• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Güncel Mevzuat

KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

TBMM GENEL KURUL GÜNDEMİNE ALINARAK GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLANILAN

KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

 MADDE 1- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun adı “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” şeklinde değiştirilmiştir.

 MADDE 2- 4688 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “her hizmet kolunda yetkili kamu görevlileri sendikaları ve bunların bağlı bulundukları konfederasyonlar ile Kamu İşveren Kurulu arasında yürütülecek toplu görüşmelere ilişkin esasları düzenlemektir” ibaresi “toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir” şeklinde değiştirilmiştir.

 MADDE 3- 4688 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (h), (ı), (j) ve (k) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “a) Kamu görevlisi: Bu Kanun kapsamında yer alan kurum ve kuruluşların kadro veya pozisyonlarında istihdam edilenlerden işçi statüsü dışında çalışan kamu görevlilerini,”

“h) Toplu sözleşme: Bu Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda mutabık kalınması durumunda taraflarca imzalanan sözleşmeyi,

ı) Toplantı tutanağı: Toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda toplu sözleşme imzalanamaması halinde, tarafların uzlaştığı ve uzlaşamadığı konuların yer aldığı tutanağı,

j) İşyeri sendika temsilcisi: Bir işyerinde en çok üye kaydetmiş sendikaca o iş yerinden seçilen kamu görevlisini,

k) Sendika işyeri temsilcisi: Bir işyerinde en çok üye kaydetmiş sendika dışındaki her bir sendika tarafından o işyerinden seçilen kamu görevlisini,”

 MADDE 4- 4688 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “en az iki yıldan beri” ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Sendikanın kurucuları; sendika tüzüğü ve kamu görevlisi olduklarını gösterir belge ile sendikayı ilk genel kurula kadar sevk ve idare edeceklerin isimlerini kuruluş dilekçelerinin ekinde sendika merkezinin bulunacağı ilin valiliğine vermek zorundadırlar.

Konfederasyon kurucuları, konfederasyon tüzüğü ile sendikaların konfederasyon kurulmasına ilişkin kurucular kurulu kararını ve konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edeceklerin isimlerini konfederasyon merkezinin bulunacağı ilin valiliğine vermek zorundadırlar. Konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edecekler, üyesi oldukları sendikaların zorunlu organlarına seçilmemişlerse, kamu görevlisi olduklarını gösterir belgeyi eklemekle yükümlüdürler.”

“Valilik, tüzük ve belgelerin birer örneğini, onbeş işgünü içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderir.”

 MADDE 5- 4688 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g), (k) ve (n) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“g) Genel kurulun görev ve yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve yeter sayıları ile yönetim, denetleme ve disiplin kurullarının oluşumu, bu kurulların görevleri ve toplantı usulü.”

“k) Üyelik ödentisinin oranı.”

“n) Tüzüğün değiştirilmesi usulü, yapılacak ilk genel kurula sunulması ve geçmişe etkili olmaması kaydıyla ilgili makamlarca veya mahkemelerce kanuna aykırı görülerek düzeltilmesi istenen tüzük hükümlerinin değiştirilmesi için yönetim kuruluna yetki verilebilmesi.”

 MADDE 6- 4688 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasında yer alan “, Devlet Personel Başkanlığına” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

 “Sendika ve konfederasyonlar, birinci fıkrada belirtilen organların dışında da organlar kurabilir. Tüzüklerinde belirtilmesi kaydıyla genel kurul dışındaki organlar, görev, yetki ve sorumluluklarını kurulacak bu organlara devredebilir.”

 MADDE 7- 4688 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Sendika şubesi genel kurulları ve üye sayısı bini aşan sendikaların genel kurulları delegelerle yapılabilir.”

 MADDE 8- 4688 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve sekizinci fıkrasına “tüzük hükümleri gereğince” ibaresinden sonra gelmek üzere “altmış günü geçmemek kaydıyla” ibaresi eklenmiştir.

 “Olağan genel kurul toplantıları dört yılı aşmamak üzere tüzüklerde belirtilen sürede yapılır.

İki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ilişkin faaliyet ve hesap raporu, denetleme kurulu veya denetçi raporu ile gelecek döneme ilişkin bütçe önerisi, genel kurula katılacaklara toplantı tarihinden en az onbeş gün önce elektronik ortamda gönderilir veya internet sitesinde ilan edilir.”

 MADDE 9- 4688 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “h) Sendika şubesi açma, şubeleri birleştirme veya kapatma; sendika şubesi açma ve başlangıçtaki kuruluş şartlarını kaybeden şubeleri kapatma konularında yönetim kuruluna yetki verme.”

 MADDE 10- 4688 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesine “denetçiden oluşur” ibaresinden önce gelmek üzere “, en çok beş” ibaresi eklenmiştir.

 MADDE 11- 4688 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Çekilme, göreve son verilmesi veya sair nedenlerle kamu görevinden ayrılanların üyelikleri, sendika şubesi, sendika veya konfederasyon organlarındaki görevleri, farklı bir hizmet koluna giren kuruma atananlardan sendika üyesi olanların ise üyelikleri, varsa sendika şubesi ve sendika organlarındaki görevleri sona erer.”

 MADDE 12- 4688 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Sendika veya konfederasyonlar, tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası kuruluş kurabilir, amaçlarına uyan uluslararası kuruluşlara üye olabilir ve üyelikten çekilebilirler.

Sendika ve konfederasyonlar ikinci fıkra kapsamına giren faaliyetlerini gerçekleşme tarihinden itibaren onbeş gün içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirir. Bildirime ilgili kuruluş tüzüğünün bir örneği de eklenir.”

 MADDE 13- 4688 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrasına “işyeri sendika temsilcisi” ibaresinden sonra gelmek üzere “, sendika işyeri temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi” ibaresi eklenmiş, aynı fıkrada yer alan “haklı bir sebep olmadıkça ve” ibaresi ile dördüncü fıkrasında yer alan “seçildikleri tarihten itibaren otuz gün içerisinde” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, dördüncü ve beşinci fıkralarına sırasıyla aşağıdaki cümleler eklenmiş ve altıncı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

 “Sendika yönetim kurulu üyelerinin, bu fıkrada belirtilen haklardan yararlanabilmesi için bağlı bulundukları sendikanın şube kurulması için öngörülen üye sayısına ulaşması, konfederasyon yönetim kurulu üyelerinin bu fıkrada belirtilen haklardan yararlanabilmesi için ise konfederasyona bağlı sendikaların toplam üye sayısının genel kurullarını delegelerle yapabilecek sendika üye sayısına ulaşması gerekir.

Sendika şubesi bulunmayan il ve ilçelerde il ve ilçe temsilciliği kurulabilir.”

 MADDE 14- 4688 sayılı Kanunun Dördüncü Kısım başlığında yer alan “İdarî Kurullar” ibaresi “Yönetime Katılma” şeklinde değiştirilmiş, 19 uncu maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (g) bendine “dinlenme yerleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “misafirhane,” ibaresi eklenmiş ve (h) bendinde yer alan “yapmak ve bu amaçla” ibaresi “yapılması amacıyla kamu yararına çalışan dernekler ile” şeklinde değiştirilmiştir.

 “Konfederasyonlar, bu Kanundaki hükümler çerçevesinde, toplu sözleşme görüşmelerinde taraf olmaya yetkilidir.”

“a) Genel olarak kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere yapılacak çalışmalara temsilciler göndermek.”

 MADDE 15- 4688 sayılı Kanunun Dördüncü Kısım İkinci Bölüm başlığı “Yönetime Katılma” şeklinde ve 21 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Kamu Personeli Danışma Kurulu

MADDE 21- Kamu Personeli Danışma Kurulu, kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonları ile kamu idareleri arasında sosyal diyaloğun geliştirilmesi, kamu personel mevzuatının ve kamu yönetimi uygulamalarının değerlendirilmesi, yönetimin daha iyi işleyen bir yapıya kavuşturulması için ortak çalışmalar yürütülmesi, kamu görevlilerinin yönetime katılımının sağlanması ve kamu yönetiminin karşılaştığı sorunlara çözümler geliştirilmesi amacıyla; Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, en çok üyeye sahip üç konfederasyonun genel başkanı ve Devlet Personel Başkanından oluşur. Kurula gündemde yer alan konulara göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ile yetkili sendikaların temsilcileri de davet edilebilir.28 inci maddede belirtilen toplu sözleşme konuları ile kurumsal konular dışında kalan ve kamu personel sistemini ilgilendiren genel nitelikli konular, Kamu Personeli Danışma Kurulunda değerlendirilir.

Kamu Personeli Danışma Kurulu, her yıl Mart ve Kasım aylarında toplanır. Kurulun sekreterya hizmetleri Devlet Personel Başkanlığınca yürütülür.”

 MADDE 16- 4688 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “İşyeri sendika temsilcileri ve sendika işyeri temsilcileri

MADDE 23- İşyerlerinde 30 uncu madde uyarınca yapılan tespite göre kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş sendika, işyeri sendika temsilcisi seçmeye yetkilidir. İşyerindeki kamu görevlisi sayısı 200’e kadar ise bir, 201-600 arasında ise en çok iki,        601-1000 arasında ise en çok üç, 1001-2000 arasında ise en çok dört, 2000’den fazla ise en çok beş işyeri sendika temsilcisi seçilebilir. Bu temsilcilerden biri ilgili sendika tarafından baştemsilci olarak görevlendirilebilir.

İşyeri sendika temsilcileri, işyerlerinde kamu görevlilerinin işveren veya işyeri ile ilgili sorunlarını dinlemek, ilgili yerlere iletmek ve kamu görevlileri ile işveren arasında iletişim sağlamak amacıyla işyerinden seçilir. İşyeri sendika temsilcileri bu görevlerini işyerinde, haftada iki saat olmak üzere yerine getirirler ve bu sürede izinli sayılırlar.

Bir işyerinde en çok üye kaydetmiş sendikanın dışında faaliyette bulunan sendikalar da, bu Kanun kapsamına giren sendikal faaliyetlerin yürütülmesi açısından koordinasyon görevini yürütmek üzere o işyerinden sendika işyeri temsilcisi belirleyebilirler.

Kamu işvereni yönetim ve hizmetin işleyişini engellemeyecek biçimde sendika temsilcilerine çalışma saatleri içinde ve dışında görevlerini yapabilmeleri için imkânlar ölçüsünde kolaylıklar sağlar.”

 MADDE 17- 4688 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasına “işyerinde herkesin görebileceği yerde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kurumsal düzeyde duyurulabilecek diğer araçlarla” ibaresi eklenmiştir.

 

 MADDE 18- 4688 sayılı Kanunun Altıncı Kısım başlığı “Toplu Sözleşme” şeklinde ve 28 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Toplu sözleşmenin kapsamı

MADDE 28- Toplu sözleşme; kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsar.

Aylık ve ücretler ile diğer mali ve sosyal haklara ilişkin sistemde değişiklik öngören talepler toplu sözleşmenin kapsamı dışındadır.

Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz.

Toplu sözleşme hükümleri, sözleşmenin yapıldığı tarihi takip eden iki mali yıl için geçerlidir.

8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa göre aylık ödenmekte olanların aylıklarının hesabında da toplu sözleşme hükümlerine göre belirlenen aylık ve taban aylık katsayıları esas alınır. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılık hali esas alınarak bağlanan yaşlılık veya malullük aylıklarında yapılacak artışlar hakkında 5510 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin ikinci fıkrası uygulanmaz ve bu aylıklar toplu sözleşme hükümlerine göre belirlenen aylık ve taban aylık katsayılarındaki artış dikkate alınarak artırılır.”

 MADDE 19- 4688 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Toplu sözleşmenin tarafları ve imza yetkisi

MADDE 29- Toplu sözleşme görüşmelerine kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlileri adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti katılır.

Kamu İşveren Heyeti, Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcilerinden oluşur.

Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti, bağlı sendikaların toplam üye sayısı itibarıyla en fazla üyesi bulunan konfederasyonun Heyet Başkanı olarak belirleyeceği bir temsilci ile bağlı sendikaların üye sayıları esas alınmak kaydıyla en fazla üyesi bulunan konfederasyon tarafından belirlenecek üç, ikinci sırada bulunan konfederasyon tarafından belirlenecek iki ve üçüncü sırada bulunan konfederasyon tarafından belirlenecek bir temsilci olmak üzere yedi üyeden oluşur. Heyet Başkanı ve temsilciler, toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasından onbeş gün önce konfederasyonlar tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Heyet Başkanlığı sıfatını haiz konfederasyon temsilcisinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaması veya görüşmelerden çekilmesi halinde Heyet Başkanlığı yetkisi, en çok üyeye sahip olma sırası esas alınarak görüşmelere katılmaya yetkili diğer konfederasyon temsilcileri tarafından kullanılır.

            Toplu sözleşmeyi kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti Başkanı, kamu görevlileri adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı imzalar.

Bu madde hükümlerine göre toplu sözleşmenin imzalanması halinde Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.”

 MADDE 20- 4688 sayılı Kanunun Altıncı Kısım İkinci Bölüm Başlığı “Üye Sayılarının Tespiti ve Toplu Sözleşme Görüşmeleri”, 30 uncu maddesinin başlığı “Üye sayılarının tespiti” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddenin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, ikinci fıkrasında yer alan “Yetkili sendika ve konfederasyonların” ibaresi “Sendika ve konfederasyonların üye sayılarının” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın son paragrafında yer alan “her hizmet kolundaki yetkili” ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

 “Sonuçların yayımı tarihinden itibaren beş işgünü içinde kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonlarının üye sayılarının yanlışlığı iddiasıyla sendika ve konfederasyonlarca Ankara İş Mahkemesine itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı onbeş gün içinde karara bağlar.”

 MADDE 21- 4688 sayılı Kanunun 31 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Toplu sözleşme görüşmeleri

MADDE 31- Toplu sözleşme görüşmeleri son rakamı tek olan yıllarda yapılır.

Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti tarafından hazırlanan toplu sözleşme teklifi, toplu sözleşme görüşmelerinin başlama tarihinden en az bir hafta önce Kamu İşveren Heyetine sunulmak üzere Devlet Personel Başkanlığına verilir. Ortak bir teklif üzerinde anlaşma sağlanamaması halinde ise Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine dahil olan her bir konfederasyon tarafından hazırlanan toplu sözleşme teklifleri aynı süre içerisinde Devlet Personel Başkanlığına verilir.

Kamu İşveren Heyeti Başkanının belirleyeceği kurum temsilcileri ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetinin toplam sayısı onbeşi geçmemek üzere belirleyeceği temsilciler, toplu sözleşme görüşmelerine teknik heyet olarak iştirak edebilirler.

Toplu sözleşme görüşmelerine, Ağustos ayının ilk işgünü Kamu İşveren Heyeti Başkanınca belirlenen ve Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine dahil konfederasyonlara görüşmelerin başlamasından en az bir hafta önceden bildirilen yerde başlanır. Toplu sözleşme süreci, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının alınması da dahil olmak üzere en geç Ağustos ayının son işgünü tamamlanır. Hafta sonu tatil günleri hariç olmak üzere resmi tatil günlerine rastlayan günlerde toplu sözleşme görüşmelerine ara verilir. Toplu sözleşme görüşmelerinin yürütülmesinde uygulanacak yöntem ve görüşme takvimi yönetmelikle düzenlenir.

Her bir hizmet kolunda en fazla üyeye sahip kamu görevlileri sendikasının temsilcisi, toplu sözleşme teklifinde yer alan hizmet kollarına özgü mali ve sosyal haklara ilişkin taleplerini açıklamak üzere Kamu İşveren Heyeti Başkanı ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanının belirleyeceği yöntem ve takvime uygun olarak toplu sözleşme görüşmelerine katılabilir.

Toplu sözleşme görüşme süreci sonunda toplu sözleşme veya toplantı tutanağı imzalanır.

İmzalanan toplu sözleşme metinleri Resmi Gazetede yayımlanır.

Toplu sözleşme görüşmelerine katılmaya yetkili hiçbir konfederasyon temsilcisinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaması veya toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanmasına rağmen tarafların Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurmaması halinde, kamu görevlilerine sonraki iki mali yıl boyunca uygulanacak mali ve sosyal haklar genel hükümlere göre belirlenir.”

 

MADDE 22- 4688 sayılı Kanunun 32 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm ve başlığı eklenmiş, 33 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve Altıncı Kısım Üçüncü Bölüm başlığı yürürlükten kaldırılmıştır.

                                                             ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Uyuşmazlıkların Çözüm Usulleri

 Uyuşmazlık hali

MADDE 33- Toplu sözleşme süreci sonunda toplu sözleşme imzalanamaması halinde, üzerinde uzlaşılan ve uzlaşılamayan konuları içeren toplantı tutanağı, Kamu İşveren Heyeti Başkanı ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı tarafından imzalanır.

Toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması ve toplantı tutanağı imzalanamaması halinde Devlet Personel Başkanlığı tarafından görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığına dair tespit tutanağı tutulur.

Toplantı tutanağı imzalanmasından veya görüşmelerin uzlaşmazlıkla sonuçlandığının tespit tutanağı ile belirlenmesinden itibaren üç işgünü içerisinde Heyet Başkanları tarafından Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulabilir.

Toplu sözleşme kapsamına girmeyen konulara ilişkin olarak Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.”

  MADDE 23- 4688 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu

MADDE 34- Kamu Görevlileri Hakem Kurulu her toplu sözleşme dönemi için;

a) Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkan, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından Bakanlar Kurulunca Başkan olarak seçilecek bir üye,

b) Kamu İşveren Heyeti Başkanınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığından görevlendirilecek birer üye,

c) Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından belirlenecek iki, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlardan birer üye,

d) Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Bakan tarafından önerilecek yedi öğretim üyesi arasından Bakanlar Kurulunca seçilecek bir üye,

e) Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere (c) bendinde belirtilen bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından Bakanlar Kurulunca seçilecek bir üye,

olmak üzere onbir üyeden oluşur.

Kamu İşveren Heyeti Başkanınca görevlendirilen üyeler, konfederasyonlarca belirlenen üyeler ile öğretim üyeleri, toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasından iki hafta önce Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun Başkan ve diğer üyeleri, toplu sözleşme görüşmeleri başlamadan önce belirlenir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanı ve her bir üyesi için aynı usul ve esaslar çerçevesinde birer yedek üye görevlendirilir.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanır. Mazereti nedeniyle toplantıya katılamayacak üyelerin yerine yedekleri çağırılır. Çalışma programı, toplantı gündemi, toplantı veya tespit tutanağının inceleme usul ve esasları ile toplantıya ilişkin diğer hususlar Başkan tarafından belirlenir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, tarafların başvuru tarihinden itibaren beş gün içinde kararını verir.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar alır. Kurul üyeleri çekimser oy kullanamazlar. Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.

Karara katılmayan üyeler, ayrı ayrı veya birlikte, karşı oy şerhini ve gerekçesini tutanağa yazdırır.

Kurul kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.

Kurul kararları taraflara üç gün içerisinde yazılı olarak bildirilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.

Her toplantı günü için toplantıya katılan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanına (5000), üyelere (4500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda toplantı ücreti ödenir.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun sekreterya hizmetleri Devlet Personel Başkanlığınca yürütülür. Toplu sözleşme görüşmeleri ile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu çalışmalarına katılacak olanların ağırlama, konaklama, yolluk ve gündelikleri ile diğer her türlü giderleri Devlet Personel Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”

 MADDE 24- 4688 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (f) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

 “c) Kamu Personeli Danışma Kurulunun oluşum biçimi ve çalışma usul ve esasları, toplu sözleşme görüşmelerinin yapılma usul ve esasları, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili ve çalışma usul ve esasları ile bu Kanunun uygulanmasını göstermek üzere ihtiyaç duyulacak diğer hususlar,

d) Sendika üye sayıları ve bunların bağlı bulundukları konfederasyonların belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar,”

 MADDE 25- 4688 sayılı Kanunun 42 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yüksek İdarî Kurula” ibaresi “Kamu Personeli Danışma Kuruluna” şeklinde değiştirilmiştir.

 

 MADDE 26- 4688 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

 “GEÇİCİ MADDE 11- 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin mali ve sosyal hakları belirlemek üzere yapılacak toplu sözleşme görüşmelerine, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde başlanır. Bu toplu sözleşme görüşmelerine katılacak sendika ve konfederasyonların belirlenmesinde 7/7/2011 tarihli ve 27987 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları ile Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin 2011 Temmuz İstatistikleri Hakkında Tebliğ hükümleri esas alınır.

GEÇİCİ MADDE 12- 41 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen yönetmelik bir ay içinde yürürlüğe konulur.”

 MADDE 27- 4688 sayılı Kanunun;

a)      5 inci maddesinin ikinci fıkrası,

b) 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “100 ve daha fazla kamu görevlisinin çalıştığı işyerlerinin en üst amirleri ile yardımcıları,” ile (j) bendinde yer alan “ile kamu kurum ve kuruluşlarının özel güvenlik personeli” ibareleri,

c) 32 nci maddesi,

ç) 35 inci maddesi,

yürürlükten kaldırılmıştır.

 MADDE 28- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “toplu sözleşme primi” ibaresi “toplu sözleşme ikramiyesi” şeklinde değiştirilmiş ve ek 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “28 inci” ibaresinden sonra gelmek üzere “, ek 1 inci, ek 4 üncü” ibaresi eklenmiştir.

 MADDE 29- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 

 MADDE 30- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

                                                               GENEL GEREKÇE

Anayasanın 53 üncü maddesini değiştiren 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 12/9/2010 tarihinde yapılan referandumla kabul edilmiş ve memurlar ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanınmıştır. Anayasanın bahse konu 53 üncü maddesinde “Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunla Anayasanın 128 inci maddesinde yapılan değişiklikle de kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin hususların toplu sözleşme ile düzenlenebileceği öngörülmüştür.

Anayasada yapılan bu değişiklikleri müteakip, memurlar ve diğer kamu görevlilerine tanınan toplu sözleşme hakkının kullanımının düzenlenmesi, toplu sözleşmenin yapılma usulünün, taraflarının, kapsamının, toplu sözleşmeden yararlanacak olanların, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılmasının, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili ile çalışma usul ve esaslarının belirlenmesi yanında geride kalan on yıllık uygulama süreci içerisinde 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun aksayan yönlerinin giderilmesi amacıyla bu Tasarı hazırlanmıştır.

                                                        MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Madde ile, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun adı, içeriğine uyum sağlamak amacıyla Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu şeklinde değiştirilmektedir.

 MADDE 2- Madde ile, 4688 sayılı Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesi toplu sözleşme sistemine uygun olarak yeniden düzenlenmektedir.

 MADDE 3- Madde ile, kamu görevlisi tanımında yapılan değişiklikle kamu görevlileri sendikalarına üye olabilmek için aranan adaylık ve deneme süresini tamamlamış olma şartı kaldırılmakta ve böylece kamu görevlileri sendikalarına üye olabileceklerin kapsamı genişletilmektedir.

            Ayrıca, toplu sözleşme sistemine uygun olarak bazı tanımlarda değişiklik yapılmakta ve sendika temsilciliğine ilişkin olarak uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.

             MADDE 4- Madde ile, sendika kurucusu olabilmek için iki yıldan beri kamu görevlisi olarak çalışma şartı kaldırılmakta, sendikaların kuruluşlarına ilişkin işlemler basitleştirilmekte, evrakların gönderilmesi için öngörülen süre beş çalışma gününden onbeş işgününe çıkarılmakta, kuruluş evraklarının kırtasiyeciliğin azaltılması amacıyla merkezde sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilmesi öngörülmektedir.

 MADDE 5- Madde ile, sendikaların tüzüklerinde sendikaların işleyişini kolaylaştıracak hükümler koymalarına imkân sağlanmaktadır.

 MADDE 6- Madde ile, sendika ve konfederasyonların 4688 sayılı Kanunda belirtilenlerin dışında organlar kurabilmesine ve tüzüklerinde belirtilmesi kaydıyla genel kurul dışındaki zorunlu organların kurulacak bu organlara yetki ve görevlerini devredebilmesine imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, zorunlu organlara ilişkin evrakların kırtasiyeciliğin azaltılması amacıyla merkezde sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilmesi öngörülmektedir.

 MADDE 7- Madde ile, sendika şubesi genel kurulları ile üye sayısı bini aşan sendikaların genel kurullarının delegelerle yapılmasına imkân sağlanmaktadır.

 MADDE 8- Madde ile, olağan genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için öngörülen azami süre üç yıldan dört yıla çıkarılmaktadır. Ayrıca, genel kurul toplantıları için ihtiyaç duyulan belgelerin elektronik ortamda da gönderilebilmesine imkân sağlanmakta ve kayyım tayin edilmesi halinde genel kurulun toplanması için altmış günü aşmayacak bir azami süre öngörülmektedir.

 MADDE 9- Madde ile, genel kurulların şube açma veya kapatma hususundaki yetkilerine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.

 MADDE 10- Madde ile, denetleme kurullarının azami kaç denetçiden oluşacağı belirtilmektedir.

 MADDE 11- Madde ile, farklı bir hizmet kolu kapsamına giren bir kuruma atanan personelin konfederasyon organlarındaki görevinin sona ermesini önlemek amacıyla düzenleme yapılmaktadır.

 MADDE 12- Madde ile, sendika ve konfederasyonlara uluslararası kuruluş kurabilme yetkisi verilmekte ve madde metnindeki ifade bozukluğu giderilmektedir.

 MADDE 13- Madde ile, sendikaların şubesi bulunmayan il ve ilçelerde il ve ilçe temsilciliği kurabilmesi, sendika yöneticilerine tanınan bazı güvencelerden sendika temsilcilerinin de yararlanması, sendika yönetim kurullarına seçilenlerin aylıksız izin hakkından yararlanabilmeleri için öngörülen otuz gün içinde başvurma şartının kaldırılması ve yöneticilere tanınan bazı haklardan yararlanmada kötüye kullanımın önlenmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır.

 MADDE 14- Madde ile, kısım başlığı içeriğine uygun olarak değiştirilmekte, konfederasyonların yetki ve faaliyetleri toplu sözleşme sistemine uyumunun sağlanması amacıyla düzenlenmekte ve yapabilecekleri tesisler ve yardımlara ilişkin eklemeler yapılmaktadır.

 MADDE 15- Madde ile, toplu sözleşme konuları ile kurumsal konular dışında kalan ve kamu personel sistemini ilgilendiren genel nitelikli konularda bir yönetime katılma platformu olmak üzere Kamu Personeli Danışma Kurulunun teşkili öngörülmektedir.

 MADDE 16- Madde ile, en çok üyeye sahip sendikaların belirleyeceği işyeri sendika temsilcileri ile bir işyerinde en çok üye kaydetmiş sendikanın dışında faaliyette bulunan sendikaların belirleyeceği sendika işyeri temsilcilerine ilişkin hususlar düzenlenmektedir.

 MADDE 17- Madde ile, kurumlarca her ay yapılan sendika üyelik aidat kesintilerinin, şeffaflığın sağlanması amacıyla uygun vasıtalarla duyurulması öngörülmektedir.

 MADDE 18- Madde ile, toplu sözleşmenin kapsamına ilişkin düzenleme yapılmaktadır.

 MADDE 19- Madde ile, toplu sözleşme görüşmelerine katılacak heyetlerin teşkili, Heyet Başkanlığı ve toplu sözleşmeyi imza yetkisi düzenlenmektedir.

 MADDE 20- Madde ile, bölüm ve madde başlığı içerikle uyumlu hale getirilmekte ve daha önce 4688 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde düzenlenen sendika üye sayılarına itiraz hususu bu maddede düzenlenmektedir.

 MADDE 21- Madde ile, toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin süreç ile yapılma usulü düzenlenmektedir.

 MADDE 22- Madde ile, uyuşmazlık hali ve toplantı tutanağı düzenlenmesine ilişkin hususlar ile Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvuru yetkisi düzenlenmektedir.

 MADDE 23- Madde ile, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun yapısı ve çalışma usulü düzenlenmektedir.

 MADDE 24- Madde ile, toplu sözleşme sistemine göre düzenlenmesi gereken ikincil mevzuat belirtilmektedir.

 MADDE 25- Madde ile, Kamu Personeli Danışma Kurulunun kurulmasına paralel olarak değişiklik yapılmaktadır.

 MADDE 26- Madde ile, 4688 sayılı Kanuna; 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin mali ve sosyal hakları belirlemek üzere yapılacak toplu sözleşme görüşmelerinin gerçekleştirilmesine ve ikincil mevzuatın yürürlüğe konulmasına ilişkin geçici maddeler eklenmektedir.

 MADDE 27- Madde ile, yürürlükten kaldırılan hükümler belirtilmektedir.

 

 MADDE 28- Madde ile, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ödenmekte olan toplu sözleşme priminin adı toplu sözleşme ikramiyesi olarak değiştirilmekte ve sendika üyesi tüm kamu görevlilerinin bu ödemeden yararlanması öngörülmektedir.

 MADDE 29- Yürürlük maddesidir.

 MADDE 30- Yürütme maddesidir.

 

ÜST YÖNETİCİLER İÇİN İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM REHBERİ

Nis02
2012
Tarafından Yazıldı admin

               ÜST YÖNETİCİLER İÇİN İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM REHBERİ

 I. GİRİŞ

 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda; mali saydamlık, hesap verme sorumluluğu, stratejik planlama, performans esaslı bütçeleme, çok yıllı bütçeleme ile iç kontrol ve iç denetim konuları yeni mali yönetim ve kontrol sistemini oluşturan temel unsurlar olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.   Kanunda üst yöneticilere, idarelerinin mali yönetim ve iç kontrol sisteminin işleyişini gözetim ve izleme görevi verilmiş;  bu hususlarda bakana, mahalli idarelerde ise meclislerine karşı hesap verme sorumluluğu yüklenmiştir. Buna göre üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini, iç kontrol ve iç denetim sistemini mevzuata ve belirlenmiş standartlara uygun bir şekilde oluşturmak ve işleyişini sağlamak suretiyle yerine getirecektir.

Bu rehber, yeni mali yönetim ve kontrol sisteminin doğru bir şekilde anlaşılması, iç kontrol ve iç denetimin sağlıklı bir şekilde oluşturulabilmesi ve işletilebilmesi için gerekli hususları açıklamak amacıyla hazırlanmıştır.

     II. İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM SİSTEMİNİN GENEL ESASLARI

 İç kontrol; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve idarenin amaçlarına uygun bir şekilde kullanılması, iş ve işlemlerin mevzuata uygunluğu, faaliyetler hakkında düzenli, zamanında ve güvenilir bilgi üretilmesi, idarenin varlıklarının korunması, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önlenmesi konularında yeterli ve makul güvence sağlayan bir yönetim aracıdır. İç kontrol, sadece kontrol faaliyetlerini değil, idarenin organizasyon yapısını, işleyişini, görev yetki ve sorumlulukları, karar alma süreçlerini kapsayan ve idarenin çalışanlarının tamamının rol aldığı dinamik bir süreçtir.

İç kontrol sisteminin kurulması, işletilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin zamanında alınması konularında üst yöneticilerin liderliğinde tüm yöneticiler ve idare çalışanlarının katkısı sağlanmalıdır. İç kontrol sisteminin makul bir güvence sağlamak üzere tasarım ve uygulama eksikliklerinin giderilmesi amacıyla sürekli izleme ve değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir. Bu durum iç denetim faaliyetinin gerekliliğini ve rolünü ortaya koymaktadır. Bu durum iç denetim faaliyetinin gerekliliğini ve rolünü ortaya koymaktadır.

İç denetim, idarenin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek amacıyla yürütülen nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetidir.

 Nesnel güvence sağlama: İdare içerisinde etkin bir iç kontrol sisteminin var olup olmadığına; idarenin risk yönetimi, iç kontrol sistemi ve işlem süreçlerinin etkin bir şekilde işleyip işlemediğine; üretilen bilgilerin doğru ve tam olup olmadığına; varlıklarının korunup korunmadığına; faaliyetlerin etkili, ekonomik, verimli ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine dair idare içine ve dışına makul güvencenin verilmesidir.

 Danışmanlık faaliyeti; İdarenin hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve işlem süreçlerinin sistematik ve düzenli bir biçimde değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik önerilerde bulunulmasıdır.

 III. İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM TANIMLARI

 İç Kontrol: İdarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, mali bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan mali ve diğer kontroller bütünüdür. 

 İç Denetim: Kamu idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bağımsız, nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetidir. Bu faaliyet, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali işlemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla ve genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilir.

 IV. İÇ KONTROL VE İÇ DENETİMİN ÖZELLİKLERİ

 İç Kontrolün Özellikleri

·        İç kontrol faaliyetleri, sürekli ve sistematik bir şekilde ve idarenin yönetim sorumluluğu çerçevesinde yürütülür.

·        İç kontrol faaliyet ve düzenlemelerinde öncelikle riskli alanlar dikkate alınır.

·        İç kontrole ilişkin sorumluluk, işlem sürecinde yer alan bütün görevlileri kapsar.

·        İç kontrol mali ve mali olmayan tüm işlemleri kapsar.

·        İç kontrol sistemi yılda en az bir kez değerlendirilir ve alınması gereken önlemler belirlenir.

·        İç kontrol düzenleme ve uygulamalarında mevzuata uygunluk, saydamlık, hesap verebilirlik, ekonomiklik, etkinlik ve etkililik gibi iyi mali yönetim ilkeleri esas alınır.

 İç Denetimin Özellikleri

·        İç denetim, sertifikalı iç denetçiler tarafından gerçekleştirilir.

·        İç denetim, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun koordinasyon ve rehberliğinde Kurul tarafından belirlenen genel kabul görmüş standartlara göre gerçekleştirilir.

·         İç denetim, iç denetim birimi (başkanlığı) tarafından hazırlanan ve üst yönetici tarafından onaylanan risk odaklı denetim plan ve programlarına göre yapılır.

·        İç denetim sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla gerçekleştirilir.

·        İç denetim faaliyeti fonksiyonel bağımsızlık ilkesine uygun olarak yürütülür.

·        İç denetim, mali ve mali olmayan tüm işlemleri kapsar.

 V. İÇ KONTROL VE İÇ DENETİMİN BİLEŞENLERİ

 İç Kontrolün Bileşenleri

 Kontrol ortamı: İdarenin yönetici ve çalışanlarının iç kontrole olumlu bir bakış sağlamaları, etik değerlere ve dürüst bir yönetim anlayışına sahip olmaları esastır. Performans esaslı yönetim anlayışı çerçevesinde görev, yetki ve sorumlulukların uzmanlığa önem verilerek bilgili ve yeterli kişilere verilmesi ve personelin performansının değerlendirilmesi sağlanır. İdarenin organizasyon yapısı ile personelin görev, yetki ve sorumlulukları açık bir şekilde belirlenir.

 Risk değerlendirmesi: Risk değerlendirmesi, mevcut koşullarda meydana gelen değişiklikler dikkate alınarak gerçekleştirilen ve süreklilik arz eden bir faaliyettir. İdare, stratejik planında ve performans programında belirlenen amaç ve hedeflerine ulaşılmasını engelleyecek iç ve dış nedenlerden kaynaklanan riskleri değerlendirir.

 Kontrol faaliyetleri: Önleyici, tespit edici ve düzeltici her türlü kontrol faaliyeti belirlenir ve uygulanır.

 Bilgi ve iletişim: İdarenin ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi uygun bir şekilde kaydedilir, tasnif edilir ve ilgililerin iç kontrol ile diğer sorumluluklarını yerine getirebilecekleri bir şekilde ve sürede iletilir.

 Gözetim: İç kontrol sistem ve faaliyetleri sürekli izlenir, gözden geçirilir ve değerlendirilir.

 İç Denetimin Bileşenleri

 Kontrol süreçlerini değerlendirmek: İdarenin amaçlarına ulaşmasını sağlayacak uygun bir iç kontrol yapısının oluşturulması ve sürdürülmesi için değerlendirmeler yapmak ve önerilerde bulunmak.

 Yönetim süreçlerini değerlendirmek: İdarenin hesap verme sorumluluğunu güçlendirmek amacıyla, kurumsal yapının ve yönetim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve önerilerde bulunmak.

 Risk yönetim süreçlerini değerlendirmek: İdarenin, hedeflerine ulaşmasını engelleyecek riskleri belirlemek, analiz etmek, sınıflandırmak ve alınması gereken önlemleri tespit etmek, uygulama ve izleme kapasitesini değerlendirmek ve önerilerde bulunmak.

 VI. İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM ALANINDAKİ AKTÖRLER

 Maliye Bakanlığı

 Mali yönetim ve iç kontrol alanında merkezi uyumlaştırma görevi Maliye Bakanlığı (Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü) tarafından yürütülür. Mali yönetim ve iç kontrole ilişkin standart ve yöntemler Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir, geliştirilir ve uyumlaştırılır. İç denetim sistemlerinin düzenlenmesi, izlenmesi, geliştirilmesi, uyumlaştırılması ve koordine edilmesi görevleri, Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından yerine getirilir. Mali yönetim ve iç kontrol merkezi uyumlaştırma birimi aşağıdaki görevleri yürütür.

 Düzenleme Yapmak: İç kontrol ve ön mali kontrole ilişkin standart ve yöntemleri belirlemek ve buna ilişkin mevzuatı hazırlamak.

 İç Kontrol Sistemini İzlemek: İç kontrol ve ön mali kontrol sistemini idarelerden rapor ve bilgi alarak izlemek, değerlendirmek ve uyumlaştırmak.

 Eğitim: Eğitim programlarını hazırlamak, eğitimlerin verilmesini sağlamak, ilgili idare ve kişileri bilgilendirmek.

 Yönlendirme ve Koordinasyon: İdareler arasında koordinasyonu sağlamak, rehberlik ve yönlendirme görevini yürütmek.

 İşbirliği: İç Denetim Koordinasyon Kurulu, Sayıştay ve kamu idareleriyle işbirliği yapmak.

 İç Denetim Koordinasyon Kurulu

İç Denetim Koordinasyon Kurulu yedi üyeden oluşur. Üyelerden biri Başbakanın, biri Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri İçişleri Bakanının, başkanı dahil üçü Maliye Bakanının önerisi üzerine beş yıl süre ile Bakanlar Kurulu tarafından atanır.

Kurul aşağıdaki görevleri yürütür.

 Düzenleme Yapmak: İç denetime ilişkin denetim ve raporlama standartları ile mesleki ahlak kurallarını belirlemek, denetim rehberlerini hazırlamak, denetim standartları ve uluslararası uygulamalarla uyumlu risk odaklı denetim tekniklerini geliştirmek, iç denetçilerin sertifika sistemlerini düzenlemek, kamuda iç denetim birimi başkanlıklarının kurulması için görüş bildirmek.

 İç Denetim Sistemini İzlemek: Kurulca yapılan düzenlemelerin, iç denetim birimleri ve iç denetçiler tarafından uygulanıp uygulanmadığını izlemek, iç denetim faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu takip etmek, kamudaki en iyi iç denetim uygulamalarını belirlemek ve bunları yaygınlaştırmak, kalite güvence programları kapsamında iç denetim sistemini ve uygulama sonuçlarını değerlendirmek.

 Yönlendirme ve Koordinasyon: Kamudaki iç denetim birimleri arasında işbirliğini sağlamak, yolsuzlukların önlenmesi ve risk içeren alanlarda özel denetim yaptırılması için idarelere önerilerde bulunmak, iç denetçiler ile üst yöneticiler arasında görüş ayrılığı bulunması halinde anlaşmazlığın giderilmesine yardımcı olmak, idarelerin iç denetim raporlarını değerlendirerek sonuçlarını yıllık rapor halinde kamuoyuna açıklamak.

 Eğitim: Kamuda iç denetçi olarak atanacakların, Kurul koordinatörlüğünde Maliye Bakanlığınca eğitime tabi tutulmasını sağlamak, eğitim sonunda yapılacak sınavda başarılı olanlara sertifika vermek, kariyer planlaması kapsamında iç denetçi eğitimlerini sürekli takip etmek.

 İç Denetim Kaynaklarının Yönetimi: Kamu idarelerinin ilave iç denetçi taleplerini karara bağlamak, iç denetçilerin mesleki itibarını zedeleyecek hareketlerde bulunduğuna dair raporları incelemek, bu kapsamda iç denetçilerin sertifikalarını gözden geçirmek.

 İşbirliği: İç ve dış denetimin uyum içinde yürütülebilmesi için Sayıştay ile işbirliği yapmak, kamu idarelerinin diğer denetim birimleriyle işbirliği sağlamak.

 Bilgi Teknolojileri: İç denetim faaliyetleri için gerekli bilgi teknolojileri sistemlerini kurmak, denetim yazılımlarını oluşturmak, sistemin işleyişini sağlamak, güncellemek ve izlemek.

 Üst Yönetici

Üst yönetici, bakanlıklarda müsteşar, Milli Savunma Bakanlığında Bakan, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali, belediyelerde ise belediye başkanıdır.

Üst yöneticiler, mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunmasından, mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesinden, belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanmasından, mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesinden, kapsamlı bir yönetim anlayışıyla uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanmasından görev ve yetkileri çerçevesinde sorumludurlar. Üst yöneticiler iş ve işlemlerin, amaçlara, iyi mali yönetim ilkelerine, kontrol düzenlemelerine ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini içeren iç kontrol güvence beyanını her yıl düzenler ve idare faaliyet raporuna eklerler.Üst yöneticiler, bakanlıklar ve bağlı idareler dışındaki idarelerde, sertifikalı adaylar arasından iç denetçileri atar ve aynı usulle görevden alırlar.Üst yöneticiler, iç denetçilerin görevlerini bağımsız bir şekilde yerine getirmeleri ve gerekli bilgi ve belgelere kolayca ulaşmaları için gereken önlemleri alır; iç denetçilerin raporlarında belirtilen önerilerini değerlendirir, iç kontrol sürecinden elde ettiği bilgilerle iç denetimden elde ettiği bilgileri karşılaştırarak kaynakların verimli kullanımına ilişkin tedbirleri alır;  iç denetçiler tarafından düzenlenen raporlarda belirtilen önlemlerin alınıp alınmadığını izlerler.

 Harcama Yetkilisi

Harcama yetkilileri, görev ve yetki alanları çerçevesinde, iç kontrolün işleyişinden sorumludur.Harcama yetkilileri ve diğer yöneticiler, mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunmasından, mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesinden, belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanmasından, mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesinden, kapsamlı bir yönetim anlayışıyla uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanmasından görev ve yetkileri çerçevesinde sorumludurlar.Bütçe ile ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri, iş ve işlemlerin amaçlara, iyi mali yönetim ilkelerine, kontrol düzenlemelerine ve mevzuata uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini içeren iç kontrol güvence beyanını her yıl düzenler ve birim faaliyet raporlarına eklerler.İç denetçi, denetim raporunu, belirli bir sürede cevaplandırılmak üzere denetime tabi tutulan birimin harcama yetkilisine verir. Harcama yetkilisi gerektiğinde çalışanlardan ve ilgililerden görüş almak suretiyle raporu cevaplandırarak iç denetçiye gönderir, denetlenen faaliyetler konusunda, denetim raporunda yer alan önerilere ilişkin önlemleri alır. Önlem alınmaması halinde iç denetim birimi başkanı üst yöneticiyi bilgilendirir.

 Mali Hizmetler Birimi Yöneticisi

Strateji geliştirme başkanlıklarında başkan, strateji geliştirme daire başkanlıklarında daire başkanı, strateji geliştirme ve malî hizmetlerin yerine getirildiği müdürlüklerde müdür, diğer idarelerde idarelerin mali hizmetlerini yürüten birim yöneticisi mali hizmetler birimi yöneticisidir.Mali hizmetler birimi yöneticisi, yönetimin iç kontrole yönelik işlevinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak için gerekli çalışmaları yapar ve ön mali kontrol faaliyetinin yürütülmesini sağlar. Mali hizmetler birimi yöneticisi, idarede faaliyetlerin mali yönetim ve kontrol mevzuatı ile diğer mevzuata uygun olarak yürütüldüğünü, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını temin etmek üzere iç kontrol süreçlerinin işletildiğini, izlendiğini ve gerekli tedbirlerin alınması için düşünce ve önerilerinin zamanında üst yöneticiye raporlandığını içeren mali hizmetler birim yöneticisinin beyanını düzenleyerek idare faaliyet raporuna ekler.

            Mali hizmetler birimi yöneticisi,

·        Birimi yönetir, yeterli sayı ve nitelikte personel istihdamını, personelin eğitimini ve yetiştirilmelerini sağlayacak çalışmalar yapar,

·        Birimin görev dağılımını yaparak hizmetlerin etkili, süratli ve verimli bir şekilde sunulmasını sağlar,

·        İç kontrol alanında üst yönetici ve harcama yetkililerine danışmanlık yapma ve bilgilendirme faaliyetini yürütür,

·        İç kontrolün harcama birimlerinde etkili bir şekilde yapılmasını sağlayacak düzenlemeleri hazırlar ve üst yöneticinin onayına sunar,

·        Mali hizmetlerin saydam, planlı, idarenin amaçlarına ve mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesi için gerekli önlemleri alır.

Mali hizmetler birimi yöneticisi, iç denetçiler tarafından yapılan denetimler sonucunda düzenlenen raporlara ilişkin olarak üst yönetici tarafından verilen görevleri yerine getirmekten sorumludur.

 Muhasebe Yetkilisi

 Muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diğer tüm mali işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması işlemleridir. Bu işlemleri yürütenler muhasebe yetkilisidir.

Muhasebe yetkilileri, muhasebe hizmetlerinin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne ve standartlara uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur.

 Gerçekleştirme Görevlileri

 Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.

 İç Denetim Birimi Yöneticisi (Başkanı)

İç denetim birimi, Başbakanlık ve bakanlıklarda müsteşara, Milli Savunma Bakanlığında Bakana, il özel idarelerinde valiye, belediyelerde belediye başkanına, diğer kamu idarelerinde en üst yöneticiye doğrudan bağlıdır.

İç denetim birimi yöneticisi (başkanı), iç denetçiler arasından usulüne uygun olarak atanır veya üst yönetici tarafından görevlendirilir. Bu atama veya görevlendirme İç Denetim Koordinasyon Kuruluna bildirilir.

İç denetim birimi yöneticisi (başkanı), iç denetim faaliyetinin, bağımsız ve tarafsız olarak, mevzuata, standartlara ve rehberlere uygun bir şekilde yürütülmesinden sorumlu olup, iç denetçi ile üst yönetici arasındaki çözülemeyen görüş ayrılıklarını Kurula bildirir.

 İç Denetçiler

 İç denetçiler, bakanlıklar ve bağlı idarelerde üst yöneticinin teklifi üzerine bakan, diğer idarelerde doğrudan üst yönetici tarafından, sertifikalı iç denetçi adayları arasından atanır. İç denetçilik görevi, iç denetçinin kendi isteği ile ayrılması, başka bir göreve atanması veya seçilmesi ve iç denetçilik mesleği ile bağdaşmayan hareketlerde bulunduğuna ilişkin rapor üzerine Kurul tarafından sertifikasının iptal edilmesi hallerinde sona erer.İç denetçiler, iç denetim faaliyetinin yerine getirilmesinde bağımsızdırlar. İç denetçilere mevzuatta belirtilen görevleri dışında hiçbir görev verilemez ve yaptırılamaz, istekleri dışında başka görevlere atanamazlar.

 İç Denetçinin Görevleri: İç denetçi; nesnel risk analizlerine dayanarak kamu idarelerinin yönetim ve kontrol yapılarını, kaynakların verimli, etkin ve ekonomik kullanılıp kullanılmadığını değerlendirir, harcama sonrası yasal uygunluk denetimi yapar, idarenin mali işlemlere ilişkin tasarruflarının plan, program ve politikalara uygunluğunu denetler, iyileştirmelere yönelik önerilerde bulunur, soruşturma açılmasını gerektirecek bir duruma rastladığında denetim birimi (başkanlığı) aracılığıyla üst yöneticiye bilgi verir.

 İç Denetçilerin Yetkileri: İç denetçi, denetim konusuyla ilgili her türlü bilgi ve belge ile nakit, kıymetli evrak ve diğer varlıkların ibrazını talep eder, denetlenen personelden yazılı ve sözlü bilgi ister, denetimin gerektirdiği araç, gereç ve diğer imkanlardan yararlanır, denetimi engelleyici tutum, davranış ve hareketleri üst yöneticiye bildirir.

 İç Denetçilerin Sorumlulukları: İç denetçi; mevzuata, denetim standartlarına ve mesleki ahlak kurallarına uygun hareket eder, mesleki bilgi ve becerilerini sürekli olarak geliştirir, iç denetim faaliyetlerinde yetki ve ehliyetini aşan durumlarda iç denetim birimi yöneticisini (başkanını) haberdar eder, verilen görevin tarafsız ve bağımsız olarak yapılmasına engel olan durumların bulunması halinde durumu iç denetim birimi yöneticisine (başkanına) bildirir, denetim raporlarını kanıtlara dayandırır, değerlendirmelerinde objektif olur, denetim esnasında elde ettiği bilgilerin gizliliğini korur.

 VII. ÜST YÖNETİCİLERİN YAPMALARI GEREKEN HUSUSLAR

 İç Kontrol

Üst yöneticiler, 5018 sayılı Kanunda öngörülen mali yönetim ve kontrol sisteminin kurulması, işletilmesi ve gözetilmesinden sorumludurlar.

Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kaynakların kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler. İyi ve etkili çalışan bir iç kontrol sisteminin oluşturulmasını sağlamak üzere;

·        Merkezi uyumlaştırma birimi tarafından belirlenen iç kontrol standartlarının idarede uygulanması sağlanmalıdır.

·        İç kontrol ve ön mali kontrol konusundaki düzenlemelerin idarenin personelince öğrenilmesi ve bunlara uyulması sağlanmalıdır.

·        Üst yönetimin konuya gereken önemi vermesi ve tüm yöneticilerin iç kontrol konusunda olumlu bir bakış açısına sahip olması sağlanmalıdır.

·        İç kontrolün idarenin yönetim sorumluluğunda olması nedeniyle, merkezi uyumlaştırma birimleri tarafından yapılan düzenlemeler dışında idarece;

  o   İş ve işlemlere yönelik süreç akış şemaları hazırlanmalı,

  o   Personelin görev, yetki ve sorumlulukları açık bir şekilde belirlenmeli,

  o   Görevlerin bilgili ve yeterli personel tarafından yürütülmesine önem verilmeli,

  o   Kontrol prosedürleri belirlenmeli,

  o   Uygun bir iletişim ağı oluşturulmalı,

  o   Personelin yeterli eğitim almasına yönelik çalışmalar yapılmalı,

  o   Kontrol listeleri ve kontrol öz değerlendirme formları oluşturulmalıdır.

·        İç kontrol faaliyet ve düzenlemelerinde risk değerlendirmesi esas alınmalıdır. Kontrol, gerektiği yerde ve risk durumuna göre yapılmalıdır. Kontrol faaliyetleri planlı bir şekilde yürütülmelidir.

 İç Denetim

İç denetim konusunda üst yöneticiler tarafından yapılması gereken hususlar aşağıda belirtilmiştir.

 İç Denetçileri Atama: İç denetçiler, bakanlık ve bağlı idarelerde üst yöneticinin teklifi üzerine bakan, diğer idarelerde üst yönetici tarafından başvuruda bulunan ve gerekli şartları taşıyan kişiler arasından atanır. Atamalarda fırsat eşitliğine, objektifliğe ve mesleki yetkinliğe önem verilir.

 İç Denetim Birimi (Başkanlığı) Kurma: İç denetim birimi başkanlığı, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun uygun görüşü üzerine kamu idarelerinin teşkilat kanunlarında yer alan hükümlere göre kurulur, hüküm bulunmayan hallerde, idarenin ihtiyacı dikkate alınarak iç denetçiler arasından bir başkan görevlendirilmek suretiyle iç denetim birimi oluşturulabilir.

 Uygun Çalışma Ortamı Sağlama: İç denetim birimi ve iç denetçiler için uygun fiziki şart ve donanımı temin eder. Birimde görev yapacak yeterli sayıda diğer personeli görevlendirir. İç denetçilerin görevlerini bağımsız bir şekilde yerine getirmeleri için gereken tüm önlemleri alır.

 Denetim Programını Onaylama: İç Denetim Birim Yönergesi ile yıllık İç Denetim Programını onaylar. Bu onay, denetim programının risk odaklı olarak hazırlanmasına, hangi risklerin yüksek, hangilerinin düşük olduğuna karar verilmesine ve programa alınmasına müdahale anlamına gelmez.

 Düzenleme Yapma: İç denetçilerle ilgili olarak, disiplin ve sicil amirleri, görevde yükselme ve atama gibi yönetmelik ve diğer mevzuatta yapılması gereken değişiklikler hakkındaki çalışmaları koordine eder.

 İç Denetim Raporlarının Gereğini Takip Etme: İç denetçiler tarafından düzenlenen raporları değerlendirdikten sonra gereği için idaredeki mali hizmetler birimi ve ilgili diğer birimlere gönderir.

 İç Denetçilere Eğitim İmkânı Sağlama: İç denetçilerin mesleki yeterliliklerini geliştirmeleri, yenilikleri izlemeleri ve çalışma isteklerinin artırılması için gerekli tedbirleri alır, iç denetim mesleği için önemli olan sürekli eğitime önem verir.

 İç Denetim Koordinasyon Kurulu ile İletişim Kurma: Ataması yapılan iç denetim birimi yöneticisi (başkanı) ve iç denetçilerin isimlerini Kurula bildirir. Atanan iç denetçilerin, Maliye Bakanlığınca verilecek eğitime katılmalarını sağlar. İlave iç denetçi ihtiyacını Kurula bildirir. İç Denetim Birim Yönergesi’nin bir örneğini Kurula gönderir. İç denetim raporları ile bunlar üzerine yapılan işlemleri en geç iki ay içinde Kurula gönderir.

Üst yöneticilerin 5018 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenlemelere göre yapacakları işleri gösteren liste bu Rehberin ekinde yer almaktadır.

      YENİ MALİ KONTROL SİSTEMİNDE ÜST YÖNETİCİNİN GÖREVLERİ

 ·        Stratejik plan hazırlık çalışmalarının başlatıldığını duyurmak üzere iç genelge yayımlamak (Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik),

·        Bakanlıklar ile bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşları dışındaki kamu idarelerinde Stratejik planları onaylamak (Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik),

·        Bütçe tekliflerini ve idare performans programlarını bağlı, ilgili veya ilişkili bulunan bakan ile birlikte imzalamak (Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        İdarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanmasını ve uygulanmasını sağlamak (5018/md:11-2)

·        Kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ile kullanımını sağlamak (5018/md:11-2)

·        Kaynakların kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesi, mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi ve izlenmesi ile 5018 sayılı Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukları yerine getirmek (5018/md:11-2)

·        Strateji geliştirme birimleri tarafından hazırlanan ayrıntılı harcama ve finansman programlarını onaylamak ( Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerde 5018 sayılı Kanun ve merkezi yönetim bütçe kanunu uyarınca, diğer idarelerde ise ilgili düzenlemeler çerçevesinde bütçeleri içinde yapacakları aktarmaları onaylamak (İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar),

·        Ertesi yıla geçen yüklenmelere girişilmesine onay vermek (5018/ md:27),

·        Gelecek yıllara yaygın yüklenmeye girişmeye onay vermek (5018/md:28),

·        Bakanlıklar dışındaki idarelerde dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere 5018 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine dayanılarak yapılacak yardımın miktarının belirlenmesi ve dağıtımını onaylamak (Dernek, Vakıf, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Genel Yönetim Kapsamındaki kamu İdarelerinin Bütçelerinden Yardım Yapılması Hakkında Yönetmelik),

·        Teşkilat yapısı ve personel durumu gibi nedenlerle harcama yetkililerinin belirlenmesinde güçlük bulunan idareler ile bütçelerinde harcama birimleri sınıflandırılmayan idarelerde mahalli idareler için İçişleri Bakanlığı, diğer idareler için Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine harcama yetkililiği görevini yürütmek veya harcama yetkilisini belirlemek (5018/md:31),

·        İdaresinin teşkilat yapısında yer almayan birimler ile yurtdışı teşkilatına tahsis edilen ödeneklerin harcama yetkililerini belirlemek (1 Seri No’lu Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ),

·        Harcama birimlerinin harcama yetkisini kısmen veya tamamen; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde Maliye Bakanlığının, sosyal güvenlik kurumlarında ilgili bakanlığın, mahalli idarelerde ise İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine bir üst yönetim kademesinde birleştirmek (1 Seri No’lu Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ) ,

·        Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinde açılmış akreditiflere ilişkin ertesi yıla devredilen kredi artıklarının karşılığını bütçenin ilgili tertibine ödenek kaydetmek (5018/md:35),

·        Özel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde Ön Ödeme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte belirlenen oranın üzerinde avans verilmesini zorunlu kılan durumlarda, aşan kısım için TC Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı oranda faiz uygulanmak ve yüklenme tutarının yüzde 30 unu aşmamak şartıyla belirlenecek oranda bütçe dışı avans verilmesine karar vermek (Ön Ödeme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinde, kamu idarelerinin topladığı vergi resim, harç ve benzeri gelirlerden diğer idare, kurum ve kuruluşlara verilecek paylar için geliri toplayan kamu idaresinin bütçesine konulan ödeneklere 5018 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen şartlarla ödenek eklemesi yapmak (5018/md:37),

·        Kamu yararına kullanılmak üzere kamu idarelerine yapılan şartlı bağış ve yardımların (dış finansman kaynağından sağlananlarda 4749 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bütçede açılacak bir tertibe gelir ve şart kılındığı amaca harcanmak üzere açılacak bir tertibe ödenek kaydedilmesini uygun bulmak (5018/md:40),

·        Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinde, şartlı bağış ve yardımlar karşılığı kaydedilmiş ödeneklerden tahsis amacı gerçekleştirilmiş olanlardan kalan tutarlar, tahsis amacının gerçekleştirilmesi bakımından yetersiz olanlar ile yılı bütçesinde belirlenen tutarı aşmayan ve iki yıl devrettiği halde harcanmayan ödenekleri iptal etmek (5018/md:40),

·        İdare faaliyet raporunu düzenlemek ve kamuoyuna açıklamak (5018 /md:41),

·        Kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesine ilgili bakanla birlikte katılmak veya görevlendireceği yardımcısının katılmasını sağlamak (5018/md:41),

·        İdaresinin bütçe kesin hesabını bağlı, ilgili veya ilişkili bulunan bakan ile birlikte onaylamak (Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        Mali istatistiklerin hazırlanmasında uygun kurumsal çevrenin oluşturulması için gerekli önlemleri almak (5018/md:52),

·        Yeterli ve etkili bir kontrol sisteminin oluşturulabilmesi için; mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunması, mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesi, belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanması, mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesi ve kapsamlı bir yönetim anlayışı ile uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanması bakımından görev, yetki ve sorumlulukları göz önünde bulundurarak gerekli önlemleri almak (5018 /md:57),

·        İç kontrol güvence beyanını düzenleyerek idare faaliyet raporuna eklemek (İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar),

·        İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslarda belirlenen mali karar ve işlemlerin dışında kalan mali karar ve işlemlerin de mali hizmetler birimince ön mali kontrole tabi tutulmasına yönelik olarak yapılacak düzenlemeleri onaylamak, (İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar, Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        5018 sayılı Kanuna ve Maliye Bakanlığınca belirlenen standartlara aykırı olmamak şartıyla strateji geliştirme birimi tarafından her türlü yöntem, süreç ve özellikli işlemlere ilişkin olarak hazırlanan standartları onaylamak (Strateji Geliştirme Birimlerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik)

·        Harcama yetkililerinin talebi üzerine harcama birimlerinin bazı mali işlemlerinin destek hizmetlerini yürüten birim tarafından yerine getirilmesine onay vermek (2 Seri No’lu Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ) ,

·        Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinde muhasebe yetkilisini atamak (5018/md:62),

·        İç denetçiler tarafından sunulan denetim raporlarını değerlendirmek suretiyle gereği için ilgili birimler ile mali hizmetler birimine vermek, iç denetim raporları ile bunlar üzerine yapılan işlemleri en geç iki ay içinde İç Denetim Koordinasyon Kuruluna göndermek (5018/md:64),

·         İç denetçiler tarafından hazırlanan yıllık iç denetim programını onaylamak (5018/md:64),

·        Bakanlıklar ve bağlı idarelerde sertifikalı adaylar arasından iç denetçi atanmasını veya görevden alınmasını talep etmek (5018/md:65),

·        Bakanlıklar ve bağlı idareler dışındaki idarelerde sertifikalı adaylar arasından iç denetçi atamak ve görevden almak (5018/md:65),

·        İdaresindeki iç denetçi sayısının beşten fazla olması halinde iç denetçiler arasından birini koordinasyonu sağlamakla görevlendirmek (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        İç denetim birimi tarafından İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik dikkate alınarak hazırlanan yönerge ve değişikliklerini onaylamak (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        İç denetçilerin program kapsamında ve program dışı iç denetim görevlendirmelerini yapmak (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        Sertifika derecelendirmesine ilişkin puanlamayı koordinasyonu sağlamakla görevli iç denetçinin teklifi üzerine, görevlendirme yapılmamışsa doğrudan yapmak (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        İç denetçilerin mesleki yönden gelişmesi, yenilikleri izlemesi ve çalışma isteklerinin artması için gerekli tedbirleri almak (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        İdare için belirlenen risklerden kabul edilemeyecek olanların denetim programına alınmasını onaylamak (İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik),

·        5018 sayılı Kanunda belirtilen para cezalarını vermek (5018/md:73),

·        Genel bütçe kapsamı dışındaki kamu idarelerinde, idare hesaplarında kayıtlı olup, zaruri ve mücbir sebeplerle takip ve tahsil imkanı kalmayan kamu alacaklarından merkezi yönetim bütçe kanununda gösterilen tutara kadar olanları kayıtlardan çıkarmak (5018/md:79),

·        İdare bütçesinin gelirli ödenek kaydı, gelir fazlası karşılığı ödenek kaydı ve likit karşılığı ödenek kaydı işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlamak ( 2006/4 No’ lu Bütçe Uygulama Tebliği)

                      Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurul Kararı

(16 Ağustos 2011 gün ve  28027 sayılı R.G

      KAMU İÇ DENETİM STANDARTLARI

               5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 64.maddesinde, “iç denetçi bu görevlerini, İç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından belirlenen ve uluslararası kabul görmüş kontrol ve denetim standartlarına uygun şekilde yerine getirir” hükmüne yer verilmiştir.İç Denetim Koordinasyon Kurulu, 8/7/2011 tarih ve 14 sayılı Kararıyla, Kamu İç Denetim Standartlarını belirlemiş bulunmaktadır. 5018 sayılı Kanun ve İç Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik uyarınca, iç denetim yöneticileri ve iç denetçilerin bu Standartlara uymaları zorunludur.Kamu İç Denetim Standartlarının (Standartlar) belirlenmesinde, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün (IIA) “Uluslararası İç Denetim Mesleki Uygulama Standartları” esas alınmıştır.Standartlar, iç denetçilerin niteliklerini ve iç denetim faaliyetinde uygulanması gereken süreçleri belirlemektedir.

Standartlar; iç denetimin uygulanmasına ilişkin temel ilkeleri tanımlamak, uygulamaya yönelik bir çerçeve oluşturmak, iç denetimin kalitesinin değerlendirilmesi için gereken ölçütleri belirlemek, kurumsal işlem ve süreçlerin gelişimini desteklemek suretiyle iç denetimin katma değerinin artırılmasını amaçlar.İç denetimin kalitesinin idarenin içinde ve dışında kabul görebilmesi için Standartların iç denetçiler tarafından iyi anlaşılması ve denetim faaliyetlerinin icrasında bu standartlara bağlı kalınması büyük önem taşımaktadır.

Standartlarda öngörülmeyen durumlarda, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün (IIA) belirlemiş olduğu Uygulama Önerilerine uyulması tavsiye edilmektedir.Standartlar, nitelik standartları ve çalışma standartlarından oluşur. Nitelik standartları iç denetim faaliyeti ve iç denetçilerin sahip olması gereken özelliklere, çalışma standartları ise iç denetim faaliyetinin planlanması, yürütülmesi, raporlanması ve sonuçlarının izlenmesine yöneliktir. Güvence/denetim (G) ve danışmanlık (D) faaliyetlerine uygulanabilecek gereklilikleri gösteren Nitelik ve Performans Standartları, bir idaredeki iç denetim faaliyetlerinin bütününe tatbik edilmek üzere hazırlanmıştır.Standartlarda geçen üst düzey yönetici ifadesinden, idarelerin teşkilat kanunlarında gösterilen birimlerin (ana hizmet, yardımcı hizmet, danışma ve denetim gibi) en üst yöneticisinin anlaşılması gerekmektedir.

 NİTELİK STANDARTLARI

1000- Amaç, Yetki ve Sorumluluklar

İç denetim faaliyetinin amaç, yetki ve sorumlulukları, İç Denetimin Tanımına, Meslek Ahlak Kurallarına ve Kamu İç Denetim Standartlarına (Standartlar) uygun olarak her kamu idaresi için üst yöneticinin onayı ile çıkarılacak bir yönerge ile belirlenmek zorundadır. İç denetim yöneticisi, iç denetim yönergesini dönemsel olarak gözden geçirmek ve üst yöneticiye onay için sunmak zorundadır.

1000.G1 – İdareye sağlanan güvence hizmetlerinin niteliği iç denetim yönergesinde belirtilmek zorundadır. İdare dışındaki taraflara güvence hizmeti sağlanacaksa, bunun niteliği de yönergede açıklanmak zorundadır.

1000.D1 – Danışmanlık hizmetlerinin niteliği, iç denetim yönergesinde belirtilmek zorundadır.

1010 – İç Denetim Tanımına, Meslek Ahlak Kurallarına ve Standartlara İç Denetim Birim Yönergesinde Yer Verilmesi

İç Denetim Tanımına, Meslek Ahlak Kurallarına ve Standartlara uyma zorunluluğuna, iç denetim yönergesinde yer verilmek zorundadır. İç denetim yöneticisi, İç Denetim Tanımını, Meslek Ahlak Kurallarını ve Kamu İç Denetim Standartlarını üst yönetici ve üst yönetime açıklamalıdır.

00 – Bağımsızlık ve Tarafsızlık

İç denetim faaliyeti bağımsız olmak zorundadır ve iç denetçiler görevlerini yerine getirirken tarafsız davranmak zorundadır.

1110 – İdare İçi Bağımsızlık

İç denetim yöneticisi, doğrudan üst yöneticiye raporlama yapmak zorundadır.

1110.G1 – İç denetim faaliyeti, iç denetimin kapsamının belirlenmesi, yürütülmesi ve sonuçlarının paylaşılması ve raporlanması hususunda her türlü müdahaleden uzak ve serbest olmak zorundadır.

1111 – Üst Yöneticiyle Doğrudan İletişim

İç denetim yöneticisi üst yönetici ile doğrudan iletişim ve etkileşimde olmak zorundadır.

1120 – Bireysel Tarafsızlık

İç denetçiler, tarafsız ve önyargısız bir şekilde davranmak ve her türlü çıkar çatışmasından kaçınmak zorundadır.

1130 – Bağımsızlık veya Tarafsızlığın Bozulması

Bağımsızlığın veya tarafsızlığın fiilen bozulduğu veya bozulduğu izlenimi doğduğu takdirde, durum ilgili taraflara açıklanmak zorundadır. Bu açıklamanın kapsamı, bozucu etkenin niteliğine bağlıdır.

1130.G1 – İç denetçiler, daha önce sorumlu olduğu faaliyetlere ilişkin denetim görevi yapmaktan kaçınmak zorundadır. Bir iç denetçinin son bir yıl içinde sorumlu olduğu idari bir faaliyet hakkında denetim hizmeti vermesinin, tarafsızlığını bozacağı varsayılır.

1130.D1 – İç denetçiler, daha önce sorumlusu oldukları idari faaliyetlere ilişkin danışmanlık hizmeti verebilir.

1130.D2 – İç denetçiler, önerilen danışmanlık hizmetleriyle ilgili bağımsızlıklarına ve tarafsızlıklarına zarar verecek hususlar söz konusu ise, görevi kabul etmeden önce danışmanlık hizmetini talep edene bu durumu açıklamak zorundadırlar.

1200 – Yetkinlik, Azami Mesleki Özen ve Dikkat

Görevler yetkin kişilerce, azami mesleki özen ve dikkatle yerine getirilmek zorundadır.

1210 – Yetkinlik

İç denetçiler, kişisel sorumluluklarını yerine getirmek için gereken bilgi, beceri ve diğer niteliklere sahip olmak zorundadır. İç denetim faaliyeti de kurumsal sorumluluklarını yerine getirmek için gereken bilgi, beceri ve diğer niteliklere sahip olmak veya bunları edinmek zorundadır.

1210.G1 – İç denetçiler, görevin tamamını veya bir kısmını yapmak için gereken bilgi ve becerilerin veya diğer niteliklerin hepsine sahip değilse, iç denetim yöneticisi idare içindeki veya dışındaki uzmanlardan denetim görevinin hedeflerine ulaşmasını sağlamak üzere nitelikli tavsiye ve yardım temin etmek zorundadır.

1210.G2 – İç denetçiler, suiistimal risklerini ve bu risklerin yönetilmesini değerlendirebilecek yeterli bilgiye sahip olmak zorundadır. Ancak iç denetçilerden esas görevi ve sorumluluğu suiistimalleri tespit etmek ve soruşturmak olan bir kişinin uzmanlığına sahip olması beklenmez.

1210.G3 – İç denetçiler, verilen görevi yerine getirebilmek için kilit bilgi teknolojisi riskleri ve kontrolleriyle ilgili yeterli bilgiye ve teknoloji tabanlı denetim tekniklerine sahip olmak zorundadır. Ancak, bütün iç denetçilerin, asıl sorumluluğu bilgi teknolojileri denetimi olan denetçiler kadar uzmanlığa sahip olmaları beklenmez.

1210.D1 – İç denetim yöneticisi, iç denetçilerin görevin kısmen veya tamamen gerçekleştirilmesi için gereken bilgiye, beceriye ve diğer niteliklere sahip olmadığı durumlarda, danışmanlık görevini reddetmek veya yeterli tavsiye ve yardımı temin etmek zorundadır.

1220 – Azami Mesleki Özen ve Dikkat

İç denetçiler, makul sınırlar içinde tedbirli ve ehil bir iç denetçiden beklenen beceriye sahip olmak ve azamî özen ve dikkati göstermek zorundadır. Azamî meslekî özen ve dikkat, hiç hata yapılmayacağı anlamına gelmez.

1220.G1 – İç denetçiler, aşağıdaki hususları göz önüne alarak azamî meslekî özen ve dikkati göstermek zorundadır:

• Görevin amaçlarına ulaşmak için gereken çalışmanın kapsamı.

• Güvence prosedürlerinin tatbik edildiği konuların nisbî karmaşıklığı, gerekliliği veya önemi.

• Yönetişim, risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin etkililiği ve yeterliliği.

• Önemli hata, suiistimal veya aykırılıkların olma ihtimali.

• Güvence görevinin, potansiyel faydalarına karşı maliyeti.

1220.G2 – İç denetçiler azamî meslekî özen ve dikkati gösterirken, teknoloji destekli denetim ve diğer veri analiz tekniklerini kullanmayı dikkate almak zorundadır.

1220.G3 – İç denetçiler, amaçları, faaliyetleri veya kaynakları etkileyebilecek önemli risklere karşı dikkatli olmak zorundadır. Ancak, güvence faaliyetleri, azamî meslekî özen ve dikkatle uygulansa bile, tek başına bütün önemli risklerin teşhis edilebilmesini garanti etmez.

1220.D1 – İç denetçiler bir danışmanlık görevi sırasında, aşağıdaki hususları göz önüne alarak azamî meslekî özen ve dikkati göstermek zorundadır:

• Görev sonuçlarının niteliği, zamanlaması ve raporlanması da dahil danışmanlık hizmetini talep edenlerin ihtiyaç ve beklentileri.

• Görev amaçlarına ulaşabilmek için gerekli çalışmanın boyutu ve nisbî karmaşıklığı.

• Danışmanlık görevinin, potansiyel faydalarına karşı maliyeti.

1230 – Sürekli Mesleki Gelişim

İç denetçiler, mevcut bilgi, beceri ve diğer niteliklerini sürekli meslekî gelişimle arttırmak ve güçlendirmek zorundadır.

1300 – Kalite Güvence ve Geliştirme Programı

İç denetim yöneticisi, iç denetim faaliyetinin tüm yönlerini kapsayan bir kalite güvence ve geliştirme programı hazırlamak ve bunu sürdürmek zorundadır.

1310 – Kalite Güvence ve Geliştirme Programının Gereklilikleri

Kalite güvence ve geliştirme programı, hem iç hem de dış değerlendirmeleri içermek zorundadır.

1311 – İç Değerlendirmeler

İç değerlendirmeler;

• İç denetim faaliyetinin performansının devamlı izlenmesini,

• Öz değerlendirme (kendi kendini değerlendirme) yoluyla veya kurum içinde iç denetim uygulamaları hakkında yeterli bilgiye sahip kişilerce yapılan dönemsel gözden geçirmeleri kapsamak zorundadır.

1312 – Dış Değerlendirmeler

Dış değerlendirmelerin en az beş yılda bir, İç Denetim Koordinasyon Kurulu (Kurul) tarafından idare dışından nitelikli ve bağımsız bir gözden geçirme uzmanı veya ekibine yaptırılması zorunludur.

İç denetim yöneticisi, üst yönetici ve Kurul ile aşağıdaki hususları tartışmak zorundadır:

• Dış değerlendirme sıklığının arttırılmasına yönelik ihtiyaç.

• Menfaat çatışması ihtimali de dikkate alınarak dış gözden geçirme uzmanı veya ekibinin bağımsızlığı.

1320 – Kalite Güvence ve Geliştirme Programı Hakkında Raporlama

İç denetim yöneticisi, uygulanan kalite güvence ve geliştirme programının sonuçlarını üst yöneticiye ve Kurula iletmek zorundadır. Ayrıca, iç denetim yöneticisi, dış değerlendirme sonuçlarını bakanlıklar ve bağlı idarelerde bakana sunmak zorundadır.

1321 – “Kamu İç Denetim Standartlarına Uygundur” İbaresinin Kullanılması

İç denetim yöneticisi raporlamalarında, iç ve dış kalite değerlendirmelerini kapsayacak Kalite Güvence ve Geliştirme Programı sonuçlarının desteklemesi şartıyla, iç denetim faaliyetlerinin Kamu İç Denetim Standartlarına uygun olduğunu belirtebilir.

1322 – Aykırılıkların Açıklanması

İç Kalite Değerlendirmesi sonuçlarına göre; İç Denetimin Tanımına, Meslek Ahlak Kurallarına ya da Standartlara aykırılık, iç denetim faaliyetinin genel kapsamını ve faaliyetini etkilediği belirlendiğinde, aykırılık ve etkileri iç denetim yöneticisi tarafından üst yöneticiye ve Kurula açıklanmak zorundadır.

 ÇALIŞMA STANDARTLARI

2000 – İç Denetim Faaliyetinin Yönetimi

İç denetim yöneticisi, iç denetim faaliyetini, faaliyetin idareye değer katmasını sağlayacak etkili bir tarzda yönetmek zorundadır.

2010 – Planlama

İç denetim yöneticisi, idarenin hedeflerine uygun olarak, iç denetim faaliyetinin önceliklerini belirleyen risk esaslı planlar yapmak zorundadır.

2010.G1 – İç denetim planı, en az yılda bir kez yapılan yazılı bir risk değerlendirmesine dayanmak zorundadır. Üst yönetici ile üst düzey yöneticiler bu sürece dahil edilerek görüşleri alınmak zorundadır.

2010.G2 – İç denetim yöneticisi, üst düzey yöneticilerin görüş ve kanaatlerini almak, beklentilerini göz önünde bulundurmak zorundadır.

Ayrıca, iç denetim planının hazırlanmasında, idarenin Stratejik Planı ile Kamu İç Denetimi Strateji Belgesinin dikkate alınması zorunludur.

2010.D1 – İç denetim yöneticisi, danışmanlık görevinin risk yönetimini geliştirme, katma değer yaratma ve faaliyetleri geliştirme potansiyelini değerlendirerek, talep edilen danışmanlık görevlerini kabul etmeyi düşünmelidir. Kabul edilen bu görevler, iç denetim planına dahil edilmek zorundadır.

2020 – Bildirim ve Onay

İç denetim yöneticisi, önemli değişiklikler de dahil, iç denetim faaliyetinin plan ve programları ile kaynak ihtiyaçlarını, gözden geçirme ve onay için üst yöneticiye bildirmek zorundadır. İç denetim yöneticisi, kaynak sınırlandırmalarının etkilerini de üst yöneticiye bildirmek zorundadır.

2030 – Kaynak Yönetimi

İç denetim yöneticisi, onaylı planın uygulanabilmesi için, iç denetim kaynaklarının uygun ve yeterli olmasını ve etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır.

2040 – Politika ve Prosedürler

İç denetim yöneticisi, iç denetim faaliyetini yönlendirmek amacıyla politika ve prosedürleri belirlemek zorundadır.

2050 – Koordinasyon

İç denetim yöneticisi; aynı çalışmaların gereksiz yere tekrarlanmasını asgarîye indirmek ve işin kapsamını en uygun şekilde belirlemek amacıyla, dış denetim ile gerekli bilgileri paylaşmalı ve faaliyetleri koordineli şekilde sürdürmelidir.

2060 – Üst Yönetici ve Bakana Raporlamalar

İç denetim yöneticisi, iç denetim faaliyetinin amacı, görev, yetki ve sorumlulukları ve planın uygulama sonuçlarını üst yönetici ile bakanlıklar ve bağlı idarelerde bakana dönemsel raporlar halinde sunmak zorundadır.

Bu raporlar, suistimal risklerini, yönetişim sorunlarını ve üst düzey yöneticiler ve üst yöneticinin ihtiyaç duyabileceği veya talep edebileceği diğer konuların da dahil olduğu önemli riskleri ve kontrol sorunlarını içermek zorundadır.

2100 – İşin Niteliği

İç denetim faaliyeti; sistematik ve disiplinli bir yaklaşımla, yönetişim, risk yönetimi ve kontrol süreçlerini değerlendirmek ve bu süreçlerin iyileştirilmesine katkıda bulunmak zorundadır.

2110 – Yönetişim

İç denetim faaliyeti, aşağıdaki hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla yönetişim sürecini değerlendirmek ve iyileştirilmesi için gerekli tavsiyelerde bulunmak zorundadır:

• İdare içinde gerekli etik değerlerin geliştirilmesi.

• Etkili bir kurumsal performans yönetiminin ve hesap verebilirliğin sağlanması.

• Risk ve kontrol bilgilerinin idarenin ilgili alanlarına iletilmesi.

• Üst yönetici ve üst düzey yönetim ile iç ve dış denetçilerin faaliyetleri arasında işbirliğinin ve bunlar arasında gerekli bilgilerin paylaşımının sağlanması.

2110.A1 – İç denetim faaliyeti, idarenin etikle ilgili amaç, program ve faaliyetlerinin tasarımını, uygulanmasını ve etkililiğini değerlendirmek zorundadır.

2110.A2 – İç denetim faaliyeti, idarenin bilgi teknolojileri yönetişiminin, idarenin strateji ve amaçlarını destekleyip desteklemediğini değerlendirmek zorundadır.

2120 – Risk Yönetimi

İç denetim faaliyeti; risk yönetimi süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve iyileştirilmesine katkıda bulunmak zorundadır.

2120.G1 – İç denetim faaliyeti, aşağıdaki hususları dikkate alarak, idarenin yönetişim süreçlerinin, faaliyetlerinin ve bilgi sistemlerinin maruz kaldığı riskleri değerlendirmek zorundadır:

• Mali ve operasyonel bilgilerin güvenilirliği ve doğruluğu.

• Programların ve faaliyetlerin etkililik ve verimliliği,

• Varlıkların korunması.

• Mevzuat, politika ve prosedürlere ve sözleşmelere uyum.

2120.G2 – İç denetim faaliyeti, suiistimalin gerçekleşme ihtimalini ve idarenin suiistimal riskini nasıl yönettiğini değerlendirmek zorundadır.

2120.D1 – İç denetçiler, danışmanlık görevleri sırasında, görevin amaçlarıyla ilişkili riskleri değerlendirmek ve diğer önemli risklere karşı dikkatli olmak zorundadır.

2120.D2 – İç denetçiler, danışmanlık görevlerinden elde ettikleri risk bilgilerini, idarenin risk yönetim süreçlerini değerlendirmede kullanmak zorundadır.

2120.D3 – İç denetçiler, risk yönetimi süreçlerinin kurulmasında veya geliştirilmesinde yönetime danışmanlık hizmeti verirken, “riskleri fiilen yönetmek suretiyle yönetim sorumluluğu almaktan” kaçınmak zorundadırlar.

2130 – Kontrol

İç denetim faaliyeti, kontrollerin etkililik ve verimliliğini değerlendirmek ve sürekli gelişimini teşvik etmek suretiyle, idarenin etkili kontrollere sahip olmasına yardımcı olmak zorundadır.

2130.G1 – İç denetim faaliyeti, idarenin yönetişim, faaliyet ve bilgi sistemlerine ilişkin risklere karşı mevcut kontrollerinin yeterliliğini ve etkililiğini aşağıdaki hususlar çerçevesinde değerlendirmek zorundadır:

• Mali ve operasyonel bilgilerin güvenilirliği ve doğruluğu.

• Programların ve faaliyetlerin etkililik ve verimliliği.

• Varlıkların korunması.

• Mevzuata, politika ve prosedürlere ve sözleşmelere uyum.

2130.D1 – İç denetçiler; danışmanlık görevlerinden elde ettikleri kontrol bilgilerini, idarenin kontrol süreçlerinin değerlendirilmesinde kullanmak zorundadır.

2200 – Görev Planlaması

İç denetçiler, her bir görev için; amaçları, kapsamı, süre planı ve kaynak dağılımı hususlarını da dikkate alan bir çalışma planı hazırlamak ve yazılı hâle getirmek zorundadır.

2201 – Planlamada Dikkate Alınması Gerekenler

Bir görev planlanırken, iç denetçiler aşağıdaki hususları dikkate almak zorundadır:

• Görev konusu faaliyetin hedefleri ve performansının, yönetim tarafından kontrol edilmesi sırasında yararlanılan araçlar.

• Görev konusu faaliyetin yönetimine ilişkin önemli riskler ve bu risklerin potansiyel etkilerini kabul edilebilir bir seviyede tutmanın yol ve araçları.

• Kamu İç Kontrol Standartlarına kıyasla, ilgili faaliyetin risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin yeterliliği ve etkililiği.

• Görev konusu faaliyetin risk yönetimi ve kontrol süreçlerinde önemli gelişme sağlama fırsatları.

2201.G1 – İdare dışında yürütülecek bir denetim görevi planlanırken iç denetçiler, görevlendirmenin amaçları, kapsamı, her iki tarafın sorumlulukları (denetim görevi kayıtlarına erişime ve sonuçların dağıtımına getirilecek kısıtlamalar dahil) ve diğer karşılıklı beklentiler konusunda söz konusu taraflarla yazılı bir anlaşma yapmak zorundadır.

2201.D1 – İç denetçiler, görevlendirmenin amaçları, kapsamı, yerine getirilecek sorumluluklar ve beklentiler hakkında, danışmanlık hizmeti verecekleri ilgili yöneticiyle mutabakata varmak ve çok önemli görevlendirmelerde bu mutabakatı yazılı hâle getirmek zorundadır.

2210 – Görev Amaçları

Amaçlar, her bir denetim ve danışmanlık görevi için belirlenmek zorundadır.

2210.G1 – İç denetçiler, denetlenen faaliyetle ilgili risklerin ön değerlendirmesini yapmak zorundadır. Görevin amaçları, bu risk değerlendirmesinin sonuçlarını yansıtmak zorundadır.

2210.G2 – İç denetçiler, görevin amaçlarını belirlerken, önemli hatâların, suistimallerin, mevzuata aykırılıkların ve diğer risklerin meydana gelme ihtimalini göz önüne almak zorundadır.

2210.G3 – Kontrollerin değerlendirilmesi için yeterli kriterlere ihtiyaç vardır. İç denetçiler, hedef ve amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığını belirlemek için yönetimin oluşturduğu kriterlerin yeterlilik derecesini ortaya koymak zorundadır. Bu kriterler yeterliyse, iç denetçiler de kendi değerlendirmelerinde bunları kullanmak; kriterler yeterli değilse, iç denetçiler uygun değerlendirme kriterleri geliştirmek için yönetimle birlikte çalışmak zorundadırlar.

2210.D1 – Danışmanlık görevi amaçlarının belirlenmesinde, ilgili yöneticiyle mutabık kalındığı ölçüde, yönetişim, risk yönetimi ve kontrol süreçlerinin de göz önünde bulundurulması zorunludur.

2210.D2 – Danışmanlık görev amaçları, idarenin değerleri, stratejileri ve hedefleriyle uyumlu olmak zorundadır.

2220 – Görev Kapsamı

Görevin kapsamı, görevin amaçlarına ulaşılmasına yetecek seviyede olmak zorundadır.

2220.G1 – Görevin kapsamı, ilgili sistemlerin, kayıtların, personel ve maddî varlıkların dikkate alınmasını (üçüncü tarafların sahip oldukları dahil) içermek zorundadır.

2220.G2 – Bir güvence görevi esnasında önemli danışmanlık fırsatları çıkarsa, görevin amaçları, kapsamı, karşılıklı sorumluluklar ve diğer beklentilerle ilgili yazılı bir anlaşma hazırlanmalı ve danışmanlık görevinin sonuçları, danışmanlık standartlarına uygun olarak raporlanmalıdır.

2220.D1 – İç denetçiler danışmanlık görevlerini yürütürken, görevin kapsamının, üzerinde mutabık kalınan amaçlarla uyumlu olmasını sağlamak zorundadır. İç denetçiler, görev sırasında kapsamla ilgili çekinceleri olursa, göreve devam edilip edilmeyeceğini belirlemek üzere, bunları ilgili yöneticiyle değerlendirmek zorundadır.

2220.D2 – Danışmanlık görevleri sırasında, iç denetçiler, görev amaçlarıyla uyumlu bir şekilde önemli kontroller ve kontrol zaafiyetleri konusunda dikkatli olmak zorundadırlar.

2230 – Görev Kaynaklarının Tahsisi

İç denetçiler, görevin niteliği, karmaşıklığı, süre kısıtı ve mevcut kaynakları dikkate alarak görevin amaçlarına ulaşmak için uygun ve yeterli kaynakları belirlemek zorundadır.

2240 – Görev İş Programı

İç denetçiler, görev amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak iş programları hazırlamak ve kayıtlı hâle getirmek zorundadırlar.

2240.G1 – İş programları, görev sırasında uygulanacak bilgi toplama, analiz, değerlendirme ve kayıtlı hale getirme prosedürlerini içermek zorundadır. İş programı, saha çalışmasına başlanmadan önce onaylanmak zorunda olup, programda yapılan değişiklikler için de derhal onay alınmak zorundadır.

2240.D1 – Danışmanlık görevleri için hazırlanan iş programlarının şekli ve içeriği, görevin niteliğine bağlı olarak değişebilir.

2300 – Görevin Yürütülmesi

İç denetçiler, üstlendikleri görevin hedeflerine ulaşmak için yeterli bilgileri belirlemek, analiz etmek, değerlendirmek ve kayıtlı hale getirmek zorundadır.

2310 – Bilgilerin Belirlenmesi

İç denetçiler, görev amaçlarına ulaşmak için yeterli, güvenilir, ilgili ve faydalı olan bilgileri belirlemek zorundadır.

2320 – Analiz ve Değerlendirme

İç denetçiler, vardıkları kanaatleri ve görev sonuçlarını, uygun analiz ve değerlendirmelere dayandırmak zorundadır.

2330 – Bilgilerin Kaydedilmesi

İç denetçiler, vardıkları kanaatlere ve görev sonuçlarına dayanak teşkil eden bütün bilgileri kayıtlı hale getirmek zorundadır.

2330.G1 – İç denetim yöneticisi, görev kayıtlarına erişimi kontrol etmek zorundadır. İç denetim yöneticisi, gerektiğinde bu kayıtları kurum dışı taraflara vermeden önce üst yöneticinin onayını ve/veya hukuk müşavirliğinin görüşünü almak zorundadır.

2330.G2 – İç denetim yöneticisi, görev kayıtlarının saklanmasına ilişkin esasları, kayıtların hangi ortamda muhafaza edildiğine bakılmaksızın, belirlemek zorundadır. Bu esaslar, idarenin temel ilkelerine ve ilgili mevzuata uygun olmak zorundadır.

2330.D1 – İç denetim yöneticisi, danışmanlık görevi kayıtlarının tutulması, saklanması ve idare içi ve dışı taraflara sunulmasını düzenleyen politikaları belirlemek zorundadır. Bu politikalar, idarenin düzenlemelerine ve ilgili mevzuata uygun olmak zorundadır.

2340 – Görevin Gözetimi

Görevler; görevin amaçlarına ulaşılmasını, kalitenin güvence altına alınmasını ve iç denetçilerin mesleki gelişimini sağ

657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNDA 6111 SAYILI KANUNLA YAPILAN DÜZENLEMELER SONRASI MEMURLARIN İZİN KULLANMASINDAKİ UYGULAMA VE ÖZELLİKLERİ

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNDA 6111 SAYILI KANUNLA YAPILAN DÜZENLEMELER SONRASI MEMURLARIN İZİN KULLANMASINDAKİ UYGULAMA VE ÖZELLİKLERİ

“Aylıksız izin:

Madde 108

A) Memura, 105 inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.

B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.

C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.

D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.

E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.

F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.

G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.”

HASTALIK VEYA KAZADAN DOLAYI AYLIKSIZ İZİN

657 sayılı Kanunun 108.maddesinin (A) Bendinde “Memura, 105 inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir.”

Bu iznin verilebilmesi için ilgililerin,

1- Ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması ,

2-Bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi,

3-Devlet memurunu isteğinin,bulunması gerekmektedir.

 REFAKAT İZNİNİN MÜTEAKİP VERİLEN AYLIKSIZ İZİN

 

657 sayılı Kanunun 105. maddesinin son fıkrasında “Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.”denilmektedir.

Bu fıkraya göre izin, memurun bakmaya mecbur olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek

a)ana,
b)baba,
c)eş,
d)çocukları
e)kardeşler,için verilebilmektedir.

Refakat izni (3) üç aya kadar verilmektedir. Aynı şartlarla bu süre bir katına (3 ay daha uzatılır.) kadar uzatılabilir.

 Bu çerçevede refakat iznini müteakip verilen aylıksız izinde;

1-Bu fıkra uyarınca verilen ücretli izinde idarenin takdir hakkı var mıdır?

657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin birinci fıkrasında “izin verilebilir.” denilmesi sebebiyle idarenin takdir hakkı bulunmaktadır. İdare takdir hakkını kamu yararı, hizmet gerekleri ve eşitlik ilkesi içinde kullanmalıdır. Bu gerekçelere aykırı hareket edilmesi halinde işlem idari yargıya götürülebilir. Davacı kamu yararına, hizmet gereklerine ve eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini ispat edebilirse işlem iptal edilir.

 2-Anne için izin alan devlet memuru, babası için de bu fıkra hükmü uyarınca izin alabilir mi?

657 sayılı Kanunun 108 inci maddesi hükmü uyarınca rahatsızlığı veya kazası sebebiyle izin verilecek olanlardan birisi için izin almış olan devlet memurunun diğer bir kardeşi,ana, baba veya çocuk için izin alması mümkün bulunmaktadır.

 3-Babasını rahatsızlığı için aylıksız izin alan devlet memuruna, daha sonra babasının kaza geçirmesi sebebiyle ikinci bir izin daha verilebilir mi?

Babasının rahatsızlığı için alan devlet memuruna, babasının kaza geçirmesi halinde de aynı fıkra hükmüne uyulmak suretiyle izin verilebilir.

 4-Memur bu fıkra hükmü uyarınca iznini memuriyeti boyunca bir defa mı kullanabilir?

Hayır. Memur memuriyeti süresince her olay ve her kişi için fıkrada belirlenen azami süre kadar izin kullanabilir.

 5-Memur 18 ay izin almak zorunda mıdır?

Memur 18 aylık süreyi aşamaz fakat bu sürenin altında 10 ay 14  ay gibi izin alması mümkündür.

 6-Memurun babası, oğlu yerine/adına izin isteyebilir mi?

Bu izin memurun isteğine bağlı olup, yerine babası annesi izin talebinde bulunamaz.

 7-Bu fıkra uyarınca verilecek izin en fazla 18 ay mıdır?

Bu fıkra uyarınca memura verilecek aylıksız izin her kişi veya olay için azami 18 ay olup, memur annesi için 18 ay izin kullandıktan yıllar sonra, kardeşinin kazası içinde 18 aylıksız izin kullanabileceği, ayrıca çocuğunun hastalığı veya kazası içinde 18 aya kadar aylıksız izin kullanabilir. Fıkradaki sınırlama aynı olay ve kişi içindir.

 8-Memur ağır kaza veya hastalığı nasıl belgelendirecek?

Memur ağır kaza veya tedavisi uzun süren bir hastalığı Sağlık Kurulundan alacağı rapor ile belgelendirilmesi gereklidir.

 9- Aylıksız izin sebebinin kalkması halinde göreve dönmeyen memurların durumu nasıl olacaktır?

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazeretini gerektiren sebebin kalkması halinde, memur 10 gün içerisinde görevine dönmek zorundadır. Örneğin; hasta sahsın ölümü veya iyileşmesi halinde memur 10 gün içerisinde görevine dönmesi gerekir. Mezkur maddenin (F) bendi hükmü uyarınca mazeret sebebinin kalkması halinde veya aylıksız izin süresinin bitiminde itibaren10 gün içerisinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılmaktadırlar.

DOĞUMA BAĞLI AYLIKSIZ İZİNLER

108 inci maddenin :

“B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir.

C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.

1- Aylıksız izninde idarenin takdir hakkı var mıdır?

Devlet memuruna doğuma bağlı olarak verilen aylıksız izin hakkında idarenin takdir hakkı bulunmamaktadır.

 2-Doğuma bağlı aylıksız izin süresi ne kadardır?

Doğuma bağlı aylıksız izin 657 sayılı Kanunun 108 inci maddede 24 ay olarak belirlenmiştir.

 3- Doğuma bağlı aylıksız izin süresi uzatılabilir mi?

Doğuma bağlı aylıksız izin kanun ile tespit edilmiştir. Yasal değişiklik yapılmadığı sürece, bu süre uzatılamaz.

 4- 24 aydan az izin alınabilir mi?

Aylıksız izin memurun isteğine bağlı olduğundan, memur isterse 24 aydan az izin alması mümkündür.

 5- Doğuma bağlı aylıksız izin süresi memuriyet boyunca bir defa mı kullanılır?

Devlet memurunun birden fazla doğum yapması halinde her doğum için aylıksız izin kullanmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

 6- Doğuma bağlı aylıksız izin süresi ne zaman başlar?

Anne için, doğuma bağlı aylıksız izin 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi ile belirlenen mazeret izin sürelerinin, (duruma göre doğumdan itibaren 8 hafta, 8+5 =13 haftalık veya erken doğum sebebiyle kullanılamayan analık izin sürenin) bitiminden itibaren başlar. Bu tarihten itibaren 24 ayın sonunda sona erer.

 7- Göreve başladıktan sonra aylıksız izin talebinde bulunulabilir mi?

Mazeret izninin bitiminden itibaren göreve başlayan devlet memuru eğer isterse, aylıksız izin süresinin bitim tarihi geçmemiş olması halinde, bu sürenin bitim tarihine kadar aylıksız izin alabilir.

 8- 24 ayı aşmamak üzere parçalı olarak izin alınabilir mi?

Aylıksız izin başlangıç ve bitiş tarihleri arasında kalmak suretiyle parçalı olarak aylıksız izin alınmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

 9- İkiz ve üçüz doğumlarda aylıksız izin süresi uzatılabilir mi?

İkiz ve üçüz doğum yapanlara artırımlı aylıksız izin verilmesini öngören bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, süre uzatılamamaktadır.

 10- Hastalık izninde olan memur göreve başlamadan aylıksız izin kullanabilir mi?

Memur hastalık izinlerini kullanmakta iken, daha önce belirtilen esaslara uyulmak suretiyle göreve başlamadan da doğuma bağlı aylıksız izin alabilir.

  11- Aday devlet memuruna doğum yapmasından dolayı aylıksız izin verilir mi?

Aday Devlet memuruna, 657 sayılı Kanununda aday memurlar için belirtilen hükümler dışında asil memurlara uygulanan hükümler uygulanmaktadır.

 12 Aylıksız izin sebebinin kalkması halinde göreve dönmeyen memurların durumu nasıl olur?

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazeretini gerektiren sebebin kalkması halinde, memur on gün içerisinde görevine dönmek zorundadır. Örneğin, doğum yapan ve aylıksız izin alan memurun çocuğunun ölümü halinde memur on gün içerisinde görevine dönmesi gerekir. Zira burada sebep unsursundan dolayı alınan iznin gerekçesi ortadan kalkmıştır.

Mezkur maddenin (F) bendi hükmü uyarınca mazeret sebebinin kalkması halinde veya aylıksız izin süresinin bitiminde itibaren10 gün içerisinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılmaktadırlar.

 13- Eşi doğum yapan devlet memuru aylıksız izin kullanabilir mi?

Eşi doğum yapan devlet memuru aylıksız izin kullanabilir.

 14- Eşi doğum yapan devlet memuru ne kadar süre aylıksız izin kullanabilir mi?

Eşi doğum yapan devlet memuru 24 aya kadar aylıksız izin kullanabilir.

 15- Eşi doğum yapan devlet memuru aylıksız izni ne zaman başlar?

Eşi doğum yapan devlet memuru çocuğun doğum tarihinden itibaren aylıksız izin kullanabilir.

 EVLATLIK EDİNME HALİNDE VERİLECEK AYLIKSIZ İZİN KOŞULLARI

108 inci maddenin (C) bendinde: “C) Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine yirmidört aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.”

 1-Her yaştaki çocuğu evlatlık edinen memur, aylıksız izin kullanabilir mi?

Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen devlet memurları aylıksız izin kullanabilir.

 2- Evlatlık edinen karı koca memur her ikisi de 24 ay aylıksız izin kullanabilir mi?

Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen karı ve koca her ikisi de memur kişiler ise, 24 ayı geçmemek üzere anne veya babaya veya toplam 24 ayı geçmemek üzere birbirini izleyen iki bölüm hâlinde her iki eşe de kullandırılabilir.

 5 YILINI DOLDURANLARA VERİLECEK AYLIKSIZ İZİN KOŞULLARI

 

108 inci maddenin (E) bendinde: ” E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla beş hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.”

Bu fıkra uyarınca izin verilebilmesi için;

1- 5 hizmet yılının tamamlanması,

2- İstekte bulunulması ,gerekmektedir.

Bu izin; Memuriyetleri süresince 12 aya kadar verilebilmektedir.Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada öncelikli yörelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi olarak sürekli görevle atananlar bu hükümden faydalanamazlar.

 1-Bu fıkra uyarınca verilen aylıksız izinde idarenin takdir hakkı var mıdır?

657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin (E) bendinde “aylıksız izin verilebilir.” denilmesi sebebiyle idarenin takdir hakkı bulunmaktadır.

 2-Memurun bu fıkra hükmü uyarınca izin alması için Neden/Gerekçe belirtmesi zorunlu mudur?

Memur bu fıkra hükmü uyarınca izin talebinde bulunurken neden veya gerekçe belirtmek zorunda değildir.

 3-Memur 12 ay izin almak zorunda mıdır?

Memur 12 aylık süreyi aşamaz fakat bu sürenin altında 5 ay 10 ay gibi izin alması mümkündür.

 4-Memur 12 ay izini 1 defada kullanmak zorunda mıdır?

Memur 12 aylık süreyi aşmamak üzere iki defa da izin kullanılabilir.

 5-İstifa edip yeniden memurluğa dönen memur, yeniden 12 aya kadar aylıksız izin alabilir mi?

Anılan (E) bendi hükmüne göre alınan aylıksız izin, memuriyet süresince12 ayı aşmamak üzere 2 defa kullanılabileceğinden, memur istifa etmeden önce 12 aydan az ve 2 defadan az izin kullanmış olması halinde 12 ayı aşmamak üzere 1 defa daha izin kullanabilir.

 6-Yer değiştirme suretiyle kalkınmada öncelikli yörelere atanan memur, aylıksız izin alabilir mi?

Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada öncelikli yörelere 72 nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde aylıksız izin kullanamazlar.

 EĞİTİM VE SÜREKLİ GÖREV AMACIYLA AYLIKSIZ İZİN VERİLMESİ KOŞULLARI

 

108 inci maddenin (G) bendinde “D) Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşleri ile 77.maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.” hükmü yer almaktadır.

Bu bent uyarınca verilecek aylıksız izin

1)Yetiştirilmek üzere (bursla gidenler dahil) yurt dışına Devlet tarafından gönderilen

– öğrencinin memur olan eşine,

– gönderilen memurun, yine memur olan eşine,

2) Yurt içine ve yurt dışına sürekli görevle atanan memurların eşlerine,

verilmektedir.

Bu hallerde, Devlet memuruna, memuriyetleri süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin verilebilir.

 1-Bu fıkra uyarınca aylıksız izin verilmesi zorunlu mudur?

657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin D bendinde “aylıksız izin verilebilir.” denilmesi sebebiyle idarenin takdir hakkı bulunmaktadır. İdare takdir hakkını kamu yararı, hizmet gerekleri ve eşitlik ilkesi içinde kullanmalıdır. Bu gerekçelere aykırı hareket edilmesi halinde işlem idari yargıya götürülebilir. Davacı kamu yararına, hizmet gereklerine ve eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini ispat edebilirse işlem iptal edilir.

 2-Yurt dışına öğrenci olarak giden kişinin memur olan eşine aylıksız izin verilir mi?

Devlet tarafından yurt dışına gönderilen öğrencilerin memur olan eşlerine aylıksız izin verilir.

  3-Bir yıldan az süreli olarak yetiştirilmek üzere gönderilen memurların memur olan eşlerine aylıksız izin verilebilir mi?

Bir yıldan az süreli olarak yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen memurların memur eşlerine görev süresi kadar aylıksız izin verilmesi mümkündür.

 4- Bu bent uyarınca aylıksız izin kullanımında azami süre var mıdır?

108 inci maddesinin E bendi uyarınca memurluğu süresince izin kullanmada azami süre 6111 sayılı Kanunla kaldırılmıştır. Bir sınır bulunmamaktadır. Görev ne kadar ise o kadar izin almak mümkündür.

 5- Bu bent uyarınca 1,5 yıl aylıksız izin alınabilir mi?

Diğer şartları taşıyan memurlara 1,5 yıl izin verilmesi mümkündür.

 6- Bu bent uyarınca yurt dışına 6 aydan az süreli geçici görevlendirilenler aylıksız izin alınabilir mi?

Bu bent uyarınca en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar izin verilmesi mümkün olduğundan, altı aydan az süre ile geçici olarak görevlendirilen memurların aylıksız izin kullanmaları mümkün değildir.

 7- Bu fıkra uyarınca bir defada en fazla ne kadar izin alınması mümkündür.

Devlet memurlarına bu fıkra uyarınca bir defada en fazla görev süresince izin verilmesi mümkündür. Daha önce bulunan yıl sınırlaması 6111 sayılı Kanunla kaldırılmıştır.

 8-Diğer personel Kanunlarına tabi personelin memur olan eşlerine bu bent uyarınca izin verilir mi?

108 inci maddenin (D ) bendi uyarınca diğer personel kanunlarına tabi personelin yurt içi veya yurt dışın sürekli görevle görevlendirilmesi veya altı aydan fazla yurtdışına geçici görevlendirilmeleri halinde memur olan eşlerine aylıksız izin verilmesi mümkündür.

 9-Bir yıldan fazla görevlendirilen veya yurt dışına gönderilen memurların eşlerine 1 yıldan az izin verilebilir mi?

Bu bent yer alan “görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.” hüküm uyarınca görev süresi içinde kalmak üzere talep edilen süre kadar izin verilmesi mümkün bulunmaktadır.

 10- Aylıksız izin sebebinin kalkması halinde göreve dönmeyen memurların durumu nedir ?

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazeretini gerektiren sebebin kalkması halinde, memur on gün içerisinde görevine dönmek zorundadır. Yani yurt dışı eğitimini tamamlayan veya geri çağrılan memurların memur eşleri görevine dönmesi gerekir.

Söz konusu maddenin (F) bendi hükmü uyarınca mazeret sebebinin kalkması halinde veya aylıksız izin süresinin bitiminde itibaren10 gün içerisinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılmaktadırlar.

 ASKERLİK SÜRESİNCE AYLIKSIZ İZİN KULLANILMASI

 

108 inci maddenin (G) bendinde “Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.” hükmü yer almaktadır.

1-Bu fıkra uyarınca verilen aylıksız izinde idarenin takdir hakkı var mıdır?

657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin (G) bendinde “aylıksız izinli sayılırlar.” denilmesi sebebiyle idarenin takdir hakkı bulunmamaktadır.

 2-Devlet memurunun muvazzaf askerlik süresi mücbir nedenler dolayısı ile kısa sürmesi halinde göreve başlayabilir mi?

Memurlar muvazzaf askerlik süresince aylıksız izinli sayılmaktadırlar. Diğer mevzuat uyarınca (1111 sayılı Askerlik Kanunu) askerlik süresinin kısa sürmesi halinde de ,657 sayılı Kanunun 83.maddesi hükmü uyarınca görevine dönmesi gereklidir.

 

 

Yapı Denetimine Tabi Olan Yapılar

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

YAPI DENETİME TABİ OLAN YAPILAR

 

  Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği metin 5205 sayılı Yasayla 4708 sayılı Kanunun 1.maddesinde yapılan düzenlemeyle ilgilidir.Bu konunun A.Mahkemesinde görüşülmesi sırasında  648 sayılı KHK ile yeniden düzenleme yapılmıştır ve halen bu düzenleme geçerlidir. Tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar yapı denetime tabi değildir.Bu konuda yeniden düzenleme  yapılırken ve yapı büyüklüğü,kat dedi ve nüfus esası istisnaları olmadan  yapı denetimini  her yapı için  zorunlu kılan bir  düzenleme yapılması  kişisel arzumdur.Afet (her türlüsü) yapının büyüklüğüne bakmadan veya nüfusu 5000den az veya çok olan yerleşimleri dikkate almaksızın her yapıyı etkiler.

 Anayasa Mahkemesi, tek parselde bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapıların yapı denetimi kapsamı dışında tutulmasına ilişkin Kanun hükmünü iptal edildiğinden (03/11/2011 günlü, E. 2010/75, K. 2011/150 sayılı kararıyla) bu düzenlemenin yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin kararı (Esas: 2010/75,Karar:2011/42 -Yürürlüğü Durdurma,Tarih: 03/11/2011) 15 Kasım 2011 gün ve  28113   sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.Danıştay 6. Dairesinin, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrasına, 5205 sayılı Kanun ile eklenen ”… ile tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar…” ibaresinin iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemiyle başvurusunu Anayasa Mahkemesi görüştü.Davayı görüşen Anayasa Mahkemesi heyeti, ”tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapıların yapı denetimi kapsamı dışında tutulmasına” olanak sağlayan Kanun hükmünü iptal etti.Heyet, söz konusu ibarenin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç ve olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın, Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına 3 Kasım 2011 tarihinde oybirliği ile karar verdi.Buna göre Anayasa Mahkemesinin iptale ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlanana kadar düzenlemenin yürürlüğü durdurulmuş oldu.Yapı Denetimi Kanunu’na, 5205 sayılı Yapı Denetimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ”Bu Kanun, 3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27. maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yapılar hariç, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsar” maddesindeki, ”… ruhsata tabi olmayan yapılar” ibaresinden sonra gelmek üzere ”… ile tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar…” ibaresi eklenmişti.

 Bilindiği gibi, 4708 sayılı Kanunun  648 sayılı KHK.’nin (17.08.2011 gün ve 28028 sayılı R.G.) 42.maddesiyle 1.maddesinin  ikinci fıkrası değiştirilmiş ve bu Kanun ;

“b) Bodrum katı dışında en çok iki katlı ve yapı inşaat alanı toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar,

c) Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesisler,

d) Köy yerleşik alanlarında, belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmayan iskân dışı alanlarda ve nüfusu 5000’in altında olan belediyelerin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bodrum katı ve çatı arası dışında en çok iki katlı ve yalnızca bir bodrum katın inşaat alanı hesaba katılmaksızın toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçmeyen konut yapıları ile bunların kömürlük, otopark, depo gibi müştemilatı,hariç olmak üzere, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak yapıların denetimini kapsar.”

           Şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

644 Sayılı KHK Uyarınca Düzenlenecek Ruhsat İşlemleri

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

Mesleki Hizmetler Genel MüdürIüğü

 

09.01.2012

  Sayı    : B.09.0.MHG.0.10.00.00-327-67

Konu  : 644 sayılı KHK uyarınca düzenlenecek ruhsat işlemleri

 İlgi (a) da kayıtlı Genelgenin 10 uncu maddesinde ise; “Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yer alan köy yerleşik alanlarında ve Bakanlığa yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni düzenleme görevi verilen 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinin birinci fıkrası (ç), (ğ) ve (h) bentleri ile 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında kalan konularda, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerinin, Bakanlığımız taşra teşkilatı olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince düzenleneceğine açıklık getirilmiştir.Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi yanında, işi yeri açma ve çalışma ruhsatı işlemleri, Bakanlığımız taşra teşkilatı olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince yürütülecektir. Ancak, İl Müdürlüklerimiz, yapılan müracaatlar üzerine ilgili İdaresinden ayrıntılı bilgi isteyecektir. Bu işlemleri yapmakla yetkili İdareler, bu iş ve işlemlerin yapılmama gerekçelerini etraflıca açıklayarak konu hakkındaki görüşlerini en geç on beş gün içinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine bildirmek zorundadır. İdareler tarafından verilen görüşler sonucunda İmar Planına ve yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırılığı bulunmadığı anlaşılan ruhsat başvuruları için on iş günü içinde yapı ruhsatı, ruhsat ve eklerine uygun olarak inşası tamamlanan yapılara da yine on iş günü içinde yapı kullanma izin belgesi düzenlenecektir.Ruhsat veya yapı kullanma izin belgesi düzenlenmesine ilişkin incelemede eksikliklerin fark edilmesi halinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, eksiklikleri, giderilmek üzere belgeleri on beş gün içinde talep sahiplerine iade edecektir. Eksiklikler tamamlanıp idareye teslim edildiğinde ise en geç on iş günü içinde yapı ruhsatı veya yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmesi zorunludur.Belediye Gelirleri Kanununun “Bina İnşaat Harcı” Bölümünün “İstisnalar” başlıklı Ek-2’nci maddesine göre bina inşaat harcından istisna yapılar hariç; anılan Kanunun 80 ve 81’nci maddeleri uyarınca parselin bulunduğu Belediyesince yapılan işlem karşılığı alınan harçların miktarını geçmemek üzere, proje inceleme ve tasdik işlemleri için alınacak proje ve tasdik hizmeti bedeli, yapı kullanma izni verilmesi işleri için alınacak yapı kullanma izni hizmeti bedeli, işyeri açılması için alınacak işyeri açma izni hizmeti bedeli, zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi için alınacak zemin açma izni ve toprak hafriyatı hizmeti bedeli, Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü hesabına yatırılacaktır.Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yatırımlarda ise, yatırıma konu alanın en yakınında yer alan Belediye için geçerli olan harç miktarlarını geçmemek kaydıyla, yukarıda bahsi geçen “hizmet bedelleri” Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü hesabına yatırılacaktır.Otopark Yönetmeliği ve Otopark Yönetmeliği Hakkında Genel Tebliğ uyarınca, yapılacak yapılara, bina otopark yerleri ayrılmadıkça yapı ruhsatı, bu otoparklar inşa edilip hazır hale getirilmedikçe de yapı kullanma izni verilemez.İçişleri Bakanlığınca hazırlanarak 30/01/2007 tarih ve 26419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi kullanılmasına İlişkin Mecburi Standard Tebliğinin eki TS 8737 Standart Yapı Ruhsatı formunun web ortamında doldurulması zorunludur. İhtiyaç duyulması halinde yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenlenebilmesi için, Bakanlığımıza İçişleri Bakanlığının ilgi (b) yazısında bildirildiği üzere; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinin il sınırları yetki alanları içinde olmak üzere, Ulusal adres veri tabanı üzerinden yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenleyebilmeleri için bu konuda görev yapacak personelin belirlenmesi ve öncelikle bu belgeleri düzenleme yetkisi verilen personele ilişkin bilgilerin, yazımız ekinde yer alan ilgi (b) yazı eki formata uygun olarak doldurularak İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne iletilmesi gerekmektedir.Bilgilerinizi, uygulamaların yukarıdaki açıklamalarımız dahilinde gerçekleştirilmesini teminen ruhsat düzenlemekle yetkili, iliniz dahilindeki Belediyelere, İl Özel idaresine, Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerine duyurulması hususunu önemle rica ederim.

                                                                                                                            İrfan UZUN

                                                                                                                                 Bakan a.

                                                                                                                      Müsteşar Yardımcısı

 

 

 

MEVZUAT HABERLERİ

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

21/02/2011

 

Sayı   : B.05.0.MAH.0.01.01.00/5085

Konu : Özel öğretim kurumları

 

BOLU VALİLİĞİNE

(İl Mahalli İdareler Müdürlüğü)

İlgi : 28/01/2011 tarih ve B.05.4.VLK.4.14.07.00/517.02.01/723 sayılı yazınız.

 İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin özel öğretim kurumlarına uygulanıp uygulanmayacağı ve bu kurumların hafta tatili çalışma ruhsatı alıp almayacakları hakkında görüş isteyen ilgi yazınız incelenmiştir.

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 3 üncü maddesine 28/11/2010 tarihli ve 6082 sayılı Kanunun 19 maddesiyle eklenen son fıkrada “10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen izin veya ruhsatlar, bu Kanun kapsamındaki özel öğretim kurumlarını kapsamaz. Özel öğretim kurumları mevzuatına uygun olmak kaydıyla işyeri açma ve çalışma ruhsatı Bakanlıkça verilir. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.” hükmü, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 58 inci maddesinde “….ve ulusal bayram günlerinde çalışmaları belediyelerce izne bağlı işyerlerine ruhsat verilmesi, Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcına tabidir.” hükmü ve aynı kanunun 59 uncu maddesinde “Tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcının mükellefi kendisine çalışma ruhsatı verilen gerçek veya tüzel kişidir.” hükmü, 394 sayılı Hafta Tatili Kanununun 1 inci maddesinde “On bin veya on binden fazla nüfusu havi şehirlerde alelumum fabrika, imalathane, tezgah, dükkan, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınai ve ticari bilumum müessesat ve tevabiinin haftada bir gün tatili faaliyet etmeleri mecburidir” hükmü, aynı Kanunun 4 üncü maddesinde “Atide zikrolunan müesseseler yevmi mahsusta hafta tatilinden müstesnadır” hükmü ve 8 inci maddesinde “İş bu kanunun ahkamı istisnaiyesinden istifade etmek isteyen müesseselerin sahip veya müdiri mes’ullerinin mahalli belediye meclislerine müesseselerin nevi, evsaf ve şeraitini ve istihdam ettikleri memurin ve amele miktarını mübeyyin bir beyanname vererek ruhsatname almaları lazımdır. Belediye mıntıkalarından hariç bulunan müesseseler en yakın belediyelere müracaat ederler. Ruhsatnameler bir sene için muteberdir.” hükmü, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde “…İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz…” hükmü yer almaktadır. Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/09/1995 tarih K:2760, E:4868 kararında konu hakkında “…Davacının işleticisi bulunduğu otel anılan kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen istisna kapsamında olduğundan aynı kanunun 8 inci maddesinin getirdiği açık kural uyarınca mahalli belediye meclisine beyanname vererek Hafta Tatili Ruhsatnamesi almak ve alınan ruhsatnameyi her yıl yenilemek zorunluluğu bulunduğu kuşkusuzdur…” ifadesi yer almaktadır.

Mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde; 5580 sayılı Kanunda gösterilen özel öğretim kurumlarına, bu Kanunun 3 üncü maddesine eklenen fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işyeri açma ve çalışma ruhsatının Milli Eğitim Bakanlığınca verilmesi gerektiği, dolayısıyla belediyelerce bu kurumlara işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilemeyeceği, ancak sözü edilen özel öğretim kurumları hafta tatilinde faaliyet göstermesi durumunda ilgili belediyeye başvuru yaparak hafta tatili ruhsatı almaları ve buna ilişkin harcı ödemeleri gerektiği değerlendirilmektedir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

26.12.2011

 

Sayı      : B.05.0.MAH. 0.02.01.00-349-31814

Konu    : Hafta Tatili Hakkında Kanun

İlgi       : Emniyet Genel Müdürlüğünün 28/11/2011 tarih ve 8954-231875 sayılı yazısı.

394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanunla ilgili olarak Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Köfteciler, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu tarafından Bakanlığımıza sunulan 19/03/2008 tarihli ve 2008/111 sayılı yazıya cevap olarak gönderilen 21/05/2008 tarihli ve 45624 sayılı “…394 sayılı Kanunun istisna hükümlerinden yararlanmak isteyen işyerlerinin Kanunun 8 inci maddesi uyarınca ilgili belediyeye müracaat ederek hafta tatilinde çalışma ruhsatı alması ve gerekli harcı ödemesi gerektiği..” şeklindeki yazımızın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılan dava sonucunda Ankara 1. İdare Mahkemesince 15/04/2010 tarihli ve E.2009/1822, K:2010/509 sayılı iptal kararı, Danıştay Sekizinci Dairesinin 07/12/2010 tarihli ve E: 2010/5698, K:2010/6534 sayılı kararı ile onanmıştır.

Söz konusu karar ekte gönderilmiş olup, uygulamanın bu yönde yapılması hususunda iliniz dahilindeki belediyelere bilgi verilmesini rica ederim.

 

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

T.C

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Hukuk Müşavirliği

 

 

Sayı:18770                                                                                                               27.12.2011

Konu: Deniz Turizmi Araçları İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı

İlgi   :Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 25/10/2011 tarih ve B.05.0.MAH.0.00.00.00-253-26550 sayılı yazısı.

 GÖRÜŞ İSTENİLEN KONU    : Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün İlgi yazısıyla; deniz turizmi araçlarına işyeri açma ve çalışma ruhsatı, canlı müzik izni ve alkollü içki satış izni verilip verilemeyeceği ile verilmesi halinde işyeri açma ve çalışma ruhsatıyla, yangın güvenlik raporunun hangi idare tarafından düzenleneceği hususlarında Bakanlık görüşü istenilmektedir.

 İLGİLİ BİRİMİN GÖRÜŞÜ       : Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü konuya ilişkin olarak;“…deniz turizmi araçlarının İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak ruhsatlandırılmasında ve bu yerlere canlı müzik izni verilmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığı, yangın güvenliği raporu ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının da limanların bulunduğu yetkili mahalli idare tarafından düzenlenmesinin gerektiği “Şeklinde görüş bildirmiştir. 

 HUKUK MÜŞAVİRLİĞİNİN GÖRÜŞÜ : Konuya ilişkin olarak mevzuatta; 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair KHK’nin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 2 inci maddesinde; “Bu Kanun hükümleri;

            …

            c) 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamına giren turizm işletmelerine,Uygulanmaz.” ,    

            2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde; “Bu Kanun, turizm hizmeti ile bu hizmetin gereği kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve  turizm merkezlerinin tespiti ile geliştirilmelerine, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine, düzenlenmesine ve denetlenmesine ilişkin hükümleri kapsar.”,Aynı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde; “Bu Kanunda yer alan;

            i)(Değişik: 28/12/2006-5571/13 md.) Deniz turizmi araçları: Gezi, spor, eğlence ve turizm amaçlı olarak, denize elverişlilik belgesine sahip gerçek ve tüzel kişilere ait özel ve ticarî yatları, kurvaziyer gemileri ve dalabilir deniz araçlarını…İfade eder.”,

            Aynı Kanunun “Alkollü içki satışı” başlıklı 19 üncü maddesinde; “ (Değişik: 7/8/1997 – 4302/1 md.) Belgeli işletmeler, Bakanlığın iznine bağlı olarak, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 178 inci maddesi ile 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 61 inci maddesindeki alkollü içki satışı ve ruhsatlarına ilişkin hükümlerin dışındadır. …”,     

             Aynı Kanunun  “Deniz turizmi araçları yatırım ve işletmeciliği:” başlıklı 27 nci maddesinde; “(Değişik: 28/12/2006-5571/16 md.) Gerçek ve tüzel kişiler, Bakanlıktan belge alarak deniz turizmi araçları yatırım ve işletmeciliği yapabilirler.

             Bakanlıktan belgeli deniz turizmi araçları bu Kanunda belirtilen amaçlar dışında faaliyette bulunamazlar.

             Türk Bayrağı çekemeyen deniz turizmi araçlarına, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 823 üncü maddesine bağlı kalmaksızın, Türk Bayrağı çekilmesine izin vermeye Bakanlık yetkilidir.

             Yabancı bayraklı deniz turizmi araçlarının Türk karasuları ve limanları arasında turizm amacıyla kullanılmasına ilişkin esaslar yönetmelikle belirlenir.”,

            5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun “İl özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (g) bendinde; “Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetlemek. …”,

             5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Büyükşehir, ilçe … belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (d) bendinde; “Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan veya işletilen alanlardaki işyerlerine büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda bulunan alanlarda işletilecek yerlere ruhsat vermek ve denetlemek.”,Aynı fıkranın (u) bendinde; “…; itfaiye ve acil yardım hizmetlerini yürütmek; patlayıcı ve yanıcı madde üretim ve depolama yerlerini tespit etmek, konut, işyeri, eğlence yeri, fabrika ve sanayi kuruluşları  ile kamu kuruluşlarını yangına ve diğer afetlere karşı alınacak önlemler yönünden denetlemek, bu konuda mevzuatın gerektirdiği izin ve ruhsatları vermek.”,

            5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (l) bendinde; “Gayrisıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerini ruhsatlandırmak ve denetlemek.”,Aynı fıkranın (o) bendinde; “Gayrisıhhî işyerlerini, eğlence yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak; …”,

               4250 sayılı  İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanununun “İspirto ve ispirtolu içkilerle diğer maddelerin satışı” başlıklı 19 uncu maddesinde; “ (Değişik: 14/6/1984 – 3023/1 md.)İspirto ile bira ve şarap dahil her çeşit ispirtolu içki satmak isteyenler İnhisarlar İdaresinden ruhsat almaya mecburdurlar. Bu ruhsatın esasları Maliye ve Gümrük Bakanlığınca objektif kurallar belirlenerek düzenlenecek bir yönetmelikle tespit edilir.

         (Değişik ikinci fıkra: 24.11.2004 – 5259/7 md.) Açık olarak alkollü içki, bira, şarap ve ispirto ile her çeşit ispirtolu içki satmak isteyenler, belediye veya il özel idaresinden ruhsat almaya mecburdurlar. Belediye veya il özel idaresi, ruhsat vermeden önce, yetkili kolluk kuvvetinin görüşünü alır. Kolluk kuvveti görüşünü yedi gün içinde verir.

           (Değişik: 11/1/2001 – 4619/3 md.) Öğrenci yurtları, spor kulüpleri, her türlü öğretim ve eğitim kurumları, kahvehane, kıraathane, pastahane, bezik ve briç salonlarında alkollü içkilerin satışı için ruhsat verilmez. …”,   

            14.07.2005  tarih ve 2005/9207 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul edilerek 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde; “Yetkili idare: Belediye sınırları ve mücavir alanlar dışı ile kanunlarda münhasıran il özel idaresine yetki verilen hususlarda il özel idaresini; büyükşehir belediyesi sınırları ve mücavir alanlar içinde büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu konularda büyükşehir belediyesini, bunların dışında kalan hususlarda büyükşehir ilçe … belediyesini; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediyeyi ve organize sanayi bölgesi sınırları içinde organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini,”,Aynı fıkranın (h) bendinde; “İçkili yer bölgesi: Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediye meclisi, bu sınırlar dışında il genel meclisi tarafından valilik veya kaymakamlığın görüşü alınarak tespit edilen ve içerisinde şarap ve bira dahil her türlü alkollü içeceğin verilebileceği işyerlerinin açılabileceği bölgeyi,” Aynı Yönetmeliğin “İşyerlerinde aranacak genel şartlar” başlıklı 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (d) bendinde, “Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinde genel asayiş ve güvenlik yönünden yetkili kolluk kuvvetinin görüşünün alınmış olması,”“İşyeri açılması” başlıklı 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında; “(Değişik birinci fıkra: 19.03.2007-2007/11882 S.Yön./3. md.)Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerleri yetkili idareler tarafından kapatılır.”,“Yönetmelikte yer almayan işyerleri” başlıklı 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında; “Bu Yönetmelik kapsamına girmesine rağmen adı ve nitelikleri belirtilmeyen sıhhî bir işyerinin açılması halinde, benzeri işyerleri için öngörülen esaslara göre işlem yapılır.”,“Birden fazla faaliyet konusu bulunan işyerleri” başlıklı 10 uncu maddesinde;“Adresi ve işleticisi aynı olan ve birden fazla faaliyet konusu bulunan işyerlerine, ana faaliyet dalı esas alınarak tek ruhsat düzenlenir. Talî faaliyet konuları ruhsatta ayrıca belirtilir.  Aynı adreste bulunsa bile ana faaliyet konusu veya işletmecisi farklı olan işyerlerine ayrı ayrı ruhsat düzenlenir. …”,“İçkili yer bölgesinin tespiti” başlıklı 29 uncu maddesinde; “İçkili yer bölgesi, mülkî idare amirinin genel güvenlik ve asayiş durumu hakkındaki görüşü doğrultusunda belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediye meclisi, bu sınırlar dışında il genel meclisi tarafından tespit edilir.

            İçkili yer bölgesi haricinde içkili yer açılamaz.”,“Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması” başlıklı 32 nci maddesinde; “Umuma açık istirahat ve eğlence yerinin açılması ve faaliyette bulunmasına belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde belediye, bu alanlar dışında il özel idaresi tarafından izin verilir. İl özel idaresi ve belediyeler, umuma açık istirahat ve eğlence yeri ruhsatını vermeden önce kolluk kuvvetinin görüşünü alır.

… Sabit veya seyyar olarak kullanılan kara, deniz, hava ve her çeşit taşıma araçlarının umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak kullanılmasının istenmesi halinde, deniz araçları için bağlı olduğu veya bulunduğu liman başkanlığının, diğerleri için ilgili kurum ve kuruluşların uygun görüşü alınır.…”, “Canlı müzik yayını”  başlıklı 38 inci maddesinde; “Lokantalara, içkili yerlere ve meskûn mahal dışında bulunan çay bahçelerine, halkın huzur ve sükûnu ile kamu istirahatı açısından sakınca bulunmaması kaydıyla yapılacak ölçüm ve kontrolü müteakip, yetkili idarelerin en üst amiri veya görevlendireceği kişinin kararıyla canlı müzik izni verilir. Canlı müzik izni ruhsata işlenmez. Ancak görevliler sorduğu zaman gösterilebilecek şekilde işyerinde bulundurulur.Canlı müzik izni verilen yerlerde, belirlenen saatler dışında ve ilgili mevzuatta belirtilen ses seviyelerinin üstünde halkın huzur ve sükûnunu bozacak şekilde yayın yapılması durumunda izin iptal edilir. Bu hususlar, canlı müzik izni verilirken işletme sorumlusuna tebliğ edilir. İşletme sorumluları, canlı olarak veya elektronik cihazlarla yapılan müzik yayınının tespit edilen saatleri aşmamasını ve gerekli ikaz levhalarının asılmasını sağlar.”,

            07.01.2011 tarih ve 27808 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin;   “Perakende ve açık alkollü içki satışı ile ilgili işyerlerine ilişkin esaslar” başlıklı 10 uncu maddesinde; “(1) Açık alkollü içki satış belgesi bulunmayan perakende satış yapılan işyerlerinde, açık alkollü içki tüketilemez ve sunumu yapılamaz.

            (2) Belediye mücavir alanları ve konaklama yerleri hariç olmak üzere, otoyollarda ve devlet karayollarında bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satışı yapılamaz.

            (3) Öğrenci yurtları, spor kulüpleri, her türlü öğretim ve eğitim kurumları, kahvehane, kıraathane, pastane, bezik ve briç salonlarında alkollü içki satışı yapılamaz. Akaryakıt istasyonlarının mağaza ve lokantalarında ise, hacmen % 5 alkolden fazla alkol içeren alkollü içkilerin satışı yapılamaz.” Hükümleri yer almaktadır.

              Dosyasının ve eklerinin incelenmesinden; ….. Büyükşehir Belediyesinin 03.05.2011 tarih ve 12634-1075-194 sayılı yazıyla ……. Valiliğinden yüzer deniz turizmi araçlarının ruhsatlandırılması ile canlı müzik ve açıkta içki satışı gibi tereddüt edilen hususlarda görüş talep ettiği, Valiliğin talebi üzerine Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 08.09.2011 tarih ve 0847 sayılı yazısıyla, alkollü içki satışı, canlı müzik yayını ve yangın güvenlik raporu alınması hususlarının Bakanlıklarının yetki alanı dışında olduğunun belirtildiği, bilahare konunun Bakanlığımıza intikali üzerine Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 25.10.2011 tarih ve 253-26550 sayılı yazıyla Hukuk Müşavirliğimizden Bakanlık görüşü istediği anlaşılmıştır.Mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde görüş istenilen konu irdelendiğinde;Deniz turizmi araçlarının gezi, spor, eğlence ve turizm amaçlı olarak, denize elverişlilik belgesine sahip gerçek ve tüzel kişilere ait özel ve ticari yatları, kurvaziyer gemileri ve dalabilir deniz araçlarını ifade ettiği,Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamayacağı ve çalıştırılamayacağı, deniz turizmi araçlarına da işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmesi gerektiği, araçlar turizm işletme belgeli de olsa yetkili mahalli idareden işyeri açma ve çalışma ruhsatının alınması gerektiği bu konuda muafiyet bulunmadığı,İşyeri açma ve çalışma ruhsatının düzenlenmesinde; deniz araçlarının bağlı (kayıtlı) olduğu liman,belediye sınırları ve mücavir alanı içinde ise il, ilçe ve belde belediyelerinin, büyükşehir belediyesi sınırları veya mücavir alan sınırı içinde ise büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu konularda büyükşehir belediyelerinin, bunların dışında kalan hususlarda büyükşehir ilçe belediyelerinin (5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun yetki verdiği konularda) belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise il özel idarelerinin yetkili olduğu,Yangın güvenlik raporu düzenlenmesinde deniz araçlarının bağlı (kayıtlı) olduğu liman,belediye sınırları ve mücavir alan içinde ise il, ilçe ve belde belediyelerinin, büyükşehir belediyesi sınırları veya mücavir alanı sınırı içinde ise büyükşehir belediyelerinin yetkili olduğu,   il özel idarelerinin yetki alanında ise yangın güvenlik raporu verme yetkisine sahip herhangi bir itfaiye biriminin bu raporu düzenleyebileceği,Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinde genel asayiş ve güvenlik yönünden yetkili kolluk kuvvetinin görüşünün alınması zorunluluğunun bulunduğu, ayrıca sabit veya seyyar olarak kullanılan deniz taşıma araçlarının umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak kullanılmasının istenmesi halinde, deniz araçları için bağlı olduğu liman başkanlığının da uygun görüşünün alınacağı,İçkili yer bölgesinin; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediye meclisi bu sınırlar dışında ise il genel meclisi tarafından valilik ve kaymakamlığın görüşü alınarak tespit edilen ve içerisinde şarap ve bira dahil her türlü alkollü içeceğin satılabileceği işyerlerinin açılabileceği bölgeleri ifade ettiği, bu bölgeler haricinde içkili yer açılamayacağı, açık olarak alkollü içki satmak isteyenlerin, belediye veya il özel idaresinden ruhsat alacakları,Diğer taraftan; turizm işletme belgeli işyerlerinin bu belge dışında yetkili mahalli idarelerden ayrıca işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması zorunluluğu bulunmakla birlikte, içki satışı ve canlı müzik yayını yapılabilmesi için ayrı bir izin almaya gerek olmadığı,Dolayısıyla; deniz turizmi araçlarına bulundukları yere göre yetkili mahalli idarelerce usulüne uygun şekilde işyeri açma ve çalışma ruhsatı, içkili yer izni ve canlı müzik yapma izni verileceği, bu araçlarının turizm işletme belgeli olması halinde ise yine işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınması gerekmekle birlikte içki satışı ve canlı müzik yayını yapılması için diğer turizm işletmelerinde olduğu gibi yetkili mahalli idarelerden ayrı bir izin almaya gerek bulunmadığı,

 

 

           Değerlendirilmektedir.

PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR HAKKINDA GENEL TEBLİĞ (SAYI: 2012/1) (11.02.2012 tarih ve 28201 sayılı Resmi Gazete)

Nis02
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR HAKKINDA GENEL TEBLİĞ(SAYI: 2012/1)(11.02.2012 tarih ve 28201 sayılı Resmi Gazete)

 Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve alındı birim fiyatlarını belirlemektir.

 Kasa işlemleri

MADDE 2 – (1) 30/12/2006 tarihli ve 26392 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 nci maddesi ile 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Denetimi ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesi gereğince, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine hizmet veren muhasebe birimlerince kasadan yapılacak ödeme sınırı; Tablo I’in kasa işlemleri bölümünde gösterilmiştir.

(2) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 ve 27 nci maddeleri gereğince ertesi gün yapılacak ödemeleri karşılamak üzere ve kişi malı emanet dövizlerden kasada bulundurulacak miktarlar ile T.C. Ziraat Bankası şubesi bulunmayan ilçelerde gerekli güvenlik önlemleri alınmak şartıyla veznede bulundurulacak azami miktar Tablo I’in kasa işlemleri bölümünde gösterilmiştir.

(3) Tebliğ eki tabloda kasa işlemleri bölümünde gösterilen parasal sınırların yetersiz kalması durumunda, muhasebe birimlerinin gerekçeli başvuruları üzerine Bakanlığımızca (Muhasebat Genel Müdürlüğü) tespit edilen sınırlar uygulanacaktır. Daha önce bu kapsamda Bakanlığımızca yeniden artırılmasına izin verilen limitlerin, bu Genel Tebliğle belirlenen limitlerin üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş limitlerin uygulanmasına devam edilecektir.

 Banka işlemleri

MADDE 3 – (1) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 524 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince, Tek Hazine Hesabı sistemine tabi olan muhasebe birimlerinin toplu ödemelerde bankaya önceden haber vermeleri gereken tutar Tablo I’in banka işlemleri bölümünde gösterilmiştir.

(2) Bu tutarın altındaki ödemeler için bankanın önceden haberdar edilmesi ve mutabakat sağlanması zorunlu değildir.

 Kaybedilen alındılara ilişkin işlemler

MADDE 4 – (1) Muhasebe birimlerince, her ne suretle olursa olsun alınan para ve değerlere karşılık verilmiş olan alındılardan kaybedilmiş olanlar için ilan verilmesine gerek görülmeyen tutar, Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 528 inci maddesi gereğince, Tablo I’in kaybedilen alındılara ilişkin işlemler bölümünde gösterilmiştir.

 Muhasebe yetkilisi mutemedi işlemleri

MADDE 5 – (1) Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Denetimi ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi uyarınca, muhasebe birimleri dışında görev yapan muhasebe yetkilisi mutemetleri tarafından yedi günlük süre beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı ile mahkeme başkanlıkları, icra ve iflas daireleri ve izale-i şüyu memurluklarındaki muhasebe yetkilisi mutemetlerince, 492 sayılı Harçlar Kanununun eki (1) ve (3) sayılı tarifelere göre makbuz karşılığı tahsil edilip, 7 günlük süre beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı, Tablo I’in muhasebe yetkilisi mutemedi işlemleri bölümünde gösterilmiştir.

(2) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde görev yapan muhasebe yetkilisi mutemetleri için yukarıda belirtilen sınırın yetersiz kalması durumunda, gerekçeli tekliflerle Bakanlığımıza (Muhasebat Genel Müdürlüğü) başvurularak alınacak izne göre işlem yapılacaktır. Bu teklif yazısında muhasebe yetkilisi mutemedinin son iki ayda muhasebe veznesine yatırdığı tutarlar ve yatırılma tarihleri de belirtilecektir. Daha önce bu kapsamda Bakanlığımızca yeniden artırılmasına izin verilen limitlerin, bu Genel Tebliğle belirlenen limitlerin üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş limitlerin uygulanmasına devam edilecektir.

 Trafik para cezası tahsil eden görevlilerle ilgili işlemler

MADDE 6 – (1) Trafik para cezasını tahsil edecek muhasebe yetkilisi mutemetleri ile ilgili işlemler, 6/4/2011 tarihli ve 27897 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Kanunu Hükümleri Gereğince Uygulanan İdari Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanacak Usul ve Esaslar ile Kullanılacak Alındılar, Tutanaklar ve Defterler Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülecektir. Bu görevliler için belirlenen yedi ve üç günlük süreler beklenmeksizin muhasebe biriminin veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarları, Tablo I’in trafik para cezasını tahsil eden muhasebe yetkilisi mutemetleri bölümünde gösterilmiştir.

 Yetkili memurlarla ilgili işlemler

MADDE 7 – (1) 8/6/1988 tarihli ve 19836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Pul ve Değerli Kağıtların Bayiler ve Yetkili Memurlar Vasıtası ile Sattırılmasına ve Bayilere Satış Aidatı Verilmesine Dair Yönetmeliğin 12 nci maddesi hükümleri çerçevesinde değerli kağıt verilen yetkili memurlar tarafından on beş günlük süre beklenilmeksizin muhasebe biriminin veznesine teslim edilmesi gereken satış hasılatı tutarı Tablo I’in yetkili memurlarla ilgili işlemler bölümünde gösterilmiştir.

 Muhasebe yetkilisi yardımcılarına devredilecek görev ve yetkiler

MADDE 8 – (1) 30/12/2005 tarihli ve 2005/9912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 26 ncı maddesi gereğince, görev, yetki ve sorumlulukların yardımcılara devredilmesinde Tablo I’in C bölümünde gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır.

 Kaybolan faturalarla ilgili işlemler

MADDE 9 – (1) 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezî Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde kamu idarelerince alınan mal, hizmet ve yapım işleri karşılığında özel kişiler tarafından düzenlenen faturaların kaybedilmesi halinde, noter onaylı fatura örneklerinin kabul edileceği fatura tutarı Tablo I’in Ç bölümünde gösterilmiştir.

 Taşınırların kayıtlardan çıkarılması

MADDE 10 – (1) 28/12/2006 tarihli ve 2006/11545 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerine göre, taşınırların devir, imha, hurdaya ayırma, satış ve terkini suretiyle kayıtlardan çıkarılmasında Tablo I’in D bölümünde gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır. Taşınırların kayıtlardan çıkarılması, belirlenen limitler dahilinde harcama yetkilisinin, limit üzerinde olanlar ise ilgili üst yöneticinin onayı ile yapılacaktır.

(2) Devir, satış, imha, hurdaya ayırma ve terkin işlemlerinin birden fazla taşınırı ihtiva etmesi halinde söz konusu limitler taşınır bazında değil, işlem bazında uygulanacaktır.

 Ön ödeme işlemleri

MADDE 11 – (1) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince Bakanlığımız izni aranmaksızın açılabilecek krediler ile Bakanlığımız iznine tabi olan kredi tutarları Tablo II’nin A bölümünde, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerince harcama yetkilisi mutemetlerine verilebilecek avans sınırı Tablo II’nin B bölümünde gösterilmiştir.

(2) Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden Tablo II’nin C bölümünde gösterilenler, kendileri için belirlenen sınır dahilinde avans verebileceklerdir.

(3) Milli İstihbarat Teşkilatı mutemetleri ile dış temsilcilikler emrine ve askerî daireler mutemetlerine verilecek avans sınırları Tablo II’nin Ç, D ve E bölümlerinde gösterilmiştir. Belirlenen sınırların üzerinde avans verilmesine ihtiyaç duyulması halinde, gerekçeleriyle birlikte Bakanlığımıza başvurularak izin alınması gerekir.

(4) Milli Savunma Bakanlığına bağlı birlik ve kurumlardan “Tümen ve daha üst birlikler ile eşiti kurum ve kuruluşlar” kapsamına giren askerî birimler Tablo III’te gösterilmiştir. Bunların dışında kalan birlikler, “Tugay ve eşitine kadar olan askerî kurum ve kuruluşlar” kapsamında sayılacaktır.

 Muhasebe kayıtlarından çıkarılacak alacaklar

MADDE 12 – (1) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi gereğince, yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacakları ile diğer amme alacaklarından, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilecek miktarlar Tablo IV’de gösterilmiştir.

(2) Yılları merkezî yönetim bütçe kanunlarında hüküm bulunması koşuluyla; 6183 sayılı Kanun kapsamında izlenen alacakların dışında kalan alacaklardan, tahsili için yapılacak takibat giderlerinin asıl alacak tutarından fazla olacağı anlaşılanlardan tutarı Tablo IV’de gösterilen miktara kadar olanlar kayıtlardan çıkarılır. Ancak, bu alacaklardan davaya veya icraya intikal etmiş olanların kayıtlardan çıkarılması için, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan hükümlere göre yetkili merciden takipten vazgeçme onayı alınması gerekir.

(3) 5018 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi hükmü gereğince, muhasebe birimlerinin hesaplarında kayıtlı olup zaruri veya mücbir sebeplerle takip ve tahsil imkanı kalmadığı tespit edilen kamu alacaklarından tutarı Tablo IV’de gösterilen miktara kadar olanlar, yetkili merciden takipten vazgeçme onayı alındıktan sonra kayıtlardan çıkarılır.

(4) Söz konusu alacakların kayıtlardan çıkarılmasına ilişkin muhasebeleştirme belgesi ekine, gerekenler için takipten vazgeçme onayı ile tahsil edilebilmesi için yapılan adres tespiti ve malvarlığı araştırmalarına ilişkin yazışmaların konusunu, tarih ve sayısını gösterir bir dizi pusulası bağlanır.

 Faiz oranları

MADDE 13 – (1) Genel hükümlere göre takip edilerek tahsil olunacak kişilerden alacaklara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranları ile temerrüt faizi oranları, yıllar itibarıyla Tablo V’de gösterilmiştir.

 Alındılar ve alındı birim fiyatları

MADDE 14 – (1) Bakanlığımızca bastırılan ve genel bütçe kapsamı dışındaki idareler ile döner sermaye ve fonlar tarafından mevzuatları gereğince kullanılması gereken alındıların birim satış fiyatları Tablo VI’da gösterilmiştir.

 Yürürlükten kaldırılan Tebliğ

MADDE 15 – (1) 27/1/2011 tarihli ve 27828 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2011/1) yürürlükten kaldırılmıştır.

 Yürürlük

MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 Yürütme

MADDE 17 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

 Tabloları görmek için tıklayınız.

 

 

644 sayılı KHK uyarınca düzenlenecek ruhsat işlemleri

Mar31
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

Mesleki Hizmetler Genel MüdürIüğü

 

09.01.2012

  Sayı    : B.09.0.MHG.0.10.00.00-327-67

Konu  : 644 sayılı KHK uyarınca düzenlenecek ruhsat işlemleri

İlgi (a) da kayıtlı Genelgenin 10 uncu maddesinde ise; “Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yer alan köy yerleşik alanlarında ve Bakanlığa yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni düzenleme görevi verilen 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinin birinci fıkrası (ç), (ğ) ve (h) bentleri ile 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında kalan konularda, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerinin, Bakanlığımız taşra teşkilatı olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince düzenleneceğine açıklık getirilmiştir.

Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi yanında, işi yeri açma ve çalışma ruhsatı işlemleri, Bakanlığımız taşra teşkilatı olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince yürütülecektir. Ancak, İl Müdürlüklerimiz, yapılan müracaatlar üzerine ilgili İdaresinden ayrıntılı bilgi isteyecektir. Bu işlemleri yapmakla yetkili İdareler, bu iş ve işlemlerin yapılmama gerekçelerini etraflıca açıklayarak konu hakkındaki görüşlerini en geç on beş gün içinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine bildirmek zorundadır. İdareler tarafından verilen görüşler sonucunda İmar Planına ve yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırılığı bulunmadığı anlaşılan ruhsat başvuruları için on iş günü içinde yapı ruhsatı, ruhsat ve eklerine uygun olarak inşası tamamlanan yapılara da yine on iş günü içinde yapı kullanma izin belgesi düzenlenecektir.

Ruhsat veya yapı kullanma izin belgesi düzenlenmesine ilişkin incelemede eksikliklerin fark edilmesi halinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, eksiklikleri, giderilmek üzere belgeleri on beş gün içinde talep sahiplerine iade edecektir. Eksiklikler tamamlanıp idareye teslim edildiğinde ise en geç on iş günü içinde yapı ruhsatı veya yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmesi zorunludur.

Belediye Gelirleri Kanununun “Bina İnşaat Harcı” Bölümünün “İstisnalar” başlıklı Ek-2’nci maddesine göre bina inşaat harcından istisna yapılar hariç; anılan Kanunun 80 ve 81’nci maddeleri uyarınca parselin bulunduğu Belediyesince yapılan işlem karşılığı alınan harçların miktarını geçmemek üzere, proje inceleme ve tasdik işlemleri için alınacak proje ve tasdik hizmeti bedeli, yapı kullanma izni verilmesi işleri için alınacak yapı kullanma izni hizmeti bedeli, işyeri açılması için alınacak işyeri açma izni hizmeti bedeli, zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi için alınacak zemin açma izni ve toprak hafriyatı hizmeti bedeli, Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü hesabına yatırılacaktır.

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yatırımlarda ise, yatırıma konu alanın en yakınında yer alan Belediye için geçerli olan harç miktarlarını geçmemek kaydıyla, yukarıda bahsi geçen “hizmet bedelleri” Bakanlığımız Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü hesabına yatırılacaktır.

Otopark Yönetmeliği ve Otopark Yönetmeliği Hakkında Genel Tebliğ uyarınca, yapılacak yapılara, bina otopark yerleri ayrılmadıkça yapı ruhsatı, bu otoparklar inşa edilip hazır hale getirilmedikçe de yapı kullanma izni verilemez.

İçişleri Bakanlığınca hazırlanarak 30/01/2007 tarih ve 26419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi kullanılmasına İlişkin Mecburi Standard Tebliğinin eki TS 8737 Standart Yapı Ruhsatı formunun web ortamında doldurulması zorunludur. İhtiyaç duyulması halinde yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenlenebilmesi için, Bakanlığımıza İçişleri Bakanlığının ilgi (b) yazısında bildirildiği üzere; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinin il sınırları yetki alanları içinde olmak üzere, Ulusal adres veri tabanı üzerinden yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenleyebilmeleri için bu konuda görev yapacak personelin belirlenmesi ve öncelikle bu belgeleri düzenleme yetkisi verilen personele ilişkin bilgilerin, yazımız ekinde yer alan ilgi (b) yazı eki formata uygun olarak doldurularak İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne iletilmesi gerekmektedir.

Bilgilerinizi, uygulamaların yukarıdaki açıklamalarımız dahilinde gerçekleştirilmesini teminen ruhsat düzenlemekle yetkili, iliniz dahilindeki Belediyelere, İl Özel idaresine, Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerine duyurulması hususunu önemle rica ederim.

İrfan UZUN

Bakan a.

Müsteşar Yardımcısı

 

 

Yazıldı Makale ve Görüşler
Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız