• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Soru/Cevap

Nis24
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Sn.Hocam;

 Encümen toplantılarımız için aylık oturum parası öderken; üyelerin katılmadığı haftaları keserek ödeme yapıyoruz.Encümen üyeleri katılmadıkları toplantının parasını alabilir mi ?

 (En yüksek memur katsayısını 4500 göstergeyle çarparak,katıldığı oturuma göre ödeme yapıyoruz.Yaptığımız uygulama yanlış mıdır ?)

                                                                                                                       Saygılarımla..

                                                             Ortaca Belediye Başkanlığı/Muğla

CEVAP :

1-Encümen üyelerine huzur hakkı ödenirken gayet tabii olarak toplantıya katılıp katılmadıklarına göre yapılacak  hesaplamaya göre  ödeme yapılacaktır.Uygulamanız doğrudur.

2- Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce yayınlanan 3 Ocak 2014 tarih ve 115913 /54 sayılı genelgesinde yer alan düzenlemeler de dikkate alındığında; belediye başkanlarının ödenekleri ve meclis üyelerinin huzur hakları hesaplamaları aşağıdaki gibidir.

**Nüfusu 10 bine kadar olan belediyelerde başkan ödeneği aylık 5 bin 565 lira. Encümen üyesi ödeneği 269, meclis üyesi huzur hakkı oturum başına 62 lira,

***Nüfusu 10 bin – 50 bin arasında olan belediyelerde başkan ödeneği 6 bin 335 lira. Encümen üyesi ödeneği 346 lira, meclis üyesi huzur hakkı ise 70 liradır.

2014 yılı Nüfusunuz dikkate alınarak ödeme yapılacaktır.

 

Yazıldı Soru / Cevap

BELEDİYE BAŞKANLARINA ACİL DURUM PLANLAMASI YAPILMASI ZORUNLUĞU KONUSUNDA BİLGİLENDİRME

Nis16
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

BELEDİYE BAŞKANLARINA ACİL DURUM PLANLAMASI YAPILMASI ZORUNLUĞU KONUSUNDA BİLGİLENDİRME

                  Özellikle yeni seçilen belediye başkanlarının afet hazırlıkları, afet planları, afet risklerini önleme gibi çalışmalara en kısa zamanda başlatmalarında yarar bulunmaktadır.

Başta İstanbul olmak üzere ülkemizin pek çok şehrinde büyük bir deprem veya başka bir afet riski taşıdığı herkesçe bilinmektedir.   Belediye başkanları afetlerle ilk yüzleşecek ve hesap sorulacak ilk yöneticiler olacaklarından kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca afetlerin sıkça yaşandığı ülkemizde, şehirlerin afetlere dayanıklı ve sürdürülebilir bir hale getirilmesi ekonomik kalkınmaları için de en öncelikli konulardan biri olduğundan kuşku bulunmamaktadır. Bu nedenle afet hazırlıkları, afet planları, afet risklerini önleme ve kentsel dönüşümle azaltma gibi çalışmalar belediye başkanlarınca öncelikle yapılması gereken olmazsa olmaz nitelikte çalışmalardır.

Belediye başkanları beldelerini her tür afete karşı güvenli bir hale getirmeleri yasal zorunlulukltur.5353 sayılı Belediye Kanunu’nun 53. Maddesi uyarınca, öncelikle ve özellikle aşağıdaki çalışmaları yapmakla yükümlüdürler. Geniş halk kitlelerinin afet  öncesi ve sonrasında yapılacaklar hakkında bilgilendirilmesi çerçevesinde;

* Halkın depreme hazırlık ve temel afet bilinci, güvenli yaşam vb. konularda (CD, kitap, seminer, söyleşi, tiyatro vb. ile) sürekli eğitilerek bilinçlendirilmesi,

* Mahalle, sokak, site ve kurum-kuruluş bazında “Yerel Afet Gönüllüleri (YAG)”  veya Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) şeklinde birimler oluşturularak halkın ilk yardım, yangın söndürme ve hafif arama kurtarma konusunda beceri sahibi olmasının sağlanması,

* Mahalle bazında yaralı toplama, ilk yardım, sahra hastanesi, aş evi, barınma, toplanma, haberleşme, bağış dağıtımı, ailelerin toplanması gibi acil durum yolları ve alanlarının belirlenmesi/oluşturması,

* Yılda en az iki kez mahalle bazında haberli, kurumlar bazında ise haberli/habersiz çeşitli seviyelerde tatbikatların yapılması,

* Afet sırasında kullanılabilecek okul, spor salonu gibi sağlamlığından ve güvenliğinden şüphe edilmeyecek binalar belirlenerek bu alanlarda ve parklarda acil durumlarda kullanılacak her türlü malzemenin depolanması,

*  Tehlike arz eden binaların neden olabileceği can ve mal kaybı risklerinin halka iyi anlatılması ve kentsel dönüşümle yapısal risklerin mümkün olduğunca yaygın biçimde  ve en kısa zamanda azaltılması,

* Afet öncesi ve sonrasında valilik, büyükşehir belediyesi, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yapılacak çalışmalar yanı sıra, beldelerindeki afet yönetimi çalışmalarını koordine edebilecek AKOM vb. tarzda bir birimin ve ekibinin kurulup kapasitesinin geliştirilmesinin sağlanması,

* Yapılan çalışmalar konusunda halkın duyurularla, toplantılarla, okul ve konut ziyaretleriyle v.b yollarla bilgilendirilmesi,

Sayılan bu çalışmaların uluslararası standartlara ve yönetmeliklerimize uygun olarak hazırlanacak olan afet risk azaltma, afet müdahale ve afet iyileştirme planlarına uyumlu şekilde  gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.

Çok önemli olan hususun biri de, özellikle büyük yerleşim yerlerinde başta deprem olmak üzere büyük bir afet meydana geldiğinde afetzedelerin hepsine anında ulaşmak mümkün olamayacağından, halkı kendi hazırlığı, halkı bilgisi ve becerisinin kurtaracağı göz önünde tutulmalıdır. Bunun için 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 53. Maddesi’nde belirtildiği gibi halkın afetlere karşı eğitilerek afetlerin en az kayıpla atlatılmasında büyük yarar sağlayacağı bilinmelidir.

 

Yazıldı Makale ve Görüşler

Soru / Cevap

Nis08
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU : Belediyemiz mülkiyetinde ve imar planında eğitim-öğretim alanı bir yere yap-işlet-devret modeli ile özel bir okul yapılması 5393 Belediye Kanunu 14/b maddesi gereğince mümkün mü ? Yapılabilir mi ?

İnegöl Belediye Başkanlığı/İmar Servisi

CEVAP : 5393 sayılı Kanunun 14/b maddesine göre, mülkiyeti devlete ait okulların inşaatı ile bakım ve onarım işlerini yapabilir. Belediyelere okul yapılması için doğrudan verilmiş bir görev bulunmamaktadır. Bu görev  Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmiş bir  görevdir. Bu görev ve yetki illerde Valilikler aracılığıyla kullanılır. Belediye mülkü üzerinde gayri ayni hak tesisi (sizin yap işlet devret modeli dediğiniz husus) mümkündür ama yaptırılacak taşınmazın  mülkiyeti belediyede kalır  ve yapılacak inşat mahalli nitelikte, belde halkının tamamının istifadesine sunulacak bir amaç taşıması gerekir. Kanundaki inşaat deyimi  yani bir bina yapmayı değil; mevcut binanın  zorunlu olarak tamamlanması gereken kısımlarını yapmak, ilave yapmak, yıkılan veya yanan kısımlarını tamir etmek şeklinde anlaşılmalıdır. Bu deyimden Anahtar  teslimi bir özel okul inşaatı anlaşılmamalıdır.

Saygılarımla.

Yazıldı Soru / Cevap

Anma Etkinliklerinde “Soykırım” Tanımının Kullanılması.

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 25.02.2014

 Sayı: 91231594-258-3863s

Konu: Anma Etkinliklerinde “Soykırım” Tanımının Kullanılması.

İlgi:      a) Dışişleri Bakanlığının 20/05/2013 tarih ve 260357 sayılı yazısı,

b) 23/05/2013 tarih ve 15429 sayılı yazımız.

Dışişleri Bakanlığının “Hocalı Katliamını Anma Törenleri” konulu ilgi (a) yazısında, 25 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde yaşanan vahim olaylar anısına, çeşitli Belediyeler park, müze ve anıt yapılması yönünde girişimlerde bulunulduğu ve bu girişimler sırasında “Soykırım” ifadesinin kullanıldığı belirtilmektedir.

“Soykırım” kelimesinin 1948 tarihli “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesince” tanımlanmış hukuki bir kavram olduğu, kullanımında azami dikkat ve titizliğin gösterilmesi gerektiği, ülkemize karşı yürütülen “Soykırım” iddiaları ile yürütülen mücadele ve dış politikamız açısından büyük önem taşıdığı; diğer yandan benzer olaylarla karşılaşılmaması için dış politikamız açısından çok hassas olan ve sıkıntılı sonuçlar doğurmaya müsait “Soykırım” tanımının ülkemizin bu konudaki tutumuna uygun olmayan biçimlerde kullanılmaması konusunda ilgi (b) yazımızın dikkate alınarak iliniz belediyelerinin konuya ilişkin gerekli hassasiyeti göstermeleri hususunda;

Bilgilerinizi arz, gereğini rica ederim.

Enver SALİHOĞLU

Vali

Bakan a.

Müsteşar Yardımcısı

 

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin Yüzölçümleri

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

19.02.2014

 Sayı: 30546965-255.99-3641

Konu: Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yüzölçümleri

6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26 ncı maddesiyle 5779 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları “(3) 2 nci maddenin ikinci fıkrasına göre ayrılan Büyükşehirlerde ki ilçe belediyeleri payının; yüzde 90’lık kısmı ilçelerin nüfusuna, yüzde 10′ luk kısmı ise ilçelerin yüzölçümüne göre dağıtılır. Hesaplanan tutardan yüzde 30’luk büyükşehir belediyesi payı ayrıldıktan sonra kalan miktar büyükşehir ilçe belediyelerinin hesabına İlbank A.Ş. tarafından aktarılır. (4) 2 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre ayrılan yüzde 6 ‘lık büyükşehir belediye payının yüzde 60’ı doğrudan ilgili Büyükşehir belediyesi hesabına aktarılır. Kalan yüzde 40’lık kısmının yüzde 70’i nüfusa, yüzde 30’u yüzölçümü esasına göre büyükşehir belediyeleri arasında dağıtılır.” şeklinde değiştirilmiştir.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde; belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılacak olan paylarda nüfusun yanı sıra yüzölçümü de esas alınacağından, 30 büyükşehir ve ilçelerin ayrı ayrı yüzölçümleri, göller ve nehirler dahil İller İdaresi Genel Müdürlüğü vasıtasıyla il valiliklerinden istenilmişti.

Söz konusu veriler Harita Genel Komutanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu ve İller Bankası A.Ş.’den temin edilmiş olup, aralarında farklılık bulunmaktadır. Bu nedenle, Genel Müdürlüğümüzde bulunan 30 büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyelerin yüzölçümüne ilişkin veriler excel dosyasında ayrıntılı olarak ekte gönderilmiş olup, gerekli incelemenin yapılarak pay dağıtımına esas alınacak büyükşehir ve ilçe belediyelerin yüzölçümlerinin Vali imzası ile en geç 3 Mart 2014 tarihine kadar bildirilmesini rica ederim.

Enver SALİHOĞLU

Bakan a.

Vali

Müsteşar Yardımcısı

Yazıldı Güncel Mevzuat

e-İçişleri Veri Setlerinin Tamamlanması

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

19.02.2014

 Sayı: 33237296-042-3669

Konu: e-İçişleri Veri Setlerinin Tamamlanması

e-içişleri Projesi kapsamında biriminiz için açılmış olan modüllerde yer alan kaçak ruhsatsız, ruhsata aykırı yapılmış yapılar, seçim sonuçları (belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, köy muhtarı, köy ve mahalle ihtiyar heyeti üyesi ve mahalle muhtar sayıları) ve otoparklara ait verilerin 2014 yılı itibariyle elektronik ortamda kayıt altına alınması gerekmektedir.

Bu kapsamda; il özel idareleri ve belediyelere ait ilgili verilerin valilik ve kaymakamlıklar tarafından toplanarak e-içişleri sisteminde kayıt edilmesi gerekmektedir. Bu konuda valiliklerin gereken hassasiyeti göstermeleri hususunda;

Bilgi ve gereğini önemle rica ederim.

Ömer DOĞANAY

Bakan a.

Genel Müdür

Yazıldı Güncel Mevzuat

BELEDİYE GELİRLERİ KANUNUNDAKİ BAZI MAKTU VERGİ VE HARÇ TARİFELERİN TESPİTİNDE YETKİ DEĞİŞİKLİĞİ

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

BELEDİYE GELİRLERİ KANUNUNDAKİ BAZI MAKTU VERGİ VE HARÇ TARİFELERİN TESPİTİNDE YETKİ DEĞİŞİKLİĞİ

 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Ücrete tabi işler” başlıklı 97 inci maddesinde “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediye’ye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca, belediyelerin yaptığı hizmetler (su, otobüs, ilan gibi hizmetler) nedeniyle doğrudan ücret tarifesi düzenleme yetkileri bulunmaktadır.

Ancak belediyeler; İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi, İşgal Harcı, Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcı ve İşyeri Açma İzin Harcı konularında belediye meclislerinin önerisiyle, İçişleri Bakanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunun alacağı karar ile arttırılmasını sağlayabilirler.

18.02.2014 tarih ve 28917 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014/5896 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4 üncü maddesinde “Bu Karar 19/05/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Hükmü yer almıştır. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu Kararıyla tespit edilen vergi ve harç tutarları 18.02.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.01.03.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6527 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun6 ncı maddesiyle 2464 sayılı Kanuna geçici 7 nci madde eklenmiştir. Eklenen bu geçici madde uyarınca, 2013 yılında uygulanmak üzere belediye meclislerince belirlenmiş olan, bu Kanunun 15 inci maddesinde, 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (III) numaralı bendinde, 56 ncı maddesinde, 60 ıncı maddesinde ve 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan maktu vergi ve harç tarifleri, Kanunun 96ncı maddesinin (A) fıkrasının ikinci paragrafı gereğince Bakanlar Kurulunca tespit edilecek karar yürürlüğe girinceye kadar uygulamaya devam edileceği belirtilmiştir.

1) 01.01.2013-18.12.2013 döneminde İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi, İşgal Harcı, Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcı ve İşyeri Açma İzin Harcı için her belediyece tespit edilen maktu vergi ve harç tarifelerinin uygulanmasının yasal olduğu,

2) 18.01.2014-31.12.2014 döneminde, 18.12.2013 tarih ve 28855 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2013/5585 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen maktu vergi ve harç tarifelerinin uygulanmasının gerektiği,

3) 18.02.2014-31.12.2014 döneminde de, 18.02.2014 tarih ve 28917 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014/5896 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen tablolarda belirtilen maktu vergi ve harç tarifeleri uygulanması gerektiği,

4) 2015 mali yılından itibaren ise; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasında “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Üretici Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmi Gazete ile ilan edilir.” hükmü ve 2464 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin  (A) bendine eklenen fıkra uyarınca, Bakanlar Kurulunca tespit edilen vergi ve harç tutarları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere bir önceki yıla ilişkin olarak belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılması gerektiği,

5) 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 96 ncı maddesiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, yasama organı ve Bakanlar Kurulu tarafından yapılan birçok düzenlemeden sonra İlan ve Reklam Vergisi, Eğlence Vergisi, İşgal Harcı, Tatil Günlerinde Çalışma Ruhsatı Harcı ve İşyeri Açma İzin Harcı tutarlarında eksik veya fazla tahsilat yapılmış olabileceği,

Eğer vergi ve harçlardan fazla tahakkuk ve tahsilat yapılmış ise; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116, 117 ve 120 nci maddeleri uyarınca, vergi hatalarının düzeltilmesi esas ve usullerine göre belediyeye müracaat eden mükelleflere iade edîlmesi gerektiği,

Eğer eksik tahakkuk ettirilen vergi ve harç varsa, eksik tahakkuk ettirilen vergi ve harçlar mükelleflerden tahsil edilmesi gerektiği,

Değerlendirilmektedir.

Yazıldı Makale ve Görüşler

2014 YILI BELEDİYE BAŞKANLARI ÖDENEĞİ VE HUZUR HAKKI

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

2014 YILI BELEDİYE BAŞKANLARI ÖDENEĞİ VE HUZUR HAKKI

 Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce yayınlanan 3 Ocak 2014 tarih ve 115913 /54 sayılı genelgesinde yer alan düzenlemeler de dikkate alındığında; belediye başkanlarının ödenekleri ve meclis üyelerinin huzur hakları hesaplamaları aşağıdaki gibidir.

Nüfusu 10 bine kadar olan belediyelerde başkan ödeneği aylık 5 bin 565 lira. Encümen üyesi ödeneği 269, meclis üyesi huzur hakkı oturum başına 62 lira,

Nüfusu 10 bin – 50 bin arasında olan belediyelerde başkan ödeneği 6 bin 335 lira. Encümen üyesi ödeneği 346 lira, meclis üyesi huzur hakkı ise 70 lira,

Nüfusu 50 – 100 bin arasında olan belediyelerde başkan ödeneği aylık 7 bin 875 lira, meclis üyesi huzur hakkı 87 lira, nüfusu 200 bine kadar olan belediyelerde encümen üyesine aylık brüt 461 lira,

Nüfusu 100 – 250 bin arasında olan belediyelerde başkana aylık 9 bin 30 lira, meclis üyesine 100 lira, nüfusu 200 binden fazla olan belediyelerdeki encümen üyesine aylık 577 lira,

Nüfusu 250 – 500 bin arasında olan belediyelerde başkana aylık 10 bin 570 lira, meclis üyesine 117 lira,

Nüfusu 500 bin – 1 milyon arasındaki belediyelerin başkanlarına aylık 12 bin 110 lira, meclis üyelerine 134 lira,

Nüfusu 1 milyon – 2 milyon arasındaki belediyelerin başkanlarına aylık 14 bin 805 lira, meclis üyesine huzur hakkı olarak 164 lira,

Nüfusu 2 milyonun üzerindeki belediyelerin başkanlarına aylık 17 bin 885 lira, meclis üyelerine 198 lira huzur hakkı ödenecektir.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

BAZ İSTASYONLARININ EN SON DURUMU

Nis07
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

             BAZ İSTASYONLARININ EN SON DURUMU

             Bazı maddeleri 29 Mart 2014 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimi sonrası yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunla gerek 5393 ve gerekse 5216 sayılı Kanunlarda değişiklik yapılmıştır. Bu Kanunla baz istasyonlarıyla ilgili yeni düzenleme getirilmiştir.Bu düzenlemeyle; yıllardır çok tartışılan, hemen her yerde protestolara neden olan baz istasyonlarının kurulumu ve izlenecek yol belirlenmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunundaki 6360 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi düzenleme ;  “Belediye mücavir alan sınırları içerisinde 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 26/9/2011tarihli ve 655sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili diğer mevzuata göre kuruluş izni verilen alanda tesis edilecek elektronik haberleşme istasyonlarına kent ve yapı estetiği ile elektronik haberleşme hizmetinin gerekleri dikkate alınarak ücret karşılığında Büyükşehir Belediyelerince yer seçim belgesi verilir.” Şeklinde  iken,6360 sayılı Kanunun 18.maddesiyle;

MADDE 18 – 5393 sayılı Kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent, birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ve dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“r) Belediye mücavir alan sınırları içerisinde 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili diğer mevzuata göre kuruluş izni verilen alanda tesis edilecek elektronik haberleşme istasyonlarına kent ve yapı estetiği ile elektronik haberleşme hizmetinin gerekleri dikkate alınarak ücret karşılığında yer seçim belgesi vermek,”

“(r) bendine göre verilecek yer seçim belgesi karşılığında alınacak ücret Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca belirlenir. Ücreti yatırılmasına rağmen yirmi gün içerisinde verilmeyen yer seçim belgesi verilmiş sayılır. Büyükşehir sınırları içerisinde yer seçim belgesi vermeye ve ücretini almaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir.” Halini almıştır.

             Bu düzenlemeyle baz istasyonlarının yeri konusunda belediyelerin herhangi bir inisiyatifi kalmamış olmaktadır. Diğer taraftan, 8 Eylül 2013’te Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 9.madddesine eklenen fıkrada;

“(Ek fıkra:RG-1/6/2013-28664) kamuya ait umumi hizmet alanları ile ilgili idarelerin tasarrufu altındaki yol, otopark, yaya bölgesi gibi yerlerde kamu hizmetinin yürütülebilmesi ve iletişimin sürdürülebilmesi için gerekli tedbirler ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun uygun görüşü alınmak suretiyle elektronik haberleşme istasyonu kurulabilir. Özel mülkiyete tabi arsa ve binalarda ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun uygun görüşü ile beş yılda bir yenilenmek ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre kat maliklerinin muvafakati alınmak şartıyla ilgili idarelerden ruhsat alınarak elektronik haberleşme istasyonu kurulabilir. Elektronik haberleşme istasyonları 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili diğer mevzuata göre kuruluş izni verilen alanda ve imar planı kararı aranmaksızın kurulur. Elektronik haberleşme istasyonlarının kurulabilmesi için, elektronik haberleşme hizmetinin gerekleri dikkate alınarak yer seçim belgesinin düzenlenmiş olması, yatayda ve düşeyde gerekli ve yeterli koruma mesafesinin bırakılması, koruyucu tedbirler alınması, tasarımının kent ve yapı estetiği ile uyumlu olması zorunludur. Büyükşehir sınırları içerisinde yer seçim belgesi vermeye ve ücretini almaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir. Ücreti yatırılmasına rağmen yirmi gün içerisinde verilmeyen yer seçim belgesi verilmiş sayılır. Uygulamalar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sorumluluğunda yürütülür.” Denilmektedir.

Özel mülkiyete tabii arsa ve binalarda ise beş yılda bir yenilenmek ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre kat maliklerinin muvafakati alınmak şartıyla ilgili idarelerden ruhsat alınarak elektronik haberleşme istasyonu tesis edilebilecektir. Özel mülkiyete tabi yerlerde baz istasyonu  ise sahiplerinin isteği ile kurulabilecektir.

Yönetmelikte,Elektronik haberleşme istasyonları Elektronik Haberleşme Kanunu, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili diğer mevzuata göre kuruluş izin verilen alanda ve imar planı aranmaksızın kurulur.” Denilmektedir. Bu düzenlemeye göre kamuya ait tüm alanlarda baz istasyonları kurulumu için herhangi bir engel söz konusu olamayacaktır. Çünkü, anılan Yönetmeliğin yukarıya alınan madde hükmünde;  “Yollarda, parklarda, yaya yürüyüş alanlarında baz istasyonu kurulması  serbest olacaktır. Belediyelerin itiraz etmeleri mümkün olamayacaktır. Elektronik haberleşme istasyonları 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili diğer mevzuata göre kuruluş izni verilen alanda ve imar planı kararı aranmaksızın kurulur” düzenlemesi yer almaktadır.

5393 sayılı Kanunun 15.madddesine eklenen fıkra uyarınca da; “yer seçim belgesi karşılığında alınacak ücretin yatırılmasına rağmen yirmi gün içerisinde verilmeyen yer seçim belgesi verilmiş sayılır. Büyükşehir sınırları içerisinde yer seçim belgesi vermeye ve ücretini almaya büyükşehir belediyeleri yetkilidir.” Hükmüne göre, başvurular 20 gün içinde sonuçlandırılacaktır.

Yazıldı Güncel Mevzuat

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E: 2013/16584, K: 2013/16092, T: 20.11.2013

Nis01
2014
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

    

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E: 2013/16584, K: 2013/16092, T: 20.11.2013

                      ÖZÜ: 2918 sayılı Kanuna göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak,  trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Şeklinde tanımlanmıştır Konak Belediyesi adına tescilli olan çöp kamyonunun fer-i müdahile, şartname kapsamında çöp toplama hizmetlerinde kullanılmak üzere bir yıllığına ariyet verilerek teslim edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, işleten sıfatı bulunmayan Konak Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, mahkemede bu davalı hakkında kabul hükmü kurulması doğru görülmemiştir

Davacı vekili, müvekkillere ait aracın davalı belediyeye ait çöp toplama aracının çarpması nedeniyle hasarlandığını belirterek, 67.600,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Konak Belediye Başkanlığı vekili, aracın fer-i müdahil şirkete çöp toplama amacıyla verilmesi nedeniyle belediyenin sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Davalı Yılmaz Veli Güldalı vekili müvekkilinin kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Fer-i müdahil vekili, kazanın oluşunda sürücü Yılmaz Veli Güldalı’nın kusursuz olduğu, hasar miktarının da fahiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşunda davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 63.400,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı Konak Belediye Başkanlığı vekili ile fer-i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat işlemine ilişkindir. B.K. nun 41/1. (TBK. 19. md.) maddesinde “Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.” Hükmüne yer verilmiş olup, yargılama neticesinde mahkemece gerçek zarara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacıya ait aracın onarımı neticesinde davacı tarafından, 4.200 TL tutarında KDV tevkifatı yapıldığı, bilirkişi tarafından düzenlemede hasar bedelinden bu miktarın düşüldüğü ve mahkemece de tevkif edilen bu bedel indirilmek suretiyle tazminat miktarının belirlendiği anlaşılmaktadır. Yapılan KDV tevkifatı, davacı tarafından onarım bedelinden düşülerek servise yapılan ödemeden kesilmiş ise de, bu paranın verginin niteliği gereği davacı tarafından gelir idaresine aktarıldığı anlaşılmıştır. O halde mahsup edilen bu tevkifatın gerçek zarar kapsamında olduğu nazara alınarak tazminat hesabında alacağa eklenmesi gerekirken, yazılı şekilde zarar miktarından indirilmesi yerinde değildir.

2-2918 sayılı. KTK. hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak,  trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasa’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda, davalı Konak Belediyesi adına tescilli olan çöp kamyonunun fer-i müdahile, şartname kapsamında çöp toplama hizmetlerinde kullanılmak üzere bir yıllığına ariyet verilerek teslim edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, işleten sıfatı bulunmayan Konak Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, mahkemede bu davalı hakkında kabul hükmü kurulması doğru görülmemiştir.

3- Fer-i müdahil Marbel İzmir Kon. Bel. Marbel Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekili hükmü temyiz etmiş ise de, davalı Konak Belediyesi’nin işleten sıfatının fer-i müdahile ait olduğu yönündeki savunmaları yerinde görülmesine ve fer-i müdahil ile arasında menfaat çatışması bulunmasına göre, temyiz hakkının bulunmaması nedeniyle Marbel İzmir Kon. Bel. Marbel Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin (isteminin) reddi gerekmiştir.

4-Bozma nedenine göre davalı Konak Belediye Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise davalı Konak Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle fer-i müdahil Marbel İzmir Kon. Bel. Marbel Tur. San. Ve Tic. A.ş. vekilinin temyiz dilekçesinin  (işleminin) REDDİNE, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Konak Belediye Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı, davalı Konak Belediye Başkanlığına ve Feri Müdahile geri verilmesine 20.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İzmir 5.  İdare Mahkemesi, Esas: 2013/1108, Karar: 2014/167, Tarih: 06.02.2014

ÖZÜ: Konak İlçesi, İsmet Kaptan Mahallesi, 1039 ada, 8 parsele ilişkin 1/ 1000 ölçekli imar planı değişikliğinin, ilgili parsele ilişkin mülkiyet bağı bulunmayan ve ilgili ilçe sınırlan içerisinde ikamet etmeyen davacılar tarafından iptalinin istenilmesinde, salt hemşehrilik hukukuna dayanılarak meşru, kişisel ve güncel menfaatin varlığından bahsedilemeyeceği gibi iptal davalarına özgü menfaat ihlali şartı gerçekleşmediğinden davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasa’nın 2. maddesinin 1/a bendinde “İdari işlemler hakkında yetki, şekil,  yönünden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davası ..” idari dava türü olarak sayı1ınış, l4.maddesinde; dava dilekçelerinin görev, yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, 3. ve 5. maddeye uygun olup olmadığı hususlarında ilk incelemesinin yapılacağı, 15. maddesinin l/b bendinde ise, 14. maddenin 3/c (ehliyet) fıkrasına aykırılık görüldüğü takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.Bu hükme göre idari dava açılabilmesi için, tesis edilen idari işlemin davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir İli, Konak İlçesi, İsmet Kaptan Mahallesi 1039 ada, 8 parselin yapı inşaat alanı: 104.000 m2 ve hmax: serbest yapılaşma koşullu Turizm-Ticaret Alanı olarak belirlenmesine yönelik 1/ 1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapılmasına dair 17.01.2013 tarih ve 12/2013 sayılı Konak Belediyesi Meclis Kararı ile bu kararın onanmasına ilişkin 15.02.2013 tarih ve 443 sayılı İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, uyuşmazlık konusu 1/ 1000 ölçekli imar planı değişikliğinin Konak İlçesi, İsmet Kaptan Mahallesi 1039 ada, 8 parselin Turizm-Ticaret Alanı belirlenmesine ilişkin olduğu, davacılar tarafından basın yoluyla muttali olunduğu belirtilen dava konusu işleme dair kentte yaşayan kişiler olarak dava açma ehliyetine sahip oldukları iddiasının ileri sürüldüğü, ancak davacıların Mernis kayıtlarında yapılan incelemede başka ilçelerde ikamet ettikleri görülmüştür.

Bu durumda, Konak İlçesi, İsmet Kaptan Mahallesi, 1039 ada, 8 parsele ilişkin 1/ 1000 ölçekli imar planı değişikliğinin, ilgili parsele ilişkin mülkiyet bağı bulunmayan ve ilgili ilçe sınırlan içerisinde ikamet etmeyen davacılar tarafından iptalinin istenilmesinde, salt hemşehrilik hukukuna dayanılarak meşru, kişisel ve güncel menfaatin varlığından bahsedilemeyeceği gibi iptal davalarına özgü menfaat ihlali şartı gerçekleşmediğinden davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 15. maddesinin 1/b bendi hükmü uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine, aşağıda dökümü yapılan 104,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,750,00-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücreti ile kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının kararın kesinleşmesinden sonra ilgililerince davacılara iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Danıştay’da temyiz yolu açık olmak üzere, 06/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız