• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

Duyuru !

Mar25
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

           DUYURU

 

22 Mart 2013 gün ve 28595 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6447sayılı ON ÜÇ İLDE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE YİRMİ ALTI İLÇE KURULMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ile ;

 

“12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun başlığında yer alan “ON ÜÇ” ibaresi “ON DÖRT” olarak, “YİRMİ ALTI” ibaresi “YİRMİ YEDİ” olarak değiştirilmiş ve 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Muğla,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Ordu,” ibaresi eklenmiş ve Ordu ilinde, Ordu Belediyesinin mahalleleri merkez olmak üzere, Ordu Merkez ilçe sınırları içerisindeki köyler ile belediyelerden oluşan Altınordu ilçesi ve aynı adla belediye kurulmuştur.”

Yazıldı Duyurular

Danıştay Beşinci Daire

Mar15
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Kararı okumak için linke tıklayınız… Danıştay Beşinci Daire

Yazıldı Yargı Kararları

4342 Sayılı Mera Kanunu

Mar15
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

15 Mart 2013 gün ve 28588 sayılı Resmi Gazete’de 4342 sayılı MERA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 6443 sayılı KANUN Yayınlandı.

 

MADDE 1 – 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacı ile yapılan veya yapılacak olan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir. Yapılan masraflar karşılığı tahsil edilen tutarlar genel bütçeye, yapılacak olan masraflar karşılığı tahsil edilen tutarlar ise il müdürlüklerince hazırlanan ıslah projelerine uygun olarak o yerin ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere köy sandığında veya belediye bütçesinde açılacak hesaba gelir kaydedilir.”

 

MADDE 2 – 4342 sayılı Kanunun 12 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kiralanacak alanda hayvancılık için gerekli bakım, barınma ve su ihtiyaçlarını karşılayacak zorunlu hayvancılık tesisleri kurulabilir. Bu tesislerin taban alanı, kiralanacak alanın yüzölçümünün yüzde birini geçemez. Bu oranı bir katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu tesislerin yapılması ve kullanılması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

 

MADDE 3 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 

MADDE 4 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Yazıldı Duyurular, Yargı Kararları

Taşeron İşçilerle İlgili Soru

Mar13
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

SORU: BELEDİYEMİZDE ÇALIŞAN TAŞERON 26 ARKADAŞ VARDI.TAŞERON FİRMANIN SÖZLEŞME SÜRESİ BİTTİ VE İHALEYİ TEKRAR ALAMADI.ÇALIŞANLAR BAŞKA BİR TAŞERON FİRMAYA AKTARILDI.ŞİMDİ BU 26 ARKADAŞ ÖNCEKİ TAŞERON FİRMADAN HAKLARINI ALMAK İSTİYOR.NE YAPMALARI GEREKMEKTE,NASIL BİR YOL İZLEMELİLER?  TEŞEKKÜRLER..

Niksar Belediyesi/Tokat

CEVAP: Belediyeniz personel hizmet alımı ihalesi yaparak,üstlenici şirketle şartnamedeki koşullara uygun olarak sözleşme yapmıştır.Yani,belediyenin muhatabı yüklenici şirkettir.Şirkette sizin öngördüğünüz koşulara uygun varsa yol,yemek v.b.sosyal nitelikli yardımları işçilere ödemiştir.Yani,belediye ile işçiler,veya taşeron ile işçileri arasında bir akit yapılmamıştır.Taşeron işçileri doğrudan belediye ile bağlantılı değildir.Belediye çalıştırılacak işçi sayısını ve özelliklerini (varsa) belirlemiştir.Bunun dışında belediye taşeron işçilerle arasında organik bağ kurulmamıştır.Bu nedenle önceki taşeron firmanın şartname ve sözleşmede öngördüğü hususlar dışında ödeme yapması beklenemez.Bir yıldan az çalışılmışsa ihbar ve kıdem tazminatı ödenemez.Bu ülkemizdeki tüm taşeron işçilerin sorunudur.İşçiler hak ettikleri halde alamadıkları ödemeler varsa İl/Bölgedeki çalışma ve iş teftiş kurullarına şikayette bulunabilirler veya İş Mahkemesi nezdinde dava açabilirler.Yapılacak fazlaca bir şey ne yazık ki yoktur.

Yazıldı Soru / Cevap

Belediyelerimizin Dikkatine !

Mar11
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

      9 Mart 2013 gün ve 28582 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İhale ile özel hukuk hükümlerine göre, kamu özel iş birliği modeli çerçevesinde; Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca yapılmasına ihtiyaç duyulan tesislerin ön proje, ön fizibilite raporu ve belirlenecek temel standartlar çerçevesinde, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi hariç otuz yılı geçmemek üzere bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı tesis edilmek suretiyle yaptırılması, mevcut tesislerin yenilenmesinin sağlanması ve bu projeler için alınacak danışmanlık, araştırma-geliştirme hizmetleri ile ileri teknoloji ya da yüksek mali kaynak gerektiren bazı hizmetlerin gördürülmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olan Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6428 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca gerçekleştirilecek kamu özel iş birliği projelerinin uygulanacağı yerlerin imar planları, Bakanlığın talep etmesi hâlinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılacak veya  yaptırılacak ve onaylanacaktır.

Yazıldı Duyurular

Mevzuat Değişikliği DUYURUSU

Mar08
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                     

                Mevzuat Değişikliği DUYURUSU 

 

İnsani tüketim amaçlı suların teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu ile suların kalite standartlarının sağlanması, kaynak suları ve içme sularının istihsali, ambalajlanması, etiketlenmesi, satışı, denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen İNSANİ TÜKETİM AMAÇLI SULAR HAKKINDA YÖNETMELİĞİN   Denetim ve İzleme başlıklı 46.maddesinin  7 Şubat 2013 gün ve  28580 sayılı Resmi Gazete ile yapılan değişiklikle, “Suyun naklinde kullanılacak araçlar ve su satış yerleri için belediye sınırları ve mücavir alanları içinde ilgili belediyeden, belediye mücavir alanları dışında ise il özel idaresinden izin alınır. Piyasaya arz edilen suların, İşyeri Açma ve Çalışma İzin Belgesi bulunmayan yerler ile tüpgaz, otogaz, petrol ve petrol ürünleri depolama ve dağıtımı yapılan yerlerde; suyun fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özelliğini olumsuz yönde değiştirebilecek ısı, ışık, toz, duman, yağış gibi olumsuz şartlara açık ortamlarda satışı ve depolanması yapılamaz.” Şeklinde düzenlenmiştir.Bu değişik madde hükmüyle,belediye sınırları içinde kaynak ve içme suyu satışı  yapan işletmelerin belediyelerden İşyeri Açma ve Çalışma İzin Belgesi alınması zorunluluğu getirilmiştir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

6360 Sayılı Kanuna İlişkin İçişleri Bakanlığı Genelgesi

Mar07
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Genelgeyi okumak için linke tıklayınız… 6360 Sayılı Kanuna İlişkin İçişleri Bakanlığı Genelgeleri

Yazıldı Duyurular

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Mar07
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU,E. 2010/4-324,K. 2010/343,T. 23.6.2010

ÖZET : Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ev manevi tazminat istemine ilişkindir. Hizmet kusurundan kaynaklanmış idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar nedeniyle dava açıldığı, kamu görevlisi olan davalıların haksız eylemlerine dayandığı ancak davalıların haksız eylemlerinin bulunmadığı, kişilerin kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili uğradıkları zararlardan ötürü bu görevleri yerine getirirken personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açılması gerekir. Kurumun genel hükümlerine göre rücu hakkı vardır.

DAVA : Taraflar arasındaki “Maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 25.12.2007 gün ve 152-456 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2009 gün ve 2008/9198-2009/5133 sayılı ilamı ile; ( … Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ev manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, husumet yokluğu nedeniyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, villasının Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde çalışan davalılar tarafından, hukuka aykırı olarak herhangi bir tebligat yapılmadan, eşyaları ile birlikte yıktırıldığını ileri sürerek uğradığı zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Yerel mahkemece, 657 Sayılı Yasa’nın 13. ve Anayasa’nın 129. maddeleri gereğince davalı gerçek kişilere dava açılamayacağı, davanın idare aleyhine açılması gerektiği gerekçesiyle davanın pasif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasadaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacı, davalı gerçek kişilerin kişisel kusurlarına dayandığına göre mahkemece işin esasının incelenmesi, davalıların kişisel kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde davanın husumet yönünden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir… ), Gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK ve 2494 Sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, haksız fiil davasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yan, maliki olduğu villanın davalıların sorumluluğu altındaki kurumların ilgilileri tarafından yıkımdan evvel yakın bir zamanda tebligat yapılmadan, zorla dışarı çıkarılarak, içinde eşyalar olduğu halde usulsüz olarak yıkıldığını ileri sürüp maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, Anayasa’nın 129. maddesine göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak idare aleyhine açabileceği, davalıların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi oldukları ve olay tarihinde görevli bulundukları, bu nedenle davanın idare aleyhine açılması gerektiği gerekçesi ile pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yanın temyizi üzerine, Özel Daire Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davalarının kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve Yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine dava açılabilmesinin, hizmet kusurundan kaynaklanan, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlı olduğunu, kamu görevlisinin, özellikle salt kişisel kusuruyla gerçekleştirdiği haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasadaki bu güvenceden yararlanma olanağının bulunmadığını dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacı, davalı gerçek kişilerin kişisel kusurlarına dayandığına göre mahkemece işin esasının incelenmesi, davalıların kişisel kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Yerel Mahkeme direnme kararında; eldeki davada, hizmet kusurundan kaynaklanmış idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar nedeniyle davalılar aleyhine dava açıldığı, kamu görevlisi olan davalıların haksız eylemlerinin bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde davalı gerçek kişilerin kişisel kusurlarına dayanmış ise de, olayda davalı gerçek kişilerin kişisel kusurlarının söz konusu olmadığı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13. maddesine göre kişilerin kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili uğradıkları zarardan ötürü bu görevleri yerine getirirken personel aleyhine değil ilgili kurum aleyhine dava açacakları, kurumun genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkının bulunduğu, bu olay nedeniyle davacı İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine idare mahkemesinde dava açıldığı, davalıların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi oldukları ve olay tarihinde görevli bulundukları anlaşıldığından ancak idare aleyhine dava açılabileceği, dosya içeriğinden yıkım konusunda usulüne uygun olarak karar alındığı, kararın davalıya tebliğ edildiği, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde çalışan davalılar tarafından hukuka uygun olarak villanın yıktırıldığı ve davalıların kişisel kusurlarının bulunmadığının anlaşıldığı, bozma ilamında belirtildiği gibi davalıların kişisel kusurlarının bulunup bulunmadığının tekrar araştırılmasının davayı uzatmaktan ve fazla gidere neden olmaktan başka bir işe yaramayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Mahkemece verilen bu son hüküm direnme niteliğinde olmayıp bozma ilamını irdeleyen bir gerekçe içeren yeni bir hüküm niteliğindedir. Buna göre; ilk karar, bozma ve direnme kararlarının kapsamına göre, mahkemece direnme olarak adlandırılan karar, yeni bir hüküm niteliğinde olmakla temyiz inceleme görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 23.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

Yazıldı Yargı Kararları

Kamu İhale Davası

Mar07
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Yazıyı okumak için linke tıklayınız… Kamu İhalesi Davası

Yazıldı Yargı Kararları

Sicil Affı Müjdesi

Mar07
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Gazetelerden……..

Binlerce memurun dört gözle beklediği sicil affı müjdesi dün geldi. Şimdi memurların aklında sicil affından kimlerin yararlanıp, yararlanamayacağı var?

Sicil affı ve uzun yıllardır derece alamayan memurlara ‘1 derece’ verilmesine ilişkin düzenmede, metin yazım işleri tamamlandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in talimatı üzerine başlatılan ön çalışmanın ardından hazırlanan düzenleme, önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak. Düzenlemenin bir yasa tasarısına eklenmesi planlanıyor. Edinilen bilgiye göre; düzenleme ile memurların geriye dönük 17 yıllık sicilleri affedilecek. Memurların atılmaları zorlaşacak. Disiplin cezası alan aday memurun memuriyet umudu devam edecek. Ancak; devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik gibi yüz kızartıcı veya  şeref ve haysiyet kırıcı suçlar, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma ile devlet sırlarını açığa vurma suçları nedeniyle görevleriyle sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezaları kapsam dışında tutulacak. Memura getirilen sicil affından Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, Uzman Jandarma Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu ile Askeri Hakimler Kanunu’na tabi personel yararlanamayacak.

Yazıldı Duyurular
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız