• ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • HİZMETLERİMİZ
  • SEMİNERLER
  • Mevzuat Takip Programı
  • YAYINLARIMIZ
  • Soru / Cevap
  • İLETİŞİM
Follow

İşyerlerinin Tahliyesiyle İlgili Soru ve Görüş

Eyl17
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

            İlçemiz Ali Çayı üzerinde bulunan 1990’lı yıllarda yapımına başlanan mülkiyeti belediyemize ait olmayan alanda projesiz ve ruhsatsız olmak üzere belediye tarafından 65 adet dükkan yapılmıştır. Günümüze kadar da belediyemiz tarafından ilçe esnafının kira karşılığında  kullanımı sağlanmaştır. Ancak Başbakanlığımızın Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce Akarsu ve Dere Yataklarının Islahı ile ilgili olarak 20 Şubat 2010 tarihli ve 27499 sayılı Resmi Gazetede 2010/5 nolu bir genelge yayımlanmıştır. Bu genelgenin belediyemize tebliğide sırası ile Konya Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğünce 04.11.2011 tarihinde İlçe Kaymakamlığımıza, sonrasında da İlçe Kaymakamlığımızın 10.11.2011 tarih 769 sayılı yazısı ile tarafımıza bildirilmiştir. Tebliğ edilen yazı içeriğinde “ 18 Ekim 2011 tarihinde yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantısında Akarsu ve Dere Yataklarının Islahı konusu gündeme gelmiş olup bu tür projelerde Başbakanlığın 2010/5 sayılı genelgesinde belirtilen esaslara uyulması gerekmekte olup gereğinin ifası rica edilmiştir. Bu genelgenin 9. maddesi “DSİ tarafından yapılacak akarsu ve dere yatağı ıslahlarının projesine göre yapılabilmesi için; bu alanlardan belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunanlar, ilgili belediyelerce DSİ’ye ihtilafsız olarak teslim edilecek, bu alanların dışında kalan yerlerin ise DSİ’ye tesliminin sağlanması hususunda gerekli çalışmalar valilerin koordinasyonunda yürütülecektir.” Şeklindedir. Bu sebeple İlçemiz Ali Çayı üzerinde bulunan dükkanların tahliyesi ve yıkımı gerekmektedir. Bu dükkanlarda bulunan esnafımızın kira sürelerin sona erdiğini ve tahliyesinin gerektiğini bildiren 09.08.2011 tarihli bir ihtarname gönderilmiştir. Esnafımızın bu ihtarnameyi dikkate almadığı görülmüştür.  Aynı zamanda ilçe esnafının bu zaman zarfında kira ve ecrimisil bedellerini ödememekte ısrarcı olduğu gözlenmiştir. Konu ile ilgili olarak 06.06.2012 tarihinde Noter aracılığı ile ikinci kez bir ihtarname daha gönderilmiştir. Bu durum üzerine bahse konu esnafımızda ihtara cevap şeklinde Noter aracılığı ile belediyemize yapılan ihtarın kanuna aykırı olduğu şeklinde bir cevap göndermişlerdir. Belediyemiz tamamen Başbakanlığımızın 2010/5 sayılı genelgesinde belirttiği emir ve görüşleri doğrultusunda hareket etmektedir.

Son olarak ilçemiz Kaymakamlık Makamına bahse konu işyerlerinin tahliyesi yapılarak yıkımı için gerekli kararın çıkması amacıyla bir yazı yazılmıştır. Ancak şu an için yazımıza herhangi bir cevap verilmemiştir. Yalnız almış olduğumuz duyum gereğince Kaymakamlık Makamı bahse konu dükkanların mülkiyetini ve tasarruf hakkını Milli Emlak a devrederek belediyemizin bugüne kadar tahsil etmiş olduğu kira bedellerini geriye dönük ecrimisil uygulayarak belediyemizden tahsil etme hazırlığında olduğu yönündedir.

Sonuç olarak sizden talep ettiğimiz bahse konu işyerlerinin belediyemiz menfaati doğrultusunda nasıl hareket edebileceğimiz hakkında bilgi vermenizdir.Saygılarımızla…

Doğanhisar Belediye Baskanlığı/KONYA

GÖRÜŞ:

 1990’lı yıllarda Ali Çayı üzerinde projesiz ve ruhsatsız olarak yapılan ve daha sonraki yıllarda kiralanan ancak 2010/5 sayılı genelge uyarınca,dere yatağında kaldığından yıkılması ve ıslahı için DSİ’YE teslim edilmesi gereken dükkanların tahliyesi hakkında iki seçenek bulunmaktadır.Ya bu dükkanların tahliyesi için adli yargıda söz konusu gerekçeyle dava açmak ve sonucunu beklemek ya da,5393 sayılı Kanunun 15.maddesinde yer alan,” 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi hükümleri belediye taşınmazları hakkında da uygulanır.” Hükmünden hareketle Kaymakamlıktan dükkanların tahliyesi istenmelidir.Ki zaten siz bu işlemi yapmışsınız.Ancak,Kaymakamlığa yazdığınız yazının içeriğini bilmediğimden,bu konuda yorum yapılması zor olmakla birlikte,Kaymakamlıktan ilgi genelge ve Valiliğin yazısı ilgi tutularak dükkanların ………..tarihinde yıkılacağından gerekli güvenlik personelinin sağlanması istenmeli ve aynı zamanda bu dükkanların suyu belediyece, elektriğinin de kesilmesinin sağlanması için ilgili kuruma yazı yazılması gerekmektedir.Bu dükkanlarda kısa sürede bozulacak gıda maddesi varsa bunların da yeddi emin olarak bir soğuk hava veya normal depolarda muhafaza edilmesi için ön çalışma yapılmalıdır.Diğer taraftan,bu dükkanların yıkımında gerekli iş makinesi ve ekipmanları ile personelin de hazırlanması gereklidir.Çünkü yıkım işlemi sırasında insani güvenlik kadar,yıkım güvenliğinin de sağlanması zorunludur.

Malmüdürlüğünün ecrimsil talebinde bulunması da mümkündür.Dükkanların kaçak inşaat olması nedeniyle zaten 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yıkmak zorundasınız.Bu nedenle,dere yatağında kaçak olarak inşa edilen dükkanların mülkiyeti olmaz.Dere yatağı da devletin hüküm ve tasarrufunda olan ancak tapuya tescil edilemeyen alanlardır.Bu nedenle mülkiyet olmaz ayrıca sakıncalı olması ve DSİ tarafından bu nedenle ıslah yapılacak alanda kalan yerde yeni dükkan da yapılamaz.

Kişisel görüşüme göre,bu dükkanların 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi hükmüne dayanarak Kaymakamlıkça yıkımında ısrarcı olmak gerekir.Konuyla ilgili Bakanlık genelgesi de ektedir.

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.05.0.MAH.0.65.00.02/11753-82652 15.11.2005

                                  KONU :2886 sayılı Kanunun 75.maddesinin uygulanması

GENELGE

2005/119

 …………………….. VALİLİĞİNE

 Belediyenin sahip olduğu yetki ve imtiyazlar 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 15.maddesinde hüküm altına alınmıştır.Bu hükme göre,belediye mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş sayılır.2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesi hükümleri belediye taşınmazları hakkında da uygulanır.

Bilindiği gibi,08.09.1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun kapsamında Genel Bütçeye dahil dairelerle,katma bütçeli idarelerin,özel idare ve belediyelerin alım,satım,hizmet,yapım,kira,trampa,mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bulunmaktadır.2886 sayılı Kanunun 75.maddesi ise; “ Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların,gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine,fuzuli şagilden,bu Kanunun 9.maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle,13.maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir.Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.

Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise,6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde,sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir.Aksi halde ecrimisil alınır.İşgal edilen taşınmaz mal,idarenin talebi üzerine,bulunduğu yer mülki amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek,idareye teslim edilir” hükmünü taşımaktadır.

Görüldüğü gibi,5393 sayılı Belediye Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra belediyelerin sahip oldukları taşınmazların gerçek veya tüzel kişilerce işgali üzerine,fuzuli şagilden ecrimisil istenmesi,fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmeyen ecrimisil için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil yoluna gidilmesi ve işgal edilen belediye taşınmazının belediyenin talebi üzerine,bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 içinde tahliye ettirilerek belediyeye teslim edilmesi gerekmektedir.

Ancak,Belediyelerin sahip olduğu taşınmazların 2886 sayılı Kanun kapsamında ihaleyle kiraya verilmiş olması,bu kiralama sözleşmesinin bir özel hukuk akdi niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.Ayrıca iş hanı,konut,otel,dükkan gibi damlı/musakkaf yapılar bakımından 18.05.1955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun ve Borçlar Kanunu hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Bu nedenle,yukarıdaki hükümler dahilinde belediyelerin sahip olduğu taşınmazlar bakımından 2886 sayılı Kanunun 75.maddesinin uygulanmasında aşağıdaki usul ve esaslara uyulması uygulamadan doğan hukuki sorunların önlenmesi bakımından büyük önem arzetmektedir.

1)2886 sayılı Kanun dahilinde ihale edilen taşınmazlar bakımından arsa ve arazi dahil,öncelikle kira sözleşmesi hükümlerine göre hareket edilecektir.Ayrıca,kira süresi dolmadan ve tahliye isteğine ilişkin hukuki şartlar oluştururulmadan mülki idare amirinden tahliye talebinde bulunulmayacaktır.

2)6570 sayılı Kanun kapsamında bulunan taşınmazlar için,tahliye şartlarının yasal olarak doğmuş olması ve bunun belediye tarafından belgelendirilmesi halinde tahliye talebinde bulunulabilecektir.Mahkemelerde tahliye davasına konu edilmiş bir taşınmazın tahliyesi 2886 sayılı Kanunun 75.maddesine göre tahliye talebinde bulunulmayacaktır.

3)Belediye taşınmazının,belediyenin rızası hilafına veya bilgisi dışında işgali söz konusu ise,bunun belgelendirilmesi yoluyla mülki makamdan tahliye talebinde bulunulacaktır.

Belediye taşınmazlarının fuzuli işgali durumunda tahliye sağlanana kadar,2886 sayılı Kanunda düzenlenen esaslar dahilinde ecrimisil tahsili de zorunlu bulunmaktadır.

Konu hakkında bilgi edinilmesini ve mülki makamlarla belediyelere duyurulmasını rica ederim.

Zekeriya ŞARBAK

Bakan a.

Müsteşar Yardımcısı V.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12.03.2007 günlü, E:2007/723, K:2007/2564 sayıyla “2886 sayılı Devlet İhale Yasası’nın 75. maddesinden, ancak hazine ile 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesi hükmünden belediyelerin yararlanabileceğine” karar vermiştir. “Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, Üniversitenin mutfağında her gün 40.000 öğrenciye yemek hizmeti verildiğini, bu hizmetin verildiği mutfak alanı ön cephe koridorunun dört adet kafeterya ile kapatılmış olduğundan mutfağın altyapısının yetersiz olduğunu ve havalandırmanın sağlanmasında sıkıntı yaşandığını, mutfak alanının yeniden düzenleneceğini, bunun için bütçeye ödenek koyduklarını belirterek 6570 sayılı Yasa’ nın 7/c maddesi uyarınca kiralananın ihtiyaç nedeniyle tahliyesini istemiştir.

Davalı, davacının ihtiyacının samimi olmadığını, kira bedelini artırmak için dava açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.03.2003 başlangıç ve 29.02.2004 bitim tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananın niteliği itibariyle 6570 sayılı Yasa kapsamına giren yerlerden olduğu, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Bursa İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2005/536-732 sayılı ilamıyla hükmen belirlenmiştir.

Kiralananın 2886 sayılı Devlet İhale Yasası hükümlerine göre ihale sonucu kiralanması, 6570 sayılı Yasa’ nın uygulanmasına engel teşkil etmez. Gayrımenkul Kiraları Hakkındaki 6570 sayılı Yasa, Belediye hudutları dahilindeki musakkaf nitelikteki taşınmazlar hakkındaki kira sözleşmelerine uygulanmakta olup, 2886 sayılı Devlet İhale Yasası yönünden ayrık bir hüküm taşımamaktadır. Esasen 6570 sayılı Yasa nın 14. maddesi “2490 sayılı İhale Kanunu’ na tabi olarak kiraya gayrımenkuller hakkında da bu Kanun hükümleri tatbik olunur” hükmünü taşımaktadır. 2490 sayılı Yasa 01.01.1984 tarihinde yürürlükten kaldırılmış, yerine 2886 sayılı Yasa konmuştur. 2886 sayılı Yasa’ nın 75. maddesi hükmünden ancak Hazine ve Belediyeler yararlanır. Zira, Hazine ve Belediyeler bu Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazların süre bitimi sebebiyle 2886 sayılı Kanun’ un 75. maddesine göre mülki amirden tahliyesini isteyebilecekleri gibi, 6570 sayılı Kanun’ un 12. maddesine dayanarak süre bitimi sebebiyle “fuzuli şagil” durumuna düşen kiracının sulh hukuk mahkemesine başvurarak tahliyesini isteyebilirler. Hazine ve Belediyeler dışında diğer kamu kuruluşları, taşınmazlarını 2886 sayılı Yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, bu Kanun’ un 75. maddesine dayanarak kiralananın tahliyesini sağlayamazlar. Hazine ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kurumlarına ait taşınmazlar, 6570 sayılı Kanun’ un kapsamında ise, yazılı tahliye taahhüdü dışında süre bitimi sebebiyle tahliye edilemezler açıklanan bu nedenle, 2886 sayılı İhale Yasası’ na göre kiraya verilen 6570 sayılı Yasa’ ya tabi kiralananın ihtiyaç nedeniyle tahliyesinin istenmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde, mevcut mutfağın yeterli olmadığını, mutfak altyapısının yetersiz gelmesi nedeniyle mutfak alanının yeniden yapılandırılacağını ileri sürerek taliye isteminde bulunmuştur. Bu şekilde ileri sürülen ihtiyaç iddiası karşısında tahliye kararı verilebilmesi için, kiralananın mevcut haliyle veya basit bir tadilatla ihtiyaca cevap vermesi gerekir. Davacı idare vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunduğu zemin kat mutfak tadilat planının incelenmesinden, kiralananda yapılacak işlerin basit bir tadilatı gerektirip gerektirmediği anlaşılamamaktadır. Bu gibi hallerde mahkemece yapılacak iş, davanın dayandığı projeni uzman bilirkişi aracılığı ile mahalline uygulanması suretiyle kiralananda yapılacak işin basit bir tadilat mı yoksa imar amaçlı esaslı bir tadilat mı olduğunun saptanmasından ibarettir. Zira bundan amaç, 6570 sayılı Yasa’ nın 7/c veya 7/ç maddelerinden hangisinin olaya uygulanacağının belirlenmesidir. Uygulanacak yasa hükmü mahkemece belirlenir. Mahkemece bu belirleme yapıldıktan sonra varılacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır

 

 

 

 

Yazıldı Soru / Cevap

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

Eyl10
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

 

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak 20/06/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen ve 30/06/2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun uygulanmasında ve getirdiği yenilik ve özellikleri özetlersek;

 4857 sayılı İş Kanunun Yürürlükten Kaldırılan Maddeleri:İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili uygulama yeni Kanun çerçevesinde yürütüleceğinden, 4857 sayılı Kanunun bazı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak bu madde altı ay sonra yürürlüğe girecektir.

 

• 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası.

• 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası.

• 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları.

• 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105 ve geçici 2 nci maddeler.

• 4857 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan   “İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ifadesi ile 98 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası,” ifadesi metinden çıkartılmıştır.

4857 sayılı İş Kanunun Geçerliliği: Diğer mevzuatta iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılacaktır.

 

• 4857 sayılı Kanunun 77 nci, 78 inci, 79 uncu, 80 inci, 81 inci ve 88 inci maddelerine göre yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu 6331 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümleri, bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam edilecektir.

• Çalışanların tabi oldukları kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6331 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4857 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır

• Çalışanlar için, 4857 sayılı Kanun ve diğer mevzuat gereği daha önce alınmış bulunan periyodik sağlık raporları süresi bitinceye kadar geçerli olacaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamına Giren ve Girmeyenler:6331 sayılı Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacaktır.

 

Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu 6331 sayılı Kanun hükümleri uygulanmayacaktır.

• Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri.

• Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.

• Ev hizmetleri.

• Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar.

• Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri.

Tanımlar:6331 sayılı Kanunun uygulamasında geçerli olan tanımlar aşağıda belirtilmiştir.

 

• Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı.

• Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişi.

• Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışan.

• Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişi.

• Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseseler.

• Genç çalışan: Onbeş yaşını bitirmiş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çalışan.

• İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip mühendis, mimar veya teknik eleman.

• İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay.

• İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar.

• İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyon.

• İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekim.

• İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birim.

• Konsey: Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi.

• Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulu.

• Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık.

• Ortak sağlık ve güvenlik birimi: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birim.

• Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tümü.

• Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimali.

• Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar.

• Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyeli.

• Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubu.

• Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları.

• İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memuru.

• İşveren vekilinin işveren sayılması: İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu 6331 sayılı Kanun uygulanması bakımından işveren sayılır.

             İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLER

 A-İşverenin Genel Yükümlükleri:İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

 

• Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.

• İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.

• Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.

• Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

• Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.

• İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.

• Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.

• İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.

İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:

• Risklerden kaçınmak.

• Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.

• Risklerle kaynağında mücadele etmek.

• İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.

• Teknik gelişmelere uyum sağlamak.

• Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.

• Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.

• Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.

• Çalışanlara uygun talimatlar vermek.

B-İşverenin Diğer Yükümlülükleri:

1-İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri İle İlgili Yükümlülükler:

Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren;

• Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir.

• Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar.

• İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlar.

• Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir.

• Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir.

• 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli kuruluşlardan doğrudan alabileceği gibi 4734 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde de alabilir.

• Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir.

2-İşyeri Hekimleri ve İş Güvenliği Uzmanları İle İlgili Yükümlülükler:

• İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür.

• İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir.

3-Risk Değerlendirmesi, Kontrol, Ölçüm ve Araştırma Yükümlülükleri:

• İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:

– Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu.

– Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi.

– İşyerinin tertip ve düzeni.

– Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu.

• İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler.

• İşyerinde uygulanacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri, çalışma şekilleri ve üretim yöntemleri; çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltecek ve işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir nitelikte olmalıdır.

• İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlar.

4-Acil Durum Planları, Yangınla Mücadele ve İlk Yardımla İlgili Yükümlülükler:

İşveren;

• Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.

• Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar.

• Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar.

• Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.

5-Tahliye Yükümlülüğü:

• Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işveren;

– Çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları verir.

– Durumun devam etmesi hâlinde, zorunluluk olmadıkça, gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler dışındaki çalışanlardan işlerine devam etmelerini isteyemez.

• İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve amirine hemen haber veremedikleri durumlarda; istenmeyen sonuçların önlenmesi için, bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal veya dikkatsiz davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamaz.

6-İş Kazası ve Meslek Hastalıklarını Kayıt ve Bildirim Yükümlülüğü:

• İşveren;

– Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.

– İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

• İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

– İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

– Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde

7Sağlık Gözetimi ve Sağlık Raporu Alma Yükümlülüğü:

İşveren;

• Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.

• Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:

– İşe girişlerinde.

– İş değişikliğinde.

– İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde.

– İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla.

• Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.

• Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.

• Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.

• Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur.

8-Çalışanları Bilgilendirme Yükümlülüğü:

• İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir:

– İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler.

– Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumluluklar.

– İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler.

• İşveren;

– 12 nci maddede belirtilen ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanları, tehlikeler ile bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak tedbirler hakkında derhal bilgilendirir.

– Başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanların birinci fıkrada belirtilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri verir.

– Risk değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin ulaşmasını sağlar.

9-Çalışanları Eğitme Yükümlülüğü:

• İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.

• Çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir.

• Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.

• İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Ayrıca, herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.

• Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamaz.

• Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlar.

• Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir.

10-Çalışanların Görüşlerini Alma ve Katılımlarını Sağlama Yükümlülüğü:

• İşveren, görüş alma ve katılımın sağlanması konusunda, çalışanlara veya iki ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine aşağıdaki imkânları sağlar:

– İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda görüşlerinin alınması, teklif getirme hakkının tanınması ve bu konulardaki görüşmelerde yer alma ve katılımlarının sağlanması.

– Yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konularında görüşlerinin alınması.

• İşveren, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin aşağıdaki konularda önceden görüşlerinin alınmasını sağlar:

– İşyerinden görevlendirilecek veya işyeri dışından hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi.

– Risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken koruyucu ve önleyici tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu donanım ve ekipmanın belirlenmesi.

– Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesi.

– Çalışanların bilgilendirilmesi.

– Çalışanlara verilecek eğitimin planlanması.

• Çalışanların veya çalışan temsilcilerinin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği için alınan önlemlerin yetersiz olduğu durumlarda veya teftiş sırasında, yetkili makama başvurmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz.

11-Çalışan Temsilcisi Görevlendirme Yükümlülüğü:

• İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan temsilcisini görevlendirir:

– İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir.

– Ellibir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki.

– Yüzbir ile beşyüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç.

– Beşyüzbir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört.

– Binbir ile ikibin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş.

– İkibinbir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı.

• Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak seçimle belirlenir.

• Çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir.

• Görevlerini yürütmeleri nedeniyle, çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının hakları kısıtlanamaz ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkânlar sağlanır.

• İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar.

12-İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Oluşturma Yükümlülüğü:

• Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular.

• Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;

– Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.

– Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.

– İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.

– Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur.

• Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.

13-İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinasyon Yükümlülüğü:

• Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenler; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapar, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapar, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirir.

• Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir.

14İşin Durdurulması Halinde Yükümlülükler:

• İşveren 6331 sayılı Kanunun 25 inci maddesine istinaden işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür.

15-Güvenlik Raporu veya Büyük Kaza Önleme Politika Belgesi Hazırlama Yükümlülüğü:

• İşletmeye başlanmadan önce, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu işveren tarafından hazırlanır.

• Güvenlik raporu hazırlama yükümlülüğü bulunan işveren, hazırladıkları güvenlik raporlarının içerik ve yeterlilikleri Bakanlıkça incelenmesini müteakip işyerlerini işletmeye açabilir.

C-Çalışanların Yükümlülükleri:Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:

 

• İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.

• Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.

• İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.

• Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.

• Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.

• Ayrıca işyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır. İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir. Aşağıdaki çalışanlar için alkollü içki kullanma yasağı uygulanmaz:

– Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni denetlemekle görevlendirilenler.

– Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olanlar.

– İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olanlar.

Çalışmaktan Kaçınma Hakkı:Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar İş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.

 

• Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.

• Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda yukarıdaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.

• İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.

• Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.

İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının Görev – Yetki ve Sorumlulukları: İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür.

 

• İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir.

• Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur.

• Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır.

• İş güvenliği uzmanlarının görev alabilmeleri için; çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip olmaları şartı aranır. Bakanlık, iş güvenliği uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin görevlendirilmesi konusunda sektörel alanda özel düzenleme yapabilir.

• Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurar. Bu durumda, çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır.

• Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.

• Kamu sağlık hizmetlerinde tam süreli çalışmaya ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personelinin işyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmelerinde ve hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmelerinde, diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz.

• İşyeri hekimleri; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.

İşyeri Tehlike Sınıfının Belirlenmesi:İşyeri tehlike sınıfları; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün Başkanlığında ilgili taraflarca oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edilir.

 Bağımlılık Yapan Maddeleri Kullanma Yasağı:İşyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır.

 

İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir.

• Aşağıdaki çalışanlar için alkollü içki kullanma yasağı uygulanmaz:

– Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni denetlemekle görevlendirilenler.

– Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olanlar.

– İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olanlar.

Teftiş ve İşin Durdurulması:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanır.

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında ölçüm, inceleme ve araştırma yapmaya, bu amaçla numune almaya ve eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde kontrol ve denetim yapmaya yetkilidir. Bu konularda yetkilendirilenler mümkün olduğu kadar işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmakla yükümlüdür.

• Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.

• İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur.

• İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi hâlinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durdurur.

• İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. İşin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından yirmidört saat içinde yerine getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir.

• İşveren, yerine getirildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde, yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına itiraz edebilir. İtiraz, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir.

• İşverenin işin durdurulmasını gerektiren hususların giderildiğini Bakanlığa yazılı olarak bildirmesi hâlinde, en geç yedi gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin talebi sonuçlandırılır.

• İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür.

Kanun Hükümleri Uyarınca Uygulanacak İdari Para Cezaları:

6331 sayılı Kanunun;

• 4 .maddenin birinci fıkrasında yer alan;

a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapma,

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izleme, denetleme ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlama,

yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası,

• 6.maddenin birinci fıkrası gereğince belirlenen nitelikte iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmeyen işverene görevlendirmediği her bir kişi için beşbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, diğer sağlık personeli görevlendirmeyen işverene ikibinbeşyüz Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar,

aynı fıkrada yer alan;

– Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılama,

– İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlama,

– Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirme,

yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene her bir ihlal için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası,

– Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirme yükümlülüğüne aykırı hareket eden işverene yerine getirilmeyen her bir tedbir için ayrı ayrı bin Türk Lirası,

• 8.maddede yer alan

– İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür.

– Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurar. Bu durumda, çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır.

hükümlerine aykırı hareket eden işverene her bir ihlal için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası,

• 10. maddenin birinci fıkrasına göre risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene üçbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için dörtbinbeşyüz Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene binbeşyüz Türk Lirası,

• Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardımla ilgili yükümlülüklerin yer aldığı 11 inci madde ve tehlike durumunda çalışanları tahliye yükümlülüğünün yer aldığı 12 nci madde hükümlerine aykırı hareket eden işverene, uyulmayan her bir yükümlülük için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar,

• 14. maddenin;

– Birinci fıkrasında belirtilen;

a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenleme.

b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenleme.

yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası,

– İkinci fıkrasında belirtilen;

a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.

Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene ikibin Türk Lirası,

– Dördüncü fıkrasında belirtilen; sağlık hizmeti sunucularının kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası,

• 15. maddenin;

– Birinci fıkrasında belirtilen; sağlık gözetimine tabi tutulmalarını ve sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlama,

– İkinci fıkrasında belirtilen; tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.

Şeklindeki yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, sağlık gözetimine tabi tutulmayan veya sağlık raporu alınmayan her çalışan için bin Türk Lirası,

• 16.maddede belirtilen çalışanların bilgilendirilmesi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene, bilgilendirilmeyen her bir çalışan için bin Türk Lirası,

• 17.maddede belirtilen çalışanların eğitimi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene her bir çalışan için bin Türk Lirası,

• 18. maddede belirtilen çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene, her bir aykırılık için ayrı ayrı bin Türk Lirası,

• 20. maddenin;

– Birinci fıkrasında belirtilen, işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, maddede belirtilen sayılarda çalışan temsilcisini görevlendirme,

– Dördüncü fıkrasında belirtilen, görevlerini yürütmeleri nedeniyle, çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının hakları kısıtlamama ve görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli imkânları sağlama,

yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene bin Türk Lirası,

– Üçüncü fıkrasında belirtilen; çalışan temsilcilerinin, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverenden alınmasını istedikleri tedbirleri almayan işverene binbeşyüz Türk Lirası,

• 22. maddede belirtilen iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurma yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir aykırılık için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası,

• 23.maddenin ikinci fıkrası uyarınca; birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde yönetim, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyonu sağlamak, iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarmak, bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirmekle yükümlüdür. Burada belirtilen bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen yönetimlere beşbin Türk Lirası,

• 24. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olan işverene beşbin Türk Lirası,

• 25.maddede belirtilen yükümlülüklere göre işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işverene fiil başka bir suç oluştursa dahi onbin Türk Lirası, altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar,

• 29. maddede belirtilen; büyük kaza önleme politika belgesi hazırlamayan işverene ellibin Türk Lirası, güvenlik raporunu hazırlayıp Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işverene seksenbin Türk Lirası,

• 30.maddede öngörülen yönetmeliklerde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, uyulmayan her hüküm için tespit edildiği tarihten itibaren aylık olarak bin Türk Lirası,

idari para cezası verilir.

• Burada belirtilen idari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir.

 

 

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

İzmir Bölge İdare Mahkemesi, Y.D. İtiraz No: 2012/1530, Tarih: 31.07.2012

Eyl06
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

İzmir Bölge İdare Mahkemesi, Y.D. İtiraz No: 2012/1530, Tarih: 31.07.2012

 ÖZÜ:3194 sayılı Yasanın değişik 42. maddesi uyarınca, para cezasının dayanağı olan yapı tatil tutanağında cezaya konu baz istasyonunun ve aykırılıktan etkilenen alanın m2 olarak tespiti somut olarak (aykırılıktan etkilenen alanın sınırları, hangi açıdan ve nereleri etkilediği gibi) yapılmadığından, somut bir ölçüme dayanmadan düzenlenen yapı tatil tutanağına dayalı olarak verilen dava konusu para cezasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

 3194 sayılı imar Kanunu”nun 5940 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 42. maddesinde “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:

A) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için; 1) l. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası, 2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası, 3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası, 4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara yirmibeş, C grubu yapılara otuzbir Türk Lirası, 5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası, idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır.

B) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir. C) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı; l) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30’u,…10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşaî faaliyete konu ise cezanın % 100’ü,….12) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20’si,….(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır.” hükmü yer almıştır.

Yukarıda yer verilen yasa hükmü uyarınca; yapıdaki mevzuata aykırılık, kapladığı alan dışında, aynı zamanda yapının tamamını ya da bir bölümünü de etkiliyor ise para cezasına konu alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınacaktır. Buna göre; para cezasına, konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanda dikkate alınacağından, para cezasının dayanağı olan yapı tatil tutanağında ruhsatsız yapının ebatlarının ve aykırılıktan etkilenen alanın büyüklüğünün somut ve ayrıntılı olarak belirtilmesi gerektiği açıktır.Dosyasının incelenmesinden, İzmir İli, Konak İlçesi, İslam Kerimov Caddesi, No:3 adresinde ve tapunun 8627 ada, l parselinde kayıtlı yapının bodrum katta bulunan sığınak alanındaki wc olarak görünen alanına baz istasyonu kurulduğunun 02.03.2012 tarih ve 466 sayılı yapı tatil tutanağı ile saptanması üzerine dava konusu işlem ile davacı şirket adına 3194 sayılı Yasanın değişik 42. maddesi uyarınca l06.396,00 TL para cezası verildiği, para cezasının miktarının hesaplanmasında “Aykırılıktan etkilenen toplam inşaat alanı”nın 797,00 m2 olarak esas alındığı, ancak bu işlemde ve dayanağı 02.03.2012 tarihli ve 2012/09 dosya no’lu yapı tatil zaptında ruhsatsız olarak belirlenen yapının alanı ve aykırılıktan etkilenen alanın m2 sinin ne olduğu konusunda herhangi bir saptamanın bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlık konusu para cezasının hesaplanması sırasında esas alınan 797,00 m2 nin nasıl hesaplandığı gösterilmediği gibi, para cezasının dayanağı olan yapı tatil tutanağında da cezaya konu baz istasyonunun ve aykırılıktan etkilenen alanın m2 olarak tespiti somut olarak (aykırılıktan etkilenen alanın sınırları, hangi açıdan ve nereleri etkilediği gibi) yapılmadığından, somut bir ölçüme dayanmadan düzenlenen yapı tatil tutanağına dayalı olarak verilen dava konusu para cezasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre, mahkemece yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararda sonucu itibariyle yasaya aykırılık bulunmadığından, itiraz isteminin yukarıda yer verilen gerekçeyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 7. fıkrası uyarınca REDDİNE, 31/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yazıldı Yargı Kararları

İşveren Uygulama Tebliği

Eyl06
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

     01 Eylül  2012 gün ve 28398 sayılı Resmi      Gazete’de ;

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11, 12, 80, 86, 88 ve 90 ıncı maddeleri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri doğrultusunda işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulama esaslarını düzenleyen İşveren Uygulama Tebliği yayınlanmıştır.

                       Bu Tebliğle,

55510 sayılı KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI SAYILANLAR YÖNÜNDEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN DÜZENLENMESİ, VERİLMESİ VE PRİMLERİN ÖDENMESİ, KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (b) BENDİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILARIN BEYANDA BULUNMA ESASLARI VE PRİMLERİN ÖDENME SÜRELERİ, KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (c) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI SAYILANLAR YÖNÜNDEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN DÜZENLENMESİ, VERİLMESİ VE PRİMLERİN ÖDENMESİ, SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİNİN ÖDENME ŞEKLİ VE SÜRESİ, PRİM BORÇLARININ KATMA DEĞER VERGİSİ İADE ALACAĞINDAN MAHSUP SURETİYLE ÖDENMESİ, PRİME ESAS KAZANCIN TESPİTİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR başlığıyla ayrıntılı düzenlemelerde bulunulmuştur.

                       

Yazıldı Güncel Mevzuat

Ercüment Akış’ın ”İmar Hukukuna Giriş” İsimli Kitabı Kent Eğitim Tarafından Satışa Sunulmuştur!

Eyl06
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

İÇİNDEKİLER

1.BÖLÜM  

 3194  SAYILI İMAR KANUNU  

2.BÖLÜM             

  ARAZİ ARSA VE DÜZENLEMELERİ

3.BÖLÜM   RUHSAT VE YAPI KAVRAMLARI İLE UYGULAMALARI

 4.BÖLÜM

1. KISIM – Yapı Güvenliği

2. KISIM – Yapıların Deprem Güvenliklerinin Belirlenmesi

 3. KISIM – Afet Sigortası ve Özellikleri

 4. KISIM – Afet Mevzuatı

 5.BÖLÜM

  1. KISIM – Gecekondu Kavramı Olgusu ve Uygulaması

  2. KISIM – 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara    Uygulanacak Bazı İşlemler Ve 6785 Sayılı İmar Kanununun   Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun Özellikleri

   3. KISIM – Gecekondu Mevzuatı

 6.BÖLÜM

   KIYI HUKUKU

   1. KISIM – KIYI KANUNU

   2. KISIM – Kıyı ve Kıyıların Korunması

   3. KISIM – Kıyı Kanununun Uygulanması

   4. KISIM – Kıyı Kanunuyla Getirilen Tanımlar

   5.KISIM-  Kıyı Mevzuatı

  7.BÖLÜM

  İMAR UYGULAMALARIYLA İLGİLİ YÖNETMELİKLERİN        ÖZELLİKLERİ

 8.BÖLÜM

   KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ

 9.BÖLÜM

   İMAR YAPTIRIMLARI

 10.BÖLÜM

    YAPI GÜVENLİĞİ ve  YAPI DENETİM

 11.BÖLÜM

   1. KISIM –  İmar İş ve İşlemlerinde Kamu Görevlilerinin

   2. KISIM –  Hizmet Kişisel Kusur Ayrım

   3. KISIM –  Yetki Devri ve Sorumluluk

    4. KISIM –  Deprem Nedeniyle Ölüme Sebebiyet Verilmesi   ve Sorumluluk

 12.BÖLÜM

  1. KISIM –  İLGİLİ MEVZUAT ve  KANUNLAR

   2. KISIM – GENELGELER

   3. KISIM – YÖNETMELİKLER

 

 

 

 

Yazıldı Duyurular, Yayınlarımız

İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik

Ağu31
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

11.07.2012

Sayı: B.055.MAH.0.11.01.00-250-18531

Konu: İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik

İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsallarına İlişkin Yönetmelikte 05/04/2012 tarih ve 28255 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Bazı Yönetmeliklerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

Söz konusu Yönetmelik değişikliği ile Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelikte öngörülen amaçlara paralel olarak mahalli idarelerce düzenlenen işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının vatandaş beyanına dayalı olarak şeffaf, hızlı, kaliteli, basitleştirilmiş ve düşük maliyetli bir şekilde verilmesi amaçlanmaktadır.

Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler çerçevesinde;

1) Birden fazla işyerinin bulunduğu işhanı, çarşı ve benzeri işyerlerinin yangına karşı gerekli önlemlerin alındığını gösteren itfaiye raporu bina yönetimi tarafından alınacak, yapıda yangın tedbirlerini etkileyecek şekilde değişiklik yapılmaması kaydıyla bu türden işyerleri için münferit itfaiye raporu istenmeyecektir, Yapıda değişiklik yapılması halinde ise yalnızca yapısında değişiklik yapılan işyeri için münferit itfaiye raporu istenecektir.

2) Sıhhi işyerlerinin adresleri değişmeksizin faaliyet konusunda değişikliğe gitmeleri ve işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin EK-1 listesinde yer alan yeni faaliyet konusu ile ilgili aranan şartları taşımaları kaydıyla, dosyadaki bilgi ve belgeler esas alınarak başvuru sahibi adına ruhsat düzenlenecektir.

3) Birinci sınıf gayrisıhhi müesseseler ile umuma açık istirahat ve eğlence yerleri için yetkili idareye ruhsat başvuruları sırasında başvuru sahiplerinden sorumlu müdür sözleşmesi istenmeyerek beyana tabi olarak işlemler sonuçlandırılacak ancak, yapılacak denetimlerde söz konusu sözleşmenin işyerlerinde bulunup bulunmadığı kontrol edilecektir.

4) Başvuru sırasında umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinde çalışacak kişilerin adı soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları, adli sicil durumları ile bulaşıcı hastalığı olmadığına dair beyanları alınarak başvurular sonuçlandırılacak, ancak yapılacak denetimlerde bu hususlar kontrol edilecektir.

5) işyerlerinin ruhsatlandırılması esnasında mevzuat kapsamında talep edilen belgelerden asıl olanların aslına uygunluğu görevlilerce kontrol edildikten sonra onaylanarak başvuru sahiplerinden belgelerin asılları ile noter onaylı suretleri istenmeyecek, yetkili idarelerin kendi birimlerinde bulunan veya bulunması gereken bilgi ve belgeler için ayrıca başvuru sahiplerinden bilgi ve belge talep edilmeyecektir.

6) İşyeri açma ve çalışma ruhsatı alma başvurusunda bulunanların kimlik bilgileri Kimlik Paylaşım Sistemi sorgulamasıyla, mülkiyet bilgileri Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) sorgulamasıyla, vergi dairesi ve vergi kimlik numarası bilgileri e’-vergi levhası sorgulanmasıyla, ticaret sicil gazetesi bilgileri ise Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi Müdürlüğünün kurumsal internet sayfası üzerinden yapılacak sorgulama ile teyit edilecektir.

Bilgilerinizi ve konunun İl Özel İdaresi ile iliniz dahilindeki belediyelere duyurularak uygulamanın takibini rica ederim.

 

Seyfullah HACIMÜFTÜOĞLU

Bakan a.

Vali-Müsteşar

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

Sayıştay Temyiz Kurulu, Karar No: 34202, Karar Tarihi:10/01/2012

Ağu31
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

Sayıştay Temyiz Kurulu, Karar No: 34202, Karar Tarihi:10/01/2012

KONUSU: 5018 sayılı Kanun kapsamında Gerçekleştirme Görevlilerinin yetki ve sorumlulukları hk.

KARAR: “Dilekçi dilekçesinde özetle: 1, 2, 4, 5, 7, 8 ve 9 uncu maddelerine ilişkin yer alan kamu zararı ile ilgili olarak 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun Madde 33.- Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi harcama yetkilisinin ödeme emri belgesini imzalaması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.

Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar denildiğinden. Belediye Başkanlığında işçi olarak çalışmakta olduğunu ve Mali Hizmetler Müdürlüğünde gerçekleştirme görevlisi ( Bel işçisi ) olarak görev yapmakta olduğunu, çıkartılan olan kamu zararı kişi borçlarının belediyede ödemesi yapılan harcama evraklarının tamamının Mali Hizmetler Müdürlüğüne hazır olarak gelmekte olduğunu, Gelen evrakların bilgisayar ortamında kaydedilmesi, çek karnelerinin hazırlanması birim amirimin hazırlama emri vermesi üzerine gerçekleştirme görevlisi olarak tarafından bilgisayar ortamına kaydedilmekte olduğunu, Şahsına ödeme emri verilmeden hiçbir ödeme işlemini yapma imkanının olmadığını, Buna göre 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun Madde 33’te de belirtildiği üzere Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirílmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler denildiğini, Bundan dolayı adına çıkartılmış olan kamu zararının iptalini talep etmektedir.

Dilekçi esasa ilişkin bir itirazda bulunmamış sorumluluk yönünden daire kararının bozulmasını istemiştir. İlamda dilekçi gerçekleştirme görevlisi olarak sorumlu tutulmuştur.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, gerçekleştirme görevlilerinin, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal ve hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirílmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürüteceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla, onay belgesi ve ekleri ile şartname ve sözleşme tasarılarını hazırlayanlar, mali karar ve işlemleri belgelendirenler, mal ve hizmeti teslim alanlar, ihale komisyonu ile muayene ve kabul komisyonlarında görev yapanlar da gerçekleştirme görevlisi olacaklardır.

Maddenin dördüncü fıkrasında ise gerçekleştirme görevlilerinin bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu oldukları ifade edilmiştir.

Öncelikle gerçekleştirme görevinin memur personel tarafından yürütülmesi gerekir. Ancak İşçi statüsünde olmak gerçekleştirme görevlisi olmayan ve 5018 sayılı Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu olmaya engel değildir.

Bu itibarla dilekçinin 1063 sayılı ilamın 1, 2, 4, 5, 7, 8 ve 9 uncu maddelerine ilişkin olarak sorumluluk ile ilgili itirazının reddine, Karar verildi.”

 

Yazıldı Yargı Kararları

Çocuk Trafik Eğitim Parkları

Ağu28
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Emniyet Genel Müdürlüğü

 16.07.2012

 

 Sayı: B.05.1.EGM.0.84.2948.(64208)-1359-9054/4229-139169

Konu: Çocuk Trafik Eğitim Parkları

Trafik, günlük yaşama birçok kolaylık sağlamasına ve refah katmasına rağmen çeşitli olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Bu olumsuzlukların başında trafik kazaları gelmektedir. Kazaların büyük çoğunluğunun insanların kasıtlı olmayan davranışları sonucu meydana geldiği bilinmektedir. Makam, mevkii ve statü gözetmeksizin insanlarımızın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına neden olan, bu yönüyle toplumun her kesimini etkileyen trafik kazalarında ilköğretim çocukları, bilim insanı, sanatçı, siyasetçi başta olmak üzere pek çok vatandaşımız yitirilmekte ve milyarlarca liralık milli servetimiz heba olmaktadır.

Bu olumsuzluklardan korunmak “Güvenli Trafik Eğitimi” ile mümkün olacaktır. Temel bilgi ve becerilerin kazandırıldığı ve pekiştirildiği dönem olarak, değerlendirilmekte olan ilköğretim çağı bu açıdan çok önemli bir dönemdir.

Bu nedenle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 10. Maddesinin 6. Fıkrası, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 16. Maddesinin (b) bendi ile 172. Maddesi ve Çocuk Trafik Eğitim Parkı Yönetmeliğinin 10. Maddelerine göre, belediyelerin Çocuk Trafik Eğitim Parkları yapmak ve yapılmasına izin vermek görevleri arasındadır.

Ayrıca, 30.05.2012 tarihinde Başbakanımızın başkanlığında toplanan Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nda, “Çocuklarımıza trafik kültürünün aşılanması ve trafik güvenliği konusunda yetiştirilmelerinin sağlanması amacıyla, ülke genelinde büyükşehir belediyelerince belediye sınırlan ve mücavir alanları içerisinde çocuk trafik eğitim parklarının zorunlu olarak yapılmasına ve yaygınlaştırılmasına” karar verilmiştir.

Alınan bu karar ve yukarıda sayılan mevzuat çerçevesinde Büyükşehir Belediyeniz sınırları ve mücavir alanları içerisinde yeni yapılacak-yaptırılacak olan “Çocuk Trafik Eğitim Parklarının ekte gönderilen kroki ve Çocuk Trafik Eğitim Parkları Yönetmeliğine uygun bir şekilde yaptın iması hususunu rica ederim.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

M. Bahrettin DEMİRER

Bakan a.

Vali-Müsteşar Yardımcısı

 

Yazıldı Güncel Mevzuat

442/3367 Sayılı Köy Kanunu

Ağu28
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

                                                                         05.07.2012

 Sayı: B.05.0.MAH.0.02.01.00-349-18017

Konu: 442/3367 Sayılı Köy Kanunu

Bakanlığımıza çeşitli şekillerde intikal eden müracaatlardan; belediye mücavir alanlarındaki köy yerleşme planlarının 442 sayılı Köy Kanununun Ek 14 üncü maddesine aykırı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayına sunulmadan belediyelerce yetkisiz olarak onaylandığı, bu durumun hukukî sorunlara yol açtığı ve vatandaşların mağduriyetlerine sebep olduğu anlaşılmaktadır.

442 sayılı Köy Kanununun Ek 14 üncü maddesinde “…Bu Kanunun hükümleri, belediye mücavir alanında bulunan köyler için, valinin teklifi ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı ile uygulanır.” hükmü, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci maddesinde “Mevzuatta Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yapılmış olan atıflar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına,  yapılmış sayılır…” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, belediyelerin mücavir alanlarında bulunan köylerde ilgili belediyesince yapılan köy yerleşme planlarının uygulanması için, valinin teklifi ve Çevre ve Şehircilik (Bayındırlık ve İskan) Bakanlığının onayının alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesi ve konunun iliniz dahilindeki belediyelere duyurulması hususunda gereğini arz ve rica ederim.

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

Yazıldı Güncel Mevzuat

Fenni Mesuliyet

Ağu28
2012
Yorum Yazın Tarafından Yazıldı admin

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

 

25.07.2012

 Sayı: B.050.MAH.0.11.01.00-250-19812

Konu: Fenni Mesuliyet

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının proje müellifleri ve fenni mesuliyet üstlenen meslek mensupları ile ilgili 31/05/2012 tarih ve 1789 sayılı yazısı ilişikte gönderilmiştir.

Konunun iliniz dahilindeki yerel yönetimlere duyurulması hususunda bilgi ve gereğini arz ve rica ederim.

Yavuz Selim KÖŞGER

Bakan a.

Genel Müdür

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü

 

 31.05.2012

 Sayı: 1789

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Bakanlığımıza iletilen ilgi (c) de kayıtãı dilekçede özetle meslek mensubunca; mesleki faaliyetinin kısıtlı olduğuna ya da cezalı olduğuna dair herhangi bir tebligat yokken, ilgili meslek odasınca mesleki denetim bedeli adı altında ücret alabilmek için bilgisayarlı kayıt programı öne sürülerek geri çevrildiği ifade edilerek, mesleki faaliyetinin kasıtlı olarak durdurulduğu ve herhangi bir tebligat olmadığı için yasal yollara başvuramadığından bahisle konunun incelenerek olaya sebep olanların cezalandırılması talep edilmektedir.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 58. maddesinde; “Fenni mesuller unvanına ve eğitimine göre, yapının kanuna, plâna, yönetmeliklere, ilgili diğer mevzuat hükümlerine, fen, san’at, sağlık. kurallarına, ruhsat eki projelerine, Türk Standartları Enstitüsü standartlarına, teknik şartnamelere uygun yapılıp yapılmadığını denetleyeceğine dair ek-1`de yer alan taahhütnameyi ilgili idareye vermek zorundadır. Taahhütnamede fenni mesul ile mal sahibi arasında yapılan sözleşmede belirlenen fenni mesuliyet bitiş süresine ilişkin bilginin yer alması gerekir. Ayrıca, noter tasdikli imza sirküleri, sosyal güvenlik numarası ve vergi kimlik numarası da idareye verilir.

İdare; aynı zamanda, kanuna ve mevzuata aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak faaliyetleri kısıtlanan fenni mesullerin bu durumu hakkında bilgilenmek ve aşağıda belirlenen inşaat alanı sınırlamalarının denetimini sağlamak üzere, ilgili fenni mesulce düzenlenen, sicil durum taahhütnamesini ve fenni mesuliyet üstlenilen işin adı ile fenni mesulün üzerinde bulunan fenni mesuliyete ilişkin inşaat alanını (m2) belirtir belgeyi ister.

İlgili idareler fenni mesuliyet üstlenen mimar ve mühendislerin bir önceki ayda yaptıkları işlemlere ilişkin bilgileri her ayın ilk haftası içinde ilgili meslek odalarına bir liste halinde topluca bildirir.

Meslek odaları, fenni mesuliyete ilişkin yapı inşaat alam sınırlamasının kontrolünü bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten başlamak üzere kayıtlarına giren yapı ruhsatı ile bu ruhsata istinaden düzenlenen yapı kullanma izin belgelerini veya fenni mesul sözleşmelerini veya istifa dilekçelerini dikkate alarak yerine getirirler,” denilmektedir.

İlgi (b) yazımız ile İçişleri Bakanlığı ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine de iletilen ilgi (a) Başkanlığımız Genelgesinin (6) nolu bölümünde; 03.04.2012 tarihinden itibaren yapı ruhsatı düzenlemeye yetkili idarelerce ruhsat sürecinin kısaltılabilmesi adına; proje müellifleri, fenni mesuller veya yapı denetim kuruluşunun denetçi mimar ve mühendisleri için daha önceki mevzuatta da zorunlu olmayan meslek odası incelemesi, vizesi vb. işlemler yapılmayacak, ayrıca bu doğrultuda sicil durum belgesi istenmeyecek ve projelerin meslek odasınca vizelenmesi talep edilmeyecek, mimar ve mühendislerden Yönetmelik eki taahhütname istenecektir. Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin ilgili kurumunca onaylanması haricinde, projeler ruhsat düzenlemeye yetkili idare onayı ve proje müellifinin imza ve parafı dışında, mevzuat uyarınca da zorunluluk arz etmediğinden meslek odaları dahil hiçbir kurum veya kuruluşça inceleme yapılmayacak ve vizelenmeyecektir.”,

Anılan Genelgenin (7) nolu bölümünde; “Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin birer örneği ve bir önceki ayda yapılan işlemlere ilişkin bilgiler, incelenmek ve üye kısıtlılığının olup olmadığı hakkında ilgili idareye bilgi verilmek üzere her ayın ilk haftası ilgili meslek odalarına liste halinde topluca bildirilecektir. Üyelerin mesleği uygulamada kısıtlılıklarının idareye bildirilmesinde sorumluluk meslek odalarına aittir.”,

Aynı Genelgenin (8) nolu bölümünde; “Yapı ruhsatı düzenlemeye yetkili idarelerce, 14,04 2012 tarihinden itibaren meslek adamlarından oda kayıt belgesi talep edilmeyecektir.”, denilmektedir

Özetle, proje müellifleri ve fenni mesuliyet üstlenen meslek mensuplarının bu işleri üstlendiklerine ve mesleği uygulamada kısıtlılık içinde olmadıklarına dair taahhütnamelerini, fenni mesuliyet üstlenilen işin adı ile fenni mesulün üzerinde bulunan fenni mesuliyete ilişkin inşaat alanını (m2) belirtir belgeyi ruhsat düzenlemeye yetkili idareye vermeleri, bu meslek mensuplarının mesleği uygulamada kısıtlılığının; ruhsat vermeye yetkili idarece iletilecek yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinleri ve ilgili bilgiler üzerinden ilgili meslek odasınca incelenmesi ve mesleği uygulamada kısıtlılığın tespiti halinde ilgili meslek odasınca ruhsat vermeye yetkili idareye bildirimde bulunulması gerekmektedir.

Uygulamanın yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ve açıklamalarımız kapsamında gerçekleştirilmesi gerektiği hususunda;

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.

Bülent ERCAN

Bakan a.

Genel Müdür V.

 

Yazıldı Güncel Mevzuat
Onceki Sayfa ← Sonraki Sayfa →

Son Yazılar

  • Sayıştay Daire Kararları
  • İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Yönetmelik Değişikliği
  • İmar Kanunu Değişiklik Taslağı (TBMM Komisyonlarında Görüşülen..)
  • 2020 Yiyecek Yardımı Tebliği
  • Tahsilat Genel Tebliği

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Arşivler

  • Şubat 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Eylül 2019
  • Temmuz 2019
  • Haziran 2019
  • Mayıs 2019
  • Nisan 2019
  • Mart 2019
  • Ocak 2019
  • Aralık 2018
  • Kasım 2018
  • Ekim 2018
  • Eylül 2018
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2018
  • Haziran 2018
  • Mayıs 2018
  • Nisan 2018
  • Mart 2018
  • Şubat 2018
  • Ocak 2018
  • Aralık 2017
  • Kasım 2017
  • Ekim 2017
  • Eylül 2017
  • Ağustos 2017
  • Temmuz 2017
  • Haziran 2017
  • Mayıs 2017
  • Nisan 2017
  • Mart 2017
  • Şubat 2017
  • Ocak 2017
  • Aralık 2016
  • Kasım 2016
  • Ekim 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Mayıs 2016
  • Nisan 2016
  • Mart 2016
  • Şubat 2016
  • Ocak 2016
  • Aralık 2015
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Ağustos 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Temmuz 2014
  • Haziran 2014
  • Mayıs 2014
  • Nisan 2014
  • Mart 2014
  • Şubat 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Temmuz 2013
  • Haziran 2013
  • Mayıs 2013
  • Nisan 2013
  • Mart 2013
  • Şubat 2013
  • Ocak 2013
  • Aralık 2012
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Eylül 2012
  • Ağustos 2012
  • Temmuz 2012
  • Haziran 2012
  • Mayıs 2012
  • Nisan 2012
  • Mart 2012

Kategoriler

  • Duyurular
  • Güncel Mevzuat
  • Kategori Dışı
  • Makale ve Görüşler
  • Pratik Bilgiler
  • Seminerler
  • Soru / Cevap
  • Sunumlar
  • Yargı Kararları
  • Yayınlarımız