• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

6363 Sayılı Kanunda Yapılan Değişiklik Hakkında

Şub11
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

10.Şubat 2016 gün ve 29620 sayılı Resmi Gazetede 6663 sayılı  Gelir Vergisi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun yayınlandı.

Bu Kanundaki düzenlemeye göre; polislerin ek göstergeleri artırıldı. Buna göre, *polislerin maaşlarında 151 lira ile 452 lira arasında zamlanacak.

*Memurlara toplu sözleşmeden kaynaklanan bir derece artışı 15 Şubat günü maaşlarına yansıyacak. 1 derece artışı kamu görevlilerinin mali haklarını hizmet sınıfı, kadro unvan ve derecelerine göre farklı tutarlarda artıracak. Buna göre;

9’uncu dereceden 8’inci dereceye yükselen “memur” unvanlı personelin maaşı 6 lira artarken, 8’inci dereceden 7’inci dereceye yükselen “memur” unvanlı personelin maaşı 55 lira civarında artacak.

9’uncu dereceden 8’inci dereceye yükselen öğretmenin maaşı 35 lira artarken, 8’inci dereceden 7’inci dereceye yükselen öğretmenin maaşı 10 lira civarında artacak.

8’inci dereceden 7’inci dereceye yükselen mühendisin maaşı 13 lira artarken, 5’inci dereceden 4’üncü dereceye yükselen mühendisin maaşı 178 lira civarında artacak.

8’inci dereceden 7’inci dereceye yükselen hakimin maaşı 200 lira civarında artacak.

Emniyet Hizmetleri Tazminatları Arttırıldı

Resmi Gazetede dün yayımlanan 6663 sayılı kanunda yapılan düzenlemeyle,

* Emniyet hizmet sınıfında yer alan personelin Emniyet Hizmetleri Tazminatları yüzde 25 oranında artırıldı. Emniyet hizmet sınıfında yer alan personelden yüksek öğrenimli olanların ek göstergeleri de yükseltildi. Birinci derece için halen 2.200 olan ek gösterge rakamları 3.000’e çıkarıldı. Söz konusu düzenleme ile emniyet hizmetleri sınıfında yer alan personelin net maaşları kadro unvan ve derecelerine bağlı olarak 151 lira ile 452 lira arasında değişen tutarlarda arttı. Örneğin 1. derecede bulunan 1. sınıf emniyet müdürünün maaşında 452 lira, 3. derecede bulunan başkomiserin maaşında 324 lira, 1. derecede bulunan polis memurunun maaşında 301 lira ve yeni göreve başlayan polis memurunun maaşında 192 lira, çarşı ve mahalle bekçilerinin maaşlarında ise 151 lira civarında net artış meydana gelecek. Aynı yasayla muhtarların maaşlarında da artış sağlandı. Yapılan düzenlemeyle halen 1.005 lira olan muhtar ödenekleri 1.300 liraya çıkarıldı. Böylece muhtar ödeneklerinde 295 liralık yani yüzde 29 oranında artış getirildi.

Torba Kanundaki Diğer Düzenlemeleri Özetlersek;

KADINLARA doğum sonrası yarı zamanlı çalışma hakkı getiren düzenlemenin de yer aldığı 6363 sayılı Kanun dünkü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasanın getirdiği yeni düzenlemeler şöyle:

*Kanun, çocuğun okula başlama yaşına kadar kısmi süreli çalışma hakkı getiriyor. Çocuğu olan veya evlat edinen memur anne ve baba, çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar normal çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilecek. Yarı zamanlı çalışmada, mali haklar ile sosyal yardımlara ilişkin ödemelerin yarısı yapılacak. Fiili çalışmaya bağlı ödemeler ise devam edecek. Bu dönemdeki hizmet süreleri, derece yükselmesi ile kademe ilerlemesinde yarım olarak dikkate alınacak.

*Kadın işçiler de doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonraki doğumlarda ise 180 gün, günlük çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin kullanabilecek. 3 yaşını doldurmayan çocuğu evlat edinenler de bu haktan yararlanacak. Bu hükümlerden faydalanacaklar süt izninden yararlanamayacak.

*Bağ-Kur’lu emeklilerden sosyal güvenlik destek primi alınmayacak

*Liseden mezun olanlar 20 üniversiteden mezun olanlar 25 yaşına kadar gelir testi yaptırmaksızın sağlık hizmeti alacaklar.

*Emekli olduktan sonra çalışmaya başlayanların aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintisi kaldırılıyor.

Yazıldı Güncel Mevzuat

HATIRLATMA

Şub09
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

BELEDİYE GRUPLARI İTİBARİYLE VERGİ TARİFELERİ

            Belediye Gelirleri Kanunu’nda; ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, işgal harcı, tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcı, işyeri açma izin harcı gibi bazı vergi ve harçların aşağı ve yukarı hadleri belirtilerek, bu hadler arasında kalmak kaydıyla ve mahallin çeşitli semtleri arasındaki sosyal ve ekonomik farklılıklar göz önünde tutularak alınacak vergi ya da harcın miktar ya da oranını belirlemek yetkisi aynı Kanun’un 96’ncı maddesinin “B” fıkrası ile Belediye Meclislerine verilmiş idi.Bu hüküm Anayasa Mahkemesi’nin 19 Mayıs 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2011/175 sayılı Karar’ı ile “Anayasa’nın Belediye Meclisine vergi tarifesi tespit etme yetkisi vermediği, bu yetkiyi ancak belirli hadler içinde Bakanlar Kurulu’na verdiği” gerekçesiyle Anayasa’nın 73’üncü maddesine aykırı bulunarak oybirliği ile iptal edildi. Ancak Yüce Mahkeme; Anayasa’nın 153’üncü maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66’ncı maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verdi. Yani iptal kararı 19 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. Anayasa’nın 153’üncü maddesinin dördüncü fıkrasında; “iptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar” denilmesine rağmen, 19 Mayıs 2013 tarihine kadar yeni düzenleme yetiştirilemedi.

24 Mayıs 2013 tarihinde TBMM’nde kabul edilen 6487 sayılı “Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 16’ncı maddesi ile 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 96’ncı maddesinin (A) fıkrası “Bakanlar Kurulu, bu Kanunda en az ve en çok miktarları gösterilen vergi ve harçların tarifelerini belediye grupları itibarıyla tayin ve tespit eder.” şeklinde değiştirilerek daha önce Belediye Meclislerine verilmiş olan yetki, Anayasa’ya uygun şekilde Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. 6487 sayılı Yasa uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından da belediye grupları itibariyle vergi tarifeleri 18.02.2014gün ve 28917 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak, belirlemiş olmaktadır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Yönetmelik Değişikliği Sonrası

Şub08
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

           

   Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2015 yılı sonunda süreyi uzattığı ek emsal uygulaması Danıştay tarafından durdurulmuştu. Mimarlar Odası tarafından Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin geçici maddesiyle, inşaatlara verilen ek emsal için yapılan itiraz kabul edilmiş ve Danıştay tarafından durdurulmuştu. 20 Ocak 2016 tarihinde Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararı bilindiği gibi bu siteden okuyuculara duyurulmuştu.

 EK EMSAL GERİ GELDİ

Danıştay’ın durdurma kararından sonra belirsizlik ve karamsarlığın hakim olduğu ruhsat sürecinde olan bir çok müteahhit için sevindirici haber bugün geldi. Resmi gazetede yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğindeki değişiklik ile ruhsat sürecinde olan ya da ruhsat alacaklar 01.01.2017 tarihine kadar sonuçlandırmak kaydıyla ek emsalden faydalanacaklar. Ancak,  30 Mayıs 2013 tarihinde yürürlükte olan hükümlerden sadece bir tanesinden faydalanılabilecek. Karma kullanım yapılamayacak.

RUHSAT BEKLEYENLER RAHATLADI

 Özellikle kentsel dönüşüme etkisi olan ek emsal uygulamasının tekrar uzatılması Kadıköy başta olmak üzere inşaat ruhsatı alacaklar olanlar için ve kentsel dönüşümün önünü açıyor olmasından dolayı büyük avantaj sağlıyor. Danıştay’ın durdurma kararından sonra belirsizliğe ve karamsarlığa bürünen konut üreticilerinin resmi gazetede yayınlanan yeni kararla yüzleri güldü.

BİLİNDİĞİ GİBİ DANIŞTAY DURDURMUŞTU

Bir çok inşaat firması 2015 sonunda ek emsal uygulamasının uzaması ile düğmeye basmıştı. Yıkımı yapılmış, hak sahiplerine toplam tutarı kadar kiralar ödenmiş ve yapım ruhsatını bekleyen binlerce proje bulunuyordu. Danıştay’ın durdurma kararı ile büyük şok yaşayan inşaat firmaları Resmi Gazetede yayınlanan karar ile büyük zarardan kurtuldu.

              Danıştay yüzde 25 Ek Emsal Uygulamasını iptal etti! Peki şimdi ne olacak ? Sorusunu şöyle açıklayabiliriz. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğindeki  değişiklik ile 01/01/2017’YE KADAR SÜRE VERİLDİ.

05/02/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile ek emsal uygulamasından faydalanmak isteyeneler 01/01/2017 tarihine kadar sonuçlandırmak kaydıyla bundan yararlanabilecek. Ancak bu madde yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.

            Yeni değişiklik ile aşağıdaki yönetmeliklerden sadece biri tercih edilebiliyor.

01 Haziran 2013 tarihinden önce yürürlükte olan ilgili Büyükşehir / Belediye İmar Yönetmeliği

01 Haziran 12013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

08 Eylül 2013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

14 Eylül 2013 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği

22 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinden herhangi birini uygulanmak üzere tercih edilebilecek.

Yazıldı Güncel Mevzuat

6 Şubat 2016 CUMARTESİ günlü ve 29616 sayılı Resmi Gazetede;

Şub08
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

1-10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve alındı birim fiyatlarını belirleyen (PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR) MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 51)

2-2016 yılında öğle yemeği servisinden faydalanacak olan memurlardan ve sözleşmeli personelden alınacak asgâri yemek bedellerine ilişkin esasları belirleyen 2016 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)

3- Borsada rayici olmayan yabancı paraların, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince 2015 yılı için yapılacak değerlemelerine esas oluşturacak kurların tespit eden VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 468)

Yayımlanmıştır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Konak Belediye Spor Yargı Kararı

Şub08
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin



Yazıldı Yargı Kararları

PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Şub05
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

          

5 Şubat 2016 gün ve 29615 sayılı Resmi Gazetede; PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK” yayınlanmıştır.

MADDE 1 – 2/11/1985 tarihli ve 18916 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

          “Geçici Madde 10 – 22/5/2014 tarihinden önce yapı ruhsatı almaya yönelik olarak işlemlere başlanılmış olan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya sonra yapılan yapı ruhsatı başvuruları, 1/1/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilir. Ancak, bu madde hiçbir şekilde bu Yönetmelik hükümlerinin karma kullanımı ve yapının planla belirlenen kat adedini artırmak amacıyla uygulanamaz ve bu amaçla yapı ruhsatı düzenlenemez.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

Yönetmelik değişikliğiyle, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesi Hakkındaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30 Eylül 2015 tarihli ve Y.D.205/1064 sayıyla verdiği kararla avantajlı inşaat uygulamasını durdurması ertesinde; “Yapı ruhsatı başvurularının, 1/1/2017 tarihine kadar sonuçlandırılmak kaydıyla, başvuru sahibinin talebine bağlı olarak, ilgili işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 30/5/2013 tarihi ve sonrasında yürürlükte olan hükümlerine göre neticelendirilmesi” öngörülmektedir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Zabıta Personeli Kıyafeti Hakkında Soru

Şub04
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

SORU :

1-ZABITA DA ÇALIŞAN PERSONELE KIYAFET İSTANBUL ZABITA VAKFI’NDAN ALINACAK ANCAK FİYATLARI DEVLETİN BELİRLEMİŞ OLDUĞU FİYATLARIN ÜZERİNDEN KENDİLERİYLE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZDE YAKLAŞIK 600 BELEDİYE YE MALZEME VERDİKLERİNİ HERHANGİ BİR SORUN YAŞAMADIKLARINI SÖYLEDİLER ALSAK SORUN OLUR MU?
2.SORU ; YİNE ZABITA KIYAFETİ BİR BAYAN ELEMAN KIYAFETİ DIŞARIDAN ALMAK İSTİYOR PERSONELİN KIYAFET BEDELİNİ DİĞER MALZEMELERİ ALACAĞIMIZ YER OLAN İSTANBUL ZABITA VAKFI NIN MALZEME BEDELİ ÜZERİNDEN Mİ YOKSA DEVLETİN VERDİĞİ RAKAMLARDAN MI VERELİM ?

TEŞEKKÜR EDER,SAYGILARIMI SUNARIM..   (GÖKÇEADA BELEDİYESİ)

CEVAP :

Maliye Bakanlığınca her yıl giyim yardımı çeşitleri ve fiyatları Tebliğle belirlenmekte ve  yayınlanmaktadır.Bu Tebliğde  düzenlenen fiyat aralığındaki miktarlar üzerinden giyim eşyalarının alınması tavsiye olunur.Genel olarak  denetimlerde bu husus  çok önemli olmamakla birlikte zaman zaman kamu zararı olarak değerlendirilmektedir. Tebliğdeki fiyatların az üzerinde ve  makul sayılan rakamlarda alınan giyim kuşam bedelleri anlayışla karşılanabilir.Ancak 40 TL.olarak belirlenen ayakkabı bedeli yerine 140 Tl.ye ayakkabı alınması doğal olarak göze batar ve sorun yaratır.  PERSONELİN KIYAFET BEDELİNİ ve DİĞER MALZEMELERİ DEVLETİN VERDİĞİ RAKAMLAR üzerinden karşılanmasında yarar  bulunmaktadır.

Yazıldı Soru / Cevap

Limited Şirket Kurmak ile İlgili Soru

Şub04
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

SORU :

BELEDİYE OLARAK LİMİTED ŞİRKET SATIN ALABİLİR MİYİZ ? ALABİLİRSEK HANGİ ŞARTLARDA,NASIL ALABİLİRİZ ?

VEYA YENİ BİR ŞİRKET KURULABİLİR MİYİZ ? KURABİLİRSEK NASIL OLUR ? (GÖKÇEADA BELEDİYESİ/ÇANAKKALE)

CEVAP :

Belediyenizce  şirket satın alınması mümkün değildir. Çünkü 5393 sayılı Kanunun 60.maddesi  belediyenin yapacağı gider  türlerini, harcama kalemlerini saymıştır. Bunlar arasında şirket alınması yer almamaktadır. Bu konuda belediyece yapılan uygulama, mevcut bir şirketin belediyeye bağışlanması şeklinde gerçekleşmektedir. Ancak, bu şirketin hiçbir borcu ve alacağı bulunmamalıdır.

Şirket kurulması 5393 sayılı Kanunda yer almakla beraber İçişleri Bakanlığı ve  Başbakanlık konuya olumlu bakmadığından şirket kurulumu uzun sürece rağmen gerçekleşmemektedir. Yani,izin verilmemektedir. Ancak yasal olarak kurulması gereken  doğalgaz dağıtım şirketlerine belediyelerin çok az oranda da olsa ortak olunmasına izin verilmektedir.

 

Yazıldı Soru / Cevap

SORU : Belediye olarak şahıslardan bedelsiz olarak hibe araç alabilirmiyiz ? yada çok düşük bir meblağa alabilir miyiz ?

Şub04
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

CEVAP :

Belediyeler her türlü taşınır (araç,gereç v.s.) veya taşınır (ev,arsa vs.) hibe alabilir. Hibe şartsız ise belediye başkanlığına dilekçeyle başvuru ve başkanın onayı ile hibe işlemi sonuçlandırabilir. Eğer hibe şarta bağlı ise, bu taktirde konu belediye başkanınca meclisine intikal ettirilir ve meclisin kabulü ile sonuçlanır. Hibe  zaten bedelsizdir. Bedele bağlı hibe olmaz. Hibe ya şartsızdır ya da şarta bağlıdır.

Eğer satın alma söz konusu ise bu durumda  4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine uyulmalıdır. Araç bedelinin düşük veya yüksek olmasının önemi bulunmamaktadır.

Yazıldı Soru / Cevap

İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLERİNİN DİKKATİNE!

Şub03
2016
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

         

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Geçici 6.maddesi Hakkında Danıştay İdari  Dava Daireleri Kurulunun 30.9.2015 gün ve 2015/1064 Y.D. kararında yer alan “KAZANILMIŞ HAK” kavramını tartışan ve değerlendiren Danıştay  1. Dairesinin ,E. 1988/336,K. 1988/355, 19.12.1988 tarihli kararı.

           ÖZET : Boğaziçi kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) Bendi ile geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra, iptal kararı yayınlanana kadar ve yayınlandıktan sonra Boğaziçinde yapılan yapıların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde, 3194 sayılı Yasanın 49 uncu maddesi hükmüne göre geçici maddenin yürürlük tarihi olan 9.5.1985 gününden itibaren en geç 6 ay içinde işlemler sonuçlandırılmış olacağından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde imar affını düzenleyen geçici 7 inci maddenin birinci fıkrası hükmünü tamamlamış bulunmaktadır. Bu maddeye göre elde edilen hakların geri alınmalarının mümkün olmadığı ve kazanılmış bir hak olarak korunmaları gerekeceği mütalaa kılınmıştır.

DAVA : 18.11.1983 gün ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) bendinin, 3.5.1985 gün ve 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle değişik hükümlerinin ve Boğaziçinde imar affını öngören 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine ortaya çıkan duraksamanın giderilmesi yolundaki Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 4 Kasım 1988 günlü HUK.1. KAN.KAR.BŞK.25-83-424-88/178/3722 sayılı yazısı ve Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığının 2 Kasım 1988 günlü ve 15-54-72-88 sayılı yazısında aynen: “İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek amacıyla 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu 18.11.1983 tarihinde kabul edilerek, 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe konulmuş bulunmaktadır. Anılan Kanunun, Boğaziçi Alanının korunması ve geliştirilmesiyle ilgili genel esaslarını içeren 3 üncü maddesinin ( g ) bendi “Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörünüm bölgesinde konut yapılamaz, tevhit ve ifraz işlemleri yapılmasına izin verilmez.” hükmünü taşımakta iken, 3.5.1985 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 47 inci maddesiyle “Boğaziçi öngörünüm bölgesinde parsel büyüklüğü 5000 m² den az olmamak, ifraz işlemleri yapılmamak ve T.A.K.S. ( Taban Alanı Kat Sayısı ) azami % 6 ve 2 katı ( H=6,50 m. irtifaı ) geçmemek şartı ile “konut” inşaatı yapılabilir. Blok adedi serbesttir.” şeklinde değiştirilmiştir. 2960 Sayılı Kanunun ruh ve esprisiyle çelişir vaziyette Boğaziçi öngörünüm bölgesinde sınırlı da olsa yapılanmaya olanak sağlayan bu hüküm ile Boğaziçinde imar affını öngören 3194 Sayılı Kanunun geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası, daha sonra Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 tarih ve 1985/11 Esas, 1986/29 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 18.4.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği tarih olan 11.12.1986 tarihinden, ilan edildiği 18.4.1987 tarihine kadar 2960 sayılı Kanunun, 3194 sayılı Kanunla Değişik 3/g maddesine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde Kanundaki koşullara uyan alanlara imar ruhsatı verilmiştir.

1. Daha sonra 3/g maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi karşısında; a. 3194 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 tarihinden Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 tarihine kadar olan süre içinde;

( 1 ) İmar ruhsatı verilmiş ve 18.4.1987 tarihine kadar inşaata başlanarak inşaatı tamamlanmış,

( 2 ) İnşaata başlanmış olmasına karşın 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatları tamamlanmış,

( 3 ) İnşaata başlanmış olmakla birlikte henüz inşaatları tamamlanmamış,

( 4 ) Bügüne değin hiç inşaata başlanmamış , b. Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 tarihinden, ilan edildiği 18.4.1987 tarihine kadar olan süre içinde;

( 1 ) İmar ruhsatı verilmiş ve bu süre içinde inşaatları tamamlanmış,

( 2 ) İmar ruhsatı verilmesine karşılık inşaatları anılan süre içinde tamamlanmamış,

( 3 ) Hiç inşaata başlanmamış olmakla birlikte 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatlarına başlanmış ve tamamlanmış veya bugüne değin tamamlanmamış,

( 4 ) Bugüne değin hiç inşaata başlanmamış, bloklar yönünden ne gibi hükümlerin uygulanacağı ve mükteseb hakların ne şekilde değerlendirileceği konusuna açıklık getirilmesi gerekli görülmüştür.

2. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bilgi sunulacağından; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile 2960 Sayılı Kanun hükümleri gözönüne alınarak, yukarıda açıklanan süre ve durumlara göre, ruhsat veya blok sahipleri yönünden müsteseb hakların doğumunun saptanmasını, ayrıca bu espiri doğrultusunda, aynı şekilde Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3194 Sayılı Kanunun Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının da uygulama ve müktesep hak yönünden değerlendirilmesini ve Danıştay Kanunu’nun 23 üncü maddesi uyarınca görüşlerinin bildirilmesini arzederim.” denilmektedir. Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İstişari düşünce isteminin konusunu, 18.11.1983 gün ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3.5.1985 gün ve 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle değişik 3 üncü maddesinin ( g ) bendinde yer alan hükümlerin ve aynı Yasanın geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrası hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, 3194 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 gününden Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününe kadar olan süreyle Anayasa Mahkemesince iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününden ilan edildiği 18.4.1987 gününe kadar olan süre içinde Boğaziçi öngörünüm bölgesinde ruhsat alan ve konut yapan ilgililerin inşaatlarının durumlarına göre kazanılmış hakların saptanması ve ayrıca Anayasa Mahkemesince iptal edilen ve Boğaziçi öngörünüm bölgesindeki yapılara imar affı getiren 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının da uygulama ve müktesep hak yönünden değerlendirilmesi hususları oluşturmaktadır. Anayasanın, 153 üncü maddesinde, hakkında Anayasa Mahkemesince iptal kararı verilen, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname veya bunların hükümlerinin iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmi Gazetede hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı öngörülmüştür. 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 53 üncü maddesi de Anayasanın 153 üncü maddesine uygun olarak düzenlenmiştir. Bu hükümlerin amacı, hiç süphesiz iptal kararından önce yapılan işlem ve uygulamalara üçüncü şahısların elde ettiği kazanılmış hakların ve kamu düzeninin korunmasıdır. Kazanılmış hakların korunması hukuk Devleti ilkesinin gereğidir. Hukuk devletinde bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması önemli ve temel bir ilkedir. İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi de kazanılmış hakların korunması amacını güden ve idarenin faaliyetlerini genel planda sınırlayan bir ilkedir. Kazanılmış hak, objektif bir hukuk kuralının kişilere uygulanmasıyla objektif ve genel hukuki durumun kişisel bir işlemle özel hukuki duruma dönüşmesidir. Kazanılmış hakkın her olaya göre incelenmesi gerektiği başka bir anlatımla kazanılmış hak kavramının bir fonksiyonellik içerdiği doktrinde kabul edilen iş bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararıyla Danıştay içtihatlarında da kazanılmış hak kavramının konu ve kapsamının kesin sınırlarının çizilmediği ve her olaya göre, değişken olması gözönünde tutularak, konunun özelliğine göre değerlendirme yoluna gidildiği gözlenmektedir. İstişari düşünce istemine konu olan olayda, Boğaziçi alanının korunması ve geliştirilmesinde uyulacak esasları belirleyen 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3 üncü maddesinin ( g ) bendiyle, özellikle, Boğaziçi öngörünüm bölgesinde konut yapılması yasaklanmışken, 3194 sayılı İmar Kanununun 47 inci maddesiyle bu bölgede sınırlı yapılaşmaya olanak sağlanmış ve bu hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesiyle söz konusu alandaki mevcut yapılaşmada müktesep hakların genel olarak saptanması sorunu ortaya çıkmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu ve buna ilişkin mevzuat, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümleri ve bu konuya ilişkin Danıştay içtihatları birlikte incelendiğinde, imar işlerinde ilgililer yönünden kazanılmış hakların doğumunun saptanmasında; yapı ruhsatı, yapı kullanma izni gibi işlemlerin ve inşaata başlanmış olması, tamamlanmış olup olmadığı, tamamlanmamışsa hangi seviyede bulunduğu durumlarının ve bunların tarihlerinin önemli bir etken olduğu ve bu kavram ve esaslardan hareket edilerek olayına göre kişilerin imar işlerindeki haklarının kazanılmış bir hak teşkil edip etmediği konusunda bir sonuca gidilmediği görülmektedir. Duraksama konusu hususlar iki dönem için ayrı ayrı sorulduğundan, inceleme de bu esasa göre yapılmıştır.

A ) İlk dönem, 3194 sayılı İmar Kanununun yürürlüğe girdiği 9.5.1985 gününden Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 günleri arasındaki süreyi kapsamaktadır. Bu tarihler arasında kalan süre içinde yapı ruhsatı verilmiş ve inşaata başlanmış ve 18.4.1987 tarihine kadar inşaatı tamamlanmış yapılar, ilgilileri yönünden yürürlükte olan yasa hükümlerine göre kazanılmış hak oluşturduğundan bu haklarının korunması gerekeceği, Bu süre içinde yapılan işlemler, ( yapı ruhsatı, yapı kullanma izni vb. ) daha sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş bir Yasaya dayalı olsalar bile, Yasanın yürürlüğü sırasında ve Yasaya uygun olarak yapıldıklarından, 18.4.1987 tarihine kadar bitirilmiş yapıların dayanakları olan ve yapıldıkları anda yürürlükte bulunan hukuka uygun işlemlerin geri alınmalarına, diğer bir anlatımla, idare işlemlerin yapıldıkları andan itibaren bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalarına hukuki olanak bulunmadığı, Bununla beraber, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun, genel esasları düzenleyen 3 üncü, orman alanlarını düzenleyen 4 üncü maddeleri hükümleri gözönünde tutularak, Kanunun 1 inci maddesinde ” …. İstanbul Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alanda nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak ….” olarak belirlenen amacı gerçekleştirmek ve bu amaca uygun olmamakla beraber Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükme dayalı olarak yapılaşan alanların kurtarılması ve çarpıklıkların giderilmesi için, yeni bir imar planı yapılması ve bu plan gereğince kamulaştırma yoluna gidilmesi düşünülebileceği, 9.5.1985-11.12.1986 günleri arasındaki sürede başlanmış olmasına karşın 18.4.1987 tarihinden sonra inşaatları tamamlanmış yapılar yönünden, idare tarafından oturmaya uygun hale gelme durumunun araştırılması gerekir. Bu araştırma yapılırken imar mevzuatı esaslarından hareket edilmesi ve yine Boğaziçi Kanununun amacı ve genel esasları gözardı edilmeksizin yapı sahiplerinin kazanılmış haklarının 18.4.1987 günündeki duruma göre her biri için ayrı ayrı saptanması gerekeceği, 9.5.1985-11.12.1986 günleri arasındaki süre içinde inşaata başlamış olmakla birlikte henüz inşaatları tamamlanmamış yapılar yönünden durumun 18.4.1987 tarihi gözönüne alınarak yapıların ayrı ayrı değerlendirilerek korunması gerekli bir hakkın mevcut olup olmadığının saptanması gerekeceği , Bu güne değin hiç inşaata başlanmamış olması halinde ise ilgililer lehine kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği, yapı ruhsatı alınmış olmasının, hukuka uygun olarak verilmesine rağmen bu hususun tek başına hak kazandırmaya yeterli sayılamayacağı, idarenin kolluk yetkilerine dayanarak verdiği izinleri ( ruhsatları ) kamu düzeni ve kamu yararı ilkelerinden hareketle geri alabilme yetkisinin mevcut bulunduğu,

B ) İkinci dönem, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verildiği 11.12.1986 gününden Resmî Gazetede yayımlandığı 18.4.1987 gününe kadar olan süreyi içine almaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu ve Resmî Gazetede yayımlanmasıyla yürürlüğe girdiği ve yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri ve kuruluşları bağladığı hususuna yukarıda değinilmişti. Ancak, konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararının radyo, televizyon ve gazetelerde, kararın verildiği gün ve sonraki günlerde haber olarak verilmesiyle idare ve kişiler yönünden alenileşmiş bulunduğu da bilinen bir gerçektir. Bu gerçek karşısında kararın açıklandığı 11.12.1986 gününden sonra idarenin bir yapı ruhsatı vermemesi ve yapılmakta olanlar hakkında da yapıların durumlarına göre uygun önlemleri alması gerekirdi. 11.12.1986 tarihinde Anayasa Mahkemesi kararının duyurulduğu gözönüne alındığında; iptal edildiği bilinen bir kanuna göre verilmiş imar ruhsatlarına dayalı inşaatlar söz konusu olacağından, idarenin bu tarihten sonra yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğu söylenemez, ancak, bu tür işlemlerin dahi subjektif sonuçları olduğu yadsınamaz. İdare işlemin geri alınması teorisinin uygulama alanının sınırlandırılmasında işlemin hak doğurup doğurmamış olması da hukuka uygunluğu kadar önemlidir. Nitekim, Danıştay’ın 26.9.1952 günlü E: 1952/15, K: 1952/244 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında bu gerçek şu biçimde vurgulanmıştır. “Kanunsuz bir terfi işleminin, bundan faydalanan memur lehine müktesep bir hak doğurmadığı aşikar olmakla beraber bu terfiin de subjektif bazı tesir ve neticeler hasıl ettiğine şüphe edilemez. Böyle olunca kanunsuz bir terfiin her zaman geri alınabileceğini kabul etmek, terfiin kanunsuzluğu dolayısıyla bunun tesir ve neticelerini tehdit eden müphemiyet ve kararsızlığın hudutsuz bir şekilde devamına yol açmak olur ki, bu hal idare hukuku sahasında da tatbik yeri bulan istikrar esası ile bağdaşmaz.” Hukuka aykırı bir işlemin ise kazanılmış hak doğurabileceğini söylemek pek kolay olmamakla beraber, sakat bir işlemin de bundan yararlananlar lehine bir hak doğurabileceği ve subjektif sonuçlar meydana getireceği açıktır. Yok işlemler, ilgilinin hilesine dayalı işlemler, idarenin açık hatası sonucu yapılan işlemler ve hemen hak doğurmaya elverişli olmayan işlemlerin kazanılmış bir hak doğurmayacağı da tartışmasızdır. Bunlar dışındaki idarenin bazı hukuka aykırı işlemlerinin, hukuka uygun olmasalar bile ilgili lehine yarattığı hukuki durumların belli bir süreden sonra değiştirilmesi idarenin istikrarı ilkesine aykırı düşer. Bu işlemler hukuka aykırı olsalar bile yargısal başvurma süresi geçirildikten sonra hukuki sonuçlarının korunması gerekir. Bu durum idari işlemin kişisel sonuçlarının dokunulmazlığı ilkesinin doğal bir sonucudur. Bu bakımdan 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında imar ruhsatı verilmiş ve bu süre içinde inşaatları tamamlanmış yapıların ilgilileri yönünden yukarıdaki esaslar gözönüne alınarak ve hukuk düzeninde korunmaya değer bir hakkın varlığının saptanması koşuluyla hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekeceği, 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında imar ruhsatı verilmesine karşılık inşaatları anılan süre içinde tamamlanmamış yapılarda da, sübjektif hakkın doğumunun saptanması ve ilgilileri yönünden korunmaya değer bulunduğu nispette hukuki sonuçlarının sürdürülebilmesi yolunda işlemler yapılması gerekeceği, 11.12.1986-18.4.1987 günleri arasında yapımına hiç başlanmamış olmakla birlikte 18.4.1987 tarihinden sonra yapımlarına başlanmış ve tamamlanmamış veya bu güne değin tamamlanmamış veyahut bu güne kadar inşaata başlanmamış ruhsat sahiplerinin doğmuş bir haklarının olmadığı açıktır. Bu nedenle 18.4.1987 gününden sonra inşaatlarına başlamış olan yapıların ilgilileri yönünden korunmaya değer bir haktan söz edilemeyeceği, Boğaziçi imar affını öngören 3194 sayılı Yasanın Geçici 7 inci maddesinin 1 inci fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi karşısında uygulama ve ilgililerin müktesep hakları yönünden durumun değerlendirilmesi konusuna gelince, Geçici 7 inci maddenin birinci fıkrasında, “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında 2981 sayılı İmar Affı Kanunu’na göre başvurulan yapılar, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile ilgili kısmı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile 2981 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ( f ) fıkrasına göre ve bitmiş olmaları koşulu ile 5 misli bina inşaat harcı alınarak af kapsamına dahil edilir. Aynı Kanunun ilgili ekli cetveline göre harç ayrıca tahsil edilir. Afla ilgili Boğaziçi alanındaki tespit ve değerlendirme işlemleri mutlaka ilgili belediyelerce yapılır ve en geç 6 ay içinde tamamlanarak sonuçlandırılır ….” denilmektedir. Madde metninden anlaşılacağı üzere 3194 sayılı Yasanın 49 uncu maddesi hükmüne göre geçici maddenin yürürlük tarihi olan 9.5.1985 gününden itibaren en geç 6 ay içinde işlemler sonuçlandırılmış olacağından Boğaziçi öngörünüm bölgesinde imar affını düzenleyen geçici 7 inci maddenin birinci fıkrası hükmünü tamamlamış bulunmaktadır. Bu maddeye göre elde edilen hakların geri alınmalarının mümkün olmadığı ve kazanılmış bir hak olarak korunmaları gerekeceği, mütalâa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 19.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız