• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Kategoride Yazılmış Soru / Cevap

Soru

Mar26
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

 

 

SORU:  5393 sayılı kanuna göre;Belediye meclisince plan ve bütçe komisyonuna havale edilen iş veya konu 5(beş) iş gününde sonuçlandırılır der , peki sonuçlanmayan konunun takip eden ilk mecliste görüşülmesi gerekir mi?

Gölmarmara Belediyesi/Manisa

CEVAP: 5393 sayılı Kanunun İhtisas Komisyonları başlıklı 24.maddesinde; “meclis toplantısını müteakip………diğer komisyonlar beş iş günü içinde kendilerine havale edilen işleri sonuçlandırırlar.Komisyonlar kendilerine havale edilen işlerle ilgili raporlarını bu sürenin sonunda meclise sunmadıkları taktirde,konu meclis başkanı (ki bu genelde belediye başkanıdır) tarafından gündeme alınır.” hükmü yer almaktadır.Bu düzenlemeye göre bütçe ve plan komisyonu kendisine havale edilen konuyu görüşüp karara bağlamazsa,konu meclis başkanı/belediye başkanı/ tarafından meclis gündemine alınarak görüşülür ve karara bağlanır.

Taşeron İşçilerle İlgili Soru

Mar13
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU: BELEDİYEMİZDE ÇALIŞAN TAŞERON 26 ARKADAŞ VARDI.TAŞERON FİRMANIN SÖZLEŞME SÜRESİ BİTTİ VE İHALEYİ TEKRAR ALAMADI.ÇALIŞANLAR BAŞKA BİR TAŞERON FİRMAYA AKTARILDI.ŞİMDİ BU 26 ARKADAŞ ÖNCEKİ TAŞERON FİRMADAN HAKLARINI ALMAK İSTİYOR.NE YAPMALARI GEREKMEKTE,NASIL BİR YOL İZLEMELİLER?  TEŞEKKÜRLER..

Niksar Belediyesi/Tokat

CEVAP: Belediyeniz personel hizmet alımı ihalesi yaparak,üstlenici şirketle şartnamedeki koşullara uygun olarak sözleşme yapmıştır.Yani,belediyenin muhatabı yüklenici şirkettir.Şirkette sizin öngördüğünüz koşulara uygun varsa yol,yemek v.b.sosyal nitelikli yardımları işçilere ödemiştir.Yani,belediye ile işçiler,veya taşeron ile işçileri arasında bir akit yapılmamıştır.Taşeron işçileri doğrudan belediye ile bağlantılı değildir.Belediye çalıştırılacak işçi sayısını ve özelliklerini (varsa) belirlemiştir.Bunun dışında belediye taşeron işçilerle arasında organik bağ kurulmamıştır.Bu nedenle önceki taşeron firmanın şartname ve sözleşmede öngördüğü hususlar dışında ödeme yapması beklenemez.Bir yıldan az çalışılmışsa ihbar ve kıdem tazminatı ödenemez.Bu ülkemizdeki tüm taşeron işçilerin sorunudur.İşçiler hak ettikleri halde alamadıkları ödemeler varsa İl/Bölgedeki çalışma ve iş teftiş kurullarına şikayette bulunabilirler veya İş Mahkemesi nezdinde dava açabilirler.Yapılacak fazlaca bir şey ne yazık ki yoktur.

Soru:Belediyemizde kısmı zamanlı çalışan 2 sözleşmeli personel,aile yardımından yaralanmak istemektedir.Bu kişilere aile yardımı ödenir mi?

Kas30
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Cevap:Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6111 Kanun ‘un 118.maddesiyle,27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ;

“EK MADDE 8- Ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ile döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilenlerden aile yardımı ödeneğinden veya başka bir ad altında da olsa aynı amaçla yapılan herhangi bir ödemeden yararlanamayanlara, Devlet memurlarına verilen aile yardımı ödeneği, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.” Uyarınca,belediyelerde sadece tam zamanlı olarak çalışan sözleşmeli personele aile yardımı ödemesi yapılır.

                                                       Kızılot Belediyesi,Manavgat-ANTALYA

İşyerlerinin Tahliyesiyle İlgili Soru ve Görüş

Eyl17
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

            İlçemiz Ali Çayı üzerinde bulunan 1990’lı yıllarda yapımına başlanan mülkiyeti belediyemize ait olmayan alanda projesiz ve ruhsatsız olmak üzere belediye tarafından 65 adet dükkan yapılmıştır. Günümüze kadar da belediyemiz tarafından ilçe esnafının kira karşılığında  kullanımı sağlanmaştır. Ancak Başbakanlığımızın Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce Akarsu ve Dere Yataklarının Islahı ile ilgili olarak 20 Şubat 2010 tarihli ve 27499 sayılı Resmi Gazetede 2010/5 nolu bir genelge yayımlanmıştır. Bu genelgenin belediyemize tebliğide sırası ile Konya Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğünce 04.11.2011 tarihinde İlçe Kaymakamlığımıza, sonrasında da İlçe Kaymakamlığımızın 10.11.2011 tarih 769 sayılı yazısı ile tarafımıza bildirilmiştir. Tebliğ edilen yazı içeriğinde “ 18 Ekim 2011 tarihinde yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantısında Akarsu ve Dere Yataklarının Islahı konusu gündeme gelmiş olup bu tür projelerde Başbakanlığın 2010/5 sayılı genelgesinde belirtilen esaslara uyulması gerekmekte olup gereğinin ifası rica edilmiştir. Bu genelgenin 9. maddesi “DSİ tarafından yapılacak akarsu ve dere yatağı ıslahlarının projesine göre yapılabilmesi için; bu alanlardan belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunanlar, ilgili belediyelerce DSİ’ye ihtilafsız olarak teslim edilecek, bu alanların dışında kalan yerlerin ise DSİ’ye tesliminin sağlanması hususunda gerekli çalışmalar valilerin koordinasyonunda yürütülecektir.” Şeklindedir. Bu sebeple İlçemiz Ali Çayı üzerinde bulunan dükkanların tahliyesi ve yıkımı gerekmektedir. Bu dükkanlarda bulunan esnafımızın kira sürelerin sona erdiğini ve tahliyesinin gerektiğini bildiren 09.08.2011 tarihli bir ihtarname gönderilmiştir. Esnafımızın bu ihtarnameyi dikkate almadığı görülmüştür.  Aynı zamanda ilçe esnafının bu zaman zarfında kira ve ecrimisil bedellerini ödememekte ısrarcı olduğu gözlenmiştir. Konu ile ilgili olarak 06.06.2012 tarihinde Noter aracılığı ile ikinci kez bir ihtarname daha gönderilmiştir. Bu durum üzerine bahse konu esnafımızda ihtara cevap şeklinde Noter aracılığı ile belediyemize yapılan ihtarın kanuna aykırı olduğu şeklinde bir cevap göndermişlerdir. Belediyemiz tamamen Başbakanlığımızın 2010/5 sayılı genelgesinde belirttiği emir ve görüşleri doğrultusunda hareket etmektedir.

Son olarak ilçemiz Kaymakamlık Makamına bahse konu işyerlerinin tahliyesi yapılarak yıkımı için gerekli kararın çıkması amacıyla bir yazı yazılmıştır. Ancak şu an için yazımıza herhangi bir cevap verilmemiştir. Yalnız almış olduğumuz duyum gereğince Kaymakamlık Makamı bahse konu dükkanların mülkiyetini ve tasarruf hakkını Milli Emlak a devrederek belediyemizin bugüne kadar tahsil etmiş olduğu kira bedellerini geriye dönük ecrimisil uygulayarak belediyemizden tahsil etme hazırlığında olduğu yönündedir.

Sonuç olarak sizden talep ettiğimiz bahse konu işyerlerinin belediyemiz menfaati doğrultusunda nasıl hareket edebileceğimiz hakkında bilgi vermenizdir.Saygılarımızla…

Doğanhisar Belediye Baskanlığı/KONYA

GÖRÜŞ:

 1990’lı yıllarda Ali Çayı üzerinde projesiz ve ruhsatsız olarak yapılan ve daha sonraki yıllarda kiralanan ancak 2010/5 sayılı genelge uyarınca,dere yatağında kaldığından yıkılması ve ıslahı için DSİ’YE teslim edilmesi gereken dükkanların tahliyesi hakkında iki seçenek bulunmaktadır.Ya bu dükkanların tahliyesi için adli yargıda söz konusu gerekçeyle dava açmak ve sonucunu beklemek ya da,5393 sayılı Kanunun 15.maddesinde yer alan,” 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi hükümleri belediye taşınmazları hakkında da uygulanır.” Hükmünden hareketle Kaymakamlıktan dükkanların tahliyesi istenmelidir.Ki zaten siz bu işlemi yapmışsınız.Ancak,Kaymakamlığa yazdığınız yazının içeriğini bilmediğimden,bu konuda yorum yapılması zor olmakla birlikte,Kaymakamlıktan ilgi genelge ve Valiliğin yazısı ilgi tutularak dükkanların ………..tarihinde yıkılacağından gerekli güvenlik personelinin sağlanması istenmeli ve aynı zamanda bu dükkanların suyu belediyece, elektriğinin de kesilmesinin sağlanması için ilgili kuruma yazı yazılması gerekmektedir.Bu dükkanlarda kısa sürede bozulacak gıda maddesi varsa bunların da yeddi emin olarak bir soğuk hava veya normal depolarda muhafaza edilmesi için ön çalışma yapılmalıdır.Diğer taraftan,bu dükkanların yıkımında gerekli iş makinesi ve ekipmanları ile personelin de hazırlanması gereklidir.Çünkü yıkım işlemi sırasında insani güvenlik kadar,yıkım güvenliğinin de sağlanması zorunludur.

Malmüdürlüğünün ecrimsil talebinde bulunması da mümkündür.Dükkanların kaçak inşaat olması nedeniyle zaten 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yıkmak zorundasınız.Bu nedenle,dere yatağında kaçak olarak inşa edilen dükkanların mülkiyeti olmaz.Dere yatağı da devletin hüküm ve tasarrufunda olan ancak tapuya tescil edilemeyen alanlardır.Bu nedenle mülkiyet olmaz ayrıca sakıncalı olması ve DSİ tarafından bu nedenle ıslah yapılacak alanda kalan yerde yeni dükkan da yapılamaz.

Kişisel görüşüme göre,bu dükkanların 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi hükmüne dayanarak Kaymakamlıkça yıkımında ısrarcı olmak gerekir.Konuyla ilgili Bakanlık genelgesi de ektedir.

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.05.0.MAH.0.65.00.02/11753-82652 15.11.2005

                                  KONU :2886 sayılı Kanunun 75.maddesinin uygulanması

GENELGE

2005/119

 …………………….. VALİLİĞİNE

 Belediyenin sahip olduğu yetki ve imtiyazlar 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 15.maddesinde hüküm altına alınmıştır.Bu hükme göre,belediye mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş sayılır.2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesi hükümleri belediye taşınmazları hakkında da uygulanır.

Bilindiği gibi,08.09.1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun kapsamında Genel Bütçeye dahil dairelerle,katma bütçeli idarelerin,özel idare ve belediyelerin alım,satım,hizmet,yapım,kira,trampa,mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bulunmaktadır.2886 sayılı Kanunun 75.maddesi ise; “ Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların,gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine,fuzuli şagilden,bu Kanunun 9.maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle,13.maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir.Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.

Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise,6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde,sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir.Aksi halde ecrimisil alınır.İşgal edilen taşınmaz mal,idarenin talebi üzerine,bulunduğu yer mülki amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek,idareye teslim edilir” hükmünü taşımaktadır.

Görüldüğü gibi,5393 sayılı Belediye Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra belediyelerin sahip oldukları taşınmazların gerçek veya tüzel kişilerce işgali üzerine,fuzuli şagilden ecrimisil istenmesi,fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmeyen ecrimisil için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil yoluna gidilmesi ve işgal edilen belediye taşınmazının belediyenin talebi üzerine,bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 içinde tahliye ettirilerek belediyeye teslim edilmesi gerekmektedir.

Ancak,Belediyelerin sahip olduğu taşınmazların 2886 sayılı Kanun kapsamında ihaleyle kiraya verilmiş olması,bu kiralama sözleşmesinin bir özel hukuk akdi niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.Ayrıca iş hanı,konut,otel,dükkan gibi damlı/musakkaf yapılar bakımından 18.05.1955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Bu nedenle,yukarıdaki hükümler dahilinde belediyelerin sahip olduğu taşınmazlar bakımından 2886 sayılı Kanunun 75.maddesinin uygulanmasında aşağıdaki usul ve esaslara uyulması uygulamadan doğan hukuki sorunların önlenmesi bakımından büyük önem arzetmektedir.

1)2886 sayılı Kanun dahilinde ihale edilen taşınmazlar bakımından arsa ve arazi dahil,öncelikle kira sözleşmesi hükümlerine göre hareket edilecektir.Ayrıca,kira süresi dolmadan ve tahliye isteğine ilişkin hukuki şartlar oluştururulmadan mülki idare amirinden tahliye talebinde bulunulmayacaktır.

2)6570 sayılı Kanun kapsamında bulunan taşınmazlar için,tahliye şartlarının yasal olarak doğmuş olması ve bunun belediye tarafından belgelendirilmesi halinde tahliye talebinde bulunulabilecektir.Mahkemelerde tahliye davasına konu edilmiş bir taşınmazın tahliyesi 2886 sayılı Kanunun 75.maddesine göre tahliye talebinde bulunulmayacaktır.

3)Belediye taşınmazının,belediyenin rızası hilafına veya bilgisi dışında işgali söz konusu ise,bunun belgelendirilmesi yoluyla mülki makamdan tahliye talebinde bulunulacaktır.

Belediye taşınmazlarının fuzuli işgali durumunda tahliye sağlanana kadar,2886 sayılı Kanunda düzenlenen esaslar dahilinde ecrimisil tahsili de zorunlu bulunmaktadır.

Konu hakkında bilgi edinilmesini ve mülki makamlarla belediyelere duyurulmasını rica ederim.

Zekeriya ŞARBAK

Bakan a.

Müsteşar Yardımcısı V.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12.03.2007 günlü, E:2007/723, K:2007/2564 sayıyla “2886 sayılı Devlet İhale Yasası’nın 75. maddesinden, ancak hazine ile 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesi hükmünden belediyelerin yararlanabileceğine” karar vermiştir. “Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, Üniversitenin mutfağında her gün 40.000 öğrenciye yemek hizmeti verildiğini, bu hizmetin verildiği mutfak alanı ön cephe koridorunun dört adet kafeterya ile kapatılmış olduğundan mutfağın altyapısının yetersiz olduğunu ve havalandırmanın sağlanmasında sıkıntı yaşandığını, mutfak alanının yeniden düzenleneceğini, bunun için bütçeye ödenek koyduklarını belirterek 6570 sayılı Yasa’ nın 7/c maddesi uyarınca kiralananın ihtiyaç nedeniyle tahliyesini istemiştir.

Davalı, davacının ihtiyacının samimi olmadığını, kira bedelini artırmak için dava açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.03.2003 başlangıç ve 29.02.2004 bitim tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananın niteliği itibariyle 6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerlerden olduğu, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Bursa İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2005/536-732 sayılı ilamıyla hükmen belirlenmiştir.

Kiralananın 2886 sayılı Devlet İhale Yasası hükümlerine göre ihale sonucu kiralanması, 6570 sayılı Yasa’ nın uygulanmasına engel teşkil etmez. Gayrımenkul Kiraları Hakkındaki 6570 sayılı Yasa, Belediye hudutları dahilindeki musakkaf nitelikteki taşınmazlar hakkındaki kira sözleşmelerine uygulanmakta olup, 2886 sayılı Devlet İhale Yasası yönünden ayrık bir hüküm taşımamaktadır. Esasen 6570 sayılı Yasa nın 14. maddesi “2490 sayılı İhale Kanunu’ na tabi olarak kiraya gayrımenkuller hakkında da bu Kanun hükümleri tatbik olunur” hükmünü taşımaktadır. 2490 sayılı Yasa 01.01.1984 tarihinde yürürlükten kaldırılmış, yerine 2886 sayılı Yasa konmuştur. 2886 sayılı Yasa’ nın 75. maddesi hükmünden ancak Hazine ve Belediyeler yararlanır. Zira, Hazine ve Belediyeler bu Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazların süre bitimi sebebiyle 2886 sayılı Kanun’ un 75. maddesine göre mülki amirden tahliyesini isteyebilecekleri gibi, 6570 sayılı Kanun’ un 12. maddesine dayanarak süre bitimi sebebiyle “fuzuli şagil” durumuna düşen kiracının sulh hukuk mahkemesine başvurarak tahliyesini isteyebilirler. Hazine ve Belediyeler dışında diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 sayılı Yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, bu Kanun’ un 75. maddesine dayanarak kiralananın tahliyesini sağlayamazlar. Hazine ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kurumlarına ait taşınmazlar, 6570 sayılı Kanun’ un kapsamında ise, yazılı tahliye taahhüdü dışında süre bitimi sebebiyle tahliye edilemezler açıklanan bu nedenle, 2886 sayılı İhale Yasası’ na göre kiraya verilen 6570 sayılı Yasa’ ya tabi kiralananın ihtiyaç nedeniyle tahliyesinin istenmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde, mevcut mutfağın yeterli olmadığını, mutfak altyapısının yetersiz gelmesi nedeniyle mutfak alanının yeniden yapılandırılacağını ileri sürerek taliye isteminde bulunmuştur. Bu şekilde ileri sürülen ihtiyaç iddiası karşısında tahliye kararı verilebilmesi için, kiralananın mevcut haliyle veya basit bir tadilatla ihtiyaca cevap vermesi gerekir. Davacı idare vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunduğu zemin kat mutfak tadilat planının incelenmesinden, kiralananda yapılacak işlerin basit bir tadilatı gerektirip gerektirmediği anlaşılamamaktadır. Bu gibi hallerde mahkemece yapılacak iş, davanın dayandığı projeni uzman bilirkişi aracılığı ile mahalline uygulanması suretiyle kiralananda yapılacak işin basit bir tadilat mı yoksa imar amaçlı esaslı bir tadilat mı olduğunun saptanmasından ibarettir. Zira bundan amaç, 6570 sayılı Yasa’ nın 7/c veya 7/ç maddelerinden hangisinin olaya uygulanacağının belirlenmesidir. Uygulanacak yasa hükmü mahkemece belirlenir. Mahkemece bu belirleme yapıldıktan sonra varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır

 

 

 

 

140 Soruda Ticaret Kanunu..

Tem19
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

  6012 sayılı YENİ TÜRK TİCARET KANUNU (Soru-Cevap) AÇIKLAMALARI

(14/2/2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.)

 

1- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketler en az kaç kişi tarafından kurulabilecektir?

YENİ TTK’ya göre; anonim şirketler, bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulabilecektir. Böylece, anonim şirketlerin en az beş kişi tarafından kurulabilmesine ilişkin ESKİ TTK hükmü kaldırılmış ve anonim şirketlerin bir kişiyle de kurulabilmelerine olanak tanınmıştır. Bu bir kişi, gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilecektir.

 2- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketin sermayesi asgari kaç Türk Lirası olmalıdır?

Anonim şirketin sahip olması gereken asgari sermaye tutarı, ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’da da 50.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutar, Bakanlar Kurulu kararıyla artırılabilecektir.

3- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketin kurulabilmesi için hangiBakanlıktan izin alınması gerekmektedir?

ESKİ TTK’ya göre, bazı alanlarda faaliyet gösterecek olan anonim şirketlerin (bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, sigorta şirketleri, holdingler gibi) kurulabilmeleri için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alınması gerekiyordu.

YENİ TTK’ya göre de bazı alanlarda faaliyet gösterecek olan anonim şirketlerin kurulabilmeleri için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiği ve bu şirketlerin de Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, YENİ TTK’da geçen “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı” ibaresi “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” olarak değiştirildiğinden bazı alanlarda faaliyet göstermek üzere kurulacak anonim şirketlerin gerek kuruluşlarına gerekse de esas sözleşme değişikliklerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca izin verilecektir.

 4- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketin kurulabilmesi için hangi işlemler yapılmalıdır?

Anonim şirket kurmak isteyen kişi veya kişiler sırasıyla aşağıdaki işlemleri yerine getirmelidirler.

1. Adım: Kurulacak olan anonim şirkete; gayrimenkul, marka, patent, taşıt, makine gibi varlıklar sermaye olarak konulacak ise bunların değerlerinin bilirkişiler tarafından belirlenebilmesi için kurulacak şirketin merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvuru yapılmalı ve mahkemece atanan bilirkişiler tarafından düzenlenen “Değerleme Raporu” alınmalıdır.

2.Adım: Kurulacak olan anonim şirketin esas sözleşmesi, yazılı şekilde hazırlanmalı, kurucu veya kurucular tarafından imzalanmalı ve bu imzalar notere onaylatılmalıdır. Ayrıca, imzaları onaylayan noterce, esas sözleşmenin altına, esas sermayeyi oluşturan payların tamamının kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt olunduğuna ilişkin şerh konulmalıdır.

3.Adım: Esas sözleşmede, esas sermayeyi oluşturan payların nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az % 25’i bir bankaya, kurulmakta olan şirket adına ve sadece şirket tarafından kullanılabilecek şekilde açılacak özel hesaba yatırılmalı, bu durumu teyit eden ve yetkili ticaret sicili müdürlüğüne hitaben ilgili banka tarafından düzenlenen banka mektubu alınmalıdır.

4.Adım: Mahkemece atanan bilirkişiler tarafından değerleri belirlenen gayrimenkuller tapu siciline, marka, patent, taşıt gibi varlıklar da özel sicillerine kurucular tarafından şerh verdirilerek şirket adına kaydettirilmeli, taşınırlar da güvenilir bir kişiye tevdi edilmeli ve bu işlemler belgelendirilmelidir.

5.Adım: Şirketin kuruluşu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabi ise kurucular tarafından Bakanlığa başvuru yapılmalı ve kuruluş izni alınmalıdır.

6.Adım: Kuruluş işlemlerinin denetlenebilmesi için, kurucu veya kurucular tarafından bir veya birden fazla işlem denetçisi atanmalıdır.

7.Adım: Kurucular tarafından, gerekçeli, emsal gösteren, karşılaştırmalara yer veren, anlaşılır bir dille yazılan “Kurucular Beyanı” hazırlanmalı ve imzalanmalıdır.

8.Adım: Aşağıda sayılan belgeler, kuruluş işlemlerini denetlemek için atanan işlem denetçisi veya işlem denetçilerine verilmeli ve şirketin kuruluşunun Kanun’a uygun olduğunu teyit eden işlem denetçisi raporu alınmalıdır.

1- Esas sözleşme

2- Kurucular beyanı

3- Ayni sermaye konuluyor ise mahkemece atanan bilirkişiler tarafından düzenlenen değerleme raporu

4-Nakdi sermaye konuluyor ise taahhüt edilen sermayenin en az % 25’inin bankaya yatırıldığına dair banka mektubu

5- Şirketin kuruluşu Bakanlığın iznine tabi ise Bakanlığın izin yazısı

9.Adım: 8.Adımda sayılan belgeler ile işlem denetçisi raporu kuruluş dosyasına konulmalı ve şirketin tescili ve ilanı için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğüne başvuru yapılmalıdır.

10.Adım: 9. Adımda belirtilen başvuru, şirketin kuruluşu Bakanlığın iznine tabi ise Bakanlıktan izin alınmasını izleyen 30 gün içinde, Bakanlığın iznine tabi değil ise esas sözleşmedeki imzaların noterce onaylanmasını izleyen otuz gün içinde yapılmalıdır.

 5- YENİ TTK’ya göre; anonim şirket hangi tarihte kurulmuş sayılacak, hangi tarihte tüzel kişilik kazanacaktır?

Anonim şirket, kurucuların esas sözleşmedeki imzalarının noterce onaylandığı tarihte kurulmuş sayılacaktır. Ancak, kurulan şirketin hakları elde edebilmesi ve borçları üstlenebilmesi için tüzel kişilik kazanması gerekmektedir. Şirket, ticaret siciline tescil edildiği tarihte tüzel kişilik kazanacaktır.

6- Anonim şirketlerin kuruluşunda, YENİ TTK, ESKİ TTK’ dan farklı olarak hangi işlemlerin yapılması şartını getirmiştir?

YENİ TTK, anonim şirketin kurulabilmesi için ESKİ TTK’dan farklı olarak aşağıda belirtilen işlemlerin yapılması şartını getirmiştir.

1- Sermayenin, kurucu veya kurucular tarafından nakden taahhüt edilmesi halinde bu sermayenin en az % 25’i, şirketin tescili öncesinde bankaya yatırılmalı ve bu durum alınacak banka mektubu ile ispat edilmelidir. Örneğin, anonim şirketin esas sermayesi esas sözleşmede 200.000 TL olarak belirlenmiş ve bu sermayenin de kurucular tarafından nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise taahhüt edilen sermayenin en az % 25’ine tekabül eden 50.000 TL’nin şirketin tescili öncesinde kurucu veya kurucular tarafından şirket adına ve sadece şirket tarafından kullanılabilecek şekilde bankaya yatırılması gerekmektedir. Bu şartın yerine getirilmemiş olması halinde Ticaret Sicili Müdürü şirketin tesciline ilişkin talebi reddedecektir.

2- Anonim şirketin, kuruluş işlemleri işlem denetçisince incelenmeli ve kuruluş raporunda, şirketin Kanun’a uygun şekilde kurulduğu açıklanmalıdır.

3- Kurucular Beyanı, Kanun’a uygun içerikte kurucular tarafından hazırlanmalı ve imzalanmalıdır.

   7- Anonim şirketin kuruluş işlemlerini denetleyecek işlem denetçisi tarafından hangi hususlar incelenecektir?

Anonim şirketin kuruluşunu inceleyen işlem denetçisi veya işlem denetçilerince aşağıda yer verilen hususlar incelenecektir.

1- Payların tamamının, kurucular tarafından taahhüt edilip edilmediği,

2- Nakdi sermaye konuluyor ise bu sermayenin en az % 25’inin bankaya yatırılıp yatırılmadığı ve buna ilişkin banka mektubunun kuruluş belgeleri arasında yer alıp almadığı,

3- Ayni sermaye konuluyor ise bunların değerlerinin mahkemece atanan bilirkişilerce tespit edilip edilmediği, düzenlenen değerleme raporunun mahkemece bir kararla onaylanıp onaylanmadığı,

4- Kurucu menfaatlerinin Kanun’a uygun olup olmadığı,

5- Kurucular beyanı ile ilgili açık bir uygunsuzluğun, aşırı değerlemenin, işlemlerde görünür bir yolsuzluğun bulunup bulunmadığı,

6- Kuruluş belgelerinin mevcut olup olmadığı,

7- Gerekli noter onaylarının ve izinlerinin alınıp alınmadığı.

 8- Kimler işlem denetçisi olarak görev yapabilecektir?

Anonim şirketin kuruluş işlemleri, konusunda uzman kişiler tarafından denetlenebilecektir. Kimlerin işlem denetçisi olarak görev yapabileceği, bu kişilerin çalışma esasları, denetimleri sonucunda düzenleyecekleri raporların şekli ve içeriği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılacak bir tebliğle düzenlenecek ve Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.

 9- Anonim şirketin kuruluşuna yönelik olarak YENİ TTK ile getirilen düzenlemeler hangi tarihte yürürlüğe girecektir?

Anonim şirketin kuruluşuna yönelik YENİ TTK ile getirilen düzenlemeler, 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tarihten sonra kurulacak anonim şirketlerin ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanabilmeleri için; ayni sermaye konulacak ise bunların değerlerinin mahkemece atanan bilirkişilere tespit ettirilmesi, esas sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve imzalanması, gerekli noter onaylarının yaptırılması, nakdi sermaye konulacak ise taahhüt edilen sermayenin en az %25’inin şirketin tescili öncesinde bankaya yatırılması, kurucular beyanının hazırlanarak imzalanması, şirketin kuruluşu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabi ise adı geçen Bakanlıktan izin alınması ve kuruluş işlemlerinin de işlem denetçisine denetlettirilmesi gerekmektedir.

 10- Kuruluş işlemlerine, 1 Temmuz 2012 öncesinde başlanılmasına karşın bu tarih öncesinde ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanmamış olan anonim şirketlerin kuruluş işlemleri, ESKİ TTK’ya mı yoksa YENİ TTK’ya mı tabi olacaktır?

6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 21 inci maddesinde; YENİ TTK’nın anonim ve limited şirketlerin kuruluşuna ilişkin hükümlerinin, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren hemen uygulanacağı, ancak, YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2012 tarihinde, kuruluş hâlinde bulunan anonim şirketlerde esas sözleşmenin yapılmış ve kurucuların imzaları noter tarafından onaylanmışsa, bu onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için ticaret siciline başvurulduğu takdirde, kuruluşa ESKİ TTK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC İnşaat Anonim Şirketi’nin esas sözleşmesindeki imzalar, noterce 30 Haziran 2012 tarihinde onaylanmıştır.

Kurucular en geç 31/7/2012 tarihine kadar şirketin tescili için yetkili Ticaret Sicili Müdürlüğüne başvuru yaparlar ise şirketin kuruluşu ESKİ TTK’ya, 31/7/2012 veya bu tarih sonrasında başvuru yaparlar ise YENİ TTK’ya tabi olacaktır.

Şirketin kuruluşuna ESKİ TTK hükümlerinin uygulanabilmesi için birinci şart; şirketin kuruluşuna yönelik esas sözleşmenin YENİ TTK’nın yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012 tarihi öncesinde yapılmış ve kurucuların imzalarının noter tarafından onaylanmış olması, ikinci şart da imzaların noterce onaylandığı tarihten itibaren bir ay içinde şirketin tescili için ticaret siciline başvuru yapılmış olmasıdır.

Bu durum, şirketin kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012 öncesinde başlanılmasına karşın 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle tescil edilmemiş şirketler için geçerlidir. Eğer şirket tescil edilerek tüzel kişilik kazanmış ise kuruluş işlemleri de tamamlanmış olacağından bu düzenleme tescil edilen şirketleri kapsamayacaktır.

 11- YENİ TTK’ya göre, nakden taahhüt edilen sermayenin en az % 25’inin şirketin tescili öncesinde bankaya yatırılması gerekmektedir. Sermayenin ödenmeyen % 75’lik kısmı hangi sürede şirkete ödenmek durumundadır?

YENİ TTK’ya göre, % 75’lik kısmın, şirketin tescilini izleyen 24 ay içerisinde ödenmesi gereklidir. Örneğin, şirketin sermayesi 500.000 TL olarak belirlenmiş ve bu tutarın % 25’ine tekabül eden 125.000 TL’si şirketin tescili öncesinde şirket adına bankaya yatırılmıştır. Şirket 1/8/2012 tarihinde tescil edilmiştir. Bu durumda, 375.000 TL tutarındaki sermayenin en geç 1/8/2014 tarihine kadar taahhüt edenler tarafından şirkete ödenmesi gerekir.

 12- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketler, esas sözleşmelerinde sayılan işletme konuları dışında kalan ticari bir işlemi yapabilecekler midir?

ESKİ TTK’ya göre, anonim şirketler esas sözleşmelerinde sayılan işletme konuları dışında kalan ticari bir işlemi yapamıyorlardı. Bu kurala “ultra vires” denilmekteydi ve bu kural nedeniyle de örneğin bir anonim şirket işletme konusu içinde otel işletmeciliği yoksa uygun şartlarda satışa çıkarılan bir oteli işletmek üzere satın alamıyordu. Oteli satın alabilmek için ise genel kurul toplantısı yapmak ve esas sözleşmesindeki işletme konularına otel işletmeciliğini de ekletmek durumunda kalıyordu. Bu süre içinde de otelin bir başkası tarafından satın alınmış olması durumunda karşısına çıkan bu fırsattan anılan kural nedeniyle yararlanamamış oluyordu.

YENİ TTK, “ultra vires” diye adlandırılan bu kuralı kaldırmıştır. 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren bir anonim şirket, esas sözleşmesindeki işletme konuları arasında örneğin otel işletmeciliği yer almasa bile satışa çıkarılan oteli alabilecektir.

 13- YENİ TTK’ya göre; anonim şirket pay sahiplerinin (ortakların) şirkete borçlanamayacakları, borçlanırlarsa da cezalandırılacakları doğru mu?

YENİ TTK’da, iştirak taahhüdünden doğan borç hariç pay sahiplerinin (ortakların) şirkete borçlanması yasaklanmıştır. İştirak taahhüdünden doğan borçtan anlaşılması gereken, gerek şirketin kuruluşunda gerekse de sermayesini artırması sırasında pay sahipleri (ortaklar) tarafından şirkete ödenmesi taahhüt edilen borçtur. Örneğin, şirket esas sermayesini 50.000 TL’den 100.000 TL’ye yükseltmiş ise ortakların sermaye artırımı nedeniyle şirkete ödemek durumunda oldukları 50.000 TL, iştirak taahhüdünden doğan borç olup bu durum yasak kapsamında bulunmamaktadır.

Eğer borç şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş ise ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulmuşsa, bu durum da borçlanma yasağının dışında kalmaktadır.

Örneğin, hazır beton üretimi yapan anonim şirketin ortaklarından Bay (A) konut üretimiyle iştigal etmektedir. Anonim şirket, 1 ton hazır betonu 5 taksitte 5.000 TL’ye satmaktadır. Bay (A)’da ortağı olduğu şirketten 1 ton hazır betonu 5 taksitte 5.000 TL’ye almış ve şirkete borçlanmıştır. Bu durum borçlanma yasağı kapsamına girmemektedir. Çünkü, Bay (A) da ortağı olduğu şirkete, diğer müşterilere uygulanan şartlardan borçlanmıştır. Ancak, Bay (A) 1 ton hazır betonu 5 taksitte 4.000 TL’ye veya 1 ton hazır betonu 5.000 TL’den almakla birlikte 8 taksitte satın alırsa bu durumlarda borçlanma yasağını ihlal etmiş olacaktır.

Yine, Bay (A)’nın herhangi bir ticari işe dayanmaksızın şirketten borç alması borçlanma yasağına aykırılık oluşturmaktadır.

YENİ TTK’da borçlanma yasağına aykırı davranan ortakların, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları hüküm altına alınmıştır.

 14- Borçlanma yasağına aykırı olarak şirkete borçlanan pay sahipleri (ortakları) hakkında uygulanacak adli para cezasının Türk Lirası karşılığı ne kadardır?

YENİ TTK’da, borçlanma yasağına aykırı davranan pay sahiplerinin (ortakların) üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi şeklinde tanımlanmıştır.

Hâkim tarafından, bir gün karşılığı olan adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olarak takdir edilecektir.

Bu durumda, söz konusu yasağın ihlal edilmesi durumunda Devlet Hazinesine ödenmesi gereken en az ceza tutarı 6.000 TL (300 gün x 20 TL), en fazla ceza tutarı da 73.000 TL (730 gün x 100 TL) olacaktır.

 15- Borçlanma yasağı hangi tarihte uygulamaya girecektir?

Pay sahiplerinin (ortakların) şirkete borçlanma yasağı 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren uygulamaya girecektir. Anılan tarih sonrasında borçlanma yasağına aykırı şekilde şirketten borç alan pay sahipleri cezai müeyyideye tabi olacaklardır.

 16- 1 Temmuz 2012 öncesinde ortağı olduğu anonim şirkete, borçlanma yasağı kapsamında borcu bulunan ortaklar, bu borçlarını hangi tarihe kadar şirkete ödemek zorundadırlar?

6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 24’üncü maddesinde; YENİ TTK’ya aykırı olarak anonim şirkete borçlu olan pay sahiplerinin bu borçlarını YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdî ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorunda oldukları, borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulmasının bu madde anlamında tasfiye sayılmayacağı, bu süre içinde tasfiye gerçekleşmemişse, bu kişiler hakkında cezai müeyyide uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Konuyu örneklersek, anonim şirket ortağı Ali Bey’in şirkete 300.000 TL borcu bulunmaktadır. Ali Bey’in bu borcunu, şirkete 1 Temmuz 2015 tarihine kadar nakit olarak ödemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Ali Bey cezai müeyyideyle karşılaşacaktır.

 17- YENİ TTK’ya göre; halka açık olmayan anonim şirketlerde de ortaklara kâr payı avansı ödenebilecek mi?

ESKİ TTK’ya göre, ortaklara kâr dağıtımı yapılabilmesi için, şirketin dönem sonunda kâr etmiş olması, Kanun gereği ayrılması gereken yedek akçelerin ayrılmış olması ve bu konuda da genel kurulca karar alınması gerekiyordu.

Bu kurala, halka açık anonim şirketler için Sermaye Piyasası Kanunu ile istisna getirilmiş ve dönem sonunda dağıtılacak kâra mahsuben üçer aylık dönemler halinde oluşan kârların avans olarak ortaklara dağıtılabilmesine olanak tanınmıştır.

Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca sadece halka açık anonim şirketlere tanınan bu imkân YENİ TTK ile halka açık olmayan anonim şirketlere de tanınmıştır. Böylece, bu şirketlerin ortakları da dönem sonunda oluşacak kârdan paylarına düşecek tutarları, dönem sonunu beklemeden avans olarak alabileceklerdir. Kâr payı avansı ödenmesine ilişkin esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılacak bir tebliğle düzenlenecektir.

Kâr payı avansı ödenmesine yönelik uygulamayla esasen borçlanma yasağına istisna getirilmiştir. Çünkü, dönem içindeki faaliyetleri kârlı olan şirketler, ortaklarına dönem sonunu beklemeksizin paylarına düşecek olan kâr payının bir kısmını bölümler halinde avans olarak verebileceklerdir. Bu avans tutarı aslında ortaklara verilen bir borçtur. Avans tutarının, dönem sonunda oluşan ve dağıtılabilir kârdan fazla olması halinde ise fazlaya ilişkin tutarların, ortaklar tarafından şirkete iadesi gerekecektir.

 18- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu en az kaç kişiden oluşacaktır?

ESKİ TTK’ya göre yönetim kurulunun en az üç kişiden oluşması gerekirken, YENİ TTK ile bu sayı bire indirilmiştir. Dolayısıyla, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yönetim kurulu bir kişiden oluşabileceği gibi daha fazla sayıdaki kişiden de meydana gelebilecektir.

 19- YENİ TTK’ya göre; pay sahibi (ortak) olmayan gerçek kişiler, yönetim kurulu üyeliğine seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’ya göre, ortak olmayan kişiler yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmekte ancak bu kişilerin göreve başlayabilmeleri için şirkete ortak olmaları gerekmekteydi.

YENİ TTK ile şirket ortağı olmayan kişiler yönetim kurulu üyesi olarak seçilebilecek ve bu görevlerine de ortak olma şartını yerine getirmeden başlayabileceklerdir.

 20- YENİ TTK’ya göre, şirketin tüzel kişi pay sahipleri (ortakları) yönetim kurulu üyeliğine seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’ya göre, pay sahibi olan tüzel kişiler yönetim kurulu üyeliğine seçilememekte, fakat bunların temsilcisi olan gerçek kişiler yönetim kurulu üyesi seçilebilmekteydi.

YENİ TTK ile tüzel kişi pay sahiplerinin yönetim kurulu üyesi olarak seçilmelerine olanak tanınmıştır.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC İnşaat Anonim Şirketi, DEF Turizm Anonim Şirketi’nin pay sahibidir. ABC İnşaat AŞ, DEF Turizm AŞ’nin genel kurulu tarafından yönetim kurulu üyesi olarak seçilebilecektir. Yönetim kurulu üyesi seçilen ABC İnşaat AŞ, yönetim kurulu toplantılarına kendi adına katılacak olan gerçek kişiyi kendisi belirleyecek, bu kişiyi de istediği zaman değiştirebilecektir.

 21- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kişilerin hangi şartları taşımaları gereklidir?

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu üyeliğine seçilecek gerçek kişiler ile tüzel kişi adına toplantılara katılacak olan gerçek kişinin tam ehliyetli olması gerekmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile YENİ TTK’nın konumuza ilişkin hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yönetim kuruluna seçilecek kişilerin aşağıdaki şartları taşımaları gerekmektedir.

1- Ayırt etme gücüne sahip olması (Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıfl ığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmaması)

2- Ergin olması (18 yaşını doldurmuş olması veya evlenme ya da mahkeme kararıyla ergin kılınmış olması)

3- Kısıtlı olmaması

4- İfl asına karar verilmemiş olması

Türk Medeni Kanunu’na göre, aşağıdaki durumların varlığı halinde ergin olan bir kişinin ehliyeti kısıtlanmaktadır.

1- Akıl hastalığı veya akıl zayıfl ığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanmaktadır.

2- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanmaktadır.

3- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanmaktadır.

4- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilmektedir.

 22- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kişilerin yüksek öğrenim görmüş olmaları zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması gerekmektedir. Tek üyeli yönetim kurullarında ise bu zorunluluk aranmayacaktır.

2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 3 üncü maddesine göre, yükseköğretim; milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitimin ve öğretimin tümü şeklinde; ön lisans da ortaöğretim yeterliliklerine dayalı, en az iki yıllık bir programı kapsayan nitelikli insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan veya lisans öğretiminin ilk kademesini teşkil eden yükseköğretim şeklinde tanımlanmıştır.

Dolayısıyla, yönetim kurulu üyeliğine seçilebilecek kişilerin yüksek öğrenim görmüş olma şartını yerine getirmiş sayılabilmeleri için en az ön lisans düzeyinde eğitim veren yükseköğretim kurumlarını bitirmiş olmaları bir başka deyişle ön lisans diplomasına sahip olmaları gerekmektedir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu bir kişi ise bu kişinin yükseköğrenimli olması gerekmemektedir. Bu şirketin yönetim kurulu 4 kişi ise bu durumda 4’ün, ¼’ü, 1 olduğundan en az 1 kişinin yükseköğrenimli olması gerekmektedir.

 

23- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu bir kişiden oluşuyorsa bu kişinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu bir kişiden oluşuyorsa bu kişinin yerleşme yerinin Türkiye’de olması ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması şarttır. Eğer yönetim kurulu birden fazla kişiden oluşuyor ise temsile yetkili en az bir üyenin de yerleşim yerinin Türkiye’de olması ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekmektedir.

24- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeleri en çok kaç yıl görev yapmak üzere seçilebileceklerdir?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’da da yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilebileceklerdir. Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa görev süresi sona eren kişiler tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçilebileceklerdir.

 25- YENİ TTK’ya göre; esas sözleşmeyle atanan veya genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyeliğine seçilen kişiler görevden alınabilir mi?

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu üyeleri ister esas sözleşmeyle atanmış olsunlar ister genel kurul kararıyla seçilmiş olsunlar, gündemde görevden alınmaya yönelik madde bulunsun veya gündemde bu yönde madde bulunmamakla birlikte haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilecekledir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle 3 yıl süreyle görev yapmak üzere atanmışlardır. Bu kişiler, genel kurul gündeminde madde olması veya madde olmasa dahi haklı bir sebebin varlığı halinde (yolsuzluk yapmaları, birçok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük gibi) genel kurul kararıyla görevden alınabileceklerdir.

 26- YENİ TTK yürürlüğe girdiğinde, görevde olan yönetim kurulu üyeleri bu görevlerine devam edebilecekler mi?

6103 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinde; YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin, görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hâli hariç, sürelerinin sonuna kadar görevlerine devam edecekleri, ancak, tüzel kişinin temsilcisi olarak yönetim kurulu üyesi seçilmiş bulunan gerçek kişinin, YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde istifa edeceği, onun yerine tüzel kişinin ya da başkasının seçilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu 4 kişiden oluşmaktadır ve bu kişiler şirketin 20 Mart 2012 tarihli genel kurul toplantısında 3 yıl süreyle görev yapmak üzere seçilmişlerdir. Bu kişilerin hiçbiri yükseköğrenimli değildir. Bu durumda, seçilen kişiler görevlerine 21 Mart 2015 tarihine kadar devam edebileceklerdir. Seçilen yönetim kurulu üyelerinden bir veya birkaçı şirketin tüzel kişi ortaklarını temsilen seçilmiş iseler bu durumda bu kişilerin 1 Ekim 2012 tarihine kadar istifa etmeleri gerekmektedir. İstifa suretiyle boşalan kişilerin yerine de şirket genel kurulunca ya şirket ortağı olan tüzel kişi ya da başkaları seçilmelidir.

 27- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulunca bir karar alınabilmesi için en az kaç üyenin toplantıda hazır olması ve en az kaç üyenin aynı yönde oy kullanması gerekmektedir?

ESKİ TTK’ya göre, yönetim kurulunun bir karar verebilmesi için, üyelerin en az yarısından bir fazlasının toplantıda hazır olması ve kararların da toplantıya katılan üyelerin çoğunluğuyla alınması gerekiyordu.

YENİ TTK’ya göre, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanıp, kararlarını da toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alabilecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse; ESKİ TTK’ya göre, 5 kişiden oluşan yönetim kurulu en az 4 kişiyle (5÷2=2,5 +1=3,5 » 4) toplanabilecek ve en az 3 kişinin aynı yöndeki oyuyla karar alabilecek iken YENİ TTK’ya göre, en az 3 kişiyle (5÷2=2,5 » 3) toplanabilecek ve en az 2 kişinin aynı yöndeki oyuyla karar alabilecektir.

Oylarda eşitlik olması durumunda konu gelecek toplantıya bırakılacak, ikinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılacaktır. Örneğin, 4 kişiden oluşan yönetim kurulu, şirkete ait bir taşıtın satılması konusunu görüşmek üzere toplanmışlar ve 2 üye taşıtın satılması, 2 üye de taşıtın satılmaması yönünde oy kullanmış ise bu konuda karar alınmayacak ve konu gelecek toplantıya bırakılacaktır. İkinci toplantıda, 3 kişi taşıtın satılması yönünde oy kullanırsa taşıt satılabilecek yine eşitlik olması halinde taşıtın satılmasına yönelik öneri reddedilmiş olacak bir başka deyişle taşıt satışı yapılamayacaktır.

28- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek mi?

YENİ TTK’ya göre, esas sözleşmede düzenlenmiş olmak kaydıyla, yönetim kurulu toplantıları tüm üyelerin bu toplantıya elektronik ortamda katılmaları veya bazı üyelerin fiziken mevcut oldukları toplantılara diğer üyelerin elektronik ortamda katılımıyla da icra edilebilecektir. Böylece, yönetim kurulu üyeleri fiziki olarak bir araya gelmeden de toplantı yapıp karar alabileceklerdir. Bu toplantılarda alınan kararların geçerli olabilmesi için de 27.soruda yer verilen çoğunlukların sağlanması gerekmektedir.

 29- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeleri toplantılara vekil aracılığıyla katılabilecekler mi, toplantılarda birbirlerini temsilen oy kullanabilecekler mi?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’ya göre de yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen toplantılarda oy kullanamayacaklar ve toplantılara da vekil aracılığıyla katılamayacaklardır. Bir başka deyişle, yönetim kurulu üyelerinin gerek fiziki gerekse de elektronik ortamda yapılacak toplantılara bizzat katılmaları ve oylarını da bizzat kullanmaları gerekmektedir.

 30- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeleri şirketin iş ve işlemleriyle ilgili bilgi alma ve inceleme yapma haklarını nasıl kullanabileceklerdir?

YENİ TTK’ya göre, her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında yönetim kurulu toplantısında;

1- Bilgi isteyebilecek,

2- Soru sorabilecek,

3- İnceleme yapabilecektir.

Her üye, yönetim kurulu toplantısında; herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesini, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesini ve tartışılmasını ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınmasını talep edebilecektir.

Yine, her bir üye, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerin ve komitelerin yönetim kurulu toplantılarında hazır bulunmalarını, bilgi sunmalarını ve sorulan sorulara cevap vermelerini isteyebilecektir.

Ayrıca, her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilecek ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını da isteyebilecektir.

 31- YENİ TTK’ya göre; bilgi alma ve inceleme yapma hakkı, yönetim kurulunun diğer üyelerince engellenen yönetim kurulu üyesi ne yapmalıdır?

Şirketin iş ve işlemleriyle ilgili olarak bilgi alma ve inceleme yapma hakkı engellenen yönetim kurulu üyesi, bu haklarını kullanabilmek için şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilecektir.

Yapılan başvuru, mahkemece dosya üzerinden incelenecek ve karara bağlanacaktır. Mahkemenin konu hakkındaki kararı kesindir.

 32- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyelerinin mali hakları nelerdir?

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilecektir.

 

33- YENİ TTK’ya göre; yönetim kurulu üyeleri veya bunların yakınları şirkete borçlanabilirler mi?

YENİ TTK’ya göre;

1- Yönetim Kurulu üyelerinin,

2- Yönetim Kurulu üyelerinin, alt ve üst soyundan birisinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının,

3- Yönetim Kurulu üyelerinin veya bunların alt ve üst soyundan birisinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ve en az yüzde yirmisine katıldıkları sermaye şirketlerinin, şirkete nakit veya ayın olarak borçlanmaları yasaklanmıştır. Ayrıca, bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz.

Anılan yasağa aykırı davranan yönetim kurulu üyeleri ile bunların yakınları hakkında en az 6.000 TL en fazla da 73.000 TL tutarında adli para cezası uygulanacaktır.

 

34- Genel kurul tarafından seçilen ve şirketi denetleyen murakıplar

YENİ TTK ile kaldırıldı mı?

ESKİ TTK’ya göre, anonim şirketin işlemleri, genel kurul tarafından şirket ortağı olan veya olmayanlar arasından seçilen en az bir, en çok da beş kişiden oluşan murakıplarca denetleniyordu.

YENİ TTK, bu denetim sistemini dolayısıyla da bu denetimi yerine getirmek üzere genel kurulca şirket ortağı olan veya olmayanların murakıp olarak seçilmesine ilişkin düzenlemeleri yürürlükten kaldırmış ve anonim şirketlerin konusunda uzman kişilerce denetlenmesini hüküm altına alarak anonim şirketleri bağımsız denetim kapsamına almıştır.

 

35- Bağımsız denetim nedir?

Anonim şirketin finansal tablolarının ve diğer finansal bilgilerinin gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığının tespit edilebilmesi için şirkete ait defter, kayıt ve belgelerin incelenmesidir.

Örneğin, şirket bilançosunda; kasada 100.000 TL, Bankalarda 500.000 TL olduğu ve şirketin de 1.000.000 TL kâr ettiği bilgileri yer alıyor ise bu bilgilerin doğruluğu ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, bağımsız denetim kapsamında incelenecektir.

 

36- Anonim şirketin bağımsız denetimi kim veya kimler tarafından yerine getirilecektir?

Anonim şirketin bağımsız denetimi, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren bir veya birden fazla bağımsız denetçi ya da bağımsız denetim kuruluşu tarafından yerine getirilecektir. Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşu şirket genel kurulunca seçilecektir.

 

37- Kimler bağımsız denetçi olabilecektir?

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca, bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilen Yeminli Mali Müşavirler veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler bağımsız denetçi olarak görev yapabileceklerdir. Yetkilendirilen kişiler, Kurumun internet sitesinden ilan edileceklerdir.

 

38- Bağımsız denetim kuruluşu nedir?

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca, bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilen sermaye şirketleri, bağımsız denetim kuruluşudur. Bu kuruluşlar da Kurumun internet sitesinde ilan edileceklerdir.

 

 

39- ESKİ TTK’ya göre seçilen murakıpların görevleri hangi tarihte sona erecektir?

ESKİ TTK’ya göre seçilmiş olan murakıpların görevleri, YENİ TTK uyarınca bağımsız denetçinin veya bağımsız denetim kuruluşunun şirket genel kurulunca seçilmesiyle birlikte sona erecektir. Bağımsız denetçinin de en geç 1 Mart 2013 tarihine kadar seçilmesi zorunludur.

Konuyu örneklemek gerekirse, YENİ TTK’ya göre şirketi denetleyecek bağımsız denetçi 31 Ocak 2013 tarihinde seçilmiş ise ESKİ TTK’ya göre seçilmiş olan murakıp veya murakıpların görevleri bu tarih itibariyle sona erecektir.

 

40- Hangi anonim şirketler, bağımsız denetimlerini yaptırmak üzere bir bağımsız denetim kuruluşunu seçmek zorundadırlar?

Halka açık anonim şirketler, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri, emeklilik fonları, ihraççılar ve sermaye piyasası kurumları ile faaliyet alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca kamu yararını ilgilendiren kuruluş olarak değerlendirilen anonim şirketlerin bağımsız denetimi, bağımsız denetim kuruluşunca yerine getirilecektir.

Yukarıda sayılan anonim şirketler dışında kalan anonim şirketler ise bağımsız denetimlerini yaptırmak üzere Kurum tarafından yetkilendirilmiş bir bağımsız denetim kuruluşunu seçebilecekleri gibi yine Kurumca bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilmiş olan bir veya birden fazla Yeminli Mali Müşaviri ya da Serbest Muhasebeci Mali Müşaviri de bağımsız denetçi olarak seçebileceklerdir.

 

41- Bağımsız denetçi veya bağımsız denetim kuruluşu tarafından neler denetlenecektir?

Anonim şirketin; a) Finansal tabloları (1- Bilanço, 2-Gelir Tablosu, 3- Nakit Akış Tablosu, 4- Özkaynak Değişim Tablosu ve 5-Dipnotlar), b) Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu ve c) Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Sisteminin işleyişi denetlenecektir.

 

42- Bağımsız denetçi veya bağımsız denetim kuruluşunca finansal tabloların denetimi sonucunda düzenlenecek rapor, hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

Finansal tabloların denetimi sonucunda düzenlenecek rapor;

1) Defter tutma düzeninin ve finansal tabloların Kanun ile esas sözleşmenin finansal raporlamaya ilişkin hükümlerine uygun olup olmadığını,

2) Yönetim kurulunun bağımsız denetçi tarafından denetim kapsamında istenen açıklamaları yapıp yapmadığını ve belgeleri verip vermediğini,

3) Defterlerin öngörülen hesap planına uygun tutulup tutulmadığını,

4) Finansal tabloların, Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde, şirketin malvarlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığını, açıkça ifade edecektir. Hazırlanan rapor imzalandıktan sonra yönetim kuruluna sunulacaktır.

 

43- Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporunun denetimi sonucunda düzenlenecek rapor hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

Raporda; yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığına ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığına ilişkin açıklamalara yer verilecektir.

YENİ TTK’ya göre, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun aşağıdaki unsurları içermesi gerekmektedir:

1- Şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile finansal durumu; doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılacaktır.

2- Şirketin finansal durumu, finansal tablolara göre değerlendirilecektir.

3- Şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere açıkça işaret edilecektir.

4- Faaliyet yılının sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve özel önem taşıyan olaylar meydana gelmiş ise bunlar belirtilecektir.

5- Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmalarının neler olduğu gösterilecektir.

6- Yönetim Kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilere ödenen ücret, prim, ikramiye gibi malî menfaatler, ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri, aynî ve nakdi imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatlar bu raporda belirtilecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse; yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunda, şirketin zararı 500.000 TL, satışları 2.000.000 TL, yönetim kurulu üyelerine ödenen ücretler 100.000 TL olarak gösterilmiş ise bağımsız denetçi bu tutarların finansal tablolarla uygun olup olmadığını raporunda belirtecektir.

 

44- Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Sisteminin, denetimi sonucunda düzenlenecek rapor hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

YENİ TTK’ya göre; pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür. Diğer şirketlerde bu komite denetçinin gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde derhal kurulacaktır. Kurulan komite ilk raporunu, kurulmasını izleyen ayın sonunda verecektir.

Komite, yönetim kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirecektir ve varsa tehlikelere işaret ederek, çareleri gösterecektir. Bu Rapor bağımsız denetçiye de yollanacaktır.

Bağımsız denetçi raporunda; yönetim kurulu tarafından, şirketi tehdit eden veya edebilecek nitelikteki riskleri zamanında belirlemeye uygun bir sistem kurulup kurulmadığını, kurulmuşsa bu sistemin yapısını ve uygulamalarını açıklayacaktır.

 

45- YENİ TTK’ ya göre; bağımsız denetçi hangi sürede seçilmek zorundadır?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçinin her faaliyet dönemi için ve her faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilmesi şarttır. Seçimden sonra, yönetim kurulu, gecikmeksizin denetleme görevini hangi bağımsız denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirecek ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilân edecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC Anonim Şirketi, kamu yararını ilgilendiren bir kuruluş ise (banka, halka açık anonim şirket, sigorta şirketi gibi) ve faaliyet dönemi 31/12/2013 tarihinde sona eriyorsa, bir bağımsız denetim kuruluşunu en geç 1/4/2014 tarihine kadar yapacağı genel kurul toplantısında seçecek, kamu yararını ilgilendiren kuruluş değil ise bir bağımsız denetim kuruluşunu ya da bir veya birden fazla bağımsız denetçiyi yine 1/4/2014 tarihine kadar yapacağı genel kurul toplantısında seçecektir.

 

46- Bağımsız denetçi, anonim şirket genel kurulunca faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilmemiş ise bağımsız denetçi kim tarafından atanacaktır?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçi, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilmemiş ise bu durumda bağımsız denetçi, yönetim kurulunun, her bir yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından atanacaktır. Mahkemenin bağımsız denetçi atanmasına ilişkin kararı kesindir.

47- Seçilen bağımsız denetçi, hangi şartların varlığında görevinden ayrılabilecektir?

Anonim şirket genel kurulunca, bağımsız denetim yapmak üzere seçilen bağımsız denetçi ancak haklı bir sebebin varlığı halinde (ücretinin ödenmemesi, gerekli bilgi ve belgelerin verilmemesi gibi) veya hakkında görevden alınma davası açılması halinde görevinden ayrılabilecektir.

 

48- Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşları hangi hallerin varlığında, anonim şirket genel kurulunca bağımsız denetim yapmak için seçilemeyeceklerdir?

Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşu ve bunun ortaklarından biri ve bunların ortaklarının yanında çalışan veya anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişiler;

A) Denetlenecek şirkette pay sahibiyse;

B) Denetlenecek şirketin yöneticisi veya çalışanıysa veya denetçi olarak atanmasından önceki üç yıl içinde bu sıfatı taşımışsa;

C) Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin, bir ticaret şirketinin veya bir ticarî işletmenin kanunî temsilcisi veya temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya sahibiyse ya da bunlarda yüzde yirmiden fazla paya sahipse yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü derece dâhil, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımı ise;

D) Denetlenecek şirketle bağlantı hâlinde bulunan veya böyle bir şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip olan bir işletmede çalışıyorsa veya denetçisi olacağı şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip bir gerçek kişinin yanında herhangi bir şekilde hizmet veriyorsa;

E) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunmuşsa;

F) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının çıkarılmasında denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunduğu için (E) bendine göre denetçi olamayacak gerçek veya tüzel kişinin veya onun ortaklarından birinin kanunî temsilcisi, temsilcisi, çalışanı, yönetim kurulu üyesi, ortağı, sahibi ya da gerçek kişi olarak bizzat kendisi ise;

G) (A) ilâ (F) bentlerinde yer alan şartları taşıdığı için denetçi olamayan bir denetçinin nezdinde çalışıyorsa,

H) Son beş yıl içinde denetçiliğe ilişkin meslekî faaliyetinden kaynaklanan gelirinin tamamının yüzde otuzundan fazlasını denetlenecek şirkete veya ona yüzde yirmiden fazla pay ile iştirak etmiş bulunan şirketlere verilen denetleme ve danışmanlık faaliyetinden elde etmişse ve bunu cari yılda da elde etmesi bekleniyorsa, şirket genel kurulunca bağımsız denetçi olarak seçilemeyeceklerdir.

Bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi yedi yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse, o denetçi en az iki yıl için değiştirilecektir.

Bağımsız denetçi, denetleme yaptığı şirkete, vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında, danışmanlık veya hizmet veremeyecek ve bunu bir yavru şirketi aracılığıyla da yapamayacaktır.

 

49- YENİ TTK’ya göre; bağımsız denetim sırasında yönetim kurulu üyelerinin yükümlülükleri nelerdir?

Şirket yönetim kurulu;

1- Finansal tabloları ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu düzenlettirip onaylayarak, gecikmeksizin, bağımsız denetçiye verecektir.

2- Yönetim Kurulu, şirketin defterlerinin, yazışmalarının, belgelerinin, varlıklarının, borçlarının, kasasının, kıymetli evrakının, envanterinin incelenerek denetlenebilmesi için denetçiye gerekli imkânları sağlayacaktır.

 

50- YENİ TTK’ya göre; bağımsız denetim sırasında bağımsız denetçinin yetkileri nelerdir?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçi; şirketin defterlerinin, yazışmalarının, belgelerinin, varlıklarının, borçlarının, kasasının, kıymetli evrakının ve envanterinin incelenmesi için anılan belgelerin kendisine ibrazını, özenli bir denetim için gerekli olan tüm bilgilerin kendisine verilmesini ve işlemlere dayanak oluşturan belgelerin tarafına sunulmasını istemeye yetkilidir.

 

51- Bağımsız denetçiler denetim sonucunda kaç tür görüş yazısı düzenleyeceklerdir?

Bağımsız denetçiler;

– Şirketin finansal tablolarının doğru olduğunu, malvarlığı ile finansal duruma ve kârlılığa ilişkin resmin gerçeğe uygun bulunduğunu ve tabloların bunu dürüst bir şekilde yansıttığı sonucuna ulaştıklarında “OLUMLUGÖRÜŞ”,

– Finansal tabloların şirketin yetkili kurullarınca düzeltilebilecek aykırılıklar içerdiği ve bu aykırılıkların tablolarda açıklanmış sonuca etkilerinin kapsamlı ve büyük olmadığı durumlarda “SINIRLANDIRILMIŞ OLUMLU GÖRÜŞ”,

– Şirketin finansal tablolarının doğru olmaması, malvarlığı ile finansal duruma ve kârlılığa ilişkin resmin gerçeğe uygun bulunmaması halinde ise “OLUMSUZ GÖRÜŞ”, vereceklerdir.

Şirket defterlerinde, denetlemenin uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varılmasına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması hâlinde bağımsız denetçi görüş vermekten kaçınabilecektir.

 

52- Bağımsız denetçi tarafından, sınırlı olumlu veya olumsuz görüş verilmesi ya da görüş verilmesinden kaçınılması durumunda hangi işlemler yapılacaktır?

Olumsuz görüş yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda genel kurul, söz konusu finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kâr veya zarar ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar alamayacaktır. Bu hâllerde yönetim kurulu, görüş yazısının kendisine teslimi tarihinden itibaren dört iş günü içinde, genel kurulu toplantıya çağıracak ve görevinden toplantı gününde geçerli olacak şekilde istifa edecektir.

Genel kurul yeni bir yönetim kurulu seçecek ve yeni yönetim kurulu altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatıp, bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunacaktır. Sınırlı olumlu görüş verilen hâllerde genel kurul, gerekli önlemleri ve düzeltmeleri de karara bağlayacaktır.

 

53- Şirket ile bağımsız denetçi arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları nasıl giderilecektir?

Şirket ile bağımsız denetçi arasında şirketin yılsonu hesaplarına, finansal tablolarına ve yönetim kurulunun faaliyet raporuna ilişkin, ilgili kanunun, idarî tasarrufun veya esas sözleşme hükümlerinin yorumu veya uygulanması konusunda görüş ayrılıkları çıkarsa, yönetim kurulunun veya bağımsız denetçinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi dosya üzerinden inceleme yaparak görüş ayrılığını giderecektir. Mahkemenin verdiği karar kesindir. Dava giderleri şirket tarafından ödenecektir.

 

 

54- Bağımsız denetçilerin sorumlulukları nelerdir?

Bağımsız denetçiler, kanunî görevlerini yerine getirmede kusurlu hareket ederlerse hem şirkete hem pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu olacaklardır.

Bağımsız denetçiler ile bağımsız denetim kuruluşunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar. Kasten veya ihmâl ile yükümlerini ihlâl edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ihmâli bulunan kişiler hakkında, verdikleri zarar sebebiyle, her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilecektir.

Sır saklama yükümlülüğünü ihlal eden veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bağımsız denetçiler ayrıca Türk Ceza Kanunu uyarınca cezalandırılacaklardır.

 

55- Anonim şirket tarafından bağımsız denetim yaptırılmamasının sonuçları nelerdir?

Bağımsız denetçi tarafından denetlenmemiş olan finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş sayılacaktır.

 

56- YENİ TTK’ya göre; olağan genel kurul toplantılarının hangi süre içinde yapılması gerekmektedir?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’ya göre de olağan genel kurul toplantısının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerekmektedir. Şirketin faaliyet dönemi 31 Aralık tarihinde sona eriyorsa, olağan genel kurul toplantısının en geç izleyen faaliyet yılının 31 Mart tarihine kadar yapılması gerekmektedir.

Yine, ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK uyarınca da genel kurul gerektiğinde olağanüstü toplanabilecektir.

 

57- Şirket pay sahipleri (ortakları) genel kurul toplantılarına katılmak zorunda mıdır?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’da da ortakların genel kurul toplantılarına katılmaları onlara tanınan bir hak olup ortakların genel kurul toplantılarına katılmak gibi bir yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, YENİ TTK uyarınca, murahhas üyeler (şirket yönetiminin kısmen veya tamamen devredildiği yönetim kurulu üyeleri) ile en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında bulunması şarttır. Ayrıca, bağımsız denetçi ile kendilerini ilgilendiren konularda işlem denetçilerinin de genel kurul toplantısında hazır bulunmaları gerekmektedir.

 

58- Anonim şirket genel kurul toplantılarına, Bakanlık Komiseri (Bakanlık Temsilcisi) katılması uygulaması YENİ TTK uyarınca da devam edecek midir?

ESKİ TTK’ya göre, anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların geçerli olabilmesi için toplantıya Bakanlık Komiserinin katılması ve toplantı tutanağının da bu kişi tarafından imzalanması gerekiyordu.

Bu zorunluluk, kuruluşlarına Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca izin verilen anonim şirketler için devam edecek, bu şirketler dışında kalan şirketlerde hangi durumların varlığı halinde genel kurul toplantılarına Bakanlık Komiseri (Bakanlık Temsilcisi) katılacağı Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte düzenlenecektir.

 

 

59- YENİ TTK’ya göre, pay sahipleri (ortaklar) şirket ortağı olmayan bir kişiyi genel kurul toplantısında kendilerini temsilen görevlendirebilecekler mi?

ESKİ TTK’ya göre; ortaklar, genel kurul toplantılarındaki oylarını, bizzat katılarak, şirket ortaklarından birini temsilci tayin ederek veya esas sözleşmede aksine hüküm yoksa şirket ortağı olmayan birini de temsilci belirleyerek kullanabiliyorlardı. Şirket ortağı olmayan kişinin genel kurul toplantısına temsilci olarak katılabilmesi için ise esas sözleşmede aksine hüküm olmaması gerekiyordu. Bir başka deyişle, esas sözleşmeyle, şirket ortağı olmayan bir kişinin temsilci olarak genel kurul toplantısına katılması yasaklanabiliyordu. YENİ TTK ile esas sözleşmeyle getirilebilen bu yasak kaldırılmıştır.

 

60- YENİ TTK’ya göre; genel kurul toplantısında bilgi alma veya inceleme istemleri karşılanmayan pay sahipleri (ortaklar) hangi mercie başvurabileceklerdir?

YENİ TTK’ya göre; pay sahipleri (ortaklar) genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; bağımsız denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebileceklerdir. Verilecek bilgilerin, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olması gerekir. Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen veya ertelenen pay sahipleri, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabileceklerdir.

 

61- YENİ TTK’ya göre; azlığın belli konuların incelenmesi amacıyla özel denetçi atanmasına yönelik talebi genel kurulca reddedilirse bu durumda hangi mercie başvuru yapılabilecektir?

YENİ TTK’ya göre; genel kurul özel denetim istemini reddederse, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebileceklerdir.

Dilekçe sahiplerinin; kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanacaktır.

 

62- YENİ TTK’da, genel kurulun yetkilerinde ve görevlerinde değişiklik yapılmış mıdır?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’da da; a) Esas sözleşmenin değiştirilmesi, b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları, c) Kanunda öngörülen istisnalar dışında bağımsız denetçinin ve işlem denetçilerinin seçimi ile görevden alınmaları (ESKİ TTK’da murakıpların seçimi genel kurula bırakılmıştı), d) Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması ve e) Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshine karar verilmesi, genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

ESKİ TTK’dan farklı olarak YENİ TTK ile önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı yetkisi ve görevi de genel kurulun devredilemeyecek görevleri ve yetkileri içine alınmış böylece önemli miktardaki şirket varlığının yönetim kurulu kararıyla satılabilmesine ilişkin uygulamaya son verilmiştir.

63- YENİ TTK’da, genel kurulun toplantıya çağrılma şekline ilişkin değişiklik yapılmış mıdır?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK uyarınca da, genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılacaktır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılacaktır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilecektir.

YENİ TTK ile çağrı şekline getirilen tek değişiklik, çağrı ilanının ayrıca şirketin internet sitesinde de ilan ettirilecek olmasıdır.

 

64- Şirketin tek bir pay sahibi (ortağı) varsa bu durumda genel kurul toplantısı nasıl yapılacaktır?

YENİ TTK ile anonim şirketlerin tek kişiyle kurulabilmesine olanak tanınmıştır. Şirketin tek pay sahibi varsa bu durumda çağrı şekline uyulmadan genel kurul toplantısı yapılabilecek ve bu tek kişi tarafından genel kurula ait tüm yetki ve görevler kullanılabilecektir. Eğer şirketin kuruluşu Bakanlığın iznine tabi ise bu toplantıya Bakanlık Temsilcisi de katılacaktır. Genel kurul kararlarının geçerli olabilmesi için de yazılı olması şarttır.

 

65- YENİ TTK uyarınca çağrı merasimine uyulmadan genel kurul toplantısı yapılabilecek midir?

ESKİ TTK’ya göre, bütün payların sahipleri (ortaklar) veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanıp karar alabiliyorlardı.

Aynı sistem, YENİ TTK ile de sürdürülmüştür. Ancak, genel kurulun karar alabilmesi için tüm ortakların toplantı sürecinde toplantıda bulunmaları gerekmektedir. Örneğin, anonim şirketin 3 ortağı varsa bunların veya temsilcilerinin toplantı sürecinde bir arada olmaları zorunludur. Ortaklardan veya temsilcilerden biri toplantının devamı sırasında toplantıdan ayrılırsa genel kurul karar alabilme yeteneğini kaybedecektir.

 

66- YENİ TTK’ya göre; sermaye artırımının, sermayenin azaltılmasının ve menkul kıymet ihracının işlem denetçilerince incelenmesi zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre, anonim şirketin kuruluş işlemlerinde olduğu gibi sermayenin artırılmasına, azaltılmasına ve menkul kıymet ihracına ilişkin işlemlerin Kanuna uygun olup olmadığının işlem denetçileri tarafından incelenmesi gerekmektedir.

 

67- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketler genel kurul toplantılarını elektronik ortamda yapabilecekler mi?

Anonim şirketler genel kurul toplantılarını elektronik ortamda yapabileceklerdir. Elektronik ortamda yapılacak genel kurul toplantılarına ilişkin usul ve esaslar çıkarılacak tüzükte düzenlenecektir.

 

68- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketlerin internet sitesi kurmaları zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre; her anonim şirket bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa bu sitenin belli bir bölümünü aşağıdaki hususların yayımlanmasına özgülemek zorundadır. Yayımlanacak içeriklerin başlıcaları şunlardır:

a) Şirketçe kanunen yapılması gereken ilanlar.

b) Pay sahipleri ile ortakların menfaatlerini koruyabilmeleri ve haklarını bilinçli kullanabilmeleri için görmelerinin ve bilmelerinin yararlı olduğu belgeler, bilgiler, açıklamalar.

c) Yönetim ve müdürler kurulu tarafından alınan; rüçhan, değiştirme, alım, önerilme, değişim oranı, ayrılma karşılığı gibi haklara ilişkin kararlar; bunlarla ilgili bedellerin nasıl belirlendiğini gösteren hesapların dökümü.

d) Değerleme raporları, kurucular beyanı, payların halka arz edilmesine dair taahhütler, bunlara ait teminatlar ve garantiler; ifl asın ertelenmesine veya benzeri konulara ilişkin karar metinleri; şirketin kendi paylarını iktisap etmesi hakkındaki genel kurul ve yönetim kurulu kararları, bu işlemlerle ilgili açıklamalar, bilgiler, belgeler.

e) Ticaret şirketlerinin birleşmesi, bölünmesi, tür değiştirmesi hâlinde, ortakların ve menfaat sahiplerinin incelemesine sunulan bilgiler, tablolar, belgeler; sermaye artırımı, azaltılması dâhil, esas sözleşme değişikliklerine ait belgeler, kararlar; imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu kararları, menkul kıymet çıkarılması gibi işlemler dolayısıyla hazırlanan raporlar.

f ) Genel kurullara ait olanlar dâhil her türlü çağrılara ait belgeler, raporlar, yönetim kurulu açıklamaları.

g) Şeffaflık ilkesi ve bilgi toplumu açısından açıklanması zorunlu bilgiler.

h) Bilgi alma kapsamında sorulan sorular, bunlara verilen cevaplar, diğer kanunlarda pay sahiplerinin veya ortakların aydınlatılması için öngörülen hususlar.

ı) Finansal tablolar, kanunen açıklanması gerekli ara tablolar, özel amaçlarla çıkarılan bilançolar ve diğer finansal tablolar, pay ve menfaat sahipleri bakımından bilinmesi gerekli finansal raporlamalar, bunların dipnotları ve ekleri.

i) Yönetim kurulunun yıllık raporu, kurumsal yönetim ilkelerine ne ölçüde uyulduğuna ilişkin yıllık değerlendirme açıklaması; yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle yöneticilere ödenen her türlü paralar, temsil ve seyahat giderleri, tazminatlar, sigortalar ve benzeri ödemeler.

j) Denetçi, özel denetçi, işlem denetçisi raporları.

k) Yetkili kurul ve bakanlıkların konulmasını istedikleri, pay sahiplerini ve sermaye piyasasını ilgilendiren konulara ilişkin bilgiler.

 

69- YENİ TTK’ya göre; internet sitesi kurma yükümlülüğü hangi tarihte uygulamaya girecektir?

Anonim şirketlerin internet sitesini kurmaya ilişkin yükümlülükleri, 1 Temmuz 2013 tarihinde uygulamaya girecektir. Bir başka deyişle, her anonim şirket en geç bu tarihe kadar internet sitesini kuracaktır.

Söz konusu yükümlülüğün kasıtlı olarak yerine getirilmemesi halinde ise şirket yönetim kurulu üyeleri cezai müeyyideyle karşılaşabileceklerdir.

 

70- YENİ TTK’ya göre; limited şirketin kurulabilmesi için en az kaç kişi gereklidir?

Limited şirket, bir veya birden fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulabilecektir. ESKİ TTK’ya göre, limited şirket kurulabilmesi için en az iki kurucunun olması gerekirken, YENİ TTK ile bu sayı bire indirilmiştir. Bu bir kişi, gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilecektir. Ancak, ortak sayısı ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK uyarınca da 50’den fazla olamayacaktır.

 

71- YENİ TTK’ya göre; limited şirketin sermayesi asgari kaç Türk Lirası olmalıdır?

Limited şirketin sahip olması gereken asgari sermaye tutarı, ESKİ TTK’da 5.000 Türk Lirası iken YENİ TTK’da bu tutar 10.000 Türk Lirasına çıkarılmıştır. Bu tutar, Bakanlar Kurulunca on kata kadar artırılabilecektir.

72- YENİ TTK’nın yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012 tarihinde asgari sermayesi 10.000 TL’nin altında olan limited şirketler bu sermayelerini hangi tarihe kadar artırmak zorundadırlar?

6103 sayılı Kanun’un 20 nci maddesinde, limited şirketlerin, Türk Ticaret Kanununun yayımı tarihinden (14/2/2011 tarihinde yayımlanmıştır) itibaren üç yıl içinde sermayelerini, 10.000 TL’ye yükseltecekleri, aksi hâlde bu sürenin sonunda infisah etmiş sayılacakları, sermayenin Türk Ticaret Kanununda öngörülen tutara yükseltilmesi için yapılacak genel kurullarda toplantı nisabı aranmayacağı ve kararların toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile alınacağı, bu sürenin birer yıl olmak üzere en çok iki defa Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca uzatılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer verilen hükümden hareketle, eğer şirketin esas sermayesi 10.000 TL’nin altında ise bu durumdaki şirketlerin en geç 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermaye artırımına giderek sermayelerini en az 10.000 TL’ye yükseltmeleri zorunludur. Bu süre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca en çok 14 Şubat 2016 tarihine kadar uzatılabilecektir.

 

73- YENİ TTK’ya göre; limited şirketin kurulabilmesi için hangi işlemler yapılmalıdır?

Limited şirket kurmak isteyen kişi veya kişiler sırasıyla aşağıdaki işlemleri yerine getirmelidirler.

1.Adım: Kurulacak olan limited şirkete; gayrimenkul, marka, patent, taşıt, makine gibi varlıklar sermaye olarak konulacak ise bunların değerlerinin bilirkişiler tarafından belirlenebilmesi için kurulacak şirketin merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvuru yapılmalı ve mahkemece atanan bilirkişiler tarafından düzenlenen “Değerleme Raporu” alınmalıdır.

2.Adım: Kurulacak olan limited şirketin, şirket sözleşmesi, yazılı şekilde hazırlanmalı, kurucu veya kurucular tarafından imzalanmalı ve bu imzalar notere onaylatılmalıdır.

3.Adım: Esas sermayeyi oluşturan payların nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise taahhüt edilen payların karşılıkları nakit olarak ve tamamen ödenmelidir.

4.Adım: Mahkemece atanan bilirkişiler tarafından değerleri belirlenen gayrimenkuller tapu siciline, marka, patent, taşıt gibi varlıklar da özel sicillerine kurucular tarafından şerh verdirilerek şirket adına kaydettirilmeli, taşınırlar da güvenilir bir kişiye tevdi edilmeli ve bu işlemler belgelendirilmelidir.

5.Adım: Kurucular tarafından, gerekçeli, emsal gösteren, karşılaştırmalara yer veren, anlaşılır bir dille yazılan “Kurucular Beyanı” hazırlanmalı ve imzalanmalıdır.

6.Adım: Şirketin tescili için, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline başvuru yapılmalıdır. Başvuru dilekçesine; bütün ortakların adları ve soyadları veya unvanları, yerleşim yerleri, vatandaşlıkları, her ortağın üstlendiği esas sermaye payı ve ödediği toplam tutarlar, ister ortak ister üçüncü kişi olsun, müdürlerin adları ve soyadları veya unvanları ile şirketin ne suretle temsil edileceği yazılmalı, bu dilekçe müdürlerin tümü tarafından imzalanmalı ve aşağıdaki belgeler de bu dilekçeye ek yapılmalıdır.

a) Şirket sözleşmesinin onaylanmış bir örneği.

b) Ekleri ile birlikte kurucular beyanı,

c) Yerleşim yerleri de gösterilerek şirketi temsile yetkili kişileri ve denetçinin seçimini gösterir belge.

Bu başvuru, şirket sözleşmesindeki imzaların noterce onaylanmasını izleyen otuz gün içinde yapılmalıdır.

 

 

 

 

74- YENİ TTK’ya göre; limited şirket hangi tarihte kurulmuş sayılacak, hangi tarihte tüzel kişilik kazanacaktır?

Limited şirket, kurucuların şirket sözleşmesindeki imzalarının noterce onaylandığı ve taahhüt edilen sermayenin nakit kısmının hemen ve tamamen ödenmesiyle kurulmuş sayılacaktır. Ancak, kurulan şirketin hakları elde edebilmesi ve borçları üstlenebilmesi için tüzel kişilik kazanması gerekmektedir. Şirket, ticaret siciline tescil edildiği tarihte de tüzel kişilik kazanacaktır.

 

75- Limited şirketlerin kuruluşunda, YENİ TTK, ESKİ TTK’dan farklı olarak hangi işlemlerin yapılması şartını getirmiştir?

YENİ TTK, limited şirketin kurulabilmesi için ESKİ TTK’dan farklı olarak taahhüt edilen sermayenin nakit kısmının şirketin kurulduğu anda ödenmesi ve kurucular beyanının hazırlanması şartlarını getirmiştir. ESKİ TTK’ya göre, örneğin şirketin esas sermayesi 100.000 TL olarak belirlenmiş, bu sermayenin nakden ödenmesi öngörülmüş ise sermayenin ¼’üne tekabül eden 25.000 TL tescil tarihinden itibaren 3 ay içinde, kalan kısmı da 3 yıl içinde ödenebilmekteydi. TENİ TTK ile 100.000 TL’nin taksitler halinde üç yıl içinde ödenmesine yönelik uygulama kaldırılmış ve 100.000 TL’nin tamamının kuruluş anında nakit olarak şirkete ödenmesi şartı getirilmiştir.

 

76- Limited şirketin kuruluş işlemleri anonim şirketlerde olduğu gibi işlem denetçisi tarafından denetlenecek mi?

YENİ TTK’ya göre; limited şirketlerin kuruluş işlemleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca gerekli görülmesi halinde işlem denetçisi tarafından denetlenecektir.

 

77- Limited şirketin kuruluşuna yönelik olarak YENİ TTK ile getirilen düzenlemeler hangi tarihte yürürlüğe girecektir?

Limited şirketin kuruluşuna yönelik YENİ TTK ile getirilen düzenlemeler, 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tarihten sonra kurulacak limited şirketlerin ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanabilmeleri için, ayni sermaye konulacak ise bunların değerlerinin mahkemece atanan bilirkişilere tespit ettirilmesi, şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve imzalanması, imzaların noter tarafından onaylanması, nakdi sermaye taahhüt edilmiş ise tamamının nakit olarak ödenmesi, kurucular beyanının hazırlanarak imzalanması gerekmektedir.

 

78- Kuruluş işlemlerine, 1 Temmuz 2012 öncesinde başlanılmasına karşın bu tarih öncesinde ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanmamış olan limited şirketlerin kuruluş işlemleri, ESKİ TTK’ya mı yoksa YENİ TTK’ya mı tabi olacaktır?

6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 21 inci maddesinde; YENİ TTK’nın limited şirketlerin kuruluşuna ilişkin hükümlerinin, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren hemen uygulanacağı, ancak, YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2012 tarihinde, kuruluş hâlinde bulunan limited şirketlerde şirket sözleşmesi yapılmış ve kurucuların imzaları noter tarafından onaylanmışsa, bu onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için ticaret siciline başvurulduğu takdirde, kuruluşa ESKİ TTK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC İnşaat Limited Şirketi’nin şirket sözleşmesindeki imzalar, noterce 30 Haziran 2012 tarihinde onaylanmıştır. Kurucular en geç 31/7/2012 tarihine kadar şirketin tescili için yetkili Ticaret Sicili Müdürlüğüne başvuru yaparlar ise şirketin kuruluşu ESKİ TTK’ya, 31/7/2012 veya bu tarih sonrasında başvuru yaparlar ise YENİ TTK’ya tabi olacaktır.

Şirketin kuruluşuna ESKİ TTK hükümlerinin uygulanabilmesi için birinci şart; şirketin kuruluşuna yönelik şirket sözleşmesinin YENİ TTK’nın yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012 tarihi öncesinde yapılmış ve kurucuların imzalarının noter tarafından onaylanmış olması, ikinci şart da imzaların noterce onaylandığı tarihten itibaren bir ay içinde şirketin tescili için ticaret siciline başvuru yapılmış olmasıdır.

Bu durum, şirketin kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012 öncesinde başlanılmasına karşın 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle tescil edilmemiş şirketler için geçerlidir. Eğer şirket tescil edilerek tüzel kişilik kazanmış ise kuruluş işlemleri de tamamlanmış olduğundan bu düzenleme tescil edilen şirketleri kapsamamaktadır.

 

79- YENİ TTK’ya göre; limited şirketler, şirket sözleşmelerinde sayılan işletme konuları dışında kalan ticari bir işlemi yapabilecekler midir?

ESKİ TTK’ya göre, limited şirketler şirket sözleşmelerinde sayılan işletme konuları dışında kalan ticari bir işlemi yapamıyorlardı. Bu kurala “ultra vires” denilmekteydi ve bu kural nedeniyle de örneğin bir limited şirket işletme konusu içinde otel işletmeciliği yoksa uygun şartlarda satışa çıkarılan bir oteli işletmek üzere satın alamıyordu. Oteli satın alabilmek için ise genel kurul toplantısı yapmak ve şirket sözleşmesindeki işletme konularına otel işletmeciliğini de ekletmek durumunda kalıyordu. Bu süre içinde de otelin bir başkası tarafından satın alınmış olması durumunda karşısına çıkan bu fırsattan anılan kural nedeniyle yararlanamamış oluyordu.

YENİ TTK, “ultra vires” diye adlandırılan bu kuralı kaldırmıştır. 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren bir limited şirket, şirket sözleşmesindeki işletme konuları arasında örneğin otel işletmeciliği yer almasa bile satışa çıkarılan oteli alabilecektir.

Ayrıca, YENİ TTK ile limited şirketlerin sigortacılık yapamayacağına yönelik ESKİ TTK’da yer alan yasak kaldırılmıştır.

 

80- YENİ TTK’ya göre; limited şirket ortaklarının şirkete borçlanamayacakları, borçlanırlarsa da cezalandırılacakları doğru mu?

YENİ TTK’da, limited şirket ortaklarının şirkete borçlanmaları yasaklanmıştır. Ancak, borç şirketle, şirketin işletme konusu ve ortağın işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş ise ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulmuşsa, bu durum borçlanma yasağının dışında kalmaktadır.

Örneğin, hazır beton üretimi yapan limited şirketin ortaklarından Bay (A) konut üretimiyle iştigal etmektedir. Limited şirket, 1 ton hazır betonu 5 taksitte 5.000 TL’ye satmaktadır. Bay (A)’da ortağı olduğu şirketten 1 ton hazır betonu 5 taksitte 5.000 TL’ye almış ve şirkete borçlanmıştır. Bu durum borçlanma yasağı kapsamına girmemektedir. Çünkü, Bay (A) da ortağı olduğu şirkete, diğer müşterilere uygulanan şartlardan borçlanmıştır. Ancak, Bay (A) 1 ton hazır betonu 5 taksitte 4.000 TL’ye veya 1 ton hazır betonu 5.000 TL’ye almakla birlikte 8 taksitte, satın almış ise bu durumda borçlanma yasağını ihlal etmiş olacaktır.

Yine, Bay (A)’nın herhangi bir ticari işe dayanmaksızın şirketten borç alması borçlanma yasağına aykırılık oluşturacaktır.

YENİ TTK’da borçlanma yasağına aykırı davranan ortakların, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmaları hüküm altına alınmıştır.

 

81- Borçlanma yasağına aykırı olarak şirkete borçlanan ortaklar hakkında uygulanacak adli para cezasının Türk Lirası karşılığı ne kadardır?

YENİ TTK’da, borçlanma yasağına aykırı davranan ortakların üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacakları hüküm altına alınmış olup söz konusu yasağın ihlal edilmesi durumunda Devlet Hazinesine ödenmesi gereken en az ceza tutarı 6.000 TL en fazla ceza tutarı da 73.000 TL olacaktır.

 

82- Borçlanma yasağı, hangi tarihte uygulamaya girecektir?

Ortakların şirkete borçlanma yasağı 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren uygulamaya girecektir. Anılan tarih sonrasında borçlanma yasağına aykırı şekilde şirketten borç alan ortaklar cezai müeyyideye tabi olacaklardır.

 

83- 1 Temmuz 2012 öncesinde ortağı olduğu limited şirkete borcu olan ortaklar, bu borçlarını hangi tarihe kadar şirkete ödemek zorundadırlar?

6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 24 üncü maddesinde; YENİ TTK’ya aykırı olarak limited şirkete borçlu olan ortakların bu borçlarını YENİ TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdî ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorunda oldukları, borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulmasının bu madde anlamında tasfiye sayılmayacağı, bu süre içinde tasfiye gerçekleşmemişse, bu kişiler hakkında cezai müeyyide uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Konuyu örneklersek, limited şirket ortağı Ali Bey’in şirkete 300.000 TL borcu bulunmaktadır. Ali Bey’in bu borcunu, şirkete 1 Temmuz 2015 tarihine kadar nakit olarak ödemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Ali Bey cezai müeyyideyle karşılaşacaktır.

 

84- YENİ TTK’ya göre; şirketin yönetimi ve temsili için en az kaç kişi müdür olarak seçilebilecektir?

ESKİ TTK’ya göre, şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi yönetmeye ve temsile yetkili kılınmışlardır. Yine, şirket sözleşmesiyle veya genel kurul kararıyla ortaklardan biri veya birden fazlası müdür olarak seçilebilmektedir.

YENİ TTK ile şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi yönetmeye ve temsile yetkili kılınmış sayılacağına ilişkin düzenleme kaldırılmış ve müdür veya müdürlerin şirket sözleşmesiyle atanması veya genel kurul kararıyla seçilmeleri gerektiği hüküm altına alınmıştır.

YENİ TTK uyarınca da ESKİ TTK’da olduğu gibi şirketi yönetmek ve temsil etmek için ortaklardan en az bir kişinin müdür olarak seçilmesi gerekmektedir. Birden fazla kişinin müdür olarak seçilmesi de mümkündür.

 

85- YENİ TTK’ya göre; ortak olmayan kişiler, şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanabilecek veya genel kurulca seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK uyarınca da ortak olmayan kişiler şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanabilecek veya genel kurul tarafından seçilebileceklerdir.

 

86- YENİ TTK’ya göre; şirketin tüzel kişi ortakları müdür olarak seçilebilecekler mi?

ESKİ TTK’ya göre, ortak olan tüzel kişiler müdür seçilememekte, fakat bunların temsilcisi olan gerçek kişiler müdür seçilebilmekteydi.

YENİ TTK ile tüzel kişi ortakların müdür olarak seçilmelerine olanak tanınmıştır.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC İnşaat Limited Şirketi, DEF Turizm Limited Şirketi’nin ortağıdır. ABC İnşaat Limited Şirketi, DEF Turizm Limited Şirketi’nin genel kurulu tarafından müdür olarak seçilebilecektir. Müdür seçilen ABC İnşaat Limited Şirketi, bu görevi yerine getirecek gerçek kişiyi belirleyecektir.

87- YENİ TTK’ya göre; müdür olarak seçilecek kişilerin hangi şartları taşımaları gereklidir?

Gerek ESKİ TTK’da gerekse de YENİ TTK’da şirket sözleşmesiyle veya genel kurul tarafından bir veya daha fazla sayıda kişinin müdür olarak atanabileceği veya görevlendirilebileceği belirtilmesine karşın, müdür olacak kişilerin sahip olmaları gereken ehliyet şartlarına yer verilmemiştir.

YENİ TTK’nın 1 inci maddesinde; Türk Ticaret Kanunu’nun 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz parçası olduğu hüküm altına alınmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişinin kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi için fiil ehliyetine sahip olması şarttır.

Bir kişinin fiil ehliyetine sahip olabilmesi için de;

1- Ayırt etme gücüne sahip olması (Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıfl ığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmaması),

2- Ergin olması (18 yaşını doldurmuş olması veya evlenme ya da mahkeme kararıyla ergin kılınmış olması),

3- Kısıtlı olmaması, gerekmektedir.

Aşağıdaki durumların varlığı halinde de Türk Medeni Kanunu’na göre, ergin olan bir kişinin ehliyeti kısıtlanmaktadır.

1- Akıl hastalığı veya akıl zayıfl ığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.

2- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.

3- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.

4- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

Yukarıda yer verilen açıklamalardan hareketle, müdür olarak seçilecek kişilerin fiil ehliyetine sahip olmaları gerekmektedir.

 

88- YENİ TTK’ya göre; müdürlerden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre, şirket müdürlerinden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması ve bu müdürün de şirketi tek başına temsile yetkili olması şarttır. Ticaret sicili müdürü tarafından, bu şartın yerine getirilmediği tespit edilirse, bu anılan şartın yerine getirilmesi için şirkete uygun süre verilecek, bu süre içinde de gereken yapılmadığı takdirde ticaret sicili müdürünce şirketin feshi mahkemeden istenecektir.

 

89- YENİ TTK’ya göre; şirket müdürleri kaç yıl görev yapmak üzere seçilebileceklerdir?

Gerek ESKİ TTK’da gerekse de YENİ TTK’da müdürlerin hangi süreyle görev yapacaklarına yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda; şirket müdürleri, genel kurulca belirlenen süre kadar görev yapabileceklerdir. Bu süre bir yıl olabileceği gibi 5 yıl, 10 yıl şeklinde de belirlenebilecektir.

 

 

90- YENİ TTK yürürlüğe girdiğinde şirket sözleşmesiyle atanan veya genel kurul kararıyla seçilen müdür veya müdürler görevlerine devam edebilecekler mi?

1 Temmuz 2012 tarihi öncesinde, şirket sözleşmesiyle müdür olarak atanan veya genel kurul tarafından müdür olarak seçilen kişilerin görevleri devam edecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse, 30 Haziran 2012 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazanan ABC İnşaat Limited Şirketi’nin müdürlüğüne 10 yıl süreyle görev yapmak üzere şirket ortaklarından Bay (A) atanmıştır. Bay (A)’nın görevi, 1 Temmuz 2012 tarihinden sonra da devam edecek ve bu görevini genel kurul tarafından değiştirilmemiş ise 10 yıl süreyle yerine getirecek ve bu sürenin sonunda tekrar seçilebilecektir. Bay (A)’nın, genel kurul kararıyla müdür olarak seçilmiş olması halinde de durum değişmeyecektir. Bir başka deyişle, Bay (A) 30 Haziran 2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 10 yıl süreyle görev yapmak üzere seçilmiş ise bu görevine devam edecektir.

 

91- YENİ TTK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ettiği limited şirketlerde durum ne olacaktır?

ESKİ TTK’ya göre, müdür atanmadan da tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil etme hakları bulunmaktaydı.

Ancak, YENİ TTK bu sistemi değiştirmiş ve müdür veya müdürlerin ya şirket sözleşmesiyle ya da genel kurul tarafından atanması şartını getirmiştir. Eğer, ESKİ TTK uyarınca tüm ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsil ediyorlarsa, bu durumda en geç 1 Ekim 2012 tarihine kadar şirket genel kurulunca müdür veya müdürlerin seçilmesi gerekmektedir.

 

92- YENİ TTK’ya göre; müdürler birden fazla ise kararlar hangi çoğunluğun sağlanmasıyla alınabilecektir?

YENİ TTK’ya göre, müdürler birden fazlaysa bunlardan biri genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanacaktır. Birden fazla müdürün varlığı halinde, kararlar çoğunlukla alınacak, eşitlik halinde ise başkanın oyu üstün sayılacaktır.

Konuyu örneklemek gerekirse; müdürler kurulu iki kişiden oluşuyorsa, karar alınabilmesi için 2 kişinin aynı yönde oy vermesi gerekir. Eşitlik halinde müdürler kurulu başkanının oyu üstün tutulduğundan karar müdürler kurulu başkanının oyu istikametinde alınacaktır. Müdürler kurulu üç kişi ise en az 2 kişinin aynı yöndeki oyuyla karar alınacaktır.

 

93- YENİ TTK’ya göre; müdürler kurulu toplantıları elektronik ortamda yapılabilecek midir?

YENİ TTK’ya göre, şirket sözleşmesinde düzenlenmiş olması şartıyla müdürler kurulu toplantıları, tüm müdürlerin elektronik ortamdan katılımıyla yapılabileceği gibi, bazı müdürlerin fiziken mevcut bulundukları bir toplantıya diğer müdürlerin elektronik ortamdan katılmalarıyla da yapılabilecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse; şirket müdürler kurulu Bay (A) ve Bayan (B)’den oluşmaktadır. Şirketin merkezi Ankara’da bulunmaktadır. Şirket işlerini takip için Bay (A) Muğla’da, Bayan (B)’de İstanbul’dadır. Müdürler kurulunun acil olarak karar alması gerekmektedir. Bu durumda, Bay (A) ile Bayan (B) elektronik ortamda Ankara’ya gelmeden Muğla’dan ve İstanbul’dan toplantıya katılıp karar alabileceklerdir.

 

 94- YENİ TTK’ya göre; müdürler kurulunun üyesi olan müdürler şirketin iş ve işlemleriyle ilgili bilgi alma ve inceleme yapma haklarını nasıl kullanabileceklerdir?

YENİ TTK’ya göre, limited şirketlerde müdür sayısı birden fazlaysa her müdür şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında müdürler kurulu toplantısında;

1- Bilgi isteyebilecek,

2- Soru sorabilecek,

3- İnceleme yapabilecektir.

Her müdür, müdürler kurulu toplantısında; herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin toplantıya getirtilmesini, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesini ve tartışılmasını ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınmasını talep edebilecektir.

Yine, her bir üye, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerin ve komitelerin müdürler kurulu toplantılarında hazır bulunmasını ve bilgi verilmesini, sorulan sorulara cevap verilmesini isteyebilecektir.

Ayrıca, her müdür, müdürler kurulu toplantısı dışında, müdürler kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilecek ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, müdürler kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını da isteyebilecektir.

 

95- YENİ TTK’ya göre; bilgi alma ve inceleme yapma hakkı engellenen müdürler kurulu üyesi olan müdür ne yapmalıdır?

Şirketin iş ve işlemleriyle ilgili olarak bilgi alma ve inceleme yapma hakkı engellenen müdür, bu haklarını kullanabilmek için şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilecektir. Yapılan başvuru, mahkemece dosya üzerinden incelenecek ve karara bağlanacaktır. Mahkemenin konu hakkındaki kararı kesindir.

 

96- YENİ TTK’ya göre; limited şirketler de anonim şirketler gibi bağımsız denetim kapsamına alındılar mı?

YENİ TTK uyarınca, anonim şirketler için zorunlu hale getirilen bağımsız denetim, limited şirketlere de uygulanacaktır. Dolayısıyla, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren limited şirketler de finansal tablolarını denetletmek üzere genel kurullarınca bağımsız denetçi veya bağımsız denetçileri seçmek zorunda olacaklardır.

 

97- Limited şirketin bağımsız denetimi kim veya kimler tarafından yerine getirilecektir?

Limited şirketin bağımsız denetimi, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren bir veya birden fazla bağımsız denetçi ya da bağımsız denetim kuruluşu tarafından yerine getirilecektir. Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşu şirket genel kurulunca seçilecektir.

 

98- Bağımsız denetçi veya bağımsız denetim kuruluşu tarafından neler denetlenecektir?

Limited şirketin; a) Finansal tabloları (1- Bilanço, 2-Gelir Tablosu, 3- Nakit Akış Tablosu, 4- Özkaynak Değişim Tablosu ve 5-Dipnotlar), b) Müdür veya Müdürler Kurulu tarafından düzenlenen Yıllık Faaliyet Raporu ve c) Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Sisteminin işleyişi denetlenecektir.

 

99- Finansal tabloların denetimi sonucunda düzenlenecek rapor hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

Finansal tabloların denetimi sonucunda düzenlenecek rapor;

1) Defter tutma düzeninin ve finansal tabloların Kanun ile esas sözleşmenin finansal raporlamaya ilişkin hükümlerine uygun olup olmadığını,

2) Müdür veya müdürlerin, bağımsız denetçi tarafından denetim kapsamında istenen açıklamaları yapıp yapmadığını ve belgeleri verip vermediğini,

3) Defterlerin öngörülen hesap planına uygun tutulup tutulmadığını,

4) Finansal tabloların, Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde, şirketin malvarlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığını, açıkça ifade edecektir.

Hazırlanan rapor imzalandıktan sonra müdüre veya müdürler kuruluna sunulacaktır.

 

100- Şirketin yıllık faaliyet raporunun denetimi sonucunda düzenlenecek rapor hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

Raporda; yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığına ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığına ilişkin açıklamalara yer verilecektir.

YENİ TTK’ya göre, yıllık faaliyet raporunun aşağıdaki unsurları içermesi gerekmektedir:

1- Şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile finansal durumu; doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılacaktır.

2- Şirketin finansal durumu, finansal tablolara göre değerlendirilecektir.

3- Şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere açıkça işaret edilecektir.

4- Faaliyet yılının sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve özel önem taşıyan olaylar meydana gelmiş ise bunlar belirtilecektir.

5- Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmalarının neler olduğu gösterilecektir.

6- Müdüre veya müdürlere ve üst düzey yöneticilere ödenen ücret, prim, ikramiye gibi malî menfaatler, ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri, aynî ve nakdi imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatlar bu raporda belirtilecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse; yıllık faaliyet raporunda şirketin zararı 500.000 TL, cirosu 2.000.000 TL, müdürlere ödenen ücretler 100.000 TL olarak gösterilmiş ise bağımsız denetçi bu tutarların finansal tablolarla uygun olup olmadığını raporunda belirtecektir.

 

101- Riskin erken saptanması ve yönetimi sisteminin denetimi sonucunda düzenlenecek rapor hangi hususlara ilişkin açıklamaları içerecektir?

YENİ TTK’ya göre; küçük ölçekli limited şirketlerde risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesi kurulmayacaktır. Orta ve büyük ölçekli limited şirketlerde ise bu komite bağımsız denetçinin gerekli görüp bunu müdüre veya müdürler kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde derhal kurulacak ve ilk raporunu kurulmasını izleyen ayın sonunda verecektir. Komite, müdüre veya müdürler kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirecektir ve varsa tehlikelere işaret ederek, çareleri gösterecektir. Bu rapor bağımsız denetçiye de yollanacaktır. Bağımsız denetçi raporunda, müdür veya müdürler kurulu tarafından, şirketi tehdit eden veya edebilecek nitelikteki riskleri zamanında belirlemeye uygun bir sistem kurulup kurulmadığını, kurulmuşsa bu sistemin yapısını ve uygulamalarını açıklayacaktır.

 

102- YENİ TTK’ya göre; bağımsız denetçi hangi sürede seçilmek zorundadır?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçinin her faaliyet dönemi için ve her faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar genel kurul tarafından seçilmesi şarttır. Seçimden sonra, müdür veya müdürler kurulu, gecikmeksizin denetleme görevini hangi bağımsız denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirecek ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilân edecektir.

Konuyu örneklemek gerekirse, ABC Limited Şirketi’nin faaliyet dönemi 31/12/2013 tarihinde sona eriyorsa, genel kurulca en geç 1/4/2014 tarihine kadar bir bağımsız denetim kuruluşu ya da bir veya birden fazla bağımsız denetçi seçilmek durumundadır.

 

 

103- Bağımsız denetçi, limited şirket genel kurulunca, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilmemiş ise bağımsız denetçi kim tarafından atanacaktır?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçi, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar seçilmemiş ise bu durumda bağımsız denetçi, müdürün veya müdürler kurulunun ya da herhangi bir ortağın istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından atanacaktır. Mahkemenin kararı kesindir.

 

104- Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşları hangi hallerin varlığında, limited şirket genel kurulunca bağımsız denetim yapmak için seçilemeyeceklerdir?

Bağımsız denetçiler veya bağımsız denetim kuruluşu ve bunun ortaklarından biri ve bunların ortaklarının yanında çalışan veya anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişiler;

A) Denetlenecek şirkette pay sahibiyse;

B) Denetlenecek şirketin yöneticisi veya çalışanıysa veya denetçi olarak atanmasından önceki üç yıl içinde bu sıfatı taşımışsa;

C) Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin, bir ticaret şirketinin veya bir ticarî işletmenin kanunî temsilcisi veya temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya sahibiyse ya da bunlarda yüzde yirmiden fazla paya sahipse yahut denetlenecek şirketin yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü derece dahil, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımı ise;

D) Denetlenecek şirketle bağlantı hâlinde bulunan veya böyle bir şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip olan bir işletmede çalışıyorsa veya denetçisi olacağı şirkette yüzde yirmiden fazla paya sahip bir gerçek kişinin yanında herhangi bir şekilde hizmet veriyorsa;

E) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunmuşsa;

F) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının çıkarılmasında denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunduğu için (E) bendine göre denetçi olamayacak gerçek veya tüzel kişinin veya onun ortaklarından birinin kanunî temsilcisi, temsilcisi, çalışanı, yönetim kurulu üyesi, ortağı, sahibi ya da gerçek kişi olarak bizzat kendisi ise;

G) (A) ilâ (F) bentlerinde yer alan şartları taşıdığı için denetçi olamayan bir denetçinin nezdinde çalışıyorsa,

H) Son beş yıl içinde denetçiliğe ilişkin meslekî faaliyetinden kaynaklanan gelirinin tamamının yüzde otuzundan fazlasını denetlenecek şirkete veya ona yüzde yirmiden fazla pay ile iştirak etmiş bulunan şirketlere verilen denetleme ve danışmanlık faaliyetinden elde etmişse ve bunu cari yılda da elde etmesi bekleniyorsa, şirket genel kurulunca bağımsız denetçi olarak seçilemeyeceklerdir.

Bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi yedi yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse, o denetçi en az iki yıl için değiştirilecektir.

Denetçi, denetleme yaptığı şirkete, vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında, danışmanlık veya hizmet veremeyecek ve bunu bir yavru şirketi aracılığıyla da yapamayacaktır.

 

105- YENİ TTK’ya göre; bağımsız denetim sırasında müdürün veya müdürler kurulunun yükümlülükleri nelerdir?

Şirket müdürü veya müdürler kurulu;

1- Finansal tabloları ve yıllık faaliyet raporunu düzenlettirip onaylayarak, gecikmeksizin, bağımsız denetçiye verecektir.

2- Müdür veya müdürler kurulu, şirketin defterlerinin, yazışmalarının, belgelerinin, varlıklarının, borçlarının, kasasının, kıymetli evrakının, envanterinin incelenerek denetlenebilmesi için denetçiye gerekli imkânları sağlayacaktır.

 

106- YENİ TTK’ya göre; bağımsız denetim sırasında bağımsız denetçinin yetkileri nelerdir?

YENİ TTK’ya göre, bağımsız denetçi; şirketin defterlerinin, yazışmalarının, belgelerinin, varlıklarının, borçlarının, kasasının, kıymetli evrakının ve envanterinin incelenmesi için anılan belgelerin kendisine ibrazını, özenli bir denetim için gerekli olan tüm bilgilerin kendisine verilmesini ve işlemlere dayanak oluşturan belgelerin tarafına sunulmasını istemeye yetkilidir.

 

107- Bağımsız denetçiler denetim sonucunda kaç tür görüş yazısı düzenleyeceklerdir?

Bağımsız denetçiler; anonim şirketlerde olduğu gibi, “OLUMLU GÖRÜŞ”, “SINIRLANDIRILMIŞ OLUMLU GÖRÜŞ” veya “OLUMSUZ GÖRÜŞ” verebileceklerdir.

Şirket defterlerinde, denetlemenin uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varılmasına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması hâlinde bağımsız denetçi görüş vermekten kaçınabilecektir.

 

108- Bağımsız denetçi tarafından, sınırlı olumlu veya olumsuz görüş verilmesi ya da görüş verilmesinden kaçınılması durumunda hangi işlemler yapılacaktır?

Olumsuz görüş yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda genel kurul, söz konusu finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kâr veya zarar ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar alamayacaktır. Bu hâllerde müdür veya müdürler kurulu, görüş yazısının kendisine teslimi tarihinden itibaren dört iş günü içinde, genel kurulu toplantıya çağıracak ve görevinden toplantı gününde geçerli olacak şekilde istifa edecektir. Genel kurul yeni bir müdür veya müdürler kurulu seçecek ve yeni müdür veya müdürler kurulu altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatıp, bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunacaktır. Sınırlı olumlu görüş verilen hâllerde genel kurul, gerekli önlemleri ve düzeltmeleri de karara bağlayacaktır.

 

109- Şirket ile bağımsız denetçi arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları nasıl giderilecektir?

Şirket ile bağımsız denetçi arasında şirketin yılsonu hesaplarına, finansal tablolarına ve yıllık faaliyet raporuna ilişkin, ilgili kanunun, idarî tasarrufun veya şirket sözleşmesinin hükümlerinin yorumu veya uygulanması konusunda görüş ayrılıkları çıkarsa, müdürün veya müdürler kurulunun veya bağımsız denetçinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi dosya üzerinden inceleme yaparak görüş ayrılığını giderecektir. Mahkemenin verdiği karar kesindir. Dava giderleri şirket tarafından ödenecektir.

 

110- Bağımsız denetçilerin sorumlulukları nelerdir?

Bağımsız denetçiler, kanunî görevlerini yerine getirmede kusurlu hareket ederlerse hem şirkete hem şirket ortaklarına hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu olacaklardır.

Bağımsız denetçiler ile bağımsız denetim kuruluşunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar.

Kasten veya ihmâl ile yükümlerini ihlâl edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ihmâli bulunan kişiler hakkında, verdikleri zarar sebebiyle, her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilecektir. Sır saklama yükümlülüğünü ihlal eden veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bağımsız denetçiler ayrıca Türk Ceza Kanunu uyarınca cezalandırılacaklardır.

 

111- Limited şirket tarafından bağımsız denetim yaptırılmamasının sonuçları nelerdir?

Bağımsız denetçi tarafından denetlenmemiş olan finansal tablolar ile yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir. Bir başka deyişle batıldır.

 

112- Limited şirket olağan genel kurul toplantısının hangi süre içinde yapılması gerekir?

ESKİ TTK’da olduğu gibi YENİ TTK’ya göre de olağan genel kurul toplantısının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerekmektedir. Örneğin, şirketin faaliyet dönemi 31/12/2013 tarihinde sona eriyorsa, olağan genel kurul toplantısı en geç 1/4/2014 tarihine kadar yapılmalıdır.

Genel kurul şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanacaktır.

 

113- Ortaklar, şirket ortağı olmayan bir kişiyi genel kurul toplantısında kendilerini temsilen görevlendirebilirler mi?

YENİ TTK’ya göre, her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya ortak olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.

 

114- YENİ TTK’ya göre; genel kurul toplantılarına yönelik düzenlemeler nelerdir?

YENİ TTK’ya göre; genel kurul müdürler tarafından, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılacaktır. Şirket sözleşmesiyle bu süre uzatılabilecek veya on güne kadar kısaltılabilecektir.

Genel kurul toplantıya, şirket sözleşmesinde gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılacaktır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılacaktır. Pay defterine kayıtlı ortaklara, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilecektir.

Anonim şirketlerde olduğu gibi, bütün ortakların veya temsilcilerinin bir arada olmaları ve biri tarafından itirazda bulunulmadığı takdirde, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın da genel kurul olarak toplanılabilecek ve karar alınabilecektir.

 

115- YENİ TTK’ya göre; genel kurul toplantısında bilgi alma veya inceleme istemleri karşılanmayan ortaklar hangi mercie başvurabileceklerdir?

YENİ TTK’ya göre, her ortak, genel kurul toplantısında, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilecek ve belirli konularda inceleme yapabilecektir. Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verecektir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verecektir. Mahkemenin kararı kesindir.

 

 

116- YENİ TTK’ya göre; limited şirketler genel kurul toplantılarını elektronik ortamda yapabilecekler mi?

Limited şirketler genel kurul toplantılarını şirket sözleşmesinde bu yönde bir düzenleme olması halinde elektronik ortamda da yapabileceklerdir.

 

117- YENİ TTK’ya göre; limited şirketlerin internet sitesi kurmaları zorunlu mudur?

YENİ TTK’ya göre; her limited şirket bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa bu sitenin belli bir bölümünü aşağıdaki hususların yayımlanmasına özgülemek zorundadır. Yayımlanacak içeriklerin başlıcaları şunlardır:

a) Şirketçe kanunen yapılması gereken ilanlar.

b) Ortakların menfaatlerini koruyabilmeleri ve haklarını bilinçli kullanabilmeleri için görmelerinin ve bilmelerinin yararlı olduğu belgeler, bilgiler, açıklamalar.

c) Müdürlerkurulu tarafından alınan; rüçhan, değiştirme, alım, önerilme, değişim oranı, ayrılma karşılığı gibi haklara ilişkin kararlar; bunlarla ilgili bedellerin nasıl belirlendiğini gösteren hesapların dökümü.

d) Değerleme raporları, kurucular beyanı, ifl asın ertelenmesine veya benzeri konulara ilişkin karar metinleri.

e) Şirketin birleşmesi, bölünmesi, tür değiştirmesi hâlinde, ortakların ve menfaat sahiplerinin incelemesine sunulan bilgiler, tablolar, belgeler; sermaye artırımı, azaltılması dâhil, esas sözleşme değişikliklerine ait belgeler, kararlar.

f ) Genel kurullara ait olanlar dâhil her türlü çağrılara ait belgeler, raporlar, müdürler kurulu açıklamaları.

g) Şeffaflık ilkesi ve bilgi toplumu açısından açıklanması zorunlu bilgiler.

h) Bilgi alma kapsamında sorulan sorular, bunlara verilen cevaplar, diğer kanunlarda ortakların aydınlatılması için öngörülen hususlar.

ı) Finansal tablolar, kanunen açıklanması gerekli ara tablolar, özel amaçlarla çıkarılan bilançolar ve diğer finansal tablolar, ortaklar ve menfaat sahipleri bakımından bilinmesi gerekli finansal raporlamalar, bunların dipnotları ve ekleri.

i) Yıllık faaliyet raporu, müdürler kurulu başkanı ve üyeleriyle yöneticilere ödenen her türlü paralar, temsil ve seyahat giderleri, tazminatlar, sigortalar ve benzeri ödemeler.

j) Denetçi, özel denetçi, işlem denetçisi raporları.

k) Yetkili kurul ve bakanlıkların konulmasını istedikleri bilgiler.

 

118- YENİ TTK’ya göre; internet sitesi kurma yükümlülüğü hangi tarihte uygulamaya girecektir?

Limited şirketlerin internet sitesini kurmaya ilişkin yükümlülükleri 1 Temmuz 2013 tarihinde uygulamaya girecektir. Bir başka deyişle, her limited şirket en geç bu tarihe kadar internet sitesini kuracaktır.

Söz konusu yükümlülüğün kasıtlı olarak yerine getirilmemesi halinde şirket müdür veya müdürleri cezai müeyyideyle karşılaşabileceklerdir.

 

119- YENİ TTK’ya göre; anonim ve limited şirketlerce tutulması zorunlu ticari defterler nelerdir?

YENİ TTK’ya göre; aşağıda sayılan ticari defterlerin tutulması zorunludur.

1- Yevmiye defteri

2- Defteri kebir

3- Envanter defteri

4- Pay defteri

5- Yönetim kurulu karar defteri (Müdürler kurulu karar defteri)

6- Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

7- İnternet sitesi defteri

 

120- YENİ TTK’ya göre; ticari defterler kaç yıl süreyle saklanmak zorundadır?

YENİ TTK’ya göre, ticari defterlerin 10 yıl süreyle saklanması zorunludur. Saklama süresi, ticari defterlere son kaydın yapıldığı takvim yılının bitişiyle başlayacaktır. Örneğin, hesap dönemi 31 Aralık tarihinde sona eriyor ise 2012 yılına ait ticari defterler 1 Ocak 2023 tarihine kadar saklanacaktır. Saklamakla yükümlü olunan ticari defterlerin (kanuni saklama süresi içinde) yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zıyaa uğraması halinde anılan durumların öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeye başvuru yapılmalı ve zıya belgesi alınmalıdır.

 

121- YENİ TTK’ya göre; anonim ve limited şirketlerce açılış tasdiki yaptırılacak ticari defterler nelerdir ve bu defterlerin açılış tasdikleri hangi sürede yaptırılmak zorundadır?

YENİ TTK’ya göre aşağıda sayılan defterler açılış tasdikine tabi tutulmuştur.

1- Yevmiye defteri

2- Defteri kebir

3- Envanter defteri

4- Pay defteri

5- Yönetim Kurulu karar defteri (Müdürler kurulu karar defteri)

6- Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

7- İnternet sitesi defteri

YENİ TTK uyarınca, yukarıda sayılan defterlerin hangi sürede açılış tasdiklerinin yaptırılacağı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılacak tebliğde düzenlenecektir.

 

122- YENİ TTK’ya göre; anonim şirketler tarafından açılış tasdiki yaptırılması gereken ticari defterlerin sayısı artırılmış mıdır?

ESKİ TTK’ya göre, anonim şirketler; 1- Yevmiye Defteri, 2- Defteri Kebir, 3-Envanter Defteri, 4- Pay Sahipleri Defteri, 5- İdare Meclisi Karar Defteri ve 6-Toplantı ve Müzakere Defterini tutmak ve bu defterlerin de açılış tasdiklerini yaptırmakla yükümlüdürler(ETTK md.66, md.326).

YENİ TTK’ya göre ise anonim şirketler; 1- Yevmiye Defteri, 2- Defteri Kebir, 3-Envanter Defteri, 4- Pay Defteri, 5- Yönetim Kurulu Karar Defteri, 6-Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri ile 7- İnternet Sitesi Defterini tutmak ve bu defterlerin de açılış tasdiklerini yaptırmakla yükümlüdürler(YTTK md.64, md.1524).

Dolayısıyla, açılış tasdikine tabi defter sayısı ESKİ TTK’da altı iken bu sayı YENİ TTK ile yediye çıkarılmıştır. Açılış tasdikine tabi defter sayısının bir adet artırılmasının sebebi, şeff afl ık ilkesi çerçevesinde sermaye şirketlerinin internet sitesinde yayımlanan bilgilerin bu sitede yayımlanmış olduklarının belgelendirilmesi amacıyla “İnternet Sitesi Defteri”nin tutulmasının öngörülmesidir.

 

123- YENİ TTK’ya göre; anonim ve limited şirketlerce kapanış tasdiki yaptırılacak ticari defterler nelerdir ve kapanış tasdikine tabi tutulan defter sayısı ESKİ TTK’ya göre artırılmış mıdır?

ESKİ TTK’ya göre; sadece yevmiye defteri ile envanter defteri kapanış tasdikine tabi tutulmuş iken YENİ TTK’ya göre, ticari defterlerin tamamı (1- Yevmiye Defteri, 2- Defteri Kebir, 3-Envanter Defteri, 4- Pay Defteri, 5- Yönetim Kurulu Karar Defteri, 6-Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri ile 7- İnternet Sitesi Defteri) kapanış tasdikine tabi tutulmuş olup kapanış tasdikine tabi defter sayısı ikiden, yediye çıkarılmıştır.

 

124- YENİ TTK’ya göre; ticari defterlerin kapanış tasdiklerine ilişkin süre ne kadardır?

ESKİ TTK’ya göre, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin en geç yeni senenin Ocak ayı sonuna kadar envanter defterinin kapanış tasdikinin de en geç yeni senenin Mart ayı sonuna kadar yaptırılması gerekmektedir.

YENİ TTK’da ise ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yaptırılması hüküm altına alınmıştır.

Konuyu örneklemek gerekirse, şirketin faaliyet dönemi 31/12/2012 tarihinde sona eriyorsa, 2012 yılında kullanılan ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin en geç 30 Haziran 2013 tarihine kadar yaptırılması gerekmektedir.

 

125- Ticari defterlerin, YENİ TTK’ya uygun tutulmaması halinde cezai yaptırım öngörülmüş müdür?

ESKİ TTK’nın 67 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında; defterleri (tüzel kişi tacirler için; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri) tutma mükellefiyetini hiç veya kanuna uygun şekilde yerine getirmeyenlerin üç milyon liradan otuz milyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacakları, hüküm altına alınmıştır.

5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesi gereğince, ESKİ TTK’nın 67.maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “üç milyon liradan otuz milyon liraya kadar ağır para cezası” adli para cezasına dönüştürülmüş ve bu cezanın alt sınırı 450 TL, üst sınırı da 100.000 TL olarak belirlenmiştir.

YENİ TTK’nın 562 nci maddesinin 1 inci fıkrasında; a) Defter tutma yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin, b) Belgelerin kopyasını sağlamayanların, c)Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarını yaptırmayanların, d) Defterlerini Kanun’a uygun olarak tutmayanların, e) Hileli envanter çıkaranların ve f ) Sadece görüntü veya başkaca bir veri taşıyıcısı aracılığıyla saklanan belgelerin okunabilmesi için gerekli olan yardımcı araçları kullanıma hazır bulundurmayanların, ikiyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52 nci ve 75 inci madde hükümleri çerçevesinde; YENİ TTK’nın 562 nci maddesinin 1 inci fıkrasında sayılan suçların işlenmiş olması durumunda bu suçlar önödeme kapsamında olduğundan, Cumhuriyet Savcısı tarafından öncelikle faile tebliğ yapılacaktır. Bu tebliğde; adli para cezasının aşağı sınırından hesaplanan 4.000 TL (200 gün x 20 TL) ile soruşturma giderlerinin on gün içinde Devlet Hazinesine ödenmesi durumunda kamu davası açılmayacağı belirtilecektir. Anılan tebliğ üzerine ödenmesi istenilen tutarın on gün içinde Devlet Hazinesine ödenmesi halinde ise fail hakkında kamu davası açılmayacak ve faile herhangi bir ceza verilmeyecektir.

Ödenmesi talep edilen tutarın fail tarafından on gün içinde ödenmemesi halinde ise Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davası açılacak ve fail hakkında uygulanacak adli para cezasının gün sayısı ve bu cezanın Türk Lirası karşılığı mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda belirlenecektir. Mahkemece verilecek adli para cezasının Türk Lirası karşılığı da en fazla (730 gün x 100 TL) 73.000 TL’ye kadar çıkabilecektir. Mahkemece verilen ve kesinleşen adli para cezasının Türk Lirası karşılığının fail tarafından ödenmesi için hâkim tarafından bir yılı aşmamak üzere süre verilebilecek ya da dört taksitten az olmamak üzere bu cezanın en fazla iki yıl içinde ödenmesine de karar verilebilecektir. Mahkeme tarafından faile verilen adli para cezasının ödenmesi halinde fail hapis cezasıyla karşılaşmayacaktır. Ancak, adli para cezasının belirlenen sürede ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ise cezaya karşılık gelen günler, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesi uyarınca hapse çevrilecektir.

 

126- YENİ TTK’da, tutulması ve saklanması zorunlu defter ve belgelerin denetimle görevlendirilen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerine ibraz edilmemesi veya bu denetimin engellenmesi halinde cezai yaptırım söz konusu mudur?

YENİ TTK’nın 210 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında; ticaret şirketlerinin işlemlerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı denetim elemanlarınca denetleneceği, bu denetimin ilkelerinin ve usulünün de tüzükte düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (l) bendinde; şirketleri denetlemek Bakanlığın görevleri arasında sayılmış, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasının (c) bendinin 2 numaralı alt bendinde, yerli ve yabancı şirketlerin incelenmesi, denetimi ve soruşturulması görevi Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına verilmiştir.

Dolayısıyla, YENİ TTK’nın 210 uncu maddesinde öngörülen denetim görevi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişleri (Başmüfettiş, Müfettiş ve Müfettiş Yardımcısı) tarafından yerine getirilecektir.

Öte yandan, YENİ TTK’nın 562 nci maddesinin 4 üncü fıkrasında; bu Kanun hükümlerine göre tutulmakla veya muhafaza edilmekle yükümlü olunan defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgileri, denetime tabi tutulan gerçek veya tüzel kişiye ait olup olmadığına bakılmaksızın, 210 uncu maddenin birinci fıkrasına göre denetime yetkili olanlarca istenmesine rağmen vermeyenler veya eksik verenler ya da bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenlerin, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır. Anılan maddede, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerince talep edilen defter ve belgelerin hangi sürede ilgililer tarafından ibraz edileceğine ilişkin bir süreye yer verilmemekle birlikte Kanun’un 210 uncu maddesinde denetimin usulünün tüzükte düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerince talep edilen defter ve belgelerin hangi sürede verileceği tüzükte düzenlenecektir.

Tüzükte belirlenecek süre içerisinde ve herhangi bir haklı sebebe dayanılmaksızın talep dilen defter ve belgelerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerine verilmemesi veya bu denetimin engellenmesi halinde ise ilgililerin üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları için yetkili ve görevli Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.

 

127- YENİ TTK’ya göre; tacirin işletmesiyle ilgili olarak gönderdiği her türlü belgenin kopyasını oluşturması ve saklaması zorunlu mudur?

YENİ TTK’nın 64 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; tacirlerin, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlü oldukları, 562 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde de belgelerin kopyasını sağlamayanların 200 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, tacirler işletmeleriyle ilgili olarak göndermiş oldukları her türlü belgenin bir kopyasını yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamak zorundadırlar. Anılan zorunluluk, tacir tarafından tek nüsha halinde oluşturulan ve işletme dışına gönderilen belgelere ilişkin olup iki veya daha fazla sayıda düzenlenen ve bir nüshası da tacirde kalan belgeleri kapsamamaktadır.

Bir başka deyişle, bir nüshası tacirde kalan belgenin ayrıca bir kopyasının oluşturulması ve saklanması gibi bir zorunluluk söz konusu değildir.

 

128- YENİ TTK’ya göre; ticaret şirketleri hangi şirketlerden oluşmaktadır?

YENİ TTK’ya göre; kollektif şirket, komandit şirket, anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ve kooperatif şirket birer ticaret şirketidir. Ticaret şirketleri aşağıdaki şemada gösterilmiştir.

 

TİCARET ŞİRKETLERİ

1-KOLLEKTİF ŞİRKET

2-KOMANDİT ŞİRKET

3-ANONİM ŞİRKET

4-LİMİTED ŞİRKET

5-SERMAYESİ PAY. BÖL. KOM.ŞTİ

6-KOOPERATİF ŞİRKET

 

129- YENİ TTK’ya göre; hangi şirketler şahıs şirketidir ve bu şirketler bağımsız denetim kapsamında mıdırlar?

YENİ TTK’ya göre; kollektif şirket ile komandit şirket şahıs şirketidir. Bu şirketler, bağımsız denetimin kapsamı dışında olup bu şirketlerin finansal tablolarının bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesi söz konusu değildir.

 

130- YENİ TTK’ya göre; hangi şirketler sermaye şirketidir?

YENİ TTK’ya göre; anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketidir.

 

SERMAYE ŞİRKETLERİ

1-ANONİM ŞİRKET

2-LİMİTED ŞİRKET

3-SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKET

 

131- YENİ TTK’ya göre; şirketler topluluğu nedir?

YENİ TTK’ya göre; bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin veya şirketlerinin doğrudan veya dolaylı olarak;

1. Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya,

2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya,

3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,

4. Bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa,

5. Paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahipse, birinci şirket hâkim, diğer şirket veya şirketler de bağlı şirkettir. Bu şirketlerin oluşturduğu topluluğa da “şirketler topluluğu” denilmektedir.

Şirketler topluluğunun hakimi bir gerçek kişi, bir kooperatif, bir vakıf, bir dernek veya bir yatırım fonu olabilecektir. Şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanabilmesi için iki şirket hakimiyet ve bağlılık ilişkisinin bulunması yeterlidir.

 

 

 

132- YENİ TTK’ya göre; şirketler topluluğunu oluşturan hâkim şirket ile bağlı şirket veya bağlı şirketlerce düzenlenecek raporlarda hangi hususlar yer almalıdır?

Hâkim şirket tarafından düzenlenecek raporda; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında bilgilere yer verilecektir.

Bağlı şirketin yönetim organı tarafından düzenlenecek raporda; şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılacaktır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilecektir. Zarar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilecektir. Raporun sonunda; şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veya alınmasından kaçınıldığı anda kendilerince bilinen hâl ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığı ve alınan veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, şirket zarara uğramışsa zararın denkleştirilip denkleştirilmediği açıklanacaktır.

 

133- YENİ TTK’ya göre; hangi şirketler bağımsız denetim kapsamına alınmışlardır?

YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketleri (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) ile şirketler topluluğu bağımsız denetim kapsamına alınmışlardır.

 

134- YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketlerinin bilanço büyüklüklerinin, cirolarının veya istihdam ettikleri çalışan sayılarının bağımsız denetim kapsamına alınıp alınmamalarında etkisi var mıdır?

YENİ TTK’ya göre, sermaye şirketlerinin; bilanço büyüklüklerinin, cirolarının net satışlarının veya istihdam ettikleri çalışan sayılarının bağımsız denetim kapsamına alınmalarında etkisi bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, anonim şirketler, limited şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bilanço büyüklükleri, ciroları veya istihdam ettikleri çalışan sayısı ne olursa olsun bağımsız denetime tabi tutulmuşlardır.

 

135- Sermaye şirketlerinin ölçekleri, denetçinin seçiminde etkili olacak mıdır?

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (YENİ TTK) 400 üncü maddesinde; orta ve küçük ölçekli anonim şirketlerin, bir veya birden fazla yeminli mali müşaviri veya serbest muhasebeci mali müşaviri denetçi olarak seçebilecekleri, 1522 nci maddesinde; küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri tanımlayan ölçütlerin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun görüşleri alınarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenleneceği, bu yönetmeliğin Resmî Gazetede yayımlanacağı ve bu ölçütlerin, bu Kanunun ticari defterler ile finansal tablolara ve raporlamaya ilişkin olanlar başta olmak üzere, ilgili tüm hükümlerine uygulanacağı, 1523 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; Bu Kanunun 1522 nci maddesine istinaden belirlenen küçük ve orta ölçekli işletme ölçütlerinin, sermaye şirketleri için de geçerli olduğu, bu ölçütlerin üzerindeki sermaye şirketlerinin ise büyük sermaye şirketi sayılacağı, 2 nci fıkrasında küçük ve orta ölçekli olsalar dahi, aşağıdaki şirketlerin büyük sermaye şirketi sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

a) Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları kamuya açık bir piyasada (yerel ve bölgesel piyasalar da dâhil olmak üzere, yerli veya yabancı bir sermaye piyasasında veya tezgâh üstü piyasada) işlem gören veya bu tür bir piyasada işlem görmek üzere söz konusu araçları ihraç edilme aşamasında bulunan sermaye şirketleri.

b) Esas faaliyet konularından biri, varlıkları güvenilir kişi sıfatıyla geniş bir kitle adına muhafaza etmek olan bankalar, yatırım bankaları, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve benzerleri.

Sermaye şirketlerinin ölçeklerine ilişkin YENİ TTK hükümleri yukarıda belirtildiği şekilde olmasına karşın 2/11/2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 nci maddesinde; bağımsız denetim yapmak üzere, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatını almış meslek mensupları arasından Kurum tarafından yetkilendirilen kişiler “bağımsız denetçi”, bağımsız denetim yapmak üzere, Kurum tarafından yetkilendirilen sermaye şirketleri “bağımsız denetim kuruluşu” ve halka açık şirketler, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri, emeklilik fonları, ihraççılar ve sermaye piyasası kurumları ile faaliyet alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kurum tarafından bu kapsamda değerlendirilen kuruluşlar, “kamu yararını ilgilendiren kuruluş” şeklinde tanımlanmış, 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; kamu yararını ilgilendiren kuruluşlardaki denetimin sadece bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılacağı ve 31 inci maddesinde de bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun bağımsız denetimle ilgili hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

660 sayılı KHK’da, kamu yararını ilgilendiren kuruluş tanımına giren şirketler sayıldıktan sonra “faaliyet alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kurum tarafından bu kapsamda değerlendirilen kuruluşlar” ifadesine yer verilmiştir. Dolayısıyla, halka açık şirketler, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri, emeklilik fonları, ihraççılar ve sermaye piyasası kurumları dışında hangi şirketlerin kamu yararını ilgilendiren kuruluş olarak kabul edileceği Kurum tarafından belirlenecek olup eğer sermaye şirketi kamu yararını ilgilendiren kuruluş tanımı içinde kalıyorsa denetçi olarak sadece bir bağımsız denetim kuruluşunu seçebilecek, kamu yararını ilgilendiren kuruluş tanımı dışında kalıyor ise denetçi olarak bir veya birden fazla bağımsız denetçiyi yahut bir bağımsız denetim kuruluşunu seçebilecektir.

 

136- YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketinden şahıs şirketine dönüşmek mümkün müdür?

YENİ TTK’da, ticaret şirketlerinin tür değiştirme işlemleri ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş ve hangi şirketlerin hangi şirkete dönüşebilecekleri belirlenmiştir. Buna göre, bir sermaye şirketinin başka türde bir sermaye şirketine ve kooperatife, bir kollektif veya komandit şirketin kooperatif dâhil diğer tüm şirket türlerine, bir kooperatifin ise yalnızca bir sermaye şirketine dönüşmesine izin verilmiştir. Dolayısıyla bir sermaye şirketinin (anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) doğrudan bir şahıs şirketine (kolektif veya komandit) dönüşmesi mümkün değildir.

Bununla birlikte, bir ticaret şirketi, bir ticari işletmeye dönüşebilecektir. Bunun için ise söz konusu ticaret şirketinin paylarının tümünün, ticari işletmeyi işletecek kişi veya kişiler tarafından devralınması ve ticari işletmenin bu kişi veya kişiler adına ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.

137- YENİ TTK’ya göre; gerçek kişi tacirler ile şahıs şirketleri tarafından kullanılan her türlü kâğıt ve belgede hangi bilgilere yer verilmesi gerekmektedir?

YENİ TTK’ya göre; gerçek kişi tacirler ile şahıs şirketlerince (kollektif şirket ve komandit şirket) kullanılan kâğıt ve belgelerde aşağıda belirtilen bilgilere yer verilmesi gerekmektedir.

GERÇEK KİŞİ TACİRLER

GEÇEK KİŞİ TACİRLER

a) Ticaret sicili numarası

b) Ticaret unvanı

c) İşletmenin merkezi

 

ŞAHIS ŞİRKETLERİ

a) Ticaret sicili numarası

b) Ticaret unvanı

c) İşletmenin merkezi

 

138- YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketleri tarafından kullanılan her türlü kâğıt ve belgede hangi bilgilere yer verilmesi gerekmektedir?

YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketlerince kullanılan kâğıt ve belgelerde aşağıda belirtilen bilgilere yer verilmesi gerekmektedir.

 

ANONİM ŞİRKET

a) Ticaret sicili numarası

b) Ticaret unvanı

c) İşletmenin merkezi

ç) Taahhüt edilen sermaye

d) Ödenen sermaye

e) İnternet sitesi adresi

f) İnternet sitesi numarası

g)Yönetim Kurulu başkanı ve üyelerinin ad ve soyadları

 

LİMİTED ŞİRKET

a) Ticaret sicili numarası

b) Ticaret unvanı

c) İşletmenin merkezi

ç) Taahhüt edilen sermaye

d) Ödenen sermaye

e) İnternet sitesi adresi

f) İnternet sitesi numarası

g) Müdür veya müdürlerin ad ve soyadları

 

SER. PAY. BÖL. KOM. ŞTİ.

a) Ticaret sicili numarası

b) Ticaret unvanı

c) İşletmenin merkezi

ç) Taahhüt edilen sermaye

d) Ödenen sermaye

e) İnternet sitesi adresi

f) İnternet sitesi numarası

g) Yönetici veya yöneticilerin ad ve soyadları

Öte yandan, sermaye şirketlerinde yönetim organı üyesi olmayan kişilerin adlarının ve soyadlarının kullanılan kâğıt ve belgelerde gösterilmesine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Yönetim organından anlaşılması gereken anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyeleri, limited şirketlerin müdür veya müdürleri ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici veya yöneticileridir.

Konuyu örneklemek gerekirse; ABC Turizm AŞ’nin yönetim kurulu başkanı Bay(A), yönetim kurulu üyesi Bayan (B), Genel Müdürü Bayan (C), Genel Müdür Yardımcısı Bay (D), İşletme Müdürü Bay (E) ve İnsan Kaynakları Müdürü Bayan (F)’dir. Bu şirket tarafından kullanılacak kâğıt ve belgelerde sadece yönetim organı üyesi olan yönetim kurulu başkanı Bay (A) ile yönetim kurulu üyesi Bayan (B)’nin ad ve soyadına yer verilecektir. Diğer yöneticiler, anonim şirketin yönetim organı konumundaki yönetim kurulunun üyesi olmadıkları için bu kişilerin ad ve soyadlarına düzenlenecek kâğıt ve belgelerde yer verilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Yine, DEF İnşaat Limited Şirketi’nin müdürü Bay (A), bu şirketin Muğla Şubesinin müdürü Bay (Ö) ve Kars Şubesinin müdürü Bayan (J)’dir. DEF İnşaat Limited Şirketi tarafından kullanılacak kâğıt ve belgelerde sadece limited şirketin yönetim organını oluşturan müdür Bay (A)’nın ad ve soyadına yer verilecek, şirketin şube yöneticisi konumundaki müdürlerin ad ve soyadlarına ise kullanılacak kâğıt ve belgelerde yer verilmeyecektir.

 

139- YENİ TTK’da, şirketlerin bölünmesi nasıl düzenlenmiştir?

YENİ TTK’ya göre; bir şirket tam veya kısmi bölünebilecektir.

a) Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.

b) Kısmi bölünmede ise bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur.

 

140- YENİ TTK’ya göre; hangi şirketler bölünebilecektir?

YENİ TTK’ya göre; sermaye şirketleri (anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) ve kooperatifler yine kendileri gibi sermaye şirketlerine ve kooperatifl ere bölünebileceklerdir. Diğer bir anlatımla, bir anonim şirket, bir limited şirkete, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkete veya kooperatife bölünebilecektir. Aynı şekilde, bir kooperatifin de bir anonim şirkete ve/veya limited şirkete bölünmesine engel yoktur. Ancak, bir anonim şirket, şahıs şirketlerine (kollektif, komandit şirket) bölünemez, bunun tersi de mümkün değildir.

 

(Gümrük  ve Ticaret Bakanlığı Sitesinden alınmıştır.)

Devlet memurlarının istifa ettikten sonra sağlık hizmetlerinden yararlanmasıyla ilgili soru/cevap

Nis26
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Malatya Belediye Başkanlığı;SSK’lı olarak çalışan kişilerin istifa ettikten sonra 100 gün daha sağlık hakkından faydalanabildiklerini biliyorum ama 657 sayılı Kanuna tabi bir devlet memuru istifa ettikten sonra sağlık yardımından istifade edebilir mi? Ederse kaç gün daha sağlık hizmetlerinden faydalanabilir ?

 

5510 sayılı Kanunun “Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını” düzenleyen 67 nci maddesinin son fıkrasında “60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar, zorunlu sigortalıklarının sona erdiği tarihten itibaren on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanırlar. Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar.4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların 4857 sayılı İş Kanununun 56.ve 74 üncü maddeleri ile diğer iş kanunlarında ücretsiz izin sayılan süreler haricinde ayrıca bir takvim yılı içerisinde toplam bir ayı aşmayan ve işverenlerince belgelendirilen ücretsiz izin sürelerinde genel sağlık sigortalılıkları devam eder.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”hükmü bulunmaktadır.5510 sayılı Kanunun “Genel sağlık sigortalısı sayılanlar” başlıklı 60. maddesinde;

 

“a) 4.  maddenin birinci fıkrasının;

 

1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,

 

2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,” ifadesine,

 

4 üncü maddesinde ise;

 

“c) Kamu idarelerinde; 1) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar, 2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar, sigortalı sayılırlar.”ifadesine yer verilmiştir.

 

5510 sayılı Kanunun 67. maddesi;

 

1- 60. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girenlerin 10+90 gün sağlık yardımından yararlanabileceğini belirtmektedir.

 

2- 60. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ise 4. maddenin (c) bendini de kapsama almıştır.

 

3- 4. maddenin (c) bendi ise memurları ifade etmektedir.

 

Özetlersek; işten ayrılan, istifa eden veya görevine son verilen devlet memuru öncelikle şartsız 10 gün daha sağlık yardımı almaya devam edecektir. 10 gün tamamlandıktan sonra 90 gün daha sağlık yardımı alabilmesi için işten ayrıldığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde en az 90 gün çalışmasının olması gerekiyor. Geriye doğru 1 yıl içerisinde 90 günden fazla çalışması bulunan istifa etmiş memurların primleri devlet tarafından kesilip ödendiği göz önüne alındığında borç olup olmadığına bakılmaksızın 90 gün daha yararlanabilmeleri mümkündür.

 

 

 

 


Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliğiyle İlgili Soru

Nis09
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

KUMBAĞ BELEDİYESİ/MALİ HİZMETLER MÜDÜRÜ HARUN YILMAZER/TEKİRDAĞ

26.03.1997 tarihinde Başkanlığımızda Memuriyete Başladım.Başkanlığımız Norm
Kadro Standarları göre 01.01.2007  tarihinde Müdürlükler oluşmuştur.
Bu Müdürlüklere Vekalet Ataması olması için 657-D.M.K 68-b maddesine göre Memurun
ilgili kriterleri taşıması gerektiği yazılmaktadır.Benim Vekalet Atamam 17.06.2007
yapılmıştır.Buna göre 11,5 yıl Görev Sürem Muazzaf Askerlik dahil olmak üzere,Eğitim
olarakta 4 yıllık Lisans Mezunu olmam ilgili kriteri taşıdığımı ortaya koymaktadır.02.02.2000
tarih ve 23952 sayılı Mah.İda.Gör.Yükselme Yönetmeliğinin 15. maddesinin 2’nci fıkrasına
göre (hiçbiri yoksa biriminde 4 yıl çalışmış olmak ) gibi bir ibarenin o yıllarda görevde
yükselme sınavına bir memurun Müdürlük için müraacat edebileceği ortaya çıkmaktadır.
Bunun tezat düşüncesi olarak düşünen var ise de,Başkanlığımızda benden 2 sene önce 1994
yılında Başkanlık Ataması ile Atanan Muhasebeci ve Başkatip Kadrolurına o zamanın
zamanında Memur sıfatında olduğu ortaya çıkmaktadır.02.02.2000 Yönetmelinden sonra
Görevde Yükselme Sınavı Yapılmaması Bizim gibi memur olarak göreve başlayanların
mahduriyeti 04.07.2009 Yönetmeliğidir.İlgili Yönetmelğinin 7. maddesinin 4. bendi şunu
demektedir.Muhasebeci Kadrolarında Asil olarak 3 yıl Görev Şartı aranmıştır.Bizim gibi
Memurlara böyle bir şans tanınmış mı ki biz Muhasebeci olabilelim.2002,2003,2004,2005
2006,2007,2008,2008 gibi senelerde 02.02.2000 yönetmeliğine göre Muhasebeci kriterlerine
sahip olduğum ortaya çıkmaktadır.Ne yazık ki biz muhasebeci kadrosu için sınava girdik
Başkan Ataması olanlar Şanslı Memurlar olsa gerek ki direkt Müdürlüğe girdiler.
SORU : Müdürlük sınavları önümüzdeki dönem 2013 yılının Eylül ayında yapılacaktır.
Benim Muhasebe Kadro Atamam 12.04.2010 tarihinde Mürcaat tarihleri genellikle Ocak
Ayında yapılaktadır.O zaman zarfında 2 sene 9 ay gibi bir zaman zarfı varken Sınav itibarı ile
3 sene 4 aylık bir hizmetim olacak..Bana göre benim Ocak Ayı itibarı ile Sınava Müracaat
etmek gerektiği düşünülmesi gerektiği o zaman zarfında 18 yıllık hizmetim olacağı bu
zamana kadar zamanda kaybım olduğu dolayısı ile bu sınava girebileceğimi düşünerek
bu konu ile ilgili bilgi almak istedim.  Saygılarımla…
                                      09/04/2012

 

Mahalli İdareler Personelinin görevde yükselme ve unvan değişikliği esaslarına dair yönetmeliğin 23. maddesiyle sözü edilen 2.2.2000 gün ve 23952 sayılı R.G. de yayınlanan, ………….. görevde yükselme yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni düzenlemeyle görevde yükselme yönetmeliğinin 6/c bendinde; bu yönetmelik kapsamındaki kadrolarına atanabilmek için son başvuru tarihi itibariyle en az bir yıl süre ile atamanın yapılacağı              mahalli idare biriminde çalışmış olma koşulu bulunmaktadır.

Anılan yönetmeliğin 7/4. maddesinde ise teknik müdürlükler dışındaki müdür kadroları için son başvuru tarihi itibari ile 3 yılı uzman,şef,…. ve muhasebeci kadrosunda olmak kaydıyla en az 10 yıl hizmeti bulunmak şartı ön görülmektedir.

Sorunuzdan anladığım kadarıyla 2013 yılı eylül ayında yapılacak sınavda muhasebeci olarak 3yıl 4aylık bir hizmetiniz ve toplamda 18 yıllık memurluk hizmetiniz söz konusu olduğundan bu sınava katılmanızda herhangi bir hukuki engel şu anki düzenlemelere göre bulunmamaktadır.

 

 

 

Pazar Tatil Ruhsatlarıyla İlgili Soru

Nis07
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Başiskele Belediyesi /Kocaeli                                                     28.03.2012

Sayın Hocam; İlçemizdeki berberlerin bağlı olduğu esnaf odası, Pazar günleri işyerlerinde nöbet sistemi ile çalışmak için berberlerin çoğunluğu kendi aralarında karar almışlardır. Pazar tatil ruhsatı talebinde bulunarak, bazı berber esnafımız bu nöbet sisteminin dışında hareket ederek faaliyet göstermek istemektedir.Bu kararın ilçemizde uygulanması için Berberler Odası yönetimi, Zabıta Müdürlüğümüzden kendi aralarında aldıkları nöbet sistemi kararını yasal mevzuat gibi uygulamaması istemektedirler. Berberler odası veya diğer meslek odalarının aldığı bu şekildeki kararların hukuki dayanağı hakkındaki görüşlerinizi arz ederim.

Zabıta Müdürü İrfan Altıntaş

                 Danıştay 8. Daire,E. 1998/2167,K. 2000/3705, 17.5.2000 tarihli kararında ; “394 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü uyarınca berberler hafta tatili izninden istisna edilmemişler ise de, 8. maddesi hükmü uyarınca da, ilgili belediyeye durumlarını bildiren bir dilekçe ile başvurmaları halinde, belediyenin gerekli inceleme ve araştırmaları yaparak hafta tatili çalışma izni verebilecekleri tabiidir. Bu durumda, ilgili yasalarda kendisine tanınan yetki üzerine, gerekli koşulları taşıyan berberlere hafta sonu çalışma izni verilmesi ve izin verilmiş olan berberlere ait izin belgelerinin iptal edilmemesi yolundaki belediye başkanlığı işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” Denilmektedir.Bu nedenle kanundan yararlanmak  hafta tatili ruhsatı alan berberlerin Berberler Odasınca alınan karar uyarınca nöbetleşe çalışılması kararının belediye açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Belediye, 394 sayılı Kanuna uyarınca ancak ruhsat almamış olan berberleri faaliyetten men edebilir.Oda üyeleri hakkında aldığı karara uymayan üyeleri hakkında 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümleri doğrultusunda işlem yapabilirler.Odanın almış olduğu kararın belediye açısından  hiçbir hukuki temeli  bulunmamaktadır.Bu karar, ancak üyeleri açısından bağlayıcı olabilir.

Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız