• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Soru / Cevap

Sosyal Denge Tazminatı

Oca28
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

YAZININ DEVAMI İÇİN LÜTFEN ÜYE OLUNUZ..

BELEDİYE BAŞKANINA SOSYAL DENGE TAZMİNATI ÖDENİR Mİ?

 

 

 Sayıştay 5. Dairesi 2017/321 sayılı kararı:

Özü: Belediye başkanının sosyal denge tazminatı ödenemez.

Belediye ile …..-Sen arasında imzalanan …. yılına ilişkin sosyal denge tazminatını düzenleyen Sözleşmeye istinaden belediye başkanına da sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu ……TL kamu zararına sebebiyet verilmesi ile ilgili olarak yapılan incelemede,4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu’ nun Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması başlıklı 32 nci maddesinde; “27/06/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir. Bu sözleşme bu Kanunun uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılmaz ve bu kapsamda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.” Denilmektedir.375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.” Hükmü yer almaktadır. Bu madde metninde geçen “kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlileri” terimi memur ve sözleşmeli personeli ifade etmektedir.

Öte yandan, 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye başkanının özlük hakları” başlıklı 39 uncu maddesinde; “Belediye başkanına nüfusu;

a)10.000′ e kadar olan beldelerde 70.000, ……

Gösterge rakamının devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık brüt ödenek ödenir.

Belediye başkanlığı yapmış olanların, personel kanunlarına tabi bir kadroya atanmaları halinde belediye başkanlığında geçen süreleri memuriyette geçmiş sayılır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca Devlet memurları ile bakmakla yükümlü bulundukları için uygulanan sosyal hak ve yardımlar, aynı esas ve usullere göre belediye başkanları ile bakmakla yükümlü bulundukları için de uygulanır.” denildiğinden, belediye başkanları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında olmayıp aldıkları maaş da ödenek olarak tarif edilmiştir. Bu nedenlerle, belediye başkanlarına sosyal denge tazminatı ödenmesi mümkün değildir. Savunmada, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesindeki “kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir” hükmü ile Anayasa, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 4483 sayılı sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereğince “kamu görevlisi” olduğu açık olan belediye başkanına yapılan sosyal denge tazminatı ödemelerinin kamu zararı tanımı ile uyuşmadığı belirtilmişse de, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesine göre, sosyal denge tazminatının Belediyelerin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine ödeneceği düzenlenmiş olup, her ne kadar belediye başkanı kamu görevi yürütüyor olsa da, Belediyenin kadro ve pozisyonlarında istihdamı söz konusu olmadığından savunmayı kabul etme imkânı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, Belediye ile …….Sen arasında imzalanan sosyal denge tazminatını düzenleyen Sözleşmeye istinaden belediye başkanına da sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu oluşan ……..TL kamu zararının;….. TL’sinin, Harcama Yetkilisi ve Sözleşmeyi İmzalayan (Belediye Başkanı)……, Gerçekleştirme Görevlisi (Tahsilat Memuru) ……..’dan,…… TL’sinin, Harcama Yetkilisi (Belediye Başkan Vekili) …….., Gerçekleştirme Görevlisi (Tahsilat Memuru) ……., Belediye Adına Sözleşmeyi İmzalayan (Belediye Başkanı) ………’tan,……TL’sinin, Harcama Yetkilisi (Belediye Başkan Vekili)……, Gerçekleştirme Görevlisi (Tahsilat Memuru) ……, Belediye Adına Sözleşmeyi İmzalayan (Belediye Başkanı) …….’tan, Müştereken ve müteselsilen, 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53. maddesi gereği işleyecek faizleriyle ödettirilmesine, İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55.maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları

İş Deneyim Belgesi

Oca28
2019
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

YAZININ DEVAMI İÇİN LÜTFEN ÜYE OLUNUZ..

Mühendis veya Mimar Diplomalarının Şirketlerde İş Deneyim Belgesi Olarak Kullanılabilmesi İçin Memurluktan İstifa Etmeleri zorunlu mudur?

 

 

Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapılan yapım işlerinde, şirketler mühendis veya mimar ortaklarının iş deneyim belgelerini kullanabilmektedir.

“h) (Değişik: 20/11/2008-5812/24 md.) İş deneyimi bulunmayan mühendis veya mimarların, aldıkları lisans eğitimine uygun yapım işi ihalelerine başvurularında, toplam süresi onbeş yılı geçmemek kaydıyla mezuniyetlerinden sonra geçen her yıl, …[1] Yeni Türk Lirası olarak hesaplanmak üzere 10 uncu madde kapsamındaki benzer iş deneyimi olarak dikkate alınır. Bu süre iş deneyimi bulunan mimar ve mühendisler için uygulanmaz. Bu bent kapsamında elde edilen deneyim mühendis ve mimarın beş yıldır en az % 51 hissesine sahip olduğu tüzel kişiler tarafından da kullanılabilir.”Yukarıda yer verilen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesini h bendine göre, diploma sahibi mühendis veya mimarların beş yıldır en az % 51 hissesine sahip oldukları tüzel kişilikler de, diplomalar iş deneyim belgesi olarak kullanabilmektedir. Burada şirketlerin bu belgeleri kullanabilmesi için beklenmesi gereken süre 5 yıldır. Diploma sahibi mühendis veya mimarların bir kısmı kamuda istihdam edilmektedir. Genel uygulama olarak, bu kişiler kamudan ayrılmakta ve bu ayrılmanın ardından diplomalarını bir tüzel kişilik uhdesinde kullanmaktadırlar. Ancak, gerçekten kamudaki mühendis veya mimarların diplomasını tüzel kişiliklerde kullanmak için memurluğu veya kamu görevini bırakmasına gerek var mıdır?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28 inci maddesinde, memurların ticaret ve kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağına yönelik olarak şu hüküm yer almaktadır:

“Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar….”Madde istisna ve diğer yasak düzenlemeleriyle devam etmektedir. Madde hükmüne dikkat edilecek olursa, getirilen yasağın memurların şirketlere ortak olmasını kapsamadığı görülecektir. Yani normal şartlarda memurlar limitet şirketlerde ortak olabilirler. Getirilen yasak memurların ortak olmasına değil, temsil ve ilzama yetkili şahıs olmasına yöneliktir.

Devlet memurlarının şirketlerde hisse sahibi olabileceğine yönelik olarak Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Danıştay kararları bulunmaktadır.4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerini bir arada değerlendirdiğimizde, kamuda çalışan diploma sahibi mühendis veya mimarların, görevlerini bırakmadan diplomalarını bir şirkette kullanabilmelerinin mümkün olduğu düşünülmektedir. Bu noktada dikkat edilecek temel husus, diploma kullanımından dolayı gelir elde etmemeleri ve diplomanın kullanıldığı şirkette vekil veya temsil ve ilzama yetkili şahıs olmamalarıdır.Diploma sahiplerinin ortak oldukları şirketlerde, diplomaların kullanılması için getirilen kriter, diploma sahibinin bizzat iş başında bulunmasını gerektirmemektedir. En azından bu yönde bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. İkinci olarak, getirilen kanuni düzenleme kişiye yönelik değil belgeye yönelik olarak yapılmıştır. Bu durum yasaların verdiği bir imkan olarak kabul edilmelidir. Şirketlerde iş deneyim belgesi kullanılan diploma sahibi kişinin, aldıkları yapım ihalelerinde bizzat iş başında bulunacağına, bulunması gerektiğine yönelik bir düzenleme olmadığından, kamudan ayrılmadan diplomaların şirketlerde kullanılmasının mümkün olacağı değerlendirilmektedir.

Soru / Cevap

Ağu13
2018
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU :  İlçe merkezinde “Tohum ve Gübre Satışı” yapmak için İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı alma talebinde bulunduğundan dolayı, söz konusu İş yerinin sınıfı ve son zamanlarda gübre olayları nedeniyle istenilen belgelerin neler olduğu konusunda gerekli bilginin verilmesi hususunu bilgi ve gereğini  arz ederim.(Nusaybin Belediye Başkanlığı/MARDİN)

CEVAP :

Nusaybin, MARDİN; Gübre ve tohum satışı yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, her bir satış noktası için Gübre Dağıtıcılık Belgesi almak zorundadır. (05.02.2016 tarih ve 29615 sayılı Resmi Gazete) Bunun için işyerinin bulunduğu il Tarım ve Orman Müdürlüğüne, Bayilik Sözleşmelerinin ve vergi levhasının fotokopisi ile birlikte aşağıdaki bilgileri içeren bir dilekçe ile müracaat etmeleri gerekir.

1) Gerçek kişiler için T.C. kimlik numarası.

2) Tüzel kişiler için vergi numarası varsa MERSİS numarası.

3) İş yerinin ve varsa deposunun açık adresi.

4) İletişim Bilgileri.(Telefon,Cep Telefonu,E-Mail bilgileri)

Söz konusu belgenin alınması ertesinde belediyeye başvurulduğunda İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin aradığı koşulları sağlaması ertesinde işyeri açma ruhsatı düzenlenir.

Soru/Cevap ( İş Yeri Açma Ruhsatı İçin İstenilen Bilgi ve Belgeler )

Tem26
2018
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU : Belediyemiz sınırları içerisinde Bakkaliye ve Tütün Ürünleri (bir arada) için İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı almak için müracaatta bulunmuş bulunmaktadır. Müracaata istinaden İş yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verilebilir miyiz ? Uygun olduğu taktirde hangi belgelerin ibraz etmesi gerekmektedir.Bu konuda gerekli bilginin verilmesi hususunu  rica ederim.

(Nusaybin Belediye Başkanlığı-Yazı İşleri Müdürlüğü)

CEVAP : 

3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendinde ; “Belediye hudutları ile mücavir alan içinde kalan tüm işyerleri ve işletmelere belediyelerin” ruhsat vermeye yetkili olduğu açıklanmaktadır. Sıhhi işyerleri, gayri sıhhi müesseseler ve umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatlandırılması ve denetimi konusunda düzenlenen “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik” Bakanlar Kurulunun 14.07.2005 tarih ve 2005/9207 sayılı kararıyla kabul edilmiş ve 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin” 5. maddesinde işyerlerinde aranacak genel şartlar sayılmak suretiyle belirlenmiştir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için, işyerlerinin (a-k) bentlerinde belirtilen koşulları yerine getirmeleri gerekmektedir. Anılan maddenin (c) bendinde ise; “Özel yapı şeklini getiren sinema, tiyatro, düğün salonu, otel, hamam, sauna; ekmek fırını ile akaryakıt, sıvılaştırılmış petrol gazı, sıvılaştırılmış doğal gaz ve sıkıştırılmış doğal gaz istasyonu için yapı kullanma izin belgesi bulunmalıdır.” Hükmü yer almaktadır. Sıhhi müesseselerde aranacak nitelikler ve sınıflandırılmalarının nasıl yapılacağı  ise “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik” ekinde yer alan Ek-1’ de belirtilmiştir. Yönetmeliğe göre sıhhi müesseseler; gayrisıhhi müesseseler dışında kalan her türlü işyerini ifade eder. Yönetmeliğin bu tanımı çok genel ve basit bir anlatımı ifade eder. Bu tanımlamaya göre, Sıhhi işyerleri; gürültü, koku, zararlı atık ve benzeri etkileri ile çevresinde bulunanlara fizikseli ruhsal ve sosyal yönlerden zarar vermeyen işyerleridir. Başka bir anlatımla, sıhhi müesseseler, meskenlerden ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerden mutlaka uzak bulunması gerekmeyen müesseselerdir.

Sıhhi müesseselerde aranacak nitelikler ve sınıflandırılmalarının nasıl yapılacağı 10 Ağustos 2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik” ekinde yer alan Ek-1’ de belirtilmiştir. Bu tür müesseseleri şöyle sayabiliriz:

1)            Et ve balık ürünlerinin satıldığı yerler,

2)            Bakkal, market, şarküteri, kuruyemişçi, büfe, manav, kantin ve ekmek bayileri,

………………………………………………………………………………

Yönetmeliğe göre; işyerlerinden istenecek belgeler:1,Ustalık belgesi no (Ticaret siciline kayıtlı olanlardan istenmez),2-Esnaf ve sanatkarlar ise sicil tasdiknamesi ile oda kayıt belgesi,3-Kat Mülkiyeti Kanununa tabi ise gerekli yapı kullanma izin belgesi,4-Özel yapı şeklini gerektiren işyeri ise yapı kullanma izin belgesi,4-Karayolu trafik güvenliği gerektiren işyeri ise itfaiye raporu,5-İtfaiye raporu gerektiren işyeri ise itfaiye raporu,6-Umuma açık istirahat ve eğlence yeri ise mesafe krokisi olarak sıralanmaktadır. Sıhhi işyeri açmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, işyerlerini bu Yönetmeliğe uygun olarak tanzim ettikten sonra Örnek 1’de yer alan başvuru ve beyan formuyla yetkili idareye müracaat eder. Başvurunun Yönetmelikte öngörülen kriterlere uygun olduğunun tespiti halinde başkaca bir işleme gerek kalmaksızın işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenerek ilgiliye aynı gün içinde verilir. Yönetmeliğin 12.maddesi hükmü uyarınca, İlgilinin beyanına göre düzenlenen ruhsat müktesep hak doğurmaz. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen işyerleri, yetkili idareler tarafından ruhsatın verildiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde kontrol edilir. İşyerinin bu süre içinde kontrol edilmemesi halinde ruhsat kesinleşir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesinden sonra yapılacak denetimlerde ise, mevzuata uygun olmayan unsurların ve noksanlıkların tespiti halinde, işyerine bu noksanlık ve hatalarını gidermesi için bir defaya mahsus olmak üzere on beş günlük süre verilerek giderilmesi istenir.

4207 sayılı Tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ve   kontrolü hakkında Kanunun 3.maddesinin  (13)  bendinde ;Tütün ürünleri, onsekiz yaşını doldurmamış kişilerin doğrudan ulaşacağı ve işletme dışından görülecek şekilde satışa arz edilemez. Tütün ürünleri satış belgesi olmaksızın ve satış belgesinde belirtilen yerin dışında satışa sunulamaz. Satış belgesi, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumundan alınır. 4733 Sayılı Tütün ve alkol piyasası düzenleme kurumu teşkilat ve görevleri hakkında Kanunun 8.maddesinin (g) fıkrasına göre;    Kurumdan satış belgesi almadan tütün mamulleri, etil alkol,………………………….. perakende satışını yapanlara ise beşbin Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir.

İlgili Kurumdan  tütün mamulleri perakende satış belgesi almak  ve yukarıda sayılan huşulara uymak koşuluyla  her bakkaliyede tütün mamulleri satılabilir.

Soru/Cevap

Mar09
2018
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU :

Belediyemizce, İlçe Merkezinde açılacak Hazır Yemek yapma ve dağıtım işi ile iştigal etmekte olan bir işyeri için alınacak İşyeri Açma ve İşletme Ruhsatı için hangi belgeler lazım, Faaliyet konusu, Ünvanı olarak ne yazılmalı, birde hangi sınıfa girmektedir. işin aciliyeti gözönünde bulundurularak gerekli cevabın verilmesi hususunu;

Takdirlerinize arz ederim.Nusaybin Belediyesi-Yazı İşleri Müdürü-Fahrettin Aktaş

CEVAP :

5996 sayılı VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU hükümleri çerçevesinde; T.C.GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünün Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmeliği uyarınca düzenlenen, KAYIT VE ONAY İŞLEMLERİ İLE YEREL, MARJİNAL, SINIRLI FAALİYETLER HAKKINDA AÇIKLAMALARA GÖRE;

A-Onay /Kayıt Usul ve Esasları (Genel Esaslar)

………………………………………

5) Tabldot yemek üreten işletmeler (Yemek fabrikaları) perakende işletme olarak kabul edilmekte ve kayıt kapsamında değerlendirilecektir.

……………

8)…. İşletme Kayıt/Onay Belgesi; üzerinde yazılı ticaret unvanı, gerçek ve tüzel kişi, işletme adresi ve faaliyet konusu için geçerlidir. Bu bilgilerden herhangi birinin değişmesi durumunda kayıt belgesi geçerliliğini kaybeder. Gıda işletmecisi, değişiklik durumlarında ilgili bilgi ve belgeler ile işletme kayıt belgesinin aslını bir dilekçeye ekleyerek en geç üç ay içerisinde yetkili mercie yazılı başvuruda bulunur.

9)…… Başvurular, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından değerlendirilir.

C-Kayıta Tabii İşletmelere İlişkin Açıklamalar

4) Hazır yemek tabldot yemek üretimi yapan işletmeler 5996 sayılı kanun gereği perakende işletme sayıldıkları için kayıt altına alınacaktır. Ancak üretim yaptığı her bir yer için kayıt işlemini yaptırmış ise; sadece dağıtım, servis, vb. hizmetleri yaptığı değişik satış noktalarının (İşyeri, Kurum yemekhaneleri…..gibi) ayrıca kayıt belgesi almasına gerek yoktur. Bu durumda dağıtım, servis, vb. hizmetlerin yapıldığı değişik satış noktalarına ait listenin, tabldot yemek işletmesi tarafından İl Müdürlüğüne beyan edilmesi ve değişikliklerin bildirilmesi gerekmektedir.

7) Tabldot yemek, hazır yemek üretimi yapan işletmelerin faaliyetleri, Kanun gereği perakende sayıldığı için Ek-14 de yer alan “Depo, gıda satış ve diğer perakende faaliyet gösteren işletmeler” olarak değerlendirilecektir.

Hazır yemek, tabldot yemek üretimi faaliyet konusuna sahip işletmeler için GGBS’ ye giriş aşamasında ÜRETİM başlığı altından “Hazır yemek, tabldot yemek üretimi” faaliyeti seçilmeli, ekleme aşamasında “Perakende Faaliyet Mi” kutucuğu işaretlenmelidir. Bu işletmeler Kanun’un EK-1 listesi gereği zorunlu personel çalıştıracaklardır.

1-Gıda İşletmelerinde Yerel, Marjinal Ve Sınırlı Faaliyetlerin Düzenlenmesine Dair Tebliğe göre;………….. perakende (Ana dağıtım merkezleri, hazır yemek hizmeti, işyeri ve kurum yemekhaneleri, restoranlar ve diğer benzeri gıda hizmetlerinin sunulduğu yerler, dükkânlar, toptan satış yerleri, süpermarket dağıtım merkezleri dâhil olmak üzere son tüketiciye satış ya da dağıtım noktasında gıdanın işlenmesi veya muameleye tâbi tutulması veya depolanması) gıda işletmesini kapsar. Bu tebliğ Türk Gıda Kodeksi ürün tebliğlerinde belirtilen hükümleri ortadan kaldırmamaktadır.

Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmeliğin;

Gıda ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeleri üreten işyerleri başlığıyla düzenlenen 9.maddesinde ise; “Gıda ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeleri üreten işyerleri, 27/8/2004 tarihli ve 25566 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Gıda ve Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeleri Üreten İşyerlerinin Çalışma İzni ve Gıda Sicili ve Üretim İzni İşlemleri ile Sorumlu Yönetici İstihdamı Hakkında Yönetmelikte öngörülen asgarî teknik ve hijyenik şartları taşımak, gıda işyeri çalışma izni ve gıda sicil numarası, üretim izni almak ve aynı Yönetmelikte belirtilen koşulları devam ettirmek zorundadır.” Hükmü yer almaktadır.

İlgili Kurumdan yukarıda açıklanan yukarıda açıklanan Yönetmeliklerin hükümleri  uyarınca “Çalışma İzni ve Gıda Üretim İzni “ alınması ertesinde; İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİĞİN  İşyeri Açılması başlıklı 6.maddesindeki; “ Yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. İşyerlerine bu Yönetmelikte belirtilen yetkili idareler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili meslek kuruluşları tarafından özel mevzuatına göre verilen izinler ile tescil ve benzeri işlemler bu Yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alma mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.” Hüküm uygulanacaktır.

Yönetmelik Eki Listeye göre:

C) ÜÇÜNCÜ  SINIF GAYRİSIHHÎ MÜESSESELER

6.17- Dışarıya servis yaparak günde 500 adet/kişi den az yemek üretimi yapan yerler, hakkında ilçe belediyesince  işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenir.

Sonuç olarak; ilgilinin öncelikle Mardin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğüne açacağı tesis/üretim yeri/ fabrikayla ilgili başvuruyu yapmalı, bu Müdürlükçe gerekli inceleme yapılarak açılacak tesisin üretim kapasitesi ve mekanı, bina ruhsatı ve gıda üretimine  ilişkin aranılan diğer koşullar açısından da incelenir ve buna göre kapasite raporu ve üretim izni verilir. Veyahut uygun değilse verilemez. Uygun ise izin  yazısında üretim kapasitesine göre açılacak tesisin derecesi İl Müdürlüğünce belirlenir. Kapasitesine göre 1.ve 2.sınıf GAYRİSIHHÎ MÜESSESE ise Mardin Büyükşehir Belediyesi Çevre Daire Başkanlığınca işyeri açma ruhsatı düzenlenir. günde 500 adet/kişi den az yemek üretimi yapan yerlerden ise Nusaybin Belediyesince diğer koşulları yerine getirmesi şartıyla ruhsat düzenlenir. Ayrıca bu tesiste çalışacak personel sayısı da önemlidir. Çünkü, çalışanların Mardin İl SGK Müdürlüğüne bildirilmesi de zorunludur.

 

 

Soru/Cevap

Mar09
2018
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU :

İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğinin 4’uncu maddesinde belirtilen Tanımlarda Cafe   ile 32’inci maddesi gereğince, Umuma Açık İstirahat ve Eğelence Yerinin Açılması yerlerinde görüş alınır hükmü gözönünde bulundurularak, Cafe diye başvuran vatandaşın işyeri içinde görüş alınacakmı. konu ile ilgili gerekli bilginin verilmesi hususunu;

Bilgi ve gereğini arz ederim.Nusaybin Belediyesi-Fahrettin AKTAŞ

Cevap :

İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİĞİN 4.maddesinin

……………………………………………………………………………………………………………..

“g) Umuma açık istirahat ve eğlence yeri: Kişilerin tek tek veya toplu olarak eğlenmesi, dinlenmesi veya konaklaması

için açılan otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri; gazino, pavyon, meyhane, bar, birahane, içkili

lokanta, taverna ve benzeri içkili yerler; sinema, kahvehane ve kıraathaneler; kumar ve kazanç kastı olmamak şartıyla adı ne

olursa olsun bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik oyun alet ve makinelerinin, video ve

televizyon oyunlarının içerisinde bulunduğu elektronik oyun yerleri; internet salonları (Bu bentte yer alan “internet kafeler” ibaresi, 19/3/2007 tarihli ve 2007/18882 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Yönetmeliğin 1 inci maddesiyle “internet salonları” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.), lunaparklar, sirkler ve benzeri yerleri”  olarak tanımlanmıştır. Yönetmeliğin,

Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin açılması başlıklı 32.maddesinde ise;“ Umuma açık istirahat ve eğlence yeri açmak ve işletmek isteyen gerçek ve tüzel kişiler Örnek-1’de yer alan başvuru ve beyan formu ile yetkili idareye başvurur.

Umuma açık istirahat ve eğlence yerinin açılması ve faaliyette bulunmasına belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde

belediye, bu alanlar dışında il özel idaresi tarafından izin verilir.İl özel idaresi ve belediyeler, umuma açık istirahat ve eğlence yeri ruhsatını vermeden önce kolluk kuvvetinin görüşünü alır.” Denilmektedir.

Cafe olarak adlandırılan işyerleri Yönetmeliğin 4.maddesinde “Umuma açık istirahat ve eğlence yeri” tanımı içinde yer almadığından Yönetmeliğin 32.maddesi hükmü uyarınca kolluk kuvvetinden görüş alınmayacaktır.

 

 

 

 

 

Memur Emeklisi..

May02
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Memur emeklileri eş ve çocuk yardımından faydalanabilir mi?

Devlet memurlarının aile yardımları (yani eş ve çocuklarına yapılan yardım) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmiştir. 657 sayılı Kanunun 202. maddesinde “Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir. Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için . ödenir. Dul memurların çocukları için yukarıdaki fıkralar hükmü uygulanır. Boşanma veya ayrılık vukuunda mahkeme bu yardımın hangi tarafa ve ne oranda verileceğini de kararında belirtir. Devlet memurunun, geçimini sağladığı üvey çocukları için de bu ödenek verilir.” hükmü, anılan Kanunun 203. maddesinde ise, “Aile yardımı ödeneği Devlet memurlarına her ay aylıklarıyla birlikte ödenir.” hükmü bulunmaktadır. Devlet memurlarının 657 sayılı Kanuna tabi görev yapmaktayken emekliye ayrıldıklarında emeklilik mevzuatından (5434 sayıl Kanun ve 5510 sayılı Kanun) faydalanmaktadır. Ancak bu mevzuatta memur emeklilerine eş ve çocuk yardımı ödenmesi öngörülmemektedir. Bu nedenle memur emeklilerinin eş ve çocuk yardımından faydalanması mümkün değildir.

Yazıldı Makale ve Görüşler

Kamu İşçilerinin Nakli

May02
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Belediyede çalışan işçilerin başka bir kamu  kurumlunda geçici süreli görevlendirilmesi mümkün müdür?

4857 sayılı İş Kanununun geçici iş ilişkisi başlıklı 7. Maddesinde “Geçici iş ilişkisi, özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabilir. İşverenin, devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçisini, holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde de geçici iş ilişkisi kurulmuş olur. Bu fıkra kapsamında geçici iş ilişkisi, yazılı olarak altı ayı geçmemek üzere kurulabilir ve en fazla iki defa yenilenebilir. İşçisini geçici olarak devreden işverenin ücret ödeme yükümlülüğü devam eder. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçinin kendisinde çalıştığı sürede ödenmeyen ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden, devreden işveren ile birlikte sorumludur. Dördüncü, beşinci, onuncu ve on dördüncü fıkralar ve dokuzuncu fıkranın (a) ve (f) bentleri ile (d) bendinin birinci cümlesinde düzenlenen hak ve yükümlülükler bu fıkraya göre kurulan geçici iş ilişkisinde de uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.

Hükümde geçici iş ilişkisi kurulduğunda asıl işverenin mali sorumluluğunun devam edeceği belirtilmiştir. Ancak, kamu kurumları açısından bu mümkün gözükmemektedir. Çünkü, kurum adına ihdas edilmiş işçi kadrosunda bulunmayan ve kendisiyle iş sözleşmesi imzalanmamış birine kamu kurumlarınca ödeme yapılması kamu personel mevzuatımıza göre mümkün değildir. Kamu işçilerinin (belediyede istihdam edilen) bu şekilde bir görevlendirmeye tabi tutulabilmesi ancak 5393 sayılı Belediye Kanununda 49.maddeye benzer bir düzenlemede bulunulmasına bağlıdır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ek 8. maddesinde “Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir” hükmü bulunmaktadır. Ancak bu madde hükmü, 657 sayılı Kanuna bağlı memurların Kanunda yazılı şartların gerçekleşmesi halinde geçici görevlendirilmesini düzenlemektedir. Ancak bazı kurumların teşkilat kanunlarında işçilerin geçici görevlendirmesine imkan veren hükümler mevcuttur. Örneğin 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanunun 36. Maddesi ve 6253 sayılı TBMM İdari Teşkilatı Kanununun 30. Maddelerinde; “Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurumlarda çalışanlar aylık, ödenek, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmek kaydıyla kurumlarının ve kendilerinin muvafakati ile bu maddenin bir ila üçüncü fıkraları kapsamında TBMM’de görevlendirilebilirler.” hükmü bulunmaktadır. Bu kanuni düzenlemeler uyarınca, kamu işçilerinin bu kurumlarda geçici olarak görevlendirilmesi mümkün görülmektedir.5393 sayılı Belediye Kanununda, bu yönde hüküm bulunmadığından sürece kamu işçilerinin diğer bir kamu kurumunda geçici süreli görevlendirmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.

Yazıldı Makale ve Görüşler

Vekaleten Atamada Üst Yöneticinin Takdir Hakkı

Nis17
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Vekaleten Atamada  Üst Yöneticinin Takdir Hakkı Var mıdır ?

Memurların vekaleten atanması 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesinde yer almaktadır. Bu maddede “Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir.

 Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.

 Ancak, ilkokul öğretmenliği (Yaz tatili hariç), tabiplik, diş tabipliği, köy ve beldelerdeki ebelik ve hemşirelik, eczacılık, mühendis ve mimarlık, veterinerlik, vaizlik, Kur’an kursu öğreticiliği, imam-hatiplik ve müezzin-kayyımlığa ait boş kadrolara, Maliye Bakanlığının izni (mahalli idarelerde izin şartı aranmaz) ile açıktan vekil atanabilir.

 Aynı kurumdan ayrılmalar dolayısiyle atanan vekil memurlara vekalet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için, kurum dışından veya açıktan atananlarla kurum içinden ilkokul öğretmenliğine atanan öğretmenler ile veznedarlık görevine atananlara göreve başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı ödenir.

 Bu Kanuna tabi kurumlarda çalışan veteriner hekim veya hayvan sağlık memurları, veteriner hekim veya hayvan sağlık memuru bulunmayan belediyelerin veterinerlik veya hayvan sağlık memurluğu hizmetlerini ifa etmek üzere bu hizmetlerle ilgili kadrolara vekalet aylığı verilmek suretiyle atanabilirler.

 Yukarıda sayılan haller dışında, boş kadrolara ait görevler lüzum görüldüğü takdirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebilir.

 Bu Kanuna tabi kurumlarda, mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir.

 Açıktan vekil olarak atananlara, bir yılda yirmi günü geçmemek üzere çalıştıkları her ay için iki gün yıllık izin verilir. Bu iznin kullanımında, bir sonraki yıla devredilme hali dışında Devlet memurları için öngörülen hükümler uygulanır.” hükmü, 175. Maddede “Bir göreve vekaleten atanan memurlara vekalet edilen görevin kadro derecesinin birinci kademesinin üçte biri, açıktan atananlara ise (Köy ve kasaba imamlığı kadrolarına atananlara 146 ncı maddede yazılı asgari ücret aylık tutarından aşağı olmamak üzere) üçte ikisi verilir. Bulundukları yerden başka bir yerdeki bir göreve vekalet suretiyle atananlara, Harcırah Kanununun geçici görevle başka yere gönderilenlere ilişkin hükümleri uygulanır.

 Ancak, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeye göre, dolu ya da boş kadrolara vekil atamada kurumların takdir yetkisi bulunmaktadır. Burada asilde aranan şartları taşıma kaydının vekalet aylığı ödenebilmesi açısından bir zorunluluk ifade ettiği  açıktır.. Buna göre, asile ait şartları taşımayanlardan vekil atananlara vekalet aylığı ödenmeyecektir.

Ancak tabi ki kurumların takdir yetkisi sınırsız değildir. Yargı kararlarında da belirtildiği gibi yetkili merciler takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde kullanmalıdır. Vekaleten atamalarda asilde aranan şartlara sahip memurlara öncelik tanınması, bu şartları sahip vekil memur bulunmadığı hallerde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi için asilde aranan şartlara en yakın memurlar arasından görevlendirme yapması (tedvir)  daha uygun olacaktır.

Anayasanın 125. Maddesinde “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” hükmü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanununda idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği hükmü bulunmaktadır. Vekaleten atama işlemi idari işlem niteliğinde olduğundan bu işlemin de idari yargı denetiminde olduğu unutulmamalıdır.

Yazıldı Makale ve Görüşler

Soru / Cevap

Nis17
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU : İyi çalışmalar ;

 Bloktan oluşan bir sitenin bahçe sınırları içerisinde kalan çöp konteynırlarını  korumak amacı ile üç tarafı 2 m duvar ve üzeri hafif çelik çatı ile kapatılan bir yer için yapı ruhsatı gerekir mi ?

 CEVAP:

 Küçükçekmece Belediyesi-Güven Aydın; Binanın mimari projesinde veya vaziyet planında bahçe sınırları içinde gösterilmiş olması ve çöp konteynırlarının   imal  edildiği cephede bahçe mesafesinin bulunması halinde yapı ruhsatı alınması gerekli olmadığı” sonucuna varılabilmektedir. Aksi durumda bahçe sınırları içerisinde kalan çöp konteynırlarını  koruma amaçlı üç tarafı duvarla ve üstü  çelik çatıyla kapatılan bu  imalat 3194 sayılı İmar kanununun 5.maddesindeki yapı tanımı içinde kaldığından ruhsatı gerektirir.  Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin .” 63.Maddesine göre de; (Değişik:RG-2/9/1999-23804) Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergola ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Bu kapsamda kalmakla birlikte binanın ısı yalıtımını etkileyen işlemler yapılamaz, şeklindeki tanımlamalarından hareketle sadece basit tamir ve tadillerin ruhsata tabi olmadığı bilinmelidir.

 

 

Onceki Sayfa ←

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız