenlerince farklı farklı açılış ve kapanış saatleri belirlenen ve aynı faaliyetleri yürüten işletmelerin olduğu, bu durumun da başta haksız rekabete sebep olmak üzere çeşitli problemlere yol açtığı anlaşılmaktadır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinde “Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:… d) Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan veya işletilen alanlardaki işyerlerine büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda bulunan alanlarda işletilecek yerlere ruhsat vermek ve denetlemek…. j) Gıda ile ilgili olanlar dâhil birinci sınıf gayrisıhhî müesseseleri ruhsatlandırmak ve denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar kurmak ve işletmek… İlçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır; …a) Kanunlarla münhasıran Büyükşehir belediyesine verilen görevler ile birinci fıkrada sayılanlar dışında kalan görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak…. c) Sıhhi işyerlerini, 2 nci ve 3 üncü sınıf gayrisıhhî müesseseleri, umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek…” hükmü, 27 nci maddesinde “Büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyon, büyükşehir belediyesi tarafından sağlanır. Büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilâf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir…”hükmü, 28 inci maddesinde “Belediye Kanunu ve diğer ilgili Kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri ilgisine göre büyükşehir, büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyeleri hakkında da uygulanır.” hükmü, 5393 sayılı Belediye Kanununun 34 üncü maddesinde “Belediye encümeninin görev ve yetkileri şunlardır: …h) Umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek…”hükmü, 10 Ağustos 2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde “Bu Yönetmelikte geçen deyimlerden; a) Yetkili idare: Belediye sınırları ve mücavir alanlar dışı ile kanunlarda münhasıran il özel idaresine yetki verilen hususlarda il özel idaresini; büyükşehir belediyesi sınırları ve mücavir alanlar içinde büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu konularda büyükşehir belediyesini, bunların dışında kalan hususlarda büyükşehir ilçe veya ilk kademe belediyesini; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediyeyi ve organize sanayi bölgesi sınırları içinde organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini,… ifade eder.” hükmü, aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesinde “Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılış ve kapanış saatleri belediye sınırları içinde belediye encümeni, bu yerler dışında il encümeni tarafından tespit edilir….” hükmü yer almaktadır.

Mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde; umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılış ve kapanış saatlerinin ilgili belediye encümeni tarafından belirlenmesinin esas olduğu, ancak büyükşehir belediyeleri içerisinde yer alan ilçe belediyelerinde aynı cadde veya sokaklar üzerinde iki veya üç belediyenin sınırı olduğu dikkate alındığında; aynı cadde veya sokak üzerinde olduğu halde, ayrı ayrı iki veya üç İlçe belediyesi sınırları içerisinde kalan cadde ve sokaklardaki umuma açık istirahat ve eğlence yerleri için ilgili belediye encümenlerince farklı farklı açılış ve kapanış saatleri belirlenmesinin sorunlara yol açtığı, bu sorunların önüne geçilmesi bakımından büyükşehir ilçe belediyeleri içerisindeki umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılış kapanış saatlerinin 5216 sayılı Kanunun 27 nci maddesi kapsamında büyükşehir belediye meclisince belirlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

 

Toplu Taşıma Araçlarının Özürlülerin Kullanımına Uygunluğu

Haz25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

22.05.2012

Sayı: B.05.0.MAH.0.11.01.00-250/13616

Konu: Toplu Taşıma Araçlarının Özürlülerin Kullanımına Uygunluğu

 

İlgi :Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 04.05.2012 tarih ve 677 sayılı yazısı.

 

İlgi yazıda; 07.07.2005 tarih ve 25868 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’unda yer alan “Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.” hükmü gereği, Kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 07.07.2005 tarihi bazı alındığında 07.07.2012 tarihine kadar, mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçlarının özürlüler için erişilebilir duruma getirilmesi gerektiği, bu amaçla gerekli tedbirleri amaçla gerekli tedbirleri alma görevinin söz konusu Kanunla Büyükşehir Belediyeleri ile Belediyelere verildiği, konu ile ilgili bazı belediyelerce gerekli tedbirler alınırken bazılarının herhangi bir hazırlık içinde olmadığının görüldüğü ifade edilerek belediyelerin talep etmeleri halinde, 5378 sayılı Kanuna uygun araçların imalatının sanayimiz tarafından gerçekleştirilebileceği, söz konusu imalat ile ilgili araçların Özürlülere uygunluğu için gerekli teknik şartların Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu teknik mevzuatta yer aldığı, özürlü vatandaşlarımızın da herkes gibi ve herkesle birlikte yaşamın tüm alanlarındaki hak ve hizmetlere ulaşabilmesi ve bunlardan yararlanabilmesinde toplu taşıma araçlarının özürlülerin kullanımına uygun duruma getirilmesinin büyük önem taşıdığı, bu çerçevede konunun hassasiyetle ve acil olarak ele alınması gerektiği belirtilmektedir.

Konunun iliniz dahilindeki tüm mahalli idarelere duyurulması hususunda bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.

 

 

 

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

 

Kanun Çalışmaları

Haz25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

10.05.2012

 

 

Sayı: B.05.0.MAH.0.11.01.00-250/12504

Konu: Kanun çalışmaları

İlgi: 24.04.2012 tarih ve 11085 sayılı genelgemiz.

Bakanlığımıza ulaşan bilgilerden, bazı belde belediyelerinin ilgide kayıtlı Bakanlığımız Genelgesinin birinci maddesinin uygulanması ile ilgili tereddüt yaşadıkları anlaşılmaktadır.

İlgi Genelgemizin birinci maddesi ile 27 ilimizdeki tüm belde belediyelerinin yapacakları her türlü taşınmaz tahsisi, satışı ve kiralanması, yeni personel istihdamı, iş ve toplu iş sözleşmesinin yapılması, yeni nazım ve uygulama imar planı yapılması, imar planı değişikliği ve revizyonu ile inşaat ruhsatı işlemleri hariç her türlü imar uygulaması, iş makineleri ve diğer taşıtların satılması, 5393 sayılı Belediye Kanununun 68 inci maddesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla borçlanmaları ve ticari plaka verilmesi ile ilgili işlemlerini valilik onayı ile yapacakları ifade edilmiş olup, valilik onayına tabi olan her işlem çeşidi virgüller ile birbirinden ayrılmıştır.

Birinci madde içindeki “…imar planı değişikliği ve revizyonu ile inşaat ruhsatı işlemleri hariç her türlü imar uygulaması…” ifadesi, birinci maddede ifade edilen diğer işlem çeşitleri gibi belde belediyelerinin yapacakları imar planı değişikliği, imar planı revizyonu ve her türlü imar uygulamasının valilik onayına tabi olduğu ancak, sadece inşaat ruhsatı işlemlerinin valilik onayına tabi olmaksızın gerçekleştirileceği anlamına gelmekte olup söz konusu işlemler valilik onayı ile yapılmaya devam edilecektir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

 

 

 

 

 

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

 

 

Hizmet Alımı

Haz25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

14.05.2012

Sayı: B.05.0.MAH.0.08.02.00-900/12724

Konu: Hizmet Alımı

 

Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin 1 inci fıkrası ile İl Özel İdareleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 18 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; “Memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin hizmet satın alma yoluyla karşılanması esastır.” Hükmünün yürürlüğü, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurlunun 05/06/2008 günlü YD.İtiraz No:2008/166 sayılı kararı ile 08/07/2008 tarihli VE YD. İtiraz No:2008/505 sayılı kararıyla durdurulmuştur.

Bunun üzerine 27/11/2011 tarihli ve 28125 sayılı resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 3 üncü maddesi ile “Aynı yönetmeliğin 19 uncu maddesinin 1 inci fıkrası”,

Danıştay’ın söz konusu kararlarında: 5393 sayılı Belediye Kanununun 14., 15., 18. ve 67. Maddelerinde, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. maddesinde ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 50. maddesinde, mahalli idarelerin görevleri arasında sayılan kimi hizmetlerin mahalli idareler tarafından yapılabileceği gibi, üçüncü şahıslara yaptırabileceği belirtilmekte yetinildiği, mahalli idarelerin bu hizmetleri sadece hizmet satın alma yoluyla karşılamakla yükümlü tutan bir kurala yer verilmediğini, buna karşılık Yönetmeliklerin 18 inci ve 19 uncu maddelerinin birinci fıkralarıyla mahalli idarelerin norm kadrolarının meclisleri tarafından kararlaştırılması sırasında memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin hizmet satın alma yoluyla karşılanmasının esas olduğu ilkesinin dikkate alınmasını düzenleyen yönetmelik hükümlerinin 5393, 5216 ve 5302 sayılı Yasaların mahalli idarelere kimi hizmetleri bizzat yapmak ya da üçüncü şahıslara gördürmek konusunda takdir yetkisi tanıyan kurallarına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Yani Danıştay mahalli idarelerin hizmet satınalma yöntemini hukuka aykırı bulmamış, bu yöntemin esas kabul edilmesini hukuka aykırı bulmuştur.

Dolayısıyla Anayasanın 128 inci maddesinde “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu, kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmek zorundadır” hükmü de dikkate alınarak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin genel hükümler çerçevesinde hizmet satınalma yoluyla karşılanabileceğinin iliniz dahilindeki mahalli idarelere duyurulmasını önemle rica ederim.

 

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

 

 

 

2012 Yılı Mayıs Ayı Genelgeleri

Haz25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

14.05.2012

Sayı: B.05.0. MAH.0.11.01.00-250/12760

Konu: Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayı

İlgi :     a) Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 02.02.2012 tarih ve 2129 sayılı yazısı.

b) 15.02.2012 tarih ve 4669 sayılı yazımız.

c) Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 17.04.2012 tarih ve 6790 sayılı yazısı.

 

6260 sayılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun E-Cetveli’nin 9’uncu sırasında yer alan hüküm uyarınca Belediye ve İl Özel İdarelerince Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca hazırlanarak ilgi (a) yazı ile Bakanlığımıza gönderilmiş olup, Bakanlığımızın ilgi (b) yazısı ile tüm belediyeler ve il özel idarelerine duyurulmak üzere Valiliklere gönderilmiştir.

Ancak, İl Özel İdarelerince Hazine Müsteşarlığına gönderilen yazılardan, Genelge’nin uygulanmasına yönelik bazı tereddütlerin ortadan kaldırılması için Hazine Müsteşarlığınca hazırlanan ilgi (c) yazı ekinde alınan açıklamaların tüm mahalli idarelere iletilmesi hususunda;

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.

 

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

T.C.

BAŞBAKANLIK

Hazine Müsteşarlığı

17.04.2012

 

Sayı: B.02.1.HZN.0.0704.01/158-01-04-06790

İlgi: 02.02.2012 tarihli ve 2129 sayılı yazımız.

 

Bilindiği üzere, 6260 Sayılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun E-Cetveli’nin 9. sırasında yer alan hüküm uyarınca Müsteşarlığımızca Bakanlığınızın ve Türkiye Belediyeler Birliğinin de görüşleri alınarak “Belediye ve İl Özel İdarelerince Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi” (Genelge) hazırlanmış olup, ilgide kayıtlı yazımız ile tüm il özel idarelerine iletilmesi için tarafınıza gönderilmiştir.

Diğer taraftan, Müsteşarlığımıza il özel idareleri tarafından gönderilen yazılardan, Genelge’nin uygulanmasına yönelik bazı tereddütlerin yaşandığı anlaşılmıştır.

Bu çerçevede, bilgilerini ve Genelge’nin uygulanmasına yönelik tereddütlerin ortadan kaldırılması için ekte yer alan açıklamaların tüm il özel idarelerine iletilmesi hususunda gereğini arz ederim.

 

Burhanettin AKTAŞ

Müsteşar a.

Müsteşar Yardımcısı

EK

GENEL AYDINLATMA FATURALARININ BELEDİYE VE İL ÖZEL İDARELERİ TARAFINDAN KONTROLÜ VE ONAYINAİLİŞKİN AÇIKLAMALAR

– 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (Geçici 17. Maddesinin 1. ve 2. fıkrası)

– 6260 sayılı 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu (E-Cetveli’nin 9. Sırası)

– Aydınlatma Yönetmeliği (4. Maddenin 3. fıkrası)

– Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi (Geçici 4.Madde)

– Belediye ve İl Özel İdarelerince Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi (GENELGE)

Bilindiği üzere, aydınlatma hizmeti uygulamaları yukarıda sayılan mevzuat ile düzenlenmiş olup, bu çerçevede ilgili kurum/kuruluşlara getirilen yetki, görev ve sorumluluklar aşağıda sıralanmıştır:

– Cadde ve sokak aydınlatmaları ile trafik sinyalizasyonlarına ilişkin genel aydınlatma tüketim bedellerinin 01.01.2009 ila 31.12.2005 döneminde ilgili belediye ve il özel idaresi adına ödenmesi Hazine Müsteşarlığının sorumluluğundadır. (4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 17. Maddesinin 1. fıkrası)

– Kamuya ait park, bahçe, tarihi ve ören yerleri gibi halka açık yerler ile reklam ve benzeri amaçlı panoların genel aydınlatmaları, bu kapsamda gerekli sistemlerin tesis edilmesi, işletilmesi ve aydınlatma giderlerinin ödenmesi ilgisine göre ilgili belediye veya il özel idaresinin yükümlülüğündedir. (4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 17. Maddesinin 12 fıkrası)

– İlgili mevzuat uyarınca Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacak genel aydınlatma giderlerine ilişkin faturaların kontrolü ilgili belediye veya il özel idaresi tarafından yapılır. (6260 sayılı 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun E-Cetveli’nin 9. Sırası)

– Belediye ve il özel idarelerince, kendilerine iletilen faturaların;

a) kendi belediyeleri/il özel idareleri adına düzenlenmiş olduğunun,

b) ait olduğu aboneliklere ilişkin genel aydınlatma tesisinin kendi görev alanlarında bulunduğunun,

c) ait olduğu aboneliklere ilişkin genel aydınlatma tesisinin Aydınlatma Bölgeleri dahilinde olduğunun ve

d) “Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen bilgileri içerdiğinin kontrolü yapılır. (Belediye ve İl Özel İdarelerince Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin 6. Maddesi)

– Belediye ve il özel idarelerince faturaların kontrolünü müteakip GENELGE ekinde yer alan Onay Belgesi’nin doldurulması ve ilgili dağıtım şirketine iletilmesi gerekmektedir. (Belediye ve İl Özel idarelerince Genel Aydınlatma Faturalarının Kontrolü ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin 5. Maddesi)

– Elektrik dağıtım şirketlerinin 30.06.2012 tarihine kadar ilgili belediye veya il özel idaresi ile bağlantı anlaşması yapması gerekmektedir. Bu kapsamda, söz konusu bağlantı anlaşmalarının yapılması belediyelere ve il özel idarelerine herhangi bir ödeme yükümlülüğü veya mali külfet getirmemekte olup, hem Hazine Müsteşarlığınca dağıtım şirketlerine genel aydınlatma tesis ve teçhizatına ilişkin ödemelerin yapılabilmesi hem de belediye ve il özel idarelerine gönderilen faturaların kontrolünün daha sağlıklı yapılabilmesi için bu tesis ve teçhizata ilişkin bağlantı anlaşmalarının en geç 30.06.2012 tarihine kadar ilgili belediye veya il özel idarelerince yapılması gerekmektedir. (Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 4. Madde)

 

 

Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız