• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

2013 Yılı Pratik Bilgiler

Şub09
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Bilgileri okumak için linke tıklayınız… 2013 Yılı Pratik Bilgiler

Yazıldı Pratik Bilgiler

YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Şub06
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin
 YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 5 Şubat 2013 gün ve 28850 sayılı Resmi Gazete’de  yayınlanmıştır.Yönetmelik değişiklik metni aşağıdadır.

 

MADDE 1 – 5/2/2008 tarihli ve 26778 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Bu Yönetmeliğin amacı, 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanuna göre faaliyet gösteren Merkez ve İl Yapı Denetim Komisyonlarının, yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuarların kuruluş ve çalışmaları; yapı denetim kuruluşlarında ve laboratuarlarda görev alacak denetçi mimar ve mühendisler ile diğer görevlilerde aranacak nitelikler; ilgili idare, proje müellifi, yapı müteahhidi, şantiye şefi, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu ortaklarının görev ve sorumlulukları; yapı denetimi hizmet sözleşmesinin düzenlenmesi ve hizmet bedellerinin ödenmesi; yapılara sertifika verilmesi ve Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, 13 üncü maddesinin altıncı fıkrasında ve 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde geçen “Yapı Denetim” ibareleri “Merkez veya İl Yapı Denetim” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Yapıya ilişkin bilgi formunu, yapının denetimini üstlendiği konusunda ek-5’te gösterilen form-3’e uygun taahhütnameyi, yapı denetim kuruluşunun yapı sahibi ile imzaladığı ek-6’da gösterilen form-4’e uygun sözleşmeyi ve projelerdeki eksikliklerin giderildiğini gösterir proje kontrol formunu ilgili idareye verir. Bu belgelerde noter tasdiki aranmaz.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

‘‘(1) Her türlü yapı inşası işinin Bakanlıkça yetki belgesi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler tarafından üstlenilmesi mecburidir. Yapı müteahhidi, şahsen sahip olduğu teknik ve mali kaynakları kullanarak veya taşeron marifetiyle yapım işini ticari maksatla üstlenen, yapının plana ve mevzuata, fen, sanat ve sağlık kurallarına, ruhsata ve eki projelere uygun olarak ve bünyesindeki mimar ve mühendisler ile diğer uzmanların gözetimi altında inşa edileceğini yapı sahibine ve ilgili idareye taahhüt eden gerçek veya tüzel kişidir.’’

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(6) Yapı denetim kuruluşlarının; Kanunun 8 inci maddesi uyarınca denetim izin belgesinin iptal edilmesi hariç olmak üzere, kuruluşun tasfiye edilmesi veya kuruluş amaç maddesinin değiştirilerek yapı denetim faaliyeti dışında başkaca bir faaliyette bulunması hallerinde, haklarında uygulanmakta olan idari müeyyideler var ise bunların bitim tarihinden itibaren kuruluşun ortaklarının kaydı, talepleri üzerine Bakanlık nezdinde tutulan yapı denetim kayıtlarından çıkarılır.”

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin ikinci, dördüncü ve beşinci fıkralarında, 12 nci maddesinin ikinci ve yedinci fıkralarında, 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, 17 nci maddesinin birinci fıkrasında ve geçici 8 inci maddesinde yer alan “Yapı Denetim” ibareleri “Merkez Yapı Denetim” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile üçüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“c) Kuruluş ortaklarının diploma veya yerine geçen belgelerinin asılları veya ibraz edilen asıllarının Bakanlık merkez veya taşra teşkilatı veya belgelerin verildiği ilgili kurum tarafından tasdikli sureti, ek-13’deki form-11’e uygun taahhütnameleri, odaya kayıt belgeleri, sabıka kaydı olmadığına dair beyanı, T.C. kimlik numaraları, kuruluşça yetkilendirilen şirket müdür ve ortaklarının noter tasdikli imza sirküleri ile diğer kuruluş ortaklarının noter tasdikli imza beyanı,”

“(3) Merkez Yapı Denetim Komisyonunca Kanunun uygulandığı her il için o ilde faaliyet gösterebilecek yapı denetim kuruluşu sayısı hesap edilir. Bu sayı hesap tarihi itibariyle; o ile dair her yıl için Türkiye İstatistik Kurumundan temin edilen bir önceki yılsonuna ait nüfus istatistiklerinin 20.000’e bölünmesi ile elde edilir. Ancak bu sayının, toplam denetlenen inşaat alanının kuruluş yetki sınırı olan 360.000 m2’ye bölünmesi ile elde edilen sonucun %10 oranında artırılması ile belirlenen sayıdan az çıkması halinde, o ilde faaliyet gösterecek kuruluş sayısı toplam denetlenen inşaat alanına göre belirlenir. Küsuratlar bir üst sayıya tamamlanır. İldeki kuruluş sayısının; faaliyetin durdurulması cezası alınmış olmasından dolayı eksilmesi halinde, ildeki kuruluş sayısını belirlenen sayıya tamamlamak üzere yedekte bekleyen kuruluşlar yapı denetim izin belgesi almak için sırasıyla davet edilir. Yedekte bekleyen kuruluş yoksa yeni kuruluşa izin belgesi verilir.”

“(6) Yapı denetim kuruluşunca izin belgesi başvurusunda bulunulmasını müteakiben, görevlendirilecek bir heyet tarafından kuruluşun faaliyet göstereceği ofisin asgari şartları haiz olup olmadığına ilişkin rapor tanzim edilir. Bu rapor, izin belgesi verilmesi safhasında dikkate alınır. Rapor hazırlanırken, aynı ofiste yapı denetimi haricinde bir başka ticari faaliyetin yürütülmemesi, denetçiler için uygun çalışma ortamlarının, düzenli arşiv bölümünün ve proje incelemesine uygun ortamın mevcut olması hususları göz önünde bulundurulur. Bir bağımsız bölümde sadece bir yapı denetim kuruluşu faaliyet gösterebilir.”

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Laboratuvarlarda yapı malzemesi kalite kontrolü konusunda laboratuvar denetçi belgesine sahip en az bir inşaat veya kimya mühendisi ile yardımcı teknik elemanlar istihdam edilir. Zemin deneyleri konusunda laboratuar denetçi belgesine sahip en az bir jeoloji mühendisi ile yardımcı teknik elemanlar zorunlu olmak üzere, denetçi belgesine sahip inşaat veya jeofizik mühendisi istihdam edilir.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin yedinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ç) Proje ve uygulama denetçisi makine mühendisi, proje ve yapı denetimini yapar. Denetim yetkisi sınırı 180.000 m2’dir.”

“d) Proje ve uygulama denetçisi elektrik mühendisi, proje ve yapı denetimini yapar. Denetim yetkisi sınırı 180.000 m2’dir.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci, üçüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Yapı denetim kuruluşu, 12 nci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde sayılan asgari istihdam edilmesi gereken personeli, faaliyetine devam ettiği sürece çekirdek personel olarak istihdam etmek zorundadır. Aksi takdirde, eleman eksikliği giderilip uygun denetim elemanları istihdam edilinceye kadar, yapı denetim kuruluşunun denetim sorumluluğu altında bulunan mevcut yapılara ilişkin bilgi formları üzerinde işlem yapması engellenir ve uhdesindeki denetim işlerinin devamına ve yeni denetim işi üstlenilmesine izin verilmez. Eleman eksikliği üç ay içerisinde giderilmediği takdirde, asgari sayıda çekirdek personeli istihdam edinceye kadar kuruluşun izin belgesi geçici olarak geri alınır.”

“(3) Denetçi mimarlar, denetçi mühendisler, kontrol elemanları ve yardımcı kontrol elemanları 17 nci maddenin altıncı fıkrasında yer alan istisnalar hariç olmak üzere, sadece bir ilin sınırları içerisinde görev yapabilirler. Yapı denetim kuruluşu, denetçi mimarlar, denetçi mühendisler, kontrol elemanları ve yardımcı kontrol elemanlarının denetleme yetkisine sahip oldukları yapı inşaat alanı aşıldığı takdirde, ilave denetçi mimar, denetçi mühendis, kontrol elemanı ve yardımcı kontrol elemanı görevlendirmek ve bununla ilgili belgeleri İl Yapı Denetim Komisyonuna vermek zorundadır.”

“(6) Vefat, hastalık, izin, istifa ve benzeri nedenlerle denetçi mimar, denetçi mühendis, kontrol elemanı veya yardımcı kontrol elemanlarından birinin yapı ile ilişkisinin kesilmesi hâlinde, yapı denetim kuruluşunca yapının ilişik kesme anındaki durumunu belirleyen ek-20’de gösterilen form-18’e uygun seviye tespit tutanağı tanzim edilir; ayrılan denetçi mimar, denetçi mühendis, kontrol elemanı veya yardımcı kontrol elemanının yerine görev yapacak, kuruluş bünyesinde bulunan aynı statüdeki personel altı işgünü içinde geçici olarak görevlendirilir. Seviye tespit tutanağı geçici personel görevlendirmeye ilişkin dilekçe ekinde ilgili idaresine gönderilir. Bu tarihten itibaren yeni görevlendirme yapılıncaya kadar geçen süre içinde yapı ile ilgili her türlü sorumluluk geçici olarak görevlendirilen personele aittir. Yapı denetim kuruluşunca ilgili personelin görevinden ayrılmasını takip eden otuz işgünü içinde görevlendirilen aynı statüdeki yeni personel için, yapının göreve başlama anındaki durumunu gösteren ek-20’de gösterilen form-18’e uygun seviye tespit tutanağı düzenlenerek durum ilgili idareye ve görev yaptıkları ilde bulunan İl Yapı Denetim Komisyonuna bildirilir.”

MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin ikinci ve sekizinci fıkralarında, 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında, 20 nci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının (a) bendinde ve 23 üncü maddesinin birinci ve sekizinci fıkralarında geçen “Yapı Denetim” ibareleri “İl Yapı Denetim” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Merkez ve İl Yapı Denetim Komisyonları

MADDE 18 – (1) Merkez Yapı Denetim Komisyonu, konu ile ilgili Bakanlık personeli arasından biri başkan olmak üzere Bakanlıkça görevlendirilecek toplam yedi üyeden oluşur. Üyeler tespit edilirken ayrıca birer yedek üye de belirlenir. Komisyon, Bakanlıkça uygun görülen birimin bünyesinde faaliyetlerini yürütür. Bakanlık, gerek görülen konular hakkında çalışmada bulunmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini oy hakları olmaksızın Komisyonda görevlendirebilir.

(2) İl Yapı Denetim Komisyonu, her ilde çevre ve şehircilik il müdürlüğünün teklifi üzerine, Merkez Yapı Denetim Komisyonunca görevlendirilecek, il müdür yardımcısının başkanlığında, en az şube müdürü seviyesinde bir üye ile mimar veya mühendis unvanlı teknik personelden üç üye olmak üzere toplam beş üyeden teşkil edilir. Üyeler tespit edilirken ayrıca birer yedek üye de belirlenir. İl Yapı Denetim Komisyonunun sekretaryası il müdürlüğünce uygun görülen birim tarafından yürütülür. İl Yapı Denetim Komisyonu, gerek görülen konular hakkında çalışmada bulunmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini oy hakları olmaksızın Komisyon toplantılarına davet edebilir.”

MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Merkez ve İl Yapı Denetim Komisyonlarının çalışma usul ve esasları

MADDE 19 – (1) Merkez Yapı Denetim Komisyonu;

a) Başkanın yazılı veya sözlü daveti üzerine üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır. Kararlar çoğunlukla alınır. Çekimser oy kullanılamaz. Oyların eşitliği halinde, başkanın bulunduğu taraf çoğunlukta sayılır.

b) Yapı denetim kuruluşları, laboratuvarlar ile bunların şubelerinin donanım ve teknik altyapı açısından inceletmek ve değerlendirmek, yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuvarların faaliyetlerinin denetlenmesini sağlamak, denetçi belgeleri ile yapı denetim kuruluşlarına, şubelerine ve laboratuvarlara izin belgesi düzenlemek ile görevlidir.

c) İhtilaflı konuların, şikâyetlerin ve yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuvarların faaliyetlerinin mahallinde incelenmesini ister.

ç) Yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuvarların denetçi mimar ve mühendisleri ile kontrol ve yardımcı kontrol elemanlarının meslek içi eğitim faaliyetlerine ilişkin karar alabilir. Bu eğitimler için, kamu veya özel sektör kuruluşları ile işbirliği yapılabilir.

(2) Merkez Yapı Denetim Komisyonunun yapı denetim izin belgesi, laboratuvar izin belgesi ve denetçi belgesi verilmesi ile ilgili iş ve işlemlerinin sekretarya hizmetleri, Bakanlıkça uygun görülen birim tarafından yürütülür.

(3) İl Yapı Denetim Komisyonları;

a) İl Yapı Denetim Komisyonu başkanın yazılı veya sözlü daveti üzerine üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır. Kararları çoğunlukla alınır. Çekimser oy kullanılamaz. Oyların eşitliği halinde, başkanın bulunduğu taraf çoğunlukta sayılır.

b) İl Yapı Denetim Komisyonu, yapı denetim kuruluşları, laboratuvarlar ile bunların şubelerinin donanım ve teknik alt yapı açısından yeterliliğini ve bunların faaliyetlerini denetlemek ve denetçi, kontrol ve yardımcı kontrol elemanları ile şantiye şeflerinin adres değişikliği işlemlerini gerçekleştirmek ile görevlidir.

c) İl Yapı Denetim Komisyonu, ihtilaflı konuları, şikayetleri ve yapı denetim kuruluşlarının ve laboratuvarların faaliyetlerini mahallinde inceler; bunun için gerektiğinde eleman veya elemanlar görevlendirebilir.

ç) İl Yapı Denetim Komisyonu üç ayda bir çalışma faaliyetleri ile ilgili istatistik bilgilerini Merkez Yapı Denetim Komisyonuna gönderir.

d) Yapı denetim kuruluşlarının, denetçilerinin, kontrol elemanlarının ve yardımcı kontrol elemanlarının Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuata aykırı uygulamalarına ilişkin olarak inşaatın bulunduğu ilin çalışma birimlerince hazırlanan raporlar, aynı ilin komisyonunca değerlendirilir ve Kanunda belirtilen müeyyidelerin uygulanmasının gerektiğine karar verilmesi halinde Bakanlığa teklifte bulunulur.

e) Denetçi belgeleri ile yapı denetim kuruluşu ve laboratuvar izin belgelerinin vize işlemlerini gerçekleştirmek ile görevlidir.

(4) Merkez veya İl Yapı Denetim Komisyonu üyeliği yapanlar, bu üyelik sona erdikten sonraki iki yıl içinde, herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı olamaz.”

MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Kanun ile öngörülen hizmet bedellerini karşılamak üzere, Bakanlıkça Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü ve Mal Müdürlüklerinde emanet hesapları açılır. Yapı denetim kuruluşunun hizmet bedelleri, yapı sahibince bu hesaplara yatırılır. Yapı denetim hizmetine ait her hakediş bedelinin % 3’ü ruhsatı veren ilgili idarenin ve % 3’ü ise Bakanlık bünyesindeki döner sermaye işletmesinin hesabına aktarılır.”

MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Yapı denetimi hizmeti için yapı denetim kuruluşuna ödenecek hizmet bedellerine esas oranlar, aşağıdaki cetvelde belirlenen asgari hizmet bedelleri oranlarından az olmamak şartıyla, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedilecek sözleşmede belirtilir.”

MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Yapı denetim kuruluşu, 27 nci maddede belirtilen oranlara göre her yapı bölümü veya kısmi yapı bölümü için, bu bölümlerin tamamlanmasını müteakiben, ek-24’de gösterilen form-22’ye uygun hakediş raporunu tanzim eder. 27 nci maddede belirtilen gerçekleşme seviyelerinin geçildiği tarih itibariyle geride bırakılan seviyeye dair hakedişin bir ay içinde hazırlanması ve ilgili idareye sunulması gereklidir.”

MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin yedinci bölümünün başlığı “Yapılara Sertifika Düzenlenmesi” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 30 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Yapı Denetim Kuruluşlarının büro kriterleri

GEÇİCİ MADDE 11 – (1) İzin belgesi almış olan yapı denetim kuruluşları faaliyet gösterdikleri büroları, 1/5/2013 tarihine kadar 12 nci maddenin altıncı fıkrasında belirtilen şartlara uygun hale getirmek zorundadır.”

MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin Ek-4, Ek-6, Ek-8, Ek-13, Ek-14, Ek-15, Ek-16, Ek-17, Ek-18, Ek-19, Ek-21 ve Ek-24’ü ekteki şekilde değiştirilmiş ve Ek-26 ile Ek-27’si yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 22 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 23 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Belediyelerimizi İlgilendiren Haberler

Oca25
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Belediyelerimizi İlgilendiren Haberler

*31 Aralık 2012 Tarihli ve 28514 4. Mükerrer Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1- Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve Sebze ve Meyve Ticareti Ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ilgili Yönetmeliklerde değişiklikler yapılmıştır.

*Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 04/01/2013 tarihli Genelgesi ile Mahalli İdarelerin Sözleşmeli Personeli Ücret Tavanları yayınlanmıştır.
*4 Ocak 2013 Tarihli ve 28518 Sayı Resmî Gazetede yayımlanan 350 Sıra Nolu Milli Emlak Genel Tebliği ile; 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu kapsamındaki konutların aylık kira bedelleri belirlenmiştir.

5 Ocak 2013 tarihli ve 28519 sayılı Resmi Gazetede; Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır.

Yazıldı Duyurular, Güncel Mevzuat

BÜTÇE UYGULAMA TEBLİĞİ

Oca17
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

15 Ocak 2013 gün ve 28529 sayılı Resmi Gazete’de 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA TEBLİĞİ (SIRA NO: 2) yayınlandı.

 

1- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 212 nci maddesine dayanılarak hazırlanan ve 19/11/1986 tarihli ve 86/11220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde, yemek bedelinin bütçeden karşılanmayan kısmının yemek yiyenlerden alınacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Bu çerçevede, öğle yemeği servisinden faydalanan memurlardan 15/1/2012-14/1/2013 tarihleri arasında alınacak yemek bedelleri 13/1/2012 tarihli ve 28172 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (2) Sıra No’lu 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliğiyle belirlenmişti. Bu bedellerin yerine 2013 yılında öğle yemeği servisinden faydalanacak olanlardan en az aşağıda belirlenen tutarlar üzerinden günlük yemek bedeli alınması uygun görülmüştür.

 

Memurlardan;

15/1/2013 tarihinden

14/1/2014 tarihine kadar

1) Ek göstergesiz görevlerde bulunanlardan 0,95 TL
2) 1100’e kadar (1100 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan

1,58 TL

3) 2200’e kadar (2200 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan

1,92 TL

4) 3600’e kadar (3600 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan

2,47 TL

5) 4800’e kadar (4800 dahil) ek göstergeli görevlerde bulunanlardan

3,25 TL

6) 4800’den daha yüksek ek göstergeli görevlerde bulunanlardan

3,60 TL

Sözleşmeli personelden;

15/1/2013 tarihinden

14/1/2014 tarihine kadar

1) Aylık brüt sözleşme ücretleri 1.925 TL kadar (1.925 TL dahil) olanlardan

1,13 TL

2) Aylık brüt sözleşme ücretleri 3.360 TL kadar (3.360 TL dahil) olanlardan

1,92 TL

3) Aylık brüt sözleşme ücretleri 4.700 TL kadar (4.700 TL dahil) olanlardan

3,43 TL

4) Aylık brüt sözleşme ücretleri 4.700 TL üzerinde olanlardan

4,32 TL

2- Bu uygulamaya 15/1/2013 tarihinde başlanacaktır.

3- Kuruluşlar hizmetlerinin özelliği, yemek maliyetleri ve yemek servisinin farklı mahallerde daha iyi şartlarda sunulması gibi hususları dikkate alarak belirtilen miktarların üzerinde yemek bedeli tespit edebileceklerdir.

4- Bu Tebliğe, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar ve fonlar ile diğer kamu idareleri uyacaklardır.

Tebliğ olunur.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE İŞVERENLERE GETİRİLEN YÜKÜMLÜLÜKLER

Oca15
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE İŞVERENLERE GETİRİLEN YÜKÜMLÜLÜKLER

I. GENEL DEĞERLENDİRME

Bilindiği üzere 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6331 Sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” ile iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı tek bir kanun çatısı altında birleştirilmiş ve bu kapsamda işverenlere ilave bazı yükümlülükler getirilmiştir.

Esasen iş sağlığı ve güvenliği konuları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 5’nci bölümünde düzenlenmiş olup, söz konusu kanunun 77, 78, 79, 80, 81 ve 88’nci maddelerine göre yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, bu kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam olunacaktır (Geç.Madde 2).

4857 sayılı İş Kanunu kapsamında hali hazırda yürürlükte bulunan konumuzla ilgili yönetmelikler şöyledir;

– Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik,

– Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği

– İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına Dair Yönetmelik

– İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik

– İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik

– İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik

– İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği

– Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik

Yeni düzenlemeyle iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hususlar daha kapsamlı şekilde ayrı bir yasal çerçeveye kavuşturulmuş ve işverenlere ilave bazı yükümlülükler getirilmiştir.

Önümüzdeki günlerde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak yayımlanacak yönetmeliklerin dikkatlice izlenmesi gerekmekte olup, aşağıda 6331 sayılı Kanun kapsamında yapılan bazı düzenlemelere ana başlıklar itibariyle kısaca yer verilmiştir.

II.YENİ KANUN KAPSAMINDA YAPILAN YENİLİK VE DEĞİŞİKLİKLER

1. Kanunun Kapsamı:

6331 sayılı Kanunun kapsamı “Kapsam ve İstisnalar” başlığı altında Kanunun 2’nci maddesinde aşağıdaki şekilde tanımlanmış olup, eskisine göre oldukça genişletilmiştir.

“bu kanun, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır”

Anlaşılacağı üzere, Kanun’un getirdiği yükümlülük ve sorumluluklardan muafiyet sağlamak için tayin edilmiş bir asgari işçi sayısı yoktur. Öte yandan ev hizmetlerinde çalışanlar, her hangi bir personel çalıştırmayıp kendi nam ve hesabına mal veya hizmet üretimi yapanlar ile genel olarak askeri ve istihbarat birimleri Kanun kapsamına dahil edilmemiştir.

2. İşverenlere Getirilen İlave Yükümlülükler:

Mevcut İş Kanunu ve yönetmeliklere ek olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile

– İş sağlığı ve güvenliği konusunda her türlü tedbirin alınması,

– Risk değerlemesi yapılması veya yaptırılması,

– Çalışanlara görev verilirken iş sağlığı ve güvenliğinin göz önünde bulundurulması,

– İş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesi

hususlarında işverenlerin mevcut sorumlulukları artırılmış ve ilave yükümlülükler getirilmiştir.

Kanunun 4’ncü maddesinin (2). bendinde açıkça belirtildiği gibi işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır.

3. İşverenlerin Risk Değerlendirmesi Yapma veya Yaptırma Yükümlülüğü:

Kanuna göre işveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risklerin değerlendirilmesini yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Bu noktada, risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanlarının belirlenmesi, işyerinin tertip ve düzeni gibi hususlar işverence dikkate alınmalıdır. İşveren bu konuda gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlar.

Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulabilecektir (Madde 25 (1)).

4. İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Çalıştırma Yükümlülüğü:

Mevcut İş Kanununda işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma yükümlülüğü ile ilgili olarak;

– Elli işçi çalıştırma şartı ve

– İş güvenliği uzmanı için işin sanayiden sayılan işlerden olması şartı

6331 sayılı Kanun ile ortadan kaldırılmıştır.

Kanunun 6’ncı maddesi ile her işverenin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmek durumunda olduğu belirtmiştir. Bu kişiler iş yerinde istihdam edilebileceği gibi, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet satın almak suretiyle de temin edilebilecektir.

Ayrıca Kanunun 7’nci maddesi ile de on işçiden az işçinin çalıştırıldığı işyerlerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca destek sağlanabileceğini belirtilmektedir.

5. Tehlike Sınıfının Belirlenmesi:

İşyerleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kısa vadeli sigorta kolları prim oranları da dikkate alınmak suretiyle “az tehlikeli”, “tehlikeli” ve “çok tehlikeli” olarak sınıflandırılacak, söz konusu sınıflandırma yayımlanacak bir Tebliğle belirlenecektir (Madde 9).

İşyeri için belirlenmiş olan tehlike sınıfı, aynı zamanda çalıştırılacak iş güvenliği uzmanının yetki belgesi ve Kanunun ilgili maddelerinin yürürlüğe girişi açısından da etkili olacaktır.

“Çok tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri (A) sınıfı, “Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri en az (B) sınıfı, “Az Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişileri çalıştıracaktır.

Ancak bu konuda Kanunun Geçici 4’ncü maddesinde geçiş hükümlerine yer verilmiş olup bu kapsamda;

“ çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

6. İş Kazası ve Meslek Hastalıklarının Bildirimi:

İşveren bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutmak ve bu konularda rapor düzenlemek zorundadır.

İşveren bildirimleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapacaktır. Kanunun 14’ncü maddesinde belirtilen bu yükümlülüğün uygulanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’nın görüşünü almak sureti ile bir yönetmelik çıkaracaktır.

7. Sağlık Gözetimi ve Çalışanların Sağlık Muayenesi:

İşverenler;

– İşe girişlerde,

– İş değişikliklerinde,

-İş kazası, meslek hastalığı, sağlık gibi sebeplerle işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde çalışanın talep etmesi halinde,

– İşyerinin tehlike sınıfına göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen aralıklarda çalışanlarının sağlık muayenelerini yaptırmak zorundadır.

Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz (Madde 15/(2)).

Çalışanlar için daha önce alınmış olan periyodik sağlık raporları, bu raporların süresi bitinceye kadar geçerli olacaktır (Geç.Madde 3).

8. Çalışan Temsilcisi:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun getirdiği en önemli yeniliklerden biri, işyerlerinde “Çalışan Temsilcisi” seçilmesi veya seçimle belirlenemediği takdirde işveren tarafından atanmasıdır.

Bir işyerinde kaç çalışan temsilcisinin görevlendirileceği, kanunun 20’nci maddesinde belirlenmiş olup şöyledir;

– 2 – 50 çalışanı bulunan işyerlerinde bir,

– 51 – 100 çalışanı bulunan işyerlerinde iki,

– 101 – 500 çalışanı bulunan işyerlerinde üç,

– 501 – 1000 çalışanı bulunan işyerlerinde dört,

– 1001 – 2000 çalışanı bulunan işyerlerinde beş,

– 2001 ve üzerinde çalışanı bulunan işyerlerinde altı

çalışan temsilcisi belirlenmek zorundadır. Temsilci sayısının birden fazla olması halinde, temsilciler arasından yapılacak seçimle bir “Baş Temsilci” belirlenecektir.

Çalışan temsilcileri, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini tehdit eden tehlikelerin kaynağının bertaraf edilmesini veya tehlikenin bertaraf edilmesi işin özelliği gereği mümkün değil ise riskin azaltılmasını, işverene öneride bulunma yoluyla isteme ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etme hakkına sahiptirler.

9. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu:

4857 sayılı İş Kanunu 80’nci maddesi ile sanayiden sayılan, en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurulmasını öngörmekteydi.

6331 sayılı Kanun’un 22’nci maddesi ile, sanayiden sayılan ibaresine yer vermemek suretiyle, elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı, özel veya kamu sektöründe faaliyet gösteren her işyerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu oluşturulması zorunluluğunu hükme bağlamıştır.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu haller ile ilgili düzenlemeler de yine Kanun’un 22’nci maddesinde yer almaktadır.

10. İdari Para Cezaları:

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümlerine aykırı hareketlerin müeyyidesi idari para cezaları şeklinde Kanunun 26’ncı maddesinde düzenlenmiştir.

Söz konusu Kanun ile idari para cezalarının kapsamı genişletilmiş, ceza miktarlarında ise artış yapılmıştır.İdari para cezalarıyla ilgili detaylı bir tablo Duyuru ekine konulmuştur (Ek 1).

11. Güvenlik Raporu veya Büyük Kaza Önleme Politikası Belgesi:

İşletmeye başlanmadan önce, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu işveren tarafından hazırlanır.

Güvenlik raporu hazırlamak zorunda olan işverenler, ancak hazırladıkları raporlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca içerik ve yeterlilik olarak incelenmesinden sonra işyerlerini açabilirler (Madde 30).

12. Kanunla İlgili İkincil Mevzuat Düzenlemeleri:

Yukarıda bazı başlıklar itibariyle değinilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun işleyişiyle ilgili;

– İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının nitelikleri,

– Çalışma temsilcisi,

– Tehlike derecesinin hangi esaslara göre belirleneceği,

– Güvenlik raporunda yer alması gereken esaslar ile diğer pek çok husus hakkında

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle detaylı şekilde düzenlemeler yapılacaktır.

III.YÜRÜRLÜK

6331 sayılı kanunun yürürlüğüyle ilgili 38’nci maddesi özetle şöyledir;

· Kanun’un “iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri” ile ilgili 6’ncı maddesi, “iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi” ile ilgili 7’nci maddesi ve “işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları” ile ilgili 8’nci maddesine ilişkin hükümleri;

– Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için Kanun’un yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra (01.07.2014),

– 50’den az çalışanı olup tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra (01.07.2013),

– Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra (01.01.2013) yürürlüğe girecektir.

· Kanun’un tehlike sınıflarının belirlenmesi hakkındaki 9’ncu maddesi, belgelendirmeye dair 31’nci maddesi, diğer kanunlarda değişiklik yapan 32, 33, 34, 35 ve 36’ncı maddeleri yayım tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir (30.06.2012).

· Kanun’un diğer maddeleri ise yayım tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girecektir (01.01.2013).

 

           6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa Göre Uygulanacak İdari Para Cezaları

Madde Başlığı

Madde

Cezanın Konusu

Cezanın Miktarı

MADDE 4 – İşverenin genel yükümlülükleri

4/1-a

İşverenin tedbir alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi (Her türlü tedbir: Organizasyon, araç-gereç, eğitim, bilgi, mesleki riskleri önleme, iyileştirme) 2.000 TL Her yükümlülük için ayrı ayrı

4/1-b

Tedbirlerin izlenmemesi, denetlenmemesi ve uygunsuzlukların giderilmemesi 2.000 TL Her yükümlülük için ayrı ayrı
MADDE 6 – İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri

6/1-a

İş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirilmemesi 5.000 TL Her bir kişi için ve aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar
Diğer sağlık personeli çalıştırılmaması 2.500 TL Her bir kişi için ve aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar

6/1-b

İSG hizmetleri için araç-gereç-mekan ve zaman sağlanmaması 1.500 TL Her bir ihlal için ayrı ayrı

6/1-c

İSG hizmetlerini yürütenler arasında koordinasyonun sağlanmaması 1.500 TL Her bir ihlal için ayrı ayrı

6/1-ç

İşverene yazılı olarak bildirilen tedbirlerin yerine getirilmemesi 1.000 TL Her tedbir için

6/1-d

Görevlendirilen kişilerin, hizmet alınan kuruluşların, başka işyerlerinden gelen çalışanların ve bunların işverenlerinin İSG riskleri konusunda bilgilendirilmemesi 1.500 TL Her bir ihlal için ayrı ayrı
MADDE 8 – İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları

8/1

İşgüvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin hak ve yetkilerinin kısıtlanması 1.500 TL Her bir ihlal için ayrı ayrı

8/6

İşyeri sağlık ve güvenlik biriminin kurulması 1.500 TL Her bir ihlal için ayrı ayrı
MADDE 10 – Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma

10/1

Risk değerlendirmesi yapılmaması veya yaptırılmaması 3.000 TL  
4.500 TL Aykırılığın devam ettiği her ay için

10/4

Risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmaması 1.500 TL  

 

MADDE 11 – Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım

11

Acil durumların belirlenmemesi, acil durumlar için tedbir alınmaması, acil durum planlarının hazırlanmaması, destek elemanı görevlendirilmemesi, araç-gereç sağlanmaması, eğitim ve tatbikatların yapılmaması, acil durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla irtibatı sağlayacak düzenlemenin yapılmaması 1.000 TL Her yükümlülük için ayrı ayrı
1.000 TL Aykırılığın devam ettiği her ay için
MADDE 12 – Tahliye

12

Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlike durumunda; çalışanların işi bırakarak güvenli yere gidebilmesinin, özel olarak görevlendirilenler dışındaki çalışanların işe devam etmelerini istemek 1.000 TL Her yükümlülük için ayrı ayrı
1.000 TL Aykırılığın devam ettiği her ay için
MADDE 14 – İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi

14/1

İş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydının tutulmaması, bunlar hakkında incelemeler yapılarak ilgili raporların düzenlenmemesi, ramak kala olayların incelenerek raporların düzenlenmemesi 1.500 TL Her yükümlülük için ayrı ayrı

14/2

İşverenin, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını 3 iş günü içinde SGK’ya bildirmemesi 2.000 TL  

14/4

Sağlık hizmeti sunucularının, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en geç 10 gün içinde SGK’ya bildirmemesi 2.000 TL  
MADDE 15 – Sağlık gözetimi

15/1

Sağlık gözetiminin yapılmaması 1.000 TL Her çalışan için ayrı ayrı

15/2

Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar için sağlık raporu alınmadan işe başlatma 1.000 TL Her çalışan için ayrı ayrı
MADDE 16 –Çalışanların bilgilendirimesi

16

Çalışanların ve temsilcilerin bilgilendirilmemesi (riskler, tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar, ilk yardım, yangın, tahliye) 1.000 TL Her çalışan için ayrı ayrı
MADDE 17 –Çalışanların eğitimi

17/1-7

Çalışanlara eğitim verilmemesi 1.000 TL Her çalışan için ayrı ayrı

 

MADDE 18 –Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması

18

Çalışanların görüşlerinin alınmaması ve katılımlarının sağlanmaması (İSG konularına teklif getirme, seçilecek iş ekipmanı, yeni teknoloji, hekim, uzman, hemşire seçimi, il yardım, yangın, tahliye için görevlendirilecek kişilerin belirlenmesi) 1.000 TL Her aykırılık için ayrı ayrı
MADDE 20 – Çalışan temsilcisi

20/1

Çalışan temsilcilerinin görevlendirilmemesi veya seçilmemesi 1.000 TL  

20/3

Çalışan temsilcilerinin işverene öneride bulunma ve tedbir alınmasını isteme hakkının verilmemesi 1.500 TL  

20/4

Çalışan temsilcilerinin ve destek elemanlarının haklarının kısıtlanması, imkan sağlanmaması 1.000 TL  
MADDE 22 – İş sağlığı ve güvenliği kurulu

22

50 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulmaması, alt işverenin bulunduğu hallerde uygun kurulun oluşturulmaması, kurullar arası koordinasyonun sağlanmaması 2.000 TL Her aykırılık için ayrı ayrı
MADDE 23 – İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu

23/2

Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde İSG konusundaki uyarılara uymayan işverenlerin, yönetim tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirilmesi 5.000 TL  
MADDE 24 – Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu

24/2

Ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olunması 5.000 TL  
MADDE 25 – İşin durdurulması

25

İşyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işe devam ettirilmesi 10.000 TL  

25/6

İşin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerinin ödenmemesi, az ödenmesi veya uygun başka iş verilmemesi 1.000 TL İhlale uğrayan her çalışan için ayrı ayrı
1.000 TL Aykırılığın devam ettiği her ay için

 

MADDE 29 – Güvenlik raporu veya büyük kaza önleme politika belgesi

29

Büyük kaza önleme politika belgesinin hazırlanmaması 50.000 TL  
Belgeyi Bakanlığa sunmadan işyerinin faaliyete geçirilmesi 80.000 TL  
İşletilmesine izin verilmeyen işyerinin faaliyete geçirilmesi 80.000 TL  
Durdurulan işyerinde faaliyete devam edilmesi 80.000 TL  
MADDE 30 – İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çeşitli yönetmelikler

30

30’ncu maddede öngörülen yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmemesi 1.000 TL Her hüküm için ayrı ayrı
1.000 TL Aykırılığın devam ettiği her ay için

(Bu Yazı “BDO Yayıncılık A.Ş.” Tarafından 19.12.2012 Tarih ve 2012/107 Sayılı Sirkülerden özetlenerek alıntılanmıştır)

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

6360 SAYILI KANUNUN ÖZELLİKLERİ

Oca03
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

Yazıyı okumak için tıklayınız…… 6360 SAYILI KANUNUN ÖZELLİKLERİ

Yazıldı Duyurular, Makale ve Görüşler

2013 Yılına ait Emlak Vergi Değerleri

Oca03
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

   2013 yılına ait emlak (bina, arsa ve arazi) vergi değerleri ile 2013 yılında mükellef olacakların emlak vergi değerlerinin hesabında dikkate alınacak asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin tespiti hususunda EMLAK VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ (Seri No: 61) 1 Ocak 2013 gün ve 28515 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.Tebliğ’de emlak vergisi uygulamasında 2012 yılına ait uygulanacak yeniden değerleme oranının, 419 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile %7,80 (yedi virgül seksen) olarak tespit ve ilan edildiği açıklanarak,2013 yılı uygulamasında bu oranın dikkate alınacağı belirtilmektedir.

Yazıldı Güncel Mevzuat

6363 Sayılı 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu

Oca03
2013
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

                   

   6363 sayılı 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu 31.12.2012 tarih ve 28514 sayılı 1.Mükerrer Resmi Gazete’de yayınlandı.

Yazıldı Duyurular

Hizmet Alımında Yıllık İzin ve Kıdem Tazminatı

Ara26
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Makaleyi okumak için tıklayınız…. Hizmet Alımında Yıllık İzin ve Kıdem Tazminatı

Yazıldı Makale ve Görüşler

İmar Kararı

Ara25
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

          ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Esas Sayısı : 2011/36,Karar Sayısı : 2011/181,Karar Günü : 29.12.2011

( 05.04.2012gün ve 28225 sayılı R.G.)

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İzmir 3. İdare Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun, 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değiştirilen 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresinin, Anayasa’nın 2. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I- OLAY

Davacının ruhsat almaksızın yaptığı öne sürülen yapının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince yıkılmasına ve aynı Kanun’un 42. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıya idari para cezası uygulanmasına dair belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

“Davacı… vekili Av…. tarafından, İzmir İli, Gaziemir İlçesi, Hürriyet Mahallesi, 1060 Sokak, No:51 adresinde ve tapunun 11553 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmazda ruhsatsız yapıldığı öne sürülen inşaatın 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince yıkımına ve davacının aynı Yasanın 42. maddesi uyarınca 9.391,12-TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Gaziemir Belediye Encümeni’nin 02/12/2010 günlü, 795 sayılı kararının iptali istemiyle Gaziemir Belediye Başkanlığı’na karşı açılan davada, uyuşmazlığın konusu para cezasının dayanaklarından birisi olan 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 09/12/2009 günlü, 5940 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesinin 3. fıkrasının “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.” şeklindeki hükmünde yer alan, aynı Kanunun 32. maddesini ifade eden, “32” ibaresinin Anayasa hükümlerine aykırı olduğu düşüncesi ile 2949 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesince “somut norm denetimi” yapılmak üzere Anayasa’ya aykırılık itirazında bulunulması gerektiği sonucuna varılmakla işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından ruhsatsız olarak 121 m2 ebadında zemin üstü (kolon betonları dökülmüş, tuğla duvarları örülmüş, tabliyenin betonları dökülüyor vaziyette) 2. katının inşa edildiğinin 11/11/2010 günlü Yapı Tatil Zaptı ile tespit edildiği ve yapının mühürlenerek inşaatın durdurulduğu, sonrasında dava konusu Gaziemir Belediye Encümeni’nin 02/12/2010 günlü, 795 sayılı kararı ile davacının, söz konusu eylemi nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hesaplanan 7.347,12-TL ve davacının yine aynı maddenin 3. fıkrasında atıf yapılan Yasanın 32. maddesine aykırı davrandığından bahisle 2.044,00-TL (yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanan tutar) olmak üzere toplam 9.391,12-TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Gaziemir Belediye Encümeni’nin yıkım ve para cezasına konu 02/12/2010 tarih ve 795 sayılı kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

3194 sayılı Yasanın 42. maddesinde düzenlenen idari para cezaları, imar ve kamu düzenine aykırı davranışların önlenmesi amacıyla, araya yargısal bir karar girmeden, idarenin doğrudan işlemiyle idare hukukuna özgü usullerle kesilen ve uygulanan yaptırımlardır. 09/12/2009 günlü, 5940 sayılı Yasa ile değişik söz konusu maddenin 2. fıkrası hükmü, ruhsat alınmadan, ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapının yapıldığı yönündeki idarenin tespiti üzerine fıkrada belirtilen kıstaslar çerçevesinde para cezası verilmesini öngörmektedir. Anılan maddede para cezası kesilmesinin sebep unsurunu oluşturan davranışlar; “ruhsat alınmadan yapı yapılması”, “ruhsat veya eklerine aykırı yapı yapılması” ve “imar mevzuatına aykırı yapı yapılması” olarak sayılmıştır.

Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41. maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen 42. maddenin 3. fıkrası hükmünde, “32. maddede belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmemek” veya “32. maddeye aykırı davranmak” hallerinin de ayrıca para cezası gerektirdiği ifade edilmektedir.

3194 sayılı Yasanın “Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar” başlıklı 32. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (…) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.

Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.

Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yasanın 32. maddesi hükmünde, aynı Yasanın 42. maddesinin 3. fıkrasında atıf yapılan “32. maddeye aykırı davranmak” halleri; “ruhsat alınmadan yapıya başlanılması” veya “ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması” şeklinde ifade edilmiş, “32. maddede yer alan mükellefiyetler” ise; (yapının ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlandığının tespiti üzerine tespit tarihinden itibaren en çok bir ay içinde) “yapının ruhsata uygun hale getirilmesi” veya “ruhsat alınması” olarak belirtilmiştir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, 3194 sayılı Yasanın 5940 sayılı Yasa ile değişik 2. ve 3. fıkralarında para cezası kesilmesini gerektiren davranışlar, “ruhsat alınmadan yapı yapılması” veya “ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması” olarak karşımıza çıkmaktadır.Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu belirtilmiştir.Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa ve yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir.Yukarıda belirtildiği gibi hukuk devleti ilkeleri gereği kişi aynı eylem nedeniyle birden fazla yargılanmaz ve cezalandırılmaz. Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının tespiti üzerine idare tarafından, ilgilisi “ruhsat almadan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yaptığı” gerekçesiyle İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca para cezası ile cezalandırılmasının yanı sıra itiraz konusu 3. fıkraya göre de aynı nedenlerle ayrıca bir para cezası ile cezalandırılması ihtimali ortaya çıkacaktır.

Böyle bir olasılığın varlığı, 3194 sayılı Yasanın 42. maddesinin 3. fıkrasındaki “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41. maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmünde 32. maddeye yönelik düzenlemeyi (“32” ibaresini), Anayasanın hukuk devleti ilkesinin düzenlendiği 2. maddesine aykırı hale getirmektedir.

Nitekim, 5940 sayılı Yasanın, TBMM’ne ait internet sitesinde yer alan madde gerekçelerinin uyuşmazlığa konu fıkraya ilişkin bölümünde, 32. maddeye atfen yapılan düzenlemeye yönelik bir açıklamaya da yer verilmemiştir.

Diğer yandan, İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 3. fıkrası, aynı Yasanın 32. maddesinde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen bir kişinin ayrıca para cezası ile cezalandırılacağını öngörmektedir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu fıkra ile, aynı maddenin 3. fıkrası hükmünde öngörülen para cezasının da tespit tarihinden itibaren 10 iş günü içinde kesileceği kuralı getirilmektedir.

Yasanın 42. maddesinin 3. fıkrasında, aynı Yasanın 32. maddesinde ifade edilen mükellefiyetlerin yerine getirilmemesinin para cezasını gerektireceği öngörülmekle beraber, 32. maddede, “yapının ruhsata uygun hale getirilmesi” veya “ruhsat alınması” şeklindeki mükellefiyetlerin tespit tarihinden itibaren en çok bir ay içinde yerine getirilmesi kuralı yer almaktadır.Bu haliyle, “ruhsat alınmadan yapıya başlayan” veya “ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapan” bir kişinin, ruhsat alması veya yapısını ruhsata uygun hale getirmesi için gerekli bir aylık süre dolmadan Yasanın 42. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 10 gün içinde para cezası ile cezalandırılması şeklinde bir durum ortaya çıkacaktır. Diğer bir ifadeyle, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapan bir kişi, tespit tarihini takip eden 10 günün sonrasında bir aylık süre dolmadan ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek istese bile 42. maddenin 1. fıkrası uyarınca tespit tarihinden itibaren 10 iş günü içinde aynı maddenin 3. fıkrasında öngörülen para cezası ile cezalandırılması imkanı ortaya çıkacaktır.Bu durum, 3194 sayılı Yasanın 42. maddesinin 3. fıkrasında, 32. maddeye atfen “mükellefiyetlerini yerine getirmemek” nedeniyle verilecek para cezasını aynı şekilde, Anayasanın hukuk devleti ilkesinin düzenlendiği 2. maddesine aykırı hale getirmektedir.Açıklanan nedenlerle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5940 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; “32” ibaresinin iptali isteğiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddeleri uyarınca kararımız ile dava dosyasının onaylı bir örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın bir örneğinin bilgi amacıyla taraflara tebliğine, 25/02/2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.”

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı

3194 sayılı İmar Kanunu’nun, 5940 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değiştirilen 42. maddesinin, itiraz konusu ibareyi de içeren üçüncü fıkrası şöyledir:

“18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.”

B- İlgili Görülen Yasa Kuralı

3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili görülen 32. maddesi şöyledir:

“Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (…) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.

Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.

Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.”

 

C- Dayanılan Anayasa Kuralı

Başvuru kararında Anayasa’nın 2. maddesine dayanılmıştır.

IV- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Serruh KALELİ, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN’ın katılımlarıyla 14.4.2011 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

V- ESASIN İNCELENMESİ

Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Başvuru kararında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin ikinci ve itiraz konusu ibareyi de içeren üçüncü fıkraları uyarınca iki ayrı idari yaptırım uygulanmasının, aynı eylem için mükerrer ceza tatbiki anlamına geldiği belirtilerek, kuralın Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.İtiraz konusu kural, İmar Kanunu’nun 32. maddesine yapılan yollamaya ilişkindir. Söz konusu maddede, ruhsat almadan yapıya başlayan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yaptığı tespit edilen yapı sahibine bir ay içerisinde, yapı ruhsatsız ise ruhsat alma, ruhsat ve eklerine aykırı ise ruhsata uygun hâle getirme, bu iki şekilde hukuka aykırılık giderilmemiş ise yapıyı yıkma mükellefiyetleri öngörülmüş, bu yükümlülükleri yerine getirmemenin yaptırımı, anılan Kanun’un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenmiştir. Söz konusu fıkrada geçen “bu maddeye aykırı davrananlar” ibaresi 32. maddede sayılan yükümlülükleri yerine getirmemeyi ifade etmektedir.Kanun’un 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fennî mesullere; yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre nispi olarak idari yaptırım öngörülmektedir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise bu fıkradan farklı olarak verilen süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler için maktu para cezası öngörülmektedir. Bu durumda ikinci fıkrada imar mevzuatına aykırı yapı yapılması cezalandırıldığı hâlde, üçüncü fıkrada verilen süre içerisinde saptanan aykırılığın giderilmemesi cezalandırılmaktadır.Açıklanan nedenlerle, farklı eylemlere, şartları oluştuğunda ayrı ayrı ceza uygulanması mükerrer cezalandırma olarak nitelendirilemeyeceğinden kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

VI- SONUÇ

3.5.1985 günlü, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değiştirilen 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “… 32 …” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 29.12.2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 Danıştay  Ondördüncü  Daire, Esas: 2011/5212,Karar : 2011/7,Tarih:01.06.2011

Özeti : İmar mevzuatına aykırı yapıların, öngörülen sürede kaldırılması, aksi takdirde 3194 sayılı Kanun’un 32. ve 42. maddeleri ile Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesi uyarınca işlem yapılacağı yönünde tesis edilen işlemlerin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde olduğu hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan : … T.A.Ş

Vekili : Av.…

Karşı Taraf : Pendik Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. …

İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 8.10.2010 günlü, E:2010/1489, K:2010/1416 sayılı kararının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek, işin gereği görüşüldü:

Dava; İstanbul İli, Pendik İlçesi, Velibaba Mahallesi, Ankara Caddesi üzerinde davacı bankaya ait ATM cihazının üç (3) gün içinde kaldırılması, aksi takdirde İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri ve Türk Ceza Kanun’unun 184. maddesi uyarınca işlem yapılacağına dair 28.6.2010 tarih ve 4655-37976 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince dosyasının incelenmesinden; dava konusu işlemin, encümen tarafından alınacak olan yıkım ve para cezasına ilişkin işlemler yönünden idarece yapılan bir ön çalışma niteliğinde olduğu, tek başına davacının menfaatini ihlal eden kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşımadığı, bu haliyle bir yaptırım içermediği gibi icrailik niteliği bulunmadığı anlaşıldığından, davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı,durdurmanın yapı tatil zaptının, yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibince yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi halinde ruhsata aykırı yapının yıktırılması yolunda işlem tesis edileceği hükme bağlanmıştır.Dosyanın incelenmesinden; davacı bankaya ait ATM cihazının ruhsatsız olduğu, üç (3) gün içinde kaldırılması gerektiği, aksi takdirde İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri ile Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesi uyarınca işlem yapılacağına dair davalı Pendik Belediye Başkanlığı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.İdari işlemlerin iptal davasına konu olabilmesi için kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olması gerekmektedir. Bir idari işlemin kesin ve yürütülebilir sayılabilmesi, hukuk düzeninde bir sonuç doğurabilmesi için gerekli olan bütün aşamaların gerçekleştirilmiş olmasına, başka bir makamın onayına ihtiyaç gösterilmeksizin hukuk düzeninde değişiklikler meydana getirebilmesine bağlıdır.Dava konusu 28.6.2010 tarih ve 4655-37976 sayılı Pendik Belediye Başkanlığı işleminin doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında, işlemde belirtilen yasa hükümleri ile davacının nasıl bir yaptırım ile karşı karşıya kalacağı öngörülmüş olup, bu haliyle idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli icrai bir işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından, iptali istenen işlemin hazırlık işlemi olduğu, bu nedenle kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 8.10.2010 günlü, E:2010/1489, K:2010/1416 sayılı kararının bozulmasına, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, dosyanın belirtilen hususlar göz önüne alınarak yeniden bir karar vermek üzere adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 1.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Yazıldı Yargı Kararları
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız