• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

6455 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler

Nis16
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

11 Nisan 2013 gün ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 6455 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER .

 

                1-5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yapılan değişiklikler ;

MADDE 70 – 5957 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Semt pazarları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “imar planında belirlenmiş veya asıl tahsis amacını engellememek kaydıyla ayrılmış diğer alanlarda” ibaresi; ikinci fıkrasında yer alan “tahsis” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kiralama” ibaresi; beşinci fıkrasında yer alan “kurmak,” ibaresinden sonra gelmek üzere “işletmek ya da Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar dahilinde yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları iştiraklerince kurulmasını ve işletilmesini sağlamak,” ibaresi eklenmiş ve birinci ve üçüncü fıkralarında yer alan “belediyelerce” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

 

MADDE 71 – 5957 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Ancak,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlar Kurulunca aksi kararlaştırılmadıkça,” ibaresi eklenmiş, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve sekizinci fıkrasının (a) bendine “satılan” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da toptancı halinde satılmak üzere bildirimde bulunulup toptancı hali dışında toptan satılan” ibaresi eklenmiştir.

“(4) Hal rüsumunun tahakkuk, tahsil ve paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

 

MADDE 72 – 5957 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş, beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, altıncı fıkrasında yer alan “tahsis sahiplerinden” ibaresi “satış yerlerini kullananlardan” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (i) bendinde yer alan “Tahsis edilen satış yerlerini” ibaresi “Satış yerlerini Bakanlıkça belirlenen sebepler dışında” şeklinde değiştirilmiş, (k) bendine “tahsis edildiği” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kiralandığı” ibaresi ile fıkraya aşağıdaki (l) bendi eklenmiş ve yedinci fıkrasında yer alan “yerlerindeki tahsis sahipleri” ibaresi “yerlerinde faaliyet gösterenler” şeklinde değiştirilmiştir.

“Kapalı pazar yerlerindeki satış yerleri ile diğer yerler, belirli süreli sınırlı ayni hak tesisi yöntemi kullanılarak kiralama yoluyla da işletilebilir. Sınırlı ayni hak tesisi yöntemi ile bir pazar yerinde aynı kişiye en fazla iki satış yeri verilebilir. Sınırlı ayni hak tesisi ile tahsis ve kiralama işlemine ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

“(5) Başka bir alana taşınma hâlinde, toptancı hallerindeki işyerleri ile pazar yerlerindeki satış yerlerinin kullandırılmasında, mevcut hak sahiplerine öncelik verilir.”

“l) İşyerinin kiralanması veya satılmasında ya da satış yerinin kiralanması veya tahsisinde ilgili yönetmelikte belirlenen şartları taşımadıkları veya sonradan kaybettikleri anlaşılanların,”

 

MADDE 73 – 5957 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan “tahsis sahiplerince” ibaresi “üretici ve pazarcılarca” şeklinde, 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “tahsis sahipleri” ibaresi “satış yerlerini kullananlar” şeklinde değiştirilmiştir.

 

2-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklikler;

 

MADDE 79 – 6102 sayılı Kanunun 359 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(5) Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketlerde, sayılan tüzel kişiler veya bunların gerçek kişi temsilcileri yönetim kuruluna seçilebilir. Yönetim kurulu üye sayısı ikiden fazla olan şirketlerde üyelerin tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartıyla kamu tüzel kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna seçilebilir.”

 

Yazıldı Duyurular, Yargı Kararları

Asliye Ticaret Mahkemesi Kararı

Nis02
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Kararı okumak için tıklayınız… Asliye Ticaret Mahkemesi Kararı

Yazıldı Yargı Kararları

DUYURU!

Nis02
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

** 2 Nisan 2013 gün ve 28606 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesindeki “Sahil Şeridi” tanımının ikinci paragrafı ile “Su Ürünlerini Üretim ve Yetiştirme Tesisi”, “Rekreaktif Alanlar”, “Tersane”, “Yat Limanı”, “Balıkçı Barınağı”, “Çekek Yeri” ve “Sosyal ve Teknik Altyapı Tesisleri” tanımları değiştirilmiş “Denize İniş Rampaları”, “Tekne İmal ve Bakım Yeri” tanımları eklenmiş, “Yat çekek yeri” tanımı yürürlükten kaldırılmıştır.

*** 2 Nisan 2013 gün ve 28606 sayılı Resmi Gazete’de “Başbakanlıktan Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası hakkında yayınlanan Genelge” de yer almaktadır.Bu Genelge;

GENELGE

2013/3

Toplumumuzun nimet bildiği ve kutsal bir değer atfettiği ekmekle ilgili üretim, tüketim, israf ve tüketici alışkanlıkları konularında; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili kuruluşu Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü tarafından yurt çapında yaptırılan bir araştırmada; ülkemizde günde 6 milyon, yılda 2,1 milyar ekmeğin israf edildiği sonucu ortaya çıkmıştır. Söz konusu ekmek israfının bugünkü parasal karşılığı; 1,5 milyar TL olup bu rakam Hükümetimiz döneminde dünya sıralamasında ilk sıralarda olduğumuz un ihracatından elde ettiğimiz bir yıllık gelire eşdeğerdir.

Bu üzücü sonuçlar; ekmek israfının önlenmesine yönelik tedbirlerin ivedilikle alınmasını gerekli kılmış, bu doğrultuda Hükümetimizce 17.01.2013 tarihinde “Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” başlatılmıştır.

Kampanya ile israf konusunda toplumsal duyarlılık oluşturulması, israfın üretim ve tüketim aşamalarında önlenmesi, ekmeğin uygun yöntemler ile muhafazasının sağlanması, bayat veya ihtiyaç fazlası ekmeğin yine insan gıdası olarak değerlendirilmesi konularında toplumun bilinçlendirilmesi ve tam buğday ekmeği tüketiminin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.

Bu çerçevede;

1. Kampanyanın toplumun tüm kesimlerine ulaşabilecek boyutta sürdürülebilmesi için bu kapsamda alınan tedbir ve yürütülen faaliyetlerin uygulama süreçleri ile sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla ilgili kuruluşlar arasında gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamak üzere; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve ilgili kuruluşu TMO Genel Müdürlüğü görevlendirilmiştir.

2. Bakanlıklar, valilikler, belediyeler, üniversiteler ile diğer kamu kurum ve kuruluşları; alacakları tedbirler ve yapacakları faaliyetlerle kampanyayı destekleyecekler, tüm yurtta etkin bir biçimde yürütülecek olan çalışmalarla israfın önlenmesi hususunda toplumsal bir bilinç ve farkındalık oluşturulmasına azami ölçüde katkıda bulunacaklardır.

3. Kampanyanın amacına ulaşabilmesi için toplumun her kesimine yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenecek; halkımız, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve meslek kuruluşları ile işbirliği yapılacaktır.

4. Toplumun temelini oluşturan aile ve kadınların rolünü dikkate alan sosyal politikalar geliştirilecek, özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin kampanyaya katılmalarını özendiren projeler oluşturularak uygulamaya konulacaktır.

5. İlgili kuruluşlar tarafından konuya ilişkin eğitim, seminer, panel, konferans ve toplantı gibi organizasyonlar tertiplenecek ve söz konusu etkinliklerde; araştırma sonuçlarına, ekmek israfının önlenmesine ve tam buğday ekmeği tüketiminin faydalarına ilişkin bilgiler verilecek ve bu kampanya kapsamında hazırlanacak kamu spotu, film ve animasyon gibi çalışmalar gösterilecektir.

6. Bu kapsamda, bakanlık ve kuruluşlarca temin edilebilecek yazılı ve görsel malzemeler medya ve diğer iletişim araçları kullanılarak toplumun her kesimine

ulaştırılmaya çalışılacak; özellikle gar, istasyon, durak, metro, havaalanı, kara yolu, liman, toplu taşıma araçları ve benzeri kamuya açık yerlerde yazılı ve görsel bilgilendirme çalışmaları yapılacaktır.

7. İlgili bakanlık ve kurumlarca; ambalaj, gramaj, kalite, hijyen, üretim, dağıtım ve satış gibi konularda ekmek israfının önlenmesine ve tam buğday ekmeği tüketiminin yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacak mevzuat düzenlemeleri ile bu kapsamda gerekli denetimlerin yapılması sağlanacaktır.

8. İnternet sitelerinde, www.ekmekisrafetme.com adresine link verilerek, orada yer alan “Türkiye’de Ekmek İsrafı Araştırması” sonuçlarının değerlendirilmesi ve uygulamaya konulacak tedbir ve faaliyetlerin bu değerlendirmeler çerçevesinde planlanmasına önem verilecektir.

9. Toplu tüketim yapılan kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan yemekhanelerde; menüye göre ekmek çıkarılması, ekmeğin ince dilimlenmiş olarak, paketli rol ekmeğin ise düşük gramajlı olarak sunulması, tam buğday ekmeği bulundurulmasının sağlanması ve tüketiminin yaygınlaştırılması amacıyla gerekli tedbirler alınacaktır.

10. Belediyeler ve il özel idarelerince ekmek fırınları düzenli olarak denetlenecek, gerekli sağlık ve mevzuat şartlarını sağlayamayan fırınların üretim yapmasına izin verilmemesi amacıyla İçişleri Bakanlığınca gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

11. Üretici ve tüketicileri teşvik edecek tedbirlerin alınması, ekmek üretim ve satış noktalarında istihdam edilen kişiler ile restoran, fırın, otel ve turizm sektörü çalışanlarının eğitilmesi için meslek odalarıyla işbirliği yapılması hususlarında; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca gerekli çalışmalar yapılacaktır.

12. Sağlıklı beslenme de dâhil olmak üzere eğitici program, etkinlik ve yarışmalar düzenlenecek ve bu konuların temel eğitim ders müfredatı içerisine dâhil edilmesi için gerekli tedbirler Milli Eğitim Bakanlığınca alınacaktır.

13. Sağlıklı ve dengeli beslenme amacıyla tam buğday ekmeği tüketiminin teşvik edilmesi için toplum sağlığı alanında gerekli çalışmalar Sağlık Bakanlığınca yapılacaktır.

14. Kampanya konularının; desteklenen ve kaynak aktarılan film ve tiyatro dâhil her türlü sahne sanatı senaryoları ve projelerde uygun bir şekilde işlenmesi, film ve projelere gizli veya açık spotlar yerleştirilmesi ve konu ile ilgili özel sektörün teşvik edilmesi için gerekli tedbirler Kültür ve Turizm Bakanlığınca alınacaktır.

15. Kampanya konularıyla ilgili olarak halkı bilinçlendirme çalışmalarına Diyanet İşleri Başkanlığınca gerekli katkı sağlanacaktır.

16. Televizyon ve radyo programlarında kampanyaya ilişkin kamu spotlarının yayınlanması amacıyla gerekli çalışmalar ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılacaktır.

Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası, tam buğday ekmeğini yaygınlaştırma amacını da içine alacak şekilde, tüm kurum ve kuruluşlarca işbirliği içerisinde ve kararlılıkla yürütülerek takip edilecek, ekmeğin israf edilmemesi bilincinin tüm fertlerimiz için bir yaşam biçimi haline gelmesi özendirilecektir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra; halkımız, sivil toplum kuruluşları, memur, işçi ve işveren kuruluşları, meslek oda ve birlikleri, ulusal ve yerel basın ile özel sektörün, çok önemli bir insanlık görevi olan bu kampanyaya gönüllü olarak her türlü destek ve yardımı sağlayacaklarına inancımız tamdır.

Bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.

Recep Tayyip ERDOĞAN

Başbakan

Yazıldı Duyurular

GENELGELER

Mar28
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Genelgeleri okumak için tıklayınız… Genelgeler

Yazıldı Güncel Mevzuat

657 Sayılı DMK’nun 86’ncı Maddesi ve Boş Kadrolara Vekalet

Mar28
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Anayasa Mahkemesi Kararı, Esas: 2012/11, Karar:2012/14, Karar Tarihi: 05/07/2012

 

Konusu: 657 sayılı DMK’nun 86’ncı maddesi ve boş kadrolara vekalet.

 

KARAR: “…….657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinin birinci fıkrasında idarenin, dolu kadrolara kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atayabileceği belirtildikten sonra ikinci fıkrasında aylıksız vekâletin asıl olduğu kurala bağlanmış; dördüncü, beşinci ve yedinci fıkralarında da bu kuralın istisnalarına yer verilerek aylık verilecek durumlar tek tek sayılmıştır.

Aynı maddenin altıncı fıkrasında ise önceki fıkralarda açıklanan ve aylık ödenmesini gerektiren haller dışında da, boş kadrolara ait görevlerin idarece lüzum görüldüğü takdirde memurlara vekâleten gördürülebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu kuralda, idareye dolu kadrolar ve diğer fıkralarda açıkça zikredilenler dışındaki boş kadrolar yönünden de vekâleten atama yetkisi verilirken, bu atamaların ücretsiz olacağı belirtilerek ikinci fıkrada düzenlenen genel kural tekrarlanmıştır.

Bu itibarla itiraz konusu 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin altıncı fıkrasının, boş kadrolara vekâletin aylıksız olmasının değil, boş kadrolara vekâleten atama yapılabilmesinin dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır. Boş kadrolara vekâletin aylıksız olmasının dayanağı, ikinci fıkrada yer alan aylıksız vekâletin asıl olduğu yolundaki kuraldır. Altıncı fıkrada “ücretsiz olarak” ibaresine yer verilmiş olması, ikinci fıkrada belirtilen kuralı tekrarlamaktan ibaret olup bu konuda oluşabilecek tereddütleri giderme amaçlıdır. Dolayısıyla 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin itiraz konusu altıncı fıkrası, bakılmakta olan davada uygulanacak kural niteliği taşımamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin altıncı fıkrasının, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu kurala ilişkin başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.

Başvuru kararında özetle, 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen sebeplerle geçici olarak boşalan kadro görevini vekâleten yürüten memurlar aylık alırken, herhangi bir sebeple sürekli olarak boşalan kadro görevini vekâleten yürütenlerin aylık alamadıkları, boş kadroya vekâlet eden devlet memurunun her türlü sorumluluğu üstlenmesine rağmen bu kadroya ait haklardan yararlanamamasının “hukuk devleti”, “kanun önünde eşitlik”, “angarya yasağı” ve “ücrette adalet” ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek, kuralın Anayasa’nın 2., 10., 18. ve 55. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Memur hukukunda vekâlet, asıl görevlinin iş başında olmadığı bazı durumlarda kamu hizmetlerinde aksama yaşanmaması için bu kişinin bulunduğu kadroya tanınan hak ve yetkileri kullanmak üzere başka bir kişinin atanmasıdır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinde bir kadroya vekâlet görevi düzenlenmiştir. Anılan maddenin ikinci fıkrasında, “Bir görevin memurlar eliyle vekâleten yürütülmesi halinde aylıksız vekâlet asıldır.” denilmek suretiyle vekâlet görevinin kural olarak aylıksız olacağı

hükme bağlanmıştır. Buna göre bir görevi vekâleten yürüten memura aylık ödenebilmesi, kanunda açıkça vekâlet aylığı ödenmesini öngören bir düzenlemenin varlığına bağlıdır.

İptali istenen ibareyi içeren 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dördüncü fıkrasında vekâlet aylığı ödenmesini gerektiren bazı istisnalar düzenlenmiştir. Sözü edilen istisnalardan biri de aynı kurumdan dolu kadroya vekâleten atanma durumudur. Bu husus, “Aynı kurumdan birinci fıkrada sayılan ayrılmalar dolayısıyla atanan vekil memurlara vekâlet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için, vekâlet aylığı ödenir.” Şeklinde ifade edilmiştir.

İptali istenen “… birinci fıkrada sayılan…” ibaresiyle, aynı kurumdan vekil olarak atanan memurlardan vekâlet aylığı hakkı tanınanlar, 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle meydana gelen ayrılmalar dolayısıyla vekâleten atananlarla, yani dolu kadroya vekâlet edenlerle sınırlandırılmış; emeklilik, istifa, ölüm veya naklen atama gibi bir nedenle sürekli bir biçimde boşalan kadrolara vekâleten atananlara vekâlet aylığı ödenmesinin yolu kapatılmıştır. Dolayısıyla kurum içinden dolu kadroya vekâleten atanan memur aylığa hak kazanırken, kurum içinden boş kadroya vekâleten atanan memur vekâlet aylığı hakkından mahrum kalmaktadır.

Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden ayrı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesi ihlâl edilmiş olmaz.

Kanun koyucunun, istisnaî bir nitelik taşıyan vekâleten atama yoluna, boş kadrolar yönünden gereksiz olarak başvurulmasını engellemek ve idareyi boşalan kadrolara asaleten atama yapmaya zorlamak amacıyla boş kadro ile dolu kadro arasında ayrım yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak boş ya da dolu kadroya vekâlet eden memurların yaptıkları işin niteliği aynı olduğu halde bunlar arasında vekâlet aylığı yönünden kadronun boş veya dolu olmasına göre ayrım yapılması eşitlik ilkesine aykırıdır.

Açıklanan nedenlerle itiraz konusu ibare, Anayasa’nın 10. maddesine aykırıdır, iptali gerekir. SONUÇ 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinin; Dördüncü fıkrasında yer alan “…birinci fıkrada sayılan…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.”

Yazıldı Yargı Kararları

Anayasa Mahkemesi Kararı

Mar28
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Kararı okumak için tıklayınız…. Anayasa Mahkemesi Kararı

Yazıldı Yargı Kararları

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği

Mar27
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Danıştay 6.Dairesinin aşağıda yayınlanan Yürütmeyi Durdurma Kararına göre, “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrasının; “Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin yapı ruhsatı verilmesi aşamasında idareye sunulması zorunlu değildir. Ancak bu projeler yapı denetim kuruluşu veya projelerin uygulanmasının denetimine yönelik fenni mesuliyet üstlenen mühendisler tarafından ilgili kurumlara onaylatılarak yapı ruhsatının verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde ruhsat vermeye yetkili idareye verilir.” şeklindeki düzenlemenin yürütmesini durdurarak,İmar Kanununun 22.maddesinde istenilen  “, yapı ruhsatı almak için dilekçe ekinde davalı idareye sunulması gereken belgelerden biri elektrik ve tesisat projeleri olup, bu doğrultuda, söz konusu projelerin ruhsat alınmadan önce onaylanması “ uygulaması devam ettirilecektir.

  Danıştay Altıncı Daire, Esas No: 2012/3577, Karar Tarihi: 29.11.2012

 Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE

BAŞKANLIĞI

Vekili                                                                    :Av. CENGİZ ALİCAN

Cumhuriyet Bulvarı, No:1-Konak / İZMİR

Davalı                                                                 : ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI-ANKARA

 

İstemin Özeti                                    : 14/04/2012 tarihli , 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrasında yapılan değişikliğin iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

 

Savunmanın Özeti                         : Yönetmelik ile getirilen düzenlemeyle, ruhsat düzenlemesi aşamasında elektrik telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin yapı ruhsatı verilmesi aşamasında idareye sunulmasının zorunlu olmamasının, bu projelerin tanzim edilmeyeceği ve idareye belirli süre dahilinde verilmeyeceği anlamına gelmediği, elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin ilgili kurumlarca kendi mevzuatına ve teknik gereklere göre incelenmesi ve onaylanmasının ve daha sonra yetkili idareye verilmesinin kamu yararı ve hizmet gereklerine daha uygun olduğu, davacının haksız isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

Danıştay Tetkik Hakimi                   : HALİL KAMİL YÜKSEL

Düşüncesi                                             : İmar Kanununun 22. maddesine aykırı olarak, elektrik ve tesisat projelerinin ruhsatın alındığı tarihi izleyen otuz gün içinde onaylanmasının düzenlenmesi suretiyle Yasanın amacına aykırı olarak tesis edilen dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka uyarlık bulunmadığı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü.

Dava, 14/04/2012 tarihli, 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrasında yapılan değişikliğin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmıştır.

İmar Kanununun 22. maddesinde; “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik (….) bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.

Belediyeler veya valiliklerce (….) ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.

Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmü yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrasının; “Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin yapı ruhsatı verilmesi aşamasında idareye sunulması zorunlu değildir. Ancak bu projeler yapı denetim kuruluşu veya projelerin uygulanmasının denetimine yönelik fenni mesuliyet üstlenen mühendisler tarafından ilgili kurumlara onaylatılarak yapı ruhsatının verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde ruhsat vermeye yetkili idareye verilir.” şeklindeki düzenlemesinin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtilen Yasa hükmü uyarınca, yapı ruhsatı almak için dilekçe ekinde davalı idareye sunulması gereken belgelerden biri elektrik ve tesisat projeleri olup, bu doğrultuda, söz konusu projelerin ruhsat alınmadan önce onaylanması gerektiği açıktır.

Bu durumda, anılan Yasa hükmüne aykırı olarak, elektrik ve tesisat projelerinin ruhsatın alındığı tarihi izleyen otuz gün içinde onaylanmasına yönelik düzenleme getirmek suretiyle Yasanın amacına aykırı olarak tesis edilen dava konusu yönetmelik maddesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği sonucuna varıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, 7 (yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin duyurulmasına, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Başkan                     Üye                             Üye                      Üye                                     Üye

Habibe                       Suna                            Ünal                      İlhan                         Ertuğrul

ÜNAL                  TÜRKOĞLU                  DEMİRCİ              HANAĞASI         ARSLANOĞLU

Yazıldı Güncel Mevzuat

Soru

Mar26
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

 

 

SORU:  5393 sayılı kanuna göre;Belediye meclisince plan ve bütçe komisyonuna havale edilen iş veya konu 5(beş) iş gününde sonuçlandırılır der , peki sonuçlanmayan konunun takip eden ilk mecliste görüşülmesi gerekir mi?

Gölmarmara Belediyesi/Manisa

CEVAP: 5393 sayılı Kanunun İhtisas Komisyonları başlıklı 24.maddesinde; “meclis toplantısını müteakip………diğer komisyonlar beş iş günü içinde kendilerine havale edilen işleri sonuçlandırırlar.Komisyonlar kendilerine havale edilen işlerle ilgili raporlarını bu sürenin sonunda meclise sunmadıkları taktirde,konu meclis başkanı (ki bu genelde belediye başkanıdır) tarafından gündeme alınır.” hükmü yer almaktadır.Bu düzenlemeye göre bütçe ve plan komisyonu kendisine havale edilen konuyu görüşüp karara bağlamazsa,konu meclis başkanı/belediye başkanı/ tarafından meclis gündemine alınarak görüşülür ve karara bağlanır.

Yazıldı Soru / Cevap

Duyuru !

Mar25
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                    

Tüm çalışanları ilgilendiren Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği 24 Mart 2013 gün ve  28597 günlü Resmi Gazete’de yayınlandı.

Yazıldı Duyurular

Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ

Mar25
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve alındı birim fiyatlarını belirleyen PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR HAKKINDA GENEL TEBLİĞ (SAYI: 2013/1) 23 Mart 2013 gün ve 28596 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.

 

Bu Tebliğ’e göre;

1-28/12/2006 tarihli ve 2006/11545 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerine göre, taşınırların devir, imha, hurdaya ayırma, satış ve terkini suretiyle kayıtlardan çıkarılmasında Tablo I’in D bölümünde gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır. Taşınırların kayıtlardan çıkarılması, belirlenen limitler dahilinde harcama yetkilisinin, limit üzerinde olanlar ise ilgili üst yöneticinin onayı ile yapılacaktır.

 

Bu Tebliğ’de;

Devir, satış, imha, hurdaya ayırma ve terkin işlemlerinin birden fazla taşınırı ihtiva etmesi halinde söz konusu limitler taşınır bazında değil, işlem bazında uygulanacaktır

2-Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerince harcama yetkilisi mutemetlerine verilebilecek avans sınırı Tablo II’nin A bölümünde gösterilmiştir.

3-21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi gereğince, yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacakları ile diğer amme alacaklarından, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilecek miktarlar Tablo IV’de gösterilmiştir.

4-Genel hükümlere göre takip edilerek tahsil olunacak kişilerden alacaklara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranları ile temerrüt faizi oranları, yıllar itibarıyla Tablo V’de gösterilmiştir.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız