• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Sözleşmeli Personel Ücretleri

Oca11
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, mahalli idarelerde istihdam edilecek sözleşmeli personele ödenecek ücretlerin tavan miktarlarını belirledi.

 

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı:   79847095-010.06.02-[115708-184]-325                        05/01/2017

               Konu : Mahalli İdare Sözleşmeli Personel Ücret Tavanları

 

GENELGE

              23/8/2015 tarihli ve 29454 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin 5 inci maddesi çerçevesinde Bakanlığımız tarafından çıkarılan 3.1.2017 tarihli ve 27998389.010.06.02/66 sayılı Genelge ile 1/1/2017-30/06/2017 döneminde geçerli olmak üzere;

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı (0,096058) olarak; memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı (1,503595) olarak; iş güçlüğü, iş riski, temininde güçlük ve mali sorumluluk zamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak yan ödeme katsayısı ise (0,030462) olarak belirlenmiştir.Bu itibarla, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesi çerçevesinde 2017 yılında sözleşmeli personel olarak çalıştırılacakların sözleşmelerinin düzenlenmesinde, sözleşme ücretlerinin tespitinde ve ödenmesinde aşağıda belirtilen hususlara uygun olarak işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

              1- 24/7/2008 tarihli ve 5793 sayılı Kanunun 46 ncı maddesiyle yapılan düzenleme neticesinde, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “İçişleri Bakanlığına ve Maliye Bakanlığına” ibaresi, “İçişleri Bakanlığına” şeklinde değiştirilmiştir. Bu nedenle, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları gereğince düzenlenecek sözleşmelerin örnekleri Maliye Bakanlığına gönderilmeyecektir.

              2- 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesi çerçevesinde çalıştırılacak sözleşmeli personel için 1/1/2017 tarihinden itibaren geçerli olan aylık net ücret tavanları, asgari geçim indirimi tutarı uygulanmaksızın ve yukarıda belirtilen katsayı rakamları dikkate alınmak suretiyle unvanlar itibarıyla hesaplanmış ve ekli (1) Sayılı Sözleşme Ücret Tavanları Cetveli’nde gösterilmiştir.

Buna göre;

a) Belediyeler ve il özel idareleri ile mahalli idare birliklerinin meclisleri veya büyükşehir belediyeleri bağlı kuruluşlarının yönetim kurulları, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi çerçevesinde 1/1/2017 tarihinden sonra da çalıştırılmaya devam olunacak veya 2017 yılında ilk defa istihdam edilmeye başlanacak sözleşmeli personel için ekli (1) Sayılı Sözleşme Ücret Tavanları Cetveli’nde gösterilen ücret tavanlarını aşmamak kaydıyla net ücret tespitine yetkilidir.

b) 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi çerçevesinde 2016 yılında çalıştırılan sözleşmeli personelden 2017 yılında da görevlerine devam etmeleri uygun görülenlerin net ücretlerinin tespitine ilişkin yetkili meclis veya yönetim kurulu kararı Ocak/2017 ayı içerisinde alınacak ve ilgililerle 1/1/2017 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yapılacak sözleşmelerin yenileme işlemleri de yine Ocak/2017 ayı içerisinde tamamlanacaktır. Yenilenen bu sözleşme örnekleri ile birlikte sözleşmenin imzalandığı tarihteki memur kadrolarının kadro unvan ve dereceleri itibarıyla dolu-boş durumlarını gösteren cetvellerin, sözleşmeli personele ödenecek net ücretin tespitine ilişkin meclis kararının ve sözleşmeli personel olarak çalıştırılacakların öğrenim durumlarını gösterir belgenin bir örneği de en geç 1/2/2017 tarihine kadar İçişleri Bakanlığına gönderilecektir.Ayrıca, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi çerçevesinde tam zamanlı sözleşmeli personel istihdamına ilişkin uygulamaların ilgili meclis veya yönetim kurulu kararı ile verilen iznin amacına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin tespiti için, tam zamanlı sözleşmeli personel istihdamına yönelik olarak alınacak meclis veya yönetim kurulu kararlarında her bir kadro unvanı için kaç adet tam zamanlı sözleşmeli personel istihdamına izin verildiği de açıkça karara bağlanacaktır.

c) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 32 nci maddesi uyarınca hesaplanması gereken asgari geçim indirimi tutarı, aylık net sözleşme ücretinin belirlenmesi aşamasında dikkate alınmayacak ve bu nedenle aylık net sözleşme ücretlerinin tespitinde ekli (1) Sayılı Sözleşme Ücret Tavanları Cetveli’nde gösterilen tutarlar aşılmayacaktır. Sözleşmeli personel olarak istihdam edilenlerin asgari geçim indirimi uygulamasından yararlandırılmasında genel hükümlere uygun olarak işlem tesis edilecektir.

                 3- 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde tam zamanlı sözleşmeli personel olarak istihdam edilenlere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre ek ödeme verilmesine ilişkin uygulama, anılan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin dördüncü bölümünde yer alan “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme”nin 2 nci maddesinde farklı bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu çerçevede, ilgili personel hakkında uygulanması gereken ek ödeme oranları ile bu oranların karşılığı olan ek ödeme tutarı tavanları ekli (2) Sayılı Ek Ödeme Oranları Cetveli’nde gösterilmiştir. Öte yandan, söz konusu sözleşmeli personelin ek ödeme uygulamasından yararlandırılmasında, 3/1/2012 tarihli ve 2012/2665 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Karar”da belirtilen usul ve esaslar ile birlikte aşağıdaki hususlara uyulacaktır.

a) İlgili personel için, ayrıca bir meclis kararı veya yönetim kurulu kararı alınmaksızın ve 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere; 2017 yılına ilişkin sözleşmesinde belirtilen kadro unvanı ile sınırlı olmak kaydıyla sözleşmeli personelin aynı mahalli idarede geçen hizmet süresi hesaplanmak suretiyle ve hesaplanan hizmet sürelerine karşılık olarak bu Genelge’ye ekli (2) Sayılı Ek Ödeme Oranları Cetveli’nde denk gelen ek ödeme oranı üzerinden ek ödeme hesabı yapılacaktır.

b) 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde kısmi zamanlı olarak çalıştırılan sözleşmeli personel ek ödeme uygulamasından yararlandırılmayacaktır.

c) Ek ödemeler, sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecek ve bu ödemelerden sigorta primi kesilmeyecek olup, bu ek ödemeden sadece damga vergisi kesilecektir.

ç) Ek ödeme tutarı, mevcut sözleşme örneğinin ücret maddesinden sonra gelmek üzere yeni bir madde olarak sözleşmede gösterilecektir.

d) Ek ödeme tutarı, maaş bordrosunda sözleşme ücreti ile birleştirilmeksizin ayrı bir sütun halinde ayrıca gösterilecektir.

                4- Anılan 3. Dönem Toplu Sözleşmenin 9 uncu maddesinde, sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışanların 19/11/1986 tarihli ve 86/11220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği hükümlerinden aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi çerçevesinde mahalli idarelerde sözleşmeli personel olarak istihdam edilenler, sözleşmelerinde belirtilen unvanda Devlet memuru olarak çalışmakta olanların ödemekte oldukları yemek bedeli kendilerinden tahsil edilmek suretiyle ve anılan Yönetmelik’te belirtilen usul ve esaslar dikkate alınarak 31/12/2017 tarihine kadar yiyecek yardımından yararlandırılmaya devam olunacaktır.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

                                                                                                                                                                  Bakan a.

 EK:

Ek-1: (1) Sayılı Sözleşme Ücret Tavanları Cetveli

 Ek-2: (2) Sayılı Ek Ödeme Oranları Cetveli

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

SORU/CEVAP

Oca04
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Soru :

 2886 Sayılı Devlet ihale Kanunu hükümlerine göre yapılan taşınmaz mal satış ihalesine 4 istekli başvurmuş, geçici teminatlarını yatırarak ihale şartnamesi gereği vermek zorunda oldukları belgeleri idareye teslim etmişlerdir. Ancak ihale saatinde isteklilerden biri hazır bulunmayarak ihaleye katılmamıştır. Bu durumda ihaleye katılmayan isteklinin yatırmış olduğu geçici teminatın iadesi mi irat kaydı mı gereklidir?

CEVAP :

GÖKÇEADA BELEDİYESİ;

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 17.09.2004 tarih ve 5234 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesiyle değişik 54’üncü maddesine göre; taahhüdün, sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleşme yapılmasından önce müteahhit veya müşteriden ihale bedeli üzerinden hesaplanmak suretiyle % 6 oranında kesin teminat alınacak, müteahhit veya müşterinin bu zorunluluğa uymaması halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulacak ve varsa geçici teminatı gelir kaydedilecek, verilen kesin teminat, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilecek, sözleşmenin yapılmasından sonra geçici teminat iade edilecektir.

Bu durumda ihaleye katılmayan isteklinin yatırmış olduğu geçici teminatı iade EDİLMELİDİR.

 

 

Yazıldı Soru / Cevap

Resmi Gazete’de Yayınlananlar

Oca02
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

A) 31 Aralık 2016 CUMARTESİ günlü ve (3. Mükerrer)   29935 sayılı Resmî Gazetede “ZORUNLU DEPREM SİGORTASI TARİFE VE TALİMAT TEBLİĞİ” yayımlandı.

TEBLİĞ

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) 9/5/2012 tarihli ve 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanununa istinaden yapılacak Zorunlu Deprem Sigortasına aşağıdaki tarife ve talimatlar uygulanır.

Tarife

MADDE 2 – (1) Ödenecek prim, 4 üncü maddede belirtilen esaslara göre tespit edilen sigorta bedeline, deprem bölgesine ve yapı tarzına göre aşağıdaki tarife uygulanmak suretiyle bulunan tutara 10 TL ilave edilerek hesaplanır. İstanbul ilinde bulunan rizikolar için bu tutar 15 TL olarak uygulanır. Bu şekilde belirlenecek asgari prim tutarı her halükarda deprem risk bölgesine göre birinci bölgeden beşinci bölgeye sırasıyla 75 TL, 65 TL, 55 TL, 45 TL ve 35 TL’den az olamaz.

Yapı Tarzı I. Bölge
‰
II. Bölge
‰
III. Bölge
‰
IV. Bölge
‰
V. Bölge
‰
a) Çelik, betonarme, karkas yapılar 2.20 1.55 0.83 0.55 0.44
b) Yığma kâgir yapılar 3.85 2.75 1.43 0.60 0.50
c) Diğer yapılar 5.50 3.53 1.76 0.78 0.58

(2) İnşaat ruhsatı tarihi 2007 yılı veya sonraki yıllar olan binalarda yukarıdaki tarife fiyatı üzerinden %10 oranında indirim yapılır.

(3) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 21 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bina/site yönetimleri tarafından Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılması ana gayrimenkulün yönetimi kapsamında değerlendirilir. Bina/site yönetimi tarafından binadaki/sitedeki konutların tamamının sigortalanması durumunda %20 indirim uygulanır.

(4) Poliçe süresinin sonunda sigortanın en geç 30 gün içinde yenilenmesi durumunda, yenilenen poliçe için yukarıdaki tarife fiyatları üzerinden birinci, ikinci ve üçüncü yenilemelerde %10, üçüncü yenileme sonrası yapılan müteakip yenilemelerde ise %20 oranında indirim yapılır.

(5) Birleşen indirimler birbiri ile toplanarak uygulanır.

(6) Deprem bölgeleri ayrımında, Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası esas alınır. Ancak yerleşim birimlerinde daha sonra yapılan değişiklik nedeniyle söz konusu haritada karşılığı tam olarak bulunamayan yerleşim birimleri için deprem tehlike bölgesi, kamu kurumlarınca bu konuda yapılan çalışmalar dikkate alınarak Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulunca belirlenir.

(7) Yukarıdaki tarifede belirtilen yapı tarzlarının tanımı aşağıdaki gibidir:

a) Çelik, betonarme karkas yapılar: Çelik veya betonarme taşıyıcı karkas bulunan yapılardır.

b) Yığma kâgir yapılar: Karkas olmayan ve taşıyıcı duvarları moloz taş, kesme taş, tuğla veya boşluklu, boşluksuz beton briket gibi malzemeden yapılan, döşeme, merdiven ve tavanları beton veya betonarme olan yapılardır.

c) Diğer yapılar: Yukarıdaki gruplara girmeyen yapılardır.

Azami teminat tutarı

MADDE 3 – (1) Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında, bir mesken için verilebilecek azami teminat tutarı yapı tarzı ayırımı yapılmaksızın 170 bin TL’dir.

Sigorta bedelinin tespiti

MADDE 4 – (1) Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için aşağıda belirtilen metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt yüzölçümünün (veya yaklaşık yüzölçümünün) çarpılması sonucu bulunan tutar esas alınır. Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli 3 üncü maddede belirtilen azami teminat tutarından çok olamaz. Aşağıda belirtilen sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedelleri her yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyetlerindeki değişim dikkate alınarak belirlenir.

   Yapı Tarzı

Sigorta Bedeli Hesabına

Esas Metrekare Bedeli (TL)

A-     Çelik, betonarme, karkas yapılar

800

B-      Yığma Kagir Yapılar

575

C-      Diğer Yapılar

295

Muafiyet

MADDE 5 – (1) Her bir hasarda, sigorta bedelinin %2’si oranında tenzili muafiyet uygulanır. Doğal Afet Sigortaları Kurumu hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumludur. Muafiyet uygulaması açısından, her bir 72 saatlik dönem bir hasar sayılır.

Sigortanın süresi

MADDE 6 – (1) Sigortanın süresi bir yıldır. Süresi dolan poliçe sigortalı veya sigorta ettiren tarafından her yıl yenilenir.

 Yetkili sigorta şirketleri ve primlerin tahsili

MADDE 7 – (1) Zorunlu deprem sigortası, Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından doğrudan satış uygulamaları yoluyla veya Kurum nam ve hesabına sigorta yapmaya yetkili sigorta şirketleri ve bu şirketlerin acenteleri tarafından yapılır. Bu tarife ve talimata göre belirlenen prim tutarı peşin olarak tahsil edilir. Prim tutarının, Doğal Afet Sigortaları Yönetim Kurulunca belirlenen şartlara bağlı olarak kredi kartıyla veya benzeri başka düzenli ödeme yöntemleriyle taksitlendirilmesi mümkündür.

(2) Bankalar tarafından kullandırılan konut kredileri ile bağlantılı olarak yaptırılması gereken zorunlu deprem sigortası, konut kredisi kullanan tarafından yaptırılmamış ise krediyi veren banka tarafından sigortalıya bilgi verilerek yapılır. Kredi süresince, sigortalı tarafından yenileme yapılmaması durumunda, banka tarafından sigortalıya bilgi verilerek ilgili poliçenin yenilemesi gerçekleştirilir.

(3) Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarında belirtilen zorunlu haller dışında, düzenlenmiş bir Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sonlandırılamaz. Yürürlük tarihinin sona ermesine 60 gün veya daha az kalan poliçelerle sınırlı olmak üzere, yenilenen poliçelerin yürürlüğe girmeden önce iptal edilmesi mümkündür.

Komisyon

MADDE 8 – (1) Doğal Afet Sigortaları Kurumu nam ve hesabına Zorunlu Deprem Sigortası sözleşmesi yapmaya yetkili sigorta şirketlerine, kendileri veya acenteleri tarafından yapılan zorunlu deprem sigortası primi tutarı üzerinden İstanbul ilinde bulunan rizikolar için %12,5 oranında, diğer illerde bulunan rizikolar için %17,5 oranında komisyon ödenir. Yenileme poliçeleriyle sınırlı olmak üzere, bu oranlar sırasıyla %15 ve %20 olarak uygulanır.

(2) Ancak, her bir sigorta sözleşmesi itibariyle yetkili sigorta şirketine ödenecek asgari komisyon 10 TL, yenileme poliçelerinde ise 15 TL’dir. Ödenen asgari komisyonun 3 TL’si sigorta şirketine, 7 TL’si acenteye; yenileme poliçelerinde ise 3 TL’si sigorta şirketine, 12 TL’si acenteye aittir. Birinci fıkrada belirtilen oranlar kapsamında sigorta şirketine ödenecek komisyonun 10 TL’yi, yenileme poliçelerinde ise 15 TL’yi aşması durumunda, acenteye verilecek komisyon, asgari tutarın altına düşülmemesi kaydıyla sigorta şirketi ve acente arasında serbestçe belirlenir.

(3) Başarılı sigorta şirketlerine ve acentelerine, yukarıda belirlenen komisyon oranlarına ilave olarak, Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulunca belirlenecek esaslar dahilinde teşvik komisyonu ödenebilir veya başarı ödülü verilebilir.

(4) Doğrudan satış uygulamalarında hizmet alınan kuruluşlara ödenecek ücret Yönetim Kurulunca belirlenir.

İhtiyari sigorta

MADDE 9 – (1) Doğal Afet Sigortaları Kurumu dışındaki kişi ve kuruluşlar Zorunlu Deprem Sigortası yapamaz. Ancak Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bağımsız bölüm veya binaların yeniden yapım değerinin 4 üncü maddeye göre hesaplanan sigorta bedelinden yüksek olması durumunda söz konusu sigorta bedelini aşan kısım için Zorunlu Deprem Sigortasının yapılmış olması kaydıyla, sigorta şirketleri tarafından ihtiyari deprem sigortası yapılabilir.

(2) Deprem teminatı içeren tüm sigorta poliçeleri yapılırken sigorta şirketleri tarafından Zorunlu Deprem Sigortasının varlığı kontrol edilir, yapılmamışsa sigortalıya bilgi verilerek ilgili sigorta şirketi tarafından Zorunlu Deprem Sigortası yapılır.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 10 – (1) 29/12/2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 11 – (1) Bu Tebliğin; 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası 1/6/2017 tarihinde, diğer maddeleri 1/1/2017 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

 B) 2 Ocak 2017 Tarihli ve 29936 Sayılı Resmî Gazete;

“1—  Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 377)

2—  Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranının Tespiti Hakkında Tebliğ (13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1530 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranı yıllık yüzde 10,75, alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 150,00 Türk Lirası olarak tespit edilmiştir. Belirlenen bu oran ve tutar 01/01/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.)

3—  Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yayımlanmıştır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

2017 Yılı Bütçe Kanunu Ekleri

Oca02
2017
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

24 Aralık 2016 CUMARTESİ günlü ve 29928 (Mükerrer)  Resmî Gazetede

6767 sayılı 2017 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNUNA EK CETVELLER

H – CETVELİ

10/2/1954 TARİHLİ VE 6245 SAYILI HARCIRAH KANUNU HÜKÜMLERİ UYARINCA VERİLECEK GÜNDELİK VE TAZMİNAT TUTARLARI

I- Yurt İçinde Verilecek Gündelikler (Madde : 33)

A- a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakan ve Başbakan                                      63,00

b) Anayasa Mahkemesi Bakan, Genelkurmay Bakanı, Bakanlar, Milletvekilleri, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Orgeneraller, Oramiraller, Yargıtay, Danıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Sayıştay Başkanları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Diyanet İşleri ve Yükseköğretim Kurulu Başkanları                                                                       57,50

B- Memur ve Hizmetlilerden;

a) Ek göstergesi 8000 ve daha yüksek olan kadrolarda bulunanlar (1)              48,25

b) Ek göstergesi 5800 (dahil) – 8000 (hariç) olan kadrolarda bulunanlar         45,00

c) Ek göstergesi 3000 (dahil) – 5800 (hariç) olan kadrolarda bulunanlar          42,25

d) Aylık/kadro derecesi 1-4 olanlar                                                                               37,25

e) Aylık/kadro derecesi 5-15 olanlar                                                                             36,25

(1) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre verilecek gündeliklerin hesabında bu tutar esas alınır.

* 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, (d) fıkrasına göre yapılacak ödemelerde ise görevlendirmenin ilk 10 günü için gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı, takip eden 80 günü için gündeliklerinin%50 si, müteakip 90 günü için ise müstehak oldukları  gündeliklerinin %40’ı esas alınır.

 İ – CETVELİ

ÇEŞİTLİ KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERE GÖRE BÜTÇE KANUNUNDA GÖSTERİLMESİ GEREKEN PARASAL VE DİĞER SINIRLAR

a) 2886 Devlet ihale Kanunu                      17 /2                 634.200

17/3                1.902.600

45                1.902.600

Bu madde ile ilgili parasal sınır, Hazineye ait taşınmazların satışında 10.000.000 TL. olup, bu tutarı yirmi katına kadar artırmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

51 – a) İllerde, kuruluş merkezlerinde, askeri kurum kuruluş ve birliklerde, büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçelerde ve nüfusu 50 bini geçen ilçelerde    69.300

b) Diğer ilçelerde                                                                                                  34.500

76 – a) Ankara, İstanbul ve İzmir il merkezlerinde                                     418.500

b) Diğer büyükşehir belediyesi olan il merkezlerinde                                209.400

c) Diğer il merkezleri, büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçeler ve nüfusu 50 bini geçen ilçelerde                                                                                                   151.800

ç) Diğer ilçelerde                                                                                               113.400

Bu madde ile ilgili parasal sınırları, her biri için ayrı ayrı veya birlikte dört katına kadar artırmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

b) 2942 Kamulaştırma Kanununun           3/ 2  maddesi                     231.800

ç) 5018 Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun    35/ 1 maddenin;

a) Yapım işleri ile mal ve hizmet alımları için;

1 – İllerde, kuruluş  merkezlerinde, büyükşehir belediye sınırları  içindeki ilçeler ve nüfusu 50 bini geçen ilçelerde                                                                1.300

2 – Diğer ilçelerde                                                                                         675

ç) Yabancı konuk ve heyetlerin ağırlanması amacıyla görevlendirilen mihmandarlara 8700

e) Mahkeme harç ve giderleri için                                                             32.000

(Ankara, İstanbul ve İzmir il merkezleri için)                                           88.000

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 35 /1  maddesindeki

i) 5018 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin;

– Kuruluş merkezlerindeki mutemetlerine                                               931.400

– Merkez dışındaki birim mutemetlerine                                                 372.700

l) Yargılama Giderleri                                                                              14.100

46/ 2                                                                                                    338.400.000

 

K – CETVELİ

EK DERS, KONFERANS VE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİİLE DİĞER ÜCRET ÖDEMELERİNİN TUTARLARI

III. FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ

(A) Saat Başı Fazla Çalışma Ücreti:

1- 657 sayılı Kanunun 178 inci maddesi uyarınca fazla çalışma karşılığında saat başına yapılacak ödeme 1,83 Türk Lirasıdır. (399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 30 uncu maddesinin (a) bendi dâhil olmak üzere özel kanunlarındaki hükümler uyarınca bütçe kanunlarıyla belirlenmesi gereken fazla çalışma ücretleri için bu saat ücreti esas alınır.)

2- 657 sayılı Kanuna tabi personele, anılan Kanunun 178 inci maddesinde yer alan kısıtlamalara bağlı olmaksızın ve fiilen yapılan fazla çalışma karşılığında;

a) Bakanlıklar özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele (makam şoförleri dahil) ayda 90 saati geçmemek üzere makam onayına istinaden saat başına yapılacak ödeme 1,93 Türk Lirasıdır.

b) Her bir makam için aylık toplam 450 saati geçmemek üzere Kurul Başkanı (Bakanlıklar), Genel Müdür ve daha üst birim yöneticileri, Strateji Geliştirme Başkanı, Vali, General ve Amiral rütbesini haiz olmak kaydıyla Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığındaki Daire Başkanı ve daha üst birimlerin yöneticileri, Rektör, Büyükşehir ve İl Belediye Başkanları ile birlikte çalışan personele ayda 90 saati geçmemek üzere makam onayına istinaden saat başına yapılacak ödeme 1,93 Türk Lirasıdır.

(B) Aylık Maktu Fazla Çalışma Ücreti:

1- Belediyeler ile bunlara bağlı müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarda (iktisadi işletmeler hariç), görevlerinin niteliği gereği 657 sayılı Kanunda belirtilen çalışma süre ve saatlerine bağlı olmaksızın zabıta ve itfaiye hizmetlerinde fiilen çalışan personele (destek hizmeti yürüten personel hariç), belediye meclisi kararı ile tespit edilen tutar, fazla çalışma ücreti olarak maktuen ödenir. Ancak, bunlara ödenecek aylık fazla çalışma ücreti en son yapılan resmi nüfus sayımına göre belediye nüfusu;

– 10.000’e kadar olanlar için                                  244 Türk Lirasını,

– 10.001’den 50.000’e kadar olanlar için             262 Türk Lirasını,

– 50.001’den 100.000’e kadar olanlar için           290 Türk Lirasını,

– 100.001’den 250.000’e kadar olanlar için         327 Türk Lirasını,

– 250.001’den 1.000.000’e kadar olanlar için      390 Türk Lirasını,

– 1.000.001’den fazla olanlar için                        453 Türk Lirasını,

– Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediyeleri dışındaki diğer büyükşehirlerin belediye sınırları içerisindekiler için 453 Türk Lirasını,

– Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehirler belediye sınırları içerisindekiler için 602 Türk Lirasını, geçemez.

2- Aylık maktu fazla çalışma ücreti alanlara, her ne ad altında olursa olsun ayrıca fazla çalışmaya yönelik olarak başkaca bir ödeme yapılmaz.

3- Yukarıdaki hükümlere göre ödenecek aylık maktu fazla çalışma ücretleri;

a) Görevin yapılması sırasında veya görevden dolayı yaralanma ve sakatlanma hallerinde tedavi süresince,

b) Bir yılda toplamı 30 günü geçmeyen hastalık izni sürelerinde,

c) İtfaiye hizmetlerinde çalışan personel için görevin yapılması sırasında veya görevden dolayı hastalanma hallerinde tedavi süresince,

ç) Yurt içinde yapılacak hizmet içi eğitime katılma ve geçici görevli olarak bulunma durumlarında, ödenmeye devam olunur. Diğer hallerde ise, fiilen çalışıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak ödenir.

 IV. DİĞER ÖDEMELER

12- 5393 sayılı Belediye Kanununun 39 uncu maddesinde yer alan göstergeler, 1/1/2017 – 31/12/2017 tarihleri arasındaki dönemde “2.280” rakamının eklenmesi suretiyle uygulanır.

T – CETVELİ

KURUMLARIN SATIN ALACAKLARI TAŞITLARIN AZAMİ SATIN ALMA BEDELLERİ

Sıra No               Taşıtın Cinsi                             Azami Satın Alma Bedeli (TL)

1-a (*) Binek otomobil                                                        140.500

1-b (**) Binek otomobil                                                     154.600

2- Binek otomobil                                                                 50.400

3- Station-Wagon                                                                 52.700

4- Arazi binek (En az 4, en fazla 8 kişilik)                            89.900

5- Minibüs (Sürücü dahil en fazla 17 kişilik)                        81.300

6- Kaptıkaçtı (Arazi hizmetleri için)                                     118.500

7- Pick-up (Kamyonet, sürücü dahil 3 veya 6 kişilik)           72.200

8- Pick-up (Kamyonet, arazi hizmetleri için sürücü dahil 3 veya 6 kişilik) 91.600

9- Panel                                                                                  71.000

10- Midibüs (Sürücü dahil en fazla 26 kişilik)                        156.000

11-a Otobüs (Sürücü dahil en az 27, en fazla 40 kişilik)        244.000

11-b Otobüs (Sürücü dahil en az 41 kişilik) 556.000

12- Kamyon (Şasi-kabin tam yüklü ağırlığı en az 3.501 Kg)         91.600

13- Kamyon (Şasi-kabin tam yüklü ağırlıkları en az 12.000 Kg) 135.000

14- Kamyon (Şasi-kabin tam yüklü ağırlıkları en az 17.000 Kg) 164.000

15- Ambulans (Tıbbi donanımlı)                                                  165.000

16- Ambulans (Arazi hizmetleri için)                                            206.500

17- Pick-up (Kamyonet, cenaze arabası yapılmak üzere)               72.500

18- Motorsiklet (En fazla 600 cc.lik)                                               11.000

19- Motorsiklet (En az 601 cc.lik)                                                   26.500

20- Bisiklet                                                                                        2.450

(*) 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde yer alan Makamlar ile Devlet Protokol Hizmetlerinde kullanılmak üzere Dişişleri Bakanlığınca satın alınacak taşıtlar için.

(**) 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde yer alan ilk üç sıradaki Makamlar için.

NOT : 1- Bu cetvelde belirlenen azami satın alma bedelleri, her türlü vergi öncesi bedellerdir. Bu fiyatlarda değişiklik yapmaya, bu bedelleri belirli makam ve hizmetler için farklı miktarlarda tespit etmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Belediye Payları Azalıyor..

Ara27
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

GAZETELERDEN……

 Belediyelere kıskaç… Topbaş harekete geçti

Devlet, belediyelerin bütçesinde kamuya borç nedeniyle yüzde 50 kesinti yaptı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Topbaş, Başbakanlık’a mektup yazdı.

Hükümet, belediyelerin kamuya olan borçlarına karşılık bütçelerinden yapılacak kesinti oranını yüzde 7.5’ten yüzde 50’ye çıkardı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş harekete geçti. Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Başbakanlık’a mektup yazan Topbaş, “Kesinti oranları yüzde 400 artırıldı. Genel bütçeden gelen payların yüzde 50’si belediyelerin kamuya olan borçlarına kesilecek ve belediyelerin hizmet görme kapasitelerini olumsuz etkileyecek” dedi ve kesinti oranının büyükşehirler için yüzde 10’a düşürülmesini istedi. Belediyelerin kamuya olan borçları, genel bütçeden kendilerine ayrılan paydan kesinti yapılarak tahsil ediliyor. Eski düzenlemeye yani İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Yasa’ya göre, belediyelerin kamuya olan borçlarına mahsuben yapılacak kesintilerin yüzde 40 oranını aşmaması gerekiyor. Kesintilerin detayları ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirleniyordu. Ancak ağustos ayı sonunda yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa ile belediye paylarından kamuya ait borçlar için yapılacak yüzde 40’lık kesinti oranı yüzde 50’ye çıkarıldı.

Kesintinin üst sınırını yüzde 40 olarak belirleyen yasa maddesine göre Bakanlar Kurulu, 2016 yılı için yapılacak kesintileri, 2010’dan sonra borcu olan belediyeler için yüzde 12.5; 2010’dan önce borcu olan belediyeler için ise yüzde 7.5 olarak belirlemişti. Ancak 30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplanan Bakanlar Kurulu, belediyelerden yapılacak borç kesintisi oranını Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa doğrultusunda artırdı. Alınan karara göre, 2017 yılında belediye borçlarına mahsuben yapılacak kesinti oranları geçmiş dönem borcu olanlar için yüzde 50 olarak belirlendi.

Topbaş harekete geçti

Kesinti oranının artırılmasına ilişkin karar, 24 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, harekete geçti. Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile birlikte Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı’na mektup yazan Topbaş; “belediyelerin menfaatini koruma, belediyelerle ilgili mevzuat hakkında görüş bildirme, sorun alanlarını tespit etme ve önerilerde bulunma”nın Türkiye Belediyeler Birliği’nin görevleri arasında olduğunu dile getirdi.

‘Çoğumuz borçluyuz’

Topbaş, mektubunda, Bakanlar Kurulu’nun son kararı ile artan kesinti oranının, “2016 yılı için belirlenen kesinti oranlarının yüzde 400 arttırılması anlamına geldiğini” belirtti. Topbaş, “Belediyelerimizin büyük kısmının geçmiş dönemlere ait borçları bulunduğu dikkate alındığında, 2017 yılında genel bütçeden gelen payların yüzde 50’si belediyelerin kamuya olan borçlarına kesilecek ve belediyelerimizin hizmet görme kapasitelerini olumsuz etkileyecektir” ifadelerini kullandı. Topbaş belediye mali yapılarına ve dolayısıyla hizmet görme kapasitelerine olumlu katkı yapması için kesinti oranlarında değişiklik yapılması gerektiğini ifade etti. Topbaş, 2017 yılı kesinti oranının nüfusu 100 bine kadar olan belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve büyükşehir ilçe belediyeleri için yüzde 10; diğer belediyeler için yüzde 15 olarak uygulanmasını istedi.

 

Yazıldı Duyurular

Tebliğler

Ara27
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

      

27 Aralık 2016 Tarihli ve 29931 Sayılı Resmî Gazetede;

 

 

 

           “  1––  Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 49)

               2––  Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 70)  

               3––  Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 296)

               4–– Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 476)”   yayımlandı.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

2017 Bütçe Kanunu

Ara26
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

         

 24 Aralık 2016 CUMARTESİ gün ve 29928 (Mükerrer) Resmi Gazetede 6767 sayılı “2017 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU” yayımlandı.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

Kamu Zararı

Ara20
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

             

 Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı, Dosya No:40644, Tutanak No:42063, Tarih:14.6.2016  

             ÖZÜ: Temizlik İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten …’ye, söz konusu müdürlük kadroları için asilde aranan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını taşımadığı halde zam ve tazminat farkı ödenmesi mümkün değildir. Tedviren yapılan görevlendirmelerde ilgili kişilere özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Asaleten atanma şartlarını taşımayan kişiye vekâleten yürüttüğü kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin ödenemez.

1704 sayılı ek ilamla; … Belediyesi’nde birinci dereceli Temizlik İşleri Müdürlüğü kadrosuna asaleten atanma şartlarını taşımadığı halde zabıta memuru kadrosunda bulunan …’ye vekâleten yürüttüğü kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin ödendiği gerekçesi ile … TL’ye tazmin hükmü verilmiştir. Gerçekleştirme Görevlisi … (İns. Kay. Ve Eğt. Müd. Şefi) temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin ilgili kararında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesi 1. Fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı boş olan kadro görevini vekâleten yürüten memurların aylık alırken, herhangi bir sebepten dolayı sürekli olarak boş olan kadro görevini vekâleten yürütenlerin aylık alamadıkları, boş kadroya vekâlet eden Devlet Memurlarının her türlü sorumluluk üstlenmesine rağmen, bu kadroya ait haklardan yararlanmamasının Anayasaya aykırı bulunduğu ve bu kararda özetle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesi 1. Fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı geçici olarak vekâlet görevini yürütenlerin aylık alırken sürekli boş olan kadroyu vekâleten yürütenlerin aylık alamadıkları, hukuk devleti, kanun önünde eşitlik, angarya yasağı ve ücrette adalet ilkelerini ihlal ettiği belirterek kuralın Anayasanın 02, 10, 18 ve 55. Maddelerine aykırı olduğundan iptal edildiğini, Mevzuatta tedviren görevlendirme şeklinde açıklanan bir usul bulunmamakla beraber, uygulamada 99 seri no’lu Genel Tebliğde de belirtildiği üzere asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunmadığı hallerde idarelerce hizmetin aksatılmadan yürütülmesine teminen herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir göreve asilde aranan şartlara en yakın personel arasından tedviren görevlendirme yapılarak idari görevin yürütülmesinin sağlandığını, Yukarıda yer alan yasal düzenleme karşısında, vekalet aylığı adı altında bir ücret ödenmesi mümkün değilse de, davacının yürüttüğü görevden dolayı üstlendiği sorumluluğu dikkate alındığında, vekalet görevinden ötürü vekalet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiğini, vekâlet aylığına eş değer tutarda bir meblağın ödenmesi gerekir iken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmediğini, İlgi raporun Ek maddesinde adına çıkarılan … TL. kamu zararı borçlarının 13/10/2012/2844 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 05/07/2012/Esas No:2012/104 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ve Devlet Memurları Kanununun 68. Maddesi doğrultusunda kamu zararı oluşturmadığı kanaatinde olduklarını belirterek arz ve izah edilen nedenler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle haklarında verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmişlerdir. Sayıştay Başsavcılığı karşılama yazısında;” Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “…birinci fıkrada sayılan…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verilmiş ve bunun sonucu olarak da emeklilik, istifa ya da başka bir göreve atama vb. sebeplerle boşalan kadrolara, kurum içinden atanan vekil memurlara da vekâlet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için vekalet aylığı ödenebilir hale gelinmiştir. Temyize konu olan olay ise … Belediyesinde Temizlik İşleri Müdürlüğü kadrosuna asaleten atanma şartlarını taşımayan …’ye tedviren yürüttüğü kadro için ödenen özel hizmet tazminatı ve ek ödemeye ilişkin olup temyiz dilekçesinde belirtilen Anayasa Mahkemesi Kararının, tazmin konusu olayla bir ilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan temyiz konusuna benzer bir olayda Danıştay 2. Dairesi, 13/6/2011 tarih ve E.2008/1955, K.2011/2475 sayılı kararı ile Tapu Sicil Müdürlüğü görevini tedviren yürüten davacıya tazminat şeklinde olsa dahi vekalet aylığı ödenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle; yerel mahkemenin, vekalet aylığına eş değer tutarda bir meblağın tazminat olarak davacıya ödenmesi yönündeki kararını bozmuş, yerel mahkeme bu defa Danıştay 2. Dairesinin bozma kararına uyarak, aynı gerekçelerle davayı reddetmiştir. Başvurucu tarafından temyiz edilen karar, Danıştay 2. Dairesinin 31/5/2012 tarih ve E.2012/850, K.2012/3186 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme başvurusu da aynı Dairenin 1/2/2013 tarih ve E.9356, K.2013/453 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu defa Başvurucu, yaklaşık 4 yıl süre ile vekaleten tapu sicil müdürlüğü görevini ifa ettiğini, görevi sırasında asil olarak görev yapan bir müdürün kullanabileceği tüm yetkileri kullanarak sorumluluk altına girdiğini, devletin hem bir personelini daha çok sorumluluk ve ücret gerektiren bir işte çalıştırmasının hem de ücret vermemesinin angarya yasağına aykırı olduğunu, İdare Mahkemesinin iptal kararı üzerine tarafına ödenen vekalet aylıklarının bozma kararına uyan mahkeme kararı nedeniyle kendisinden tahsil edilmeye başlandığım, dolayısıyla da, Anayasanın 10., 18., 40. ve 55. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Yapılan başvuru; 29/1/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 14/1/2014 tarih ve 2013/5062 Başvuru Numaralı Anayasa Mahkemesi Kararın da açıklanan gerekçelerle;- Ücrette adaletin sağlanması hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden “konu bakımından- Angarya yasağının ihlal edildiği iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması ” nedenleriyle kabul edilemez olduğu yönünde oy birliği ile karara bağlanmıştır. Bu nedenle, gerek Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler, gerekse tedviren yapılan görevlendirmelerde, ilgili kişilere Özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına ilişkin mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, Sorumlunun tazmin hükmünün kaldırılması yönündeki talebinin reddedilerek, Daire Kararının onanmasının uygun olacağı mütalaa olunmaktadır. Arz olunur.” Demiştir. Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları” başlıklı 86’ncı maddesinde; “Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir. Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.…………” denilmektedir. Aynı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendinde; “Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir. Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin; a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl, b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yıl, c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl, hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır.……” hükmü yer almaktadır.657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve aynı Kanunun Ek Geçici 9’uncu maddesi kapsamına giren kurumlardan aylık alanlara ne miktarda zam ve tazminat verileceğine ilişkin 05.05.2006 tarih ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli Kararın “Vekalet” başlıklı 9’uncumaddesinde ise;“657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesi uyarınca; a) 1) Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekâlet ettirilenlere; aa) Vekâletin, 657 sayılı Kanun’un 86 maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, bb)Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, cc) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.2) aa) Esas ve usule ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartları bir arada taşımayanlara,……………….vekalet nedeniyle öngörülen zam ve tazminatlar ödenmez.” denilmektedir. Ayrıca konu ile ilgili, 17.05.1987 tarih ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde;“……………….

1) Bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekaleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple,

a) 1–4 üncü dereceli kadrolara vekâlet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları,

b) 5 – 15 inci dereceli kadrolara vekâlet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak kaydıyla vekâlet ettirilecekleri kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla olmaması, gerekmektedir.

2) Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.

3) 657 sayılı Kanunun vekâlet ücreti ödenmesine ilişkin 175 inci maddesine göre, tedvir dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılması mümkün bulunmamaktadır.” hükmüne yer verilmiştir.04.07.2009 tarihine kadar yürürlükte kalan “İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik (R.G.: 02/02/2000-23952 )” in öğrenim düzeyini açıklayan 14. maddesinde ise; “Bu Yönetmeliğe tabi personelde öğrenim düzeyi;…b) Müdür kadrolarına atanabilmek için kamu yönetimi, maliye, işletme, iktisat, çalışma ekonomisi, sosyal ve idari bilimler dallarında yüksek öğrenim bitirmiş veya bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilmiş yurt dışı öğrenim kurumlarından mezun olmak,…..şarttır.” Hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, bir görevin vekâleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekâleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Buna göre bir göreve kurum içinden veya kurum dışından vekil olarak atananlara, vekâlet ettikleri kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödeme ile asli kadrosu için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödeme arasındaki farkların vekâlet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenebilmesi için, bu kişinin genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dâhil) bir arada taşıması gerekmektedir. Buna göre, Temizlik İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten …’ye, söz konusu müdürlük kadroları için asilde aranan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını taşımadığı halde zam ve tazminat farkı ödenmesi mümkün değildir. Gerçekleştirme Görevlisi … temyiz dilekçesinde;13.10.2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 05.07.2012 tarih ve 2012/104 karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararından bahsedilerek, 657 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı boş olan kadro görevini vekaleten yürüten memurların aylık aldıkları ancak herhangi bir sebepten dolayı sürekli olarak boş olan kadro görevini vekaleten yürütenlerin aylık alamadıkları, boş kadroya vekalet eden memurların her türlü sorumluluğu üstlenmelerine rağmen kadroya ait haklardan yararlanamadıkları, bu durumun ise mahkemece Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen “Kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı bulunduğu belirtilmiş, ayrıca 17.05.1987 tarih ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nin ikinci fıkrasına göre asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesinin mümkün olduğu ve söz konusu yasal düzenlemelere göre ilgili kişiye vekalet aylığı adı altında bir ücret ödenmesi mümkün değilse de, yürüttüğü görevden dolayı üstlendiği sorumluluğu dikkate alınarak vekalet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu mahkeme kararı, boş kadroya vekaleten atananların vekalet aylığı almalarına ilişkin olup, asilde aranan şartları taşımayan ilgiliye özel hizmet tazminatı ve ek ödeme ödenmesi hususlarını düzenlememektedir. Ayrıca tedviren yapılan görevlendirmelerde ilgili kişilere özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu itibarla, temyiz talebinin reddi ile 870-1704 sayılı ek ilamla … TL’ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, Karar verildiği 14.06.2016 tarih ve 42063 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Yazıldı Yargı Kararları

Vekaleten Atanma-Sayıştay Kararı

Ara20
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

            

Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı, Dosya No:40644, Tutanak No:42063, Tarih:14.6.2016  

             ÖZÜ: Temizlik İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten …’ye, söz konusu müdürlük kadroları için asilde aranan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını taşımadığı halde zam ve tazminat farkı ödenmesi mümkün değildir. Tedviren yapılan görevlendirmelerde ilgili kişilere özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Asaleten atanma şartlarını taşımayan kişiye vekâleten yürüttüğü kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin ödenemez.

1704 sayılı ek ilamla; … Belediyesi’nde birinci dereceli Temizlik İşleri Müdürlüğü kadrosuna asaleten atanma şartlarını taşımadığı halde zabıta memuru kadrosunda bulunan …’ye vekâleten yürüttüğü kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin ödendiği gerekçesi ile … TL’ye tazmin hükmü verilmiştir. Gerçekleştirme Görevlisi … (İns. Kay. Ve Eğt. Müd. Şefi) temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin ilgili kararında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesi 1. Fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı boş olan kadro görevini vekâleten yürüten memurların aylık alırken, herhangi bir sebepten dolayı sürekli olarak boş olan kadro görevini vekâleten yürütenlerin aylık alamadıkları, boş kadroya vekâlet eden Devlet Memurlarının her türlü sorumluluk üstlenmesine rağmen, bu kadroya ait haklardan yararlanmamasının Anayasaya aykırı bulunduğu ve bu kararda özetle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. Maddesi 1. Fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı geçici olarak vekâlet görevini yürütenlerin aylık alırken sürekli boş olan kadroyu vekâleten yürütenlerin aylık alamadıkları, hukuk devleti, kanun önünde eşitlik, angarya yasağı ve ücrette adalet ilkelerini ihlal ettiği belirterek kuralın Anayasanın 02, 10, 18 ve 55. Maddelerine aykırı olduğundan iptal edildiğini, Mevzuatta tedviren görevlendirme şeklinde açıklanan bir usul bulunmamakla beraber, uygulamada 99 seri no’lu Genel Tebliğde de belirtildiği üzere asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunmadığı hallerde idarelerce hizmetin aksatılmadan yürütülmesine teminen herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir göreve asilde aranan şartlara en yakın personel arasından tedviren görevlendirme yapılarak idari görevin yürütülmesinin sağlandığını, Yukarıda yer alan yasal düzenleme karşısında, vekalet aylığı adı altında bir ücret ödenmesi mümkün değilse de, davacının yürüttüğü görevden dolayı üstlendiği sorumluluğu dikkate alındığında, vekalet görevinden ötürü vekalet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiğini, vekâlet aylığına eş değer tutarda bir meblağın ödenmesi gerekir iken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmediğini, İlgi raporun Ek maddesinde adına çıkarılan … TL. kamu zararı borçlarının 13/10/2012/2844 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 05/07/2012/Esas No:2012/104 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ve Devlet Memurları Kanununun 68. Maddesi doğrultusunda kamu zararı oluşturmadığı kanaatinde olduklarını belirterek arz ve izah edilen nedenler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle haklarında verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmişlerdir. Sayıştay Başsavcılığı karşılama yazısında;” Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “…birinci fıkrada sayılan…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verilmiş ve bunun sonucu olarak da emeklilik, istifa ya da başka bir göreve atama vb. sebeplerle boşalan kadrolara, kurum içinden atanan vekil memurlara da vekâlet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için vekalet aylığı ödenebilir hale gelinmiştir. Temyize konu olan olay ise … Belediyesinde Temizlik İşleri Müdürlüğü kadrosuna asaleten atanma şartlarını taşımayan …’ye tedviren yürüttüğü kadro için ödenen özel hizmet tazminatı ve ek ödemeye ilişkin olup temyiz dilekçesinde belirtilen Anayasa Mahkemesi Kararının, tazmin konusu olayla bir ilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan temyiz konusuna benzer bir olayda Danıştay 2. Dairesi, 13/6/2011 tarih ve E.2008/1955, K.2011/2475 sayılı kararı ile Tapu Sicil Müdürlüğü görevini tedviren yürüten davacıya tazminat şeklinde olsa dahi vekalet aylığı ödenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle; yerel mahkemenin, vekalet aylığına eş değer tutarda bir meblağın tazminat olarak davacıya ödenmesi yönündeki kararını bozmuş, yerel mahkeme bu defa Danıştay 2. Dairesinin bozma kararına uyarak, aynı gerekçelerle davayı reddetmiştir. Başvurucu tarafından temyiz edilen karar, Danıştay 2. Dairesinin 31/5/2012 tarih ve E.2012/850, K.2012/3186 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme başvurusu da aynı Dairenin 1/2/2013 tarih ve E.9356, K.2013/453 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu defa Başvurucu, yaklaşık 4 yıl süre ile vekaleten tapu sicil müdürlüğü görevini ifa ettiğini, görevi sırasında asil olarak görev yapan bir müdürün kullanabileceği tüm yetkileri kullanarak sorumluluk altına girdiğini, devletin hem bir personelini daha çok sorumluluk ve ücret gerektiren bir işte çalıştırmasının hem de ücret vermemesinin angarya yasağına aykırı olduğunu, İdare Mahkemesinin iptal kararı üzerine tarafına ödenen vekalet aylıklarının bozma kararına uyan mahkeme kararı nedeniyle kendisinden tahsil edilmeye başlandığım, dolayısıyla da, Anayasanın 10., 18., 40. ve 55. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Yapılan başvuru; 29/1/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 14/1/2014 tarih ve 2013/5062 Başvuru Numaralı Anayasa Mahkemesi Kararın da açıklanan gerekçelerle;- Ücrette adaletin sağlanması hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden “konu bakımından- Angarya yasağının ihlal edildiği iddiası yönünden “açıkça dayanaktan yoksun olması ” nedenleriyle kabul edilemez olduğu yönünde oy birliği ile karara bağlanmıştır. Bu nedenle, gerek Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler, gerekse tedviren yapılan görevlendirmelerde, ilgili kişilere Özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına ilişkin mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, Sorumlunun tazmin hükmünün kaldırılması yönündeki talebinin reddedilerek, Daire Kararının onanmasının uygun olacağı mütalaa olunmaktadır. Arz olunur.” Demiştir. Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları” başlıklı 86’ncı maddesinde; “Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir. Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.…………” denilmektedir. Aynı Kanun’un 68’inci maddesinin (B) bendinde; “Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir. Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin; a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl, b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300’den az olanlar için en az 10 yıl, c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl, hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır.……” hükmü yer almaktadır.657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve aynı Kanunun Ek Geçici 9’uncu maddesi kapsamına giren kurumlardan aylık alanlara ne miktarda zam ve tazminat verileceğine ilişkin 05.05.2006 tarih ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli Kararın “Vekalet” başlıklı 9’uncumaddesinde ise;“657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesi uyarınca; a) 1) Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekâlet ettirilenlere; aa) Vekâletin, 657 sayılı Kanun’un 86 maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, bb)Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, cc) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.2) aa) Esas ve usule ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartları bir arada taşımayanlara,……………….vekalet nedeniyle öngörülen zam ve tazminatlar ödenmez.” denilmektedir. Ayrıca konu ile ilgili, 17.05.1987 tarih ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde;“……………….

1) Bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekaleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple,

a) 1–4 üncü dereceli kadrolara vekâlet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları,

b) 5 – 15 inci dereceli kadrolara vekâlet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak kaydıyla vekâlet ettirilecekleri kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla olmaması, gerekmektedir.

2) Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.

3) 657 sayılı Kanunun vekâlet ücreti ödenmesine ilişkin 175 inci maddesine göre, tedvir dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılması mümkün bulunmamaktadır.” hükmüne yer verilmiştir.04.07.2009 tarihine kadar yürürlükte kalan “İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik (R.G.: 02/02/2000-23952 )” in öğrenim düzeyini açıklayan 14. maddesinde ise; “Bu Yönetmeliğe tabi personelde öğrenim düzeyi;…b) Müdür kadrolarına atanabilmek için kamu yönetimi, maliye, işletme, iktisat, çalışma ekonomisi, sosyal ve idari bilimler dallarında yüksek öğrenim bitirmiş veya bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilmiş yurt dışı öğrenim kurumlarından mezun olmak,…..şarttır.” Hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, bir görevin vekâleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekâleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Buna göre bir göreve kurum içinden veya kurum dışından vekil olarak atananlara, vekâlet ettikleri kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödeme ile asli kadrosu için öngörülen özel hizmet tazminatı ve ek ödeme arasındaki farkların vekâlet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenebilmesi için, bu kişinin genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dâhil) bir arada taşıması gerekmektedir. Buna göre, Temizlik İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten …’ye, söz konusu müdürlük kadroları için asilde aranan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını taşımadığı halde zam ve tazminat farkı ödenmesi mümkün değildir. Gerçekleştirme Görevlisi … temyiz dilekçesinde;13.10.2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 05.07.2012 tarih ve 2012/104 karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararından bahsedilerek, 657 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen sebeplerden dolayı boş olan kadro görevini vekaleten yürüten memurların aylık aldıkları ancak herhangi bir sebepten dolayı sürekli olarak boş olan kadro görevini vekaleten yürütenlerin aylık alamadıkları, boş kadroya vekalet eden memurların her türlü sorumluluğu üstlenmelerine rağmen kadroya ait haklardan yararlanamadıkları, bu durumun ise mahkemece Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen “Kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı bulunduğu belirtilmiş, ayrıca 17.05.1987 tarih ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nin ikinci fıkrasına göre asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesinin mümkün olduğu ve söz konusu yasal düzenlemelere göre ilgili kişiye vekalet aylığı adı altında bir ücret ödenmesi mümkün değilse de, yürüttüğü görevden dolayı üstlendiği sorumluluğu dikkate alınarak vekalet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu mahkeme kararı, boş kadroya vekaleten atananların vekalet aylığı almalarına ilişkin olup, asilde aranan şartları taşımayan ilgiliye özel hizmet tazminatı ve ek ödeme ödenmesi hususlarını düzenlememektedir. Ayrıca tedviren yapılan görevlendirmelerde ilgili kişilere özel hizmet tazminatı ve ek ödemenin yapılacağına dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu itibarla, temyiz talebinin reddi ile 870-1704 sayılı ek ilamla … TL’ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, Karar verildiği 14.06.2016 tarih ve 42063 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Yazıldı Yargı Kararları

YIILLIK İZİN-DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI GÖRÜŞÜ

Ara20
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI GÖRÜŞÜ-

ÖZET: Memuriyette 1 yıllık hizmet süresi bulunmayan aday memurun yıllık izin hakkına ilişkin.(15/01/2014-82)

 

Aday memurların yıllık izinlerine ilişkin Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yıllık izin” başlıklı 102 nci maddesinde; “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.” hükmü, “Yıllık izinlerin kullanılışı” başlıklı 103 üncü maddesinde, “Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer…” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 62 seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde bir yıllık hizmetini doldurmayan aday memurlara yıllık izin verilmeyeceği hüküm altına alınmaktadır.

Öte yandan, 154 seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde; yıllık izin sürelerinin hesabında, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilen hizmet sürelerinin dikkate alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Ayrıca, Bakanlığınız İzin Yönergesinin 7 inci maddesinin 8 inci fıkrasında; “Aday memurlara yıllık izin verilemez. Ancak aday memurlara, adaylık süresinin bir yıldan uzun sürmesi halinde aynı usulle yıllık izin kullandırılır.” hükmüne yer verilmektedir.

Bu itibarla,

– 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda aday memurlara yıllık izin verilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmamakla birlikte, 62 seri No’lu Tebliğde bir yıllık hizmetini doldurmayan aday memurlara yıllık izin verilmeyeceği ifade edilmekte,  154 seri No’lu Tebliğde ise yıllık izne esas hizmet süresinin hesabında, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilen hizmet sürelerinin dikkate alınması gerektiği hüküm alınmakta olup, görev yaptığı kurumda 1 yıllık memuriyet hizmetini doldurmayan aday memurun da, 154 seri No’lu Tebliğe göre 1 yıllık hizmet süresinin bulunması halinde, yıllık izin kullanabileceği; Bakanlığınıza ait İzin Yönergesinin bu minvalde yeniden düzenlenmesinin uygun olacağı,

– 31/12/2012 tarihinde göreve başlayıp 31/12/2013 tarihinde 1 yıllık hizmet süresini dolduran memurun ise 2013 yılına ait 20 günlük yıllık izin hakkını 2014 yılında kullanabileceği,

mütalaa edilmektedir.

 

 

Yazıldı Makale ve Görüşler
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız